DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 - Son Dakika
Güncel

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

15 TEMMUZ ŞEHİT AİLELERİNDEN BARIŞ PINARI HAREKATI'NA DESTEKHaber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İsa ALMAÇAYIR-İSTANBUL-DHA15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların aileleri ve gaziler, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki Şehitler Makamı'nda bir araya gelerek Barış Pınarı Harekatı'nda mücadele eden...

17.10.2019 14:18
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

15 TEMMUZ ŞEHİT AİLELERİNDEN BARIŞ PINARI HAREKATI'NA DESTEK

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İsa ALMAÇAYIR-İSTANBUL-DHA

15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların aileleri ve gaziler, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki Şehitler Makamı'nda bir araya gelerek Barış Pınarı Harekatı'nda mücadele eden Mehmetçik için dua edip, selam gönderdi.

15 Temmuz Derneği tarafından Barış Pınarı Harekatı'na destek olmak için 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki Şehitler Makamı'nda program düzenlendi. Programa şehit yakınları ve gaziler katıldı. Burada konuşan 15 Temmuz Derneği Kadın Komisyonu Başkanı ve 15 Temmuz Şehidi Prof. Dr. İlhan Varank'ın ablası Ayşe Arslantürk, "Çok şükür ki yine o gece millet olarak meydanlara akıp bu hayasızca akını durdurduk. 15 Temmuz'dan sonra peygamber ocağı dediğimiz ordumuzun içinde yuvalanan teröristler mahkemelerde hesap verdi. Ordumuz hainlerden temizlenmeye başladı. ve üç yıl sonra bugün yine milletimizin bölünmez bütünlüğü, vatanımızın terörden korunması için Barış Pınarı Harekatı başlatıldı. 9 Ekim'de Fırat'ın doğusunda başlayan operasyonla pek çok terörist etkisiz hale getirildi. Ancak teröristlerin saldırıları sonucu sivil ve asker şehitlerimiz de oldu. Şehitlerimizin yakınlarının ne yaşadığını en iyi biz biliyoruz. Ocaklarına düşen ateşi söndüremesek de dualarımızla şehit ailelerimizin yanındayız" dedi.

"15 TEMMUZ'DA ARINDIRDIĞIMIZ PINAR ŞİMDİ BARIŞA AKIYOR"Arslantürk, "Teröre terör demeyen, ambargodan, yaptırımdan bahseden bu ülkeleri 15 Temmuz'dan biliyoruz. Söz konusu Türkiye olunca demokrasi anlayışlarını askıya alıp darbeden, terörden yana tavır koyanlara en güzel cevabı 15 Temmuz'da verdiğimiz gibi bugün de Barış Pınarı Harekatı ile vereceğiz inşallah. Operasyon başladığında şunu bir kez daha çok net gördük ki FETÖ'sü, PYD'si PKK'sı DEAŞ'ı aynı safta buluştu. Firari FETÖ'cüler PKK'ya selam duran açıklamalar yaptı, yapıyor. YPG üç gün öncesine kadar savaştığını iddia ettiği DEAŞ'lıları hapishanelerden çıkarıp serbest bıraktı. Elbette bu zor günleri de birlik ve beraberlik içinde durarak geride bırakacağız. Dualarımız şu an Suriye'nin kuzeyinde vatanımız için mücadele eden Mehmetçiğimiz'le. Allah hepsini sağ salim ailelerine kavuştursun, ayaklarına taş değdirmesin. Hainlerden arındırılmış ordumuzun sınırlarımız içinde ve dışındaki başarılarına şahit oluyoruz. Elhamdülillah, 15 Temmuz'da arındırdığımız pınar şimdi barışa akıyor" diye konuştu.

GRUP ASKER SELAMI GÖNDERDİŞehitler Anıtı'nda toplanan şehit yakınları ve gaziler basın açıklamasından önce Mehmetçiğe asker selamı gönderdi. Açıklamanın ardından Şehitler Makamı'na geçilerek Barış Pınarı Harekatı'nda teröristlerle mücadele eden Mehmetçik'in zafere ulaşması için dua edildi.

"HEP DUA EDİYORUM TAŞ DEĞMESİN AYAKLARINA"15 Temmuz gazisi Yaşar Parlak, "Bizim kahraman ordumuz 7 düvele karşı savaş veriyor, tüm varlığımızla arkasındayız, destekliyoruz. Bizim Türk milleti asker doğmuştur, asker ölür. Türk ordumuz bu savaştan inşallah muzaffer çıkacaktır" derken, şehit annesi Asiye Yıldız ise, "Hep dua ediyorum taş değmesin ayaklarına, yavrularımız sağ salim gelir inşallah" diye konuştu.

Görüntü Dökümü: -----------------------Toplanan grubun görüntüsü-Basın açıklaması-Grubun asker selamı vermesi-Kuran okunması-Dua edilmesi-Grup üyeleri ile röp-Genel ve detay görüntüler

===========================

2- PATLAK LASTİKLE KİLOMETRELERCE SÜREN KAÇAK GÖÇMEN TAKİBİ

- Edirne'de başlayan kovalamaca Silivri'de son buldu

- Jandarma aracının içi kaçak göçmen dolu minibüsü kovaladığı anlar kameraya yansıdı.

- Kaçak göçmenlerin bulunduğu minibüsün tekeri patladı, sürücü jant üzerinde kaçmaya devam etti.

Haber-Kamera: Alparslan ERMİŞ/ İSTANBUL, Edirne'de jandarmanın dur ihtarına uymayan minibüs sürücüsü ile jandarma ekipleri arasında yaşanan kovalamaca Silivri'ye kadar sürdü. Yaklaşık 170 kilometre süren kovalamacada jandarmanın önüne geçerek durdurduğu minibüsün sürücüsü yaya olarak kaçmaya çalıştı. Sürücü tarlada kıskıvrak yakalanırken, minibüsün içinde 18 kaçak göçmen çıktı. Jandarma ekiplerinin Edirne'de şüphe üzerine durdurmak istediği 34 YJ 6104 plakalı minibüsün sürücüsü, 'dur' ihtarlarına uymayarak kaçmaya başladı. Edirne- Kırklareli Otoyolu Hasköy mevkiinde jandarma ekiplerinin yanından hızla geçen minibüsü, ekipler takip etmeye başladı. Minibüs şoförü yaklaşık 2 saat boyunca jandarma ekiplerini peşine takarak İstanbul yönünde kaçmaya devam etti. Saat 22.00 sıralarında Silivri Kavaklı Mevkii'nde lastiği patlayan minibüs kaçmaya devam etti. Bir süre sonra önüne geçen jandarma aracına da çarparak duran minibüsün şoförü yaya olarak kaçmaya çalıştı. Jandarmalar tarlada kaçmaya çalışan sürücüyü kıskıvrak yakaladı. Kazada 2 uzman erbaş hafif şekilde yaralandı. Yaklaşık 170 kilometre kaçan minibüsün içinden 18 Afgan uyruklu kaçak göçmen çıktı. Yaralı 2 jandarma uzman erbaş hastanedeki tedavilerinin ardından taburcu edildi.

3 AYRI SUÇTAN ARANIYORDUMinibüs şoförü Yunus E. ile birlikte 18 kaçak göçmen gözaltına alınarak Edirne İl Jandarma Komutanlığı'na götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

KOVALAMACA ARAÇ KAMERASINDA Kovalamaca anları jandarma aracının kamerasına yansıdı. Görüntülerde jant üzerinde kaçmaya devam eden minibüs görülüyor.

Görüntü dökümü: ------------------ARAÇ KAMERA GÖRÜNTÜSÜ-Minibüsün patlak tekerle jant üstünde ilerlemesi-Yaşanan kovalamaca-Genel ve detaylar(AKTÜEL GÖRÜNTÜ)-Minibüsün kaldırılma çalışması-Ekiplerin çalışması-Minibüsün içinde Afganların fotoğrafı -Genel ve detaylar

======================

3- (operasyon görüntüleriyle)  İSTANBUL'DA "KİMLİĞİ GETİR, DAİREYİ GÖTÜR" SLOGANIYLA 100 MİLYON LİRALIK DOLANDIRICILIK:  30 GÖZALTI

Ali AKSOYER-Buse PEHLİVAN/İSTANBUL BEYLİKDÜZÜ ve Esenyurt'ta kurdukları emlak ofislerinde vatandaşları emlak satma bahanesiyle120 kişiden  yaklaşık 150 milyon lira dolandırdığı öne sürülen şebeke çökertildi. 6 ilçede yapılan eş zamanlı operasyonda 8'i kadın 30 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 17'sinin şebekenin yönetici kadrosunda olduğu, 5 ay süren teknik takip sırasında yakalanan şüphelilerin radyolara "Kimliğini getir tapuyu götür" sloganıyla ilanlar verdikleri belirlendi. Şüpheliler Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilirken dolandırıcılık iddialarını kabul etmeyip "Biz binlerce kişiye tapu verdik. Dolandırıcılık yapmadık." dediler.

5 AY BOYUNCA İZLENDİLERAsayiş Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından çok sayıda kişinin ev alırken dolandırıldıkları yönündeki şikayetler üzerine soruşturma başlatıldı. Yankesicilik Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından 5 ay önce savcılık talimatıyla başlatılan soruşturmada teknik ve fiziki takip yapıldı.

YÖNTEMLERİ ORTAYA ÇIKARILDIYapılan çalışmalar sonucu 4 farklı grup halinde çalışan emlak dolandırıcılarının izledikleri yöntemler de ortaya çıkarıldı. Şüphelilerin radyo ilanları verdikleri "Kimliğini getir tapuyu götür" sloganıyla kendilerine müşteri aradıkları öğrenildi. Mağdurlarına deniz kenarında arsa gösteren şüphelilerin, gerçekte dağ başında yerler sattıkları, kendilerinin olmayan daireler için kapora alarak, türlü sebeplerle alıcının satıştan vazgeçmesini sağlayarak paralara el koydukları öğrenildi.

EV SAHİBİ KILIGINA GİRMİŞLERYankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından yapılan çalışmalarda şüphelilerin bazı olaylarda kendilerinin olmayan daireleri alıcılara gösterdikleri, bazı çete üyelerinin bu sırada ev gibi pazarlığa girdiği öğrenildi. Gelen müşterinin sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kılık kıyafetler giydikleri, konuşma ve davranışlarını buna göre ayarladıkları öğrenilen şüphelilerin mağdurları "Daire 800 bin liradan fazla ediyor. Ancak paraya ihtiyacımız var. Bugün 150 bin lira getirirseniz 500 bin liraya daireyi satacağız." diyerek kandırdıkları belirlendi.  Şüphelilerin parayı aldıktan sonra tapu işlemleri sırasında gerçek ortaya çıkmadan ortadan kayboldukları belirlendi.

LÜKS OFİSLER AÇMIŞLARŞebekenin inşaat ve emlak firması görünümünde bürolar açarak lüks bir şekilde döşeyerek müşterilerine orta kat bir daire gösterip, bahçe katının tapusunu verdikleri, sahte belgelerle ipotekli daireleri sattıkları, arsa olarak gösterdikleri aslında tarla olan yerlerin satışını yaptıkları, kapora dolandırıcılığı suçlarını işledikleri belirlendi.

ORGANİZE BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMIŞLARÖte yandan teknik ve fiziki takipler sırasında dolandırıcılık yapan 4 grubun dolandırıcılıkları organize bir şekilde yaptıkları, grupların organize suç örgütleri yapılanmasına sahip oldukları, iş bölümü ve hiyerarşik yapılanma içinde oldukları  tespit edildi.

33 ADRESE EŞ ZAMANLI BASKIN YAPILDIPolis gerekli delillerin toplanmasını ardından bu sabaha karşı çete üyelerine karşı operasyon başlattı. Polis daha önceden belirlediği Esenyurt ilçesinde 24, Avcılar ilçesinde 4, Küçükçekmece ilçesinde 2, Beylikdüzü, Başakşehir ve Arnavutköy ilçelerinde birer adres olmak üzere toplam 33 adrese eş zamanlı baskın yaptı.  32 hedef kişinin yakalanması için yapılan çalışmalarda 8'i kadın 22'si erkek toplam 30 kişi gözaltına alındı. 2 kişinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

Baskın yapılan evlerde 20 adet emlak tapusu, 40 adet çek ve senet, 35 adet cep telefonu, çok sayıda bilgisayar belleği, çok sayıda taşınmaz gayrimenkul satış sözleşmesi ile mağdurların  isimlerinin ve dolandırmayla elde edilen paraların yazılı olduğu notlar ele geçirildiği belirtildi.

ŞÜPHELİLER "BİZ DOLANDIRICI DEĞİLİZ Yankesicilik ve Dolandırıcılık Şube müdürlüğü ekipleri şüphelilerin 120 mağdurdan yaklaşık 150 milyon liralık dolandırıcılık yaptıklarını belirledi. Sorgulanmak üzere Asayiş şube müdürlüğüne getirilen şüpheler "Biz kimseyi dolandırmadık. Binlerce tapu dağıttık." dediler.  Şüphelilerin sorgusuna Asayiş Şube Müdürlüğünde devam ediliyor.

Görüntü dökümü: ----------------Polis kamerası-Basılan emlak ofisi-Polisin arama yapması-Şüphelilerin görüntüleri

===================================

4- KAÇAK SURİYELİLERİN İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜNE BAŞVURU SÜRESİ BAŞLADI

Çağatay KENARLI İSTANBUL, - İSTANBUL'da ikamet izni olmayan Suriyelilerin, kayıtlı oldukları illere gönderilme işlemi için başvuru süreci başladı.Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce, İstanbul'da ikamet izni olmayan Suriyelilerden, kayıtlı oldukları illere gönderilme işlemi için 17 Ekim'den itibaren randevu almaları istendi.Randevu alan Suriyeliler sabah saatlerinden itibaren işlemlerini yaptırmak için Fatih'te bulunan İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne gelmeye başladı. İşlemlerini tamamlayan Suriyeliler kayıtlı bulundukları illere gönderilecek. İstanbul'da kayıtlı olmayan Suriyelilere kentten ayrılmaları için tanınan süre ise 30 Ekim'de sona eriyor. Görüntü Dökümü-------Göç idaresinden görüntü -Göç idaresine gelen ve gidenlerin görüntüsü-Göç idaresi binası önünde bekleyen kişilerden görüntü-Genel ve detaylar =======================

5- BAKAN PAKDEMİRLİ: SAĞLIKSIZ YEME ALIŞKANLIKLARI, YILDA 2 TRİLYON DOLAR MALİYETİYLE HÜKÜMETLERİN ÜZERİNDE BÜYÜK BİR YÜK OLUŞTURUYOR

Haber-Kamera: Elif YAVUZ-Harun UYANIK/İSTANBUL,İstanbul'da '5'nci Sürdürülebilir Gıda Zirvesi' düzenlendi. 'Gıda Sektöründe Değişim' teması ile Sürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİŞ) iş birliğinde, Tarım Orman Bakanlığı ve BM Gıda ve Tarım Örgütü-FAO tarafından düzenlenen zirveye Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de katıldı. Zirvenin açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, açlık, israf ve sağlıksız beslenme konularına değindi. Pakdemirli, "Dünya Gıda Günü kapsamında her yıl, açlık, açlıkla mücadele, yetersiz beslenme, kaynakların paylaşımı gündeme gelmekte her insanın yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik bakımdan sürekli erişebilme hakları değerlendirilmektedir. Örneğin ABD'de yaşayan bir çocukla, Kenya'da yaşayan bir çocuk arasında, yaşam kalitesi açısından onlarca yıl, yüzlerce fark bulunmaktadır. Birinin yemediği ekmekler ve tenezzül etmediği yemekler çöpe atılırken, diğeri bir dilim ekmeğe, bir yudum temiz suya ulaşamadan ve çoğu zaman yaşını bile dolduramadan hayatını kaybetmektedir. Bunun yanı sıra dünyada önemli ölçüde açlık ve obezite sorunu olmasına rağmen bir yandan da, üretilen gıdanın, her yıl üçte biri kaybedilmekte ya da israf edilmektedir" dedi.

"TÜRKİYE'DE 3 KİŞİDEN 1'İ OBEZ"Bakan Pakdemirli sağlıksız beslenme sorunları sebebiyle yılda 2 trilyon doların harcandığını belirterek, "Diğer taraftan da beslenme bozukluğu ya da sağlıksız beslenme kaynaklı, sonu ölüme varan hastalıklarla karşı karşıya kalmamız, bu sorunun bir başka boyutu olarak karşımızda öylece durmaktadır dolayısıyla, bugün gündemimizde sadece açlık yok yiyen fakat sağlıklı beslenmeyenler de var. Yani yetersiz beslenme ve obezite de bugün önemli küresel sorunlar arasında yer almaktadır. 800 milyon insan açlıkla karşı karşıya iken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu yaşamaktadır.  Öyle ki sağlıksız beslenme; dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklarda ölümlere sebep olan risk faktörlerinin başında gelmekte ve dünya çapındaki her beş ölümden biriyle ilişkilendirilmektedir. Mesela sağlıksız yeme alışkanlıkları, yılda 2 trilyon ABD dolarına yaklaşan maliyetiyle hükümetlerin sağlığa ayırdıkları kaynak, bütçelerinin üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Türkiye'ye baktığımızda da, diğer dünya ülkeleri gibi maalesef, ülkemizin de obez nüfus barındırması açısından ilk 10'a girdiğini görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye'de her 3 kişiden 1'i obez olarak belirlenmiştir ki bu tehlike çanları çalıyor, demektir. Bu gidişe dur demek için, 39. Dünya Gıda Günü vesilesiyle farkındalık oluşturmak niyetindeyiz" diye konuştu.Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü: Bakanlık olarak 2030'a kadar açlığa son verme hedeflerimiz var. Bunun için de gerekli çalışmaları yapıyoruz. Sağlıklı beslenmenin de önemine dikkat çekeceğiz. Bu amaçla bakanlık olarak bütün planlarımızı, kriz yönetimi yerine, risk yönetimi esasına dayanarak hazırlıyoruz. Bazı şeylerin kıymeti, yokluğunda yahut kıtlığında ortaya çıkıyor, muhakkak hepimiz bunun bilincindeyiz."

Tarım ve Orman Bakanlığı ile FAO Türkiye arasında gıda ve tarım ortaklık 2. Dönemi çerçevesinde hazırlıkları tamamlanan 4 projenin de imzaları atıldı. Zirvede, Altıparmak A.Ş, Çiftçi Ramazan Özdemir, Çiftçi Fatma Andaç ve AFAD'a sürdürülebilir gıdaya ve açlıkla mücadeleye katkılarından dolayı Dünya Gıda Ödülü verildi.

Görüntü Dökümü: -------------------Bakan Bekir Pakdemirli konuşmaları-Ödül alanlar-Zirveden detaylar-Genel ve detaylar

=========================

6- KILIÇDAROĞLU, ALİ TOPUZ VE ORHAN BİRGİT İÇİN DÜZENLENEN TÖRENE KATILDI

Gülseli KENARLI - İdris TİFTİKCİ/ İSTANBUL, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden eski bakanlar Ali Topuz ile Orhan Birgit için Kadıköy Süreyya Operası'nda düzenlenen törene katıldı.  Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada, "Onlara CHP'ye ve Türkiye demokrasisine verdikleri eşsiz katkılar nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Onlar, ömürlerini yaşadıkları ülkeye ve bu ülkenin güzel insanlarına adadılar" dediler.Eski CHP Milletvekili, İmar ve İskan, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı görevlerinde bulunan Ali Topuz ile  Eski Turizm Bakanı, gazeteci yazar, Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Orhan Birgit için düzenlenen törene Ali Topuz'un oğlu Serdar Topuz, Birgit'in eşi Gülsen Birgit, kızı Burcu Topal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Onursal Adıgüzel, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Başkanvekili Levent Gök, eski başbakan yardımcılarından Murat Karayalçın, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzeçebi ve yakınları katıldı.

TEK AMAÇLARI MEMLEKETE HİZMET ETMEKTİAli Topuz ve Orhan Birgit'in özgeçmişlerinin okunduğu törende konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Orhan Birgit ve Ali Topuz'un 100. yılına yaklaşan Cumhuriyet'le özdeş bir hayat yaşadığını, çocukluklarının, Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı bir dönemde geçtiğini söyledi.Kılıçdaroğlu, "Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve arkadaşlarıyla birlikte büyüttüğü Cumhuriyet'in temel değerleriyle barışık bir kuşağın mensupları olarak büyüdüler. Orhan Birgit hukukçu bir gazeteci, Ali Topuz ise bir mimar olarak mesleklerinin seçkin birer üyesiyken, Türkiye'ye hizmetin yolu olarak siyasete atılmayı seçtiler. Tek bir amaçları vardı, pek çok siyaset arkadaşları gibi 'memleketin halini düzeltmek'. Onlar tepeden inme birer siyasetçi olmadılar. Siyasi yolculukları, ilçe örgütü üyeliğinden başlayıp il yöneticiliğine kadar uzanan zorlu bir yolculuktu. Her ikisi de CHP'nin en alt seviyesindeki örgütlerinden adım adım en üste doğru yürüdüler" dedi.

"KONUŞMAMIZ GEREKEN EN ÖNEMLİ KONU""Birinci Ecevit Hükümeti olarak adlandırılan 37. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde Sayın Birgit Turizm ve Tanıtma bakanı, Sayın Topuz ise imar ve iskan bakanı olarak görev aldı. Bu vesileyle bir başka değerli ismi de saygıyla anmamız gerek. Eski Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal da 36 yaşında maliye bakanı olarak bu hükümette zor bir görev üstlendi."diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: " Bu hükümet, Sayın Necmettin Erbakan'ın genel başkanlığını yaptığı Milli Selamet Partisi ile kurulmuş bir koalisyon hükümetiydi. CHP-MSP koalisyonu, her türlü yaptırıma rağmen Kıbrıs Barış Harekatı'nı başaran, ABD'nin baskısıyla getirilen afyon yasağını kaldıran bir hükümetti. Ancak 6 Ocak 1974'te kurulan CHP-MSP hükümetinin çok daha önemli özelliği, bugünlerde değerini çok daha iyi anladığımız birlikteliğin ilk deneyimi olmasıdır. Uzun yıllar boyunca birbirleriyle zıt görüşleri savunan iki partinin kurduğu koalisyonu, 37. Hükümet'in Başbakanı merhum Bülent Ecevit, hükümet programını sunuş konuşmasında şu sözlerle tanımlıyor: 'Demokrasiyi benimsemiş bir toplumda geçerli olan birlik, mutlaka düşüncelerde ve çözümlerde birleşmekte değil, düşüncelerdeki ve çözümlerdeki ayrılıklara rağmen milletin mutluluğu, ülkenin esenliği ve demokrasinin bütün kurallarıyla ve özgürlükleriyle işlerliği için iyi niyetleri ve çabaları uyumlu kılmakla sağlanan birliktir' Ecevit şöyle devam ediyordu;  'iyi işleyen bir demokraside düşünce ayrılıkları, toplumu kargaşalığa, iç düşmanlığa, bunalımlara sürüklemez; tam tersine toplum yaşamını zenginleştirir, toplum yapısına canlılık kazandırır, her alanda gelişmeyi ve ilerlemeyi hızlandırır, devleti zayıflatmaz güçlendirir, milleti bölmez bütünleştirir' Sayın Birgit ve Sayın Topuz'un huzurunda konuşmamız gereken en önemli konu bence budur."

"ONLAR, ÖMÜRLERİNİ YAŞADIKLARI ÜLKEYE VE BU ÜLKENİN GÜZEL İNSANLARINA ADADILAR"Kılıçdaroğlu, "Her iki partinin düşüncelerdeki ayrılığına rağmen ortak bir hükümet kurmalarının taşıdığı anlam, günümüz Türkiyesinin de en temel sorunlarının çözümüne dair ihtiyacını duyduğumuz bir reçetedir." dedi. Kılıçdaroğlu, " Çünkü CHP ve MSP, merhum Ecevit'in de vurguladığı üzere düşüncelerdeki ayrılığa rağmen demokrasinin kökleşmesi amacıyla onlar bir araya geldi ve bir arada görev yaptılar. O gün olduğu gibi bugün de ülkemizin en temel ihtiyacı, ileri düzeyde demokratik özgürlüklerdir ve bu özgürlükleri sağlayacağımız birlikteliklerdir. Bu birliktelik, gerçek anlamda bir adalet ve huzur döneminin başlangıcı olacaktır, ki bu birlikteliğin neleri başarabileceğini, 31 Mart'ta gösterdik. Sayın Birgit ve Sayın Topuz'un bu başarıyı görmüş olmaları nedeniyle mutluyum. Martın sonunda gelen baharla birlikte her şeyin nasıl güzelleştiğine, onlar da şahit oldular. Uzun yıllara yayılan siyaset hayatlarının son döneminde, geçmişte yaşadıkları başarılarıyla özdeş bir başarının şahitleri olarak aramızdan ayrılıyorlar. Onlara CHP'ye ve Türkiye demokrasisine verdikleri eşsiz katkılar nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Onlar, ömürlerini yaşadıkları ülkeye ve bu ülkenin güzel insanlarına adadılar. Onlara bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet, ruhları şadolsun" diye konuştu.

"BİZİM EVİMİZDE FARKLI BİR KİMLİĞİ DAHA VARDI, BABA KİMLİĞİ""Ali Topuz'un siyasi kimliği dışında, bizim evimizde farklı bir kimliği daha vardı, baba kimliği. Ancak diğer ailelerdekinden değişik bir babaydı.  O her şeyden önce CHP'li bir babaydı yani CHP'nin tüm benliğini hisseden bir babaydı" diyen oğlu Serdar Topuz da şunları söyledi: "Yaşamı boyunca partinin ilkelerine bağlı kalan, ülkesi için daima aydınlık ve demokratik bir geleceği hedefleyen hiç durmadan çalışan, üreten bir baba. Ulu önder Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlık ve bilimsellik onun iki ana düsturuydu. Biz çocuklarına ve torunlarına bıraktığı en önemli mirastır. Babam Ali Topuz ilerlemiş yaşına rağmen bütün enerjisini kullanarak geç saatlere hatta pek çok zaman sabaha kadar çalışır, araştırır üretir ve insanın, insan olanın toplumsal sorumluluğu hakkında hepimize örnek olurdu. Ondan çok şey öğrendik.  Bilginin değerini, ilgi göstermenin kazandırdıklarını, hayata sevgiyle bakmayı, dürüst ve adil olmanın insanlık gereği olduğunu, paylaşmayı, kucaklamayı öğrendik. Şimdi bize düşenin bu doğrultuda ilerlemek olduğu bilinciyle huzurunuzda babama sonsuz teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyorum. Bugün Ali Topuz ile birlikte uğurlamakta olduğumuz çok değerli siyasetçi Sayın Orhan Birgit için de birkaç söz söylemek istiyorum. Orhan Bey ile babamın yakın dostlukları vardı. Babamın hastalığı boyunca her gün telefon eder ve durumu hakkında bilgi alırdı. Vefat ettiği gün dahi iki kez aramış ve cenaze töreni için düşüncelerini bildirmiştir. Kader bu iki dostun yolunu son yolculuklarında da birleştirdi. Her ikisi de huzur içinde uyusunlar."

"SÖZÜN BİTTİĞİ YERİN SIRASININ BANA GELECEĞİNİ HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM"Gülsen Birgit de törende bir konuşma yaparak, "Sözün bittiği yerin sırasının bana geleceğini hiç düşünmemiştim. Sizler için bakan Orhan Birgit'tir, vekil Orhan Birgit'tir, gazeteci Orhan Birgit'tir. O benim eşimdi, arkadaşımdı, sevgilimdi, kocamdı, dostumdu. Bu kalabalığı gördüğünü ve çok mutlu olduğunu biliyorum. O ülkesine, partisine, halka aşık bir insandır. Sevgili Ali Topuz'un cenazesine katılmayı kafasına koymuştu ama bu şekilde yan yana yolcu edilmeyi o da istemişti. Yerleri doldurulamayacak iki duayen sevgili Ali Topuz ve canım eşim Orhan ruhunuz şad olsun, yolunuz ışık olsun" şeklinde konuştu.

"PARTİLERE KİMLİK VEREN, ONLARLA ÖZDEŞ OLAN İSİMLER VAR"TBMM Başkanvekili Levent Gök ise, "Bugün sadece CHP'nin değil, Türk siyasetinin iki dev ismini sonsuzluğa uğurluyoruz, Ali Topuz ve Orhan Birgit.  CHP ailesi olarak bugün tüm Türkiye'de teşkilatlarımız, üyelerimiz büyük bir hüzün içerisinde. Parti kademelerinde yetişen her arkadaşımızın, her partilimizin, kendilerine örnek aldığı iki siyaset duayeni. Partilerin programları var, tüzükleri ve ama bir de partilere kimlik veren, onlarla özdeş olan isimler var. O isimler söylendiği zaman zaten partiyi takip eder. Ali Topuz ve Orhan Birgit'in adının önünde CHP unvanı olmadığı halde herkes bilir ki onlar CHP'lidirö dedi.

Görüntü Dökümü: --------------------Topuz'un konuşmasıBirgit'in konuşmasıLevent Gök'ün konuşmasıKılıçdaroğlu'nun konuşması Detaylar

==================

7- GAZETECİ DENİZ YÜCEL'İN DAVASI MÜTALAA ALINMASI İÇİN SAVCILIĞA GÖNDERİLDİ

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA- ALMAN "Die Welt" gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel'in  "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından yargılandığı davaya devam edildi.  Mahkeme, sanık Yücel'in savunmasının alınmış olduğunu belirterek dosyanın mütalaa alınması için savcılığa gönderilmesine karar verdi.İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Deniz Yücel katılmazken avukatı Veysel Ok yer aldı. Mahkeme başkanı, sanığın savunmasının istinabe yoluyla alındığını belirtti. Bunun üzerine söz verilen sanık avukatı Veysel Ok, "Dosya mütalaa aşamasına gelmiştir. Savcının mütalaasını vermesini bekiyoruz" dedi. Duruşma savcısı mütalaa için dosyanın kendilerine verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi. Duruşma, 13 Şubat'a ertelendi.

18 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYORGazeteci Deniz Yücel, 14 Şubat 2017'de gözaltına alınmış ve 27 Şubat'ta çıkarıldığı mahkeme tarafından, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından tutuklanmıştı. Yaklaşık bir yıldır tutuklu kalan Yücel hakkında savcılık, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından 4 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenlenmişti. İddianameyi kabul eden İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi de 16 Şubat 2018'de Yücel'in tahliyesine karar vermişti. İddianamede, Yücel'in yazdığı yazılarda  FETÖ ve PKK terör örgütlerinin propagandası yaparak halkın bir kesimini diğer bir kesimine yönelik olarak aleni şekilde kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddia ediliyor.

Görüntü  Dökümü: -----------

=====================

8- BEYLİKDÜZÜ'NDE OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI KİŞİ ÖLDÜ

*Kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Haber: Alper KORKMAZ-Serdal ALTINTEPE/İSTANBUL,Beylikdüzü'nde yolun karşısına geçmeye çalışırken otomobilin çarptığı yaya hayatını kaybetti. Kaza anı saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.Kaza sabah saatlerinde Adnan Kahveci Mahallesi Yavuz Sultan Selim Bulvarı'nda meydana geldi. 79 yaşındaki Mihyeddin Bezan'a yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada Melek A. yönetimindeki 34 LT 4696 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrularak adam için olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Bezan'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Otomobil sürücüsü Melek A. ise gözaltına alınarak karakola götürüldü. Kaza anı saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.

Görüntülü DökümüKaza anı güvenlik kamera görüntüsü

====================

9- İMAMOĞLU: DÜŞÜK KARBON SALINIMINA GEÇİŞ İÇİN ÇALIŞMALARI BAŞLATTIK

Haber-Kamera: Beyza Nur GÜLER-Buğra BENLİOĞLU/İstanbul,            8. Uluslararası Doğal Gaz Kongresi &Fuarı INGAS 2019'un açılış programında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bu şehrin adil, yaratıcı, aynı zamanda yeşil bir kent olması hususunda vizyonumuzun içerisinde enerji ve çevre konuları çok ama çok öncelikli olacaktır. Bu çerçevede İstanbul'da düşük karbon salınımına geçiş için yeni teknolojilere çok önem vereceğiz. Bu konudaki çalışmalarımızı hızlıca başlattık" dedi."Ortak enerjimiz, ortak geleceğimiz" sloganıyla 17-18 Ekim Tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek 8. Uluslararası Doğalgaz Kongresi & Fuarı INGAS 2019 bugün başladı. Kongrenin açılış programına İBB başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanı sıra Uluslararası Enerji Forumu Genel Sekreteri Dr. Sun Xiansheng, SOCAR Türkiye Doğal gaz dağıtım başkanı Ertan Yıldız, Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER) Başkanı Ömer Cihad Vardan da katıldı. Açılış konuşmalarının ardından İmamoğlu, sektörden temsilcilere plaket takdim etti.

"EVRENSEL DEĞERLER İLE DÜNYADA SÖZ EDİLEN BİR KENT OLMAK İSTİYORUZ"İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptığı konuşmada İstanbul için enerji ve çevre konularının çok önemli olduğunu ifade ederek, "Özellikle İstanbul'umuzun geçmişi ile tarihi ile birçok medeniyete başkentlik yapmış yapısı ile doğası ile bu güzel kentte sizleri ağırlamaktan elbette ki Büyükşehir Belediyesi olarak mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Bu ev sahipliğinin yıllardır yapılması ve bu sektöre yön vermesi dolayısıyla da geçmişten bugüne katkı sunan herkese teşekkür etmek istiyorum. Özellikle İstanbul'un kadim tarihi, hoşgörü kenti olması, fiziki konumu, sahip olduğu ekonomik ve ticari güç ile barındırdığı insan kaynağı çeşitliliği ile, kalitesi ile uluslararası ölçekte bir merkezdir. İstanbul'un bu kimliği, son derece değerlidir. Kıtaları buluşturan İstanbul, tüm sektörün bölgesel ve küresel işbirliği buluşmalarına da kucak açmıştır. Potansiyeli özellikle geliştirmek ve daha iyi seviyelere ulaştırmak çok önemli bir hedefimiz olacaktır. İstanbul'a bunları katarken, elbette evrensel değerler ile dünyada söz edilen bir kent olmak istiyoruz. Bu kimliği ön planda tutarak, bu şehrin adil, yaratıcı, aynı zamanda yeşil bir kent olması hususunda vizyonumuzun içerisinde enerji ve çevre konuları çok ama çok öncelikli olacaktır. Bu çerçevede İstanbul'da düşük karbon salınımına geçiş için yeni teknolojilere çok önem vereceğiz. Bu konudaki çalışmalarımızı hızlıca başlattık" dedi.

"İKLİM EYLEM PLANLARI DÜZENLEMEKTE KARARLIYIZ"İstanbul'u bulunduğu coğrafyada lider şehir yapmak için çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan İmamoğlu, "Başka bir dünya yok. Dünya bir tane. Dünyadaki 7 milyar insanın tek bir yuvası ve tek bir evi var. Çünkü bu tercihlerin iklim krizi ile mücadelede ve bu kapsamda global işbirliği yapmadan çocuklarımızın geleceği için hep birlikte çalışmamız gerektiğinin çok önemli olduğunun altını çizmek isterim. Bilimsel araştırmalar bize, bir yılda trafikte hayatını kaybeden yurttaşlarımızdan daha çok küresel ısınma kaynaklı olaylardan dolayı insanların hayatını kaybettiği istatistiklerini vermekte. Ayrıca giderek daha sıklaşan biçimde, beklenmedik zamanda birçok doğal afeti yaşamaktayız. Başta doğal afet ve seller olmakla beraber. 2019 yılında bile kıyaslandığında, geçmişe nazaran daha fazla sel baskınını ülkemizde yaşamaktayız. Bilimsel çalışmalar ile birlikte, Türkiye'de kirli hava yüzünden hayatını kaybeden insanların fazlalığı, bununla birlikte büyük metropollerde, her zaman insanların yaşamayı tercih ettiği kentlerde yaşamın, ne kadar insanı etkilediğini ve bu anlamda nüfusun geleceğini düşünmenin özellikle yerel yönetimlerin vazgeçilmez bir prensibi olması gerektiğinin de bilincindeyiz. Bu büyük nüfusa daha iyi yaşam koşulları yaratmak için çok büyük sorumluluğumuz var. İstanbul'un yeni yönetimi olarak da şehirde yaşayan herkesin katılımı ile iklim eylem planları düzenlemekte kararlıyız. Küresel iklim değişikliğine neden olan endüstriyel uygulamalar yerine, sürdürülebilir enerji yatırımlarının artırılması ve düşük karbon ekonomisinin sağlanması hususunda çok kararlı hamleler yapacağız. Bu alanda hayata geçirilen projeler İstanbul'u sadece değil ülkemizde, bulunduğumuz coğrafyada İstanbul'u lider şehir yapma hedefini de mutlaka gözetiyoruz. Bugün sizlere ev sahipliği yapan İGDAŞ'ın çalışmaları, bu hedeflerimizin gerçekleşmesinde çok önemli mihenk taşlarından biri olacaktır. Hiç şüphesiz doğal gazın çevreciliği, İstanbul'un hava kalitesinin korunmasında olmazsa olmazlardan birisidir" şeklinde konuştu.

Görüntü dökümü------------------------ -Kongre açılış konuşmalarından detaylar-Dinleyici görüntüleri-İmamoğlu'nun konuşması-Kurdele kesimi-Plaket takdimi-Genel ve detay

=======================

10- KAĞITHANE'DE 6 AY ÖNCE ÇÖKEN BİNANIN ENKAZINDAN ÇIKARILAN ZİYNET EŞYALARI VE PARALAR SAHİBİNE TESLİM EDİLDİ

Haber-Kamera: İSTANBUL, Kağıthane'de 6 ay önce çöken 4 katlı binanın enkazında kalan ziynet eşyaları ve paralar, belediye ekiplerinin tarafından bulundukça sahiplerine teslim ediliyor. 57 yaşındaki Emine Dulkadir'in bulunan ziynet eşyaları ve parası da kendisine teslim edildi. Yahya Kemal Mahallesi, Akıncı Sokak üzerinde 22 Nisan'da istinat duvarının yıkılmasıyla burada bulunan 4 katlı bina çökmüştü. Çöken binada bazı daire sakinlerinin eşyaları enkazın altında almıştı. Enkaz altında, paralarının ve altınlarının olduğunu belirten 57 yaşındaki Emine Dulkadir'in ziynet eşyaları ve parası enkaz kaldırma çalışmalarında bulundu. Bulunan para ve altınlar Emine Dulkadir'e verildi.

Görüntü dökümü: ---------------Enkazdan görüntü-Bulunan altın ve paraların yetkililerin sayması-ARŞİV-Binanın yıkılması

-Binanın havadan görüntüleri


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement