CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin sözde Orta Doğu barış planına ilişkin, "Filistin davasına sahip çıkmak bir insanlık onurudur. Milli Kurtuluş Savaşı'nı veren bir devletin onurudur. Alınan karar dolayısıyla üzgünüz ve asla doğru bulmuyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, deprem bölgesinde bulunan binaların depreme dayanıklı inşa edilmesi gerektiğine, Japonya'da Türkiye'den daha şiddetli depremlerin meydana gelmesine rağmen insanların burnunun kanamadığına işaret etti.
Ziyaretleri sırasında, Elazığ ve Malatya'daki depremde binaları çöken ve ölen vatandaşların yüzde 99,9'unun ekonomik durumunun kötü olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, deprem için toplanan vergilerle depreme dayanıklı binalar yapılması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deprem vergilerine yönelik açıklamalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Cevap veriyor Beyefendi; 'Açıklamaya gerek yok.' Öyle bir cümlesi var. 'Bay Kemal'e mi anlatacağız bunları?' Hayır efendim, bana değil, ben senin ne yaptığını çok iyi biliyorum. Sen vatandaşın sorusuna cevap vereceksin, 82 milyon soruyor?" ifadelerini kullandı.
Hükümetin Van depremine yönelik yaptığı çalışmalarına ilişkin de Kılıçdaroğlu, "Biliyorum Van'da yaptıklarını, bilmez olur muyum, 604 ölü var Van'da." sözlerini sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ ve Malatya depreminde olduğu gibi Van depremi sonrasında da ile ziyarette bulunduğunu ve olayları detaylı gözlemlediğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önlemi 604 kişi öldükten sonra aldın. 604 kişi ölmeden önce alacaktın. Doğru harcama yaptın, evler yaptın. Ama 100 metrekarelik evi 75 bin liraya sattın. Vergiyi aldın. 'Depreme dayanıklı konutlar yapacağım.' dedin eyvallah. O konutları yapmadın, deprem oldu, 604 kişi öldü. Bana cevap veriyorsun '20 katrilyon lira para harcadım.' Daha fazlasını da Vanlılardan aldın, bunu Vanlıların hepsi biliyorlar." deprem oldu insanlar öldü. Harcadın ama daha fazlasını Vanlılardan aldın."
"Deprem bölgesinde tek Kızılay çadırı görmedim"
Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşların Elazığ ve Malatya'nın afet bölgesi ilan edilmesine yönelik talebinin partisine mensup bir milletvekili tarafından TBMM Genel Kuruluna getirileceğini söyledi.
Buna yönelik iktidardan cevap beklerken MHP'den olumsuz bir tepki aldıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "O bizim derdimiz değil. Bizim derdimiz vatandaşın sorununu nasıl çözeceğiz. Yoksa oy vermişsin vermemişsin, millet görecek zaten onu." dedi.
Siyasette samimiyetin, dilin ve kalbin aynı şeyleri dillendirmesiyle mümkün olabileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, parti olarak kendilerinin samimi olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, önceki dönemlerde meydana gelen afetlerde Kızılayın çok önemli bir kurum olarak devreye girdiğini anımsatarak, öğrenciyken Kızılay kumbarasıyla bağış topladıklarını anlattı.
Kızılayın 152 yıllık ve köklü bir kurum olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, Elazığ ve Malatya'da, deprem bölgesinde bir tek Kızılay çadırı görmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İnsani bir kurumdur, gönüllülerin çalıştığı bir kurumdur. Fakirin fukaranın derdine çözüm üreten bir kurumdur. Garip gurebaya sahip çıkacak kurumdur Kızılay. Kızılayın özelliği budur. Zor günümüzde yanımızda olur. Kızılay, Yeşilay ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Üçü de sosyal devletin ana omurgasını oluşturur. Bunların içinde en büyüğü Kızılay. Bugüne kadar Kızılay olabildiğince sıcak siyasetin dışında kaldı, bugün sıcak siyasetin göbeğinde. Nasıl üzülmez, nasıl hayıflanmazsınız? 152 yıllık bir kurum bu hale mi düşmeliydi Allah aşkına, söyleyin. Yazıktır günahtır, emeğe, tarihe yazıktır, günahtır. Türkiye'ye yazıktır günahtır."
"Paravan kuruluş"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Kızılay'ın Türkiye genelinde şube sayısını 750'den 153'e indirdiğini belirterek, "Kızılay'ın yüzlerce binlerce taşınmazı var. Kızılay, İstanbul'da tarihi bir yer buluyor, orayı kiralıyor. Beyefendiler rahat etmiyorlar, güzel yerlerde yaşamak istiyor. Dolar bazında kiralıyorlar. Eleştiri gelince vazgeçiyorlar. Binanın sahibi 'Tarihi bir yer, perişan ettiniz, kiraladınız benim hakkım var.' diyor. 'Al 100 bin doları sesini kes.' diyorlar. Kızılay bu mudur? Gönüllü hizmet kuruluşudur, yöneticilerin de gönüllü olması gerekiyor. Yöneticilerin astronomik aylık alıyorsa iş gönüllülükten çıkıyor. Lüks arabalar, yüksek maaşlar ve bunun adı Kızılay. Fakire fukaraya yararlı olacak, kaynaklar varlıklılara gidiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Başkentgaz'ın Kızılay üzerinden bir vakfa bağışta bulunmasını eleştirerek, Kızılay'ın bu olayda "paravan kuruluş" olarak kullanıldığını savundu.
Bağış alan bir kurum olan Kızılayın başka bir kuruma neden bağış yaptığını soran Kılıçdaroğlu, Kızılayın kendisinin yurt yapabileceğine dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, "Manhattan adasında yurt yapıyorlar. Amerika'nın en pahalı yeri. Kiraların metrekaresi 5-10 bin dolar. Yurtta öğrenciler kalacakmış. Yurtta öğrenciler mi kalacak yoksa saray yandaşları orada kendi geleceklerini garanti altına mı alacak?" şeklinde konuştu.
Bu yıl Türkiye'de 60 bin öğrencinin Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda yer bulamadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sen bırakmışsın Türkiye'de yurdu, Amerika'da yurt yapacaksın. Amerika'daki temsilcimiz bu konuyu araştırıyor; gerçekten bu TÜRKEN Vakfına TÜRGEV aracılığıyla böyle bir para geldi mi? Böyle bir para şimdilik görünmüyor ama izleyeceğiz. Fakir fukara, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için izleyeceğiz. Yazıktır günahtır. Kızılay denilen bir kuruluş, nasıl paravan olur? Vergi kaçırmaya paravan Kızılay. Vergi kaçırıyorlar."
Kılıçdaroğlu, Man Adası davasına ilişkin de "Mahkemeden yasaklama kararı çıkardılar. O hakime de seslenmek isterim; Sen de ahlak, vicdan, hukukun kırıntısı var mı acaba? Niçin? 'Vatandaş görmesin, duymasın.' Duyacak vatandaş, hep beraber anlatacağız. Manhattan'da yurt yapıyorsun. Ne yurdu? Sen milleti mi kandırıyorsun?" dedi.
"Araştırma önergesi vereceğiz"
Kızılaya ilişkin bir araştırma önergesi vereceklerini ancak bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından reddedileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Üstelik bağışı yaptığınız yer de çocuk tacizinden sabıkalı bir yer." sözlerini sarf etti.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın bir vergi hukukçusu gibi "bu bir vergiden kaçınmadır." açıklamasını yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hayır bu açıkça fakir fukaranın hakkının soyulması demektir. 8 milyon dolar eğer Hazine'ye gitseydi... Bu 60 bin öğrencinin yurdu yoktu değil mi? Milli Eğitim, 285 bin 118 öğrenciye ayda 275 lira burs verecek, para bulamadılar zamanında veremediler. 285 bin öğrencinin ahdi var. 8 milyon dolar vergi ödenseydi, belki bu öğrenciler zamanında bursunu alırdı."
Ahlakın siyasette egemen olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Kızılayın içten içe çürümeye başlamasının, devletin kurumlarındaki çürümenin göstergesi olduğunu savundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, liyakatin önemine işaret etmesinin temelinde devletin çürümemesine yönelik amacın yer aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bunun adı açıkça peçelemektir, malı götürmektir. Vergiden kaçınma değil. Alkolde vergi vardır, içmezsiniz, vergiden kaçınırsınız. Bu kadar basit. Vergiye tabi bir işlemi yapmazsınız. Ama hile ile Kızılayı kullanarak devletin en saygın kurumlarından, 152 yıllık bir kurumu kullanarak vergi kaçırma yoluna giderseniz bunun vebali ağırdır. Olması gereken Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım, eğer ahlaklı bir yönetim varsa. Kim bilir arkasından daha neler çıkacak? Araştırma önergesi kabul edilirse Kızılayın nasıl bir partinin arka bahçesine dönüştüğünü de, yöneticilerin astronomik bir gelir elde ettiğini de göreceğiz. Meclis Genel Kurulunda ister kabul edilsin ister edilmesin bunun takipçisi olmak CHP'lilerin ortak görevidir."
" Kudüs'ün tamamını İsrail'e verme anlaşması"
Kemal Kılıçdaroğlu, Filistinlilerin yıllardır kendi topraklarında kurdukları devletin ve vatandaşlarının huzur içinde yaşayabilmesi için mücadele ettiklerine dikkati çekti.
Grup toplantısının yapıldığı sırada bir CHP Genel Başkan Yardımcısı başkanlığında bir heyetin Filistin'in Ankara Büyükelçiliğine destek ziyareti gerçekleştirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Halen Filistin toprakları, başta Kudüs olmak üzere Batı Şeria ve Gazze İsrail'in işgali altında. Bütün bunlar ortadayken, Filistin sorununun çözümü için saygınlığı olan bütün ülkeler 'Bu sorunu nasıl çözebiliriz?' diye yıllardır mücadele ederken, Trump kalktı 'Yüzyılın anlaşmasını yapıyoruz. Filistin sorununu çözüyoruz.' Anlaşmayı okudular, Filistin'i yok ediyorlar. Barış anlaşması değil, bu bir savaş anlaşması, bir devleti yok etme anlaşmasıdır. Kudüs'ün tamamını İsrail'e verme anlaşmasıdır."
1970'li yıllarda Filistin'e destek vermek için Filistin Kurtuluş Örgütü'nün saflarında Türkiye'den gencecik pırıl pırıl üniversite öğrencilerinin mücadele ettiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Filistin davasına sahip çıkmak bir insanlık onurudur. Milli Kurtuluş Savaşı'nı veren bir devletin onurudur. Alınan karar dolayısıyla üzgünüz ve asla doğru bulmuyoruz. Filistin, bağımsız, işgalden arınmış kendi topraklarında yaşamak zorundadır. Biz bunları yaşatmalıyız." ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?