Birleşmiş Milletler (BM), koronavirüs salgını nedeniyle okulların kapatılmasının, önümüzdeki on yıl içinde dünyanın dört bir yanında çocuk evliliklerine 13 milyon kız çocuğunun daha eklenmesine yol açabileceği uyarısında bulunmuştu. Guardian gazetesindeki bir habere göre dünyanın yoksul kırsal bölgelerinde çalışma yapan yardım kuruluşlarından bu kaygıları doğrulayan veriler gelmeye başladı.
Samita (gerçek adı değil) 17 yaşında ve Nepal'in Lamjung bölgesinde yaşıyor. Koronavirüs salgını öncesinde bile her gün okula gidemiyordu. Kırsal bir bölgede yaşayan yoksul ailesi, onun evde de işlere katkıda bulunmasını bekliyordu.
Ama Samita yılmadı. Yılın başında uluslararası bir kalkınma vakfı olan VSO tarafından finanse edilen Sisters for Sisters (Kız kardeşler Kız kardeşler İçin) projesi ona öğrenimini sürdürmesi için kendisinden yaşça büyük bir başka kızın desteğini sağladı.
Mayıs ayında, okullar hala salgın nedeniyle kapalı iken ve Nepalli işçilerin dörtte biri salgın yüzünden işlerini kaybetmişken, Samita'nın annesi kızının evlenmesi gerektiğine karar verdi. Samita salgın yasaklarının ilk aylarında evlenmeye zorlanan üç kız çocuğundan biri oldu.
Sisters for Sisters projesini yürüten VSO vakfı, Samita ve diğer kız çocuklarının 18 yaşından önce evlenmemesi için mücadele ediyor çünkü çocuk yaşta evlendirilmenin ömür boyu devam eden yıkıcı etkileri var. Öğrenimlerini sürdürememelerinin yanında, ömür boyu taciz, tecavüz, sağlıksız bir yaşam ve yoksullukla yüz yüze kalma ihtimalleri iyice artıyor.
VSO, Sisters for Sisters projesinin faaliyet gösterdiği dört kırsal bölgede hızlı bir araştırma yaparak, kız çocuklarına koronavirüs yasakları döneminde hayatlarının nasıl değiştiğini sordu.
Görüşülenlerin yüzde 89'u okula gitmedikleri için kendilerine daha fazla ev işi ve tarım işçiliği yapmaları konusunda baskının arttığını söyledi.
Görüşülen okul çağındaki 152 kızdan 11'i ise evlendirildiklerini söylediler.
Projenin yerel sorumluları bunun normal bir üç aylık sürede görülen çocuk evliliklerinden net bir şekilde daha fazla olduğunu söylüyorlar.
Sisters for Sisters projesi için Nepal'de çalışma yapan Ananda Paudel, "Nepal'de kız çocukları ve genç kadınların geçmişte yüz yüze geldikleri sıkıntılar salgın yüzünden geri geliyor gibi. Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sağlanan ilerlemelere rağmen, büyük güçlüklerle elde edilen kazanımların kaybedilmesinden korkuyoruz" diyor.
Paudel sözlerini "Nepal'de faaliyet gösterdiğimiz bölgelerin ekonomisi, büyük ölçüde göçmen işçi emeğine bağımlı. İnsanlar Hindistan'da çalışmaya gidip, kazandıklarını memlekete yolluyordu. Covid-19 nedeniyle konulan yasaklar kırsal bölgeleri bu yüzden ciddi şekilde etkiledi. Aileler üzerindeki geçinme baskısı arttıkça, küçük yaştaki kız çocukları üzerindeki evlenme baskısı da artıyor" diye sürdürüyor.
Mart ayında dünyanın her yerinde okullar kapılarını öğrencilere kapatmaya başladığında, çocuk haklarını koruma alanında çalışan uzmanlar, dünyanın en yoksul bölgelerinde çok sayıda çocuğun bir daha okula dönme şansı bulamayabileceğini tahmin etmişti.
Birleşmiş Milletler'e bağlı eğitim örgütü UNESCO Mart ayı sonunda, dünya çapında okul çağındaki öğrencilerin yüzde 89'unun eğitiminin koronavirüs yasakları nedeniyle kesintiye uğradığını tahmin ediyordu ve bu öğrencilerin 743 milyonu da kız çocuklarıydı.
Bu durumun toplumsal cinsiyet temelli şiddeti artıracağı, daha savunmasız durumdaki öğrencilerin bir kısmının çalışmaya bir kısmının da evliliğe zorlanabileceği uyarıları yapılmıştı.
100 ülkeden 1300 sivil toplum kuruluşunun katkısıyla yürütülen Girls Not Brides (Kız Çocukları, Gelin Değiller) adlı organizasyonun yöneticisi Dr. Faith Mwangi-Powell, okulların kapatılmasıyla toplumsal cinsiyet bağlantılı şiddetin arttığına dair kanıtların çoğaldığını söylüyor.
Mwangi-Powell, "Okullar bir çok öğrenci için bir güvenlik ağı oluşturuyor ve kapanması kızlara oğlanlardan daha büyük zarar veriyor çünkü onların ekonomik sıkıntı içindeki aileleri tarafından yük olarak görülüp evlendirilmesi olasılığı daha büyük" diyor ve "Kızların okula dönmesini sağlamamız lazım" diye ekliyor.
Birleşmiş Milletler nüfus kurumu UNFPA, Nisan ayında, okulların ve aile planlama hizmetlerinin kapanması ve artan ekonomik sıkıntıların birleşik etkisiyle, şu anki çocuk evliliklerine önümüzdeki on yıl içinde 13 milyon daha eklenebileceğini tahmin etmişti.
Eğitim alanında faaliyet gösteren Room to Read (Okuyacak bir Oda) adlı yardım kuruluşunun 8 ülkeden 24 bin kız çocuğunu kapsayan araştırması, çocukların yarısının okulların kapanması yüzünden eğitimden tamamen uzaklaşma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
Hindistan, Bangladeş, Nepal, Sri Lanka, Vietnam, Laos, Kamboçya ve Tanzanya'dan kız çocuklarına yoksulluk, evden eğitim ve ailelerinden gelen baskılarla ilgili temel sorular soruldu.
Kızların yüzde 40'ı salgının ailelerini daha yoksullaştırdığını söylerken yüzde 7'si şimdiden artık okula dönemeyeceklerini düşünüyordu.
Okulların 2021 Ocak ayına kadar kapatıldığı Kenya'da hükümetin açıkladığı rakamlar çocuk gebeliğinin arttığına işaret ediyor.
Kız çocuklarının yüzde 42'sinin 18 yaşından önce evlendirildiği Malawi'de ise Care International adlı yardım örgütü, çocuğa tecavüz ve evlendirme vakalarındaki artış karşısında, yerel grupların teyakkuza geçmek zorunda kaldığını duyurdu.
Örgütün Malawi bürosunda toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik danışmanı olarak çalışan Billy Molosoni okulların kapatılmasının etkisinin başlangıçta tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu söylüyor.
"Gözlemlerimiz ve duyduklarımız, her zamankinden fazla sayıda kız çocuğunun hamile kaldığına ve bazılarının artık okula geri dönmeyeceğine işaret ediyor. Okullar kapanmadan önce Covid-19'un çocuk evlilikleri ve hamileliklerini nasıl etkileyebileceği konusunda hızlı bir çalışma yapmıştık ve o sırada bile kaygılıydık. Fakat okulların kapanmasının hayatları üzerindeki etkisinin boyutlarını hiç kimse hayal bile edemedi."
Molosoni bu etkinin şimdiden görüldüğüne dair kanıtların arttığını söylüyor.
"Hükümet yakında sorunun boyutlarıyla ilgili bir değerlendirme yaptırdı. Bize gayri resmi olarak verilen bilgiye göre Malawi'nin hemen bütün bölgelerinde çocuk hamileliği ve çocuk evliliklerinde, eski düzeyine göre yüzde en az birkaç puan artış görüldü."
Malawi'de ülkeyi oluşturan bölgelerin yarısını kapsayan ulusal bir çocuğa yönelik ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı telefon yardım hattı var.
Yoneco adlı bir gençlik kuruluşu tarafından yürütülen Tithandizane yardım hattı da çocuk evlilikleri ve tecavüzleri ihbarlarında bir artış olduğunu bildiriyor.
Kuruluşun sözcüsü "Çocuk evlilikleri ve zorla evlendirme geçen yılın Mart-Nisan-Mayıs aylarına kıyasla bu yıl aynı dönemde yüzde 350 artış gösterdi. Çocuk evlendirmeyle ilintili olan tecavüzler de aynı dönemde yüzde 151 arttı" diyor.
Care adlı yardım kuruluşu yerel toplum liderleri ve yetkililerle işbirliği yaparak çocuk evliliklerine engel olmaya yönelik girişimleri destekliyor.
Bu projelerden birinin başını çeken Theresa Kachindamoto, Malawi'nin Dedza bölgesinin de yöneticisi. Sorunla mücadele amacıyla polis ve köylerden grupları bir araya getirdiği bir Whatsapp grubu kurmuş.
Çocuk yaşta evliliğe zorlama, Covid'in dünya çapında kadınların ve kız çocuklarının haklarını zedeleyici genel etkisinin yalnızca bir boyutu.
BM nüfus örgütü UNFPA, 2030 yılına kadar tüm dünyada kadınlar için üç hedef belirlemişti: Aile planlaması konusunda eksiksiz hizmet sunulması, çocuk evlendirme de dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete bağlı şiddetin son bulması ve önlenebilir anne ölümleri yaşanmaması.
Örgüt şimdi "Covid-19 salgını bu hedeflere ulaşılmasını ciddi şekilde engelleyebilir" uyarısında bulunuyor.
Son Dakika › Dünya › Koronavirüs: Okulların kapanmasının çocuk evliliklerinin artmasında rolü var mı? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?