AK Parti'nin koalisyon görüşmeleri için 'yol haritası' belli oldu. Koalisyon turları öncesinde oluşturulan dört komisyonun çalışmaları arasında partilerin vaatlerinden ortak noktalar bulunup buna göre teklifler götürülecek. MHP'nin kırmızı çizgisi Çözüm Süreci. Halk da sürecin kesinlikle pazarlık konusu yapılmasını istemiyor
GÖZLER KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNDE
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı'nın seçilmesinin ardından gözler koalisyon görüşmelerine çevrildi. Her ne kadar hala Cumhurbaşkanı Erdoğan kimseye hükümeti kurma görevi vermediyse de AK Parti'nin koalisyonun büyük ortağı olacağına kesin gözüyle bakılıyor. AK Parti de, diğer partilerle görüşmelerde rehber olacak bir 'yol haritası' hazırladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 'olmazsa olmaz' dediği konulara özel ilgi gösterildi. Koalisyon turları öncesinde oluşturulan dört komisyonun çalışmaları dört aşamalı görüşmeler halinde yapılacak. İlk iki adım tamam. 'Dosya çalışması' yapan komisyonlar, partilerin vaatlerini tek tek çıkardı, 'ortak noktaları' ve 'olabilir vaatleri' tasnif etti. AK Parti'nin 10, CHP'nin 14, MHP'nin ise 30 başlıktan oluşan ilkeleri bulunuyor.
BÖLGENİN ÖNCELİĞİ ÇÖZÜM SÜRECİ
AK Parti ile örtüşen ilkeler belirlendi. Görüşmelerde sorun çıkacağı tahmin edilen MHP'nin Çözüm Süreci'ne, CHP'nin ise yolsuzlukla mücadele konusuna çözüm üretilmeye çalışılıyor. Şanlıurfa'nın içerisinde olduğu ve Kürt Sorunu'nun insanları artık canından bezdirdiği bu bölgede ise asıl hassas ve en önemli konu Çözüm Süreci. Ne bakanların karışmış olduğu yolsuzluk iddiaları ne de giderek artan ekonomik istikrarsızlık bu bölge için Çözüm Süreci'nden daha fazla öncelikli değil. Yapılan koalisyon sonucu yaşanan çatışmasızlığın bozulması en büyük kaygı. Gazete İpekyol olarak, Şanlıurfa'daki çeşitli düşüncelerden ve Sivil Toplum Kuruluşları'ndan (STK) görüş alarak, "Koalisyon görüşmelerinde Çözüm Süreci pazarlık konusu yapılabilir mi, yoksa bu bir devlet politikası haline mi getirilmeli?" sorusuna yanıt aradık.
Nuri YORULMAZ - Eğitimci
Her ne kadar kesin bir sonuca ulaşılamamış olsa da, uzun bir süredir silahların sustuğu ve akan kanın durduğu düşünüldüğünde çözüm süreci kesinlikle bir koalisyon pazarlık konusu olarak düşünülmemelidir... Sonuç elde edilene kadar elbette ülke çıkarları gözetilmeden vatandaş odaklı bir şekilde, sonuna kadar bu süreç desteklenmelidir...
Uğur BEYAZGÜL - Yüksek Mimar
Erbakan hocam derdi ki 'Siz bir partiye oy veriyorsanız onun tüzüğüne oy veriyorsunuz, eylemine oy veriyorsunuz ve ortak oluyorsunuz'...
İlk sorunuza gelince çözüm süreci zaten kilitlenmiştir... Kilitlenme Kandil'in Öcalan'ın çağrısına uymamasıyla başlamıştır...
Çözüm süreci koalisyonu hiç bir şekilde etkilemez... Silah bırakma gerçekleşmedikçe de ilerleme kat etmez...
Sabri DİŞLİ – Gazeteci Yazar
Çözüm Süreci barış süreci adını ne koyarsanız koyun… Yukarı Mezopotamya ve Fırat havzalarından kan akıyor… Bölgede tekrar savaş başlarsa Suriye ve Irak'tan farkımız kalmaz.
Süreç Koalisyona pazarlık konusu yapılmayacak kadar önemlidir. Çevresinde olup biteni görmeyenler salaktır.
Süreç sadece devletin değil, herkesin her kesimin politikası olmalı.
İyi kötü bir demokrasimiz var. Silahtan beslenenlere inat
Kürt sorunu mecliste, ovada, şehirde siyasi olarak yürütülmeli.
Mehmet DOĞAN - Kurye
Tabi ki çözüm süreci masaya yatırılmalı ve liderler bu konuyla daha fazla ilgilenmelidir. Nedenine gelince yıllarca kaç anne ağladı ve kaç çocuk yetim kaldı. Şayet koalisyon görüşmelerin de çözüm süreci gündeme gelmeyecekse bırakın o zaman bu hükümetten bir şey çıkmaz derim.
Ali ÇETİNKAYA – Gazeteci
Çözüm süreci toplumun hassasiyetleri kapsamına girdiği için pazarlık konusu dahi olmamalı. Yıllarca akan kandan ve öldürülen insanlar toplumu derinden yaraladığı gibi ülkeyi de her anlamda sıkıntıya sokuyor. Bu sebepledir ki tamamen bir devlet politikası olmalı...
Serkan ÖZBEBEK – Öğrenci
Koalisyon hükümeti kurulacaksa, anlaşan partiler aralarında koltuk için değil halkın refahı için savaşmalıdır. Eğer ülkede bir çözüme ihtiyaç duyuluyorsa masada onu nasıl çözüme kavuşturulması gerektiği konuşulmalı. Halkın iradesi ne yönde ise kurulacak hükümetin politikası da aynı yönde olmalıdır.
Mehmet ASLAN – İşçi
Halk gereken cevabı sandıkta vermiştir. 3 partinin birleşip 13 yıldır yaşadıklarının hesaplarını sorma fırsatı şu anda ellerinde suçsuz sebepsiz yere tutuklananlar oldu. İşte hesap sorma zamanı. Eğer erken seçim olursa bu imkan bir daha asla ellerine geçmez.
Metin ŞENAY - Spor Yorumcusu
Siyaset çıkar yolu. Koalisyon olması için pazarlık yapan partilerin menfaati ortak olmalı. Türkiye istikrarı için bir devlet politikası izlenmesi daha iyi olur. 45 gün içerisinde çözüm bulunamazsa tekrar seçime gidilebilir.
Uğur BUDAK – Gazeteci
Çözüm sürecinin pazarlık konusu yapılmasını doğru bulmuyorum. Neticede 'Çözüm Süreci'nden dolayı artık analar ağlamıyor. Anaların gözyaşını yeniden görmemek için 'Çözüm Süreci'nin devam etmesini arzuluyorum. Ayrıca bu süreci partiler koz olarak kullanmamalı, olaya bir devlet meselesi olarak bakılmalıdır. Fakat 'Çözüm Süreci' ile ilgili gelişmelerin de halka aktarılması gerektiğini yani alınan kararların gizli kapılar arkasında kalmamasını istiyoruz.
Burak BOZ – İşletmeci
Koalisyon görüşmelerinde Çözüm Süreci pazarlık konusu yapılmamalı. Bu topraklarda yaşayanlar artık ölüm istemiyor. Kan ile siyaset yapanlar veya yapmak isteyenlerin halkın iradesini yoksayıp sadece kendi çıkarları için hareket ediyorlar. Şuan Türkiye'de anket yapılsa yüzde 80 kan akmasını istemiyordur.
Ramazan PAYIK - Esnaf
Çözüm süreci pazarlık konusu asla yapılmamalı. Bir devlet politikası olmalı. Asla vede kimse çözüm sürecinin durmasını istememeli. Hükümette, devlet yetkilileri de bunu politika olarak sürdürüp sonuca gitmeli ve PKK silah bırakana kadar devam etmelidir.
Mustafa ŞAHİN - Öğrenci
Bence koalisyon görüşmelerinde çözüm süreci pazarlık haline gelmemeli. Koalisyon gelip geçici bu sorun sistemin sorunu bu yüzden devlet politikası olması lazım.
Ahmet POLAT – Esnaf
Çözüm süreci kesinlikle pazarlık konusu olmamalı.
Şahin AVCI – Fotoğraf Sanatçısı
Koalisyon görüşmelerinde Temel İnsan Hakları asla pazarlık unsuru yapılamaz. Adı üstünde insanın "temel" hakkı. Bunu pazarlık konusu yapmak çok çirkin ve devlete yakışmaz. Bir diğer konuda, bu hakların gıdım gıdım verilmesi ve bir lütuf gösterisi içine girilmesi. Bu ülkede Kürt ve Kürdistan sorunu yok. Türk ve Türkiye sorunu var.
Eyüp TARIMAK – Doktor
Olası bir koalisyon formülünde,Türkiye'nin Abdülhamit han döneminden bu yana kanayan yarası, kronik bir vakası haline gelen Kürt sorununa kalıcı çözüm sunan çözüm sürecinin akamete uğramaması gerekiyor. Silahların sustuğu, karşılıklı iyi niyet adımlarının atıldığı sürecin olgunlaşması için az emekler harcanmadı. Hem bu emeklerin heba olmaması, hem de sokaktaki vatandaşın gelecekte, barış ve kardeşlik olgusunu tam manasıyla tesis etmiş, tüm korkularından arınmış, tam demokratik ve refah içindeki Türkiye algısını pekiştirmek bakımındanda önem arz ettiğini ifade etmekte fayda var. Her siyasal iktidara göre politika değişimi sadece çözüm süreci gibi toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren değil, pragmatist tüm uygulamalarda hayata geçirilip bir devlet politikası haline getirilmelidir. İktidarlar, muktedirler ve hatta aktörler değişse bile milletin çıkarları için bazı süreçler değişmemelidir. Çözüm sürecini de bu kapsamda değerlendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
İsmail ARSLAN – Gazeteci
Çözüm süreci mutlaka olmalıdır... Çözüm süreçsiz bir oluşum ülkeyi kaosa sürükler… Çünkü; bu süreç Yeni Türkiye'nin oluşmasında en büyük etkendir… Bu gün bu ülkede iyi yada kötü yüzde 13 halkın desteğini alan bir oluşum özgürlükler noktasında mutlaka tamamlanmalıdır… Bu Sürecin geriye dönme şansı yoktur… Değişimler, sancı ile acı ile başlar, sonunda huzura ulaşır. Bu huzurda ülkeye şarttır..
Kasım ERİŞ – Heykeltıraş
Çözüm sureci pazarlık konusu olmamas aciliyet gerektiren bir durumdur. Kürtçe bir söz vardır: "Dibejin hun miriyapîrbîşon yan vétıran biké yan jivêfîsan bikên" (ölüyü çok yıkarsanız ya osurur ya da kokutur) Onun için koalisyonun kesinlikle referanduma gidilmesi gerekiyor ama gönlümdeki koalisyon AKP ve HDP'den 30 milletvekillinin yeni parti kurup ortak paydada buluşmasıdır.
Galip DEMİRLİ – Gazeteci
25'nci dönem genel seçimlerinde sandıklara yansıyan halk idaresine meclisi temsilen 4 siyasi partimizden AKP, CHP, MHP ve HDP seçim sonuçlarına saygı göstereceği gibi, tek başına hükümet kuramayan AKP, seçimdeki yenilgisini kabullenmesi gibi, istikrarın sürmesi, devletin komşu ülkelere benzemesi için bir an önce koalisyon hükümeti kurulması gerekir. Seçim sonuçları neticesinde 12 yıllık iktidar döneminde Güneydoğu'da Kürtlerden oy devşiren AKP, koalisyon görüşmelerinde 3 yıldır devam eden barışgörüşmelerini ve ateşkes sürecini pazarlık konusunu yapmadan ülkenin çıkarına görüşmeler yapması gerekir. Hem30 yıldır devam eden, 35 bin insanın ölümüne neden olan ister adınaKürt Sorunu diyelim, ister PKK sorunu diyelim, istersen terörle mücadele sorunu diyelim, adına ne koyarsak koyalım ama ortada bir gerçek ve heyetin etrafında oturduğu bir masa vardır. Her ortamda 'Kürt, Türk kardeştir, yüzyıllardır iç içe yaşıyoruz, et tırnak olmuşuz' diyoruz. 12 yıl iktidar döneminde Kürtlerden barış umuduyla oy aldınız. Sormazlar mı sana 'Hani biz kardeştik. Hani barış süreci vardı. Kardeş kardeşten korkar mı' diye.
Yani anlayacağımız gibi, seçim sonuçları Türkiye halklarına şunu söyledi: Oluşacak bir koalisyonda hangi parti olursa olsun, 3 yıldır İmralı- Kandil- devlet ve heyet arasında görüşülen çözüm süreci, pazarlık konusu olmadan devlet sorunu olmalı. Çözüm sürecinin nihai sonuca ulaşması, tüm Türkiye halklarına yararı olur. Yanı başımızdaki Ortadoğu olaylarını görüyoruz. Kısacası, çözüm süreci koalisyonda pazarlık konusu olmamalı. Sorun devlet sorunu olmalı ki sonuçta kazanan hem Kürt hemde Türkiye halkları olmalı.
Ferdi BULUT – Matbaacı
Çözüm süreci devlet politikası olmalı. Çünkü hükümetler değişse bile bu süreç devam etmeli.
Ta ki Türkiye normalleşene kadar buna ihtiyaç var.
Abdulkadir ŞANLI – Halkla İlişkiler
Bazı parti görüşleri ile zıt olan çözüm süreci ve bazı partilerinde tamamlanmasını sonuçlanmasını istediği bu çözüm süreci pazarlık konusu olamaz. Ama illaki karşı olanlar pazarlık konusu yapacaklardır. Bence sadece devlet politikası değil ülkenin en büyük sorunu olan çözüm sürecine artık uzatılmasına son verilmeli derhal son noktanın konması gerekmektedir. Bu tüm partiler için geçerlidir.
Abdullah KARAGÖZ – Matbaacı
Çözüm sureci pazarlık yapılacak kadar küçümsenmemeli.
İbrahim POLAT – Gazeteci
Koalisyon çalışmalarında müzakere sürecinin tartışılmasını 'savaş şantanjı' olarak görüyorum. Bu ülkede ki tüm kesimlerin tek vazgeçilmezinin 'müzakere sürecinin genişleyerek devam etmesi ve yasal zeminde yer bulması' olması gerekiyor. Barış ve dolayısıyla ülkenin geleceği siyaset, iktidar ve kişisel kaygılara kurban edilmemeli.
Ulaş ARPA- Eğitimci
Çözüm süreci koalisyon görüşmelerinden önce var olan bir konuydu ve devlet politikası haline getirilmediği için çözüme ulaşmadı. Oluşabilecek mevcut CHP-AKP ya da MHP-AKP koalisyonuyla bu konuda ilerleneceğini düşünmüyorum. Pazarlık yapılması sadece HDP ile oluşabilecek bir koalisyonda öne sürülebilecek bir koz;koalisyon HDP ile yapılmayacağına göre pazarlık söz konusu bile olmamalı. Geride bıraktığımız hükümette lakayt olan bu politika ciddi manada ele alınıp devlet politikası haline getirilmelidir.
Mustafa ÇAY - İşsiz
Çözüm süreci hakkında bir fikrim yok. Açlık kafama vurmuş. Başka bir şey düşünemiyorum.
Bedirhan SİDAR (Radyo Programcısı)
Yeni hükümet hangi partilerden oluşursa oluşsun, devlet ve hükümet, Çözüm Süreci'ni kaldığı yerden devam ettirmelidir. İlk adim olarak da, Çözüm Süreci'nin mimarı olan, bütün kritik zamanlarda 'barışta ısrar' eden Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride bir an önce son verilmesi, seçim öncesi sürdürülen ve seçim atmosferinde durdurulan görüşmelerin tekrardan kararlı bir şekilde başlatılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde uzun süredir yavaşlayan hatta durma noktasına gelen süreç de yol alınabilir.
Bilal ÇİFTÇİ- İşletmeci
Aklı başında herkes biliyor ki çözüm süreci artık bir devlet politikası olmalıdır.
Salih DEMİR – Basın Danışması
Bence Koalisyon çözüm süreci pazarlığı yapılmamalı. Zaten Çözüm süreci tek başına devletin bir politikası olmalı... Çözüm süreci koalisyonu kim oluşturacaksa en önemli maddesi olmalıdır. Çünkü son 3 yılda hiç bir anne ağlamadı. Eğer çözüm süreci koalisyona kurban edilirse Türkiye çıkmaza gireceğini düşünüyorum.
Müslüm SUNAY - Doktor
Çözüm sureci MHP'den dolayı en az 1 yıl askıya alınmalı ama koalisyon bunu mecliste etraflıca tartışmalıdır partiler ve vatandaşlar arasında. 40 yıllık bir yakın tarih. İki tarafın da cenazeleri var. Sabırla herkesi kucaklayarak şefkat ve merhameti yayarak ve Kandil'in silahına çözüm bularak çözüme gidilmelidir.
STK'LARDAN GÖRÜŞ
MAZLUMDER Şanlıurfa Şube Başkanı Fatih Kanlıpıçak
Çözüm süreci sadece koalisyon görüşmelerinde değil hiçbir mecrada pazarlık konusu yapılmamalıdır. Zira bu süreç en temel insan hakları barındırıyor. Mesela maliye politikasını, maaş zamlarını pazarlık konusu yapabilirsiniz veya hangi bakanlığın kimde olacağını veya sağlık politikasını, ekonomi politikasını tümden değiştirmeyi. Çözüm süreci ekonomik, sağlık, imar ve benzeri politikası değildir ki "Şuradaki oran çok yüksek onu indirin veya 4+4+4 olmadı, 7+5 yapalım veya yanlış yaptık, şu kadar zararımız var ama olsun telafi ederiz" deyip değişiklik yapasınız. Çözüm sürecinde temel insan hakları mevcut bu hakların pazarlık konusu olması en başta muhataplarına hakarettir. Bir de çözüm süreci direk insan yaşamıyla bağlantılıdır. Olası bir çatışma surecini düşünmek bile istemiyoruz. İnsan hayati tek kullanımlıktır, yedeği yoktur ve yeri doldurulamaz. Pazarlık mal veya eşyanın konu olduğu durumlarda olur. İnsan hayati üzerinden pazarlık yapılmaz. İnsan eşya değildir ki bozuldu mu, kırıldı mi yenisini alasınız. MAZLUMDER olarak insanin eşyadan farkının olması için elimizden geleni yapacağız, taraflı tarafsız herkesin ve kesimin bugün barışa sahip çıkması gerekir, aksi halde yarin çok geç olabilir.
Şanlıurfa Sivil Toplum İzleme Platformu Başkanı Faruk Akbaş
Çözüm süreci kesinlikle hiçbir parti tarafından siyasi rant aracı yapılmamalıdır. Aksine demokratik hakların verilmesi bir vatandaşlık ilkesidir dolayısıyla kurulması muhtemel bir koalisyon hükümetinde kesinlikle çözüm süreci bir pazarlık konusu olmamalıdır. 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının asli vazifesi Türkiye Cumhuriyet toprakları üzerinde yaşayan tüm azınlıkların haklarının verilmesi olmalıdır.
Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe
Bilindiği üzere 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon hükümeti bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Geçen hafta meclis başkanın seçilmesinin ardından koalisyon süreci fiilen başlamış oldu. Pek tabi kurulacak koalisyon hükümetinin en önemli ana gündemi "Barış Süreci" olacak. Zira bir önceki siyasal iktidar döneminde, ara ara akamete uğrasa da, barış süreci belli bir aşamaya kadar getirildi. Kürt Sorununun demokratik barışçıl yöntemle çözülmesi için başlatılan bu süreç, hiç kuşkusuz cumhuriyet tarihinin en önemli projesidir. 63. Hükümeti oluşturacak koalisyon hangi denklemle kurulursa kurulsun, barış sürecinin mutlak suretle devam etmesi gerekir. Dahası insan odaklı olan bu sürecin hiçbir kısır siyasi çekişmeye ve pazarlığa kurban edilmemesi gerekir. Bu itibarla bu sürecin bir hükümet ya da siyasal iktidar politikası değil, artık bir devlet politikası haline dönüştürülmesi gerekir. Aksi takdirde, örneğin şu an ihtimali belirdiği gibi, bir ırkçı/milliyetçi siyasi partinin hükümet ortağı olması ile birlikte süreç bir anda tehlikeye girebilir.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Güncel › Çözüm Süreci Olmadan Koalisyon İstenmiyor! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?