DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2 - Son Dakika
Güncel

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2

ESENYURT'TA KADINI VURDU, BİR SÜRE BAŞINDA BEKLEYİP KAÇTI -Kendisine vuran sevgilisine "Sen git. Polis geliyor.

10.02.2020 11:26

ESENYURT'TA KADINI VURDU, BİR SÜRE BAŞINDA BEKLEYİP KAÇTI

-Kendisine vuran sevgilisine "Sen git. Polis geliyor." diye seslendi.

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ/İSTANBUL,

Esenyurt'ta bir kadın sokak ortasında sevgilisi tarafından bacağından silahla vuruldu. Yerde yatan yaralı kadın erkek arkadaşına "Sen git. Polis geliyor." diyerek bağırırken, saldırgan ambulans gelene kadar kız arkadaşının başında bekledi ardından olay yerinden kaçtı. Yaşanan bu anlar saniye saniye cep telefonu kamerasına yansıdı.

Olay sabah saatlerinde Ardıçlı Mahallesi'nde bulunan bir sokakta meydana geldi. İsmi Volkan olduğu öğrenilen adam henüz bilinmeyen bir nedenle kız arkadaşı Meltem Ç. ile tartışmaya başladı. Tartışma büyüyerek kavgaya dönüşünce saldırgan belinden çıkardığı silahla genç kadına doğru 4 el ateş etti. Genç kadın bacağına isabet eden kurşunlarla hafif şekilde yaralanırken, erkek arkadaşı ise elinde silahla genç kadının başında bekledi. Silah seslerini duyan mahalle sakinleri durumu polis ekiplerine haber verdi.

"SEN GİT. POLİS GELİYOR."İhbar üzerine olay yerine sağlık ve çok sayıda polis ekibi sevk edildi.  Saldırgan elinde silahla genç kadının başında bekledi. Meltem Ç. kanlar içinde yerde yatarken, erkek arkadaşına "Sen git. Polis geliyor" diye bağırdı. Yaşanan bu anlar ise saniye saniye cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde elinde silahla genç kadının başında bekleyen adamın tehditler savurduğu, saldırgan adamın ise ambulansın gelmesiyle birlikte olay yerinden kaçtığı görülüyor. Yaralı kadın olay yerine gelen 112 ekiplerince hastaneye kaldırıldı.

"KAÇMADI BEKLEDİ"Bir görgü tanığı, "Hiç bir şey görmedim. Ses duydum. Silah sesi geldi. Ablası bağırınca anladım Meltem olduğunu. Tanıyorum üst komşumuz.  Vuran erkek arkadaşı. Kaçmadı bekledi bir süre ambulans gelene kadar. Sonra gitti." diye konuştu. Olay yerine gelen polis ekipleri incelemelerde bulunurken, kaçan saldırganın yakalanması için başlatılan çalışmalar sürüyor.

Görüntü dökümü: --------------------Cep telefonu görüntüleri-Saldırganın bağırması-Kadının konuşması-Ambulansın gelmesi-Saldırganın kaçması-Kadının ambulansa konması--Olay yerinden görüntü-Polis ekiplerinden görüntü-Sokaktan görüntü-Görgü tanıkları ile röportaj-Diğer detaylar

10.02.2020 - 10.01 - Haber Kodu : 20021003310.02.2020 - 10.21 - Haber Kodu : 200210038========================

2- ONLAR DÜNYANIN EN ZORLU SU YOLU İSTANBUL BOĞAZI'NIN KAHRAMANLARI (HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE)

Gülseli KENARLI - Ali AKSOYER - Uğur CAN-Güven USTA/ İSTANBUL, İSTANBUL Boğazı coğrafi yapısı itibariyle dünyanın en zorlu su yolu. Yılda 41 binin üzerinde gemi geçişi ile de dünyanın en yoğun trafiğine sahip. Boğazda meydana gelen kazaların çoğu, gemilerin kılavuz kaptan almamasından kaynaklanıyor. Montrö'ye göre bir gemi Türk limanlarına uğramayacaksa ve özel bir durumu yoksa, kılavuz kaptan almak zorunda değil. Ancak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü İstanbul Boğazı'ndan geçiş sırasında yaşanan kazaların büyük oranda kılavuz kaptan kullanılmadığından meydana geldiğini belirterek, gemilere bu zorlu su yolu için kılavuz kaptan "kuvvetle tavsiye edilir" ifadesini kullanıyor.

Kılavuz kaptanlar ise adeta ölüme meydan okuyarak son sürat seyir halindeki gemilere botla yanaşıyor ve "şeytan çarmıhı" denilen ip merdivenlerle boğazdan geçen gemilere çıkıyor, İstanbul'u, tarihi dokusunu, insanları ve boğazın biyolojik yaşamını koruyor. Kılavuz kaptanların sayısı ise İstanbul Boğazı'nda 80, Çanakkale Boğazı'nda ise 60.

BOĞAZLARDA GEMİ TRAFİĞİ KOORDİNASYONUİstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı'nda deniz trafiği, Uluslararası Deniz Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri (IALA) standartlarında Gemi Trafik Hizmetleri vermek üzere 2003 yılında kurulmuş olan Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezleri (TBGTH) tarafından düzenleniyor ve yönetiliyor. Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezleri her iki boğazda da toplam 7 sektöre ayrılmış sorumluluk sahalarında Türk Boğazlarından geçiş yapacak olan yerli ve yabancı gemilere Gemi Trafik Hizmetleri çerçevesinde bilgi hizmeti, seyir yardımı hizmeti ve trafik organizasyonu hizmetleri sunuyor. Türk Boğazlarında yerel deniz trafiği kapsamındaki gemiler hariç olmak üzere, her ne maksatla olursa olsun TBGTH alanında bulunan tehlikeli yük taşıyan tüm gemiler ile tam boyu 20 metre ve daha büyük gemiler, "Aktif Katılımcı" olarak tanımlanıyor.

İSTANBUL BOĞAZI'NDAN 41 BİN GEMİ GEÇTİTBGTH merkezleri geminin tipi, boyutu, taşıdığı yükün niteliği, herhangi bir arıza ya da yetersizlik durumlarına bağlı olarak ilgili mevzuat çerçevesinde geçiş zamanı ve şartları çerçevesinde planlamasını yapıyor. İstanbul Boğazından 2019 yılı verilerine göre geçen gemi sayısı 41 bin 112, günlük ortalama gemi geçiş sayısı ise 112. Gemilerin boğazın her iki yakasında ise bekleme süreleri ortalama 14,8 saat.

GEÇEN YIL İSTANBUL BOĞAZI TOPLAM 187 SAAT GEÇİŞE KAPATILDIİstanbul Boğazı'nda 2019 yılında toplam 187 saat gemi trafiği askıya alındı. Bunu nedeni ise gemilerde meydana gelen ve "acil durum" olarak nitelendirilen kaza ve arızalar, sis, şiddetli akıntı, lodostan kaynaklanan ve güneyden kuzeye doğru olan ters yönlü orkoz akıntısı, yelken, yüzme yarışları oldu.

BOĞAZLARDA MEYDANA GELEN ARIZALARGeçen yıl 41 bin 112'si İstanbul Boğazı, 43 bin 759'u Çanakkale Boğazı'ndan olmak üzere toplam 84 bin 871 gemi geçişi oldu. İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin 26 bin 632'si, Çanakkale Boğazı'ndan geçen gemilerin ise 21 bin 616'sı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün kılavuz kaptan hizmetinden yararlandı. Geçen yıl İstanbul Boğazı'nda 15 gemi kazası, 141 gemi arızası meydana gelirken, Çanakkale Boğazı'nda ise 9 gemi kazası, 222 gemi arızası yaşandı.Uluslararası literatürde aslında kılavuz kaptanlara "pilot" deniyor. Kılavuz kaptan İsmail Akpınar, Demirören Haber Ajansı'na  bir günü anlattı. Akpınar, Kadıköy'de bulunan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kaptan Fahrettin Aksu Kılavuzluk İstasyonu'nda göreve hazır bekliyor.  Kıyı Emniyet Trafik Hizmetleri Merkezi,  bu istasyona kılavuz kaptan isteyen gemileri yönlendiriyor. Kendisine verilen gemiye ulaşmak için kılavuz kaptan bir bota binerek yola çıkıyor. İstanbul Boğazı'nın girişinde İnci Burnu açıklarında bot, son sürat ilerleyen gemiye yanaşıyor. Kaptan, "şeytan çarmıhı" denilen ip merdivenle gemiye tırmanıyor. Sorumluluk gemi kaptanında olmak üzere, kılavuz kaptan geminin boğazdan güvenli geçişini sağlıyor. Görevi tamamlayan kaptan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü geçtikten sonra yine yanaşan bota binerek gemiden ayrılıyor. Kaptan,   Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün altında bulunan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kaptan Lütfi Berk Kılavuzluk İstasyonu'na geliyor. Gemi trafiğinin yönüne göre kaptanlar ya buradan kılavuzluk yapacakları yeni gemilerini bekliyor ya da Kadıköy'e geri dönüyor.

NASIL KILAVUZ KAPTAN OLUNURKılavuz kaptanlık konusunda açıklamalarda bulunan İsmail Akpınar, şöyle konuştu: "Kılavuz kaptanlık öncelikle şu ifadeyi kullanmamda fayda var; dünya denizcilik, endüstrisinde emniyet zincirinin vazgeçilmez en önemli unsurudur. Kılavuz kaptan olmak için ülkemizdeki İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi, 9 Eylül Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerin güverte bölümlerinde mezun olup, yaklaşık 10 yıl ve üzerinde uzak yol hatlarında çalıştıktan sonra gemi kaptanı olduktan sonra Ulaştırma Bakanlığı'nın açtığı yönetmeliklere göre yapılan imtihanlar, eğitimler ve sağlık muayenelerinde sonra alınan bir meslek unvanıdır. Gerçekten zorlu, meşakkatli yollardan geçmek gerekiyor. Kılavuz kaptanlık mesleği denizcilik mesleğini bir piramit olarak düşünürseniz, bu mesleğin piramidin en tepe noktasındadır. Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı kılavuz kaptanlar olarak Gemi Trafik Hizmetleri ve römorkörlerle beraber hizmet vermekteyiz.Öncelikle Gemi Trafik Hizmetleri'nden gemi planlamasını alıyoruz. Ben baş kılavuz kapan olarak arkadaşlar gemilere kılavuzluk hizmetleri vermek üzere planlıyorum. Bu planlama dahilinde emniyetli geçiş için İstanbul halkının emniyeti için tarihi yarımada için çevre güvenliği için elimizden gelenin en iyisini yaparak görevimizi yapıyoruz. Gemi Trafik Hizmetleri'nin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Gemi Trafik Hizmetleri'nin planlaması ile başlar. O planlama bize gelir ve kılavuz kaptanın buradaki en büyük görevi, deniz trafiğinin güvenli ve serbestçe akmasını sağlamak ve çevreyi korumaktır: "

İSTANBUL BOĞAZI  COĞRAFİ NEDENLERDEN VE KUVVETLİ AKINTILARDAN DOLAYI EN ZOR SU YOLU"Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün süratli tekneleri var, bu teknelerle planlamaya göre muhabere göre hangi gemiye gideceğini arkadaşımızın kılavuz kaptana söyler." diyen Kaptan Akpınar,  "Kaptan, bota geçer kılavuzluk hizmeti vermek üzere. O pilot motoru dediğiniz bot hareket halindeki gemiye yanaşır ve halk arasında 'şeytan çarmıhı' denilen ip merdivenle kaptan köşküne çıkar. Sorumluluk gemi kaptanında olmak üzere kılavuzluk hizmeti vermeye başlar. İstanbul Boğazı coğrafi nedenlerden ve kuvvetli akıntılardan dolayı en zor su yolu. Ama diğer taraftan İstanbul Boğazı trafik yoğunluğu açısından bakarsak Malacca Strait'den sonra  ikinci sırada yer alır. İstanbul Boğazı'ndaki diğer şey; yılın çoğunda gördüğümüz gibi poyraz rüzgarı ve kısa aralıklarla da olsa lodos rüzgarı. Poyraz rüzgarı nedeniyle kuvvetli kuzeyli akıntı olabilir. Lodos nedeniyle de orkoz akıntısı oluşabilir. Burada işte kılavuz kaptanlar, bu oluşan orkoz akıntısı ve kuvvetli kuzeyli, akıntı veya hatta burada oluşan sis nedeniyle orkoz seyri yapar, poyraz akıntısı seyri yapar. Siste radarla kör seyir yapar. Buradaki 300 metrelik gemilere arkadaşlarımız büyük tecrübeler ile bu hizmetleri başarıyla vermektedir" diye konuştu.

BOĞAZIN BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİNİ DE KORUYORLARAkpınar, "Bu kılavuz kaptanlık mesleğinde olduğu gibi bizim çok entelektüel geçinen insanlarımızın da kılavuz kaptanlık mesleğini bilmediği gibi insanlarımız bilgi yoksunu. İstanbul Boğazı aynı zamanda biyolojik bir koridor. Yaşamları tehdit altında olan burada 33 tane canlı geçiş yapıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Koruma Örgütü bu sekizinci konferansını Nairobi'de yaptı. Buradan geçen kısa burunlu yunusları, soyu tükenmekte olan hayvanlar listesine ekledi. Bizim buradaki çevre bilincimiz de buradan geliyor, buradaki geçen canlıları da tanıyoruz, çevrede çok dikkat ediyoruz, en ufak durumda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne Bakanlığımıza, liman başkanlığımıza durumu rapor ediyoruz. Tarihi yarımada 3 bin yıllık tarihe sahip UNESCO burayı insanlık ortak mirası ilan etti. Bu yüzden çevreyi korumaya da çok çok dikkat ediyoruz. Bunlardan önemlisi de burada biliyorsunuz 15 milyon insan yaşamakta, İstanbul Boğaz etrafında en önemlisi de o. 7 gün 24 saat bu insanların güveni için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz" dedi.

KAZA SAYISI KILAVUZ KAPTANLARLA AZALDIAkpınar, "Kıyı Emniyeti Genel Müdürümüz her ne kadar Montrö'ye göre kılavuz kaptan alma ve şartı olmasa da gemilere 'kuvvetle tavsiye' ediyor"  diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tavsiyeler sonucunda da geçen yıl 41 bin gemi geçmiş, bunun 26 bini kılavuz kaptan almış. Oran yüzde 64 civarında. Zaten kazaların çoğu olan kazalar, kılavuz kaptan almayan gemilerde oluyor. Dikkat ederseniz bir önceki yıla göre kılavuz kaptan alma sayısı artmış ve buna paralel olarak da kaza oranı İstanbul Boğazı'nda geçen yıl yüzde 6'ya kadar düşmüş kılavuz kaptan alındıktan sonra. Ama ondan önceki yıllara bakın kılavuz kaptan alma oranı düştükçe kaza oranı da ona paralel artıyor."

AŞİYAN'DA DÜMENİ KİLİTLENEN GEMİİsmail Akpınar, Aralık ayında Aşiyan'da dümenin kitlenen gemi ile ilgili olarak ise "Kılavuz kaptan orada yapması gerekeni yapmıştır ve o kaza kesinlikle gemiye ve çevreye hiçbir zarar olmadan tamamlanmıştır. Gemi makine arızası vermiştir. makine arızası verdikten sonra kılavuz kaptan orada demir atarak gemiyi belli bir mesafede durdurmuştur. Çünkü gemiler küçük kütleler değil yani 150-300 metreye kadar gidiyor, onu belli bir mesafede durdurmak, mesleki tecrübe, bilgi ve beceriye dayanır. Arkadaşımız bunu başarıyla yapmış, gemi ve çevre hasarı olmadan atlatılmıştır"  dedi.

İSTANBUL BOĞAZI'NDAKİ ZORLUKLARAkpınar, İstanbul Boğazı'nın zorluklarını ve gemi geçişine kapatıldığı durumları ise şöyle anlattı: "Özellikle özel geçişler dediğimiz örneğin petrol platformu geçiyor hava irtifası yüksek olan 54-58 metreyi geçen özel platformlar bu uygulanıyor. Çünkü köprülerimizi aşağı yukarı yüksekliği aşağı yukarı 64 metre. Köprülerden emniyetle geçiş sağlamak aynı zamanda su çekimleri nedeniyle trafik her iki taraftan kapanıyor, sadece petrol platformunu veya sondaj kütlesini diyelim deniz aracını geçişi için onun için kapanıyor. Bazen de kapanmıyor ama kısıtlı geçişler oluyor. Orkoz olduğunda lodos nedeniyle oluşan bir akıntı olduğu için özellikle Aşiyan Kandilli Yeniköy arasında 300 metrelik gemiler bile dans ediyor, kontrol altından çıkıyor. Bunların özellikle tehlikeli yük taşıyan gemilerin emniyetle geçişini sağlamak için o akıntının geçişini bitene kadar beklenir ve tehlikeli yük taşıyan gemilerin geçişi ertelenir. Poyrazda kuzeyli akıntı oluyor, 4-5 nat, poyraz da genel olarak boğazı açık tutmaya çalışıyoruz çünkü Karadeniz'deki fırtınalar nedeniyle fırtınalar nedeniyle küçük gemilerin barınamamaları nedeniyle oradaki gemilerdeki personelin can emniyeti ve geminin emniyeti için sürekli açık tutarak küçük gemilere boğaz içine alarak geçişlerini sağlıyoruz. Çünkü bu hiçbir zaman kuzeyli fırtınalar, poyraz fırtınasında, kuzeyden boğazı kapatmayız."

Görüntü Dökümü:  ---------------------HAVA GÖRÜNTÜLERİ Kılavuz kaptanları taşıyan botun gitmesiKılavuz kaptanın gemiye çıkmasıGeminin görüntüsüKıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kaptan Fahrettin Aksu Kılavuzluk İstasyonuKıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kaptan Lütfi Berk Kılavuzluk İstasyonuDetaylar -AKTÜEL GÖRÜNTÜLERKılavuz kaptan istasyonuİstasyonun içinden görüntülerGemilerin yönlendirilmesiKılavuz kaptan İsmail Akpınar ile röportajKılavuz kaptan İsmail Akpınar'ın bota binmesiMuhabir anonsuBotun denizde seyretmesiAkpınar'ın gemiye binmesiMuhabir anonsuGemiden görüntülerGeminin boğaz geçişiKaptan'ın geminden inmesi Botun kıyıya yanaşmasıMuhabir anonsuKılavuz kaptanların geri dönmesiMuhabir anonsuDetaylar-AKİSYON KAMERAGeminin boğaz geçişi (hızlandırılmış görüntü)

=========================

3- İSTANBUL'DA TOPLU ULAŞIMDA ZAMLI İLK GÜN

Ramazan EĞRİ-Gamze ŞİMŞEK-Elif YAVUZ-Feridun AÇIKGÖZ/ İSTANBUL, - İSTANBUL'da toplu ulaşımda yüzde 35 zamlı dönem başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplu ulaşıma yüzde 35 oranında zam yaptığını açıklamıştı. İstanbullular bugün itibariyle zamlı tarifeden yolculuk yapmaya başladı. Altunizade Metrobüs istasyonuna gelen bir kişi, "Bayağı zam geldi. Ne yapacağız bilmiyorum" dedi.  Başka bir kişi ise "Asgari ücretle çalışıyoruz ama maaşımızın yarısını yola veriyoruz. Halk mağdur yani bu insanların yarısı asgari ücretle çalışıyor. O da yola gidiyor, ekmeğe gidiyor" diye konuştu.

Öğrenci olduğunu belirten Namık Karınsız, "Sabah bir uyanıyorsun, akbile 5 lira basıyorsun. Günde dört defa defa kullanıyorum. Her seferinde 5 lira basacağım. İnşallah düzeltirö dedi. Yeni tarife ile 2,60 lira olan tam elektronik bilet 3,50 lira, 1,25 lira olan öğrenci bileti 1,75 lira, 205 lira olan tam mavi kart 275 lira, 40 lira olan öğrenci mavi kartı 50 liradan satılacak.

"BİZE SÖYLENEN BU DEĞİLDİ. MAALESEF ÇOK BÜYÜK ZAM OLDU"Cevizlibağ Metrobüs Durağı'nda toplu ulaşım kullanan vatandaşlardan Fatih Sarı da, "Böyle bir şey beklemiyorduk. Bize söylenen bu değildi. Maalesef çok büyük zam oldu. Böyle bir zammı biz istemiyoruz. Söylenen şeyler böyle değildi. Ben çok buluyorum" dedi.

"ÇOK AĞIR OLDU"Bir başka vatandaş ise, "Çok yüksek bir zam. Beklenilenden çok daha yüksek. Çalışana yüzde 6 zam, toplu taşımaya yüzde 35 zam yaptılar.  Kışın olması çok daha ağır oldu. Doğalgaza, suya, elektriğe çok fatura ödüyoruz. Çok ağır oldu" diye konuştu. Yeni zammın kışın yapılmasını doğru bulmadığını ifade eden Mutlu Tunç ise, " Hiç beklemediğimiz bir sonuç oldu. Fiyatlar çok fazla. Doğalgaz ve diğer faturalar da gündemdeyken yapılması çok yanlış bir karardı. Desteklediğim bir insandı Ekrem bey. İnşallah bu yanlışından döner" dedi. Ayşe Kamil Çelebi de  "Çok kötü, hiç iyi değil. Bize gelen kaşıkla, onlar giden kepçeyle. Asgari ücretle geçinen biri olarak zor" ifadelerini kullandı.Yeni tarifeye göre ise toplu ulaşım ücreti İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından şu şekilde belirlendi; "2,60 lira olan tam elektronik bilet 3,50 lira, 1,25 lira olan öğrenci bileti 1,75 lira, 205 lira olan tam mavi kart 275 lira, 40 lira olan öğrenci mavi kartı 50 liradan satılacak. Otobüs ve İBB'ye bağlı raylı sistemlerde tam bilet aktarma ücretlerinde, birinci aktarma 2,50 lira, ikinci aktarma 1,90 lira, üç, dört ve beşinci aktarmalar 1,20 lira olarak belirlendi. Öğrenci aktarma ücretlerinde ise birinci aktarma 0,75 kuruş, ikinci aktarma 0,70 kuruş, üç, dört ve beşinci aktarmalar 0,60 kuruş olacak. Şehir Hatları vapurları ve bilet entegrasyonuna dahil deniz motorlarında da 2,60 lira olan hatlar 3,50 lira, 2,70 lira olan hatlar 3,65 lira, 3 lira olan hatlar 4 lira olarak tespit edildi. Deniz yollarında birinci aktarma 2,80 lira, ikinci aktarma 2,30 lira, üç, dört ve beşinci aktarma 2 lira olacak."

Görüntü Dökümü------------------Muhabir anons (Gamze Şimşek)-Metrobüse giden vatandaşlar-Turnikelerden geçen yolcular-Vatandaşlar ile röp-Metrobüslerin yolcu alması-Metrobüs bekleyen yolcular-Saatini bekleyen metrobüsler-Genel ve detay

10.02.2020 - 09.53 - Haber Kodu : 20021002810.02.2020 - 10.43 - Haber Kodu : 200210044

========================

4 - BASKETBOL MAÇINDA HAKEMLERE SALDIRI KAMERADA

İstanbul DHA - İSTANBUL'da oynanan basketbol maçında hakemlere saldırı kameraya yansıdı.İstanbul'daki olay geçtiğimiz cumartesi günü yaşandı. Özel organizasyon İstanbul Gelişim Ligi'nde U18 Ada Yıldızları Spor Kulübü - Dudullu OSB Spor Kulübü arasında oynanan basketbol altyapı müsabakasında hakemler saldırıya uğradı.Ada Yıldızları takımının antrenörü ve oyuncuları; müsabakanın hakemleri Haluk Berk Özüstün, Bora Çevik, Faruk İnan, M.Gökmen Demiray 'a saldırdı. Cep telefonuyla kaydedilen saldırı güçlükle engellerdi. Olaydan sonra hakemler darp raporu alıp suç duyurusunda bulundu.Saldırıyla ilgili İstanbul Basketbol Hakemleri Derneği açıklama yaptı. Açıklamada, "Fiziksel saldırıya maruz kalan hakem arkadaşlarımız, bu saldırı ve darp girişiminin ardından hastaneye giderek gerekli sağlık kontrolünden geçmiş ve darp raporu alarak akabinde yapılan bu eylemi gerçekleştiren Ada Yıldızları antrenörü Çağatay Baykent ve oyuncuları  hakkında Emniyette şikayetçi olmuştur. Ada Yıldızları Spor Kulübü basketbol takımının oyuncuları ve antrenörünün fiili saldırıları, camiamızda büyük bir üzüntü yaratmış ve esefle karşılanmış, basketbol ailesinin bir parçası olan hakem camiamızı üzerek derinden sarsmıştır" denildi.Açıklama şöyle devam etti: "Fanatik ruhlu, sporun asıl amacının dostluk, centilmenlik ve fair-play olduğunu göz ardı eden söz konusu kişiler, tekme ve tokatlarla hakemlerin hayati bölgelerine, baş ve boyun bölgelerine defalarca yumruk ve tekmelerle vurarak, spordaki örnek çalışmalara büyük gölge düşürmüştür. Ayrıca, Dudullu OSB Spor Kulübü antrenörü ile takım görevlilerinin, hakem arkadaşlarımıza sahip çıkmaları ve sağduyu davranışlarından dolayı teşekkür ederiz. İstanbul Basketbol Hakemleri Derneği olarak olarak; hakem arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi ileterek, bu olayı şiddetle kınıyor ve başlamış olan hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızın kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz" ifadeleri yer aldı.

Görüntü Dökümü: ---------Olayla ilişkin görüntüler

=======================

5 - PİSTEN ÇIKAN UÇAĞIN ENKAZINI KALDIRMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

İlkay DİKİCİ/ İSTANBUL, SABİHA Gökçen Havalimanı'nda geçen hafta Çarşamba günü pistten çıkan uçağın enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Enkaz kaldırma ekipleri uçağın yanına gelerek çalışmalara başladı. Ekipler dün saat 17.00'ye kadar yaptığı çalışmalarda, uçağın arka kanatlarını metal testereler yardımıyla gövdesinden ayırmıştı. Bugün saat 09.00 sıralarında ekipler enkaza gelerek, çalışmalara yeniden başladı.

Görüntü DÖkümü: ---------Çalışmalardan görüntü

10.02.2020 - 09.50- Haber Kodu : 200210027=================

(HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE) 6- TAKSİM CAMİSİ'NİN PENCERE CAMLARI TAKILIYOR Ali AKSOYER-Zeki GÜNAL/İSTANBUL, TAKSİM Meydanı'nda yapımına 17 Şubat  2017 yılında başlanan Taksim cami inşaatında sona yaklaşıldı. Yüzde 90'ı tamamlanan caminin pencere camları takılmaya başlandı. 2 bin 575 kişinin aynı anda namaz kılabileceği kapalı alana sahip caminin bu yıl içinde ibadete açılması planlanıyor.Mimarlığını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin mimarı Şefik Birkiye ile Selim Dalaman'ın yaptığı Taksim Camisi inşaatında sona yaklaşıldı. 2019 yılında kaba inşaatı tamamlanarak ince işçiliklerine geçilen caminin pencere camları takılmaya başlandı. 61 metre yükseliğindeki 2 minarenin taş kaplama işlemleri ise devam ediyor. 2 bin  482 metrekarelik alanda inşaatı devam eden camide bir yandan da süsleme ve mermer kaplama işlemleri eş zamanlı olarak yapılıyor.Taksim ve civarında bulunan çevre esnafı da caminin tamamlanmasından oldukça memnun. Taksim'de bir iş merkezinde ofisi bulunan Vesim Kır  "Caminin her geçen gün tamamlandığını görmek bizi çok memnun ediyor. Özellikle kış günlerinde çevredeki camilere gittiğimizde dışarda namaz kılmak zorunda kalıyoruz." dedi. Öte yandan projenin gecikmiş bir proje olduğunu söyleyen Ömer Çıkrıkç 'da "Keşke daha önce yapılsaydı. Çok gecikti. Bir an önce bitmesi için sabırsızlanıyoruz." şeklinde konuştu.Tamamlandığında Rum Ortodoks ve Ermeni Katolik Kiliselerine komşu olacak olan camide aynı anda 2 bin 575 kişi namaz kılabilecek. Taksim Camisi'nin minare yüksekliği 61 metre. Bu yükseklik özellikle çevredeki diğer dini yapıların yüksekliği dikkate alınarak projelendirildi. Projede yer altında üç katlı otopark bulunacak. Burada 165 araç park edebilecek. Yapıda ayrıca konferans, sergi salonları da yer alacak. Taksim camisinin  bu yıl içinde ibadete açılması planlanıyor.

Görüntü Dökümü: --------Havadan ve yerden görüntülerle cami ve pencereler

======================

7- YOKUŞTA KAYAN ÇOCUKLARIN ÖLÜMDEN DÖNDÜĞÜ AN KAMERADA

Emin YEŞİL/İSTANBUL,- SULTANGAZİ'de yokuş aşağı kayan çocuklar seyir, halindeki aracın altında kalmaktan son anda kurtuldu. O anlar çocukların kar keyfini görüntüleyen bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Olay, Cumartesi günü Esentepe Mahallesi'nde meydana geldi. Şehit Eyüp Gönen Parkı'nın yanında bulunan yokuştan aşağı kayan çocuklar, karın keyfini çıkarmaya çalıştı. Naylon poşetlerle yokuş aşağı kayan çocuklardan biri, seyir halindeki bir aracın arka tekerleğine kafasını çarptı. Çocuk, aracın altında kalmaktan son anda kurtuldu. O anlar, çocukların kar keyfini görüntüleyen bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.

Görüntü Dökümü: --------------Cep telefonu görüntüleri-Karda kayan çocukları-Yokuş aşağı kayarlarken gelen araç-Çocuklardan birinin aracın tekerine kafasını çarpması

10.02.2020 - 09.47 - Haber Kodu : 200210025====================

8- - İSTANBUL'DA YASA DIŞI ORGAN NAKLİ YAPAN ÇETE ÇÖKERTİLDİ

Ali ABLAY/ İSTANBUL, İSTANBUL'da yurtdışından getirilen hastalara yasa dışı böbrek nakli yapan bir çete çökertildi.Bulgaristan polisinden İstanbul'da özel bir hastanede sahte belgelerle organ nakli yaptırıldığına dair  gelen bilgiler üzerine, İstanbul Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Olay hakkında çalışma başlatan polis, F.Ö.(55) isimli Türk bir kadının İstanbul'da ve Bulgaristan Sofya'da kliniği bulunan özel bir hastanede sigortalı olarak çalıştığını belirledi. F.Ö.'nün Bulgaristan'da bulunan kliniğe gelen ve organ nakli ihtiyacı olan Bulgaristan vatandaşlarını klinik vasıtasıyla ile aynı hastanenin İstanbul'daki organ nakli birimine yönlendirdiği tespit edildi. Organ nakline ihtiyacı olan kişilerin İstanbul'a yönlendirilmesinin ardından, hastaya daha önce tanımadığı ve bir bağı bulunmayan fakat organ nakli için kan grubu ve diğer şartları uygun olan bir verici bulunup sahte belgelerle alıcı ve vericileri bazen evli bir çift gibi, bazen de kardeş gibi gösteren belgeler hazırlanıyordu. Düzenlenen sahte evrakları hastaneye sunan F.Ö., alıcı ve vericileri akraba gibi göstererek hemen nakil yaptırmaya çalışıyor ve bu sayede sürecide hızlandırmış oluyordu.Çalışmalarını tamamlayan emniyet ekipleri, 1 Şubat günü F.Ö. isimli kadının böbrek alıcısı olan erkek Bulgaristan vatandaşı K.L.D.(37) ile böbrek vericisi olan Bulgaristan vatandaşı kadın K.L.D.(41) isimli kişileri sahte belgelerle kardeş göstererek böbrek nakli yaptırmak için Bulgaristan'dan İstanbul'a getirdiğini tespit etti. Bu belirlemenin ardından operasyon başlatan polis F.Ö.'yü hastanede yakalayarak gözaltına aldı. Yakalanan şüpheli F.Ö.'nün daha öncede 2 kez farklı kişileri akraba göstererek böbrek nakli yaptığı polis ekiplerince tespit edildi.Hastane yetkililerinin, böbrek nakli için gelen kişilere ait belgeleri polisle paylaştığını öğrenen F.Ö.  , operasyondan önce böbrek alıcısı olan K.L.D., böbrek vericisi olan K.L.D ile yanlarındaki T.G.P.(29), A.G.P.(31) ve A.S.M.(38) isimli kişileri hastaneden çıkararak kaçırdı. Böbrek alıcısı olan K.L.D. ile yanındaki T.G.P., A.G.P. ve A.S.M. isimli Bulgaristan vatandaşları Türkiye'den kaçmaya çalıştıkları sırada Kapıkule Sınır Kapısında yakalanırken, Bulgaristan vatandaşlarının kaçmasına aracılık eden F.Ö.'nün eşi M.Ö.(60) de kaçmaya çalışan kişilerle birlikte gözaltına alındı. Böbrek vericisi olan K.L.D'nin ise hastaneye vermiş olduğu kimlik bilgilerinin sahte olduğu belirlenirken, gerçek kimlik bilgilerindeki isminin Z.Y.I.(37) olduğu polis tarafından tespit edildi. Böbrek vericisi olan Z.Y.I'nın gerçek kimliği tespit edilmeden önce Türkiye'den çıkış yaptığı belirlendi.Gerçekleştirilen operasyonun ardından F.Ö.'nün adresinde yapılan aramalarda 17 bin 130 euro ele geçirilirken, yakalanan kişilerin cep telefonlarına el koyuldu. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde ise, F.Ö.'nün organ nakli için Türkiye'ye getirdiği kişilerle hastanede ilgilendiği görülüyor.Emniyetteki işlemleri tamamlanan 6 şüpheli adliyeye sevk edilirken, F.Ö., T.G.P., A.G.P., A.S.M. ve M.Ö. isimli şüpheliler çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Böbrek alıcı olan K.L.D ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü dökümü-------------------F.Ö.'nün adresinde arama yapılmasıGüvenlik kamera görüntüleriŞüphelilerin adliyeye sevk edilmesi  10.02.2020 - 11.24 - Haber Kodu : 200210059====================

9- SUÇLARINA ÇOCUĞU DA ALET ETTİLER

Emin YEŞİL/İSTANBUL/DHA- SULTANGAZİ'de bir giyim mağazasına müşteri gibi gelen, yanlarında küçük bir çocuk bulunan 3 kadın, alışveriş yapan bir kadının cebinden kısa süre önce satın aldığı cep telefonunu çalarak kayıplara karıştı. Hırsızlık anı mağazanın güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.Olay, 30 Ocak Perşembe günü saat 15.00 sıralarında Sultangazi Cebeci Mahallesi Eski Edirne Asfaltı üzerinde bulunan bir giyim mağazasında meydana geldi. Alışveriş yapmak üzere mağazaya gelen bir kadın, askıdaki ürünleri incelemeye başladı. Kısa bir süre sonra mağazaya yanlarında küçük bir kız çocuğu ile birlikte 3 kadın, müşteri gibi girdi. Kadınlardan biri, raf ve askıdaki ürünleri inceleyen kadının montunun cebinde bulunan telefonu çekip alırken, diğer iki kadın ise o sırada askıdaki ürünleri inceleyerek kadının dikkatini dağıttı. O anlar mağazasının güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

HIRSIZLIK ANI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDIGörüntülerde, mağazada raf ve askıdaki ürünleri inceleyen kadının yanına yanlarında bir kız çocuğu bulunan üç kadın geliyor. Bir süre askıdaki ürünleri inceleyen kadınlardan biri, gözüne kestirdiği kadının arkasına geçerek diğer iki arkadaşına el işareti yapıyor. İşaretle birlikte kadınlar, müşteri kadının önüne geçerek askıdaki ürünleri incelemeye başlıyor. Diğer kadın ise, montun cebinde bulunan telefonu almak için elini uzatırken ilk denemesinde başarısız oluyor. O esnada mağazada bulunan müşterilerden iki kadın, şüphelilerin bulunduğu bölüme geliyor. Olup biteni film izler gibi izleyen küçük çocuk, müşterilerin fark etmemesi için kadının yanına yaklaşıyor. Talihsiz kadını adeta ortalarına alan şüphelilerden biri, kadına askıdaki bir ürünü göstererek, kendisine vermesini istiyor. Kadın da eğilerek ürünü alıp, şüpheli kadına uzatıyor. O esnada arkasında bulunan kadın, montta bulunan telefonu çekip alıyor. Telefonu aldıktan sonra üç kadın ve yanlarındaki çocuk hızlıca mağazadan uzaklaşıyor.

ÇALINDIĞINI GÜVENLİK KAMERALARINI İZLEYİNCE ANLADIBir süre sonra cep telefonunun yerinde olmadığını gören kadın, durumu mağaza görevlilerine bildirdi. Görüntülerin incelenmesi sonucu telefonun çalındığı anlaşıldı. Bilgilendirilmesi üzerine mağazaya gelen polis, görüntülerin kopyasını alarak üç kadının kimliğini tespit etmek için çalışmalara başladı. Kısa bir süre önce 3 bin TL'ye telefonu aldığını belirten kadın, görüntülerdeki üç kadından şikayetçi oldu. Polis, şüphelileri arıyor.

Görüntü dökümü: -----------------(GÜVENLİK KAMERASI)-Mağazadan görüntü-3 kadın ve bir çocuğun içeri girmesi-Mavi eşarplı kadının telefonu alması(32. saniye, 20. salise)-Çocuk(pembe montlu) ve 3 kadının gidişi-Detaylar

10.02.2020 - 11.08 - Haber Kodu : 200210051

==================

10- 'DOĞUŞTAN KALP HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR SALGINA KARŞI EKSTRA KORUNMALI' Özlem YURTÇU KARABULUT- Özgür KUMANOVALI/ İSTANBUL, - İSTANBUL Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Alper Güzeltaş, basit bir gribin doğuştan kalp hastalığı olan çocuklarda hayati tehlike yaratabildiğini kaydederken, "Normal bir bireyde ayakta geçirilebilecek gribal enfeksiyon bu bireylerde yoğun bakım tedavisi dahi gerektirebiliyor. Dolayısıyla bu çocukların tüm aşılarının tam olması ve geç kalmadan da mevsimsel aşılarının yaptırılması hayati önem taşıyor" dedi.

Kış dönemiyle birlikte artan grip vakalarıyla ilgili DHA'ya konuşan Prof. Dr. Alper Güzeltaş, özellikle bu mevsimlerde Türkiye'de virüs salgınlarının zirveye ulaştığını söyledi. Güzeltaş "Kalp hastalığı ile doğan bebekler hayatları boyunca takip altında olmalı. Örneğin sağlıklı bir bireyde hafif geçirilebilecek bir enfeksiyon, bu çocuklarda yoğun bakım yatışlarına varana kadar ciddi tablolara yol açabilir. Çocukluk çağı aşılarının ihmal edilmemesi, gribal enfeksiyonlara en çok yol açan virüslerden RSV'ye karşı aşı ve immünglobin tedavilerinin Eylül-Ekim ayından başlayıp Mart ayına kadarki süreçte yaptırılması çocukları bu enfeksiyonlardan korumak açısından önemli. Bunun dışında, doğuştan kalp hastalığı bulunan çocuklar salgın mevsimlerinde kalabalık ortamlardan uzak tutulmalı, aile bireylerinden birinde enfeksiyon varsa evde maske kullanılmalı ve el hijyenine çok dikkat edilmeli" dedi.

'HER YIL 15 BİN BEBEK KALP HASTALIĞI İLE DOĞUYOR'Her yıl 7-14 Şubat tarihlerinin 'Doğuştan Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası' olarak çeşitli etkinliklerle kutlandığını hatırlatan Prof. Dr. Güzeltaş, "Bu haftanın amacı doğuştan gelen kalp hastalıkları konusunda aileleri bilgilendirmek. Doğuştan kalp hastalığı, her 100 canlı doğumdan yaklaşık birinde görülüyor. Ülkemizde yılda ortalama 13 ila 15 bin bebek, kalp hastalığı ile doğuyor. Bu bebeklerin de en az dörtte birinin yenidoğan döneminde acil girişim ihtiyacı oluyor. En az yarısının ise ilerleyen dönemlerde kateter anjiyo ya da ameliyat gibi çeşitli tıbbi tedaviler geçirmesi gerekiyorö diye konuştu. Doğuştan görülen kalp hastalıkları arasında en sık, Ventriküler Septal Defekt (VSD) olarak bilinen kalbin karıncıkları arasındaki delik ile Atriyal Septal Defekt (ASD) olarak bilinen kalbin kulakçıkları arasındaki deliklere rastlandığını anlatan Prof. Dr. Alper Güzeltaş, "Ağır seyreden grupta ise siyanotik hastalıklar dediğimiz morarma ile seyredenler geliyor. Bunların başında Fallot Tetralojisi dediğimiz ve 4 ayrı anomalinin bir arada görüldüğü hastalık geliyor. Bir de Pulmoner Atrezi dediğimiz akciğer atardamarı kapağının bulunmamasına bağlı hastalıklar çok karşımıza çıkıyor" dedi.

MORARMA İLE SEYREDENLER BİRAZ DAHA RİSKLİBu hastalıkların yeni doğan döneminden itibaren morarma atakları kendini belli ettiğine değinen Prof. Dr. Güzeltaş, şu bilgileri verdi: "Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta şu: Bazı kalp hastası bebekler doğumdan sonra hiçbir bulgu vermediği için de iyi diye taburcu edilebilir. Ama annelerin evde çok dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle bebek hızlı nefes alıp veriyorsa, dudak çevresinde ve dilinde morarma varsa, beslenme zorluğu yaşıyorsa mutlaka bir çocuk doktoruna gidilmeli. Çocuk doktorları tamamen sağlıklı gibi görünen bu çocuklarda kalpte üfürüm duyulması ya da ek sesler duyulmasıyla hastayı çocuk kardiyoloğuna yönlendirir. Bir diğer önemli nokta da tanı aşamasında ekokardiyografi (EKO) dediğimiz bebek henüz anne karnındayken yapılacak ultrasonla, kalp hastalığının daha doğmadan teşhis edilmesidir. Eğer bu aşamada teşhis koyabilirsek bebeğin doğumunun hemen ardından yapılacak tedaviyi çok daha iyi planlayabiliriz."

'UYGAR 20 YILDIR MÜCADELE EDİYORDU ŞİMDİ İYİ'Doğuştan kalp hastalıklarının tedavisinin her merkezde yapılamadığını da vurgulayan Prof. Dr. Alper Güzeltaş, "Her ameliyat her yerde yapılamıyor. Bebekte çok ağır bir kalp hastalığı varsa, en uygun transport şekli; henüz anne karnındayken bebeğin ilgili merkeze nakledilmesi ve annenin doğumunu buraya yakın bir yerde gerçekleştirmesinin sağlanmasıdır. Böylece bebeğe vakit kaybetmeden müdahale edilebilirö dedi. Özyeğin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisi Uygar Korkmaz'ın da doğuştan kalp hastası olarak dünyaya geldiğini anlatan Prof. Dr. Alper Güzeltaş, sözlerini şöyle noktaladı: "Ailelerin kalp hastası bebeği olduğunda hemen paniklememesi gerekiyor. Bu çocuklar iyi takip edilip uygun tedavileri aldıklarında normal bir hayata kavuşabiliyor. Uygar bunun en güzel örneği. Şu anda 23 yaşında. Kötü seyreden hastalıklardan Fallot Tetralojisi ile doğdu. Daha önce kalp ameliyatı da geçirdi. Sonraki dönemlerde ciddi kapak yetmezliği ortaya çıkınca kasıktan anjiyo ile girip çalışmaya pulmoner kapağının yerine yapay bir kalp kapağı taktık. Uygar şimdi tamamen normale döndü. Doğuştan kalp hastası çocuklar kaç yaşına gelirse gelsin ömür boyu çocuk kardiyologları tarafından takip edilmelidir."

'ÇOCUKLUĞUMDA ÇOK KISITLI BİR HAYATIM OLDU'Kalp hastalığı ile dünyaya gelen ve tüm zorluklara rağmen eğitim hayatını da sürdüren Uygar Korkmaz (23) ise şunları söyledi: "Çocukluğumda çok kısıtlı bir hayatım oldu hastalığım nedeniyle. Normal bir çocuğa göre enfeksiyon kapma olasılığım çok daha fazla idi. Sağlığımın elverdiği kadar sosyal hayatımı ve eğitim hayatımı devam ettirebildim. Zor bir süreç. Ailelerin de hastanın da sabırlı olması gerekiyor. 9 ayda bir kontrole gidiyordum. 1,5 yıl önce de bir kapakçık takıldı bana. Kalbimdeki sorunların neredeyse tamamı çözüldü sayılır."

Görüntü dökümü: ------------------Prof. Dr. Alper Güzeltaş röportajıUygar Korkmaz röportajıgenel ve detay görüntüler

10.02.2020 - 11.21 -Haber Kodu : 200210058===================

11- GÖLETTE MAHSUR KALAN MARTIYI İTFAİYE EKİPLERİ KURTARDI

Haber-Kamera: Serdar ALTINTEPE/ İSTANBUL,Bahçeşehir'deki yapay gölette mahsur kalan martıyı, itfaiye ekipleri botla kurtardı. Bir ayağını kaybeden martı İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.Bahçeşehir Gölet Parkı içerisinde bulunan yapay gölette bir martı mahsur kaldı. Parka yürüyüş için gelen vatandaşlar martının çırpındığını fark ederek itfaiye ekiplerine haber verildi. Bahçeşehir İtfaiye İstasyonu'na bağlı itfaiye ekipleri botla beraber Bahçeşehir Gölet Parkı içindeki yapay gölete gitti. Bir süre hazırlık yapan itfaiye erleri, botla gölette martının bulunduğu bölgeye doğru açıldı.Göletin ortasındaki metal parçalarına ayağını sıkıştıran martı itfaiye eri tarafından kurtarılarak bota alındı. Göletten kenara getirilen martının bir ayağının kopmak üzere olduğu görüldü. İtfaiye ekiplerine haber veren vatandaşlar, bu defa da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ALO153'ü arayıp İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü'ne martının durumu hakkında bilgi verdi.İtfaiye ekipleri de yaralı martıyı Bahçeşehir İtfaiye İstasyonu'na götürdü. İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü ekipleri, martıyı itfaiye ekiplerinden teslim aldı. İtfaiye ekiplerine martının mahsur kaldığını haber veren İlkay Gürdal, "Yürüyüş yaparken martının çırpındığını fark ettik itfaiyeyi aradık. Geldi itfaiye sağ olsun kurtardı. Sağlık hizmeti de alırsa daha iyi olacak" dedi.

Görüntü dökümü---------------İtfaiyenin botla gölete açılması-İtfaiye erlerinin martıyı kurtarması-Martının kenara getirilmesi-İlkay Gürdal röportaj-İtfaiye erlerinin martıyı götürmesi =================

12- ZABITAYA KIZDI; TÜM SİMİTLERİ SATIN ALDI

Taylan ERGÜN/İSTANBUL/DHA- ARNAVUTKÖY'de simit satan bir kişinin arabasına el koymak isteyen zabıta memurlarına vatandaşlar engel oldu. Çevrede bulunan bir esnaf, bütün simitleri satın alarak zabıtaların arabaya ve simitlere el koymasının önüne geçti. Olay, Arnavutköy Merkez Mahallesi Eski Edirne Asfaltı Fatih Caddesi üzerinde meydana geldi. 4 zabıta memuru cadde üzerinde el arabasıyla simit satan 18 yaşındaki gence müdahale etmek istedi. Zabıtalar, arabaya el koymak isterken, vatandaşlar zabıta memurlarına tepki gösterdi. Vatandaşlar ile zabıta memurları arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Çevrede bulunan bir esnaf, olay yerine gelerek 'alamazsınız' diye zabıtalara tepki gösterdi. El arabasını zabıtaların elinden alan esnaf, arabada bulunan tüm simitleri satın aldığını söyleyerek, simit satıcısına parasını verdi. O anlar ise bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi.

Görüntü Dökümü;---------------Yaşanan tartışma-Simitleri alan kişi

10.02.2020 - 09.39 - Haber Kodu : 200210021


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement