Palet fabrikasındaki yangın 10 iş yerine sıçradı
Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki sanayi sitesinde bulunan ahşap palet fabrikasında yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyüyerek fabrikanın yanındaki 10 iş yerine sıçradı. Yangın sonucu fabrikada büyük çapta ve iş yerlerinde ufak çapta hasar meydana geldi.
Çay ilçe merkezine yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Yeni Sanayi Sitesi'nde faaliyet gösteren bir palet fabrikasında dün saat 15.30 sıralarında yangın çıktı. Çıkış nedeni henüz bilinmeyen yangın bir anda büyüyerek, iş yerindeki ahşap paletlere sıçradı. Alevlere fabrika çalışanları kendi imkanlarıyla müdahale etmeye çalışırken, durum itfaiyeye bildirildi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve jandarma ekibi sevk edildi. Polis ve jandarma çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de fabrikanın yanında bazıları depo olarak kullanılan 10 iş yerine sıçrayan yangını kontrol altına alarak söndürmeye çalıştı. Çay Belediye Başkanı AK Parti'li Hüseyin Atlı da olay yerine gelerek çalışmaları inceledi ve itfaiye ekiplerini yönlendirdi. İş yeri sahipleri ise endişeli gözlerle çalışmaları takip etti.
YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ
Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki sanayi sitesinde bulunan ahşap palet fabrikasında çıkan ve 10 iş yerine daha sıçrayan yangın, ekiplerin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangın nedeniyle palet fabrikasında büyük çapta hasar meydana gelirken, diğer iş yerlerinde ise kısmi hasar oluştuğu belirtildi. Yangının çıkış nedeni ve hasarın boyutuyla ilgili çalışma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
------
(Cep telefonu kamerası)
-Yangına müdahale eden ekipler
Haber-Kamera: Muzaffer NAL/ ÇAY(Afyonkarahisar),
============================
Mardin'in Suriye sınırına askeri sevkiyat
DİYARBAKIR'dan Mardin'de bulunan Suriye sınırındaki birliklere tank ve askeri araç sevkiyatı yapıldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nce Mardin'de bulunan sınır birliklerine üzerinde tank ve askeri araçların bulunduğu konvoy ile sevkiyatı yapıldı. Gece saatlerinde güvenlik önlemleri eşliğinde ilerleyen askeri konvoy, havaalanı kavşağından ilerleyerek Mardin'e doğru hareket etti. Konvoyun Suriye ile sınırı bulunan Mardin'deki çeşitli birliklerde konuşlandırılacağı öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Sevkiyattan görüntüler
Haber-Kamera: Emrah KIZIL - Elif FİLİZ/ DİYARBAKIR,
================================
Sağanak yağış İzmir'de hayatı olumsuz etkiledi
Meteoroloji'den yapılan uyarıların ardından, İzmir'de gece saatlerinde sağanak yağış etkili oldu. Yağış nedeniyle kentin birçok noktasında ev ve işyerlerini su basarken, trafikteki çok sayıda araç yollarda mahsur kaldı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Ege Bölgesi için yaptığı sağanak yağış uyarılarının ardından, gece saatlerinde başlayan ve yaklaşık 1 saat süren sağanak yağış, İzmir'de hayatı olumsuz etkiledi. Şiddetli yağış nedeniyle kentteki birçok ev ve işyerini su bastı. Su baskınları sonucu birçok ev ve iş yerinde hasar meydana geldi. Mağdur olan vatandaşlar, durumu yetkililere bildirirken kendi imkanları ile evlerindeki suları tahliye etti. Trafikteki çok sayıda araç da yolların göle dönmesi nedeniyle mahsur kaldı.
Ayrıca, sağanak yağış nedeniyle Şehit Şakir Özgan Polis Merkezi'nde de su baskını yaşandı. Görevli polis memurları, itfaiye ekipleri gelinceye kadar kendi imkanları ile polis merkezinin içinde ve bahçesindeki suları tahliye etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------
-Yollardan görüntü
-Dondurma dolabından görüntü
-Evlerden görüntü
-Karakoldan görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Halil İbrahim KARABIYIK/ İZMİR,
=================================
Çanakkale'de 92 kaçak göçmen yakalandı
ÇANAKKALE'nin Ayvacık ilçesinden lastik botla Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçiş yapmak isteyen Afganistan uyruklu 92 kaçak göçmen Sahil Güvenlik ekiplerince yakalandı.
Kuzey Ege Denizi'nde yasa dışı geçişlere karşı devriye görevinde bulunan Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı ekipler, iki ayrı operasyonda Afganistan uyruklu 92 kaçak göçmen yakaladı.
Ekipler, Küçükkuyu beldesi açıklarında 50, Kadırga burnu açıklarında ise 42 olmak üzere Afganistan uyruklu toplam 92 kaçak göçmeni botlarla Küçükkuyu beldesindeki Sahil Güvenlik Karakolu'na getirdi. Burada yiyecek ve kıyafet yardımı yapılan kaçak göçmenler işlemlerinin ardından Ayvacık ilçesindeki Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.
BALIKESİR'DE 180 KAÇAK GÖÇMEN VE 13 ORGANİZATÖR YAKALANDI
Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ve Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından insan kaçakçılığına karşı yapılan operasyonlarda, 180 kaçak göçmen ile 13 organizatör yakalandı. İnsan kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen 13 organizatörden 6'sı çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 7'sinin sorgusu devam ediyor.
Balıkesir sahillerinden Yunanistan'ın Midilli Adası'na yasa dışı geçişlere karşı mücadele eden jandarma ve polis ekipleri tarafından düzenlenen operasyonlarda, 180 kaçak göçmen ile 13 organizatör yakalandı.
CEP TELEFONUNDAKİ KONUMDA 49 KAÇAK YAKALANDI
Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ayvalık ilçesi Küçükköy Mahallesi Şeytan Sofrası mevkiinde, şüphe üzerine kontrol amaçlı kamyoneti durdurdu. Kimlik sokrgusunda kamyonette bulunan C.Ü.'nün insan kaçakçılığı suçlamasıyla hakkında arama kaydı bulunduğu belirlendi. Yapılan incelemede, C.Ü.'nün cep telefonuna konum atıldığı tespit edilerek, belirlenen konuma operasyon düzenlendi. Yapılan operasyonda Afganistan uyruklu 49 kaçak göçmeni yakaladı.
37 KAÇAK İLE 6 ORGANİZATÖR YAKALANDI
Devriye görevinde bulunan Edremit İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, Avcılar Mahallesinde durdurduğu kamyonette ise 37 Afganistan uyruklu göçmen ve organizatörler B.Ö., Ü.T., T.T., Ü.K., K.Y. ve E.P.'yi yakaladı. Ayrıca Gömeç ilçesinde yapılan operasyonda da bağlantılı olarak 76 kaçak göçmen yakalandı.
18 GÖÇMEN İLE 6 ORGANİZATÖR YAKALANDI
Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü KOM Grup Amirliği tarafından yapılan operasyonda ise Ayvalık Sahilkent Mahallesi Palmiyeler Sitesi iskelesinden 9 erkek, 8 kadın, 1 çocuk toplam 18 Afganistan uyruklu kaçak göçmen ve organizatörler O.A., H.B., E.S., D.A., R.A. ve M.K. yakalandı. 6 organizatör, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, diğer 7 organizatör hakkındaki işlemler jandarma ekipleri tarafından sürdürülüyor.
Görüntü Dökümü
----------
-Küçükkuyu beldesindeki sahil gğvenlik karakoluna getirilen kaçaklardan görüntü.
Haber-Kamera: Dilara ERDİNÇ/ AYVACIK(Çanakkale),/ Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR, -
=================================
İkinci kattan düşen bebeği komşuları kurtardı
Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde, ikinci kattaki evlerinin balkonundan düşen ve dili boğazına kaçınca nefes alamayan Suriyeli Ali Şavi (1) komşuları tarafından kurtarıldı. Dili boğazından çıkarılan Ali bebek, hastanede tedaviye alındı.
Olay, dün saat 17.00 sıralarında, Sırakapılar Mahallesi 1522 Sokak'ta meydana geldi. Suriye uyruklu anne Ghufran Şavi (33) mutfaktayken ikinci kattaki evlerinin balkonunda oyun oynayan oğlu Ali, korkuluk demirleri arasından düştü. Ali'nin düştüğünü gören çevredekiler yardıma koştu. Komşular, solunum güçlüğü çeken bebeğe ilk müdahalede bulundu. Bebeğin boğazına kaçan dili çıkartıp tekrar nefes alması sağlayan komşular dana sonra durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık görevlilerince ambulansla Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Ali bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Bebeğin düştüğünü fark edip, hemen yardıma koştuğunu belirten komşulardan Ramazan Yıldız, "Yerde bir süre kıpırdaman durdu. Solum güçlüğü çekiyordu. Gereken müdahaleyi çevredekilerle yaptık. Ardından gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Komşuların dikkati bebeğin hayatını kurtardı" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------
-Balkondan görüntü
-Apartmandan görüntü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Görgü tanığı Ramazan Yıldız ile röp.
Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
====================================
Aynı anda 2 ameliyat yapılmasa yaşamını yitirecekti
ŞANLIURFA'da, merdivenden düşünce sağ bacağı kırılan Rahibe Kurtaran (66), ameliyata alındı. Operasyonda kalp krizi geçiren Kurtaran, ameliyathaneye çağrılan Kalp ve Damar Cerrahisi Op. Dr. Ziya Bağış tarafından da ameliyat edildi.
Şanlıurfa'da yaşayan Rahibe Kurtaran, evde merdivenden düşerek sağ bacağını kırdı. Yakınları tarafından Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülen Kurtaran, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Utku Uyan tarafından muayene edildi. Hastaya yapılan tetkiklerden sonra hastanın sağ bacağında parçalı kırık olarak tespit edilerek hemen ameliyat edilmesine karar verildi. Ailenin onayıyla ameliyata alınan Kurtaran, operasyonda kalp krizi geçirdi. Bunun üzerine ameliyathaneye Kalp ve Damar Cerrahisi Op. Dr. Ziya Bağış çağırıldı. Bağış hastaya yaptığı tetkiklerde kalbe giden ana damarla birlikte 4 damarın tıkalı olduğunu tespit etti. Hastayı kaybetme riski üzerine Doktor Bağış bacak kırığı ameliyatının yapıldığı sırada açık kalp ameliyatı operasyonuna başladı. Yaklaşık 5 saat süren ameliyat başarıyla tamamlandı.
'OLDUKÇA NADİR BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYA KALDIK'
Ameliyathaneden Yoğun Bakım Ünitesi'ne alınan ve sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilen Rahibe Kurtaran, oldukça zor bir operasyonun ardından hayatta kaldığını belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Op.Dr. Ziya Bağış şunları söyledi:
"Hastamız bacakta parçalı kırık nedeniyle hastanemize başvurdu. Yapılan tetiklerin ardından hastanın acilen ameliyata alınması gerekiyordu. Bunun için ameliyathaneye alındı. Travma sonrası hastanede yatış sürecinde kalp krizi geçirilmesi oldukça nadir bir durumdur. Bununla beraber, bu tür hastalardan açık kalp cerrahisi geçirecek düzeyde damar hastalığı tespit edilenler çok daha azdır ve bu durumda nasıl bir yöntem seçileceğine dair tıp dünyasında henüz net bir karar yoktur. Hastamızın, travma sonrası, bacağında ayak bileğini oluşturan her iki kemiğinde parçalı kırık oluşmuş ve iki seanslı ortopedik cerrahisi planlanmıştır. İlk müdahalesi kemiğin içerden ve dışarıdan implantlar ile tespiti belinden uygulanan anestezi ile yapılmıştır. Kalıcı ameliyat hazırlığı sürecinde kalp krizi geçirmiştir. Yapılan anjiyografisinde bir damarının tam tıkalı, üç damarının ise tama yakın dar olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle açık kalp cerrahisi yöntemi ile by-pass yapılması kararı alınan hastaya hangi ameliyatın öncelikle yapılacağı konusu gündemimize geldi."
'AYNI ANDA AMELİYAT OLMASA HAYATINI KAYBEDECEKTİ'
Türkiye'de oldukça nadir görülün vakanın aynı anda iki ameliyatın yapılmaması durumunda hastanın hayatını kaybedebilecek riskinin çok yüksek olduğunun altını çizen Bağış konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sancılı bir ön araştırma süreci de başlamış oldu. Ameliyatlardan herhangi birinin ertelenmesi durumunda ciddi sağlık sorunları yaşanması durumu vardı. Kalp Damar Cerrahisi ve Ortopedi Doktorları olarak yaptığımız araştırmada, aynı seansta ameliyatı yapmanın en ideal çözüm olacağına karar verdik. Araştırmamız sonucunda, dünya literatüründe sadece üç hastaya bu şekilde yaklaşıldığı ve ülkemizde ise bildirilen vaka olmadığını gördük. Gerekli ameliyat hazırlıklarından sonra genel anestezi altında sağ bacağındaki parçalı kırık, kemiğin içerisine kırık bölgesi açılmadan yerleştirilen implant ile kalıcı tespiti ve kalbinin dört damarına by pass ameliyatları aynı seansta başarı ile yapıldı. Ameliyat sonrası ertesi gün ayağa kalkan, iki günlük yoğun bakım sürecini sorunsuz olarak atlatan hastamız şu anda serviste günlük yürüyüşlerini küçük desteklerle yapmaktadır. Önümüzdeki birkaç gün içinde kendisini sağlıkla eve taburcu etmeyi planlıyoruz."
Ameliyatın ardından Kurtaran ailesi hastane yönetimine ve doktorlara teşekkür etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------
Aynı andan iki ameliyat olan Rahibe Kurtaran hasta
Ameliyata katılan doktorlar hastayı muayene etmesi
Gerçekleştirilen ameliyat hakkında açıklama yapan doktor Ziya Bağış
Hastaneden genel görüntü
Hasta yürütülmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK/ ŞANLIURFA,
=====================================
Bacağında tümör tespit edilen Safiye, tedavi olmak istiyor
HATAY'ın Arsuz ilçesinde Safiye Köroğlu'nun (5) sol bacağında tümör tespit edildi. Köroğlu ailesi, kızları Safiye'yi tedavi ettirebilmek için yardım beklediklerini söyledi.
Arsuz ilçesi Gözcüler Mahallesi'nde oturan Canan-Işıl Köroğlu çifti, iki çocuğundan biri olan kızları Safiye'yi sol bacağındaki şişme sebebiyle hastaneye götürdü. Yapılan tetkikler sonrası, bacağında tümör olduğu saptandı. Balıkçılıkla geçimlerini sağlayan aile, kızlarının hastalığını öğrenince büyük üzüntü yaşadı. Köroğlu ailesine destek olmak isteyenler, Safiye'nin tedavi edilmesi için sosyal medyada paylaşımlar yapmasına rağmen bekledikleri desteği bulamadı. Kızlarını Ankara'ya tedavi için götürmeye hazırlanan anne Işıl Köroğlu, "Ciddi anlamda tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü hızla büyüyen bir tümör türü. Aksi takdirde kötü sonuçlara sebebiyet verebiliyor. Hastanede tedavi edilmesi gerekiyor" dedi.
Sosyal medyada tanıdıklarının yaptığı paylaşımlara yapılan yorumların kendilerine moral olduğunu belirten anne Köroğlu, "Telefonlarım hiç susmuyor, yurt içi ve yurt dışından telefonlar geliyor. Allah razı olsun herkesten. Geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorlar. Allah hiç kimseye evlat acısı yaşatmasın, evladıyla da sınamasın. Ankara'ya Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne gidip orada tedavi ettirmeye çalışacağız. İnşallah çocuğumun ayağını kurtarır sağlığına kavuştururuz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------
-Küçük Safiye'nin görüntüsü
-Safiye yürürken
-Ayağındaki şişlik
-Safiye'nin annesi ile birlikte görüntüsü
-Anne ile röp.
-Meclis üyesi Mehmet Altun'un Safiye ile görüntüsü
-Mehmet Altun ile röp.
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/ İSKENDERUN(Hatay),
===================================
Aslı Baş davasına devam edildi
BODRUM'da, 9 yıl önce, manken Aslı Baş'ın (32) turizmci Ahmet Bayer'in villasının terasından düşüp, yaşamını yitirmesiyle ilgili davaya devam edildi. Sanık Ahmet Başyer'in avukatı Uğur Poyraz müvekkiline ait Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 'FETÖ' soruşturması kapsamındaki dosya içeriği hakkında yeterli inceleme şansı bulamadığını belirtmesi üzerine duruşma ertelendi.
2003 yılında 'Miss Model Of The World' (Mankenler Kraliçesi) yarışması birincisi olan Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 gecesi saat 02.30 sıralarında, vurgun yediği için tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiren turizmci Ahmet Bayer'in Bodrum Yalıkavak'taki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının, 6,5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek, yaşamını yitirdi. Aslı Baş'ın ölümüyle ilgili soruşturma sonunda turizmci Ahmet Bayer (63) ile oğulları Hakan Bayer (33) ve Volkan Bayer (31) hakkında 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yanlarında çalışan Murat Umirov (42) hakkında da 'delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak' suçundan 7.5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın dün görülen 34'üncü duruşmasına tutuksuz sanıklar Ahmet Bayer, oğulları Volkan Bayer ve Hakan Bayer ile çalışanları Murat Umirov, Aslı Baş'ın babası Mehmet Yavuz Baş katıldı.
Duruşmada Ahmet Bayer'in avukatı Uğur Poyraz müvekkiline ait Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 'FETÖ' soruşturması kapsamındaki dosya içeriği hakkında yeterli inceleme şansı bulamadığını belirtip, duruşmanın başka bir tarihe ertelenmesini istedi.
Poyraz'ın talebini değerlendiren Mahkeme Başkanı Niyazi Akbaş, duruşmayı erteledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Sanıklardan Ahmet Bayer ve oğlu Volkan Bayer'in görüntüsü
-Adliyeden görüntü
Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
===================================
Parayı alırken doktor kıyafetli polisler yakaladı
BARTIN Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde çalışan görevliyi tehdit ederek para isteyen H.F., doktor kılığına giren polisler tarafından parayı alırken yakalandı.
Bartın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde laboratuvar teknisyeni olarak görev yapan H.K.'nin mesaide olduğu sırada telefonu çaldı. Teknisyeni arayan H.F. (61), "Bana para vereceksin, vermezsen seni hastanede tacizde bulunuyor diye herkese söylerim. İstediğim parayı vereceksin yoksa seni rezil ederim"' diye tehdit etti. Durumu polise bildiren H.K., H.F. ile görüşerek istediği parayı vermeyi kabul etti.
Polisler doktor kıyafeti giyerek hastanede beklemeye başladı. H.K. seri numaraları alınmış 9 bin 500 TL'yi H.F.'ye verdiği sırada doktor kıyafetli polisler suçüstü yaptı. O anlar hastanenin güvenlik kameralarına yansıdı.
Dolandırıcılık suçundan sabıkası olan, kişilere telefon açarak tehditle para istediği belirlenen H.F. emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. H.F. mahkeme tarafından tehdit suçundan tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Yakalanma anı güvenlik kamera görüntüsü
-Şüphelinin emniyetten çıkarılması
Haber-Kamera: BARTIN,
========================
İzmir'de 'yok artık' dedirten görüntü
İZMİR'in Konak ilçesinde, seyir halindeki bir otomobilin üzerinde duran ve başka bir kişininde otomobilin camından sarkarak yaptığı tehlikeli yolculuk, bir vatandaş tarafından görüntülendi.
Dün öğle saatlerinde bir vatandaşın, Mersinli Mahallesi Gıda Çarşısı yakınında çektiği görüntü izleyenleri hayrete düşürdü. Söz konusu görüntünde, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi, seyir halindeki otomobilin üzerine çıkarak yolculuk yaptı. Diğer arkadaşı ise vucudunun büyük bölümünü candan çıkartarak tehlikeli yolculuğa eşlik etti. Bir süre otomobil üzerinde ve camından sarkarak yolculuk yapan 2 kişi, otomobilin trafik ışıklarında durması üzerine, camdan otomobilin içerisine girdiği görüldü. Olayı gören ve şaşkınlığını gizleyemeyen bir vatandaş ise saniye saniye bu tehlikeli yolculuğu görüntüledi.
Polis ekipleri, hem kendi hayatlarını hem de trafiğe tehlikeye atan şüphelilerin kimliklerini belirlemek için çalışmalarını sürüdürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Vatandaşın cep telefonu ile çektiği görüntü
Haber: Halil İbrahim KARABIYIK/ İZMİR,
====================================
Kamyonun damperi üst geçide takıldı
DÜZCE'de, hareket halindeyken açılan damperi üst geçide takılan kamyon havaya kalktı. Kazada 2 kişi yaralandı.
Kaza, saat 01.30 sıralarında D-100 Karayolu DSİ mevkiinde meydana geldi. Fikret Karaağaç idaresindeki 81 DB 637 plakalı kamyonun damperi hareket halindeyken açılarak karayolunda bulunan üst geçide takıldı. Damper yerinden çıkıp üst geçitte asılı kalırken, kamyon ise motor kısmının üzerinde havaya kalktı. Kazada kamyon sürücüsü Fikret Karaağaç ve araçta bulunan Bircan Arslan yaralandı. Yaralılar 112 Acil ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. D-100 Karayolu İstanbul istikameti ise bir süre ulaşıma kapatılarak, araç geçişi yan yoldan sağlandı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Kamyonun damperinin üst geçide takılı görüntüsü
Kamyonun dik durması
Polis ekiplerinin görüntüsü
Vatandaşların görüntüsü ve detaylar
Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/ DÜZCE,
===========================
40 yıl sonra mağaradan kulübeye taşındı
BALIKESİR'de 40 yıldır mağarada yaşayan İskender Gündüz (74), kendisi için yapılan 10 metrekarelik kulübeye taşındı
Balıkesir'in Bigadiç ilçesi Akyar Mahallesi'ndeki bir mağarada yıllarca yaşayan İskender Gündüz için Bigadiç Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca 10 metrekarelik kulübe yapıldı. Daha önce yaşadığı mağaraya 25 metre mesafade olan, 10 bin 325 liraya mal olan klübenin dışına, Gündüz'ün su ihtiyacını karşılaması için su tankı konuldu.
Yaşlılık aylığı olarak 675 lira alan ve gıda yardımı yapılan Gündüz, kendisine yaptırılan kulübe için "Buraya emek harcanmış, burası kulübe değil ev. Devletin yaptığı güzel olur" dedi.
Akyar Mahallesi Muhtarı Evrim Ayhan, "İskender amcamız kırk yıldır mağarada durmakta,12 Eylül mağdurlarındandır. İskender amcamız cezaevinden çıkıp köye döndüğünde insanlar ve devlete küstü, 40 yıldır köyümüzün dışında mağarada yaşıyordu. Biz de kendi imkanlarımız doğrultusunda yanına gelip giderken ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. İskender amcanın daha önce yaşadığı mağara maden aramak için açılmış bir tüneldi. Orası göçük yaptığından burada bulunan bir mağara ağzı gibi bir çukura kendi imkanları ile taş duvar örmüş, bir sığınak yapmıştı. 11 yıldır da burada yaşıyordu. Burasıda çok küçük olduğu için durumu ilçe kaymakamımıza bildirdik. Sağ olsunlar böyle bir yer yaptılar. Mağarada yaşarken yürüyemiyordu, felç geçirmişti şimdi buraya taşındığında iyileşme sürecine geçti. Ayağa kalkıyor, yürüyor, kendi işini yapıyor. Sağlığı sıhhati yerinde. 675 TL yaşlılık aylığı geliyor. Biz de bu parayla ihtiyaçlarını karşılıyoruz. İki kardeşi var, ikisi de köyde ev gösterdiler yanımızda kalsın diye, kabul etmedi. Kendisine muhtarlıkça başka bir yer gösterdik orayı da kabul etmedi. İnsanlardan kaçıyor, uzak yaşıyor. Yaşadığı mağaradan 25 metre mesafedeki bu klübeye zor ikna ettik. Şimdilik hayatından memnun gözüküyorö diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-İskender Gündüz'ün kaldığı mağaradan genel ve detay görüntü
-İskender Gündüz'ün yeni kaldığı kulübeden genel ve detay görüntü
-İskender Gündüz röp
-Akyar Mahallesi Muhtarı Evrim Ayhan röp
Haber-Kamera: Hüseyin EMCAN/ BİGADİÇ(Balıkesir),
==================================
DOÇ. DR. Özmen: Marmara Denizi'ndeki diri faylar 'ben buradayım' diyor
MARMARA Denizi'nde dün meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremden 1 hafta önce, bölgedeki riske dikkat çeken Doç. Dr. Bülent Özmen, bu depremi 'uyarı' olarak yorumladı. Doç. Dr. Özmen, "Bu depremle Marmara Denizi içindeki diri faylar, 'Ben buradayım, uyarıyorum' diyor. Yani artık deprem ne zaman olacak gibi sorularla gündemi işgal etmeyelim. Bu deprem bize, bir an önce deprem öncesinde risklerin azaltılması konusunda neler yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yaparak önlem almamız gerektiğini gösteriyor" dedi.
Deprem ve afet yönetimi konusunda çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Bülent Özmen, Marmara Denizi'nde dün saat 11.00'de meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta bölgedeki deprem riskine dikkat çeken açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Özmen, bugünkü depremi uyarı olarak değerlendirdi. İstanbul ve Tekirdağ'da hissedilen depremin, Marmara Denizi'ndeki deprem tehlikesini ve diri fayların varlığını bir kez daha gösterdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özmen, Marmara Denizi'nde deprem üretme potansiyeli olan diri faylarla ilgili hem Türkiye'deki bilim insanları hem de dünyadaki bilim insanlarınca ciddi çalışmalar yapıldığını belirtti.
'7.4- 7.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM OLMA OLASILIĞI ÇOK YÜKSEK'
Dün meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin yarım saat öncesinde 3 büyüklüğünde bir de öncü deprem meydana geldiğini hatırlatan Özmen, "Bu deprem aslında bizim Kumburgaz segmenti diye isimlendirilen Silivri ve Marmara Ereğlisi'nden aşağı yukarı 15- 20 kilometre uzaklıkta olan doğu-batı yönünde uzanan Kuzey Anadolu fayzonunun hem dünyadaki hem Türkiye'deki en aktif aylardan biri olan uzantısında meydana geliyor. Burada en son 1766 yılında, yani bundan yaklaşık 250 yıl önce bir deprem meydana gelmiş. Tüm bilim insanları bu segmentte olası bir depremin yani yedinin üzerinde, 7.4- 7.5 büyüklüğe varacak bir depremin olma ihtimalin oldukça yüksek olduğunu zaten dile getiriyorlardı. Bu depremle de bize Marmara Denizi içindeki diri faylar, 'Ben buradayım, uyarıyorum' diyor. Yani artık deprem ne zaman olacak gibi sorularla gündem işgal etmeyelim. Biz deprem öncesinde risklerin azaltılması konusunda neler yapılması gerekiyorsa ciddi önlemler alarak çalışmamızı yapmalıyız. Bugünkü deprem de bize bunu vurguluyor" dedi.
'MARMARA DENİZİ'NE KIYISI OLAN TÜM İLÇELERDE RİSK ARTTI'
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da ve Marmara Denizi'nde deprem tehlikesi konusunda açıklamalarda bulunduğunu, özellikle de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren yeni deprem tehlikesi haritasından bahsettiğini anlatan Özmen, şöyle konuştu:
"Bu haritanın çok radikal değişiklikler getirdiğinden bahsetmiştim. Silivri'den, Tuzla'ya kadar yani İstanbul'un Marmara Denizi'ne kıyısı olan ilçelerin hemen tamamında deprem tehlikesinin yükseldiği yönünde görüşler belirtmiştim. Aslında burada bizim yaptığımız sadece Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca yayınlanmış olan, resmi olarak yürürlüğe giren deprem tehlike haritasını daha görünür kılmaktı. Eskiden biz depremleri, 1 derece- 2 derece- 3 derece deprem bölgesi diye sınıflandırıyorduk. Şimdi yeni deprem tehlike haritasının yürürlüğe girmesiyle beraber artık biz mahalle bazında, bina bazında deprem tehlikesini bu haritaya bakarak öğrenebiliyoruz. Ben de bir çalışma yaparak, 'İstanbul ili ve ilçelerindeki mahallelerinde deprem tehlikesi nasıl artmıştır' diye baktığımız anda özellikle Marmara Denizi'ne kıyısı olan Silivri'den, Büyükçekmece'den, Tuzla'ya kadar hepsinde artışlar olduğunu gözlemledik. Marmara Denizi kıyısından içeriye doğru yani Kuzeye doğru uzaklaştıkça da olası bir depremden beklenen tehlike parametrelerinde düşüşler olduğunu görüyoruz. Biz artık kentsel dönüşüm kapsamına girecek riskli binaları yeni deprem tehlike haritasından elde ettiğimiz, deprem tehlike parametrelerine bakarak yapacağız. Dolayısıyla örneğin İstanbul ilinden konuşursak, Marmara Denizi'ne kıyısı olan bütün ilçelerde tehlike arttı, dolayısıyla da riskli binaların artma ihtimali de yükseliyor böyle olunca. Yine biz geçmiş tarihteki deprem haritalarına baktığımız anda en büyük değişimin Büyükçekmece ilçesinde olduğunu gördük. Bunu işte Adalar gibi ilçelerde izliyor. Silivri'de de keza eski deprem haritasında 2'nci derece deprem bölgesindeymiş. Yani buradaki binalar 300 gallik yer ivmesine dayanılacak şekilde dizayn ediliyormuş. Şimdi yaklaşık yüzde 30'a yakın bir artış oldu. Bundan sonra yeni yapılacak yapılar, Silivri ilçesinde 400 gallik yer ivmesine dayanılacak şekilde yapılacak. Bu açılardan da önemli. Türkiye'nin deprem gerçeği malumunuz. Bu her olası her depremden sonra tekrar gündeme geliyor. Ülke olarak artık biz bu konularda bir seferberlik ilan edip, deprem zararlarını, deprem risklerini en az düzeye indirmek için bütün çalışmalarımızı başta yerel yönetimler, hükümetimiz ve vatandaşlarımız olarak el birliği ile tavizsiz bir şekilde yapmamız gerekmekte."
'DÜNKÜ TEHLİKE İLE BUGÜNKÜ TEHLİKE AYNI'
Doç. Dr. Bülent Özmen, Marmara Denizi'nde meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin başka faylara olası etkisi konusunda ise, "Bu 4.6 büyüklüğündeki bir deprem. Yani burada beklenen 7-7.3 büyüklüğündeki depreme göre çok çok küçük kalan bir deprem. Dolayısıyla da bu büyüklükteki bir depremin başka fayları tetikleme olasılığından bahsetmek çok güç. Ama biz biliyorsunuz depremleri ana deprem, artçı deprem, öncü deprem diyebilmemiz için bir kere büyük bir deprem olması lazım. Onun ardından gelenlere artçı deprem, önünden gelenleri öncü deprem diyoruz. Şimdilik Marmara Denizi içinde meydana gelen en büyük deprem bu 4.6 büyüklüğündeki deprem. Dolayısıyla bunun ardından daha büyüğü gelir mi veya bu başka bir fayı tetikleyip daha büyük bir deprem yaratabilir mi sorularına yanıt vermek mümkün değil. Ama dün Marmara Denizi'nin deprem tehlikesi neyse, bugün de olasılık olarak aynı olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Özmen'in açıklamaları
Haber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ BALIKESİR,
================================
PROF. DR. Özden: Büyük depremin öncüsü değil
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin, Marmara Denizi'nde beklenen büyük depremin öncüsü olmadığı söyledi. Özden, Kuzey Anadolu fayı ile ilgili herkesin İstanbul'u konuştuğunu; ancak fayın güneyindeki Anadolu blokunda hasarın daha fazla olacağını kaydetti.
ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, dün Silivri açıklarındaki 4.6 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Anadolu fayının Tekirdağ segmenti ve Kumburgaz segmenti arasında yer alan Orta Marmara çukurluğunun kuzeyinde meydana geldiğini söyledi. Prof. Dr. Özden, "Marmara Denizi'nin içinden geçen Kuzey Anadolu fayı önemli bir sismik boşluktur. Bunu yer bilimleri camiası, 1999 depremlerinden sonra ifade etmektedir. Marmara Denizi içindeki bu sismik boşluğun muhtemelen olabilecek belli büyüklükteki depremlerle dolması gerekiyor. Bu bir gerçektir; ama bugün olan deprem, bu gerçeğin ortaya çıkacağı anlamını taşımayabilir. Dolayısıyla bugünkü deprem bağımsız, münferit olarak gelişen bir deprem olarak karşımıza çıkıyor. Tabi büyük bir enerji açığa çıkacak ise beklenen o Marmara depremi veya depremleri oluşacaksa bunlar, 7'ye yakın veya 7'den büyük depremler olmalıdır. Ama bunlar için bu depremin bir öncü deprem olduğunu söylememiz mümkün değildir. Tabi ki sürenin kısaldığını hepimiz biliyoruz. Yer bilimleri camiası olarak bu anlamda burada bir veya birkaç belli büyüklükte depremlerin olması gerektiğini biliyoruz" dedi.
'FAYIN GÜNEYİNE BAKILMALI'
Söz konusu fayla ilgili İstanbul'un konuşulduğunu; ancak fayın güneyine bakılmasının önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özden, şunları söyledi:
"Aşağı yukarı 200- 250 yılda bir 7 büyüklüğünde depremler olur, prensibinden hareketle önceki tarihsel kayıtları da üst üste koyduğumuz zaman içinde bulunduğumuz periyotta olabilecek her zaman büyük depremi bilimsel olarak bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayında Anadolu bloku, kuzeydeki Avrasya'ya göre büyük depremde daha çok hareket edecektir. Belki bir depremde 5 metrelik, 10 metrelik yer değiştirme oluşturacaktır, 2 blok birbirine göre sağa ve sola hareket edecek şekilde. Dolayısıyla hareket eden blok olan Anadolu blokunda doğal olarak hasarın daha fazla olması gerekir. Biz hep aslında bu fayla ilgili İstanbul'u konuşuyoruz; ama doğrusu biraz da fayın güneyine bakmak lazım. Olası bir depremin, fayın güneyinde daha çok hissedileceği düşünüyorum, bilimsel bir bakışla. Dolayısıyla fayın güneyinde de Bursa, Balıkesir, Çanakkale var. Kuzey Anadolu fayı üzerinde, olası bir depremin etkisini biz daha kuzeyine göre fazla görürüz, diye düşünüyorum. İstanbul için de baktığınız zaman İstanbul'un asıl eski yerleşim birimlerine baktığınız zaman paleozoik yaşlı, sağlam temel kayalar üzerine kurulu. Ama İstanbul genişledikçe zemini daha zayıf olan alanlarda da yerleşime açıldı. Tabi kötü bir zeminde iyi bir yapınız varsa yine korkmanıza gerek yok."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------
-Süha Özden açıklama görüntüsü
-Süha Özden harita üzerinde depremi açıklamasından detay görüntü
Haber-Kamera: Burak GEZEN - Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,
========================================
Afyonkarahisar'da tarım arazisinde yarıklar oluştu
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde tarım arazisinde yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda yarıklar oluştu. Yer yer 5 metreyi bulan yarıklarla ilgili AFAD ekipleri inceleme yaptı.
Dinar'a bağlı Doğanlı köyündeki tarlalarında derin yarıklar oluştuğunu gören köylüler, durumu Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürlüğü'ne bildirdi. Haber verilmesi üzerine bölgeye giden AFAD ekipleri yaptıkları incelemede yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda, yer yer derinliği 5 metreyi bulan yarıklar tespit etti. Bölgede yapılacak incelemenin ardından bir rapor hazırlanacağı ve yarıkların nasıl oluştuğuyla ilgili çalışma yapılacağı belirtildi. Diğer yandan köylülerden Seydi Aşkın, yarıkların görüntülerini sosyal medyadan paylaştı. Seydi Aşkın'ın tarladaki yarıkların araştırılmasını istediği görüntülerde, derinliği yer yer 5 metreyi bulan çukurlar görüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Yarıktan görüntü
Haber-Kamera: Tahsin BAYTAR/ AFYONKARAHİSAR,
==========================
Foça ve Menemen'deki sulama kanalında kirlilik devam ediyor
İZMİR'in Menemen ve Foça ilçelerinin kırsal mahallelerindeki tarım arazilerine su aktaran kanallardaki kirlilik oranının tarımsal sulama için mümkün olmadığını belirten Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş, çiftçinin tarlalarını ekebilmek için yağmurun yağmasını beklediğini söyledi.
Foça'nın kırsal Gerenköy ve Bağarası mahallelerindeki sulama kanalları ile Menemen'deki sulama kanallarında, geçen 17 Eylül'de kirlilik ve toplu balık ölümleri görüldü. Başta sazan olmak üzere tatlı su balığı ölümlerinin daha çok kanal kapaklarının bulunduğu noktalarda yoğunlaştığı dikkati çekti. Üyelerin ihbarı üzerine kanalda inceleme yapıp, durumun ciddiyetini yerinde gören Foça Zeytinyağı Kooperatifi ve Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ercan Yüksektepe, yetkililerden acil önlem almalarını isteyip, üreticilerden de tarım arazileri için zararlı olan ve insan sağlığı için tehlike oluşturma ihtimali yüksek olan bu suyun kullanılmaması uyarılarında bulundu. Foça İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri de bölgede araştırma yapıp, kanaldaki su ve telef olan balıklardan incelenmek üzere numune aldı. İncelemelerin halen sürdüğü bildirildi.
'İŞİMİZ ALLAH'A KALDI'
Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş, sulama kanalındaki kirllik ve balık ölümlerinin ilk günlere oranla azaldığını belirterek "Ancak, kirlilik devam ettiği için sulama suyu olarak kanallardan çok zorunlu olmadıkça su almıyoruz. Bazı üyelerimiz, artezyen kuyusu açmak için kredi derdine düştü. Her bakımdan zorluk yaşıyoruz. 15 günden beri gelen bu kirli sular yüzünden ovamız çok kötü durumda. Tarlalarımız ıspanak, pırasa, brokoli ekmek için ekime hazır. Ama üretici bir türlü ekim yapamıyor. 'Yağmurlar yağsın da ekim yapalım' diye bekliyoruz. Yoksa sulama kanalından gelen pis suyla tarla sulanıp, yetiştirilen ürünler insanlara yedirilmez. Bu suda zaten mahsül de yetişmez. Beş yıldan beri sulama kanalında bu kadar kötü su görmedim. İlk defa bu kadar kirlilik görüyorum. Yetkililerden hiçbir açıklama yok. İşlem yok. Menemen DSİ Müdürü'nü bu nedenle görevden aldıklarını, yeni müdürün 3 gün önce göreve başladığını biliyoruz" dedi.
'KASIM - ARALIK AYLARINDA İSTANBUL'DA ISPANAK 15 LİRA OLURSA ŞAŞIRMAYIN'
Barajın kapaklarının ağustos ayı sonunda kapatıldığını ve 5 yıldır sorunun ve kirliliğin büyüyerek devam ettiğine dikkat çeken Demirbaş, "Eylül ayı boyunca bu su boşa akıyor. Çiftçi suyu kullanamadığı için gelen su komple denize gidiyor. Bu suda kurbağalar bile zor yaşıyor. Ben dahil pek çok üretici kuyu açmak, yeraltı damlaması döşemek için kredi derdine düştük. Ancak, bu şekilde üretim yapabiliriz. Bu süreçte, yetkililerden kanaldaki suyun temizlenmesini, bu arada destek primlerin açıklanmasını, tohuma bir çare bulunmasını istiyoruz. Bugün 5 kilo ıspanak tohumu 2 bin liradan aşağı değilr. Çiftçi bunu alacak, bu kirli suyla sulayıp ne üretecek ki? Sonra bakacağız kasım, aralık ayında İstanbul'da Ispanak 10-15 lira olmuş" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------
-Sulama kanalı ve çevresinden görüntü
-Kanaldaki kirlilik ve balık ölülerinden görüntü
-Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Seyfi GÜL/ FOÇA(İzmir),
====================================
İncirliova Ziraat Odası Başkanı: Kilo başına desteğin artması talebimiz var
AYDIN'ın İncirliova ilçesinde, 'beyaz altın' olarak bilinen ve binlerce kişinin geçim kaynağı olan pamukta hasada başlandı. İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı, "Geçen yıl kilo başına 80 kuruş olan desteğin bu yıl 1 lira 25 kuruş olması talebimiz var. Pamuğun kilosu, 4 lira 50 kuruşa alıcı bulsaydı, primin yükselmesi konusunda hiçbirimiz konuşmayacaktık" dedi.
Aydın'ın tarımsal ürün üretiminde önemli merkezlerinden olan İncirliova ilçesinde, kütlü pamuk hasadına başlandı. Geçen yıla oranla dönüm başına 50 kilo daha fazla mahsul alan üreticiler, rekolteden memnun kaldı. Taban ve destek fiyatının açıklanmaması ise ilçedeki 1700 pamuk üreticisini endişelendirdi. İlçede, 33 bin dönümde bu yıl 18 bin ton rekolte beklenirken, İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı, şöyle konuştu:
"Pamuğumuzu hasat edip, çırçır işletmelerine veriyoruz. 'Fiyatı ne' diye sorduğumuzda, 'Fiyat ne zaman belli olursa o zaman size söyleriz' cevabını alıyoruz. Borsa henüz yeni fiyat açıklanmadı. Borsa, geçen yılın fiyatı ile kalitesine göre, kilo başına 3 lira 20 kuruş ile 3 lira 50 kuruş arasında alım yapıyor. Çin'in ABD ile pamuk üzerinden sürtüşmesi tüm dünya pamuk borsasını etkiledi ve bizlere kadar yansıdı. Ancak bu konu bir an önce çözüme kavuşmaz ise Türk çiftçisi pamuğundan diğer ürünlere kadar hepsinde zor günler görecek. Aydınlı pamuk üreticisi eğer hasadı yapılan pamuğu kontrol edemez ise bu tüm ülkemizin tarımını engeller. Çünkü pamuk olmazsa buradaki çiftçiler alternatif başka ürünler ekmeye başlayacak. Böyle olunca da bir başka bölgenin arpasını, buğdayını ve mısırını biz ekeceğimiz için ülkedeki tarım dengesi de bozulacak. Pamuğun taban fiyatının bir an önce açıklanmasını 1 aydır istiyoruz."
'AÇIKLANAN NET FİYAT YOK'
Pamuk üreticisi istediği fiyatı bulamazsa gelecek yıl ekecek çiftçi aramak zorunda kalınacağını vurgulayan Kaykı, "Geçen yıl 4 lira 80 kuruştan fiyat belirlendi ve alımlar yapıldı. Daha sonra ise 3 lira 50 kuruşa kadar indi. Bir ara 4 liranın üzerine çıktı. Ancak bu 2 aydan beri fiyatlar sürekli geriledi. Şu anda açıklanan net bir fiyat yok. Ama çırçır fabrikaları, 3 lira 20 kuruş ile 3 lira 50 kuruş arasında alım yapıyor. Bu pamuğun maliyeti bile değil. Eğer bu fiyatlarda satarsak pamuk üreticisi biter. Geçen yıl kilo başına 80 kuruş olan desteğin bu yıl 1 lira 25 kuruş olması talebimiz var. Pamuğun kilosu, bugün 4 lira 50 kuruşa alıcı bulsaydı primin yükselmesi konusunda hiçbirimiz konuşmayacaktık. İlçemizde 10 bine yakın kişi pamuktan geçimini sağlıyor" diye konuştu.
Çiftçi Refik Tanrıkulu ise "50 yıldan beri çiftçilik yapıyorum. Böyle kaliteli ürün olan güzel bir yıl görmedim. Ama fiyatlar hala belli değil. Üretici olarak pamuğumuzu nasıl değerlendireceğiz?" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
-Pamuk hasadından görüntü
-İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı ile röp.
-Pamuk üreticisi Refik Tanrıkulu ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
=====================================
Halkbank Genel Müdürü Arslan: Halk Bankası'na saldırıldıkça banka büyümeye devam ediyor
Kahramanmaraş'ta gerçekleştirilen 4'üncü Uluslararası Tekstil Zirvesi'nde konuşan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, sanayicilerin her zaman Halkbank'a gereken desteği verdiğini belirterek, "Tüm algı operasyonlarına rağmen elhamdülillah bankamız dimdik ayakta. Siz, yapılan bir takım algı operasyonlarına bakmayın. Halk Bankası'na saldırıldıkça banka büyümeye devam ediyor" dedi.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) tarafından gerçekleştirilen zirveye, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, milletvekilleri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben ve sanayiciler katıldı. KMTSO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Zabun'un açılış konuşmasıyla başlayan zirvenin konuşmacısı Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, hem dünya hem de Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu:
EN FAZLA KREDİ KULLANDIRAN İKİNCİ BANKA
Halk Bankası'nın kuruluşundan bugüne kadar iş dünyasına verdiği destekle Türkiye ekonomisine güç katan bir kurum olduğunu belirterek Arslan, her daim, esnaf ve KOBİ'nin bankası unvanına yakışan adımlar attıklarını kaydetti. Osman Arslan, şunları söyledi:
"Bankamız ikinci çeyrek sonunda, toplam nakdi kredilerini de içeren toplam kredilerini son bir yılda yüzde 20 artırmak suretiyle 378 milyar liraya taşıdık Türkiye genelinde. Tabi bu rakamla Halk Bankası, Ziraat Bankası'nın ardından ülkemizde en fazla kredi kullandıran, nakit ve gayri nakit anlamda ikinci sıraya yükselmiştir. Daha önce bu noktada 5'inci sıradaydık 2-2.5 yıl önce ancak son dönemlerdeki gayretlerimiz, özellikle finansal dalgalanmanın, çalkantının olduğu bu dönemde ekonomi yönetiminden aldığımız cesaretle de kamu bankası olma sorumluluğumuzu yerine getirmek suretiyle iş dünyasının yanında olduk ve kredi bakiyemiz Türkiye genelinde 380 milyar liraya yaklaşmak suretiyle ikinciliğe çıktık. Bankamızın bilanço büyüklüğü aynı dönemde yüzde 23,2 artışla 430 milyar liraya ulaşmıştır. Bir KOBİ bankası olarak da toplam nakdi krediler içerisindeki KOBİ firmalarına sağlamış olduğumuz kredi payı ise yüzde 40,5'e ulaşmak suretiyle bankacılık sektöründe ortalama rakam olan yüzde 20'nin iki katına yaklaşmıştır. Yani sektör KOBİ'lere toplam kredilerinin 5'te 1'ini kullandırırken Halk Bankası yüzde 40'ını kullandırıyor. Yani her 2.5 liradan 1 lirasını KOBİ'lere aktarmış durumdayız ve bu alandaki pazar payımız yüzde 20'lere çıktı. 2019 yılı Temmuz ayı itibarıyla bankacılık sektöründe tekstil ve tekstil ürünleri sektörüne yönelik 87 milyar lira nakit, 32 milyar lira gayrinakit olmak üzere yaklaşık 120 milyar liralık bir finansman sağlanarak bu şekildeki bir kredi hacmine sektör ulaşmış durumda. Bankamızın tekstil ve tekstil ürünleri sektörüne kullandırmış olduğu kredi tutarı ise, 7,7 milyar TL nakit, 5,1 milyar TL gayrinakit olmak üzere toplam 13 milyar liralık bir bakiyeye ulaşmış."
"ALGI OPERASYONLARINA RAĞMEN ELHAMDÜLİLLAH BANKAMIZ DİMDİK AYAKTA"
Osman Arslan, sanayicilerin Halk Bankası'na olan desteğinin devam etmesini isteyek, "Her zaman davet edebilirsiniz beni ve arkadaşlarımı. Biz, yönetim kurulu olarak, üst düzey yöneticiler olarak tek tek firmanızda sizleri ziyaret edebiliriz. Siz de Halk Bankamıza gereken desteği verdiğiniz bugüne kadar bundan sonra da vermeye devam etmenizi rica ediyoruz. Tüm algı operasyonlarına rağmen elhamdülillah bankamız dimdik ayakta. Siz, yapılan bir takım algı operasyonlarına bakmayın. Halk Bankası'na saldırıldıkça banka büyümeye devam ediyor. Çünkü gücünü halkımızdan almakta" dedi.
SATIRLA DONURMA KESTİ
Konuşmaların ardından KMTSO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Zabun ile Meclis Başkanı Henefi Öksüz, zirvenin anısına Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan'a Atatürk portresi hediye etti. Arslan daha sonra satırla ünlü Maraş Dondurması kesti.
Görüntü Dökümü
-------
Salondan detay
Osman Arslan'ın konuşması
Arslan'a Atatürk portresi verilmesi
Arslan'ın dondurma kesmesi
Haber-Kamera: Ömer KOÇ/ KAHRAMANMARAŞ,
===========================================
Turistik Doğu Ekspresi Erzurum'da
TCDD'nin kuruluşunun 163'ncü yılı sebebiyle organize edilen 'Turistik Doğu Ekspresi' Erzurum'a ulaştı. Erzincan'dan sonra turnenin üçüncü durağı olan Erzurum Garı'nda İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konser verdi.
TCDD'nin İzmir Devlet Senfoni Orkestrası işbirliğiyle düzenlediği Turistik Doğu Ekspresi önceki gün Ankara'dan hareket etti. Dün öğle saatlerinde Erzincan'a ulaşan tren, akşam saat 18.00 sıralarında ise Erzurum'a geldi. Tren garında kurulan semaverde çay içen Turistik Doğu Ekspresi'nin yolcuları ve sanatçılar konser için hazırlıklara başladı. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası sanatçısı Sema Korkut, ilk kez trenle Doğu'ya yolculuk yaptıklarını söyledi. İlk konseri Ankara Garı'nda verdiklerini, ikinci konserin Erzincan'da olduğunu belirten Sema Korkut, Erzurum'daki konserden sonra Kars'a gideceklerini belirtti.
ORKESTRA SANATÇILARI HIRKA VE MONTLA KONSERDE
Hava kararınca başlayan konser için hazırlanan orkestra sanatçıları üşümemek için mont ve hırka giydi. Prova sırasında mont giyen orkestra şefi konser başlayınca ceketini giyerken, bazı sanatçıların mont ve hırkalı olması dikkat çekti. Vali Yardımcısı Uğur Köroğlu'nun paltosuyla izlediği konser sırasında davetlilere çay ikramı da yapıldı. Erzurumluların ilgi gösterdiği konser, orkestranın sevilen eserleri seslendirmesiyle sona erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Doğu Ekspresinden detay
-Erzurum Garında çay ikramı
-Sema Korkut ile röp
-Drone ile çekilen detaylar
-Konseri izleyen protokol ve vatandaşlar
-Konserden detay görüntüler
Haber-Kamera: Salih TEKİN - Zafer KUMRU/ ERZURUM,
====================================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 1 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?