1)BODRUM BELEDİYE BAŞKANI KOCADON'A 38 GÜN HAK MAHRUMİYETİ
BODRUM Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, 2006 yılında Bodrum Belediyesi tarafından yıkım kararı alınan bir duvarın geç yıkıldığı gerekçesiyle yargılandığı davadan verilen 38 günlük hak mahrumiyeti nedeniyle görevine ara verdi. Başkan Mehmet Kocadon, mahkeme tarafından verilen 38 gün hak mahrumiyeti kararı ile ilgili Bodrum Belediyesi eylül ayı olağan meclis toplantısında değerlendirme yaptı. Başkan Kocadon şunları söyledi: "Bugünden itibaren, tabii daha yargılama süreci devam ediyor ama bir sonuç alamadığımız için, Kaymakamlıktan gelen tebligatlarla 1 ay belediye başkanlığı görevime ara veriyorum. Bir Bodrum vatandaşı olarak sizlerle beraber olacağım. Biliyorsunuz biz daha önce de bu süreçlerden geçen bir yönetici olarak hiçbir zaman ne halkımıza ne de devletimize küsmedik. Özellikle yüce Türk yargısının da doğruluğuna olan inancına da hep inandık. Eminim ki bu süreçte de yüce Türk yargısı güzel bir karar verecektir. Bu konu, bir duvarın yıkım meselesi ile ilgili alınmış bir karar. Duvarı geç yıkmamızdan dolayı açılmış bir davadan yargılandık. Bu yargılamanın sonunda hapis ve para cezası almıştık. Biz, bu duvarı yıktığımızdan, bu cezanın verilmemesi için Yargıtay'a itiraz etmiştik. Sonra savcılık da itiraz etmiş ve sonuçta Yargıtay bir para cezasıyla 38 gün hak mahrumiyeti vermiş. Tabii bu arada biliyorsunuz hepinizin bildiği gibi imar barışı çıktı ülkemizde. ve özellikle yapı kayıt belgesini alan her vatandaşımızın bütün cezaları Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesince bütün davaları düştü. Ama hala gördüğünüz gibi bu imar barışı çıkmasına rağmen yargılanan yerel yöneticilerimiz ve ceza alan yöneticilerimiz var. Onun için ben bu imar barışının gündeme gelmesinde büyük emeği olan özellikle çevre ve şehircilik bakanlığının ve adalet bakanlığının ve içişleri bakanlığının tekrar bu imar barışını gözden geçirmesini gerektiğine inanıyorum. Çünkü biz imar barışından faydalanarak bir dava açtık, tekrar yargılama ve davanın düşürülmesi ile ilgili. O davanın sonucunu bekliyoruz. Umuyorum ki Türk adaleti en kısa sürede bununla ilgili kararını açıklayacaktır. Tabii bir ay gibi bir tatile çıkıyoruz. Bodrum'un en güzel mevsimi en güzel ayları, Anadolu halkını tekrar bu aylarda da Bodrum'a tatile davet ediyorum."
20 yıla yakın bir süredir belediye başkanlığı yaptığını, hiçbir zaman böyle bir tatil yapamadığını söyleyen Kocadon, "Bunu da bir tatile çevirip Anadolu halkıyla belki bir tekrar tatil yapma şansına sahip olurum. Burada gördüğünüz gibi bütün meclis üyelerimle beraberiz. Bir ay gibi kısa bir ayrılık olacak. ve özellikle meclis üyelerimin vermiş olduğu bu desteğe çok teşekkür ediyorum. Onlar seçildiği günden beri hep benimle beraber hep benim yanımda durdular. Tekrar kendilerine teşekkür ediyorum, bir ay sonra görüşmek üzere. Cuma günkü meclisimiz kendi arasında bir aylık belediye başkanı seçecek. Yeni seçilecek arkadaşın her zaman yanında olacağım, ona yardımcı olmaya devam edeceğim. Yeni seçilen arkadaşımıza da başarılar dilerim" dedi.
Hak mahrumiyetine neden olan suçun tarihinin kendisi Bodrum Belediye Başkanı olmadan önceye, 2006 yılında alınmış yıkım kararına dayandığını belirten Kocadon şöyle devam etti:
"Ben 2009 yılında Bodrum Belediye Başkanı oldum ve 2011 tarihinde de yıkım gerçekleşti. Sonuçta Yargıtay takdirini bu yönde kullanmış. Türk yargısına söyleyecek bir lafımız yok. Ben Türk yargısının büyüklüğüne ve doğruluğuna her zaman inanan bir belediye başkanıyım; çünkü eninde sonunda adalet yerini bulur. Madem imar barışı var, herkes için geçerli olması lazım. Sadece vatandaş için değil. Onun için ben önümüzdeki günlerde hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın hem Adalet Bakanlığımızın ve İçişleri Bakanlığımızın bu konuyla ilgili bir çalışma yapacağına inanıyorum. Açık ve net söylüyorum arkadaşlar, hiçbir yere de müracaat etmeyeceğim. Sadece Bodrum Adliyesi'ne müracaat ettik, tekrar yargılanmak istediğimizi belirttik. Bunun dışında hiçbir yere müracaat etmeyeceğim. Çünkü düzgün bir karar çıkacağına inanıyorum."
Görüntü Dökümü
---------------------
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un açıklamaları
BODRUM,
====================================================
2)IRAK ORDUSU, ARAÇLARINI BIRAKIP BASRA'DAN ÇEKİLDİ İDDİASI
IRAK'ın Basra kentinde halkın bölgede artan işsizlik ve elektrik kesintisi ile temiz su bulunmadığı gerekçesiyle yaptığı protesto gösterileri sürerken, dünkü olaylarda 7 kişi öldü, 67 kişi de yaralandı. Olaylara müdahale ede Irak ordu güçlerinin araçlarını bırakarak kentten çekildiği öne sürülürken, IKDP Genel Başkanı Mesut Barzani, "Dünyanın en zengin kentinde insanların içme suyu bulamaması çok tuhaf" dedi.
Irak medyasında yer alan haberlere göre, Basra kentinde işsizlik, elektrik kesintisi ve temiz su bulunmaması nedeniyle günlerdir süren protestolara müdahale için Irak ordusu askerleri kente geldi. Yayımlanan fotoğraf ve görüntülerde, dün gece göstericiler Basra Valilik binasını ateşe verdi. Ordu birlikleriyle göstericiler arasında çıkan olaylarda 7 kişi yaşamını yitirdi, 67 kişi de yaralandı. Ordu güçleri, zırhlı araçlarla askeri malzemelerini yol ortasında bırakarak geri çekildi. Söz konusu askeri araçların Kerme askeri Üssü'nden bölgeye geldiği belirtildi. Göstericilerin üsse yürümesi üzerine ordu güçlerinin üssü de boşaltıp çekildiği ifade edildi.
BARZANİ; DÜNYANIN EN ZENGİN KENTİNDE SU OLMAMASI ÇOK TUHAF
Basra'da yaşanan protestolar ve buna müdahale ile ilgili bir mesaj yayımlayan IKBY eski Başkanı ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani, "Dünyanın en zengin kentinde insanların içme suyu bulamaması çok tuhaf" dedi. Mesajında Basra halkının layık olduğu yaşamı sürmeye hakkının olduğunu belirten Barzani, "Dünyanın en zengin şehrinde insanların içme suyu bulamaması, salgın hastalıkla boğuşması çok tuhaf. Bu mahrumiyet ve ihmalkarlığın hiçbir gerekçesi olamaz. Basra'daki vatandaşlara destek veriyor, her insanın en temel hakkı olan taleplerine saygı duyulup bir an önce yerine getirilmesini umuyoruz. Değerli Basra halkından da insanların hayatını tehlikeye atacak davranışlardan ve şiddetten uzak durmalarını, gösterilerini barışçıl bir şekilde sürdürmelerini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR, -
=======================================================
3)CHP'Lİ AYGUN: HÜKÜMETİN ÇİFTÇİYE 102 MİLYAR 461 MİLYON LİRA BORCU VAR
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, hükümetin zor durumda olan çiftçilere olan borcunu ödemesini isteyerek, "2006 yılından bugüne kadar yapılan ödemelerde yüzde 60'la başlayan ödeme, geçtiğimiz yıl içerisinde yüzde 41.3'lere kadar düşmüştür. Yani kanunun çıktığı günden bugüne 11 yıl içerisinde hükümetin benim çiftçime 102 milyar 461 milyon lira borcu vardır. Bu borcunda biran evvel buradan ödenmesini talep ediyorum" dedi.CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, partisinin il başkanlığında plastik şişeler içine koyduğu arpa, buğday, ayçiçeği, mısır, hayvan yemleri gibi ürünleri masaya koyarak basın toplantısı düzenledi. Yüksek ziraat mühendisi olan Milletvekili Aygun, hükümetin tarım politikalarını eleştirerek, konuşmasını 8 madde altında toplayacağını belirterek, çiftçinin can çekiştiğini öne sürdü. Aygun, "Çiftçimiz 1 kilo buğday satıp, bir fincan kahve içemiyorsa, nasıl üretim yapsın? Yine çiftçimiz geçen yıla göre yüzde 50 fakirleşmiş durumdalar. Yine mazot fiyatları yüzde23 artarken çiftçiye mazot desteği yüzde 11.7 azalmıştır. Yine gübre fiyatları geçen yıla göre yüzde 130 artmış ama çiftçiye verilen gübre destek fiyatları geçen yıllara göre aynı tutularak, çiftçi nasıl üretim yapsın ki? Yine tarım alanlarımız devamlı azalmaktadır ve çiftçi bizim gıda güvenliğimizin sigortasıdır" dedi.
Milletvekili Aygun, şu anda yaşananların önünün kesilmediği taktirde Türkiye'de yaşayan çiftçilerin kaosa sürüklendiğini öne sürüp, "Kendi kendine yeten bir ülke olmaktan gurur duyduğumuz ülkemizde maalesef mercimekten, nohuda, pirinçten, buğdaya, bitkisel yağdan, şekere kadar maalesef her türlü ürünü ithal eder duruma gelmiştir. Yani yeterince desteklenmeyen çiftçimiz yavaş, yavaş tarımdan elini ayağını çekmektedir. Bu yüzden kendi nohudumuzu, mercimeğimiz yerine yabancının kalitesiz nohudu ve mercimeğini yer hale geldik. 2018 yılı Ağustos ayında Gıda Tarım Örgütü yayınlamış olduğu gıda fiyat endekslerine baktığımızda dünyada et, süt, tahıl, bitkisel yağ, şeker fiyatları düşerken Türkiye'deki fiyatlarımızın arttığını hep birlikte görmekteyiz. Bu durum tarımsal girdilerin ithalatla bağlılığının olduğunu da ortaya koymaktadır. Dolar son 3 ayda yüzde 44 artarak 6.99'lara geldi,şuanda 6.65'lerde. Bu fiyatlar ile ithalat tarımı çökertme noktasına getirmiştir. Petrol, gübre, yem hammaddesi dolarla alınıp TL. ile satıldığı için şuanda ülkemiz bir kaosa doğru sürüklenmektedir" dedi.
'İKTİDAR TÜİK İLE KRİZİ SAKLIYOR'
TÜİK'in şuanda yayınladığı verilerin güvensiz olduğunu iddia eden CHP'li Aygun, "TÜİK Ağustos ayı 2018 itibarı ile 12 aylık üretici fiyat endeksine göre 17.73 olarak belirledi. Tüketici fiyat endeksi de 19.75'lerde kaldı. TÜİK'in verileri artık bence güvenilir değil. Adeta bizimle alay ettiğini de hep birlikte görüp, yaşıyoruz. TÜİK piyasadaki yangını saklamakta, krizi ört pas etmektedir. Çarşı, pazara yansıyan fiyatlardan uzak veriler TÜİK tarafından halkımıza yayınlanmaktadır. Ben merak ettiğim bir konuda TÜİK hangi çarşıyı ya da pazarı gezerek o rakamları belirlediğini sizlerin aracılığı ile soruyorum. AKP iktidarı TÜİK aracılığı ile krizi saklamaya çalışmakta, ancak mızrak çuvala artık sığmamaktadır" dedi.
Şişelere koyduğu tarım ürünlerini gazetecilere gösterip kıyaslamalarda bulunan Aygun, "Çiftçimizin 1 kilo dap gübresini alabilmesi için, 3,2 kilo buğdayı satması gerekiyor. 1 kilo dap gübresi için, Trakya Birlik'teki yüzde 40 yağ oranındaki ayçiçeğinden de 1.38 kilo satması gerekiyor. Yani 1380 gram sattığı zaman, 1000 gram gübre alacak. Yine aynı çiftçimiz mısır üretiyorsa, mısırın fiyatı 95 kuruşlarda kilosu. Mısırdan da 3.43 kilo satarak 1 kilo gübre alabilir. Diğer bir çiftçimiz ben arpa ekeceğim derse, 4 kilo arpayı 1 kilo da dap gübresi için üretmesi ve satması gerekiyor. Bu bir ayrı, yine ilginç olan diğer bir konuda. Ben dedi çiftçim, kompoze gübre alacağım derse satması gereken 2.1 kilo buğdayı satması gerekiyor. Bugün itibarı ile kompoze gübremizin fiyatı 2 bin 100 TL, tonu" dedi.
'1 LİTRE MAZOT İÇİN 6.7 KİLO BUĞDAY SATMAK ZORUNDA'
Çiftçinin en önemli girdilerinden birinin de mazot olduğunu söyleyen CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygun, "Asıl bir de diğer girdiye geldiğimiz zaman, mazot. İşte şimdi işler karışıyor. Çiftçimizin 1 litre motorin alması için, kaldırmakta da zorlanıyorum. 6.7 kilo buğdayı satması gerekiyor. Kantara baktığınız zaman ortadaki tablo net bir şekilde gösteriyor. Yine aynı çiftçimiz eğer arpa üreteceğim diyorsa 1 litre motorin almak için tam 7.83 kilo arpayı satması gerekiyor. Yine bir litre motorin almak için 6.6 kilo mısırı satması gerekiyor. Biraz daha işi basitleştirme anlamında baktığımızda 1 bardak çay 1 lira civarında. Çiftçimizin 1 bardak çay içebilmesi için 1 kilo buğdayı satması ve üretmesi gerekiyor. Takdir sizlerin. Eğer derse çiftçimiz ben bir geleneklerden bakayım, bir Türk kahvesi içeyim derse vay çiftçinin haline çok zor içecek. Takdir sizlerin. Bir Türk kahvesi içmeye kalkarsa yandı benim çiftçim, kahve çiftçiye yasaklanmış durumda" dişe konuştu.
'ÇİFTÇİNİN BORCU ÖDENSİN'
Hükümetin çiftçiye olan borcunu bir an önce ödemesini isteyen Aygun, "Hükümetin almış olduğu bir kararı kendilerine hatırlatmak istiyorum. 5488 sayılı tarım kanunu AKP hükümeti döneminde 25 Nisan 2006 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun 21'nci maddesi aynen şudur. Bütçeden ayrılacak kaynak gayri safi milli hasılanın yuzde1'inden az olamaz denilmiştir. Ancak AKP iktidarı kendi çıkardığı yasaya dahi uymamış, bu taahhüdünü yerine getirmemiştir. Kanunda belirtilmiş olan gayri safi milli hasıla tarımsal destek sonucunda çiftçimize ödenmesi gereken destek miktarının yarısından daha az ödendiği görülmektedir. 2006 yılından bugüne kadar yapılan ödemelerde yüzde 60'la başlayan ödeme, geçtiğimiz yıl içerisinde yüzde 41.3'lere kadar düşmüştür. Yani kanunun çıktığı günden bugüne 11 yıl içerisinde hükümetin benim çiftçime 102 milyar 461 milyon lira borcu vardır. Bu borcunda biran evvel buradan ödenmesini talep ediyorum" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
Toplantı salonundan detaylar
Şişelerdeki tarım ürünleri
Aygun'un açıklaması
Tarım ürünlerini gösterip kıyaslama yapması
Detaylar
Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-
=====================================================
4)SURİYELİLERİN BAYRAM DÖNÜŞÜ DEVAM EDİYOR
KURBAN Bayramı nedeniyle ülkelerine giden Suriyelilerin dönüşü devam ediyor.
Hatay'ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Gümrük Kapısı'ndan yakınları ile bayramlaşmak için ülkelerine giden Suriyelilerden bu güne kadar 65 bin kişi Türkiye'ye dönüş yaptı. Cilvegözü'nden gelen Suriyelilerin pasaport, geçici koruma kimlik belgeleri kontrol edildikten sonra girişlerine izin veriliyor. Ramazan ve Kurban Bayramı'nda toplam 130 bin kişi gitmişti. Dönüşler yıl sonuna kadar devam edecek.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Gelen Suriyeliler
-Araçlardan inerken
-Eşyalarını alırken
(SÜRE: 1'12')(BOYUT: 38,5 MB)
Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),
=================================================
5)KUYUMCU HIRSIZI YAKALANDI, ADLİYEYE GÖTÜRÜLÜRKEN GÖBEK ATTI
İZMİT'te bir kuyumcudan piyasa değeri 30 bin TL olan 5 bilezik çalan 2 kişi yakalandı. Hakkında 11 yıl 10 ay 10 gün hapis cezası bulunan, işlediği 20 suç nedeniyle aranan 65 yaşındaki A.Y. adliyeye götürülürken göbek attı.30 Ağustos tarihinde İzmit'te O.A.'ya ait kuyumcuya gelen A.Y. ile gelini, iş yeri sahibini oyalayarak piyasa değeri 30 bin TL olan 5 adet bilezik çaldı. İş yeri sahibinin ihbarı üzerine Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kamerası kayıtlarını ve Plaka Tanıma Sistemi kayıtlarını inceledi. Zanlıların hırsızlık sırasında kullandıkları araç tespit edildi. Kartepe ilçesi Tepetarla mevkiinde düzenlenen operasyonla A.Y. ve olay sırasında araçta beklediği belirlenen F.G.(59) yakalandı.
A.Y.'nin benzer suçlardan 30'un üzerinde suç kaydının olduğu, 5 ilde gerçekleştirdiği yankesicilik olaylarından dolayı 20 farklı dosyadan arandığı, hakkında kesinleşmiş 11 yıl 10 ay 10 gün hapis cezasının bulunduğu ve 8 bin 100 TL adli para cezası bulunduğu belirlendi. İstanbul polisi tarafından yaklaşık 5 yıldır arandığı belirlenen A.Y.'nin ifadesinde, "Allah belamı verseydi de Kocaeli'de iş yapmasaydım. Herkes uyardı beni Kocaeli'de iş yapma diye. Kimseyi dinlemedim" dediği öğrenildi. Diğer şüpheli F.G.'nin ise işlediği çeşitli suçlardan sabıka kaydının olduğu belirlendi.
Emniyette işlemleri tamamlanan A.Y. ve F.G. adliyeye sevk edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü'nden çıkarılan A.Y., polislerin arasında yürürken göbek attı. A.Y. polislerin uyarısı ile kendisini toparladı. Olay sırasında A.Y.'ye yardım eden gelinini yakalamak için çalışma sürüyor.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Bileziklerin çalınma anı(güvenlik kamerası)
-Zanlının asayişten çıkarken göbek atması
-Zanlıların çıkışı
HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli)
=====================================================
6)BAŞ BAŞA GÖRÜNCE SEVGİLİSİNİ YARALADI, YANINDAKİNİ ÖLDÜRDÜ
ŞANLIURFA'da Suriyeli genç, sevgilisi Şeyma M. ile evde baş başa gördüğü vatandaşı Fevzi Khader Alzayet'i (26) bıçakladı. Alzayet, yaşamını yitirirken, Şeyma M. ise hastanede tedaviye alındı.
Olay, dün gece saatlerinde, Devteşti Mahallesi'nde meydana geldi. İsmi öğrenilmeyen Suriye uyruklu genç, 3 arkadaşıyla birlikte sevgilisi Şeyma M.'nin evine gitti. Şeyma M.'yi vatandaşı Fevzi Khader Alzayet ile evde baş başa gören Suriyeli genç, öfkelenip, ikiliyi bıçakladı. Komşular, sağlık ekibine haber verirken, Suriyeli genç, olay yerinden kaçtı. İhbarla eve gelen sağlık görevlileri, yaptığı kontrolde, Alzayet'in yaşamını yitirdiğini belirledi. Şeyma M. ise ambulansla Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılıp, tedaviye alındı. Fevzi Kader Alzayet'in cansız bedeni, götürüldüğü Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi.
Polis, kayıplara karışan Suriyeli gencin kimliğinin belirlenip, yakalanması için çalışma başlatırken, olay sırasında yanında bulunan 2 arkadaşını gözaltına aldı.
Görüntü Dökümü
---------------------
Adli Tıp Kurumu önünde bekleyenler
Ölen Suriyelinin cenazesi araca konulması
Cenaze aracının morgdan ayrılması
Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Ali LEYLAK- ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 112 MB
==================================================
7)HAFİF TİCARİ ARAÇLARIN ÇARPIŞMASI GÜVENLİK KAMERASINDA
İZMİR'in Menderes ilçesinde iki hafif ticari aracın çarpıştığı kaza, bir işyerinin güvenlik kameralarınca kaydedildi. Araçlardın birinin devrilerek yerde sürüklendiği kazada, sürücüler yara almadan kurtuldu.
Menderes'te bulunan Kısıkköy Mobilyacılar Sitesi içerisinde ilerleyen iki hafif ticari araç sokakların kesiştiği noktada çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle hafif ticari araçlardan biri devrilerek yaklaşık 30 metre sürüklendi. Sürücüler yaralanmadan kurtulurken, kaza anı çevredeki bir işyerinin güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Görüntülerde sokak kesişiminde iki hafif ticari aracın çarpışması ve araçlardan birinin devrilerek sürüklenmesi yer aldı.
Görüntü Dökümü
---------------------
Kazanın güvenlik kamerası görüntüsü
Haber: Mehmet CANDAN - Kamera: İZMİR,
==================================================
8)ZEYTİNKÖY UYUŞTURUCUYLA DEĞİL, EMEKTAR KADINLARIYLA ANILACAK
ANTALYA'da adı uyuşturucuyla anılan, 'Zeytinköy' diye bilinen Yeşildere Mahallesi'nde kadınların el emeği çelenkleri, Avrupa ve Uzakdoğu'ya ihraç ediliyor.
Antalya'nın merkezinde yer alan ve yıllardır adı uyuşturucuyla anılan Yeşildere (Zeytinköy) Mahallesi'nin kadınları, farklı anılmak ve ekonomilerine katkı sağlamak için kolları sıvadı. Zeytinköy'ün emektar kadınlarının orman atıkları ve süs bitkilerini kullanarak yaptığı çelenkler, Avrupa'nın yanı sıra, Uzakdoğu ülkelerine ihraç ediliyor. Aracı firmalar, çelenk yapımında kullanılan malzemeleri kamyonetlerle mahalledeki evlerin önüne bırakıyor. Sabahın ilk saatlerinde işe koyulan kadınlar, bu malzemelerle gece yarısına kadar evlerinin önünde çelenk hazırlıyor. Ağustos ayı sonunda başlayan çelenk yapımı, aralık ayının 10'una kadar devam ediyor. Her kadın, ortalama günde 40 ile 50 arasında çelenk bağlarken, günlük 100 lira kazanç sağlıyor.
'AZ OLSUN, AĞIZ TADI OLSUN'
Kadınlardan Selma Genbeş (60), ezanla başladıkları işlerinin gece yarısına kadar devam ettiğini söyledi. Geçen sene çelenk başına 1,5 lira alırken, bu sene 2,25 lira kazandıklarını anlatan Genbeş, "Keyifle çalışıyoruz. Yaptıklarımız Avrupa'ya gidiyor. Çelenkler tabutlara konuluyor, kapılara asılıyor. Alınteri ile kazanıyoruz, az olsun, ağız tadı olsun. Çelenk sezonunun başlamasını dört gözle bekliyoruz" dedi.
'MAHALLEMİZ GÜZELLİKLE ANILSIN'
Menekşe Genbeş (42) de mahallede hemen hemen her kadının evinin önünde çelenk yaptığını söyledi. Çelenkle aile ekonomisine katkı sunduklarını anlatan Genbeş, "Mahallemiz dışarıdan gelen insanlar yüzünden çok kötü anılıyor. Buranın yerlisiyiz, ama mahallemize dışarıdan taksi ile gelemiyoruz, çünkü taksici mahalleye girmek istemiyor. Her yerde horlanıyoruz, ama biz aslında alınterimizle para kazanıyoruz. Helal para kazanıyoruz. Mahallemiz güzellikle anılsın" diye konuştu.
'ÇOCUKLARIMIZI KÖTÜ İŞLERDEN UZAK TUTUYORUZ'
İnci Genbeş (49) de aile ekonomisine küçük ama önemli bir katkı yaptıklarını söyledi. 4-5 ay boyunca çelenk yaptıklarını anlatan İnci Genbeş, işe gidemeyen herkesin bu işle uğraştığını söyledi. Genbeş, "Ele muhtaç olmuyoruz. Kendi ihtiyaçlarımızı, kendimiz karşılıyoruz. Biz kötü insanları avlumuzdan bile geçirmeyiz. Emeğimizle para kazanıyoruz. Çocuklarımızı kötü işlerden uzak tutuyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Mahalleden genel görüntü
Süs çelengi yapan kadınlar
Muhabir Aslı Duran'ın anonsu
RÖP 1: İnci Genbeş
RÖP 2: Selma Genbeş
RÖP 3: Menekşe Genbeş
444 MB/// 03.41
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- Aslı DURAN- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 12 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?