Dha Yurt Bülteni-3

Diyarbakır'da 3 askerin şehit olduğu bölgedeki operasyon tamamlandı

DİYARBAKIR'ın Dicle ilçesi kuzeyinde, 3 askerin şehit olduğu, 4 askerin de yaralandığı bölgedeki operasyon tamamlandı. Operasyonda, terör örgütü PKK tarafından kullanılan 8 mağara, 15 sığınak ve 3 terörist mevzisi tespit edilerek, kullanılamaz hale getirildi. Mağara ve sığınaklarda yapılan aramalarda ise çok sayıda silah ve mühimmat ile yaşam malzemeleri ve ilaç ele geçirildi.

Diyarbakır Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Dicle ilçesi Kayıköy, Kırkpınar ve Kurşunlu köylerinin kuzeyindeki Görüsedağı Tepe bölgesinde, 10 Mart Cumartesi günü saat 21.00'de başlatılan 'Bayrak-79 Şehit J.Asb.Üçvş. Seçkin Çil-2' operasyonunun dün saat 23.00'te tamamlandığı kaydedildi. Operasyonda, PKK'lı teröristlerce kullanılan mağara ve sığınakların kullanılamaz hale getirildiği belirtilerek, şöyle denildi: "Söz konusu operasyonel faaliyet esnasında; teröristlerce daha önceki tarihlerde mağara girişine döşenmiş olan mayın/el yapımı patlayıcı 13 Mart Salı günü saat 14.15 sıralarında temas edilmesi sonucunda, 3 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 1'i ağır, 3'ü hafif olmak üzere 4 kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır. Bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanılan 8 adet doğal mağara, 15 adet sığınak ve 3 adet terörist mevziisi tespit edilmeyi müteakip, kullanılamaz hale getirilmiştir. Bahse konu sığınak, ağaçlık, çalılık ve kaya koğukları ile toprağa gömülü vaziyetteki jelikan bidonlar içerisinde; 1 adet RPG-7 roketatar, 1 adet Bixi Mk.P.Tf., 1 adet M-16 P.Tf., 10  adet  AK-47  Kaleşnikof P.Tf., 3 adet G-3 P.Tf., 1 adet  HK-33 P.Tf., 1 adet  mavzer Tf, 4 adet tabanca, 8 adet el bombası, 3 adet RPG-7 anti-tank mühimmatı, 2 adet  RPG-7 anti-personel mühimmatı,  5 adet roketatar sevk fişeği, bin 684 adet Bixi Mk.Tf.  fişeği, 1.106 adet  AK-47 Kaleşnikof  P.Tf.  fişeği,  68  adet Zagros Keskin Niş.Tf.  fişeği, 282  adet Mavzer  Tf. fişeği,  6 adet 5, 56 mm M-16 P.Tf. fişeği, 49 adet 45 kalibrelik tabanca fişeği, 50 adet 9 mm tabanca fişeği, 26 adet AK-47 Kaleşnikof P.Tf. şarjörü, 2 adet Dragunov (Kannas) Keskin Niş.Tf. şarjörü, 5 adet tabanca şarjörü, 1 adet elektrikli fünye, 1 adet uzaktan komutalı mayın/EYP düzeneği, Mayın/EYP düzeneği  hazırlamakta  kullanılan  çok  sayıda  elektronik devre, 2  adet  tabanca  susturucusu,  1'i  araç 1' i el  telsizi  olmak üzere  toplam 2 adet Yeasu  marka  telsiz,  1 adet  ses  kayıt  cihazı,  4  adet el  dürbünü,  18 takım terörist kıyafeti, 3 takım gizleme özellikli terörist  kıyafeti, 2 adet terörist gizleme ağı, 130 kg  amonyum  nitrat, 12.5  litre  mazot, 13 adet pil  bloğu, 264  adet pil, 275  metre  elektrik  kablosu, 3 adet sırt çantası, 32'si mutfak 19'u piknik tipi olmak üzere 51 adet tüp, 1 adet küçük tip jeneratör, 1 adet digital fotoğraf  makinesi, 1 adet rüzgar ölçer cihazı, 7 adet AK-47 Kaleşnikof P.Tf. şarjör kılıfı, 1 adet Mk.Tf. çatal ayağı, 1 adet şemsiye, biri 1 ton, ikisi 500 litre kapasiteli olmak üzere  toplam 3 adet su tankı, bol miktarda gıda ve yaşam malzemeleri ile ilaç ele geçirildi. Delil niteliğine haiz olan silah, mühimmat, telsiz ve diğer malzemeler Cumhuriyet Başsavcılığının talimatları gereğince muhafaza altına alınmış, delil niteliğine haiz olmayanlar yerinde imha edilmiştir." Valiliğin açıklamasında, ayrıca yapılan yol kontrolleri sırasında, 995 kişiyle 395 aracın plakasının Jandarma Asayiş Bilgi Sistemi, KİHBİ, UYAP ve ASAL ile sorgulandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Yol kontrol ve adli arama faaliyetleri neticesinde; geçici olarak teşkil edilen 3 adet şok yol kontrol ve arama noktalarında (YKN) görevli personel tarafından, 995 şahıs ve 395 aracın Jandarma Asayiş Bilgi Sistemi (JABS) marifetiyle, KİHBİ, UYAP ve ASAL sorgulamaları yapılmış, adli makamlardan alınan kararlar gereğince operasyon bölgesi içerisindeki 7 konut ve eklentisinde adli arama faaliyeti gerçekleştirilmiş, Cumhuriyet Savcısının talimatına istinaden göz altına alınan 7 şüpheli hakkında adli işlemlere başlanılmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir."

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Helikopterin inmesi ve askerlerin binmesi

-Helikopterin kırsal alanda inişi ve askerin helikopterden inişi

-Askerlerin mağarada bulunan silah, mühimmat ve malzemeleri dışarı taşıması

-Ele geçirilen malzemelerin imha edilmesi

-El yapımı patlayıcı imha anı

-Ele geçirilen silahların teşhiri

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR,

============================================

Servis minibüsü ile hafif ticari araç çarpıştı: 14 yaralı

ADIYAMAN'da, fabrika işçilerini taşıyan servis minibüsü ile hafif ticari aracın çarpışması sonucu 14 kişi yaralandı.

Kaza, sabah saatlerinde Adıyaman- Çelikhan karayolunun 10'uncu kilometresinde meydana geldi. Çelikhan'dan Adıyaman yönüne giden Dursun Karabekmez yönetimindeki 44 DK 735 plakalı hafif ticari araç ile karşı yönden giden Abdulvahap Gazi Reçber yönetimindeki 02 BC 466 plakalı fabrika işçilerini taşıyan servis minibüsü kafa kafaya çarpıştı. Kazada, sürücüler ile araçlarda bulunan Firdes Karabekmez, Rıfat Kuşar, Mesut Yılmaz, Şahin Karakuş, Hüseyin Atay, İzzet Coşkun, Nermin Karabekmez, Şerif Kırmızı, Sırrı Özdemir, Mehmet Kaya, Emrah Kaya ve Berat Karabekmez yaralandı. Yaralılar, ihbarı üzerine olay yerine gelen AFAD, itfaiye ve sağlık görevlileri tarafından sıkıştıkları yerlerden çıkarılıp Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Tedaviye alınan yaralılardan 4'ünün sağlık durumu ciddiyetini koruduğu belirtildi. Kaza nedeniyle trafiğin tek yönden sağlandığı karayolunda ulaşım, araçların kaldırılmasının ardından yeniden normale döndü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

Olay Yeri

Kazaya karışan araçlar

Yaralılar ambulanslara taşınması

AFAD ve itfaiye ekiplerinin çalışması

Kapanan yol

Araçların çekilmesi

Jandarma ekiplerinin çalışması

Araçlardan yola savrulan parçalar

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 130 MB

Haber-Kamera: Mahir ALAN/ADIYAMAN,

============================================

Altınlar motor bölümünde, paralar paspas altında bulundu

NİĞDE'de kendilerini polis olarak tanıtarak yaşlı kadını dolandıran 3 zanlı Adana'da yakaladı. Polis otomobilde yaptığı aramada altınları motor bölümünde, paraları ise paspas altında buldu.

Olay, Niğde merkezde meydana geldi. İddiaya göre, Cumali B. (27), Mehmet Ç. (25) ve Mahsun B. (21), kendilerine polis olarak tanıtarak Leyla Zerman'ı (63) aradı. Yaşlı kadına, banka isimleri sayan zanlılar hesapta parasının olup olmadığını sordu. Zerman'ın hesapta parasının olduğu söylemesi üzerine zanlılar,  'Banka çalışanları, sizlerin paralarını kendi hesaplarına aktarıyor. Biz gizli bir operasyon yapıyoruz, evde para ve altınlarınız varsa onları da bize verin. Biz tüm altın ve paralarınızı devlet bankasına koyup, operasyon sonunda size geri vereceğiz' diyerek yaşlı kadını evinin yakınındaki parka çağırdı.

OTOMOBİLDEKİ ZULAYA KOYUP, ADANA'YA KAÇTILAR

Akman'dan 30 bin lira değerinde altın ve 3 bin lira alan 3 zanlı, Adana'ya doğru yola çıktı. Şüpheliler aldıkları altını motor bölümüne  paraları ise paspasın altına gizledi. Eve gelen Akman ise, durumu yakınlarına söyledi. Yaşlı kadının çocukları ise annelerinin dolandırıldığını anlayıp polisi aradı. Bunun üzerine Niğde polisi, Adana Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleriyle irtibata geçip, zanlıların kullandıkları otomobilin plakasını verdi. Adana polisi, kent girişindeki tüm girişlerde kontrol noktası kurdu. Zanlılar kullandığı otomobil ise D-400 kavşağında durduruldu. 3 şüpheli gözaltına alınırken polisler araçta yaptıkları aramada, altınları motor bölümünde, paraları ise paspasın altına dizili halde buldu. Cumali B, Mehmet Ç, ve Mahsun B. sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Polis, 3 zanlının 8 Mart'ta Adana'da da 2 kişiyi aynı yöntemle dolandırıp 3 bin dolar para ve 29 bin lira para aldıklarını ortaya çıkardı. İşlemleri tamamlanan zanlılar, adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Polisin altınları göstermesi

Altınlardan detaylar

Otomobilin görüntüsü

Otomobilde paspasın altından çıkan paralar

Paralardan detay

Zanlıların Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarılması

Asayiş Şube Müdürlüğü tabelası

SÜRE: 01'42"    BOYUT: 104 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

=========================================

İnşaatın 4'üncü katından düşen işçi hastanede öldü

BURSA'nın merkez Nilüfer ilçesinde, apartman inşaatı için kurulan iskelenin 4'üncü katında çalışırken, dengesini kaybedip, düşen işçi Mustafa Asan (44), kaldırıldığı hastanede öldü.

Olay, dün akşam saatlerinde, ilçeye bağlı Beşevler Mahallesi'nde meydana geldi. Dış cephe kaplama ustası, 3 çocuk babası Mustafa Asan, 6 katlı apartman inşaatı için kurulan iskelenin 4'üncü katında çalışırken, dengesini kaybetti. Yaklaşık 20 metreden zemine düşen Asan için diğer işçiler sağlık ekibi çağırdı. Yaralı Asan, olay yerine gelen sağlık görevlilerince ambulansla Çekirge Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Mustafa Asan, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtartılamadı. Asan'ın cenazesi, Bursa Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-İnşaattan görünüler

-Düştüğü yerden görüntüler

SÜRE: 1 dakika 16 saniye,BOYUT: 143 MB

Haber: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA;

==========================================

Köyde tüfekli hırsız nöbeti

Kocaeli'nin Gebze ilçesi Cumaköy Mahallesi'nde artan hırsızlıklar nedeniyle vatandaşlar geceleri tüfekle nöbet tutmaya başladı. Köylüler, mahallelerinde bulunan arızalanan mobese kameralarının onarılmasını istedi.

Gebze'nin 280 haneli Cumaköy Mahallesi'nde yaklaşık 2 haftada 15 eve giren hırsızlar, ziynet ve elektronik eşyaları, ahırlardan ise 2 büyükbaş hayvan ile birkaç küçükbaş hayvan çaldı. Mahallenin gençleri, hırsızlıkların artması üzerine önlem amacıyla silahla nöbet tutmaya başladı. Ellerinde fener ve tüfek bulunan gençler gece boyunca mahallede geziyor. Mahalle halkı aldıkları tüm önlemlere rağmen hırsızlıkların devam ettiğini belirterek, mahallelerinde bulunan mobese kameralarının onarılmasını istedi. Mahalle sakinlerinden Özay Gürses evinin önünde silahla nöbet tuttuğunu, hırsızların evlerine uykuda oldukları esnada bayıltıcı sprey sıkarak kendilerini etkisiz hale getirdiğini, yatak odalarına kadar girip evi soyduklarını söyledi. Bir mahalle sakini ise, "Son 1 haftada 4-5 eve girildi. Bunun daha öncesi de var. Toplamda 10-15 ev oldu. Huzursuzuz. Sabah işe giderken çocuklarımızı evde bırakmaya korkuyoruz. Arkadaşlarımız ile köyün giriş çıkışlarında nöbet tutuyoruz. Tabii ki devlet güvenlik görevlilerimiz yardımcı oluyor bize ama sayıları yetersiz galiba. Köyde kameralarımız çalışmıyor. Sıkıntılar var. Bununla ilgili şikayetlerimizi valiliğe kadar ilettik" dedi. Sabaha kadar nöbet tuttuklarını belirten bir mahalle sakini ise, "Evimize kamera sistemi, alarm sistemi taktırdık. Yine de rahat olmadığımız için sabaha kadar bu şekilde bütün köy olarak nöbet tutuyoruz. Değişimli olarak nöbet tutuyoruz" diye konuştu. Mahalleye giren araçların plakasını aldıklarını söyleyen bir kişi ise, şöyle konuştu: "Biz köyde genel güvenlik alıyoruz. Arkadaşlar arasında whatsapp grubu kurduk. Nereden hangi plakalı araç geçiyor, nereye giriyor, nereden çıkıyor? Bunları hep yazıyoruz birbirimize. Geceleri hiç uyumuyoruz. Vallahi hırsızlar köyü bizden iyi biliyor. O yüzden yakalayamıyoruz. Her yerden kaçıyorlar"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Nöbet tutan kişilerden görüntü

-Mahalle sakinlerinin açıklamaları

Haber: Haluk TURGUT/GEBZE(Kocaeli),

==========================================

(Özel)- Roma döneminin altın göz ve ağız bandı eserleri bu müzede

Tokat kent merkezindeki Tokat Müzesinde, Roma döneminde yaşayan zengin ve saygın kişilerin ölmeden önce altından yaptırdıkları çelenk, göz ve ağız bandı ise müzedeki gerçek kafatası üzerinde sergileniyor.

Sulusokak Çarşısı'nda yer alan Tokat Müzesinde, Maşat Höyük, Hanözü kazıları eserleri, Hristiyanlık eserleri ve etnografya temelli eserlerin yanı sıra sikkeler ve süs eşyası sergileniyor. Sergilenen ürünler arasında bulunan bir kafatası ise görenlerin dikkatini çekiyor. Tarihi eser kaçakçılığı operasyonunda ele geçirilen ve 2012 yılından itibaren Tokat Müzesinde sergilenen, Roma döneminin zengin ve saygın kişilerin öldükten sonra birlikte gömülmek üzere yaptırdıkları çelenk, göz ve ağız bandı bu kafatası üzerinde sergileniyor. Sergilenen takıların Roma dönemine ait mezarlardan çıkartıldığını belirten Tokat İl Kültür ve Turizm İl Müdürü Adem Çakır, "Hristiyanlık öncesi bir çok uygarlıkta ölen insanların sahip oldukları takılar ile gömüldüğünü biliyoruz. Bunlar o dönemdeki dini inancın bir sonucu. Onlarda da öbür dünya inancı var. Ama bizim inandığımız şekilden biraz farklı. Bu ziynet eşyalarını öbür dünyada uyandıklarında kullanabileceklerini düşünüyorlar. Bu ziynet eşyaları zenginlerin mezarlarından çıkan eserler. Bunu dini inançlarının bir sonucu olarak yapıyorlar. Ama fakirlerin mezarlarında bunlara rastlanmıyor" dedi.

ARKEOLOJİNİN BÜYÜSÜ

Bu tür eserlerin, ölen kişilerin statüsü hakkında da bilgiler verdiğini ifade eden Çakır şöyle konuştu:

"Bu çıkanlar muhtemelen bölgenin saygın, zengin, yöneticileri. Zenginliklerinin bir göstergesi olarak hazırlıyorlar. O şekilde gömülüyorlar. Gözü görmüyor, ağzı susmuş ve kafasındaki tacı da dünyadaki sınıfını gösteren bir ibare olarak kullanılıyor. Öbür dünyada uyandığında bunların karşı tarafta ona göre muamele görmesi bekleniyor. Arkeoloji dünyasının en büyük özel yanı budur. Bulduğunuz şey 2 bin yıl önce birisi tarafından kullanılmış. 2 bin yıldır kimsenin dokunmadığı, görmediği bir şeyi siz özel kazı yöntemleri ile açığa çıkarıyorsunuz. Arkeoloji dünyasının büyüsü burada."

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Müzeden genel görüntüler

-Altın çelenk, ağız ve göz bandı bulunan kafatası

-Turizm Müdürünün açıklamaları

-Detaylar

(554 MB -HD)

Haber-Kamera:  Fatih YILMAZ/TOKAT,

===========================================

Sıhhiye vagonu açıldı

İZMİR'de 14 Mart Tıp Bayramı'nda 1927 yılında üretilen 'Sıhhiye Vagonu' müze görünümüne kavuşturularak Basmane Garı'nda meraklıların beğenisine sunuldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliğinde, İzmir Tabip Odası öncülüğünde ve İzmir Sağlık Müdürlüğü, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin desteğiyle doktorlar ve tıp fakültesi öğrencileri için düzenlenen "Sağlık Tarihi Sergisi" ile başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu'nun ev sahipliğinde TCDD Basmane Tren Garı'nda gerçekleşen sergideki eserler büyük ilgi gördü. Sergide 1927 yılında üretilen 'Sıhhiye Vagonu' da müze görünümüne kavuşturularak meraklıların beğenisine sunuldu.  Vagon Müze'nin 21 Mart'a kadar gezilebileceği bildirildi.

DOKTOR VAGONU

Sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması, hastanelerin çoğalmasıyla birlikte bir dönem kullanılan ve halk arasında 'Doktor vagonları' olarak bilinen sıhhiye vagonları da devre dışı kaldı. TCDD 3. Bölge Müdürlüğü tarafından Uşak'ta kaderine terk edilmiş doktor vagonu ise Alsancak Garı'na çekilerek bakıma alındı ve yoğun bir çalışmayla aslına uygun olarak onarıldı. İçinde ameliyathane, eczane, muayenehane, yatakhane ve mutfak bölümleri olan, doktor, hemşire ve hasta bakıcıların görev yaptığı özel donanımlı vagonlarda kasaba ve köylerden gelen hastalar muayene edilir, ilaçları  verilir ve gerekirse ameliyatları yapılırdı.

"İNSANLARIN ACISINI AZALTIYORUZ"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu, "Hekimlik mesleğinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama ben kendimi şanslı hissediyorum. Bizler insanı yaşatmaya ve acısını azaltmaya çalışırız. Hekimlik bir yaşam tarzıdır. İyi bir hekim olmak için ilk önce iyi insan olmak gerek. Bizim zamanımızda hekimlik yapmak daha kolaydı. Performans sistemi yoktu ve hastalarımıza istediğimiz kadar zaman ayırırdık" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Genel ve detay görüntüler

-Dr. Türkegül Kocaoğlu'nun konuşması

-İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Fehmi Akçiçek'in konuşması

-"Sağlık Tarihi Sergisi" açılışı ve serginin gezilmesi

Dr. Türkegül Kocaoğlu'nun İBB Eşrefpaşa Hastanesi ziyaret görüntüleri

Haber: İZMİR,

===============================================

İki üniversite diplomasını duvara asıp dövmeci oldu

BURSA'da iki üniversite bitiren 25 yaşındaki Tarkan Acar, uygun koşullarda iş bulamaması ve başvurularından da eli boş dönmesi sonucu dövmecilik yapmakta karar kıldı. Acar, "İki üniversite de bitirmiş olsanız uygun koşullarda iş bulmak çok zor" dedi.

Üniversite hayatına 2011 yılında Bilgisayar Programcılığı bölümüyle başlayan Tarkan Acar, iş hayatına atılmakta başarılı olamayınca kendini geliştirmek ve iş sahasını genişletmek için Kamu Yönetimi bölümünde eğitim görüp mezun oldu. İki diplomasıyla beraber iş aramaya koyulan Acar uygun kriterde iş bulmakta çok zorlanırken, uygun bulduğu iş başvurularından da eli boş döndü. Tarkan Acar iş aramaktan vazgeçip lise yıllarında hobi olarak da yaptığı dövmeciliğe yöneldi. Arkadaşlarıyla dövme stüdyosu açarak hobisini profesyonelliğe dönüştüren Acar, hayatı boyunca dövmecilik yapmak istediğini, okuduğu bölümlerle ilgili işlerde çalışmak istemediğini belirtti.

"ELİ BOŞ DÖNMEK CAN SIKICI"

Tamamladığı üniversite eğitimlerinin ardından iş başvuruları yaptığını ancak eli boş döndüğünü belirten Tarkan Acar, şunları kaydetti: "Çoukluğumda sevdiğim iki şey vardı. Biri resim çizmek, diğeri ise bilgisayar ile ilgilenmekti. Benim çocukluk yıllarımda bilgisayara ulaşmak çok zor olduğundan Bilgisayar Programcılığı bölümüne büyük bir istekle gittim. Dumlupınar Üniversitesi Bilgisayar Programcılığını bitirdikten sonra iş hayatına atılmak istedim. Bu da tıpkı okulu bitirmek gibi çok basit olmadı. Çeşitli iş aramalar, CV hazırlamalar, mülakatları gitmeler gibi pek çok süreçten geçtim ve gidip gidip eli boş dönmek biraz can sıkıcıydı. Özel sektörde iş bulabilmek için sürekli kendimi geliştirmem gerekiyordu. Ama bunun için rahat bir kafa ve bolca boş vakte de ihtiyaç vardı. Bunu tam anlamıyla beceremediğim için kendime bir şeyler daha katmak adına Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümüne başladım. Bu bölümle çok alakam olmasa da geçmişimde resmi kurumlarda yaptığım stajların da etkisiyle bana faydası olur diye düşündüm. Bu üniversite eğitimimi de bitirdim ve tekrar bir işe girmek için araştırmalara başladım. Sonucunda 2 üniversite bitirmiş olsam da uygun koşullarda iş bulmak gerçekten çok zor. Ne kadar başvurusu yaparsam yapayım istediğim gelir ve istediğim çalışma koşullarını hiçbir zaman elde edemedim. O mantıkla tekrar sevdiğim iş olan çizime yöneldim. Çizim kabiliyetimi geliştirip belli bir seviyeye geldikten sonra dövme işine girmeliyim diye düşündüm."

"EN BAŞTA YAPMAM GEREKENİ EN SONDA YAPTIM"

Arkadaşlarıyla bir araya gelerek bir dövme stüdyosu açan Acar, bunu en başta yapması gerektiğini belirterek, "Dövme lise eğitiminin son dönemlerinde hobi olarak yaptığım bir şeydi. Arkadaşlarımla beraber bir stüdyo açtık ve devamını başarıyla getirdik. Çalışma şartları olarak bakarsak satış danışmanlığı, garsonluk gibi klasik işlerde çalışmaktansa çalışma saatlerini kendi belirlediğim, randevularımı uyku zamanlarıma göre ayarladığım dövmecilik benim için çok daha iyi bir meslek. Klasik işlerde normal şartlarda 8 saat olarak geçen çalışma süresi özel sektörde 10 saat 12 saat gibi sürelere ulaşabiliyor. Yeri geliyor gece yarısı evinize dönüyorsunuz. Tüm bu sebeplerle en başında yapmam gereken şeyi en sonunda yaparak üniversiteleri bir kenara bırakıp sevdiğim işe yöneldim. Üniversitelerin yine de bana genel kültür olarak çok şey kattığını düşünüyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------------------------

-Dövmeci Tarkan Acar'ın çalışmalarından detaylar

-Dövme makinesinin bakım ve temizliğini yapması

-Dövme yapması

-Dövme yaptırmak isteyen birine taslak çıkarıp göstermesi

-Tarkan Acar ile röportaj

SÜRE: 4 dk 31 sn,BOYUT:  505 MB

Haber: Enver Fatih TIKIR/BURSA,