BM'nin Kaşıkçı cinayeti raporuna ilişkin haberlerimizi derleyerek yeniden yayımlıyoruz. - Son Dakika
Güncel

BM'nin Kaşıkçı cinayeti raporuna ilişkin haberlerimizi derleyerek yeniden yayımlıyoruz.

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, "Kaşıkçı, uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleşen bir yargısız...

20.06.2019 12:50

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, "Kaşıkçı, uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu." ifadeleri yer aldı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından (OHCHR) dün açıklanan 101 sayfalık raporda, "BM Genel Sekreteri (Antonio Guterres), Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin tamamlayıcı kriminal soruşturma başlatmalı." değerlendirmesinde bulunuldu.

Herhangi bir devleti beklemeksizin Genel Sekreterin kendisinin, cinayete ilişkin uluslararası bir tamamlayıcı soruşturma başlatabileceği vurgulanan raporda, BM İnsan Hakları Konseyine Kaşıkçı cinayetinin akıbeti ve genel olarak kişilerin ülkeleri dışında hedef alınmasına ilişkin "Arria formülü" (gayriresmi BM Güvenlik Konseyi toplantısı) görüşmesi düzenleyerek bir araya gelmesi çağrısı yapıldı.

Raporda, BM İnsan Hakları Konseyi ve BM Genel Kuruluna da gazeteciler ve insan hakları savunucularının tasarlanarak öldürülmelerine ilişkin cezai soruşturma yürütecek bir mekanizma kurulması çağrısında bulunuldu.

Kaşıkçı ailesine tazminat

Suudi Arabistan yönetimine Kaşıkçı'nın ailesinden kamuoyu önünde özür dileme çağrısı yapılan raporda, "Hesap verebilirlik, Suudi Arabistan hükümetinin infazdaki sorumluluğunu üstlenmesini gerektirir. Bu aynı zamanda devletin Kaşıkçı'nın ailesine tazminat ödemesini de içeriyor." ifadeleri yer aldı.

"Suudi Arabistan Türk hükümetinden özür dilemeli"

Raporda, "Suudi Arabistan, diplomatik ayrıcalıkların istismarı ve kendi toprakları dışında güç kullanımı yasağını ihlal etmekten ötürü Türk hükümetinden özür dilemeli." ifadeleri kullanıldı. BM raporunda, Suudi Arabistan ayrıca Kaşıkçı'nın yaşadığı ABD'den de özür dilemeye davet edildi.

BM'nin Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporunda, Suudi Arabistan'da hapsedilen, barışçıl şekilde görüşlerini ve inançlarını ifade eden kişilerin salıverilmesi, işkence ve öldürücü güç kullanımı ve zorla ortadan kaybolan kişilerle ilgili iddiaların bağımsız bir şekilde araştırılması için Suudi Arabistan'a çağrıda bulunuldu.

Kaşıkçı cinayetinin aktörlerinin ve infazı mümkün kılan şartların detaylı bir şekilde araştırılması gerektiğinin altı çizilen raporda, "Suudi Arabistan, bunların tekrar yaşanmamasını temin etmek için kamu raporu oluşturup gereken reformları belirlemeli." denildi. Raporda, bu hususta BM'nin ilgili kurumlarının Suudi yetkililere destekte bulunabileceği önerisi getirildi.

Suudi Arabistan'daki kovuşturmanın yetersizliğine işaret edilen raporda, "Suudi Arabistan, mevcut yargılamaya ara vermeli. BM tarafından yönetilen ayrı bir cezai soruşturmayla müşterek çalışmalı ve gelecekte gerçekleşecek yargılamanın yeri ve yapısı konusunda verilen kararları uygulamalı." ifadesi yer aldı.

Kaşıkçı sokağı

BM'nin Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporunda, Türkiye'ye ise BM Genel Sekreteri'nden tamamlayıcı soruşturma başlatması için resmi talepte bulunma çağrısı yapıldı.

Raporda, Türkiye'ye Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın özgürlüğünü temsilen heykel dikmesi önerisinde bulunularak buna alternatif olarak başkonsolosluğun bulunduğu sokağın isminin Kaşıkçı sokağı şeklinde değiştirilebileceği kaydedildi.

"FBI soruşturma açmalı"

Kaşıkçı cinayetinin soruşturulmasına ilişkin ABD'ye de çağrıda bulunulan raporda, "ABD, henüz açılmadıysa, Kaşıkçı cinayetine ilişkin bir Federal Araştırma Bürosu (FBI) soruşturması başlatmalı ve uygunsa ABD içinde cezai kovuşturma yürütmeli." ifadelerine yer verildi.

Raporda, "ABD, 2016 Küresel Magnitsky İnsan Hakları Hesap Verebilirlik Yasası ışığında Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin (cinayette) sorumluluğu olup olmadığına karar vermeli ve bu karara nasıl vardığına ilişkin bilgi vermeli." çağrısında bulunuldu.

ABD Kongresinde, Suudi Arabistan üst düzey yetkililerinin sorumluluğuna ilişkin oturumlar düzenlenmesi gerektiği kaydedilen raporda, Kaşıkçı cinayetine ilişkin bütün kanıtlar, bilgiler, materyaller ve dinlemelerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiği vurgulandı.

Veliaht Prens'e yaptırım

Raporda, diğer ülkelere Kaşıkçı cinayeti konusunda hesap verilebilirliğin sağlanması için gerekli bütün uluslararası açıklamalar, çağrılar ve kararları desteklemeleri çağrısında bulunuldu.

Üye ülkelerin Kaşıkçı'nın öldürülmesine dahil olduğu iddia edilen kişilere yaptırım uygulaması ve yaptırımların Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ni de içermesi gerektiği belirtilen raporda, "Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin yaptırımlar Veliaht Prens ve onun yurt dışındaki kişisel mal varlıklarını da kapsamalıdır." denildi.

Raporda üye ülkelere ayrıca özel olarak geliştirilen gözetim araçlarının ihracatı, satışı, devri, kullanımı veya hizmetinin verilmesi konusunda, insan haklarına uygun bir koruma rejimi uygulanana kadar Suudi Arabistan ve diğer devletlere derhal moratoryum uygulamaları uyarısı yapıldı.

Uluslararası şirketlere çağrı

Raporda, uluslararası şirketlerden de Kaşıkçı cinayetiyle dolaylı veya doğrudan ilişiği bulunan kişi ve kurumlarla iş yapmaktan kaçınmaları istendi.

Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde her yıl düzenlenen Davos Zirvesi kapsamında Cemal Kaşıkçı ve diğer cinayete kurban giden gazeteciler adına daimi bir panel etkinliği önerisi yapıldı.

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi Suudi Arabistan'ın sorumluluğunda"

Raporda ayrıca "Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu bir yargısız infaz teşkil etmektedir. Kaşıkçı'yı kaçırma teşebbüsü de uluslararası insan hakları hukuku uyarınca bir ihlaldir." ifadesi yer aldı.

"Kaşıkçı, uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu." denilen raporda, devlet sorumluluğuna işaret edildi.

Raporda, uluslararası hukuk açısından, Kaşıkçı'nın öldürülmesini hangi devlet yetkilisinin emrettiğine, kaçırılmasında bir ya da birden fazla azmettirici olup olmadığına ve Kaşıkçı'nın kazara öldürülüp öldürülmediğine, yetkililerin kendi inisiyatifleriyle hareket edip etmediğine ya da bağlantılarına bakılmaksızın, ortada bir devlet sorumluluğu bulunduğu vurgulandı.

Kaşıkçı'nın öldürülmesinin Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin ve barış döneminde kendi toprakları dışında güç kullanımına yasak getiren BM Şartı'nın da ihlali olduğu belirtilen raporda, "Suudi Arabistan, bir gazeteciyi öldürerek BM'nin temel ilkelerinden biri olan ifade özgürlüğünün korunması ilkesine aykırı bir eyleme girdi." değerlendirmesine yer verildi.

Kaşıkçı'nın öldürülme koşullarının, Suudi Arabistan tarafından onaylanan "İşkenceye Karşı Sözleşme" hükümleri uyarınca işkence eylemi oluşturduğuna dikkati çeken raporda, Kaşıkçı'nın cesedine halen ulaşılamamış olmasının da zorla yok etme (suçu) teşkil ettiği belirtildi.

Raporda, "Özel Raportör, Veliaht Prens de dahil olmak üzere üst düzey Suudi yetkililerin bireysel sorumluluğunun daha fazla araştırılmasına haklı neden teşkil eden güvenilir kanıtlar bulunduğunu tespit etti." ifadesi yer aldı.

Suudi yetkililerin cinayet hakkında İstanbul'da yürüttüğü soruşturmanın bulgularına ilişkin Özel Raportör Callamard'ın bilgilendirilmediği vurgulanan raporda ayrıca Suudi yetkililerce yapılan açıklamalarda adı geçen bazı kişilerin ve yargılanan 11 failin kimliğinin eşleşmediği kaydedildi. Raporda, "Suudi yetkililer hala Kaşıkçı'nın kalıntılarının nerede olduğunu açığa çıkarmadı." değerlendirmesi paylaşıldı.

Raporda, "Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin soruşturmada Suudi Arabistan'ın Türk makamlarla iş birliği yapması uluslararası bir zorunluluktu." ifadesi yer aldı.

Callamard'ın raporunda, "Özel Raportör, suç mahallinin tamamen, hatta adli olarak temizlenmiş olduğuna dair inandırıcı kanıtlar buldu. Bunlar, Suudi Arabistan'ın soruşturmasının iyi niyetle yürütülmediğini ve bunun adaleti engellemek anlamına gelebileceğini gösteriyor." görüşü dile getirildi.

Raporda, yurt dışında yaşayan muhaliflerin durumuna ilişkin, "İkamet ettikleri ya da sürgünde bulundukları ülkeler, insan haklarına saygı göstermek ve onları kaçtıkları devletlerin şiddetine karşı korumakla yükümlüdür." ifadesi kullanıldı.

Suudi Arabistan'ın cinayete ilişkin kovuşturma ve tazminat konularındaki devlet sorumluluklarını ele almak konusunda çekingen adımlar attığı vurgulanan raporda, bu adımların uluslararası hukukun gerektirdiklerini karşılamadığı belirtildi.

Özel Raportörün, Suudi Arabistan'daki 11 şüphelinin yargılanmasına ilişkin endişeleri ışığında, duruşmanın askıya alınmasını istediği kaydedilen raporda, Suudi devletinin Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusundaki sorumluluğunu kamuoyunun bilgisine sunmakta başarısız olduğu vurgulandı.

Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'nın ailesinden, arkadaşlarından ve meslektaşlarından Kaşıkçı'nın ölümü ve öldürülme şekline ilişkin özür dilemediğine dikkat çekilen raporda, "Özel Raportör, Cemal Kaşıkçı'nın çocuklarına sunulan bir parasal teklif hakkında bilgi edinmiştir ancak bu teklifin uluslararası insan hakları hukuku kapsamında bir tazminat tutarı anlamına gelip gelmediği şüphelidir." ifadesi yer aldı.

Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz'in istihbarat servislerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin açıklamasının yetersiz olduğu belirtilen raporda, Suudi Arabistan'dan beklenenin, görüş ve inançlarını barışçıl yollarla ifade eden ancak hapsedilmiş kişileri serbest bırakması, işkence ve ölümcül güç kullanımının resmi ve gayriresmi gözaltı yerlerinde soruşturulması, zorla yok edilenlere ilişkin tüm iddiaların araştırılması ve kaybedilen kişilerin nerede olduğunu kamuoyuna duyurması olduğu vurgulandı.

Raporda, "Özel Raportör, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin, devletlerin evrensel yargı yetkisi talebini gerektiren uluslararası bir suç olduğuna inanmaktadır." ifadesi yer aldı.

Kaşıkçı cinayetine ilişkin yasal sürecin güvenilir olmadığı vurgulanan raporda ayrıca "Suudi Arabistan'da yürütülen yargılama güvenilir bir hesap verilebilirlik ortaya koymayacak." değerlendirmesinde bulunuldu.

Türkiye'den BM'nin Kaşıkçı raporuna destek

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına, sorumlularının hesap vermesine yönelik tavsiyelerini kuvvetle desteklediklerini bildirdi.

Çavuşoğlu, sosyal medya hesabından Kaşıkçı raporuna ilişkin yayımladığı mesajında, "Birleşmiş Milletler (BM) Raportörü Callamard'ın Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına, sorumlularının hesap vermesine yönelik tavsiyelerini kuvvetle destekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Almanya'dan "Kaşıkçı raporu" açıklaması

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Rainer Breul, Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı cinayetini kapsamlı ve inandırıcı bir şekilde aydınlatmasını istediklerini söyledi.

Berlin'deki Federal Basın Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Breul, BM'nin Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporuna değinerek "Rapor henüz çok yeni. Raporu inceledikten sonra gerekli açıklamayı yapmamıza müsaade ediniz." dedi.

Breul, Almanya olarak daha önce Kaşıkçı cinayetini sert şekilde kınadıklarını ve cinayetle ilgisi bulunduğu iddia edilen Suudi şüphelilere ülkeye giriş yasağı koyduklarını hatırlatarak "Suudi Arabistan tarafından bu konunun kapsamlı ve inandırıcı bir şekilde aydınlatılmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a herhangi bir yaptırımın söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Breul, raporu inceledikten sonra partnerleriyle yakın temas kurarak bu konu hakkında açıklama yapılabileceğini kaydetti.

BM'nin Kaşıkçı raporu uluslararası insan hakları kuruluşlarında yankı uyandırdı

Uluslararası insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler (BM) Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporunun yayımlanmasının ardından açıklamalar yayımladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütünden (HRW) yapılan yazılı açıklamada, "Callamard'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin adalet çağrısı, Suudi Arabistan'daki hak ihlallerinin izlenmesi için daha kapsayıcı bir sistemin oluşturulmasını sağlamalıdır." ifadesine yer verildi.

Açıklamada görüşüne yer verilen HRW Cenevre Direktörü John Fisher, Suudi Arabistan'ın hesap vermeyeceğini bildiği müddetçe sistematik hak ihlalleri ve baskılarına devam edeceğini belirterek "BM İnsan Hakları Konseyi üyeleri için Suudi Arabistan'daki muhaliflere karşı hoşgörüsüzlüğe ve yapılanların yanına kar kalması iklimine odaklanmak çok önemli. Suudi Arabistan'ın hak ihlalleri için hesap vermediği sistemi, Kaşıkçı'nın soğukkanlı ve vahşi bir şekilde öldürülmesine yol açtı." değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası Af Örgütünden BM Genel Sekreterine çağrı

Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu Araştırma Direktörü Lynn Maalouf da raporun ardından yaptığı yazılı açıklamada, "BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e, Callamard'ın uluslararası soruşturma açılması tavsiyesine bir an önce uyma çağrısı yapıyoruz." ifadesini kullandı.

BM'nin raporunda da görüldüğü üzere Suudi Arabistan'da Kaşıkçı cinayetine ilişkin atılan adımların yetersiz olduğunu ve insan haklarının ihlal edildiğini vurgulayan Maalouf, "BM Genel Sekreteri Guterres, tüm dünyada muhaliflerin, gazetecilerin, aktivistlerin ve insan hakları savunucularının hedef alınarak öldürülmesinin güçlü bir karşılık bulacağına ilişkin güçlü sinyal vermelidir." görüşünü paylaştı.

Maalouf, BM'nin söz konusu raporunun, yurt dışında yaşayan Suudi muhaliflerin hayatının tehlikede olduğunu gösterdiğini belirterek Suudi Arabistan'da ifade özgürlüğüne karşı baskıcı politikaların son bulması çağrısı yaptı.

"Kaşıkçı'nın öldürülmesinde ülkemizin liderliğini baltalama girişimlerini reddediyoruz"

Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde ülke liderliğini baltalama girişimlerini reddettiklerini söyledi.

Cubeyr, BM raporu yayımlandıktan sonra Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada, "Kaşıkçı'nın öldürülmesinde ülkemizin liderliğini baltalama girişimlerini reddediyoruz." ifadelerine yer verdi.

Cubeyr, "Suudi Arabistan'ın adli makamları bu davayı değerlendirme ve yetkilerini tamamen bağımsız olarak kullanma yetkisine sahip tek mercidir. Davanın Suudi Arabistan yargısının dışına ve uluslararası boyuta taşınması kabul edilemez." dedi.

BM, Kaşıkçı raporu için Türkiye'ye teşekkür etti

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılması konusunda yaptığı iş birliği için "Türkiye'ye minnettar" olduğunu bildirdi.

OHCHR, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın, Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı rapor hakkında yazılı açıklama yaptı.

Türk hükümetine, "cinayetin soruşturulmasıyla ilgili yaptığı iş birliği ve gösterdiği iyi niyet için son derece minnettar" olunduğu belirtilen açıklamada, "Kaşıkçı cinayeti, kapsamlı koordinasyon ve ciddi insan ve finansal kaynakları içeren ayrıntılı bir planlamanın sonucuydu. Üst düzey yetkililer tarafından denetlenmiş, planlanmış ve onaylanmıştır. Taammüden yapılmıştır." ifadesi yer aldı.

AB Kaşıkçı raporunu inceliyor

Avrupa Birliği'nin (AB), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin tutumunun en başından beri çok açık olduğunu, Suudi Arabistan'ın BM raporuna vereceği cevabın beklendiği belirtildi.

İsmini vermek istemeyen bir AB yetkilisi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Callamard'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporunu incelediklerini ifade etti.

Birliğin, Kaşıkçı cinayetine ilişkin tutumunun çok net olduğunu anımsatan AB yetkilisi, Suudi Arabistan'ın BM raporuna vereceği tepkiyi beklediklerini belirtti.

BM Özel Raportörüyle diyaloğun devam edeceğini aktaran AB yetkilisi, konunun gelecek hafta BM İnsan Hakları Konseyinde de gündeme geleceğine işaret etti.

Kaşıkçı cinayetine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı

Callamard'ın raporunda, cinayet planının yeni detayları ortaya çıktı.

BM Raportörü Callamard, Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, Türk istihbaratının aktardığı söylenen bazı konuşma kayıtlarına yer verdi.

Kayıtlara göre, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi, cinayetten önceki günlerde kimliği bilinmeyen biriyle "güvenlikle ilgili bir göreve" ilişkin görüşmeler gerçekleştiriyor. Uteybi ile konuşan kişi, devlet yetkilileri tarafından verilen bu görev için protokolden güvenilir birine ihtiyaç olduğunu ve gerekirse bu kişiye özel izin verilebileceğini aktarıyor.

Uteybi, başka bir kişiyle yaptığı görüşmede, Riyad'dan yetkililerin kendisini aradığını ve Riyad'da acil bir eğitim olduğunu söylüyor. Uteybi, görüşmede konunun çok gizli olduğuna vurgu yapıyor.

Kayıtlardan ayrıca Başkonsolos'un Riyad'dan gelecek birileri için konaklama, uçak bileti gibi ayarlamalar yaptığı anlaşılıyor.

"Konsolosluktaki iş iki ya da üç gün sürecek"

Raporda, Suudi infaz ekibinin, Kaşıkçı'yı öldürmek için Riyad'dan İstanbul'a nasıl geldiğine ilişkin konuşmalara yer veriliyor.

Kaşıkçı'nın öldürülmesinden 1 gün önce kimliği bilinmeyen bir kişi, "Yarın Suudi Arabistan'dan bir komisyon gelecek. Konsoloslukta yapacakları bir şey var… İçerideki işleri iki ya da üç gün sürecek." ifadelerini kullanıyor.

"Kurbanlık hayvan geldi mi?"

Kaşıkçı Başkonsolosluğa girmeden birkaç dakika önce infaz ekibinden Adli Tıp Uzmanı Salah Muhammed Abduh et-Tubeyki ve Suudi Arabistan istihbarat servisindeyken Veliaht Prens Bin Selman'ın yakın ekibine dahil olan Mahir Abdulaziz Mutreb arasındaki diyaloglar da raporda yer buldu.

Buna göre Suudi Arabistan istihbarat servisindeyken Veliaht Prens Bin Selman'ın yakın ekibine dahil olan Kaşıkçı cinayetinin elebaşı Mahir Abdulaziz Mutreb, Tubeyki'ye, Kaşıkçı'nın cesedini çantaya koymanın mümkün olup olmadığını soruyor.

Buna karşılık Tubeyki, "Hayır, çok ağır." şeklinde yanıt veriyor. Tubeyki, daha sonra, "Kolay olacak. Eklemler ayrılacak. Bedeni ağır. Önce yerde keseceğim. Plastik çantalar alır ve parçalara ayırırsak biter. Her birini saracağız." ifadelerini kullanıyor.

Mutreb ve Tubeyki'nin Kaşıkçı'nın cesedini "deri çantalara" koymayı planladığı şeklindeki konuşmalara yer verilen raporda, Tubeyki'nin "Yöneticim ne yaptığımın farkında değil. Beni koruyacak kimse yok." ifadelerinden endişelendiği anlaşılıyor.

Konuşmanın sonunda, Mutreb, Kaşıkçı'yı kastederek "kurbanlık hayvanın" gelip gelmediğini soruyor ve geldiği yanıtını alıyor.

"Interpol'den emir var" yalanı

Kaşıkçı Başkonsolosluğa girdikten sonra kendisiyle yapılan konuşmalarda, Suudi Arabistan'a dönüp dönmeyeceğine odaklanılıyor.

BM raporundaki konuşma kayıtlarına göre, Kaşıkçı'yı sorgulayan kişiler, "Seni geri götürmek zorunda kalacağız. Interpol'den bir emir var. Interpol senin geri gönderilmeni istedi." ifadesini kullanıyor. Buna karşılık, Kaşıkçı, kendisine karşı bir dava olmadığını söyleyerek dışarıda kendisini bekleyenlerin olduğunu söylüyor.

İnfaz timinden Mutreb, Kaşıkçı'nın oğluna bir mesaj göndermesini istiyor. Kaşıkçı, "Ne demeliyim? Yakında görüşürüz? Kaçırılmadan bahsedemem." deyip bu teklifi reddetmesi üzerine birçok kez "Kısa kes." yanıtını alıyor.

Karşılıklı birkaç dakika süren diyaloğun ardından ekip, Kaşıkçı'ya "Seni uyuşturup bayıltacağız." diyor.

Raporda, bunun ardından Kaşıkçı ile ekip arasında arbede yaşandığı ve ardından Kaşıkçı'nın katledildiğinin anlaşıldığı belirtiliyor.

BM Sözcüsü'nden Kaşıkçı raporuna ilişkin açıklama

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Genel Sekreter Antonio Guterres'in, rapordaki gazetecilerin korunmasına yönelik tavsiyeleri dikkate alacağını söyledi.

Dujarric, günlük basın toplantısında, Callamard'ın Kaşıkçı cinayeti hakkında hazırladığı raporda BM Genel Sekreteri Guterres'e yönelik yapılan "bağımsız soruşturma" çağrısına ilişkin soruları yanıtladı.

Söz konusu raporu bu sabah aldıklarını, okumaya ve üzerinde çalışmaya devam ettiklerini belirten Dujarric, "Raporda birçok tarafa birçok tavsiye var. Genel Sekreter Guterres, gazetecilerin korunmasına ilişkin kendisine yönelik tavsiyeleri tamamıyla dikkate alacaktır." ifadesini kullandı.

"Guterres duruşunu koruyor"

Guterres'in en başından beri Kaşıkçı cinayetini "korkunç" olarak nitelendirdiğini, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma çağrısını sürekli yinelediğini anımsatan Dujarric, "Guterres bu duruşunu koruyor." dedi.

Dujarric, daha önce de belirttikleri gibi BM Genel Sekreteri Guterres'in herhangi bir üye ülkenin talebi olmadan cezai soruşturma açamayacağına vurgu yaparak "Eğer üye ülkeler tam ve verimli bir cezai soruşturma yürütemezse uygun yasalar çerçevesinde, Güvenlik Konseyi kararına taraf ülkelerin verdiği destekle bir soruşturma açılabilir. Tüm üye devletler bu konuda iş birliği yapmalıdır." ifadesini kullandı.

Kaşıkçı cinayetinin sorumlularının hesap vermesi gerektiğinin altını çizen Dujarric, "Kaşıkçı'nın ailesi de cinayete ilişkin cevapları almayı hak ediyor." diye konuştu.

Rapor için Türkiye'de 1 hafta kaldı

Callamard, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili uluslararası soruşturma için 28 Ocak-3 Şubat arasında Türkiye'yi ziyaret etmişti.

Cinayetten yaklaşık dört ay sonra başlatılan soruşturma kapsamındaki Türkiye ziyaretinde, Callamard'a, avukat Helena Kennedy ve adli tıp uzmanı Duarte Nuno Vieira eşlik etmişti.

Kaşıkçı'nın nişanlısından "Washington elinden geleni yapmadı" açıklaması

Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, "Washington, Cemal'in katillerini adaletin önüne çıkarmak için elinden geleni yapmadı." değerlendirmesinde bulundu.

Cengiz, Amerikan New York Times gazetesi için "Cemal Kaşıkçı nişanlımdı. Onun katilleri etrafta serbestçe geziyor." başlıklı bir makale kaleme aldı.

ABD Kongresindeki bazı oturumlara katılmak üzere geçen ay başkent Washington'da çok sayıda Kongre ve Dışişleri yetkilisiyle görüştüğünü ve Kaşıkçı hakkında konuştuklarını belirten Cengiz, "Yaptığım her toplantı, kaybımızın ne kadar derin olduğunu, Cemal'in bir yazar olarak nasıl bu kadar çok sevgi ve saygı telkin ettiğini anlamamı sağladı." ifadelerini kullandı.

"Washington bu ülke üzerindeki gücünü kullanmamayı seçti"

Cemal Kaşıkçı'nın kendisine sürekli Washington'ı sevgiyle anlattığını aktaran Cengiz, "Ancak Washington, Cemal'in katillerini adaletin önüne çıkarmak için elinden geleni yapmadı." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'deki Demokrat ve Cumhuriyetçilerin Kaşıkçı cinayeti konusunda henüz somut adım atılmamasından dolayı utanç duyduklarını hissettiğini belirten Cengiz, "Washington, Kaşıkçı cinayetine ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması ve sorumlulardan hesap sorulması hususunda Riyad ile güçlü bağları ve bu ülke üzerindeki gücünü kullanmamayı seçti." görüşünü paylaştı.

"Trump yüzünü başka yöne çevirmeyi tercih etti"

Cengiz, Kaşıkçı cinayetinden sonraki küresel kınamalara rağmen Suudi Arabistan'daki zulmün sürdüğüne ve 3 Suudi alimin idam edileceğine dair haberler olduğuna işaret ederek "Cemal asla geri gelmeyecek ancak onun uğrunda mücadele ettiği bu kişilerin korunması için bir şeyler yapılabilir. Başkan Donald Trump yüzünü başka yöne çevirmeyi tercih etti. Ancak bu 3 adamın hayatını kurtarma gücü var." ifadelerini kullandı.

Kaşıkçı cinayetine ilişkin aklındaki soruların hala cevaplanmadığını vurgulayan Cengiz, Riyad yönetiminin de cinayetle ilgili yasal süreçteki "ihmalci" tavrının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

BM'ye çağrı

BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın, bugün Kaşıkçı cinayetine ilişkin yayımladığı raporda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'i, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin tamamlayıcı kriminal soruşturma başlatmaya çağırdığını vurgulayan Cengiz, "BM'yi Sayın Callamard'ın çağrısını önemsemeye davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Cengiz makalesinde, şunları kaydetti:

"Cemal'in ve ilkelerinin herhangi bir insani ve ahlaki değeri varsa, şimdi sesimizi yükseltme zamanı. Arap dünyasındaki demokrasi mücadelesini desteklemek için, Cemal'in korkunç ölümüne karşı ses çıkarmanın bir önemi yok mu? Erdemli insanlar bugün bu değerleri savunan ve bu ülkesinde bu değerleri geliştirmek için mücadele veren bir adam için ayağa kalmazsa, kim kalkacak?"

Dışişleri Bakanlığından BM'nin Kaşıkçı raporuna ilişkin açıklama

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Callamard'ın, Kaşıkçı cinayetinin tüm yönleriyle açığa kavuşturulmasına ve sorumlularının hesap vermesinin sağlanmasına yönelik tavsiyelerini kuvvetle desteklendiği belirtilerek "BM üyesi tüm ülkeleri ve ilgili uluslararası kuruluşları söz konusu tavsiyelerin hayata geçirilmesi hususunda ısrarcı olmaya davet ediyoruz." ifadesi kullanıldı.

Bakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, raporun, söz konusu cinayetin aydınlatılmasına yönelik, ilgili Türk makamları tarafından titizlikle sürdürülmekte olan soruşturma kapsamında varılan tespitleri teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, raporun, bu kapsamda, Kaşıkçı cinayetinin uluslararası insan hakları hukuku, Konsolosluk İlişkilerine Dair Viyana Sözleşmesi ve BM ilkeleri başta olmak üzere, uluslararası hukukun ve uluslararası ilişkilerin temel prensiplerine aykırı şekilde, önceden planlanmak suretiyle gerçekleştirildiğinin gözler önüne serildiği belirtilerek şunlar kaydedildi:

"BM Raportörü Agnes Callamard'ın, Kaşıkçı cinayetinin tüm yönleriyle açığa kavuşturulmasına ve sorumlularının hesap vermesinin sağlanmasına yönelik tavsiyelerini kuvvetle destekliyor, BM üyesi tüm ülkeleri ve ilgili uluslararası kuruluşları söz konusu tavsiyelerin hayata geçirilmesi hususunda ısrarcı olmaya davet ediyoruz."

ABD'den BM'nin Kaşıkçı raporuna ilişkin açıklama

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, AA muhabirine, raporu "yakından incelediklerini" belirterek "ABD, BM Özel Raportörü Agnes Callamard'ın yargısız infaz ve keyfi idamlar konusundaki küresel soruşturmalarına destek vermektedir." ifadesini kullandı.

Öte yandan, Callamard'ın Kaşıkçı cinayeti kapsamında görüşme talebi üzerine, Dışişleri Bakanlığından bazı yetkililerin kendisiyle bir araya geldiğini de dile getiren yetkililer, "Sorumlu olan herkesten hesap sorulması için baskı yapmaya kararlıyız." diye konuştu.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel BM'nin Kaşıkçı cinayeti raporuna ilişkin haberlerimizi derleyerek yeniden yayımlıyoruz. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement