(aktüel görüntülerle geniş haber)
1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TÜRKİYE-AFRİKA EKONOMİ VE İŞ FORUMU'NDA KONUŞTU
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
"Neyimiz var, neyimiz yoksa bunu birlikte üretelim, paylaşalım. Çoğu ülkede, ekonomide sömürge döneminden kalan çarpıklıkların giderilmesine müsaade edilmemektedir"
"Siyasi bağımsızlığımız için verdiğimiz mücadeleyi, şimdi ekonomik bağımsızlığımız için veriyoruz"
Haber-Kamera: Gülseli KENARLI - Güven USTA - İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Siyasi bağımsızlığımız için verdiğimiz mücadeleyi, şimdi ekonomik bağımsızlığımız için veriyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'na katıldı. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra, Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome Wirtu, Ruanda Başbakanı Edouard Ngirente, Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Muhammed Halbusi, Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Marzuk Ali El Ganimi, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da katıldı.
"AFRİKA BİRLİĞİ TAVRINI HEP DEMOKRASİDEN VE HUKUKTAN YANA KOYDU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan programda yaptığı konuşmasında, "Bize her fırsatta demokrasi ve insan hakları karnesi düzenleyenler, bizi en ufak hadiselerden dolayı acımasızca eleştirenler, İsrail'in kameralar önünde işlediği cinayetlere sessiz kalırken, Afrika ülkeleri Filistin halkına ve Filistin davasına sahip çıktılar. Afrika Birliği gibi bölgesel platformlar özellikle kıta genelinde demokrasinin, istikrarın ve güvenliğin korunması hususunda ciddi çaba sarf ediyor. Pek çok ülke darbecileri bağrına basarken Afrika Birliği tavrını hep demokrasiden ve hukuktan yana koydu" dedi.
Erdoğan, "Zengin batılı devletler kapılarına sığınan mültecileri ölüme, açlığa ve yokluğa mahkum ederken, imkanları yok denecek kadar kısıtlı pek çok Afrika ülkesinin milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptı. Sanılanın aksine dünyada savaşların, çatışmaların ve göçlerin yükünü gelişmiş batılı devletler değil, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler çekiyor. Sınırların, mesafelerin anlamını yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu süreç adeta bir girdap gibi tüm ülkeleri ve milletleri içine alıyor. Küreselleşme kültürel, sosyal ve bireysel olarak hayatın her alanında, menfi veya müspet ama bir şekilde hissediliyor. Beraberinde standartlaşmayı da getiriyor. Küreselleşme olgusunu kimi batı ülkeler ve küresel şirketler tek tipleşme olarak algılıyor. Tek bir reçetenin, gelişme ve kalkınma modelinin, tek bir yönetim sisteminin kimi zaman tek bir mutfağın, kıyafetin, güzellik anlayışının diğer ülkelere dayatıldığını görüyoruz" diye konuştu.
"AFRİKA'NIN ALTINLARI NE OLDU? ELMASLARI NE OLDU?"
"Her toplumun kendine ait hassasiyetlerine, değerlerine, tarihi ve kültürel özelliklerine yeterince kıymet verilmiyor" diyen Erdoğan, "Hatta bu farklılıklar kimi zaman ortadan kaldırılması gereken bir tehdit, bir engel olarak görülüyor. Örneğin ekonominizi büyütmek istiyorsunuz, bu anlayışa göre tek çıkar yol egemenliğinizden taviz vererek alacağınız krediler ve onlara bağlı yönetim haritalarıdır. Milletinizi enflasyon yükünden kurtarmak istiyorsunuz, yine bu zihniyete göre uygulamanız gereken hazır reçeteler vardır. İstihdamı artırmak, sanayinizi güçlendirmek, tarımda, ticarette, turizmde, enerji ve madencilikte kendi imkanlarınızı harekete geçirmek isterseniz karşınıza hep belli kalıplar, belli sınırlar çıkar. Bu çevreler bilhassa savunma sanayi, ilaç, uzay teknolojisi ve bilişim gibi stratejik alanlarda tüketici konumundan üretici konuma geçmenizi asla istemezler. Ülkenizin yer altı kaynaklarını katma değer üretecek şekilde işleyerek satmanıza da kesinlikle iyi gözle bakmazlar. Karşımda Afrika var. Afrika'nın altınları ne oldu? Elmasları ne oldu? Platinler ne oldu? Kromları ne oldu? Acaba bunları batıdan kimler gelip bir yerlere taşıdı. Hep gelişlerinin sebebi bu zenginlikleri alıp ülkelerine taşımak değil miydi? Yıllar yılı bunu yaptılar. Hala bunun anlayışı içerisindeler. Bunlar hiç bir zaman biz kazanıyoruz, Afrikalı dostlarımız da kazansın, demediler. Enerji maliyetlerinizi düşürmek için nükleer güç santrali gibi kendilerinin yıllardır kullandığı bir teknolojiye sahip olmanızı hiç arzu etmediler, etmezler" şeklinde konuştu.
"'BİZ NE DİYORSAK ÖYLE OLACAKSINIZ' DERLER"
Sosyal ve siyasal alanda tek tip bir insan hakları tanımına, özgürlük ve demokrasi anlayışına tabi olunmasının şart koşulduğunu belirten Erdoğan, "Biz ne diyorsak öyle olacaksınız' derler. Yine bunlara göre küresel sistemde yer almanın tek yolu, tüm dünyanın kaderinin beş ülkenin iki dudağı arasına hapsedildiği mevcut düzeni, kayıtsız şartsız kabul etmenizdir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu baskılardan tek tipçi bu dayatmalardan bir çok devletin nasibini aldığını belirterek Afrika ülkelerinin asla hak etmedikleri bir muamele ile karşı karşıya bırakıldığını söyledi.
"NEYİMİZ VAR, NEYİMİZ YOKSA BUNU BİRLİKTE ÜRETELİM, PAYLAŞALIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neyimiz var, neyimiz yoksa bunu birlikte üretelim, paylaşalım. Çoğu ülkede, ekonomide sömürge döneminden kalan çarpıklıkların giderilmesine müsaade edilmemektedir. Açık söylüyorum bunun adı; neo-kolonyalizmdir. Bu klasik sömürgecilik düzeninin, modern dönemdeki uygulamasından başka bir şey değildir. Hem Türkiye'nin hem de bugün burada bulunan pek çok Afrika ülkesinin tarihi, işte bu zulüm ve istibdat düzenine karşı ortaya konulmuş, düzenlemelerle doludur. Türkler ve Afrikalılar, hürriyetlerini belli güçlerin lütfuyla değil, ecdatlarının ve evlatlarının canıyla, kanıyla kazanmışlardır. Biz bugünlere kirli pazarlıklarla değil, bedel ödeyerek geldik. Hürriyetimizi birileri bize altın tepside sunmadı. Bilakis biz dişimiz, tırnağımızla kazandık. Bilakis biz dişimizle tırnağımızla kazanırken, geleceğimizi de yine onunla inşa ettik. Yenilmez denilen güçleri yenerek, bükülmez denilen bilekleri bükerek, kazanılması imkansız görülen nice mücadeleyi zafere taşıyarak, özgürlüğümüze yürüdük. Siyasi bağımsızlığımız için verdiğimiz mücadeleyi, şimdi ekonomik bağımsızlığımız için veriyoruz" şeklinde konuştu.
"BİZE VERDİKLERİ CEVAP 'KONGRE MÜSAADE ETMİYOR"
Silahsız hava aracı almak istediklerinde verilmediğini söyleyen Erdoğan, "Bize verdikleri cevap 'Kongre müsaade etmiyor' idi. Fakat kötü komşular bizi, ev sahibi yaptı. Şimdi biz bunu üretiyoruz. Enerjide aynı şekilde dışa bağımlılığımızı düşürmek için nükleer güç santralleri dahil, farklı kaynakları şimdi biz devreye alıyoruz. Pazar çeşitliliğimizi arttırarak, sadece üretip satmak yerine uzun vadeli ortaklıklara gitmeye çalışıyoruz" dedi.
"ÜLKELERİMİZİ KUR BASKISINDAN, DÖVİZ BASKISINDAN KURTARALIM"
Erdoğan, "Artık tüm Afrikalı dostlarıma, kardeşlerime söylüyorum; yerli para, milli para ile gelin ortak iş yapalım diyorum. Ülkelerimizi kur baskısından, döviz baskısından kurtaralım diyorum. Bu adımı atmak durumundayız. Öncelikli sorun zihniyeti değiştirmek, meselenin alternatif yolların mümkün olduğuna inanmak. Afrikanın Madibası, Nelson Mandela'nın dediği gibi 'Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır', bunu bilelim" dedi.
ERDOĞAN ÖDÜL VERDİ
Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Teshome ve Ngirente'ye hediyeler verirken, açılış etkinliği Afrika'da en fazla yatırım yapan firmalara verildi. Afrika'da en çok destinasyona uçan THY'nin ödülünü ise THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Erdoğan'ın açıklamaları
Erdoğan'ın ödül vermesi
Detaylar
10.10.2018 - 12.46 Haber Kodu : 181010078
10.10.2018 - 12.45 Haber Kodu : 181010079
10.10.2018 - 13.54 Haber Kodu : 181010103
===========
2- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ETİYOPYA CUMHURBAŞKANIYLA BİR ARAYA GELDİ
Haber: Gülseli KENARLI/ İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu"nun ardından Beşiktaş'ta bulunan Dolmabahçe çalışma ofisine geçti. Erdoğan burada Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome Wirtu ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme devam ediyor.
Görüntü Dökümü:
-Görüşmeden görüntü
-Detaylar
10.10.2018 - 14.00 Haber Kodu : 181010106
=============
3- HASTANE ACİLİNDEKİ KARI-KOCA CİNAYETİNE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinin önünde öldürülen Ramazan Sarı ve eşi Suzan Sandıkçı Sarı'ya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Ramazan Sarı ve eşi Suzan Sandıkçı Sarı'nın 22 Mayıs 2018 tarihinde tedavi için Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittikleri belirtildi.
Feyyaz Elik'in olay günü hastaneye giden Ramazan Sarı ve eşini hastanenin acil servisinin önünde beklerken tabanca ile öldürdüğü belirtilen iddianamede, Feyyaz Elik'in dayısı olan şüpheli Recep Sungun'un sürekli olarak Feyyaz Elik ile birlikte hareket ettiği, olaydan sonra Feyyaz Elik ile birlikte olay yerinden kaçtığı, daha sonra da yakalanarak tutuklandığı anlatıldı.
DAYISI EYLEMİ KOLAYLAŞTIRMIŞ
Recep Sungun'un yeğeni Feyyaz Elik'in cinayet işleyeceğine dair bilgisinin olmadığı yönünde ifade verdiği belirtilen iddianamede, Recep Sungun'un Feyyaz Elik'in eylemini manevi yönden kolaylaştırdığı ifade edildi.
İKİ KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Olay günü Feyyaz Elik'in annesi Selime Elik ve babası Sulhaddin Elik'in Feyyaz Elik'in doğum yapan imam nikahlı eşi nedeni ile hastanede bulundukları, Ramazan Sarı ve eşini hastanede görerek haber vermek sureti ile yardım ettikleri belirtilen iddianamede, Feyyaz Elik'in, "Tasarlayarak iki kişiyi öldürmek" suçundan iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması istendi.
ANNE VE BABASINA DA YARDIMDAN 20 YIL İSTENDİ
İddianamede Feyyaz Elik'in dayısı Recep Sungur, annesi Selime Elik ve babası Sulhaddin Elik'in de, "Tasarlayarak iki kişinin öldürülmesine yardım etmek" suçundan 20'şer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.
Görüntü Dökümü:
-Olayla ilgili arşiv görüntü
=============
4- HALK OTOBÜSÜNDE CİNSEL TACİZE 8 YIL CEZA İSTENDİ
Haber: Yüksel KOÇ/ İSTANBUL DHA
Ataşehir'de özel halk otobüsünde bir erkeği yaralayıp 20 yaşındaki bir kıza da cinsel tacizde bulundukları iddia edilen 18 yaşından küçük biri tutuklu iki şüpheli hakkında dava açıldı. Tutuklu F.K. için 8 yıl 2 ay 20 güne, tutuksuz F.M. hakkında da 5 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi.
Ataşehir'de 22 Haziran 2018 tarihinde özel halk otobüsünde bir kıza cinsel tacizde bulundukları ve bir yolcuyu darp ettikleri iddiası ile 18 yaşından küçük tutuklu F.K. ve tutuksuz F.M. hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
BAŞKA BİR YOLCUYU DA TACİZ ETMİŞ
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Suça Sürüklenen Çocuk F.K.'nın önce kızıl saçlı, beyaz tenli, çilli ve 20-25 yaşlarında bir kızı taciz ettiği, sonra mağdur K.K.'yı (1998) taciz ettiği anlatıldı. Buna tepki gösteren müşteki K.K.'nın tutuklu şüpheli F.K. ile tartıştığı anlatılan iddianamede, tartışma sırasında F.K.'nın müşteki K.K.'ya vurmaya başladığı, yolcuların tepki gösterdiği, durakta indirilen F.K.'nın pantolon cebinden bıçağı çıkararak tekrar otobüse bindiği belirtildi. Otobüse binen F.K: 'nın K.K.'ya bıçakla saldırmaya çalıştığı, araya giren F.Y.'yi elinden bıçakladığı, bu sırada 18 yaşından küçük diğer şüpheli F.M.'nin tornavida ile müşteki K.K.'yı itekleyerek yere düşürdüğü ve sonra da olay yerinden kaçtıkları anlatıldı.
İddianamede şüpheli F.K. için, "Basit yaralama", "Cinsel taciz", "Hakaret", "Silahla tehdit" suçlarından 2 yıl 4 ay 5 günden 8 yıl 2 ay 20 güne, F.M. için de "Basit yaralama" ve "Silahla tehdit" suçlarından 2 yıldan 5 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi.
==================
(ÖZEL)
5- SURİYELİ GENÇ KADIN ÇOCUĞUYLA 3 GÜNDÜR KAYIP
Haber-Kamera: Emin YEŞİL/ İSTANBUL,
Sultangazi'de pazara gitmek için 1 yaşındaki çocuğunu da yanına alarak evden çıkan Fatma Alzahra Ajaj (24)'dan 3 gündür haber alınamıyor.
Cebeci Mahallesi'nde oturan Fatma Alzahra Ajaj geçtiğimiz pazartesi günü 1 yaşındaki çocuğu Lana Albayaa'dı yanına alarak evden çıktı. Eşi Mohamad Albayaa'ya sesli mesaj gönderen Ajaj, semt pazarına giderek alıveriş yapacağını söyledi. Ancak genç kadın ve çocuğundan 3 gündür haber alınamıyor. 2 çocuğu bulunan kadının eve dönmemesi üzerine ailesi polise başvurdu.
Ülkesindeki iç savaştan dolayı 2013 yılında Sultangazi'ye yerleşen Mohamad Albayaa (35), babası Yunes Albayaa, annesi Suad Marawi ve erkek kardeşi Salah Albayaa ile birlikte genç kadın ve çocuğunu her yerde aradı ancak bir sonuca ulaşamadı.
EVDE GÖZYAŞI VE HÜZÜN HAKİM
Albayaa ailesinin Cebeci Mahallesi'nde yaşadığı evde ise gözyaşı ve hüzün hakim. Eşi ve çocuklarının fotoğraflarına bakarak gözyaşı döken Mohamad Albayaa, "Eşim Pazartesi günü saat 12.45'te 'ben pazara gideceğim' diye mesaj attı. Ondan sonra kendisine ulaşamadık. Akrabalara, arkadaşlara herkese sordum kimsenin eşimden haberi yok. Bütün hastanelere baktım, çevredeki güvenlik kameralarını izledim. Ertesi gün kendi imkanlarımla eşimi aramaya devam ettim. Kaçırılmış olabilir. Bizim aramızda hiçbir geçimsizlik yok. Lütfen bize yardım edin" dedi. Anne Suad Marawi ise, gelini Fatma Alzahra Ajaj'ı çok özlediğini ve geri gelmesi için dua ettiğini söyledi. Baba Yunes Albayaa'da 24 yaşındaki gelini Ajaj'ın bulunması için yetkililerden yardım istedi.
Bu arada genç kadın ve çocuğu son kez mahalledeki bir güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde kadının, bebek arabası içindeki çocuğuyla ilerlediği görülüyor.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Kadının güvenlik kamerasına yansıyan son görüntüsü
-Ağlayan aile üyeleri
-Yakınları ile röp.
-Kocası ile röp.
-Kardının fotoğrafları
10.10.2018 - 13.02 Haber Kodu : 181010085_
===================================
6- BAĞCILAR'DAKİ BİNANIN YIKIM ÇALIŞMALARI
Yan binada bulunan vatandaşlar bazı eşyalarını aldıktan sonra yıkıma devam edildi.
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA
Bağcılar'da çökme tehlikesi dolayısıyla tahliye edilen 5 katlı binanın iş makinesiyle yıkım çalışmaları devam ediyor. Yandaki binanın sahiplerinin evlerinden eşyalarını almaları için bir süre duran yıkım çalışmalarına tekrardan başlandı.
Kirazlı Mahallesi 1176 Sokak'ta, yanında inşaat çalışması süren 5 katlı binanın duvarlarında, çatlaklar oluşmuş bunun üzerine de apartman güvenlik gerekçesiyle tahliye edilmişti. Bugün binanın yıkım çalışması devam ederken, yanında bulunan bina da güvenlik gerekçesiyle boşaltılmıştı. Boşaltılan binada oturan vatandaşlar öğle saatlerinde binaya gelerek yetkililerin gözetiminde paraları, ziynet eşyaları, gerekli olan malzemelerini ve kimlik kartlarını aldı. Vatandaşlar aldıkları eşyaları kamyonetlere koyarak akrabalarının ya da yakınlarının evlerine gitti. Binadaki güvenlik sağlandıktan sonra iş makineleri yıkıma devam etti.
Görüntü dökümü:
----------------------
-Yıkılan bina
-İnşaat sahası
-Kepçenin görüntüsü
-Yandaki boşaltılan bina
-Zabıta ekipleri
-Bariyerler
-Çevredeki vatandaşlar
-Genel ve detaylar
10.10.2018 - 11.34 Haber Kodu : 181010050
==================
7- FATİH'TE DENETİM: 46 KADIN GÖZALTINA ALINDI
Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Fatih'te eğlence mekanlarına yapılan denetimde 43'ü yabancı uyruklu 46 kadın gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadınlara 'Fuhuş'tan işlem yapıldı.
Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ilçe genelinde bulunan eğlence merkezleri başta olmak üzere çeşitli noktalarda 7 Ekim Pazar gecesi saat 02.30-05.00 arasında genel asayiş denetimi yaptı. Yapılan denetimler sırasında sokakta bulunan kişilerin üstleri aranarak şüphelilerin Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolleri yapıldı. Ekipler bazı işyerlerinde de aramalar yaptı. Polis ekipleri 9 eğlence mekanında 43'ü yabancı uyruklu toplam 46 kadın gözaltına aldı. Gözaltına alınan kadınlara 'Fuhuş' suçundan işlem yapıldı.
Sağlık kontrolleri için hastaneye sevk edilen yabancı uyruklu 43 kadın, emniyetteki işlemlerinin ardından sınır dışı işlemleri için İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi.
Görüntü Dökümü
---------
(Polis Kamerası)
-Şüphelilerin üst aramalarının yapılması
-İşyerlerinde yapılan aramalar
-Bazı şüpheli kadınların gözaltına alınması
-Genel ve detaylar
10.10.2018 - 12.21 Haber Kodu : 181010071
============================
8- EREN KESKİN'İN YURT DIŞI YASAĞI KALDIRILDI
Haber: Şengüler YEŞİL/ İSTANBUL DHA
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi'nin yazar ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu biri tutuklu 9 sanığın, "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak", "Terör örgütüne üye olmak" ve "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından yargılandığı davada, sanık Eren Keskin hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya, tutuklu sanık Kemal Sancılı Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklar dilbilimci Necmiye Alpay, İnan Kızılkaya ve Eren Keskin de duruşmada hazır bulundu. Sanık Aslı Erdoğan ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Ahmet Uğuz, dijital inceleme raporlarının mahkemeye ulaştığını belirtti. Sanık ve avukatları, dijital inceleme raporunu incelemek üzere süre talep etti. Söz alan sanık Eren Keskin, "Bu yargılama uluslararası sözleşmelere aykırı ve ifade özgürlüğümüz kısıtlandığı için buradayız. Yazmamış olduğumuz yazılar için yargılanıyoruz" dedi. Eren Keskin'in avukatı da müvekkilinin İstanbul Barosu Başkanlığı'na aday olduğunu ve çalışmalarının gerektirdiği toplantılara katılamadığı gerekçesiyle yurtdışı yasağının kaldırılmasını talep etti. Söz alan sanık Kemal Sancılı da tahliyesini talep etti.
Sanık Kemal Sancılı'nın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, sanık Eren Keskin'in yurt dışı yasağının kaldırılmasına karar verdi. Dijital inceleme raporuna ilişkin beyanda bulunmaları için sanıklara süre veren heyet, duruşmayı 17 Ocak 2019 tarihine erteledi
İDDİANAME...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Özgür Gündem gazetesi yöneticileri ve çalışanlarından Kemal Sancılı, Aslı Erdoğan, İnan Kızılkaya, Bilir Kaya, Ayşe Necmiye Alpay, Emire Eren Keskin, Filiz Koçali, Ragıp Zarakolu ve Bilge Aykut "şüpheli" sıfatıyla yer alıyor. İddianamede, Aslı Erdoğan ve yazar Necmiye Alpay'ın da bulunduğu 4'ü tutuklu 9 şüphelinin, "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 6,5 yıldan 17,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. Sanıklardan Aslı Erdoğan ile Necmiye Alpay ve Bilir Kaya'nın 29 Aralık 2016'daki ilk duruşmada tahliyelerine karar verilmişti.
=======================
9- KÜRŞAT YILMAZ'IN YARGITAY'DA BOZULAN DAVASI
Özden ATİK/ İSTANBUL, SUÇ örgütü lideri olduğu gerekçesiyle 66 yıl hapis cezasına çarptırılan yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Kürşat Yılmaz'ın Yargıtay'da bozulan davasına devam edildi. Yargılamanın yenilenmesini talep eden hükümlü sanık Kürşat Yılmaz, "Yaklaşık 15 yıldır tutuklu yatıyorum. Beni yargılayan hakimler de cezaevinde yatıyor. Ben de cezaevinde yatıyorum. Adaletsizlik yapılıyor" dedi.
İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, hükümlü sanık Kürşat Yılmaz ile başka suçtan tutuklu Hasan Yavuz, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Sanık Kürşat Yılmaz'ın avukatlarından Mustafa Öztimur, yargılamanın yenilenmesi için dilekçe sunduklarını belirterek "Yargılamanın ilk başkanlarından Zafer Başkurt'un tanık olarak dinlenilmesi talebini yineliyorum. Dava 15 yıl aşkın süredir devam etmektedir. Yargılamanın yenilenmesi talebimizin kabul edilmesini talep ediyoruz" dedi. Kürşat Yılmaz'ın avukatlarından Yaşar Ağsu da eski mahkeme başkanlarından Zafer Başkurt'un tanık olarak dinlenmesi talebini tekrar ederek "Örgüt üyeliğinden ve tehditten hüküm çıkacakken mahkemenin iki üyesi o dönemin kurulu ve yapısı tarafından bilinçli olarak değiştirilerek daha önceki aşamalarda savunduğumuz gibi suç tarihleri ileri çekilerek tüm suçlardan bizim müvekkilimizin ve diğer sanıkların mahkumiyeti yönünde kararlar oluşturulmuştur. Zafer Başkurt'u özellikle kendisine yapılan yönlendirmeler ve baskılarla son karar duruşmasına girmemesi yönünde yapılan telkinlerin mahkeme huzurunda da dile getirmesi için dinlenmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
KÜRŞAT YILMAZ: "ADALETSİZLİK YAPILIYOR"
Söz alan sanık Kürşat Yılmaz ise "2005 mayıs ayında gözaltına alındım. Dolayısıyla suç tarihinin yeni TCK kapsamına ve İnfaz Yasası'na girmesi mümkün değildir. 6 sayfalık yargılamanın yenilenmesine ilişkin dilekçe verdim. Dilekçemi tekrar ederim. Zira o suçların gerçekleşmediğini, suç tarihinin de kasıtlı olarak yanlış yazıldığını özellikle belirttim. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesini ve tahliyemi talep ederim. Yaklaşık 15 yıldır tutuklu yatıyorum. Beni yargılayan hakimler de cezaevinde yatıyor. Ben de cezaevinde yatıyorum. Adaletsizlik yapılıyor" dedi. Sanıklardan Cemal Enginyurt'un avukatı Cemil Cem Eribol da müvekkilinin Ordu Milletvekili olarak seçildiğini belirterek mazbatasını mahkeme talep ederse bir suretini sunacağını belirtt
ANA DOSYA YARGITAY'DAN DÖNERSE SAVCILIK MÜTALAASINI VERECEK
Mahkeme heyeti, TBMM'ye yazı yazılarak sanık Cemal Enginyurt'un hangi tarihte milletvekili seçildiği ve halen milletvekilliğinin devam edip etmediğinin sorulmasına ve dosyasının ayrılması işlemlerinin dosya Yargıtay'dan geldiğinde yapılmasına karar verildi. Eski mahkeme başkanı Zafer Başkurt'un tanık olarak dinlenmesi talebini reddeden heyet, ana dosya Yargıtay'dan döndüğünde dosyanın savcılığa verilerek esas hakkındaki mütalaasını hazırlamasının istenilmesine hükmetti. Duruşma ertelendi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Kürşat Yılmaz, işadamı Korkmaz Yiğit, Cemal Engiyurt, şarkıcılar İbrahim Tatlıses ve Alişan ile manken Tuğba Özay gibi ünlü isimlerin yargılandığı çete davası 19 Ocak 2010 tarihinde karara bağlanmıştı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Kürşat Yılmaz'ı "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek", "Nitelikli yağma", "Tehdit", "Kasten adam yaralama", "Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından toplam 66 yıl 3 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. İşadamı Korkmaz Yiğit, "Yağmaya teşebbüs ve örgüte yardım etmek" suçlarından, manken Tuğba Özay ise "Örgüte üye olmak ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" suçlarından beraat etmişti. Şarkıcı İbrahim Tatlıses ve Alişan ise "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış, ancak cezaları ertelenmişti. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2011 yılında yerel mahkemenin verdiği kararı kısmen onamış, kısmen de bozmuştu.
======================================
10- BÜYÜKÇEKMECE'DE "HAVADAN TRAFİK DENETİMİ" GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Haber-Kamera: İSTANBUL DHA
Silivri Bölge Trafik ekipleri Büyükçekmece'ye bağlı Celaliye D-100 Karayolu'nda Drone ile trafik denetimi gerçekleştirdi. Trafik denetiminde kullanılan Drone görüntüsünde, kırmızı ışık ihlali, kemer takılmaması ve cep telefonla seyir halinde konuşan bazı sürücüler tespit edildi. Polisler tarafından durdurulan sürücülere para cezası kesildi.
Görüntü Dökümü:
-Denetimden görüntü
-Drone ile kontrol
-Araçların durdurulması
-Ceza kesilmesi
-Detaylar
=============
11- ÇAĞLA ŞİKEL, MAYOLU LARINA HAKARETİ AFFETMEDİ
Hayati ARIGAN/İSTANBUL
Ünlü manken Çağla Şikel, yaz tatilinde çekilen mayolu fotoğraflarının gazete ve televizyon kanallarında haber olarak yayınlanmasının ardından sosyal medya hesabı üzerinden kendisine hakaret ve küfür edip, tehdit savuran 12 Instagram kullanıcısını savcılığa şikayet etti. Şikayet dilekçesinde hakaret içeren yorumları çocuklarının da okuduğunu vurgulayan Şikel, "Anneleri hakkında yapılan çirkin yorum, hakaret ve küfürler çocuklarımın psikolojisini son derece kötü etkiledi" dedi.
12 HESAPTAN ŞİKAYETÇİ OLDU
Şikel, avukatı Büçkün Atik aracılığıyla savcılığa verdiği dilekçesinde yaz tatilini çocuklarıyla geçirdiği sırada mayolu olarak çekilen fotoğraflarının haber olduğunu belirterek, söz konusu fotoğrafının altına Instagram'da çok sayıda olumlu olumsuz eleştiri yapıldığını anlattı. Ancak Ersin K., Süreyya K., Handan L., Döndü E., Işık K., Mahsun Z., Tülay A., Senem E., Havva K., Cemile A., Hamide Y. ve Selda S. adlı Instagram kullanıcılarının hakaret, küfür ve tehdit içerikli yorumlar yazdıklarını kaydetti.
"SUÇUN CEZASINI ADLİ MERCİ VERMELİ"
"karaakrep111" rumuzuyla yorum yapan Ersin K.'nın kendisine hukuki süreç başlatılacağı yönünde ihtarda bulunulmasının ardından "Ülkemizde hiç kimsenin yüce dinimizden üstün olamayacağı" cümlesiyle sonlanan mesajlar yazmaya devam ettiğini kaydeden Çağla Şikel, dilekçesinde "Adli merciler, işlenen suçların dinimiz kullanılarak ört bas edilmeye çalışılmasına izin vermemelidir. Bu durum oldukça tehlikeli durumlara sebep olabilir. Yasada suç olan hareket suçtur. ve cezası da adli merci tarafından verilmelidir" dedi.
Şikel, "sureyyauymurkaradag" rumuzlu Instagram kullanıcısı Süreyya K.'nın da aynı yöndeki ihtar üzerine kendisini, bir belediye başkanının adıyla tehdit ettiğini öne sürdü.
ÇOCUKLARIM DA OKUYOR
Hakaret içeren yorumların çocuklarıyla olan fotoğrafların altına yazıldığını ifade eden Çağla Şikel, "Yeni nesil çocuklar, sosyal medya hesaplarını çok kolay kullanabiliyor. Anneleri hakkında yapılan çirkin yorum, hakaret ve küfürler çocuklarımın psikolojisini son derece kötü etkiledi" dedi.
SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
Şikel, İstanbul Bilişim Suçlar Savcılığı'na verdiği dilekçesinde yer alan 12 ismin cezalandırılmasını istedi. Savcılık soruşturma başlattı.
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?