CHP İzmir İl Kongresi başladı (2)
CHP'Lİ CÜNEYT OĞUZ YETERLİ İMZAYI TOPLAYAMADI, YÜCEL TEK ADAY
İzmir'de 37'nci CHP İl Kongresi devam ediyor. Kültürpark Celal Atik Spor Salonu'nda süren kongrede, aday olduğunu açıklayan İl Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Oğuz, yeterli imzayı toplayamadı. Divan Başkanı CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, adaylık için tüzükte yüzde 10 imza şartının bulunduğunu belirterek, "Cüneyt Oğuz'a 75 civarında bir imza vardı. Deniz Yücel'in de 540 civarında bir imza ile başvurusu oldu. İki adaya oy verenler divanımıza çağrılmıştır. 30 delegemiz Cüneyt Oğuz'dan imzasını çekerek, Deniz Yücel'i tercih etmiştir. 3 kişi de Deniz Yücel'den imzasını çekerek, Cüneyt Oğuz'a verilmiştir. Divanın davetine gelmeyen 12 delege her iki listeden düşülmüştür. 65 imza sağlanamamış olduğundan Cüneyt Oğuz'un adaylığı geçerli imzayı bulamadığından onaylanmamıştır" dedi.
Bunun üzerine, salonda bazı partililer duruma tepki gösterdi. Adaylık için gerekli olan imza sayısına ulaşamayan Cüneyt Oğuz, söz alarak şunları söyledi:
"Ben bildiğiniz üzere geçtiğimi hafta il başkanlığına adaylığımı açıkladım. Birtakım baskılar karşısında sadece aday olmak, 65 imzayı toplamak için verdiğim mücadele gece gündüz devam etti. 80'in üzerinde imzayı divana verdik. Bir takım mükerrer imzalar olduğu tespit edildi. Bu imza toplama kampanyası 1 ay önce ilçe başkanları tarafından başlatılmış bir kampanya. Bugün burada kongre heyecanının çok daha fazla olduğu bir kongrede, il başkanı olabilmek için yarışmak isterdim. Yarım saat verilen süreyle bize verilen bu hak elimizden alınmıştır."
'SİZLERİN İRADESİNE ZİNCİR VURULMUŞTUR'
Oğuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Divan başkanımız hukukçu olmasına rağmen bu hakkımız elimizden almıştır. Bu demokrasiye, Cumhuriyete yapılan bir prangadır. Büyük bir baskı altındayız. Adalet tecelli etti, başından beri savunduğumuz çarşaf liste kazandı. Çarşaf liste tüzükte yazar. Şimdi çarşaf liste ile tek adaylı bir seçime gidilecek. Hepinizin vicdanlarına sesleniyorum; Sizlerin içinden çıkmış bir arkadaşınız olarak CHP'de üye olmak çok önemlidir. CHP'de herkes 1 buçuk milyon oy veren Cumhuriyet sevdalısına karşı sorumludur. Bugün bu kararı kendi menfaatiniz için vermiyorsunuz. Sizleri delege yapan, oy veren insanların sorumluluğunu sırtınızda taşıyorsunuz. Bu salondan çıkacak sonucun daha demokratik olmasını dilerdim. Deniz Yücel bu seçimi kazansaydı, ben onu sırtıma alıp taşıma sözünü vermiştim. Maalesef olmadı. 600 tane seçilmiş ve 55 tane doğal delege arkadaşımız var. Sizlerin iradesine zincir vurulmuştur. Bu İzmir delegasyonuna yapılmış bir hakarettir. Bunu kabul etmiyorum. Bugün buradan bir mesaj vereceksiniz. İzmir çok önemlidir. 8 bin 500 yıllık tarihinde bu kutsal topraklarda medeniyetler yaşamış. Biz bugün onların temsilcileriyiz. Biz şu an bir takım algı operasyonlarıyla 21'nci yüzyılda CHP'yi bu hale getiriyoruz. Sizlerin vicdanına güveniyorum."
'SABAH PANKART ASMAYA GELEN ARKADAŞLARIMIZ TARTAKLANDI'
Kongreden önce aday olduğunu açıklayan, daha sonra kürsüye gelerek imza bulamadığı için aday olamadığını belirten Ezgi Deniz Urunga da "CHP İzmir'de ilk defa bir adaylık birine tevdi edildi. Tabanın sesinden mi korktuk? Bugün size soruyorum, bu yolda mola vermek yok. Bu yol aydınlığın, medeniyetin, bağımsızlığın yolu. İşte, parti içi mücadele de bu anlayışla olmalıdır. Buraya gelirken il delegesi arkadaşlarımızla beraber liyakat sahibi kadroları seçmek için heyecanla, umutla geldik. Yarışlar partilerin umudunu güçlendirir, bu savaş değil yarıştır. Daha çok çalışmanın daha iyiye ulaşmanın iddiasıdır. Bizleri bu iddiadan alıkoymaya çalışan kimdir? Bu anlayışı, örgütlü ruhu yok eden kimdir? Tam da bugün 8 Şubat günü ilk defa bir kadının milletvekili olarak meclise girdiği gündür. Keşke bir başkan adayı olarak burada, sizlere kürsüde konuşabilseydim. Akşam salonun kapıları maalesef kapalıydı, pankartlarımız asılamadı. Sabah pankart asmaya gelen arkadaşlarımız tartaklandı. Biz neyi kimden kaçırıyoruz? Biz kimlerle yarışıyoruz arkadaşlar? Ne olursa olsun mücadeleye devam ediyoruz. Unutmuyoruz çünkü devrimciyiz, solcuyuz. Yıkılmayız, yorulmayız. Hem parti içinde hem de parti dışı mücadele içinde canla başla mücadele etmeye varız! Siyaset yapmak doğru bildiğin yolda yürümek için cesaret işidir. Cesaret ve yürek gerektirir. Yüreğin kadını erkeği yoktur. ya mert olanı vardır ya da namert olanı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-CHP İzmir İl Kongresinden görüntü-Salondan görüntü-Cüneyt Oğuz'un konuşması-Genel ve detay görüntüHaber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Melis KARAKUZLU/ İZMİR,
==========================
Eşi, kızını öldüren anne: 'Canım' dediğim canımı aldı ANKARA'nın Çubuk ilçesinde kızı Şeyma Yıldız'ı (17) erkek arkadaşı olduğu gerekçesiyle öldürerek tutuklanan Harun Yıldız'ın (51) eşi Emine Yıldız, eşinin 16 yıldır panik atak hastası olduğunu söyledi. Emine Yıldız, "Benim 'canım' dediğim, canımı aldı. Benim kocam hastaydı. Kızına 'çiçeğim, prensesim, bir tanem' derdi. Kendi yapmadı, hastalığı yaptırdı" dedi.
Seyyar bal satıcısı Harun Yıldız, önceki gün akşam erkek arkadaşı olduğunu öğrendiği lise öğrencisi kızı Şeyma Yıldız ile tartıştı. Harun Yıldız, daha sonra kızını hafif ticari aracına bindirip, Kargın Mahallesi'ne götürdü ve tabanca ile ateş ederek öldürdü. Olayın ardından polise teslim olan Harun Yıldız, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çubuk Gevher Nesibe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Şeyma Yıldız'ın cenazesi ise Çankırı'nın Orta ilçesinde toprağa verildi.
'ONUN KIZI ÇOK KIYMETLİYDİ'
4 çocuğundan tek kızını kaybeden, eşi de cezaevine giren Emine Yıldız, evde taziyeleri kabul ederken büyük üzüntü yaşadı. Emine Yıldız, acı dolu olduğunu söyleyerek, "Benim en kıymetlim, yavrum gitti. Benim 'canım' dediğim, canımı aldı. Benim eşim böyle bir adam değil, kötü bir adam değil, 28 senelik hayat arkadaşım, yavrularımıza da bana da kıymaz. Bize bir gün bile sesini yükseltmedi. Onun kızı çok kıymetliydi. Benim çocuğum da kocam da çok temiz insandı" dedi.
'PANİK ATAK HASTASIYDI, İLAÇLARINI ALMIYORMUŞ'
Eşinin 16 senedir panik atak hastası olduğunu anlatan Emine Yıldız, şöyle konuştu:
"Dışarda ilaçlarını almıyormuş. 3- 4 gün olmuştu geleli, bir sıkıntısı vardı sordum, 'Neyin var?' diye, 'benim derdimi bilme' dedi. Ben şeker hastasıyım, benim sekerim çıkar diye bana bir şey demezdi. 'Sen canını sıkma' derdi bana. O gün doktora gitmesini söyledim. 'Panik atak beni bunaltıyor, bu ara sabahlara kadar uyutmuyor' dedi. Eşimi kimse kötü bilmesin. Benim kocam dışarıdaki köpeği görse alır eve gelirdi, 'bu yaralı, yemek verelim' derdi. Kimseye kızmazdı, kendi yavrusuna mı kıyacak o? Benim komşularım bize gelirdi, eşim kötü olsaydı kim gelirdi bize?" diye konuştu.
'YAVRUMU ÖLDÜRDÜ AMA KATİL DEĞİL'
Emine Yıldız, eşine 'cani baba', 'cani koca' denilmemesini isteyerek, "Kötü biri olsa eşim, 'Kötü bir adam çeksin ne hali varsa görsün' derdim; ama değil, kötü biri değil. Benim yavrumu öldürdü; ama katil değil o, iyileşsin gelsin. Ben kıyamam eşime, benim kocam hastaydı. Kızına 'çiçeğim, prensesim, bir tanem' derdi. Yavrularının hiçbirine kıyamazdı. Benim canımı aldı; ama kötü biri değildi. Ne yapayım kaderim buymuş Allah'tan geldi. Evladını toprağa veren anne ertesi gün, öldüren kocasına böyle bir şey demez. Ama benim kocam kötü biri değil. Bunu bilin. Kendi yapmadı, hastalığı yaptırdı" dedi.
'VİDEODAKİ KIZI ŞEYMA'YA BENZETMİŞ'
Şeyma Yıldız'ın ağabeyi İlhami Yıldız da babasının hastalığı nedeniyle böyle bir şey yaptığını ileri sürerek, "Benim babam çocuklarına çok şefkatli biriydi. Hiçbirimize 'öf' bile demedi babam. Babam gurbete gider, gitmeden Şeyma'nın yanına yatar, yarım saat sonra işine giderdi. Şeyma'yla çok konuşurdu, birbirilerine çok düşkündüler. Babamın 15 yıldan fazladır panik atak rahatsızlığı vardı. Biz önce Orta ilçesinde oturuyorduk, o zamanlar ilaçlarını kullanıyordu. Birkaç yıldır Çubuk'tayız. Son zamanlarda ilaçlarını kullanmıyordu. Panik atak ilerlemiş. Geçen hafta da bir video izlemiş. Oradaki kızı Şeyma'ya benzetmiş. Kafasında kurmuş bir şeyler. Kimseye bir şey demedi. Bu olayı bilinçli olarak yapacak biri değil. Kendi yavrularına değil düşmanına bile kıyamaz. Köyümüzde herkese sorun, bir kişi 'kötü' demez babama" diye konuştu.
'ŞEYMA'NIN ÜZERİNE ÇOK DÜŞERDİ'
İlhami Yıldız, babasının hastalığının ilerlediğini söyleyerek "Hastalığı artık şizofreniye çevirmeye başlamış. Karakoldaki ilk ifadeleri de onu gösteriyor. Ne yaptığını ne söylediğini bilemiyor. Şeyma'ya yaptığının bir gün sonra farkına varmış. Hastalığı ilerlemiş. İlaçlarını kullanmadığının farkına varamadık. Uzun zamandır kullanmamış ilaçlarını. Beni günde bir kere arıyorsa Şeyma'yı on kere arardı, 'ne yapıyorsun, nasılsın' diye. Çok üstüne düşerdi. Şeyma, bir erkek arkadaşı olduğunu önceden babama söylemiş. 'Tamam kızım getir tanışalım' demiş. Sonra Şeyma, ayrıldığını da söylemiş, babam da 'olur kızım' demiş. Şakasına 'getirecektin tanışacaktık' falan demiş. Her şey çok normaldi" dedi.
İKİ KURŞUN İSABET ETTİ
Öte yandan, Adli Tıp Kurumu'da yapılan ilk incelemede Şeyma'ya iki kurşun isabet ettiği birisinin göğüs boşluğuna diğerinin ise sırt bölgesinden girişi olduğu belirlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Evden görüntü-Ailenin taziyeleri kabul etmesi-Anne Emine Yıldız röp.-Ağabey İlhami Yıldız röp.
Haber-Kamera: Ramazan SARICI/ÇANKIRI,
==========================
İstinat duvarı çöktü, zarar gören 2 daire boşaltıldı RİZE'de, heyelan nedeniyle çöken istinat duvarı, 6 katlı binanın ilk 2 katına çarptı. 2 katta oturanlar, tedbir amaçlı tahliye edildi.
Eminettin Mahallesi Buzlu Sokak'ta gece yarısı yağan sağanak nedeniyle heyelan meydana geldi. Heyelanda çöken istinat duvarı, 6 katlı Kutlu Apartmanı'nın ilk 2 katına çarptı. İstinat duvarından kopan taş ve toprak parçaları 1'inci kattaki dairenin yatak odasının duvarını kırıp, içeri girdi. Şans eseri ölen ya yaralananın olmadığı olayda, ilk 2 katta hasar oluştu. Hasar gören dairelerde yaşayanlar, tedbir amaçlı tahliye edildi.
'OTURMA ODASINDA UYUMASAYDIK, BİZ YOKTUK'
Birinci katta yaşayan Gürcistan uyruklu İamze Kodua, "Oturma odasında televizyon izlerken uyuya kaldık. Büyük bir gürültü duydum, ev sallandı, deprem oldu zannettim. Pencereden dışarı baktım, sokak karanlık olduğu için bir şey görmedim. Evi dolaşmaya başladım. Yatak odasına girdiğimde duvarın yıkıldığını, bütün toprağın içeri girdiğini gördüm. Normalde orada yatıyoruz. Dün gece ise hem havanın soğuk olması hem de televizyon izlediğimiz için oturma odasında yattık. Yatak odasında olsaydık üzerimize yıkılacaktı, biz şimdi olmayacaktık" dedi.
'HIZLICA ÖNLEM ALINMASI LAZIM'
Binanın 2'nci katındaki dairede oturan Ahmet Oflu da, ailece evde olmadıklarını, muhtarın kendisini araması üzerine olaydan haberdar olduğunu anlatarak, "Misafir odamız hasar görmüş. Hızlıca tadilatını yaptırdık. Çöken yer çok büyüktü. Büyük tehlike atlattık. Ekipler geldi inceleme yaptı, binanın statik olarak etkilenmediğini ifade ettiler. Kolonlarda, kirişlerde bir hasar yok, bina oturulabilir bir durumda. Ancak duvarın çöktüğü yerde tehlike devam ediyor. Oraya hızlıca önlem alınması lazım" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Çöken duvar-Zarar gören daireler-Röportajlar
HABER-Kamera: Arzu ERBAŞ/RİZE
==========================
Oğlunun evinin yandığını gördü, ağladı
AKSARAY'da kömür sobasından çıkan yangında tek katlı kerpiç ev kullanılamaz hale geldi. Oğlu Behsat Koç'un (45) evinin yandığını gören annesi Melek Koç (70) "Allah'ım sen büyüksün. Senden gelenlere çok şükür."diyerek ağladı. Oğlu Behsat Koç da annesi Melek Koç'u teselli etmeye çalıştı.
Yangın, saat 11.30 sıralarında Kurtuluş Mahallesi 3844 sokakta Behsat Koç'a ait tek katlı müstakil evde meydana geldi. Behsat Koç işe gitmek için evden ayrıldıktan sonra oğlu Zafer Koç (19) ısınmak için kömür sobasını yakıp, mutfağa geçti. O sırada sobada belirlenemeyen nedenle patlama meydana geldi. Patlamanın şiddetiyle kerpiç evin bir duvarı yıkıldı. Alevlerde hızla yayıldı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yaklaşık yarım saat süren müdahale sonucu alevler söndürülürken, evde kullanılmaz hale geldi.
Yangında kimse yaralanmazken, ev sahibi Behsat Koç, "Sabah ben işe gittim. Yangın nasıl çıkmış onu bilmiyorum. Evde sadece oğlum vardı. Ben inşaat sektöründe çalışıyorum. Şu anda evimin tamamı yanmış durumda. Tüm eşyalarım televizyon, buzdolabı ve tüm eşyalarım yandı"dedi.
Oğlunun evinin yandığını gören Melek Koç da, "Allah'ım sen büyüksün. Senden gelenlere çok şükür."diyerek ağladı. Oğlu Behsat Koç da annesi Melek Koç'u teselli etmeye çalıştı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -----------------İtfaiye ekiplerinin müdahalesi evden detayAnnesinin ağlaması Behsat Koç'ın yangını anlatması Genel ve detay
(Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA
================================== Düzce kar etkili oldu (3)
KAR YAGISININ KEYFİNİ ÇIKARDILAR
Düzce'de çocuklar kar yağışının keyfini çıkardı. Kalıcı Konutlar Anıt Meydanında toplanan çocuklar çöp poşetleri ve tepsilerin üzerine oturarak kar üzerinde kaydı. Çocuklar oldukça eğlenirken anne ve babaları ise yakılan ateşin başında zaman geçirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------------------Çocuklar kayak yaparken görüntü-Çocuklar ile röp-Çocukların ailelerinden görüntü ve detaylar
Haber-kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
==================================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 15 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?