DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ-3

1)50 YILLIK EŞİNİ ÖLDÜREN KOCA: KEŞKE O BENİ ÖLDÜRSEYDİ Bursa'da, 50 yıllık eşi Fatma Korur'u (66) boğazını bıçakla keserek öldürdüğü gerekçesiyle tutuklu yargılanan Kasım Korur (80), iyi hal indirimiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

19.06.2019 10:16

1)50 YILLIK EŞİNİ ÖLDÜREN KOCA: KEŞKE O BENİ ÖLDÜRSEYDİ

Bursa'da, 50 yıllık eşi Fatma Korur'u (66) boğazını bıçakla keserek öldürdüğü gerekçesiyle tutuklu yargılanan Kasım Korur (80), iyi hal indirimiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Son sözünde "Keşke beni o öldürseydi" diyen Korur, kararı duyunca, "Adalet ne derse boynum kıldan ince" dedi. Olay, geçen yıl Aralık ayında Yıldırım ilçesi Teferrüç Mahallesi'nde meydana geldi. Kasım Korur ile 50 yıllık eşi Fatma Korur, tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Kasım Korur, 2 çocuğunun annesini, boğazını bıçakla keserek öldürdü. Ardından da Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'ne giderek, eşini öldürdüğünü ve cesedin evde olduğunu söyledi. Bunun üzerine eve gelen polis ekipleri, Fatma Korur'un cansız bedenini buldu. Kazım Korur, tutuklanarak, cezaevine konuldu.
Kasım Korur'un tutuklu olarak 'yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı dava karara bağlandı. Bursa 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında eski savunmalarını tekrarlayan Korur, ağlayarak, "Hakim bey 80 yaşında, şeker hastası biriyim. Olay günü eşim, sohbete gideceğini söyledi. Kime gideceksin diye sorduğumda '6 aydır gidiyorum, senin ruhun bile duymuyor, söylemiyorum işte' deyince sinirlendim. Kendime geldiğimde karımı, kanlar içinde yatarken gördüm. Onu isteyerek öldürmedim. Zaten durumun farkına vardığımda gidip, polise teslim oldum. Tasarlayarak yapmadım" diye konuştu. Son sözü sorulduğunda da "Çok pişmanım, keşke o beni öldürseydi" dedi.
Mahkeme heyeti, sanığa önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından da cezayı, iyi hal indirimiyle 20 yıla indirdi. Oy çokluğuyla alınan karar üzerine Kasım Korur, "Adalet ne derse boynum kıldan incedir" diye konuştu.

ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE

Halil ÖZÇOBAN- Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,
=============================================

2)KIRKLARELİ'DE ÇİFTLİK ATIKLARININ GÖLETİ KİRLETTİĞİ İDDİASI

KIRKLARELİ'nin Deveçatağı köyünde yaşayanlar, tarlalarını suladıkları ve hayvanlarına su içirdikleri göletin köydeki bir çiftlikten atılan atıklarla kirletildiğini iddia etti. Köylülerin şikayeti üzerine jandarma ekipleri  tutanak tutarken, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri göletten numuneler alarak incelemeye gönderdi. Köylülerden Birol Cancan, "Tarlamız hayvan pislikleriyle doldu, her tarafı bataklık oldu. Bu atıkların içinde ilaçlarda var. Meyve sebze hiç bir şey yetişmez oldu. Durum çok kötü. Bunun önlemini almak lazım. Bu atıklar yüzünden 5 bin dönüm arazi sulanamıyor" dedi. Kırklareli merkeze bağlı Deveçatağı köyünde yaşayanlar, tarlalarını suladığı ve 3 bine yakın hayvanın su içtiği göletin, bir hayvan çiftliğinin atıklarıyla kirletildiğini öne sürdü. Son olarak çiftlikten yine atık kirli suların gölete bırakılması üzerine, köylüler jandarmaya şikayette bulundu. Olay yerine gelen Kırklareli İl Jandarma Komutanlığı olay yerinde tutanak tutarak, inceleme başlattı. Kırklareli İl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri de göletten numune alarak incelemeye gönderdi. Köylüler, çiftliği yetkili mercilere şikayet etmelerine rağmen 3 yıldır hiçbir tedbir alınmadığını savunurken, arıların gölete yaklaşmadığını, göletten sulanan sebzelerin ise yetişmediğini iddia etti.
Atıklar nedeniyle balık ölümlerinin yaşandığını iddia eden köy sakinlerinden Ernis Balım, "Çiftlikten gelen atık sular gölet suyuna karışarak balık ölümlerine neden oluyor. Tarlalarımızda ekili arazilerimize zarar veriyor. Bu sudan hayvanlarımız su içemiyor. Tarlalarımızı da sulayamıyoruz. Tüm çabalarımıza rağmen göletlimizin kirletilmesini engelleyemedik. Vaziyet perişan" dedi.

'BALIKLAR ÖLDÜ, ARILAR SALDIRGAN OLDU'
Göletlerinin kirlenmesinin ardından balıkların öldüğünü ve arılarının saldırgan olduğunu belirten köy sakinlerinden çiftçi Enis Balım, "Çiftlikten gelen atık sular gölet suyuna karışarak balık ölümlerine neden oluyor. Tarlalarımızda ekili arazilerimize zarar veriyor. Bu sudan hayvanlarımız su içemiyor. Tarlalarımızı da sulayamıyoruz. Vaziyet perişan. Defalarca bu konuyla ilgili şikayetçi olmamamıza rağmen ilgilenilmedi. Ben ve burada çok arıcılık yapan var. Arılar pis suya konmaz. Arılarımız bu göldeki pis suyu içemediği için de  susuz kalıyor ve bu yüzden saldırgan oluyorlar. Bu gölden kavun, karpuz yetişiyor. Mısır tarlalarımız var. Köy olarak buradan faydalanıyoruz. İnsan bu suyu elleye bilir mi? bu sudan hiç bir şey yetişmiyor. 1968 yılında köylünün mahsulünü sulaması için yapılmış bir gölet burası. Şimdi bu gölden faydalanamıyoruz. Koyunlar inekler bu gölden su içmiyor. Köyümüzde bin 500 büyükbaş bir o kadar da küçük baş hayvan var" diye konuştu.

'DURUM ÇOK KÖTÜ'
Çiftlikten akan atık suların 25 dönüm ekili arazisine zarar verdiğini söyleyen Deveçatağı çiftçilerinden Birol Cancan, "Tarlamız hayvan pislikleriyle doldu, her tarafı bataklık oldu. Bu atıkların içinde ilaçlarda var. Meyve sebze hiç bir şey yetişmez oldu. Durum çok kötü. Bunun önlemini almak lazım. Bu atıklar yüzünden 5 bin dönüm arazi sulanamıyor. Mısır bile olmuyor artık. Ayçiçekleri verim vermez oldu. Durum çok kötü. Benim 25 dönüm tarlam bataklık içinde kaldı. Zararımız büyük. Bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Şikayet etsek de yıllardan beri bu sorunumuzu çözmüyor" dedi.
'NUMUNE ALINDI'
Köylülerden Ahmet Çoban'da yetkililere haber vermelerine rağmen hayvan atıklarının göletlerini kirletmeye devam ettiğine belirterek, "Kırklareli Valiliği bu işe al atmadan ne kadar mücadele etsek de sonuç alamayız. Buraya gelen yetkililer göletten numune su alıp götürüyor ama pis kokan gölet hala kirlenmeye devam ediyor. Bizim mücadelemiz bu işe yetmiyor. Kırklareli Valisi bu gölü gelip görmesi gerekiyor. Aksi taktirde gelip inceleyenler hiç bir işlem yapmıyor. Gelip burada bu suyu görmesi gerekiyor. Suyu görüp bunlar hayvanlara dokunmaz derse problem yok demektir" dedi.

'SUDA BALIK ÖLÜMLERİ DE YAŞANDI'
Köyde hayvan besiciliğinin yanı sıra çiftçilik yapan Cengiz Öztoprak da gölet suyunun temizlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Çiftlikten gelen hayvan atıklarıyla gölet suyumuz ve tarlalarımız kirletiliyor. Gölet suyunda çamurlaşarak renk değişti. Suda balık ölümleri de yaşandı. Yetkililerle konuştuğumuzda 1-2 gün pis akıntı kesiliyor ama sonra yine devam ediyor. Bu akıntıların durmasını gölet suyumuzun temizlenmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, hayvan çiftliğinin göleti kirletmesiyle ilgili kurumları, yazı yazarak başvurduklarını söyledi. Çiğdem, "Ergene kokuyor, dereler kokuyor, göletler kokmaya başladı. Tuz kokmaya başladı.  Bozulan bir şeyi düzeltecek çare vardır. Ama o çare de bozulmuşsa artık yapacak bir şey kalmaz. İlgili, yetkili kim varsa derhal sürece dahil olmalı. Görevlerini yapmalıdır. En kısa sürede kirliliğin önüne geçilerek kalan temiz su kaynaklarının fakatsız, amasız, ancaksız kayıtsız şartsız korunmasını sağlamaları gerekir. Hayvan  çiftliklerinin su kaynaklarına verdiği zararları ilimiz sınırları içerisinde bir çok defa gördük. Artık görmek, duymak istemiyoruz. Dünyadaki temiz su kaynaklarının hızla tükendiği bir dönemde, Bölgemizdeki temiz su kaynaklarının hızla kirletildiğini görmek gelecek adına endişelerimizi arttırmaktadır. Sıcak yaz aylarında hayvanların su içemediği bir gölet, Ancak atık havuzu olur. Atık toplama havuzu olmadan gölet bir an önce kurtarılmalıdır. Kirliliği yaratanlar hakkında en hızlı şekilde etkin adli ve idari yaptırımlar uygulanmalıdır" dedi.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
Köyden detay
Göletten detaylar
Köylüler ile röp.
Hayvan çiftliği ve tarlalara akan hayvan atığı
Farklı açılardan detay
Ali Can Zeray, anons
Ölü balıklar
Genel detay görütüler
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

=================================================

3)KARAYOLU DOMATES TARLASINA DÖNDÜ

Konya'nın Ereğli ilçesinde kontrolden çıkan ve refüjü aşıp, karşı şeride geçerek durabilen TIR'da yüklü domatesler,  yola saçıldı. Çevredekiler ise domatesleri topladı.
Kaza, saat 07.30 sıralarında Konya- Anada karayolunda meydana geldi. Şuayip Üğür yönetimindeki 20 ACD 725 plakalı TIR, sürücüsünün kontrolden çıkıp, refüjü aşıp karşı şeride geçti. Yaklaşık 150 metre ilerledikten sonra durabilen TIR'ın sürücüsü kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. TIR'da yüklü domateslerin bir bölümü ile yola saçıldı. Domates tarlasına dönen yol, kısa süreliğine ulaşıma kapandı. Yola saçılan domatesleri çevredekiler toplayıp evine götürdü.

(Görüntü Dökümü
----------------------
Yola saçılan domatesler
Çevredekilerin domatesleri toplaması
TIR ve yoldan detay
Haber- Kamera: Atilla ATMACA EREĞLİ KONYA DHA)

=======================================

4)500 TON KARPUZ ELİNDE KALAN ÇİFTÇİ: BU YIL DA EVDE KALDIM

Antalya'da 100 dönüm araziye 500 ton karpuz eken çiftçi Seyhan Demir'in (36) ürünü tarlada kaldı. Kilogramı 50 kuruşa mal ettiği karpuzun toptancı halinde 35 kuruşa alınmasına isyan eden Demir, "Evlilik hayalim vardı. Buradan para kazanıp düğün yapacaktım. Bu yıl da evde kaldım" dedi.
Antalya'nın Serik ilçesinde 20 yıldır çiftçilik yapan Seyhan Demir, yıllardır olduğu gibi bu yıl da tarlalarına karpuz fidanı dikmek istedi. Fidan maliyetinin bir kısmını banka kredisi bir kısmını da borçla karşılayan Demir, toplamda 100 dönüm araziye 200 bin TL harcayarak 35 bin fidan dikti. Demir, 4 ay sonra yaklaşık 500 ton ürün elde etti.
HALDE PARA ETMEYİNCE TARLADA KALDI
Kilogramı 50 kuruşa mal olan karpuzu hasat etmeden önce Antalya Toptancı Hali'ndeki komisyonculara giden Seyhan Demir, kilogram alışının 35 kuruş olduğunu gördü. 15 kuruş zararla karpuzunun tarlada kaldığına üzülen Seyhan Demir, maliyetini dahi karşılayamadığını söyledi. Karpuzun kilogram fiyatının halde 35-40 kuruşken marketlerde 2 TL'ye satılmasının çiftçiye zarar verdiğini belirten Seyhan Demir, haldeki ve pazardaki fiyatların kontrolünden sorumlu yetkililerin işini özenle yapmadığını öne sürdü. Alış fiyatıyla satış arasında yüzde 300 gibi bir fark olduğunu belirten Demir, bir daha karpuz ekmeyeceğini söyledi.
'EVLİLİK HAYALLERİM VARDI, BU YIL DA EVDE KALDIM'
Bu yıl karpuz hasadından elde ettiği gelirle önce borçlarını ödeyip sonra yuva kurmayı planladığını belirten Demir, para etmeyen karpuz piyasası yüzünden hayallerinin suya düştüğünü söyledi. Seyhan Demir, şöyle konuştu:
"Halden 35 kuruşa çıkan karpuz, pazarda markette 2 TL. Zabıta yok, kontrol yok. Para kazanamıyorum. Herkes çiftçinin sırtında. 200 bin TL harcadım olduğu gibi tarlada kaldı. Ben buradan kazandığımla evlenip düğün yapacaktım. Bu yıl da evde kaldım. Borçlarımı ödeyemiyorum bir daha ekme şansım kalmadı. Devlet bu duruma bir el atmalı. En azından maliyetine satın alabilirler bizden."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Karpuz tarlasının drone görüntüsü
Karpuz ların detay görüntüleri
Çifcinin tarlada çalışırken görüntüleri
Üretici Seyhan Demir ile röp
Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)
=============================

5)MARTILAR İNCİ KEFALİ AVINDA

VAN Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen, üreme dönemlerinde tatlı sulara göç eden inci kefalleri, çevrede toplanan martılar tarafından avlanıyor. Nesli koruma altında olan inci kefalleri boylarını aşan engelleri uçarak aşarken, martılar da onları avlamak için bekliyor. Dünyada yalnızca Van Gölü'nde yaşayan ve 15 Nisan-15 Temmuz arası üreme dönemleri olduğu için avlanma yasağı bulunan inci kefalleri bu dönemde Van Gölü'nden çıkarak tatlı sulara göç ediyor. Üremek için yoğun çaba sarf eden balıklar, Alaska'daki Somon balıkları gibi suyun akışının tersine yüzerek engelleri aşıyor. Van ekonomisine büyük katkı sağlayan inci kefallerinin üremek için başlattığı bu görsel şölen, her yıl binlerce kişi tarafından ilgiyle izleniyor. Üreme göçü sırasında balıkların en kolay avlandığı bu dönemde güvenlik güçleri aldıkları önlemlerle kaçak avcılığın önüne geçmeye çalışıyor. Her yıl alınan güvenlik önlemi sayesinde kaçak avcılık biraz daha zorlaşırken, bu sayede göldeki balık miktarı da artmaya başladı.
BALIKLARIN ÜREME GÖÇÜ, MARTILARA ZİYAFET SUNUYOR
Balık göçünü fırsat bilen martılar ise göç süresi boyunca derelerde inci kefallerini avlayabilmek için nöbet tutuyor. İnci kefalleri nesillerini devam ettirebilmek için yoğun çaba harcarken, martılar da karınlarını doyurmaya çalışıyor.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Uçan inci kefali balıkları
-İnci kefallerini avlamak için bekleyen martılar
-Görsel şov yapan balıkları avlayan martılar
-Balıkları yiyen martılardan genel ve detaylar
-DHA muhabirinin anonsu
-Balıkların görsel şovunu izleyenler
-Kadınlarla röportajlar
-İnci kefalinin görsel şovunu izleyen ve bunları fotoğraflayan vatandaşlar
-Genel ve detaylar

Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, -

================================================
6)20 YILDIR PİKNİKÇİLER İÇİN MANGAL 19 MAYIS GÜNDEMİ KÖMÜRÜ ÜRETİYOR

ANTALYA'nın Gazipaşa ilçesinde oturan Raşit Kaya (45), piknikçilerin vazgeçilmezi mangal için 20 yıldır dağlardan topladığı odunlardan mangal kömürü üretiyor. 50 ton odundan 8 ton kömür üreten Kaya, kömürün kilosunun 2,5 liradan satıldığını söyledi.
Pikniklerin vazgeçilmezi ateşin kaynağı mangal kömürleri, 20 yıldır Gazipaşa'nın Hasdere Mahallesi'nde oturan Raşit Kaya tarafından üretiliyor. Geçimini bu işten sağlayan Kaya, yılın 12 ayı sıcak soğuk demeden her türlü hava şartlarında izin verilen orman alanlarında topladığı odunları kömür yapım için kurduğu alana getiriyor. Kaya, odunları her birini büyüklüğüne, uzunluğuna, ağırlığına göre bir düzen içinde diziyor. Günler süren bu dizilimin sonunda ortaya çıkan 'koni' şeklinde yapı görüntüsüyle dikkati çekiyor. Raşit Kaya, oduna bu düzen verilmediği takdir sağlıklı yanma olmayacağını, dolayısıyla kömür elde edilemeyeceğini söylüyor.
ÜZERİ TOPRAKLA KAPATILIYOR
Bu zahmetli aşamadan sonra kömür üretiminin ikinci aşamasına geçiliyor. İstiflenen odunların üzerine önce saman konuluyor daha sonra toprakla kapatılıyor. Koni şeklinde üzeri saman ve toprakla kapalı odun istifi tepesine bırakılan hava deliğinden ateşleniyor. İstiflenen odunların kalınlık durumuna göre 8 ile 12 gün içten içe yanmaya bırakılıyor. Konik yapının dip kısımlarına da sağlık yanması için yine hava delikleri bırakılıyor. Yanma süresi sonunda istifin üzerindeki toprak alınıp kömürleşen odunlar boş alana soğutma aşaması için seriliyor. Ocaktan çıkan kömür 24 saatlik soğutma aşamasından sonra paketlenerek satışa sunuluyor.
50 TON ODUNDAN 8 TON KÖMÜR
Yılda yaklaşık 100 ton mangal kömürü üreten Raşit Kaya, bu zahmetli işin sonunda elde ettiği kömürün kilosunu 2,5 liradan sattığını belirtti. İzinli alanlarda topladığı odunları kamyon ya da traktörle istifleme alanına taşıdığını anlatan Raşit Kaya, "Belli bir düzene göre dizdiğimiz odunların kömüre dönüşmesi 8 ile 12 sürüyor. Ateşin içeride dengeli yayılması gerekiyor. Ateş eşit ve dengeli olmazsa kömürleşme olmuyor. Bu sağlanmazsa bütün emeğiniz heba oluyor. 50 ton odundan yaklaşık 8 ton mangal kömürü elde ediyorum. Yıllık üretim ise yaklaşık 100 ton civarında" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
Odunların istiflenmesi
Konik yapıdan görüntü
Ateş yakılması
Toprakla kapılı odunlardan görüntü
Kömürden görüntü
Röp: Raşit kaya

HABER- KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA(Antalya),

===================================================

7)55 YILDIR KEPÇEYİ ELİNDEN DÜŞÜRMÜYOR

ISPARTA'nın Eğirdir ilçesinde aşçılık yapan Tahir Bayraklı (78) yaklaşık 55 yıldır kepçeyi elinden düşürmüyor. Hastanede başladığı aşçılığı kendi lokantasını açarak sürdüren Tahir Bayraklı, son dönemde de özel davetler için yemekler hazırlıyor. Mesleğinden çırak yetişmediğini söyleyen Tahir Bayraklı, "Bir, iki yıl daha devam edersem mesleğimi bırakacağım" dedi.
Eğirdir'de doğup büyüyen Tahir Bayraklı, askerlik görevini tamamladıktan sonra baba mesleği olan aşçılığa yöneldi. 1964 yılında Eğirdir Kemik Eklem Hastalıkları Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde aşçı olarak göreve başlayan Tahir Bayraklı, 6 yıl çalıştıktan sonra istifa ederek Eğirdir'de kendi lokantasını açtı. 45 yıldan fazla işlettiği lokantasında tüm yemekleri kendisi yapan Tahir Bayraklı, birkaç yıl önce lokantayı kapatarak, özel davetlere yönelik yemek yapma işine girişti. 55 yıldır kepçeyi elinden düşürmeyen Tahir Bayraklı, ilerleyen yaşına rağmen Isparta ve Burdur'da binlerce kişilik düğün ve iftar yemeklerini yapmayı sürdürüyor.
'MESLEĞİMİ SEVEREK YAPIYORUM'
Tahir Bayraklı, aşçılığın baba mesleği olduğunu belirterek, "Sağlığım elverdiği müddetçe mesleğimi yapmaya devam edeceğim. Askere gidinceye kadar lokantalarda çalıştım. 1964 yılında askerden geldikten sonra Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi'nde 6 yıl aşçılık yaptım. Daha sonra istifa edip lokanta açtım. Sulu yemek, kıymalı pide, peynirli pide ve şiş üzerine çalıştım ve düğünlerde yemek yapmaya başladım. Yaklaşık 50 yıldır bu mesleği sürdürüyorum. Mesleğimi severek yapıyorum" dedi.
'BİR, İKİ YIL DAHA DEVAM EDERSEM MESLEĞİMİ BIRAKACAĞIM'
Aşçılığın zor ama zevkli bir meslek olduğunu kaydeden Bayraklı, "Mesleğim yorucu ve zevkli. Eğirdir dışında Isparta ve Burdur'da da düğünlerde 500 kişiden 5000 kişiye kadar davetlilere yemek hazırlıyorum. Haftada iki, üç düğünün yemeklerini hazırlıyorum. Ramazan ayında da iftar yemekleri hazırlıyorum. Eğirdir'in elması, aşçı Tahir'in irmik helvası meşhurdur. Bir, iki yıl daha devam edersem mesleğimi bırakacağım. Ama tanıdıklarımız 'Senin yemeğin bir başka' diyorlar. Şimdilik devam ediyorum" diye konuştu.
'BAZEN OĞLUM VE DAMADIM YARDIM EDER'
Meslekte çırak yetişmediğini de söyleyen Bayraklı, "Toplu yemeklerde bazen oğlum ve damadım yardım eder. Düğünlerde binlerce kişiye yemek hazırlıyoruz. Ancak düğünlerde yemek yemem. Eve gelir kendime yemek hazırlarım" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
Tahir Bayraklı yemek pişirirken
Yemek servis ederken
Tahir Bayraklı ile röportaj
Detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/ISPARTA,

=====================================================

8)ÜRETTİĞİ KİRAZ SİRKESİNİ İHRAÇ ETMEK İSTİYOR

ADANA'da Gıda Mühendisi Deniz Kaypak Tona (41), kendi üretip işletmesinde satışa sunduğu kiraz sirkesini ihracatla yurt dışına satmak istiyor. Gıda Mühendisi olarak uzun yıllar sahada aktif çalıştığını belirten Tona, bu süreçte köylerde ve şehirlerdeki üretim alanlarını ciddi bir şekilde incelediğini belirtti. İnceleme sonun da önemli sorunlardan birinin şehirdeki tüketicinin doğal ürünlere ulaşmasının zorluğu olduğunu gördüğünü kaydeden Tona, "Tüketicinin doğal ürün pazarına direk ulaşmasını sağlamak amacıyla böyle bir işletme kurdum. Henüz 5 aydır faaliyet halindeyiz. Burada yöresel ve doğal ürünler bulunuyor. Bizim ana hedeflerimizden biri de buradaki ürünleri kentteki tüketiciye ulaştırdıktan sonra ihracat yaparak yurt dışına göndermek ve tanıtmak. Çünkü ekonomi için ihracat önemli bir durum. Bu konuyla ilgili referans ürünüm ise sirke. Kiraz sirkesi burada ön plana çıkıyor. Kardeş işletmemizle birlikte kiraz sirkelerimizi ürettik ve bu konuda iddialıyızö dedi.
ENGİNAR, BAL, ARDIÇ, SOĞAN SİRKESİ
Mevsimindeki meyve ve sebzelerden üretim yaptıklarını söyleyen Tona, kiraz, elma, üzüm sirkesinin dışında başka çeşit sirkelerin de üzerinde çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Mevsimine göre ürün üretiyoruz. Yapaylıktan kaçınıyoruz. Sahaya sürmek için çalıştığımız özel ürünler var. Enginar, alıç, bal, soğan gibi birçok sirke çeşidiyle pazarda olacağız. Yarım litrelik şişelerde tanesi 12-15 TL'den haftada yaklaşık 200 litre sirke satıyoruz. Kadınlarımız üretmekten korkmalı. Zor şartlarda kıt kaynakları değerlendirerek iyi işler yapılabilir. Ben işimin başındayım. İşin başına geçip üretmek isteyenler de bir an önce yola koyulmalıö

Görüntü Dökümü
-----------------------
Deniz Kaypak Tona ile röp
Sirkenin bardağa doldurulmsı
Genel ve detaylar

SÜRE: 03'28"    BOYUT: 384 MB
Haber-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,
=====================================================

9)VAN'DA PARK HALİNDEKİ OTOMOBİLDE 103 KİLO EROİN ELE GEÇİRİLDİ

Van'ın Tuşba ilçesinde polisin park halindeki otomobilde narkotik köpeği 'Alfa' ile yaptığı aramada, 103 kilo 285 gram eroin ele geçirildi. Olayla ilgili otomobilin sahibi Z.D. gözaltına alındı.Van Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Tuşba ilçesi Seyrantepe Mahallesi'nde devriye görevi yürütürken, şüphe üzerine park halindeki otomobilde arama yaptı. Narkotik köpeği 'Alfa'nın da kullanıldığı aramada, aracın bagaj bölümünde 5 koli içerisinde 103 kilo 285 gram eroin ele geçirildi. Olayla ilgili aracın sahibi Z.D. gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Park halindeki otomobilde narkotik arama köpeği 'Alfa ' ile arama yapılması
-Otomobilin bagaj kısmında eroin paketlerinin kolilerden çıkartılması
-Ele geçirilen eroin paketleri

Orhan AŞAN/VAN,

===================================================

10)KANGAL KÖPEKLERİ, ULUSLARARASI FESTİVALE HAZIRLANIYOR

Sivas'ın dünyaca ünlü değerleri arasında yer alan Kangal Köpekleri için bu yıl kent merkezinde Sivas Kongresi'nin 100'üncü yılı etkinlikleri kapsamında uluslararası festival düzenlenecek. Festivalde Kangal köpeği ırkının tüm özellikleri dünyaya aktarılacak.
Türkiye'nin en önemli değerlerinden biri olanak gösterilen Kangal köpekleri, Sivas Kongresi'nin 100'üncü yılında önemli bir etkinlikle vitrine çıkacak. Sivas Valiliğinin hazırladığı proje kapsamında kentte 5 Eylül'de uluslarası nitelikte festivalle dünya gündemine girecek. Festivalin kapsamlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için çalışmalar sürüyor. Yetiştiriciler de şimdiden festival için köpeklerini hazırlamaya başladı. Sivas'taki en önemli üretici konumunda bulunan ve yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki Meraküm Tepesi üzerinde kurulan, İç Anadolu Seçkin Irk Kangal Köpeği Eğitim ve Üretim Merkezi'nin işletmecisi Hüseyin Yıldız, mevcut üretim tesislerin daha da iyileştirilmesi yönünde adımlar atıldığını ve güzel bir proje hazırlandığını belirterek, "Kangal köpeğinin çok prestijli bir özellikle bölgede yaşaması çok önemli. Bu prestije sahip bir entegre tesis yoktu. Bu tesisleşme, bunların yaşama biçimi için çok faydalı olacaktır. Kangal köpeği yüksek karasal iklim hayvanıdır. Bunun için burası bizim elimize geçebilecek en doğru ve en doğal bir bölgedir. Bu ekolojide, yaşamsal sahalarında olmaları ve buranın içerisinde hem sıcağında, hem soğuğunda, hem de bölgesinde yaşam bulması, onların toprakla bütünleşmesi mühim. Dünya literatürüne oturacak prestijli bir tesisleşmeye gidilecek. Ağırlıklı Kangal köpeği ile ilgili ihtiyaçlar var. Bu ihtiyaçlar düşünüldü. Burada yaşayan birey olarak tarafımdan da anlatıldı. Özellikle bunların toprakla bütünleşmesi, toprakla var oluşları, ideallerini topraktan almaları ve bölgedeki düzenin bunlara ait olup tamamen bunlara sunulabilecek bir sağlık stratejisi belirlendi. Sağlıklı yaşam alanları belirlendi. Bu betonlaşmadan ziyade daha topraktan ve tahtadan, doğal bir oluşumdan yapılacak. Kangalımız için çok önemli bir projeydi. Bugüne kadar hiç yapılmadı. Valimiz Salih Ayhan öncülüğünde bu projenin kapsayıcı bir proje olması da bizi çok mutlu etti" dedi.

'ÇOK ÖNEMLİ BİR FESTİVAL'
Kangal köpeğinin Sivas'ın bir marka değeri ve kültür mirası olduğunu, Altay dağlarından gelen bir ırk niteliği taşıdığını ifade eden Yıldız, "Kangal köpeği Anadoluya göç eden bir soydur. Bugüne kadar bir kargaşa oldu. Bu etkinliklerin içerisinde böyle bir projenin bize de verilmesi inanılmaz derecede fayda sağlayacaktır. Kangal köpeğinin yapı itibariyle bize ait olduğunu ortaya koyacağımız bir festival düzenlenece. Bu festival Sievas Kongresi'nin 100'üncü yıl etkinliğinde uluslararası bir renk katacak. Bu çok çaplı bir projedir. Bunların özellikleri, nitelikleri, çalışmaları, işçiliği, dağ koşuları, ekolojiye uyumluluğu, Sivas coğrafyasındaki yapı karakterinin tamamı orada sergilenecektir. Gelecek misafirlere de bu öz markamız anlatılacak. Bütün hedeflediğimiz nokta budur. Bizim buradaki çalışmamız koyunuyla, kuzusuyla, dağdaki yaşamıyla beraber köpeğimizi anlatacağız. Biz misafirlerimize gerçek safkan Kangallarımızı göstereceğiz. Kangalın her şeyinin anlatımını ve tanıtımını yapacağız" diye konuştu.
Köpeklerin festivale hazırlanma süreci hakkında da bilgi veren Yıldız, "Köpeklerin serbest gezi alanlarını yüksek tutarak, rahatça gezmelerini sağlıyoruz. Çok yormamaya çalışıyoruz. 15 bin dönüm arazi üzerinde kurulu bir konumda, net 2 bine yakın bir rakımdayız. Kangalın yaşam bulduğunu burada bizlere anlatacağını görüyoruz. Kangalın çalışma statüsü çok önemlidir. Dağdaki kurt gibi bu da doğal bir profesyoneldir. Sahasında güçlü olan kangal zemininde kovaladığını yakalayan bir ırktır" dedi.

'KANGAL KOYUNU ENTEGRE EDİLECEK'
Mevcut tesislerin bulunduğu tesiste Kangal koyunu yetiştirme bölümü de oluşturulacağını ifade eden Yıldız, "İki sevdalıyı ve aşığı siz bir araya getiriyorsunuz ve bir arada yaşatıyorsunuz. Aslında onların birbirleriyle bütünleşmesi ve aşklarının ortaya konulması, birbirleriyle buluşması kadar bize verilecek bir iltifat olmaz ve onlara verilecek bir iltifat da olmaz. Dolayısıyla 2 marka değerimizin bir arada yaşatılması, entegre edilmesi ve doğal ortamında buluşması kadar güzel bir hadise olamaz. Onun için aslında bu tesisin içerisine yapılacak en doğru yatırım Kangal koyunu ile Kangal köpeğini bir araya getirmekti. Kangal koyunu ile Kangal köpeğinin birbiriyle gezmesi, gece gündüz beraber olmaları bizim için son derece başarıyla yapılan bir entegre çalışması olacaktır. Kangal koyunu ve Kangal köpeği gibi bizim memleketimizin çok ciddi değerleri var. Biz bunu öne çıkarmaya çalışıyoruz. Bunlar uluslararası markalardır. İki ırkın bir arada yaşatılması ve çoğaltılması bizce çok doğal bir oluşum olacaktır" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Köpek çiftliğinden görüntüler
-Köpeklerin görüntüleri
-Yetiştiricileri ile arazide gezinmeleri
-Drone görüntüleri
-Röportaj

Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

=============================

11)FAYTONLARDAN KURTULAN ATLARA ÖZEL BAKIM

ANTALYA Büyükşehir Belediyesi tarafından yasaklanan faytonların bağlandığı 40 at, hayvanat bahçesi içinde kendilerine ayrılan kapalı ve açık barınma alanında yaşamlarını sürdürüyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nden çıkan kararla kırsal alanda çiftçilik yapan vatandaşlara hibe edilmesi kararı alınan atlar, yeni sahiplerine kavuşuncaya kadar hayvanat bahçesinde yaşayacak. Çiftçiler ise ön başvurularını yaptı. Başvuruların tamamlanmasının ardından atlar yeni sahiplerine kavuşacak.
Hayvanat bahçesi yönetimi, günün sıcak saatlerinde atların serinletilmesi talimatını verdi. Çalışanlar hortum yardımıyla atları yıkayarak serinlemelerini sağlıyor. İçme suyunun otomatik sisteme bağlandığı manejde, atlar yürüyüşlerini yapıyor, yemlerini yiyerek dolaşıyor.
Atların veterinerlerin gözetiminde olduğunu belirten Hayvanat Bahçesi Şube Müdürü Süleyman Karaca, çalışmalar hakkında bilgi verdi. Atların geldikleri günden itibaren düzenli muayene edildiğini söyleyen Karaca, "Bir hafta önce geldiler. Biz bu atlar geldiğinde sağlık kontrolünden geçirdik. Barınaklarda yemlik ve suluklarda düzenleme yaptık. Atların susuz kalmaması için otomatik suluklar takıldı. Hasta olanların tedavisi yapılıyor" dedi.
Bölgenin atlar için geçici barınma yeri olduğunu hatırlatan Karaca, sözlerine şöyle devam etti;
"Burada atların refahını ön planda tutuyoruz. Burası onlar için geçici barınma yeri. Meclis tarafından bir karar alındı. Bu karara göre bu tür atlar kırsaldaki çiftçilere ücretsiz verilecek. Talepleri bekliyoruz. Atlar ihtiyaç sahibi çiftçilerimize verilecek. Daha kaliteli ortamda yaşamaları sağlanacak. Başvurular geliyor. Duyuruları ilçelerde tekrarladık. Yeterli başvuruya ulaştığımızda değerlendirme yapılacak ve atlar çiftçilerimizin yanına gönderilecek."
Bir atın günlük maliyetinin en az 20 TL olduğunu hatırlatan Karaca, "Burada 40 at var. Bu da günlük 800 TL giderimiz olduğunu gösteriyor. Bazı atlar geldiklerinde çok zayıftı. Beslenme ve yaşlılığa bağlı değişken sebepler var. Tedavilerini yapıyoruz daha sağlıklı koşullara gelmeleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Atların yaralarından detay görüntüler
-Atların yemlenmesinden görüntü
-Atlar su ile serinletilirken görüntü
-Hayvanat bahçesi müdürü Süleyman Karaca ile röp
387 MB// 3.33 SN HD

Haber: İbrahim LALELİ Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)
=================================================

12)KEMER'DE EGOR KREED KONSERİ

Antalya'nın Kemer ilçesindeki Rixos Sungate Otel'de ünlü Rus şarkıcı Egor Kreed konser verdi.
Kemer'de yerli ve yabancı birçok sanatçının konserlerine ev sahipliği yapan Rixos Sungate Otel'in müşterilerine son konseri ise Rusya'da son yılların popüler sanatçısı Egor Kreed oldu. Otelde konaklayan Rus, Ukraynalı, Kazak, Belaruslu turistlerin tamamen doldurduğu konser alanında sahneye çıkan Kreed, turistlerle parçalarını seslendirdi.
Yaklaşık 1.5 saatlik Egor Kreed konserini takip edenler cep telefonlarıyla bu anları ölümsüzleştirdi.

Görüntü Dökümü:
---------------------------
Egor Kreed konserinden detaylar
Turistlerin Egor Kreed'e eşlik etmeleri

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER,

=============================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement