Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-4

1)EBRU'NUN ÖLÜMÜNDE İHMAL SORUŞTURMASINA TAKİPSİZLİKERZURUM'da yaklaşık 4 yıl önce omzu çıkan 14 yaşındaki Ebru Odabaş'ın kaldırıldığı hastanede ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, ihmali olduğu iddia edilen Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. S.Ş.

16.12.2018 11:05

1)EBRU'NUN ÖLÜMÜNDE İHMAL SORUŞTURMASINA TAKİPSİZLİK

ERZURUM'da yaklaşık 4 yıl önce omzu çıkan 14 yaşındaki Ebru Odabaş'ın kaldırıldığı hastanede ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, ihmali olduğu iddia edilen Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. S.Ş.'nin şüpheli olduğu dosyada takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararında, Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın doktorun kıza hatalı teşhiste bulunduğu rapor edildiği belirtilmiş ise de bu raporun bilimsel bir değerinin olmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu ve Adli Tıp 3'üncü Üst Kurulu raporlarında doktorun gerekli tetkikleri yaptığını, kusuru bulunmadığı bildirildi.

Pasinler ilçesinde yaşayan Münire- İsrafil Odabaş çiftinin 4 çocuğundan en büyüğü olan Ebru Odabaş'ın 4 Şubat 2015 günü evde altındaki minderi kaldırmak isterken sol kolu omzundan çıktı. O an evde bulunan babası müdahale edip çıkık kolu yerine yerleştirmeye çalıştı. Ardından Pasinler İbrahim Hakkı Devlet Hastanesi'nde ilk müdahale yapılan Ebru, Erzurum'daki Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste film çekilen Ebru'nun kolunun yerinde olduğu tespit edildi ve müşahede altına alındı. Burada yaklaşık 4,5 saat kalan Ebru Odabaş'ın kolundaki morarmanın artması üzerine doktorlar, kızı yakındaki Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi'ne sevk etmek istedi, ancak yer olmadığı belirtildi. Bunun üzerine İsrafil Odabaş, kızını acilden çıkararak taksiyle Yakutiye Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Acil serviste muayene edilen Ebru, ortopedi servisine yatırıldı. Tetkikleri yapılıp hayati tehlikesinin bulunmadığı söylenen Ebru'nun, 5 Şubat sabaha karşı saat 04.00 civarında tansiyonu düştü, yapılan müdahalelere rağmen saat 07.30 sıralarında kalbi durdu. Yaklaşık 1- 1,5 saatlik müdahaleye rağmen Ebru yaşama döndürülemedi. Pasinler 13 Mart Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Ebru Odabaş'ın kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapıldı. Ebru'nun ailesi kızlarının doktor ihmali yüzünden öldüğünü iddia etti. Çekik gözlerinden dolayı çevresi tarafından 'Japon' lakabıyla sevilen kızının çok başarılı olduğunu söyleyen baba İsrafil Odabaş, "Kolu, bacağı kopan hastaneye gelip sağlam çıkıyor. Ben kızımı ayakları ile getirdim, şimdi cenazesini alıyorum. Allah böyle acıyı düşmanıma yaşatmasın. Çiçek gibi kızımı getirdim solmuş götürüyorum. Kızım çok başarılı ve zekiydi. Böyle bir acı olamaz. İhmali olan doktorlardan şikayetçiyim, onlardan davacı olacağım" demişti.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ebru Odabaş'ın ölümü ile ilgili soruşturma başlatıldı. Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. S.Ş.'ye soruşturma izni verilmesi üzerine, Ebru'nun ölümünde kusuru olup olmadığı araştırıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Etem Gündüz, Ebru Odabaş'ın ölümüyle ilgili dosyada takipsizlik kararı verdi. Savcı Ethem Gündüz, takipsizlik kararında İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporlara yer verdi. Takipsizlik kararında, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu'nun 23 Kasım 2016 tarihli raporunda Ebru Odabaş'ın kesin ölüm nedeninin 'künt göğüs ve omuz travmasına bağlı yaygın doku içi kanama ve büyük damar yaralanması' sonucu olduğuna değinildi.  Cumhuriyet Savcısı Etem Gündüz, takipsizlik kararında, her ne kadar Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın 9 Eylül 2016 tarihli raporunda şüpheli Dr. S.Ş.'nin, Ebru Odabaş'ın hastaneye intikal etmesi ile yaptığı muayene ve tedavide gerekli ve yeterli dikkat, özeni göstermediği, hatalı teşhiste bulunduğu, ilgisiz davrandığı rapor edildiği belirtilmiş ise de bu raporun bilimsel bir değerinin olmadığına vurgu yaptı. Gerek İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu'nun 23 Kasım 2016 ve Adli Tıp 3'üncü Üst Kurulu'nun 1 Mart 2018 tarihli raporlarında Ebru Odabaş'ın sevk edildiği hastanelerde, muayenesinin yapıldığı, gerekli tetkiklerin istediğine işaret edilen 2 6 Ekim 2018'de verilen takipsizlik kararında şöyle denildi:

"Adli Tıp raporlarında müteveffanın grafilerin çekildiği, kontrol ve ileri tetkik amaçlı, yatırıldığı, tedavilerinin düzenlendiği, konsültasyonlarının yapıldığı, yapılan muayenesinde, radial ve ulnar nabızların mevcut olduğu, saat 04.15'e kadar tansiyon, nabız ve kan değerlerinde dikkat çekecek düzeyde bozulma olmadığı tespitlerine yer verilerek 'büyük damar yaralanmasının' fark edilemeyeceği bu nedenle de muayeneye katılan hekim ve yardımcı sağlık personellerine atfı kabil kusur bulunmadığı, sözü edilen her iki raporun ve şüpheli savunmasının aynı doğrultuda olduğu ve itibar edilebileceği bu itibarla şüphelinin üzerine atılı 'taksirle ölüme neden olma' suçunun kusur yokluğu nedeniyle kanuni unsurlarının teşekkül etmediği eyleminin mevzuatımızda düzenlenen başka bir suça da uymadığını anlaşıldığından, suç yokluğu nedeniyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi."

Görüntü Dökümü

--------------------------ARŞİV

-Erzurum adliyesi

-Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi

-Adli Tıp Kurumu

-Babanın ağlaması

-Cenazenin çıkarılması

-Babanın konuşması

-Ebru'nun cenazesi

Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM,

================================================

2)UZUNKÖPRÜ'NÜN SUYUNDAN SONRA HAVASI DA KİRLENİYOR

TRAKYA'da kirliliği ile gündemde bulunan Ergene Nehri'nin geçtiği Edirne'nin Uzunköprü ilçesi, suyun ardından havası da kirleniyor.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava İzleme Kalite Ağa'nın ölçümlerine göre 10 Aralık günü, 'sağlıksız' olarak ölçülen hava kirliliği, son günlerde 'hassas' ve 'orta' şekilde sürüyor. Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi Bülent Kaçar, ölçümlerin her gün sağlıksız olduğunu belirterek, "Şuan kükürt tok sit oranı, karbon monoksit oranı ve partikül madde on oranı Avrupa Birliliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyretmektedir" dedi. Kirliliği ile gündemden düşmeyen Ergene Nehri'nin geçtiği Uzunköprü ilçesinin, suyunun yanı sıra havası da her geçen gün kirleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava İzleme Kalite Ağa'nın ölçümlerine göre 10 Aralık günü Türkiye'nin en sağlıksız havasının ölçüldüğü ilçede, son günlerdeki ölçümler ise, 'hassas' ve 'orta' seyrediyor. Doğalgazın bulunmadığı Uzunköprü'de, denetimi yapılmayan düşük kalorili kömürlerin yanmasıyla bacadan tüten dumanlar nedeniyle, özelikle sabah ve akşam saatlerinde vatandaşlar zor anlar yaşıyor. Uzunköprü'de solunum yolu hastalığı bulunanların bazıları ile maske takarak sokağa çıkıyor.

'SOLUNAN HAVA AB SINIR LİMİT DEĞERLERİNİN ÜZERİNDE'

Trakya Çevre Platformu Hukuk Kurulu Üyesi ve çevreci avukat Bülent Kaçar, Trakya'nın bir çok ilçesinde yaşayan vatandaşın zehir soluduğunu öne sürüp, yetkilileri acil önlem almaya davet etti. Uzunköprü'de solunan havanın Avrupa Birliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyrettiğini söyleyen Kaçar, şöyle dedi:

"Uzunköprü'de hava kalite endeksi şuan yüzü aştığı için hava çok sağlıksız bir durumdadır. Biz Uzunköprülüler, Keşanlılar, Trakya'nın bir çok ilçesinde yurttaşlar  şu an zehir solumaktayız. Adım adım kansere çeşitli kronik hastalıklara doğru yaklaşıyoruz. Artık Trakya'da hava kirliliği bu sağlıksız yaşam, acil imdat çağrısı veriyor. Bu konuda artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İl Mahalli Çevre Kurulu, Edirne İl Sağlık Müdürlüğü derhal acilen etkin idari tedbirlerle harekete geçmek ve temiz hava hakkını, halkın sağlık hakkını acilen korumak zorundadır. Şuan kükürt toksit oranı, karbon monoksit oranı ve partikül madde on oranı Avrupa Birliliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyretmektedir. Günlerdir Uzunköprü'deki hava maalesef sağlıksızdır. ve bu konuda artık sağlıksız bir havada yaşamak bizleri sürekli hastalığa maruz bırakmaktadır. ve bu kadere mahkum olmayacağız, biz temiz bir havada sağlıklı bir yaşam sürmek istiyoruz. Bu konuda da mutlaka sağlığımız için çocuklarımız ve geleceğimiz için yetkililerin derhal acil etkin tedbirler almasını istiyoruz. Çocuklarımızı sabah akşam dışarı çıkarmaktan kaçınıyoruz. Hava o kadar kirli ki, yaşlılarımız hastalarımız ve çocuklarımız ciddi tehdit altındadır. Bu konuda Uzunköprü'de ciddi bir alarmdadır hava kirliliği ve bu konuda önlem alınmadığında bütün ilçede ciddi bir şekilde rahatsızlıkların baş göstereceği açıktır. Havadaki şu anki maddeler kanserojendir. Kimyasal zehir solumaktayız. ve bu konuda ergene kirliliğinden sonra artık Uzunköprü'nün de hava kirliliğiyle sembol haline gelmesini istemiyoruz."

'KOAH HASTASI OLDUM'

Uzunköprü ilçesinde yaşayan emekli Ahmet Duran, kirli havayı solumaktan dolayı koah hastalığına yakalandığını iddia ederek, kaloriferler yandığı saate mecbur kalmadıkça sokağa çıkmadığını söyledi. Kirli havayı solumak istemediğini söyleyen Duran, "Türkiye'nin en kirli havasını soluyorum, Koah hastasıyım. Akşam saatlerinde kaloriferler yandığında sokağa da çıkmıyorum ama mecbur kalıyorum bazen. Bu havadan dolayı hasta oldum. Doğalgaz olmadığından dolayı yıllardır bu havayı soluyoruz" dedi.

Koah hastası Zeki Aykut ise 18 yıldır sigara içmediği halde koah hastalığa yakalandığını söyledi. Ağabeyini de koah hastalığından kaybettiğini söyleyen Aykut, "Ben koah ve astım hastası olarak da tedavi görmekteyim. Bu hava kirliliği son zamanlar da hat safhaya ulaştı. Uzunköprü'de benim gibi çok sayıda koah hastası var. Yetkililer bu derdimize bir çare bulsun. Benim ağabeyim koah hastalığına yakalandığı için hayatını kaybetti. Biz sağlıklı yaşamak istiyoruz" dedi.

Emekli öğretmen Neşe Topçu da, balkona astığı çamaşırların hava kirliliği nedeniyle kirlendiğini ifade ederek, çamaşırlarını oda içinde kuruttuğunu söyledi.

'SAĞLIK AÇISINDAN TEHLİKE OLUŞTURABİLİR'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz 10 Aralıkta  günlerde Uzunköprü için 'www.havaizleme.gov.tr' internet sitesinden yayınladığı, S02 ölçülen hava kalitesi, 'sağlık açısından tehlike oluştura bilir. Nüfusun tamamı etkilenebilir' notu paylaşıldığı görüldü. Ölçümler son bir haftadır ise 'hassas' ve 'orta' şeklinde görülüyor.

Görüntü Dökümü:

----------------------------

Yukarıdan genel detay

Bacalardan tüten dumanlar

Dumanlı havadan detay

Bülent Kaçar ile röp.

Detay görüntü

Koah hastası Zeki Aykut ile röp.

Farklı açılardan detay

Koah hastası maskeli Ahmet Duran ile röp.

Uzunköprü sokaklarında oetaylar

Vatandaşlar ile röp

Kirli havadan şehir  görüntüsü detayı

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

================================================

3)PALANDÖKEN'DE EKSİ 16 DERECEDE TEOMAN KONSERİ

TÜRK Rock müziğinin sevilen ismi Teoman, Erzurum'da konser verdi. Sıcaklığın sıfırın altında 16 derece ölçüldüğü açık hava konserinde Teoman'ın ekibi sahneye postal, boğazlı kazak, eldiven ve montlarla çıktı. Deniz seviyesinden 3 bin 176 metre yükseklikteki Palandöken Dağı'nın 2 bin 400 rakımındaki Polat Erzurum Resort Hotel'in bahçesinde, soğuk havaya rağmen konser veren Teoman, hayranlarını coşturdu. Görevliler, Teoman ve ekibinin üşümemesi için sahnenin dört tarafına ısıtıcılar yerleştirdi. Teoman'ın ekibi sahneye postal, boğazlı kazak, eldiven ve montlarla çıktı. Seyircilerin üşümemesi için de belirli aralıklara konulan variller içinde ateş yakıldı. Sevinç gösterileri eşliğinde sahneye çıkan Teoman'ın, sevilen şarkılarını zaman zaman hayranları da eşlik etti. Üşümemek için sahneye kalın kıyafetlerle çıkan Teoman'ın konseri yaklaşık 1 saat sürdü.

FESTİVALLE BİRLİKTE SEZONU AÇTI

Polat Erzurum Resort Hotel Genel Müdürü Bora Kanber, kar kalitesi, çam ağaçları arasındaki uzun pistleri, yakıcı güneşi, gece kayağı, doğası ve son teknoloji tesisleriyle kış turizmin gözde kayak merkezlerinden Palandöken'de her yıl olduğu gibi bu yıl da sezonu festival havasında 'merhaba' dediklerini söyledi. İki gün iki gece süren festivalde Teoman ile birlikte Gazapizim, Ozan Doğulu ve Abdullah İnal'in sahneye çıkacağını vurgulayan Kanber, "Erzurum'daki açılış festivaline Türkiye'nin dört bir tarafından gelen gençler katılıyor. Palandöken'in 2 bin 200 metre eteklerinde, tüm Erzurum kar yağışı altında sezona 'merhaba' diyoruz. En uzunu 16 kilometre olmak üzere 40'in üzerinde pistin bulunduğu Palandöken'de ışıklandırılmış pistler sayesinde gece kayağı da yapılabiliyor. Yeni yıl için rezervasyonlar bitmek üzere. İyi bir sezon geçireceğimize inanıyorum. Kayağı özleyen herkesi Palandöken'e bekliyoruz" diye konuştu.

Açılış festivaline İstanbul'dan katıldığını söyleyen Ece Kadirli ise, "Arkadaşlarla birlikte Palandöken'e kayak için gelmiştik. Çok sevdiğimiz sanatçıların konseri olduğunu öğrenince bir taşla iki kuş vurmuş olduk. Palandöken muhteşem bir yer. Bir tarafta konser olurken, hemen yan tarafındaki ışıklandırılmış pistlerde kayak yapabiliyorsunuz. İstanbul'da uçağa bindikten 2 saat sonra kendimizi kayak pistinde bulduk" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Konser alanından detay

-Konsere katılan vatandaşlardan detay

-Kayak yapanlardan detay

-Ateş başındanısınanlar

-Teomanın sahneye çıkması

-Teomanın şarkılarına eşlik edenlerden detay

-Bora Kamber ile röp

-Konser alanından drone ile çekilen görüntü

Haber: Turgay İPEK - KAmera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

SÜRE: 5.30 BOYUT: 678 MB)

================================================

4)58 YAŞINDAKİ LİSE ÖĞRENCİSİNİN HAYALİ ÜNİVERSİTE

BURSA'nın Osmangazi ilçesinde 'öğrenmenin yaşı olmaz' idealiyle yola çıkan Meral Çınar Aytaş, 55 yaşından sonra açıktan lise eğitimine başladı. Evli ve 2 çocuk annesi Aytaş (58) en büyük hedefinin, üniversite kazanarak yabancı dil eğitimi almak olduğunu söyledi. Ailesiyle birlikte yurtdışına taşındığı için ilkokuldan sonra okuma fırsatı bulamayan Meral Çınar Aytaş, Arapça ve Osmanlıca kurslarına katılarak sosyal hayatını renklendirmek istedi. Gelişim kursları, resim kursları gibi faaliyetlerle boş zamanlarını değerlendiren Aytaş, hedefini yükselterek Açık Öğretim sınavlarına kayıt yaptırdı ve ortaokuldan mezun oldu. 55 yaşında Açık Öğretim Lisesi'ne kayıt yaptırdığını ve liseyi bitirmek üzere olduğunu belirten Aytaş'ın sıradaki hedefi üniversiteli olmak. Evli ve 2 çocuk annesi olan Aytaş, en büyük destekçisinin ise eşi Mehmet Ali Aytaş (62) olduğunu söyledi.

Eşinin de eğitimci olması sebebiyle ondan aldığı cesaretle eğitim hayatını devam ettirdiğini söyleyen Meral Çınar Aytaş, "Ailem yurt dışında yaşıyordu, bu yüzden ben de yurtdışına gitmek zorunda kaldım. Memleketimi özlediğimi hissettim ve geri döndüm. Fırsatları değerlendirmek istedim. Dışarıdan okulu bitirmeme mani bir şey yoktu. Ortaokulu açıktan bitirdim. Sonra liseye devam ettim. Şimdi de lisenin son dönemlerindeyim. Gelişim kurslarına, yağlı boya resim kursu, Osmanlıca, Arapça kursu, diksiyon kursuna katıldım. Böylelikle kendimi geliştirmeyi amaçladım. İnşallah liseyi bitirince üniversite sınavlarına da hazırlanmak istiyorum. Yabancı dil ağırlıklı bir bölüm okumak istiyorum. Yabancı dile karşı ayrı bir merakım var" dedi.

Yabancı dil bilmemenin özellikle kadınlar açısından büyük bir eksiklik olduğunu düşündüğü için dil ağırlıklı bir bölüm okumaya karar verdiğini söyleyen Aytaş, "İnsanlarımız yabancı dil öğrenmeyi sevmiyorlar. Çok kötü bir düşünce. İnsan en az bir yabancı dil öğrenmeli. Yabancı dil bilmediğimiz sürece hep küçük duruma düşeriz. Çalıştığım zaman her şey güzel gidiyor. Matematikte biraz zorlanıyorum. Geçtiğimiz dönem 14 ders seçmiştim. Bu derslerden 2'sinden kaldım, diğerlerini geçtim. Buda beni mutlu etti. Önümüzdeki iki sınavlardan sonra okul bitiyor. Yavaş yavaş üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlıyorum" ifadelerini kullandı.

Eşiyle birlikte eğitim anlamında çeşitli söyleşilere, konferanslara gittiklerini belirten Mehmet Ali Aytaş, "Eşimi her yönden destekliyorum. Haziran ayında büyük ihtimalle lise bitecek.  Önümüzdeki yıl da üniversite sınavında inşallah başarılı olur. Ben yönlendiriyorum, yardımcı oluyorum, ama daha çok kendisi kitabını alıp çalışıyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

----------------------------

-Meral Çınar Aytaş röportajı

-Mehmet Ali Aytaş röportajı

-Kitap okurken detaylar

-Ders çalışırken detaylar

-Sohbet anından detaylar

Süre: 03: 47 Boyut: 424 MB

Haber-Kamera: Enver Fatih TIKIR/Bursa,

=================================================

5)UZUNKÖPRÜ'NÜN SUYUNDAN SONRA HAVASI DA KİRLENİYOR

TRAKYA'da kirliliği ile gündemde bulunan Ergene Nehri'nin geçtiği Edirne'nin Uzunköprü ilçesi, suyun ardından havası da kirleniyor.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava İzleme Kalite Ağa'nın ölçümlerine göre 10 Aralık günü, 'sağlıksız' olarak ölçülen hava kirliliği, son günlerde 'hassas' ve 'orta' şekilde sürüyor. Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi Bülent Kaçar, ölçümlerin her gün sağlıksız olduğunu belirterek, "Şuan kükürt tok sit oranı, karbon monoksit oranı ve partikül madde on oranı Avrupa Birliliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyretmektedir" dedi.

Kirliliği ile gündemden düşmeyen Ergene Nehri'nin geçtiği Uzunköprü ilçesinin, suyunun yanı sıra havası da her geçen gün kirleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava İzleme Kalite Ağa'nın ölçümlerine göre 10 Aralık günü Türkiye'nin en sağlıksız havasının ölçüldüğü ilçede, son günlerdeki ölçümler ise, 'hassas' ve 'orta' seyrediyor. Doğalgazın bulunmadığı Uzunköprü'de, denetimi yapılmayan düşük kalorili kömürlerin yanmasıyla bacadan tüten dumanlar nedeniyle, özelikle sabah ve akşam saatlerinde vatandaşlar zor anlar yaşıyor. Uzunköprü'de solunum yolu hastalığı bulunanların bazıları ile maske takarak sokağa çıkıyor.

'SOLUNAN HAVA AB SINIR LİMİT DEĞERLERİNİN ÜZERİNDE'

Trakya Çevre Platformu Hukuk Kurulu Üyesi ve çevreci avukat Bülent Kaçar, Trakya'nın bir çok ilçesinde yaşayan vatandaşın zehir soluduğunu öne sürüp, yetkilileri acil önlem almaya davet etti. Uzunköprü'de solunan havanın Avrupa Birliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyrettiğini söyleyen Kaçar, şöyle dedi:

"Uzunköprü'de hava kalite endeksi şuan yüzü aştığı için hava çok sağlıksız bir durumdadır. Biz Uzunköprülüler, Keşanlılar, Trakya'nın bir çok ilçesinde yurttaşlar  şu an zehir solumaktayız. Adım adım kansere çeşitli kronik hastalıklara doğru yaklaşıyoruz. Artık Trakya'da hava kirliliği bu sağlıksız yaşam, acil imdat çağrısı veriyor. Bu konuda artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İl Mahalli Çevre Kurulu, Edirne İl Sağlık Müdürlüğü derhal acilen etkin idari tedbirlerle harekete geçmek ve temiz hava hakkını, halkın sağlık hakkını acilen korumak zorundadır. Şuan kükürt toksit oranı, karbon monoksit oranı ve partikül madde on oranı Avrupa Birliliği sınır limit değerlerinin üzerinde seyretmektedir. Günlerdir Uzunköprü'deki hava maalesef sağlıksızdır. ve bu konuda artık sağlıksız bir havada yaşamak bizleri sürekli hastalığa maruz bırakmaktadır. ve bu kadere mahkum olmayacağız, biz temiz bir havada sağlıklı bir yaşam sürmek istiyoruz. Bu konuda da mutlaka sağlığımız için çocuklarımız ve geleceğimiz için yetkililerin derhal acil etkin tedbirler almasını istiyoruz. Çocuklarımızı sabah akşam dışarı çıkarmaktan kaçınıyoruz. Hava o kadar kirli ki, yaşlılarımız hastalarımız ve çocuklarımız ciddi tehdit altındadır. Bu konuda Uzunköprü'de ciddi bir alarmdadır hava kirliliği ve bu konuda önlem alınmadığında bütün ilçede ciddi bir şekilde rahatsızlıkların baş göstereceği açıktır. Havadaki şu anki maddeler kanserojendir. Kimyasal zehir solumaktayız. ve bu konuda ergene kirliliğinden sonra artık Uzunköprü'nün de hava kirliliğiyle sembol haline gelmesini istemiyoruz."

'KOAH HASTASI OLDUM'

Uzunköprü ilçesinde yaşayan emekli Ahmet Duran, kirli havayı solumaktan dolayı koah hastalığına yakalandığını iddia ederek, kaloriferler yandığı saate mecbur kalmadıkça sokağa çıkmadığını söyledi. Kirli havayı solumak istemediğini söyleyen Duran, "Türkiye'nin en kirli havasını soluyorum, Koah hastasıyım. Akşam saatlerinde kaloriferler yandığında sokağa da çıkmıyorum ama mecbur kalıyorum bazen. Bu havadan dolayı hasta oldum. Doğalgaz olmadığından dolayı yıllardır bu havayı soluyoruz" dedi.

Koah hastası Zeki Aykut ise 18 yıldır sigara içmediği halde koah hastalığa yakalandığını söyledi. Ağabeyini de koah hastalığından kaybettiğini söyleyen Aykut, "Ben koah ve astım hastası olarak da tedavi görmekteyim. Bu hava kirliliği son zamanlar da hat safhaya ulaştı. Uzunköprü'de benim gibi çok sayıda koah hastası var. Yetkililer bu derdimize bir çare bulsun. Benim ağabeyim koah hastalığına yakalandığı için hayatını kaybetti. Biz sağlıklı yaşamak istiyoruz" dedi.

Emekli öğretmen Neşe Topçu da, balkona astığı çamaşırların hava kirliliği nedeniyle kirlendiğini ifade ederek, çamaşırlarını oda içinde kuruttuğunu söyledi.

'SAĞLIK AÇISINDAN TEHLİKE OLUŞTURABİLİR'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz 10 Aralıkta  günlerde Uzunköprü için 'www.havaizleme.gov.tr' internet sitesinden yayınladığı, S02 ölçülen hava kalitesi, 'sağlık açısından tehlike oluştura bilir. Nüfusun tamamı etkilenebilir' notu paylaşıldığı görüldü. Ölçümler son bir haftadır ise 'hassas' ve 'orta' şeklinde görülüyor.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Yukarıdan genel detay

Bacalardan tüten dumanlar

Dumanlı havadan detay

Bülent Kaçar ile röp.

Detay görüntü

Koah hastası Zeki Aykut ile röp.

Farklı açılardan detay

Koah hastası maskeli Ahmet Duran ile röp.

Uzunköprü sokaklarında oetaylar

Vatandaşlar ile röp

Kirli havadan şehir  görüntüsü detayı

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

=================================================

6)GERGER'DE ÇİFTÇİLERİN YÜZÜ 'MANTAR' İLE GÜLDÜ

Adıyaman'ın Gerger ilçesine bağlı köylerde yaşayan çiftçiler, havaların nemli olması nedeniyle yaşanan mantar bolluğuyla Atatürk Barajının kıyılarında yetişen mantarları toplayarak marketlere satıyor. İlçenin kırsal alanlarında yetişen ve bölgede geçim kaynağı haline gelen tepe mantarı havaların nemli olması nedeniyle bu yıl arttı. Çiftçiler topladıkları mantarı kilosu 8 liradan marketlere satıyor. Marketler ise kilosu 10 liradan vatandaşlara satıyor.  Çiftçilerden Hikmet Kurt, "Gördüğünüz gibi her yerde mantar çıkmış. Bu yıl mantar açısından bereketli oldu. Bu yıl insanlar çocuklarıyla birlikte mantara gidiyor. Gelen bir araba dolusu mantar götürüyor" dedi.

Çiftçilerden Aslan Kurt ise mantarları nem oranının lüksek olduğu Atatürk Barajı çevresinde topladıklarını belirtti.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Köylülerin mantar toplaması

Toplanan mantarlar

Aslan Kurt ile röp.

Hikmet Kurt ile röp.

Çiftçilerin mantar toplamaya gelmesi

Yerlerdeki mantarlar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 100 MB

==========================================

7)İŞİTME ENGELLİ PEMBEGÜL VE YUSUF, EVLİLİK YOLUNDA

AKSARAY'da işitme engelli Yusuf Kılıç (26), ablasının tanıştırdığı kendisi gibi işitme engelli olan Pembegül Çakmak (20) ile evlilik yolunda ilk adımı atarak nişanlandı. Çift, düğünlerini ise yaz ayında yapmayı planlıyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesinde memur olarak görev yapan Yusuf Kılıç'ı,  ablası Elif Kılıç, Umre'de  görüp arkadaş olduğu işitme engelli Pembegül Çakmak ile tanıştı. 6 ay önce tanışan çiftin evlilik kararı aldı. Bunun üzerine de memleketleri Aksaray'ın Ortaköy ilçesinde çiftin nişan töreni yapıldı. Birbirleriyle de işaret diliyle anlayan çift, mutlu olduklarını ve birbirlerini sevdiklerini ifade etti. Çift düğünlerini ise yaz ayında yapmayı planlıyor.

Görüntü Dökümü

----------------------

Çiftten detay

Nişan töreninden detay

Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA)

===========================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement