Dha yurt bülteni - 4 - Son Dakika
Güncel

Dha yurt bülteni - 4

Dha yurt bülteni - 4

Uyanık müteahhitlerin 'rant' oyunu: Otel yerine rezidanslar inşa ediliyorİzmir'in turistik ilçesi Çeşme'de bazı inşaat firmaları, otel yapmak için ruhsat alıp, otel yerine rezidanslar yapıyor.

25.09.2019 10:04

Uyanık müteahhitlerin 'rant' oyunu: Otel yerine rezidanslar inşa ediliyor

İzmir'in turistik ilçesi Çeşme'de bazı inşaat firmaları, otel yapmak için ruhsat alıp, otel yerine rezidanslar yapıyor. Havuzlu rezidanslar, yüksek fiyatlarla satışa çıkarılıyor. Birçoğu yazlık olarak kullanılan rezidanslar, Çeşme turizmini de olumsuz etkiliyor.
Turistlerin gözde adresi İzmir'in Çeşme ilçesinde, bazı inşaat firmaları otel yapmak üzere ruhsat alıyor. Turizm teşviklerinden de faydalanan firmalar, otel yerine rezidanslar inşa edip, buraları da konut olarak satıyor. Yapılanların Çeşme'de turizmcileri rahatsız ettiğini ve haksız rekabete neden olduğunu söyleyen turizmci Abdullah Aküzüm, önlem alınmasını istedi. Turizmcilerin otel yaptıktan sonra her şeyin mevzuata uygun olması halinde işletme belgesi alıp, ardından  turizm yatırım belgesi ile sıfır gümrük, sıfır KDV avantajlarından faydalandığını söyleyen Abdullah Aküzüm, "Burada amaç yatırım yaparak istihdamı sağlamak. Ama ne yazık ki bu rezidanslar, apart adında kalkıyorlar Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan yatırım teşvik belgesini alıyorlar. Götürüp belediyenin önüne koyuyorlar, imar da aldıktan sonra turizm amaçlı otel inşa etmek için yapı ruhsatı alıyorlar. Ama otel yerine rezidans yapıp satıyorlar" dedi. Turizme açılan bölgelerde turizm amacıyla kurulacak turistik oteller yerine, bu bölgelere  rezidanslar yapıldığını ancak Çeşme'nin daha çok turist ağırlaması için yatağa ihtiyacı olduğunu, imara açılan turizm alanlarında otel inşa edilmediği için istenilen yatak kapasitesine ulaşılamadığını kaydeden Aküzüm, şunları söyledi:
"Çeşme istediğimiz yatak kapasitesine ulaşamadığı için biz turizm sezonunu 12 aya çıkaramıyoruz. Çünkü uçak kaldıramazlar. 40 bin yatak olması lazım ki tur operatörleri bir yıl önceden uçağı kiralasınlar. O zaman da sorun kalmaz. Ayrıca Çeşme kaliteli bir bölge. Her şey dahil değil. Bize kaliteli turist gelmek istiyor ama ne yazık ki acenteler yatak kapasitesinden dolayı getiremiyor. Şu anda nitelikli yatak sayısı 15-16 bin civarında, pansiyonlarla birlikte 20 bini buluyor. Yatak kapasitesini artırmak için otellere ihtiyaç var."
OTEL OLARAK YAPIP KONUT OLARAK SATIYORLAR
Ekinoks İzmir Çevre ve Kültür Derneği'nin Başkanı Başak Yasemin Kumaş da, Çeşme'de turizm gelişme alanları olarak ilan edilen bütün parsellerin aslında yalnızca turizm amacıyla kullanılabileceğini, buralarda turistik tesis dışında bir şey yapılamayacağını ancak ilçede durumun böyle olmadığını belirtti. Kumaş, "Burası turizm geliştirme alanı, burada bir sürü bina var. Yeni yapılan inşaatlar var ama hiçbiri otel değil. Yaz -kış turizm yapabiliriz çünkü termal var, muhteşem bir coğrafyamız var. Fakat sürekli konut yapıp satıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, belediyeler, konuyla ilgili mutlaka çalışma başlatmalı" dedi.
Turizmin önünde engel teşkil eden bu yapılaşmanın önüne geçilmesi ve gerçek turizm yatırımları için seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Kumaş, "Bodrum ve Muğla'da nasıl bu yapıldıysa, Çeşme'de de bunun yapılmasını ve acilen önlem alınmasını istiyoruz. Burada yapılan otellerin yüzde 80'i ev olarak kullanılıyor" dedi.
'ÇEŞME'NİN RANTINI İNŞAAT FİRMALARI YİYOR'
Çeşme'nin rantını inşaat firmalarının yediğini öne süren Başak Yasemin Kumaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı, otellere yüzde 20'ye kadar satış yapma konusunda müsade verdi. Bu turizm çeşitliliği açısından önemli fakat birçok firma büyük kısmını veya yüzde 100'ünü ev olarak satmaya çalışıyor. Sürekli inşaat sektörü kazanıyor. Turizmcilerin ve turizm otelcilerinin, belediyenin bu konuda refleks göstermesi lazım. Çocuklarımızın geleceği açısından bu yazlık fikrinden artık vazgeçmemiz gerekiyor."
Çeşme'deki 6 yıl önce konutlardan satın alan evli ve iki çocuk annesi doktor Sevda Binel, "Aldığım yerin otel olarak inşa edilmek üzere ruhsat aldığını bilmiyordum. Çeşme'yi çok seviyorum. Dünyanın en güzel yeri. Ben burayı çok iyi niyetle aldım. Ama gördüğüm kadarıyla çok büyük sorunlar var. Turizme ve doğaya zararı büyük. Çünkü altyapı sorunları çözülmeden bunlar yapılmış. Ben kesinlikle betonlaşmaya karşıyım. Çeşme bu hale getirilmemeliydi. Daha da devamı gelecek, daha da betonlaşacak. Sonra ne olacak? Başka Çeşme yok" dedi.
Çeşme'de yaşayan Yaşam Koçu Semiha Çil de, duruma tepki göstererek, "Çeşme rezidans olacak bir yer değil. Gitsinler İstanbul'a, New York'a yapsınlar. Burası tatil beldesi. Buraya dinlenmeye geliyoruz. İnsan yeşille dinlenir. Rezidanslarda ne oturulur, ne yaşanır ne de dinlenilir. Kınıyorum. Çeşme gibi bir yere rezidans yapılmasını kınıyorum" dedi.

Görüntü Dökümü
------------
-Çeşme'de otel ruhsatı alarak inşa edilen rezidanslar ve tatil bölgelerindeki yapılaşmalardan görüntü
-İnşaatı devam eden rezidanslardan görüntü
-Turizmci Abdullah Aküzüm, Ekinoks İzmir Çevre ve Kültür Derneği'nin Başkanı Başak Yasemin Kumaş, ev satın alan Sevda Binel ve Çeşme'de yaşayan Semiha Çil ile röp.
-Anons
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Mustafa KÖPRÜLÜ/ İZMİR,

================

"Yazlık evlerin kışlık bakımına dikkat"

Yaz aylarının geride kalmasıyla birlikte tatillerini yazlık evlerinde geçirenler kışlık evlerine dönmeye başladı. Uzmanlar, konut sahiplerini bir dahaki yaz başında kötü bir sürprizle karşılaşmamak için uyarıyor. Evinizi rutubet, küf ve mantardan koruyarak bıraktığınız gibi bulmak için bazı önlemler alabilirsiniz.
Uzun süre boş kalan yazlıklarda yağışlar ve düşük sıcaklıklar sebebiyle  konutların zarar görmemesi için bazı önlemler almak mümkün. Özellikle çok uzak yerlerde yaşamayanların belirli aralıklarla yazlık evlerini kış aylarında da ziyaret etmesi gerektiğini belirten İzmir Ticaret Odası 67 No'lu İnşaat Yapım ve Onarım Grubu Meclis Üyesi İslam Yıldırım, yurt dışında yaşayanlar ya da evlerine en az 9 ay dönemeyecek uzaklıkta olanlara da önemli uyarılarda bulundu. Binaların dış kısımlarında bulunan yağmur suyu iniş boruları ve çatı oluklarının tıkanık olup olmamasına bakmak gerektiğini söyleyen Yıldırım, "Yağmur suyu iniş boruları ve çatı olukları kontrol edilmeli. Eğer borularda çatlak varsa yağmur binaya zarar verir. Yağmur suyu dış cepheyi deforme eder. Hatta iç cephede boya ve alçı kabarmalarına neden olur. Parkelere dahi zarar verebilir. Plastik doğramaların içinde sac bir malzeme vardır. Özellikle deniz kenarında bulunan villalarda, tuzun rüzgarla esmesi sacı çürütür. Bu nedenle panjurlar koruyucu bir görev alıyor. Denizin yakınında olan meskenlerde panjurun kullanılmasını kesinlikle öneriyoruz. Panjurlar kesinlikle kapatılmalı. Eğer yoksa da panjur yaptırılmalı. Çünkü doğramalar böylelikle daha uzun ömürlü olur. Panjur sayesinde doğramaların ömrü en az 8-10 yıl uzar" dedi.
'MAT BOYALARI TERCİH EDİN'
Kış aylarında hava almayan evlerde duvar boyalarının da aşındığını dile getiren müteahhit İslam Yıldırım, iç cephelerde mat boyaların tercih edilmesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Evler uzun süre kapalı kalacaksa hava alma sorunu yaşanır. Bunun için vatandaşlara iç cephelerde mat boyaları tercih etmelerini öneriyoruz. Silikonlu boyaları tercih ederlerse evin hava alması zorlaşır. Eğer mümkünse ortalama ayda bir kez evlerine gelip kontrol etsinler. Özellikle yağmur nedeniyle bina su alıyor mu bakılmalı. Sorun hemen fark edilirse lokal tadilatlarla telafi edilebilir. Ama 8- 9 ay sonra geleceklerse kötü bir sürprizle karşılaşabilirler."
TIKAÇLAR KAPATILMALI
Evin en çok kullanılan bölümlerinden biri olan mutfakla ilgili de bazı önerilerde bulunan İslam Yıldırım, mutfak dolaplarının kapaklarının açık bırakılması gerektiğini savundu. Dolap kapaklarının kapalı kalması halinde farklı sorunlar yaşanabileceğine dikkat çeken Yıldırım, "Kışın oluşabilecek rutubet dolapların içinde siyahlanmaya neden olur. Tüm kapaklar açık bırakılmalı. Mutfak ve banyodaki giderler tıkaçlarla tıkanmalı. Bu sayede ev uzun süre kapalı kalmasına karşın böcek ve haşerelerin eve girmesi engellenmiş olur" diye konuştu.
Urla ilçesindeki villasını yaz aylarında kullandığını ifade eden Deniz Akıncık da her yıl yaz sonunda ev içinde ve dışında kış koşullarına karşı bazı önlemler aldığını söyleyerek "Evde 2 kişi yaşıyoruz. Bir de kedimiz var. Yaz sonunda evimi kapatırken öncelikle her yerin kapalı kaldığına emin oluyorum. Ama buna karşın dolap kapaklarını açık bırakırım. Giderlerin kapalı olduğuna dikkat ederim. Çatıdaki giderlere bakamıyorum. Bu nedenle ayda bir evimi ziyaret ediyorum. Kötü bir sürprizle hiç karşılaşmadım" dedi.

Görüntü Dökümü
---------
-Yazlık evin dışından detay görüntü,
-Evin içinden görüntü,
-Pencere, doğrama, su borusu ve kapılardan detay görüntü,
-Mutfak dolaplarından görüntü,
-İslam Yıldırım ile röp,
-Anons,
-Ev sahibi Deniz Akıncık ile röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

==================

"Ev çocuklar için tuzaklarla dolu"

TÜRKİYE Halk Sağlığı Kurumu'nun araştırmasına göre çocukluk kazalarının yüzde 70-75'i evde ve evin çevresinde gerçekleşiyor. Kesikler, suda boğulma, düşme ve çarpma, elektrik çarpması, yanık gibi durumların oluşmaması için ebeveynlerin ev içinde birçok önlem alması gerekiyor. Her yıl ev kazalarına bağlı olarak hayatını kaybeden çocuk sayısının arttığını belirten Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, evin çocuk için tuzaklarla dolu olduğunu vurgulayarak, evde prizlerin kapaklı olması, ocakların arka kısımlarının kullanılması ve su dolu kovaların etrafta bırakılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan araştırmada, çocukluk kazalarının yüzde 70-75'inin ev ve evin çevresinde gerçekleştiği belirtilirken, aynı zamanda bu kazaların yüzde 58'inin ebeveynlerin yanında gerçekleştiği açıklandı. Ailelerin ev içinde kesikler, suda boğulma, düşme ve çarpma, elektrik çarpması, yanık gibi durumların oluşmaması için alması gereken önlemleri anlatan Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, her yıl ev kazalarına bağlı olarak hayatını kaybeden çocuk sayısının giderek arttığını söyledi. Kaynar sular, sabitlenmeyen eşyalar, açık unutulan pencereler ve yutulan boncuklara dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Ülkümen Rodoplu, evde prizlerin kapaklı olması, ocakların arka kısımlarının kullanılması ve su dolu kovaların etrafta bırakılmaması gerektiğine dikkat çekerek, aileleri uyardı.
'EVİN İÇİ TUZAK DOLU'
Çocukları evin içinde birçok tehlikenin beklediğini söyleyen Dr. Ülkümen Rodoplu, şunları söyledi:
"Evin içi birçok tuzakla dolu. Evin içindeki bu tuzaklara karşı da anne ve babanın detaylıca evin içine bakması gerekiyor. Tehlikeleri tespit etmesi gerekiyor. Türkiye'de trafik kazalarından sonra görülen ikinci kaza sebebi ev içi kazalarından oluşuyor. Bunun da yarısından fazlası 0-6 yaş grubunda oluyor. Anne bulaşık yıkarken, çocuk küvetin içindeki küçücük bir suda bile boğulabiliyor. Aileler kırık, çıkık, kesiler, yanık, elektrik çarpması, suda boğulma ve zehirlenmeye dikkat etmeliler. 0-3 yaş grubu çocuklar yatağından düşebiliyor ve buna bağlı olarak kafa travmaları ve kırık çıkıklar gelişebiliyor. Evin içindeki her şeyi bu yaştaki çocuklar ağzına götürme eğilimindedir. Bu nedenle bu yaş grubu çocukların oyuncaklarının küçük parçalardan oluşmaması çok önemlidir."
'İLAÇLAR KİLİT ALTINDA OLMALI'
Salon ve oturma odalarında alınması gereken önlemleri sıralayan Dr. Ülkümen Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oturma grubu içerisinde ilk aklımıza gelen televizyonlar olmalı. Sağlam görünmelerine rağmen bir çocuk bunu çok rahatlıkla çekebilir ve altında kalabilir. Çekmeceler tuzaklarla dolu. Çocuklarımız dünyayı keşfetmek için bakmak ve dokunmak zorunda. Bu çekmecenin içinde karşılaşacakları ilaçları alabilirler. Bunlar mutlaka kilit altında olmalı. Çekmecelerde çocukların ulaşabileceği yerlerde makas ve tornavida gibi kesici aletler bulunmamalı. Acil servislerde bu tür kazalarla çok sık karşılaşıyoruz. Elektrik çarpmalarının oluşmaması için prizlerin kapaklı olmasını öneriyoruz. Anne mutfakta yemek yaparken çocuk elindeki bir metal parçayı prize sokabilir. Elektriğin mutlaka kontrol altında olması gerekiyor. Çocukla tüm gün beraber olmak yetmiyor. Yemeğe veya telefonda konuşmaya daldığımızda bir saniye içinde bir kaza gelişebilir. Camların da mutlaka kapalı ve kilitli olması gerekiyor. Çocuk açık kalan camlardan bir sandalye ve masa üzerine çıkarak dışarıya bakmak isteyebiliyor. Çoklu organ yaralanmaları ve kırıklar çıkıklar meydana gelebiliyor."
'OCAĞIN ARKA BÖLÜMLERİNİ KULLANIN'
Ailelerin en dikkatli olması gereken yerin mutfak olduğunu ifade eden Dr. Ülkümen Rodoplu, "Mutfak denilince yemek yapılan alan olduğu için ilk olarak akla ateş ve elektrik çarpmaları geliyor. Dört bölmeli bir ocakta ailelerin muhakkak arka taraftaki bölümleri kullanmayı alışkanlık haline getirmesi gerekiyor. Ön tarafta kullandığımızda evdeki çocuk koşup buna çarpabiliyor veya tencereyi, tavayı tutup çekebiliyor. En çok buna bağlı olarak yanıklarla karşılaşıyoruz ve maalesef bazıları ölümle sonuçlanıyor. Çatal ve bıçakların bulunduğu çekmecelerin mutlaka kilit altında olması gerekiyor. Öte yandan kibrit, çakmak ve bulaşık malzemelerinin de yüksekte ve çocukların ulaşamayacağı alanda saklanması gerekiyor" dedi.
SUDA BOĞULMALARA DİKKAT
Banyolarda ise klozet kapaklarının yeni doğan ve emekleyen çocuklar için kilitli olması gerektiğini söyleyen Dr. Ülkümen Rodoplu, "Klozet boğulmaları çok sık karşılaşılan problemlerden biri. Banyoda suyu ısıtmak amacıyla kullanılan makinelerin de dışarı alınmasını öneriyoruz. Bunlar eğer tüplü ise zehirlenme vakalarıyla karşılaşıyoruz bu durum da tüm aileyi tehdit ediyor. Zaman zaman su kesintileri olduğu için anne babalar ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla içi su dolu kovalar bulunduruyor. Eğer evinizde 0-3 yaş arası çocuk varsa kesinlikle içi su dolu kova bulundurmamak gerekiyor" şeklinde konuştu.
'GÖZÜMÜZDEN AYIRMAMAYA ÇALIŞIYORUZ'
3 yaşındaki Asya'nın annesi Funda Yılmaz ise, "Çocuklarımızı artık gözümüzün önünden ayırmamaya çalışıyoruz. Mutfakta alt dolaba yağ şişesi koydum, kızım Asya bu şişeye ulaşıp onu halıya döktü. O günden beri yağ şişesini alt kısımlara koymamaya çalışıyorum. Bir gün babasını kapıda karşılarken parmağını kapıya sıkıştırdı ve artık kapıları birlikte açıyoruz. Pencerelerde sineklik olsa da bu yeterli olmuyor. Bir arkadaşımın çocuğunu tam pencereden aşağı düşerken yakaladım. O günden beri pencereyi tam açmıyorum. Pencereyi sadece yukardan açıyorum. En ufak bir dikkatsizlik büyük kazalara yol açabiliyor bu yüzden çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmamak gerekiyor" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------
-Ülkümen Rodoplu ile röp.
-Salonda alınacak önlemler
-Mutfakta alınacak önlemler
-Banyoda alınacak önlemler
-Funda Yılmaz ile röp.
-Muhabir anonsları
-Genel detay çocuk görüntüleri

Haber: Hande NAYMAN Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR,

========================

Giyim mağazasında hırsızlık kamerada

Samsun'da bir giyim mağazasında alışveriş yapan S.A.'nın (40) sırt çantasındaki cüzdanından para çalındığı anlar, işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, 14 Eylül günü İlkadım ilçesi Kale Mahallesi'nde bir giyim mağazasında meydana geldi. Alışveriş yapmak üzere mağazaya gelen S.A., aldığı ürünlerin parasını ödemek için kasaya gittiği sırada cüzdanından 165 TL'nin çalındığını fark etti. S.A. bunun üzerine polise başvurarak şikayetçi oldu. İhbar üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Bürosu dedektifleri, şüphelin yakalanması için çalışma başlattı. Polis ekipleri, mağazanın güvenlik kameralarını inceledi. Kamera kayıtlarında, henüz kimliği belirlenemeyen şüphelinin, arandığı belirtildi.
HIRSIZLIK ANI KAMERADA
Öte yandan mağazadaki hırsızlık anı da güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde mavi eşarplı şüphelinin, S.A.'yı merdivende ve mağaza içinde takip ederek sırt çantasından çaldığı cüzdanı içinden parayı aldıktan sonra cüzdanı yeniden çantaya geri bırakıp mağazadan ayrıldığı görülüyor.

Görüntü Dökümü
----
Şüphelinin mağazaya giriş yapan S.A.'yı takip etmesi
Şüphelinin S.A.'nın peşinden üst kata cıkması
Şüphelinin S.A.'nın çantasından el çabukluğu yoluyla cüzdanını çalması
Şüphelinin S.A.'dan çaldığı cüzdanda bulunan parayı alması
Şüphelinin içini boşalttığı cüzdanı S.A.'nın çantasına geri koyması

(SURE: 01.42 DK) (BOYUT: 191 MB)

Haber-Kamera: Tayfur KARA/SAMSUN,

================

Atölyesinde kişiye özel tasarladığı bendirleri dünyaya satıyor

Eskişehir'de sivil havacılık eğitimini bırakıp 5 yıl önce kurduğu küçük atölyesinde klasik Türk müziğinde kullanılan ritim çalgılarından biri olan 'havalı bendir'i kişiye özel olarak tasarlayan Melih Özmen (32), aralarında Amerika, Almanya ve İngiltere'nin olduğu çok sayıda ülkeye ihraç ediyor.
Eskişehir'de oturan öğretmen anne babanın 3 çocuğundan biri olan Melih Özmen, Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrenciyken yapmak istediği mesleğin bu olmadığını karar verdi. Çocukluğundan bu yana içinde olduğu müzikle ilgili bir iş yapmaya karar veren Özmen, kendi kendine öğrendiği bendir yapımında kısa sürede usta oldu. Yaklaşık 5 yıl önce 'Bendirhane' adıyla küçük bir atölye kuran Özmen, kişiye özel tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Avrupa'da yaşayan Türk müzisyenlerin yanı sıra ABD, Malta, Singapur, Lübnan, Yunanistan, İngiltere, Romanya, Almanya, Rusya ve Şili'nden yabancı müzisyenlere havalı bendir tasarlayan Melih Özmen internet ve sosyal medya sayesinde dünyaya açıldı.
'ENSTÜRÜMAN ALAMIYORSAM, YAPARIM'
Annesinin mutfakta yemek yaparken seslendirdiği şarkılara ritim tutarak eşlik ettiğini ve ritim duygusunun burada gelişmeye başladığını ifade eden Melih Özmen, pahalı olan müzik enstrümanları almak yerine ise yapmaya başladığını söyledi. Özmen, "Annem mutfakta iş yaparken çok güzel Türk Sanat müziği söylerdi. Bende orada bulduğum koltuk, masa veya sıra ne varsa vurmaya özen gösterirdim. Anladığım kadarıyla müzik kulağım orada gelişti diyebilirim. Zaman içerisinde müzik aletleri hayatımda başka bir yer edindi. Çünkü hepsinin ayrı dili vardı. Bu dilin şifrelerini çözmenin içimde bir türlü metodunu geliştirebildiğimi düşündüm. Bu süreçte birçok enstrüman aldım. Tabii müzik pahalı bir sektör olduğu için özellikle enstrüman pahalı bir sektör olduğu için zaman içerisinde alamazsam ne yapabilirim noktasına dönüştü iş ve eğer alamıyorsam yapabilirim demeye başladım" dedi.
SİVİL HAVACILIK OKURKEN MÜZİĞE GEÇTİ
Müzisyen ve enstrüman yapımcısı Melih Özmen, üniversitede sivil havacılık eğitimi aldığı sırada asıl istediği mesleğin bu olmadığını anlayıp kendisine müzikli bir yaşamı seçti. Bu kararının ardından müziğin eğiminin de önüne geçtiğini anlatan Özmen, "Aslında evet Sivil Havacılık okudum ve bunun yanında çocukluktan gelen müzik merakım vardı ama Sabahattin Ali'nin çok güzel bir sözü var aslında bu konu ile ilgili, 'Hayatta oldum ki kani, musiki oluyor tahsile mani. Benimki de biraz bu sözle bağlantılı çünkü eğitim hayatımın önüne geçmek zorunda kaldı müzik. Bu arayışta Sivil Havacılık çok aradığım bir şey miydi bilmiyorum çok emek verdim ama şuan bu işi yaptığım için çok mutluyum. En azında kendi özümün burada olduğunu anlıyorum yaptığım iş kesinlikle keyif veriyor. Bu bana yük gibi gelmiyor onu söyleyebilirimö şeklinde konuştu.
10 ÜLKEYE SİPARİŞ GÖNDERİYOR
Klasik Türk müziğinde vurmalı ritim çalgılarından biri olan bendirin bu aşamadan sonra hayatını girdiğini anlatan Melih Özmen, Türkiye'de başta olmak üzere dünyanın bir çok noktasındaki müzisyenlere havalı bendir üretiyor. Bir bendirin yaklaşık 30 günlük sürede tamamlandığını ve özen isteyen bir süreç olduğunu belirten Melih Özmen, "Amerika, Singapur, Romanya, Yunanistan, Şili, Malta ve Rusya gibi ülkeler var. Alanların çoğu Türk müzisyen değil. Almanya'da Türk çok olduğu için Almanya'ya gidiyor. Onun dışında geri kalan ülkelerde yabancı müzisyen dostlarla çalışıyoruz. Bir bendir özelliğine göre kullanılan malzemesine göre harcanan emeğe göre değişik zamanlar çerçevesinde yapılıyor. Bunu en düşük noktasından ele alırsak 1 hafta ile 30 gün arasında süren bendir çeşitleri var. Çünkü yapım teknikleri değişiyor hepsi ayrı tekniklerde yapılıyor. Zaten kişiye özel tasarımlar var ki en çokta zamanı etkileyen unsur da bu. Bu süreçte çizimleri yapmamız gerekiyor, ağacın kendine has yapısından kaynaklı işleme süreleri değişiyor. Derinin işleme süresi ve boyama tekniklerinin uygulanma süreleri değişebiliyorö dedi.
'İKİ CANI BİR ARAYA GETİRMEK KEYİF VERİYOR'
Ağaçtan yapılan kasnakla genellikle oğlak ve keçi derisinden gererek yaptığı havalı bendirin 'iki canın birleşmesi' olarak gördüğünü ifade eden Özmen, "Benden önce yaşamış ağaçlar oluyor belki yüzyıllardır dünyada var olmuşlar. Çok güzel meralarda gezmiş oğlak ve keçi gibi derisini kullandığımız canlar var. İki canın yan yana getirilmesinin benim elimde oluyor olması bana inanılmaz bir keyif veriyor. Daha değerli hissettiriyor. Onları sanki tekrardan hayata döndürmüş gibi hissediyorum. Bu çok ama çok büyük bir mutluluk benim için. Genel çerçevede işimin bu olması ve hayatıma tesir etmiş olması hepsini iç içe hep beraber yürütebiliyor olmak inanılmaz büyük bir mutluluk verici" diye konuştu.
Melih Özmen, kent merkezindeki küçük bir pasajda tasarımlarını yaptığını, ahşap ustası dostu Emirhan Sertyalçın ile çıraklığını yapan Serkan Kirlik da kendine yardım ettiğini belirtirken, tasarımlarının 3 bin liraya kadar fiyatlarla satıldığını da sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü
------------
-Bendir atölyesi
-Melih Özmen'in çalıştığı masa
-Kasnak ve atölyedeki bendirler
-Bendir yapımından detaylar
-Deri germesi
-Bendirin tamamlanması
-Bendiri test etmesi
-Melih Özmen ile röp.
-Muhabir Engin ÖZMEN anons
-Bendir çalgı detay
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,-

====================

Çıralı'daki kum zambağı sayısı yüzde 30 arttı

Antalya'nın Kemer ilçesindeki dünyaca ünlü Çıralı sahilinde nesli tükenmekte olan ve zarar verildiğinde ya da koparıldığında 60 bin 163 lira cezası bulunan kum zambakları, caretta carettalar için yapılan düzenlemeler sayesinde yüzde 30 oranında çoğaldı.
Türk turizminin lokomotifi Antalya'nın en çok turist çeken cazibe merkezlerinden Kemer'de nesli tükenme tehlikesinde olan koruma altındaki kum zambaklarının sayısında önemli oranda artış gözlendi. Yine nesli tehlikede olan caretta caretta kaplumbağalarının üreme alanı olan Çıralı'da alınan bir dizi önlem sayesinde kum zambaklarının sayısında yüzde 30 oranında artış gözlendi. Dünya Doğa Koruma Birliği tarafından koruma altına alınan kum zambağını koparan veya zarar veren kişilere geçen yıl uygulanan 48 bin 625 lira para cezası ise bu yıl 60 bin 163 lira oldu.
'ÖBEK ÖBEK BİRÇOK ALANDA ÇIKMAYA BAŞLADILAR'
Ulupınar Mahalle Muhtarı ve Ulupınar Çevre Koruma Kooperatif Başkanı Habip Altınkaya, "Çıralı sahilimiz birçok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan biri de kum zambakları. Artık deniz kaplumbağası üreme sezonu bitti ama kum zambakları sezonu açmaya başladı. Deniz kaplumbağası koruma ve izleme çalışması yapmamız nedeniyle de sahildeki araç girişini, insan sirkülasyonunu engellemeye çalıştığımız zaman artık sahildeki kum zambakları artmaya başladı. Öbek öbek birçok alanda çıkmaya başladılar ki doğayı koruduğumuz sürece kendini en kısa sürede tamamlıyor. Çok güzel bir görüntü oluşturmaya başladılar" dedi.
'ÇIRALI İÇİN DE GÜZEL BİR GÖRÜNTÜ OLUŞTURDULAR'
Herkesi Çıralı'daki kum zambaklarını görmeye davet eden ancak koparmaları ya da zarar vermeleri durumunda çok ciddi para cezalarıyla karşı karşıya kalabileceklerine vurgu yapan Habip Altınkaya, "Her yıl yüzde 20 ile yüzde 30 arasında artış var. Tabii bu alanda araç girişleri ve insan baskısının olmaması süresince kendilerini toparladılar. Çıralı için de güzel bir görüntü oluşturdular. Bütün misafirlerimizi bu konuda hassas olmalarını bekliyoruz. Kesinlikle zarar vermelerini ya da koparmalarını istemiyoruz. Çünkü maddi olarak da çok ağır para cezaları var. Yani dikkat etmelerini talep ediyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
----------
- Güneş ve kum zambağı
-Kum zambakları genel
-Kum zambağı yakın detay
-Kum zambağı denizle birlikte detay
-Habip Altınkaya röportaj
-Yeni filizlenen kum zambakları detay
-Habip Altınkaya röportaj
-Kum zambakları detay
-Habip Altınkaya röportaj
-Kum zambakları yakın detay
-Habip Altınkaya kum zambaklarının etrafını taş ile çevirirken detay
-Güneşle birlikte kum zambakları
-Kafesle koruma altına alınan kum zambağı detay

251 MB/// 02.17"

Haber-Kamera: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha yurt bülteni - 4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement