Van ve Bitlis'teki yaylalarda, yaz aylarında konaklayan göçerler, havanın soğumasıyla evlerine dönmeye başladı. Mardin'in Nusaybin ilçesindeki evlerine, 3 ayı bulacak yolculuğa çıkan göçerler, cep telefonlarını şarj etme ve çadırlarındaki aydınlatma ihtiyaçlarını seyyar güneş panelleriyle gideriyor.
Kış mevsiminin etkili olmasıyla Van ve Bitlis'teki yaylalarında yaz boyunca kalan göçerlerin evlerine dönüşleri başladı. Batman'ın Gercüş ilçesi üzerinden Mardin'in Nusaybin ilçesindeki evlerine dönüş yolculuğuna çıkan göçerler, bazen kara yolunu bazen de arazi ve dağlık alanları kullanıp, birçok zorlukla da karşı karşıya kalıyor. 3 ay süren yolculuklarında göçerler, çadırlarındaki aydınlatma ve cep telefonlarını şarj etmek için seyyar güneş panelleri kullanıyor.
Göçerlerden Ali Türkoğlu, dağlık alanlar ile kara yollarını kullanarak, eve dönmeye çalıştıklarını söyledi. Türkoğlu, zorlu yolculuk sırasında, bazen sürücülerin araçlarıyla sürülerine çarpması sonucu hayvanlarının telef olduğunu belirterek, "3 ay yollarda kalıyoruz. Hem dağ yolunu hem de kara yolunu kullanıyoruz. Yağmurlu ve çamurlu yollarda çok zorlanıyoruz. Bitlis'ten geliyoruz. Mardin'in Nusaybin ilçesine gidiyoruz. Göçerlik çok zahmet gerektiren bir iştir. Geçen gün kara yolunda ilerlerken bizim arkadaşların sürüsüne araç çarptı. Hem mağdur oluyoruz hem de karşı tarafın aracını yapmak zorunda kalıyoruz" dedi.
Görüntü Dötükümü-----------Göçerlerin karayolunda yolculuğu-Sürülerden görüntü-Göçerlerin çadırları-Çadırlarda bulunan güneş panelleri-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: BATMAN,
===========================
Karadeniz'de havalar soğudu, köyler sessizliğe büründü
Karadeniz'de yaz aylarında muhteşem doğada yaylacılık kültürünü sürdüren misafirlerini ağırlayan yaylalar ve köyler, kış aylarının yaklaşmasıyla hüzünlü güz vedası yaşıyor. Artvin'in Şavşat ilçesinde, yaz için köylerine gelenler, havaların soğumasıyla kente geri dönüyor. Sonbahar güzelliklerinin yaşandığı köyler, göçle de sessizliğe bürünüyor.Karadeniz'de yaz aylarında hayvancılık yaparak elde ettikleri sütten tereyağı ve peynir çeşitleri yapan yayla sakinleri, aile ekonomilerine katkı sağlıyor. Ağaçların büründüğü sarı, yeşil, kahverengi ve kırmızı tonlarının yoğun yaşandığı yaylalarda eşsiz manzaralar eşliğinde kışlık ihtiyaçlarını tamamlayan yaylacılar, beraberinde getirdikleri hayvanlarıyla geri dönmeye başlıyor. Bölgede havaların soğumasıyla, yaylaların yanı sıra, köylerde de yaşayanların çoğu, kent merkezindeki evlerine geri dönüyor. Artvin'in Şavşat ilçesindeki vatandaşlar da, kış şartlarının etkisini göstermeye başlamasıyla köy evlerini terk ediyor. Sonbahar güzelliklerinin yaşandığı köyler, kente başlayan göçle, adeta sessizliğe bürünüyor.'GÖÇ KÖYÜMÜZÜ GARİP BIRAKIYOR'Köy sakini İmsak Kılıç, sonbaharın güneşli günlerini değerlendirdikleri, kendilerinin de köyden ayrılacaklarını söyleyerek, "Bu göç olayı köylerimizi evlerimizi çok garip bırakıyor. Üzülerek de olsa kışları köylerimizden ayrılmak zorunda kalıyoruz. Sonbaharla beraber meyvelerimizi topladık ve kışlık malzemeler hazırladık. Pekmez, pestil yaptık, meyveleri kuruttuk. Tabi ki hepsini toplayamadık. Kalanları dalında bıraktık. Onlardan da yaban hayvanları faydalanacak" dedi.'KIŞ GELDİ KÖYÜMÜZ BOŞALDI'Yaz mevsiminin başlaması ile köye gelen Fatma Keskin de, kış mevsiminin yaklaşması ile yaşadığı İstanbul'a gitmek için hazırladıklarını belirterek, "Kış geldi, köyümüz boşaldı, mahallede birkaç hane kaldı. Meyvelerimizi değerlendirmek için güneşli günleri değerlendiriyoruz. Götürebileceğimiz kadar pekmez, pestil gibi ürünler yaparak meyvelerimizi tüketmeye çalışıyoruz. Ancak bu yıl çok verimliydi, hepsini bitiremeyeceğiz. Meyveler çok insanlar az olunca meyveleri dalında bırakarak çürümeye terk edeceğiz mecburen. Köyde sakinleşince acıkan ayılar evlerin yanına kadar geliyor ve maalesef meyve ağaçlarımızın dallarını kırarak büyük zararlar veriyor. Yapacağımız bir şey yokö diye konuştu.
Görüntü dökümü-----------Köylerden sonbahar manzaraları-Dalında meyvesi ile terk edilen meyve ağaçları-Balkonlara branda çekilen evler-Ayıların zarar verdiği meyve ağaçları-köy sakinleri ile röportaj-muhabir anons(Arzu Erbaş)
BOYUT: 1.75 GB
Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ,
====================
Erim bebek, anne ve babasına evlilik yıl dönümü hediyesi
Antalya'da anne karnında 'fetal hidrotoraks' tanısı konulan Erim bebek, sezaryenle dünyaya geldikten hemen sonra solunum cihazına bağlandı. Yeni doğan yoğun bakım ünitesine alınan bebeğin akciğerlerinde biriken 250 cc sıvı, cerrahi müdahaleyle boşaltıldı. Bebeğine 18 günün sonunda sarılabilen Hatice Durukan (24), "Bebeğimiz ikinci evlilik yıl dönümümüzde dünyaya geldi. Bize evlilik yıl dönümü hediyesi oldu" dedi.Antalya'nın Kumluca ilçesinde yaşayan 2 yıllık evli Hatice (24) ve Yusuf Durukan (27) çifti, mutluluklarını bebekle taçlandırmak istedi. Anne adayının karnındaki bebeğe, 32 haftalıkken 'fetal hidrotoraks' tanısı konuldu. Bebeğin akciğerleriyle göğüs kafesi arasında sıvı biriktiğini öğrenen çift, konuyla ilgili araştırma yapmaya başladı. Antalya'da özel bir hastanede bu tip bebeklere müdahale edilebildiğini öğrenen çift, hemen hastaneye başvurdu. Doktorların sunduğu, anne karnında müdahale ile doğumdan sonra müdahale olmak üzere 2 seçeneği değerlendiren çift, bebeğin akciğerlerinin gelişimini sağlamak için anneye iğne yapılmasını, doğumdan sonraysa bebeğe müdahale edilmesini kabul etti.ANNE KOKUSUNDAN UZAK YAŞAM SAVAŞI VERDİHatice Durukan, 32 haftalıkken bebeğini sezaryenle dünyaya getirdi. Doğumdan sonra bebeğini kucağına alamayan anne, onu sadece yeni doğan yoğun bakımda uzaktan gördü. 1 kilo 900 gram dünyaya gelen Erim bebek, solunum sıkıntısı nedeniyle solunum cihazına bağlandı. Yeni doğan yoğun bakım ünitesinde cerrahi müdahaleyle akciğerleriyle göğüs kafesi arasındaki 250 cc sıvı tüple boşaltılan bebek, 18 gün boyunca anne kokusundan uzak yaşam savaşı verdi. Yaşadıkları zorlu sürecin ardından bebeklerinin sağlığına kavuşmasından dolayı çok mutlu olduklarını anlatan çift, ikinci evlilik yıldönümleri olan 23 Eylül'de dünyaya gelen Erim bebeğin, her şeye rağmen kendilerine bir evlilik yıldönümü hediyesi olduğunu söyledi. 18 gün boyunca bebeğini öpüp koklayamayan anne şimdiyse minik Erim'i kucağından indirmiyor. 'ERİM BEBEK BİZE HEDİYE OLARAK GELDİ'Bebekleriyle artık zorlu dönemi geride bıraktıklarını belirten Hatice Durukan, bir anne adayı olarak bebeğine ilk teşhis konulduğunda kendini çok kötü hissettiğini anlattı. Gözyaşları içinde geçen sürecin çok kötü olduğunu söyleyen Durukan, "Dışarı çok fazla yansıtamasam da içimde çok zor bir süreç yaşadım. Bu süreç bebeğimi hastaneden çıkarana kadar sürdü" dedi. Erken doğuma olumsuz düşüncelerle girdiğini ama dua etmekten vazgeçmediğini ifade eden Hatice Durukan, "Doğumdan sonra bebeğimi görmek ve dokunmak istedim ama göremedim. Çünkü doğar doğmaz solunum yetersizliği nedeniyle cihaza bağlandı. O günün akşamında bebeğimi sadece yoğun bakımda uzaktan görebildim. Dokunmamız yasaktı. Sadece baktık. 18 gün boyunca bebeğimi sadece bir kez kucağıma aldım. Şimdiyse kucağımdan indirmiyorum" diye konuştu. Bunca olumsuzluğa rağmen evliliğimizin ikinci yıldönümü olan 23 Eylül'de, Erim bebek bize hediye olarak geldi" dedi. Baba Yusuf Durukan ise bebeğin hastalığının tanısını öğrendiklerinde hastanenin bahçesinde saatlerce oturup düşündüklerini söyledi. Antalya'da özel bir hastaneye başvurduklarında doktorların kendilerine seçenekleri ve riskleri anlattığını belirten Durukan, "Artık her şeyi kabul etmiştik. Çok şükür bebeğimiz sağlığına kavuştu. Doktorlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi. 10-15 BİN BEBEKTE BİR GÖRÜLÜYORBebeğin durumuyla ilgili bilgi veren Yenidoğan, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aşkın Güra Bayık, şunları söyledi: "Anne karnında göbek kordonuyla oksijen alan bebek, ilk ağlamayla akciğeri devreye sokar. Ancak Erim bebek gibi bebeklerin, akciğer ile göğüs kafesi arasındaki sıvı nedeniyle akciğerler görev yapamadığı için çok hızlı bir şekilde solunum cihazına bağlanıp biriken sıvının boşaltılması gerekir. Biz de çocuk cerrahımızla birlikte doğumda hazır bulunduk. Bebek doğar doğmaz solunum cihazına bağladık. Ardından akciğerinin her iki tarafına cerrahi müdahaleyle tüp takılıp sıvıyı boşalttık. Sonra yeni doğan yoğun bakıma aldık. Bir süre sonra da solunum cihazından ayırıp normal nefes almasını ve beslenmesini sağladık." Bu hastalığın 10-15 bin bebekte bir görüldüğünü sözlerine ekleyen Dr. Bayık, "Erim bebek bizim uzun süredir görmediğimiz bir vakaydı. Başarıyla tedavisini uyguladık" diye konuştu.ERİN BEBEK 32'NCİ HAFTADA DOĞDUBebeğe anne karnında tanıyı koyan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Eftal Avcı ise bebekte akciğerler ve göğüs kafesi arasında biriken sıvıdan etkilenen kalbin sağa doğru itilmiş olduğunu söyledi. Doç. Dr. Avcı, "Bu durumda yapılacak iki seçenek vardı. Biri anne karnında müdahale etmek ki bu işlemin de riskleri var. Diğeri ise bebeğin akciğerlerini geliştirici iğne yapıp doğum sonrası müdahaleydi. Biz ikinci seçeneği uyguladık. Erim bebek 32'nci haftada doğmuş oldu" dedi. AKCİĞERLERİNDEN 250 CC SIVI BOŞALTILDIErim bebek doğar doğmaz akciğerleri ve göğüs kafesi arasında biriken sıvıyı boşalttığını belirten Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Selim Demirezen de bebeğin akciğerlerinden tüp aracılığıyla 250 cc sıvının dışarı atıldığını belirtti. Bu miktarın 1 kilo 900 gram doğmuş bir bebek için hayli fazla olduğunu belirten Op.Dr. Demirezen, bebeğin şu anda gayet sağlıklı olduğunu sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü-------------Ailenin doktorun odasına girmesiDoktor ve ailenin konuşmasıDoktorun bebeği muayenesiBebekten detay görüntülerUzm. Dr. Aşkın Güra'nın röportajıAile ve bebeğin görüntüsüAnne ve bebekten detayAnne ve babanın röportajı1Anne, baba ve bebek detayAnne ve babanın röportajı2Doktor ve annenin detay görüntüsüDr. Aşkın Güra Bayık, doktorun röportajıDoktorların ve bebeğin detayDoç. Dr. Eftal Avcı doktorun röportajı
Haber: Selma KUNAR, Kamera: Aslı DURAN/ANTALYA,
===========================
Otomobil ile tramvay yoluna giren sürücüye 4 bin lira ceza
KONYA'da, otomobili ile tramvay yoluna giren sürücü H.S.'ye, 4 bin 144 TL para cezası kesildi.Geçen cuma akşamı merkez Selçuklu ilçesi Bedir Mahallesi Yeni İstanbul Caddesi üzerindeki tramvay hattında kaydedilen görüntülerde, bir otomobilin, dörtlüleri yanık halde, uzun süre raylarda ilerlediği görüldü. Araç daha sonra yola çıkıp, trafiğe karıştı.Vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine harekete geçen Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, otomobilin gidiş yönündeki şehir kameralarını incelemeye aldı. Otomobilin plakası ile sürücüsü tespit edildi. Sürücü H.S.'ye, 'ehliyetsiz araç kullanmak ve trafik güvenliini tehlikeye düşürmek' suçlarından toplam 4 bin 144 TL para cezası uygulandı.
Görüntü Dökümü-------------Otomobilin tramvay yolundan gitmesi
Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA,
===================
Erzurum'da, 2 ev, 2 ahır ve 1 samanlık yandı
Erzurum'da çıkan yangında, 2 ev ve 2 ahır ile 1 samanlık kullanılmaz hale geldi, 5 bin balya ot ile 10 ton saman yandı.Merkez Yakutiye ilçesinin kırsal Yeşildere Mahallesi'nde oturan Nizamettin Kuş'a ait ahırda, dün gece saatlerinde yangın çıktı. Alevler kısa sürede Lütfü ve Ömer Kars kardeşlere ait ev ve ahırlar ile hayvanların kışın tüketilmesi için biçilip yığılan otlara sıçradı. İhbar üzerine mahalleye Erzurum Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekibi sevk edildi. 7 araç ve 20 personelle müdahale eden yangın, sabaha karşı güçlükle kontrol altına alına alınarak söndürüldü. Yangında, Lütfü ve Ömer Kars kardeşlerle Nizamettin Kuş'a ait 2 ev, 2 ahır, bir samanlık kullanılmaz hale geldi, 5 bin balya ot ile 10 ton saman zarar gördü. Dumandan etkilenen 2 itfaiye görevlisi ile 4 vatandaşa ise hazır bekleyen ambulansta müdahale edildi.Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
Görüntü Dökümü--------------İş makinesi ve itfayi ekibinin yangına müdahalesi-Yangından genel ve detaylar-Yangını söndürme çalışmaları
Haber-Kamera: ERZURUM,
=============================
Dolunun vurduğu armutlardan pekmez yaptı
Çanakkale'de, 10 yıldır deveci armudu yetiştiriciliği yapan İlhan Gürel (44), dolu yağmasıyla zarar gören 10 ton deveci armudunu pekmez yaparak değerlendirdi. Armutlardan 1 ton 100 kilo pekmez yapan Gürel, "Güzel ürün elde ettik. Armut pekmezinin faydaları da varmış. Tadı da güzel. Kilosunu 30 liradan satışa sunacağız" dedi.Ayvacık ilçesinde market işleten İlhan Gürel, ilçenin Çayiçi mevkisindeki 22 dönümlük bahçesinde üretime başladığı deveci armudundan, bu yıl 40 tona yakın bir verim elde etti. Ürettiği deveci armutlarının 20 tonunu toplayıp piyasaya sürdü. Geçtiğimiz günlerde yaşanan 10 dakikalık dolu yağışından sonra ağaçlardaki 20 ton armuttan 10 tonu zarar gördü. Gürel, zarar gören tonlarca deve armudunu pekmez yaparak değerlendirdi.Gürel, "Bir gece saatlerinde yağmurla beraber 10 dakika dolu yağdı. Dolu yağışı da armutlarımıza zarar verdi. Armutlara leke yaptırdı. Biz de bu armutlarımızı nasıl değerlendiririz diye düşündük. Armut pekmezi aklımıza geldi. Bize bu fikri tavsiye ettiler. Armut pekmezini biz de denedik. Çok güzel bir ürün ortaya çıktı. Deveci armudundan pekmez elde ettikö şeklinde konuştu.10 TON ARMUTTAN 1 TON 100 KİLO PEKMEZ ELDE ETTİDolu yağışı sonrasında zarar gören 10 ton deveci armudundan pekmez yapmaya başladığını söyleyen Gürel, "10 ton kadar bir armudu pekmeze çevirdik. 1 ton 100 kilo kadar pekmez elde ettik. Elde ettiğimiz pekmez güzel. Pekmezin faydalarını da araştırdık. Armut pekmezinin birçok faydası varmış. Tadı da güzel" dedi.Deveci armudu pekmezinin yapım aşamasını anlatan Gürel, şöyle konuştu: "Dalından topladıktan sonra armutları parçalara ayırıyoruz. Kazanlara koyuyoruz. Kazanlarda kesilen armut parçalarını kaynatıyoruz. Suyunu güzelce çıkartıyoruz. Sonra presimiz var. Bunları süzgüye koyup presliyoruz ve suyunu alıyoruz. Suyunu aldıktan sonra yine kaynama aşaması var. Hiçbir şey yok bunda. Sadece suyunu kaynatarak pekmezi yoğunlaştırıyoruz. Kıvamına gelince kazandan çıkartıyoruz ve soğumaya alıyoruz. Bir gün dinlenme süreci için bekletiyoruz. Ondan sonra da kavanozlara şişeliyoruz."Önceki yıllarda Ayvacık bölgesinde armut pekmezi üretildiğini de ifade eden Gürel, "Deveci armudu pekmezimize bölgeden talepler oluyor. Bu pekmezi eskiler yapıyormuş. Üzüm pekmezi bizim bu bölgede daha çok üretilir. Daha önceki yıllarda burada çok armut üretildiğinden dolayı pekmezi de yapılıyormuş. Tabi hava şartlarından dolayı ağaçlar kurumuş. Biz tekrar armuda dönüş yaptık. Bana ürettiğim armut pekmezini soruyorlar. Yani bir talep de var. Tadı da güzel ve tamamen doğalö dedi. Gürel, ürettiği deveci armudu pekmezini kilosu 30 liradan satışa sunacağını belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ------------Pekmez yapımından genel ve detay görüntüler-Armutlardan görüntüler-Üretici İlhan Gürel ile röp.-Pekmez yapımında çalışan kadınlardan görüntü
-Üretilen pekmezden görüntüler
Haber-Kamera: İpek YAVAŞ/AYVACIK (Çanakkale),
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?