DHA YURT BÜLTENİ 6
Aspendos Tiyatrosu, ziyaretçilerin gözdesi
ANTALYA'nın Serik ilçesindeki Aspendos Tiyatrosu, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Kış aylarında, 08.00 ile 18.00 saatleri arasında açık olan Aspendos, haftanın 7 günü gezilebiliyor.
Antik kentleri ile meşhur Antalya, bölgedeki birçok tarihi yapıyla dikkati çekiyor. Serik'e bağlı Belkıs'ta bulunan Aspendos ise önemli antik kentlerden biri olarak biliniyor. Büyük ve küçük iki tepe üzerine kurulan Aspendos Tiyatrosu ise Romalılar tarafından inşa edildi. Selçuklu ve Bizans dönemlerinde varlığını sürdüren Aspendos Antik Kenti, ünlü tiyatrosuyla tanınıyor. Bugüne kadar farklı yıllarda restore edilen Aspendos Tiyatrosu, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde de yer alıyor.
PARİS HİLTON VE TARKAN, ASPENDOS SAHNESİNDE
Aspendos'un liman bağlantısı ve ticaret yolu üstünde konuma sahip olması, pek çok uygarlığın ele geçirmek istediği şehirler arasında yer almasına neden oldu. Amfitiyatrosu ile değer kazanan Aspendos, bugüne kadar korunarak, gelen açık hava tiyatrosu ile ayrı bir üne sahip. Geçmişte yağlı güreşlerin yapıldığı tiyatroda, konser ve festivaller hala gerçekleştiriliyor. Aspendos'ta, Paris Hilton'un katıldığı şov ile Tarkan konserine de ev sahipliği yapıldı. Tiyatroda yaz aylarında ise Uluslararası Opera ve Bale Festivali gerçekleştiriliyor.
AKUSTİK YAPISIYLA DİKKAT ÇEKİYOR
Etkileyici hikayesi ile pek çok kişinin ilgisini çeken Aspendos Tiyatrosu, mimarisiyle de göze hitap ediyor. Antalya'ya turistik açıdan değer katan tiyatro, konserler ile kalabalık organizasyonların gerçekleştirilmesi için uygun yapıya sahip. Akustiğiyle ünlü tiyatro, Roma tiyatrosunun sahne kısmı ile bugünlere gelmiş yapılarından biri olarak biliniyor.
MÜNFERİT GİRİŞ 35 TL
'Müze Kart' uygulamasının geçerli olduğu Aspendos Tiyatrosu'nda, yaz- kış turistlere ev sahipliği yapılıyor. Münferit girişin 35 TL olduğu tiyatro, mistik havası dolayısıyla fotoğraf çekimi için de eşsiz ortam sunuyor. Kış aylarında 08.00 ile 18.00 saatleri arasında açık olan Aspendos, haftanın 7 günü gezilebiliyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------
Drone görüntüleri
Antik tiyatro drone görüntüler
Antik tiyatro giriş görüntüsü
Tiyatro girişinde mağazayı gezenlerin görüntüsü
Tiyatroyu gezen ziyaretçilerin görüntüsü
Animatörün turistlerle resim çektirmesi
Ziyaretçilerin resim çektirmesi
Detaylar
414 MB --- 03.44/// HD
Haber: İbrahim LALELİ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
===================
Zeytini sıcak ve sinek vurdu, verim düştü
TÜRKİYE'nin en önemli zeytin üretim merkezlerinden Antalya'da zeytin hasadı sürüyor. En yüksek zeytin üretimi ise Antalya'nın akciğeri olarak adlandırılan, yılda 2 bin 600 ton toz ve 610 milyon metreküp havayı emerek temizleyen, 2 milyon 630 bin metrekare alanda 20 bini aşkın ağacın bulunduğu Antalya Ticaret Borsası'na ait Zeytinpark'ta yapılıyor.
Antalya'da, geçen yıl 100 ton zeytin hasadı yapılan Zeytinpark'ta bu yıl yağmurun geç gelmesi ve zeytin sineği nedeniyle verim 60 tona düştü. Rekoltenin düşmesiyle Antalya'nın coğrafi işaret alarak markalaşan 'tavşan yüreği' zeytininin kilosu 4 liradan 10-12 TL'ye kadar yükseldi. Rekolte düşüşünün zeytinyağı fiyatlarına da etki etmesi bekleniyor.
Zeytinpark A.Ş. Genel Müdürü Vahdet Narin, Zeytinpark'ta 20 bini aşkın ağaç bulunduğunu, ancak 9 bin civarında ağaçtan verim alındığını kaydetti. Hasadın ekim ortalarında başladığını dile getiren Narin, mevsimlik kadın işçilerin zeytinleri topladığını, kasım sonuna doğru da hasadın sona ereceğini söyledi.
SICAK VERİMİ DÜŞÜRDÜ
Manzalina, memecik, ayvalık ve Antalya yöresel zeytini olan tavşan yüreği zeytin çeşitleri bulunduğunu kaydeden Narin, şunları kaydetti:
"Bu yıl Antalya genelinde olduğu gibi 'yok yılı' diyebiliriz. Yağmurların geç gelmesi nedeniyle zeytinde genel bir kararma eğilimi var. Biraz da haşere bulaşımı tespit ettik. Nihai tüketiciler için şu bilgi önemli; zeytin yağmur geç gelince biraz kararıyor. 'Neden yeşil zeytin alamıyoruz ya da işlemiyorsunuz' gibi sorular var. Antalya'da iklim bu sene ortalamanın üzerinde olduğu için zeytinin içyapısı oluşmadan, dış yapısı kararmaya başladı. Yeşilken toplayamıyoruz, çünkü içi oluşmuyor. İçinin oluşmasını beklediğimizde de dış yapısı kararmaya başlıyor. Dolayısıyla amatör salamuracılar için işlemesi zor bir ürün haline geliyor. Bu nedenle daha çok endüstriyel işleyicilere satıyoruz. Bu yıl 60 ton civarında hasat olacağını düşünüyoruz. Kendi işlediğimiz dışındaki önemli bölümünü yağa göndereceğiz ve yağ olarak piyasaya sunacağız."
COĞRAFİ İŞARET FİYATINI DÖRT KAT ARTIRDI
Antalya Ticaret Borsası'nın coğrafi işaret tescili alarak marka değerini yükselttiği tavşan yüreği zeytini ise talep patlaması yaşıyor. Hem sofralık kalitesi hem de yağ kalitesiyle dikkat çeken tavşan yüreğinin de en büyük üreticisi olduklarını belirten Vahdet Narin, "Tavşan yüreği Antalya'nın coğrafi işaret alan zeytini. 800 civarında ağacımız var ve bu yıl verimi ortalama düzeyde. Tamamını topladık, işledik ve yağ olarak piyasaya süreceğiz. Tavşan yüreği zeytini coğrafi işaret aldıktan sonra talepte patlama oldu. 3- 3,5 lira bandında satılan tavşan yüreği zeytini şu an perakende pazarda 10-12 liraya kadar çıktı. Yağı en nitelikli yağlardan. Dolayısıyla bu kez pazarlarda tavşan yüreği adı altında başka zeytinler de satılmaya başlandı. Antalya'da zeytin dikecek herkese tavşan yüreğini öneriyorum. Bölgemizde artık bir marka ve para etmeye başladı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------
Zeytin park tabela görüntüsü
Zeytin park drone görüntü
Zeytinlerin işlenirken görüntüsü
RÖP: Vahdet Narin ( Zeytin Park Genel Müdürü )
Ağaçların görüntüsü
Drone görüntüsü
371 MB -- 03.21// HD
Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
======================================
Fındığını satmayan üretici fiyatın artmasını bekliyor
TOPRAK Mahsulleri Ofisi (TMO) 1 Kasım itibariyle, üreticilerden levant kalite fındığı 14 lira, Giresun kalite fındığı ise 14.50 liradan satın almaya başladı. TMO'nun müdahale alımına başlamasıyla birlikte serbest piyasada 12 lira olan fındık fiyatları yükselerek 13.50 lirayı geçti. TMO 1 Kasım itibariyle fındık alımına başlayarak, üreticilerden levant kalite fındığı 14 lira, Giresun kalite fındığı ise 14.50 liradan satın alıyor. TMO'nun alıma başlamasıyla birlikte serbest piyasada 12 lira seviyelerinde olan fındık fiyatı 13.50 lirayı geçti. Yükselişe geçen fiyatların 14 lira seviyesinin üzerine çıkması beklenirken, fındığını satmayan üreticilerinde ürününü halen elinde beklettiği gözlendi.
SERBEST PİYASADA FİYATLAR OYNADI
TMO'nun müdahale alımıyla birlikte üreticilerin pazara fındık indirmeyi yavaşlattığını belirten fındık manavı Yılmaz Akelik, bazılarının ise fiyat açıklanmadan ürününü sattığını söyledi. TMO fiyatlarının serbest piyasa fiyatlarınada etki yaptığını vurgulayan Akelik, "Fiyatlara etkisi olur, geç alınmış karar ama yerinde bir karar. Bir haftadır fındık almıyoruz, vatandaş bekliyor. Fiyatlar oynadı, benim beklentim 14 liranın üzerine çıkar. TMO eski fındık almayacak yeni fındık alacak. Eski fındıkta iç çürük olayı var. Kaliteye göre uyum sağlamıyor. Kaliteye göre fiyat geri geliyor. Gurbetçiler giderken fındığı sattı yada emanete bıraktı. Gurbetçi gitti fiyat açıklandı. TMO'nun açıkladığı fiyat erken olsaydı ben bile satmaz bekletirdim. Ama şimdi iş işten geçti, yapacak bir şey yok. Vatandaş fiyatların artmasını bekliyor" dedi.
AÇIKLANAN FİYAT TMO'NUN TABAN FİYATIDIR
TMO'nun piyasada olmasının önemli olduğunu belirten Altınordu Ziraat Odası Başkanı Selami Akarsu ise, "TMO fındık almıyorum dediğinde fiyatlar serbest piyasada aşağıya inmişti. 'Alıyorum' dediğinde ise fiyat 14 liraya doğru giden bir fiyat oldu. Bu sene TMO çok hassas davrandı, anında fiyat vermedi. İlk etapta girmiş olsaydı fiyat düşüncesi 13 liraydı. Bugün geçte olsa 14 lira fiyatla piyasa yukarıya doğru gidiyor. Üreticilerimizin yüzünün güleceğini düşünüyorum. TMO'nun 14 lira fiyat demesi artık fiyatın 14 liranın altına düşmeyeceğinin göstergesidir. Bu açıklanan fiyat TMO'nun taban fiyatıdır, bundan sonrada bu fiyattan aşağılara gelmeyeceğini gösterir" şeklinde konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Fındık manavından detay görüntü
-Fındık çuvallarından görüntü
-Fındık deposundan görüntü
-Fındık taşınırken görüntü
-Diğer detaylar
-Yılmaz Akelik ile röportaj
Haber-Kamera: Nedim KOVAN/ORDU,
(SÜRE: 3.59 Dk ) (BOYUT: 593 MB)
======================================
500 feette tanıştığı Mısırlıyı Bursa'ya gelin getirdi
AYNI hava yolu şirketinde kabin memuru olarak çalışan Türk asıllı Hollanda vatandaşı Deniz ile Mısırlı Asma Yılmam Suudi Arabistan Riyad Havaalanı'ndan kalkış yapan bir uçakta 500 feet havada tanıştı. Birbirlerine ilk görüşte aşık olduklarını söyleyen Yılmam çifti, Suudi Arabistan'da başlayan aşklarını, Mısır ve Hollanda'da devam ettirip Türkiye'de evlilikle sonuçlandırdı.
Bir havayolu şirketinde kabin memuru olarak çalışan Deniz ve Asma Yılmam çifti, Suudi Arabistan Riyad Havaalanından kalkıp İtalya'ya giden tarifeli uçakta görevli oldukları esnada karşılaştı. Uçuş saatinden 5 dakika önce yolculukta görevli olduğunu öğrenen Asma Yılmam, uçağa son anda yetişti. Bu esnada uçakta bulunan Deniz Yılmam, Asma Yılmam'ı gördüğü ilk anda duygusal olarak etkilendi. Uçağın seferi tamamladıktan sonra yolcu olmadan Suudi Arabistan'a dönmesini fırsat bilen Yılmam çifti, dönüş yolculuğunda birbirlerine karşı duygularını ifade etti. Tanıştıktan kısa bir süre sonra evlenme kararı alan çift, hem Mısır'da hem de Bursa'da kendi geleneklerine göre düğün yaptı.
İLK GÖRÜŞTÜ AŞK
Eşini ilk gördüğü anda onunla evlenmek istediğini söyleyen Deniz Yılmam, "Eşimin Mısırlı olduğunu bilmiyordum, çünkü daha önce hiç görmemiştim. Eşim Türk de olabilirdi, başka bir milletten de olabilirdi. Benim için hiç önemli değildi. 10 saniye içerisinde onun ne kadar güzel ve iyi bir insan olduğunu anladım. O an onu ilk gördüğümde onunla evlenmek istediğime karar verdim. Onu gördüğümde 'Bizim ekibimizde misin?' diye sordum. O da 'Evet, bu uçuşa dahil olmuşum' dedi ve biz orada konuşmaya başladık. Bizim programımız otelde duvara asılıyordu. Biz de uçuşumuzu oradan takip ediyorduk. Duvarda asılı olan tabloya bakarken o anda kendisi bana doğru yaklaşınca ona döndüm ve 'Benimle evlenir misin?' diye sordum. İlk önce benden kaçtı. Sonra kendisini yakaladım ve tekrar sordum. Bu sefer 'evet' diye cevapladıö dedi.
"BEN ARAPÇA ÖĞRENİYORUM, EŞİM TÜRKÇE ÖĞRENİYORö
Eşinin evlilik teklifini kabul etmesinden sonra durumu ailesine billdiren Deniz Yılmam, "Aileme, Asma ile evlenmek istediğimi ve yakın bir zamanda tanıştırmak için Türkiye'ye getireceğimi belirttim. Annem mutlu oldu. Mısır'a gittik. Orada çok güzel bir nişan yaptık. Asma'nın ailesi bizi çok güzel karşıladı. Aslında kültür değişikliği çok fazla yok. Kendileri bize çok benziyorlar, biz de onlara benziyoruz. O yönden sorun yaşamıyoruz. İkimizde İngilizce konuşarak anlaşıyoruz. Ben yavaş yavaş Arapça, Asma ise Türkçe öğreniyor.Ben özel bir şirkette tercümanlık yapıyorum, eşim de Türkçe öğrendikten sonra tercümanlık yapacakö dedi.
"KÜLTÜRÜMÜZ NEREDEYSE AYNIö
Deniz Yılmam'ı ilk gördüğümde bakışlarından çok etkilendiğini söyleyen Asma Yılmam, "Benim evlenebileceğim kişi bana böyle bakabilir diye düşündüm. Uçuşu yaptık. Deniz biraz yavaş çalıştığı için ekip arkadaşlarıma karşı onu korumam gerekiyordu. Bu uçuşun bana tebliğ edildiğini hiç bilmiyordum ve uçuş için son 5 dakikada hazırlandım. Deniz'i ilk uçakta brifing yaparken gördüm. Deniz'i daha önce hiç görmemiştim. Uçuş bittikten sonra uçağı Suudi Arabistan'a geri götürmemiz gerekiyordu. Dönüşte uçak boş olduğu için 2 saat boyunca birbirimizle konuştuk. Bu konuşma esnasından Deniz'in artık benden başkasına ihtiyacı olmadığını ifade etmem gerekiyordu. Onu başardım bence çünkü şuan onun yanındayım ve evliyiz. Türkiye'ye çok kolay alışıyorum. Çünkü kültürümüz ve adetlerimiz neredeyse aynıö dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------
-Deniz ve Asma çiftinin albümlerini incelerken görüntü
-Asma Yılmam'ın Türk kahvesi yapmasından görüntü
-Mısır ve Türkiye'deki düğünden kısa detaylar
-Detaylar
Süre: 5.14 Boyut: 585 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA,
======================================
Uyuşturucu kullanan gençler ormanda ölmek üzereyken bulundu
İZMİT(Kocaeli), - KOCAELİ'nin Gölcük ilçesinde, devriye görevinde bulunan jandarma ekibi ormanlık alanda aldıkları uyuşturucunun etkisiyle kendilerinden geçen 2 genci yerde yatarken buldu. Bilinçleri kapalı olan 2 genç kaldırıldıkları hastanede yapılan müdahale ile kurtarıldı.
Gölcük İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri devriye görevinde bulunduğu sırada, Panayır Mahallesi Kadırga mevkiinde ormanlık alanda yerde yatan 2 kişiyi gördü. 2 gencin aldıkları uyuşturucunun etkisiyle kendilerinden geçtikleri belirlendi. Uyuşturucu madde kullanmak için düzenek kullandıkları görülen B,Ş. ve U.Ş. hemen Gölcük Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bilinçleri kapalı olan gençlere müdahalede bulunularak, hayati tehlikeleri ortadan kalktı. Gençlerin üzerinde bulunan bonzai isimli uyuşturucu maddeye el konulurken, tedavilerinin ardından gözaltına alınarak haklarında soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Ormanlık alanda yatan 2 kişiden görüntü
HABER: Selda Hatun TAN/İZMİT,
======================================
Türkiye'nin köpek fizik tedavi merkezi ve terapi havuzu Mersin'de
MERSİN'de köpekler için bir ilk olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ile Terapi Havuzu uygulamasına başlandı. Yaralı ya da felçli olarak merkeze gelen köpeklerin tedavileri yapılıyor, rehabilitasyon havuzlarında veteriner hekimler denetiminde, can simitlerine bağlanarak yüzdürülüyor. Hayvanların tedavisinde yüzde 60 oranında başarı sağlandığı belirtiliyor.
Büyükşehir Belediyesi Kaşlı Geçici Hayvan Bakımevi'nde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ile Terapi Havuzu uygulaması hayata geçirildi. Yaptırılan 2 metreye 8 metre boyutlarında 2 havuz hizmet veriyor. Havuzlarda aynı anda 3 hayvan yüzdürülürken 6 adet Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi'nde de bulunuyor.
MERKEZDE YARALI VE FELÇLİ OLAN HAYVANLARIN YÜZDE 60'I KURTARILIYOR
Bu sayede aynı anda 6 hayvana müdahale edin ekipler, merkezde, kısmi felçli, düşme, araba çarpması, sinir ezilmesi gibi vakalar sonucunda tedaviye ihtiyacı olan hayvanlar tedavi ediliyor. Merkez sayesinde yaralı veya felçli vaziyette getirilen köpeklerin yüzde 60'ı kurtarılabiliyor. Veteriner hekimler tarafından cerrahi müdahalesi tamamlanmış olan köpekler, yaraları iyileştikten sonra, daha sağlıklı bir şekilde hayata tutunmaları için Fizik Tedavi ile Terapi Havuzundan yararlanıyor. İlk olarak köpeğin sakatlandığı bölgeye traksiyon masasında masaj yapılıyor. Daha sonra, köpek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi'nde dört ayağının da işlevselliğini sağlamak amacıyla yürütme askısına koyularak, insanlara uygulanan uzay yürüyüşü hayvanlara da uygulanıyor. Bu sayede, devamlı yatmak zorunda kalan hayvanın sağlam olan ayaklarının da kan dolaşımını kaybetmemesi sağlanıyor.
TEDAVİ VETERİNER HEKİMLER EŞLİĞİNDE YAPILIYOR
Kurulan özel sistem sayesinde, boğulma riski olmaksızın veteriner hekimler eşliğinde havuzda yüzdürülüyor.
Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hizmetleri Dairesi Başkanı Mehmet Cücük, uygulamanın kamu kurumları arasında Türkiye'de bir ilk olduğunu belirterek, "Terapi havuzu ile fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezini özellikle bel kırıklarında ve sinir kaymalarında kullanmak üzere düşündük. Bundan önce yaptığımız çalışmalarda çok daha fazla uğraşıyorduk. 6 ayda iyileştirdiğimiz hayvanlar vardı. Ama bu arada bir köpeğimiz için yaklaşık yarım saat ile bir saat arasında vaktimiz geçiyordu. Fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesinde 6 hayvanı aynı anda, yarım saat içerisinde tedavi etmeye başlama imkanı bulabiliyoruz" dedi.
KÖPEKLER CAN SİMİDİNE BAĞLANARAK YÜZDÜRÜLÜYOR
Cücük, uygulamanın hayvanların iyileşme sürecini hızlandırdığını ifade ederek, "Köpeklerimizi can simitlerine bağlayarak, günlük yarım saat veya 1 saat yüzdürmeye çalışıyoruz. Böylelikle hareket etmesini sağlıyoruz. Tedavi aşamasında büyük fayda sağlanmış oluyor. Tedavi ve bakım süreci oldukça kısalıyor. Belirli saat aralıklarda birden fazla köpeği de tedavi edebiliyoruz. Böylece zaman ve iş kaybını da önlemiş oluyoruz. Yapılan tedavilerden yüzde 60'a yakın bir başarı sağlıyoruz. Bırakın yüzde 60'ı yüzde 5'i dahi kurtulsa, bir canı tekrar doğaya kazandırmak, mutluluğa kavuşturmak bizim için onur ve gurur verici bir olay. Şu anda 1 aylık bir deneme aşamasında da başarılarımız gittikçe artıyor. Projemiz oldukça gelişti ve iyi yolda da ilerliyoruz. Tedavilerde de büyük başarı sağladık."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
-Köpek terapi için hazırlanırken
-Köpeğe masaj yapılırken
-Köpeğin sorunlu bölgesine krem sürülürken
-Askıdaki köpeğin görüntüsü
-köpek yürütülmeye çalışılırken
-Köpek terapi hazu için hazırlanırken
-Köpekler terabi havuzunda yürütülmeye çalışılırken
-Genel ve detay
-Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hizmetleri Dairesi Başkanı Mehmet Cücük'ün açıklaması
Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,
(BOYUT: 604 MB) (SÜRE: 5 DK)
=====================
İnci kefali, tarih boyunca önemini korumuş
Gülay KUYUCU-Orhan AŞAN/VAN, - VAN Gölü'nde yaşayan ve yılın belirli döneminde üremek için Norveç'teki somon balıkları gibi suyun akışının tersine yüzerek, tatlı sulara göç eden inci kefali, bölge için büyük önem taşıyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, Van balığının tarih boyunca hep önemli olduğunu belirterek, "Orta Çağ ve Osmanlı döneminde, inci kefalinin üreme göçünde balığa dokunulmuyormuş ve kaynaklarda göçten dönüşte balığın avcılığının da devlet eliyle yapıldığı belirtiliyor" dedi.
Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen balık türü inci kefali, her yıl üreme dönemi olan 15 Nisan- 15 Temmuz günlerinde tatlı sulara göç ediyor. Bu yolculukta güzel görüntüler oluşturan inci kefallerinin, kaçak avlanan balıkçıların hedefi haline gelmemesi için göl kenarındaki yerleşim birimlerinde ve tatlı su ağızlarında tedbir alınıyor. Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularından çıkarak, yumurtalarını bırakmak için akarsulara akın eden balıklar, bu yolculukta önlerine çıkan engelleri zıplayarak, geçiyor. Milyonlarca balık, bu göçte görsel güzellik sunuyor.
İnci kefalinin kaçak avcılığının önüne geçilmesi için yıllardır mücadele verilirken, bazı tarihi kaynaklarda Van balığının tarih boyunca önemli olduğuna yer veriliyor. YYÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çavuşoğlu, Urartu Dönemi'ne ait kazılarda inci kefalinin bronzdan heykellerini gördüklerini ve birçok yerde de balık figürlerine rastladıklarını söyledi. Orta Çağ ve Osmanlı Dönemi'nde ise inci kefalinin daha da önem kazandığını belirten Çavuşoğlu, Osmanlı'da Van balığının avcılığının devlet eliyle yapıldığını söyledi.
Prof. Dr. Çavuşoğlu, "Van balığı yumurtlamak için akarsulardan yukarıya doğru göç ediyor. Bu tarihlerde göç esnasında balığa dokunulmuyor. Kaynaklar sadece geri dönme esnasında balığın avcılığının yapıldığını belirtiyor. Evliya Çelebi, 1655- 1656 yıllarında Van'a yaptığı ziyaretler esnasında şöyle bir ibare kullanıyor. Van balığının göç ettikten sonra Van Defterdarı ve ona tabi kişiler tarafından devlet eliyle ağ kurularak avlandığı yazılıyor" diye konuştu.
'İNCİ KEFALİ İHRAÇ EDİLİYORDU'
İnci kefalinin devlet eliyle avlanmasının ardından bazı ülkelere de ihraç edildiğini belirten Prof. Dr. Çavuşoğlu, "Evliya Çelebi, avlandıktan sonra bu balıkların tuzlanarak Nahçıvan'a, Azerbaycan'a, İran'a ve Gürcistan'a kadar kurutulmuş vaziyette ticaretinin yapıldığını ve deve yükleriyle gönderildiğini belirtiyor. Elde edilen gelirin ise Van Gölü etrafındaki kalelerde görevli olan askerlere dağıtıldığını söylüyor. İnci kefali Urartular Dönemi'nde kutsanmış olsa da beslenme açısından değeri yüksek olsa da Osmanlı Dönemi'nde de önemini devam ettiriyor. Günümüzde de halen inci kefalinden istifade ediyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Van Gölü'nde avlanmaya giden tekneden drone ile görüntü
-Van Gölü görüntüsü
-Yavru İnci Kefalinin su altı görüntüleri
-İnci Kefali su altı görüntüleri
-YYÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çavuşoğlu ile ropörtaj
-İnci Kefali su altı görüntüleri
SÜRE: 3 DAKİKA 23 SANİYE
BOYUT: 655 MB
==================
Ormanda define hayali ile kazı yaparken yakalandılar
İZMİT(Kocaeli), - KOCAELİ'nin Kartepe ilçesinde, ormanlık alanda define bulma hayali ile kazı yapan 7 kişi jandarmanın baskını ile yakalandı.
Kocaeli İl jandarma Komutanlığı ekipleri, Kartepe Sultaniye Mahallesi'nde ormanlık alanda definecilerin kazı yaptığına dair bilgi aldı. Hemen harekete geçen jandarma ekipleri, kazı yapan kişileri bir süre takip etti. Jandarma daha sonra baskın düzenleyerek 7 kişiyi gözaltına aldı. Ormanlık alanda define bulma umuduyla büyük bir kayanın altında çukur açan kişilerin kazıda kullandığı jeneratör ve aletlere el konuldu. Gözaltına alınan 7 kişi hakkında 'Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanununa Muhalefet Etmek' suçundan soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Ormanda kazı yapan kişilerden görüntü
HABER: Selda Hatun TAN/İZMİT,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?