DHA YURT BÜLTENİ - 6 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 6

DHA YURT BÜLTENİ - 6

5 çocuk babası Suriyeli: Yunan askeri, hamile kadını dövdü, çocukların biberonunu aldı EDİRNE üzerinden geçtikleri Yunanistan'da yakalanan, 5 çocuklu Suriyeli Naif ailesi, Yunan askerlerinin kendilerine şiddet uygulayıp, paralarını ve kıyafetlerini aldığını söyledi.

03.03.2020 12:07

5 çocuk babası Suriyeli: Yunan askeri, hamile kadını dövdü, çocukların biberonunu aldı

EDİRNE üzerinden geçtikleri Yunanistan'da yakalanan, 5 çocuklu Suriyeli Naif ailesi, Yunan askerlerinin kendilerine şiddet uygulayıp, paralarını ve kıyafetlerini aldığını söyledi. Yusuf Naif, Yunan askerlerinin, çocukların biberonlarını aldığını belirterek, "8 aylık hamile kadını bile dövdüler. Kızımızı ve beni dövdüler. 'Seni Avrupa'ya götüreceğiz' diye bizi ışıksız, karanlık yere bıraktılar" dedi.

Edirne'nin İpsala ilçesinden Yunanistan'a 5 çocuğuyla birlikte geçen Suriyeli Naif ailesi, yakalandıkları Yunan askerlerinin kendilerine şiddet uygulayıp, soyduktan sonra zorla Türkiye'ye gönderdiklerini anlattı. Hamile kadınlar ve çocukların da Yunan askerleri tarafından darbedildiğini belirten Sabah Naif, Türk askerlerinin kendilerine sahip çıktığını söyledi. Naif, hamile kadınların dahi dövüldüğünü, çocukların biberonlarının ellerinden alındığını da dile getirdi.

'ALLAH TÜRK ASKERİNDEN RAZI OLSUN'Türk askerinin kendilerine yardım eli uzattığını ve onlara teşekkür ettiğini belirten Sabah Naif, "Biz buraya Avrupa'ya gitmek için geldik. Çocuklarım ve kocamla birlikte karşıya geçtim. Oraya gittiğimde polisler bizi yakaladı. Telefonlarımızı aldılar, paralarımızı aldılar, elbiselerimizi aldılar. Sadece üzerimdeki kıyafetler kaldı. Çocuklarımı dövdüler. Ekmek ve su vermiyorlar. Bakın halimize. Çok zor burada olmak. Arkamdaki kadının kaynanası kaybolmuş. Kocasını daha salmadılar. 4 çocuğu var. Bebeğinin biberonunu aldılar. Bebek 2 gündür süt için ağlıyor. Onun yanındaki kız hasta olduğu için konuşmuyor. Hatta onu gaz bombalarının içine attılar. Orada bir çukur var. Herkesi orada topluyorlar. Biz ne konuştuklarını anlamıyoruz. Bizi tekrar bu tarafa bıraktılar. Allah Türk askerinden razı olsun. Ekmek verdiler, su verdiler, kıyafet verdiler, çocuklara ayakkabı verdiler. Bize yatak verdiler, çocuklara battaniye verdiler. Orada çocuklarım ölecekti" diye konuştu.'HAMİLE KADINI BİLE DÖVDÜLER'Yunanistan'a geçtikten sonra yakalanarak, darbedildiğini anlatan Yusuf Naif ise herkesin çukura toplanarak, bekletildiğini ve kendilerine uygulanan şiddetin burada da devam ettiğini söyledi. Tüm eşyalarının ellerinden alındığını, kimlik ve pasaportlarının yakıldığını belirten Naif, "Ben Avrupa kapılarının açıldığını duydum. Buraya geldik. Avrupa'ya geçince polisler bizi yakaladı. Teftiş yaptılar, elbiselerimizi aldılar. Paralarımızı, telefonlarımızı, ayakkabılarımızı ve her şeyimizi aldılar. Büyük bir çukura gönderdiler bizi. Kadınları dövüyorlar. 8 aylık hamile kadını bile dövdüler. Bizim kızımızı ve beni de dövdüler. 'Seni Avrupa'ya götüreceğiz' diye bizi ışıksız, karanlık bir yere bıraktılar. Geri döndüğümüzde Türk askerleri geldi. Bize yardıma koştular. Bize yemek verdiler, çocuklara ayakkabı, kıyafet verdiler. Bize yatak verdiler, battaniye verdiler. Bizi sabah buraya getirdiler. Allah Türkiye'den razı olsun. Yunanistan'da bizim kimliklerimizin hepsini yırtıp yaktılar. Pasaportlarımızın hepsini sobada yaktılar. Türk askeri bize kıyafet verdi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Sabah Naif açıklamaları-Yusuf Naif açıklamaları-Aile fertlerinin görüntüleri-Darp sonucu yaraların görüntüleri

Haber-Kamera: Burçak BOZKUŞ -Osman BAKIR/ EDİRNE,

=============================

BM'den İdlib'e 40 TIR'lık insani yardım

BİRLEŞMİŞ Miletler (BM) tarafından Suriye'nin İdlib kenti ve kırsalına, 40 TIR'dan oluşan insani yardım malzemesi gönderildi.Yardım TIR'ları ile BM görevlileri eşliğinde Cilvegözü Gümrük Kapısı'na gelindi. Konvoyla buradaki işlemlerin ardından Suriye'ye geçildi. TIR'lardaki insani yardım malzemeleri, İdlib ve kırsalında bulunan sivillere dağıtılacak.

Görüntü Dökümü----------------------BM tırları cilvegözüne gelirken-Gümrük sahasına girerken-Detaylar

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

=============================

Kemal Sunal'ın amcasıyım yalanıyla çektiği filmde rol alanları dolandırdı

DÜZCE'nin Çilimli ilçesinde "Cennet Kuşları" adı altında film çeken, kendisini merhum sinema sanatçısı Kemal Sunal'ın amcası "Halit Sunal" olarak tanıtan kişi, filmde oynattığı esnafları sponsor yaparak borçlandırdığı iddia edildi. DHA'nın ulaştığı Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal ise böyle bir akrabalarının olmadığını söyledi.Düzce'nin Çilimli ilçesine geçen yıl Kasım ayında gelen ve kendisini Kemal Sunal'ın amcası "Halit Sunal" olarak tanıtan, beraberinde yapımcı olduğunu söylediği Bilal T. ile ilçede "Cennet Kuşları" adı altında film çekmeye başladı. Çekimler sırasında yönetmen Halit Sunal ve Bilal T., esnaflara filmde rol teklif etti. Bazı esnaflar filmde oynamak istediklerini söyledi. Filmde rol alan esnaflara sponsorluk adı altında 2 ile 4 bin TL arasında faturalar kesildi.FİLMDE OYNADI, BORÇLANDIEsnaflardan Mehmet Arabacı, kendisinin borçlu çıkarıldığını ifade ederek, "Cennet Kuşları isimli filmi çekmek için Çilimli'yi tercih etmişler. Buraya yönetmen Halit Sunal diye birisi geldi. Film çekildiğini gördüm. Bende işten çıkıp dükkana gelmiştim. Film çekildiğini görünce yanlarına gittim bana sende filmde oynamak ister misin dediler? Biz katkı amaçlı filme girdik. 1 lira dahi para talep etmedim ve 12 gün boyunca filmde oynadım. Yönetmen Halit Sunal filmde emeğim olduğunu ve bana para vereceğini söyledi. Ancak bana fatura keserek beni film yapım şirketine 3 bin 50 lira borçlu ve sponsor olarak gösterdi. Benim maddi bir beklentim yoktu" dedi.BİLET SATMASI İSTENDİDurumu yapımcı olduğunu iddia eden Bilal T.'ye anlattığını söyleyen Mehmet Arabacı kendisine 10 bin liralık senet verildiğini, ancak senet aslının kendisine gelmediğini sadece fotoğrafının atıldığını belirterek, "Daha sonra bu mağduriyetimin giderildiği bana film yapımcısı Bilal T. tarafından söylendi. Bilal T. ben size 10 bin liralık senet göndereyim. Bu mağduriyetinizi gidereceğiz. Ama galadan toplanan paralarla ödeneceğini söyledi. Ortada ne gala ne film var. Ocak ayının 25'inde galamız olacağını söyledi. Bana bilet bıraktı ve down sendromlu çocuklara bağış olması için biletlerin satılacağını söyledi. Ben inanmadığım için biletleri satmadım" diye konuştu."HEM FİLMDE OYNADIM HEM BENİ BORÇLU GÖSTERDİLER"Hem filmde oynadığını hem de borçlu olduğunu ifade eden Mehmet Arabacı, şöyle konuştu: "Biz burada esnaflar olarak mağduruz. En büyük mağduriyeti ben yaşadım. Hem filmde oynadım hem beni borçlu gösterdiler. İlçede 5 mağdur var. Bu esnaflardan para topladı. 2 bin lira ile 4 bin lira arasında. Biz halk olarak Çilimli'nin tanıtılması adına yakınlık gösterdik. Ama kendileri bize yakınlığı farklı gösterdiler. Bizi mağdur ettiler. Ben mağduriyetimin giderilmesi dışında bu tip olayların başka ilçelerde, illerde yaşanmasını istemiyorum. Bunu bütün halkın duymasını istiyorum. Daha sonra ben telefonları aradım ama hiç dönüş olmadı. Beni bu şekilde açıklamaya yapmaya mecbur bıraktı. Kendisini Allah'a havale ediyorum.""BİZİM BU İSİMDE AMCAMIZ YOK"DHA'nın ulaştığı Ali Sunal ise kendilerinin Halit Sunal diye amcaları olmadığını ifade ederek, "Bizim bu isimde amcamız yok. Babam Kemal Sunal üzerinden bu tip olayların yapılması ve bunların ortaya çıkması bizleri derinden üzüyor. Bizim bu tip film projemiz de yok" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Mehmet Arabacı ile röpFilm fragmanından görüntüSatılması istenen biletlerin görüntüsüBorçlu çıkarılan faturanın görüntüsüSenet görüntüsü ve detaylar

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

============================

Okuldan eve döndüğünde babasının bıçakladığı annesini kanlar içinde buldu

Bursa'da, Hüseyin H. (36), tartıştığı eşi Ulviye H.'yi (35), göğsünden 9 bıçak darbesiyle öldürdü. Okuldan eve dönen 11 yaşındaki H.H, annesini yerde yerde kanlar içinde buldu. Emniyetteki ifadesinde cinayeti itiraf eden Hüseyin H. adliyeye sevk edildi.Olay, dün saat 18.30 sıralarında merkez Osmangazi ilçesinde Yeşilova Mahallesi'nde meydana geldi. Okuldan çıktıktan sonra eve giden 11 yaşındaki H.H, annesi Ulviye H.'nin yerde kanlar içinde yattığını gördü. H.H.'nin feryatları üzerine eve gelen komşuları, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Göğsünden 9 bıçak darbesi aldığı öğrenilen Ulviye H., sağlık ekibinin yaklaşık 20 dakika süren müdahalesiyle tekrar yaşama tutundu. Özel bir hastaneye kaldırılan Ulviye H., burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.'ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK' NEDENİYLE EŞİNİ ÖLDÜRMÜŞOlayın ardından Hüseyin H., Merinos Polis Merkezi Amirliği'ne giderek teslim oldu. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Hüseyin H., buradaki ifadesinde eşiyle bir süredir şiddetli geçimsizlik yaşadığını, olay anında yaşanan tartışmada kendini kaybederek eşini bıçakladığını itiraf etti.Hüseyin H., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü: -------------------------------Katil zanlısının emniyetten çıkışı-Katil Zanlısını taşıyan aracın emniyetten ayrılışı

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,

=============================

Cipte yakılan iş insanının oğluna 22 yıl hapis cezası İZMİR'de iş insanı Cihat Murat Öğüt'ü (55) öldürdükten sonra cesedini cipinin içinde yaktıkları iddiasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan eşi Öznur Öğüt (46) 3 yıl, büyük oğlu Mehmet Hadi Öğüt 4 yıl 6 ay, küçük oğlu Batuhan Ata Öğüt (19) ise 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Torbalı'da geçen yıl 15 Nisan günü, ormanlık alanda ateşe verilen 35 TTG 35 plakalı cipin içinde iş insanı Cihat Murat Öğüt'ün yanmış cesedi bulundu. Başlatılan soruşturma kapsamında, eşi Öznur, çocukları Batuhan Ata ve Mehmet Hadi Öğüt ile arkadaşları C.G., babalarını evde ilaçla zehirleyerek öldürüp, halıya sardıkları cesedini ciple ormanlık alanda yaktıkları iddiasıyla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüpheliler tutuklandı. C.G., daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Anne Öznur Öğüt ve oğulları hakkında ise 'tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, C.G. hakkında da 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yargılama esnasında anne Öznur Öğüt tahliye edildi.

İzmir 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına tutuklu sanıklar Batuhan Ata Öğüt, Mehmet Hadi Öğüt ile tutuksuz sanıklar Öznur Öğüt, C.G. ve ölenin kardeşi Fatma Bahar Narin, annesi Hatice Öğüt ile taraf avukatları katıldı.

'BOŞANSAYDILAR, ÖLDÜRMESEYDİLER'Duruşmada ölen iş insanının kardeşi Fatma Bahar Narin söz alarak, "Batuhan boğazını sıkarak öldürdüğünü söylüyor. Kardeşim kendisini hiç savunmadı mı? Kardeşim ölüme mi teslim oldu? Boşansaydılar, öldürmeseydiler" dedi. Narin'in avukatı da, eylemin tasarlanarak işlendiğini savundu.  Babasını öldürdüğü iddia edilen Batuhan Ata'nın avukatı, olayda tasarlama olmadığını belirterek, "Olay günü baba, anneye saldırıyor ve anneye yapılan saldırı hafif bir saldırı değil. Anne Öznur'un o anda saçlarından oluk oluk kan akıyor. Annesini o halde gören bir insanın tepki vermesi iç güdüdür. Bu olayın boğuşma sonucu olduğu bellidir. Bu olay meşru savunma hakkının kullanılmasıdır" dedi.

Tutuklu sanık Batuhan Ata Öğüt ise, "Olay olduktan sonra geceleri uyuyamıyorum. Keşke böyle olmasaydı. Ben bu vicdan azabıyla ömür boyu yaşayacağım. Çok üzgünüm, çok pişmanım" diye konuştu.

'YILLARCA DAYAK YEDİM, BABAMIN YANINDA NEFESİMİ TUTARDIM'Tutuklu sanıklardan Mehmet Hadi Öğüt de "Ben yaşadığım şeylere artık dayanamıyorum. Söylediğim, yaptığım her şey kardeşim Batuhan'ı korumak içindi. Yaşanan her şeyi olduğu gibi anlattım. Ben de annemi korumak istedim ama babama karşı gelecek cesarete hiç bir zaman sahip olamadım. Bugün bile babamın nasıl öldüğünü bilmiyorum. Annem kanlar içinde yerdeydi. Kaçmak istedim, dona kaldım. Annemin öldüğünü sandım. Ben yıllarca babamdan dayak yedim. Kimseye anlatamadım. Babam annemi öldüresiye döverdi, anlatamazdım. Kardeşim annemi korumaya çalışırken babamı öldürdü. Babam kızmasın diye onun yanında nefesimi tutardım. Ben kimseyi öldürmedim" dedi.

'KEŞKE O GÜN BEN ÖLSEYDİM' Tutuksuz sanık anne Öznur Öğüt, "Keşke o gün ben ölseydim de çocuklarım burada olmasalardı. Benim ocağıma ateş düştü. Defalarca ayrılmaya kalktım, hep şiddet gördüm. Ailesi de bu duruma göz yumdu. Benim çocuklarım katil değil. Biten bir hayat varsa benim ve çocuklarımındır" diye konuştu.Tutuksuz sanıklardan C.G. de, delilleri karartmadığını söyleyerek beraatini talep etti.Mahkeme heyeti, Batuhan Ata Öğüt'ün 'yakın akrabayı kasten öldürme' suçundan 22 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına, Mehmet Hadi Öğüt'ün 'suç delillerini yok etme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasıyla tahliyesine, Öznur Öğüt'ün ise aynı suçtan 3 yıl,  C.G.'nin de aynı suçtan 4 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi.

ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE Hande NAYMAN/ İZMİR,

=============================

3 bin rakımlı Kösedağ'ın zirvesine şehitler için Türk Bayrağı diktiler

SİVAS'ın Suşehri ilçesinde yaşayan ve amatör dağcılık da yapan 4 kişi, 3 bin rakımlı Kösedağ zirvesine çıkarak şehitler için Türk bayrağı dikip, geceyi kendi yaptıkları iglo içerisinde geçirdi.İlçede yaşayan ve amatör dağcılık da yapan Salih Güleç, İsmail Bülbül, Ali Canpolat ve Yunus Emre Kutlu, Kösedağ'a zirve yürüyüşü düzenledi. Amatör 4 dağcı, Çataloluk köyünden başlayan ve 2 gün süren tırmanışın ilk gününde yaklaşık 28 kilometre yürüyerek, tırmanışı gerçekleştirdi. Geceyi ise kardan yaptıkları iglo içerisinde geçiren dağcılar, zirvede yemek yapıp bir süre vakit geçirdiler. Dağcılar 3 bin rakımlı zirvede bulunan ve 1243 yılında Anadolu Selçukluları ile Moğollar arasında yapılan Kösedağ Savaşında şehit düşen Köse Süleyman Türbesi'ne şehitler anısına Türk Bayrağı dikti. Dağcı Yunus Emre Kutlu, "Zaman zaman hızı 95 kilometrenin üzerinde olan rüzgar ile karşılaştık. Tırmanış yaparken yürümekte zorlanıyoruz. Tırmanış yaparken ayakta durmakta zorlandığımız anlar oldu. ama gerçekten güzel ve keyifli bir etkinlik gerçekleştirdik" dedi. Dağcılar şehitler için dua ettikten sonra kontrollü bir şekilde dağdan iniş gerçekleştirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Tırmanış görüntüleri-Rüzgar ve tipi-Kendi yaptıkları İglo evde konaklamaları-Zirve ve türbe ziyareti-Bayrak dikmeleri-Konuşmalar

Haber: Oğuzhan ÇİFCİ/SUŞEHRİ(Sivas),

============================

HDP önündeki eylemde 183'üncü gün; aile sayısı 110 oldu

DİYARBAKIR'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen aile sayısı 183'üncü günde, geçen yılın Kasım ayında kaybolan oğlu Ramazan (20) için gelen bedensel engelli Cemal Ertaş ile birlikte 110 oldu.Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, bir gün sonra partinin Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP binası önünde oturma eylemine başladı.11 AİLE, EVLADINA KAVUŞTUHacire Akar'ın oğlu Mehmet'in yanı sıra eyleme katılanlardan Hatice Ceylan'ın oğlu Cafer, Hüsniye-Hüseyin Kaya çiftinin kızları Mekiye, Halime Kadran'ın torunu Halil İbrahim Kadran, Necla-Metin Açan çiftinin oğlu Harun Açan, Nizamettin-Aslıhan Eşrefoğlu çiftinin oğlu Hüseyin, Gevriye Ayhan'ın kızı Pelda, Melik Aslan'ın oğlu Volkan, Muhteber Birlik'in oğlu Veysi Birlik, Cahide Alkan'ın oğlu Mehmet Emin ve Şahize Altınkaynak'ın kızı Halise Alptekin'in terör örgütünden kaçarak, güvenlik güçlerine teslim olmasıyla oturma eylemi yapan ailelerden 11'i evlatlarına kavuştu. Hacire Akar dışındaki 10 aile, diğer ailelere destek olmak için oturma eylemine devam ediyor.'SENİ ÖZLEDİM OĞLUM, GEL BANA YARDIM ET'Oturma eylemi 183'üncü günde de sürerken, aile sayısı geçen yılın Kasım ayında Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 4 ay önce kaybolan oğlu Ramazan (20) için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önüne gelen bedensel engelli Cemal Ertaş ile birlikte 110 oldu. Kızı Serap Başaran ile birlikte oturma eylemine katılan baba Ertaş, oğlu kaybolduktan sonra ablasına yolladığı mesajla terör örgütü YPG'ye katıldığını anlattı. Oğluna teslim olması için çağrıda bulunan Ertaş, "Ablasına mesaj atmış. Beni aramayın, YPG'ye katılacağım demiş. Ondan sonra hiç haber alamadım. Buraya geldik. Belki bir umut gelir. Kimsem yok. Oğlum, senin gelmeni istiyorum. Seni özledim oğlum, gel bana yardım et" dedi. 'SAĞ MI, ÖLÜ MÜ? BİLMİYORUZ'Kardeşi için oturma eylemine katılan Serap Başaran ise kardeşi Ramazan kaybolduktan sonra kendisinden bir daha haber alamadıklarını ifade ederek, "Ramazan 2019 Kasım ayında kayboldu. Kardeşime mesaj atmış, 'hakkınızı helal edin' diye. 'YPG'ye katılıyorum' demiş. Ardından da polise haber verilmesini istemiş. Son olarak '1 saatim kaldı' diye mesaj attı ondan sonra hiçbir haber alamadık. Kardeşimin sağ salim dönmesini istiyorum. Babam gerçekten perişan oldu. Bir saniye bile aklımızdan çıkmıyor. Sağ mı, ölü mü? Onu bile bilmiyoruz. Delirmek üzereyiz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------HDP İl binası önünden detayAilelerin oturma eyleminden detayBaba Cemal Ertaş'ın konuşmasıAblası Serap Başaran'ın konuşmasıOğlunun fotoğrafından detayGenel ve detay

Emrah KIZIL - Elif FİLİZ/ DİYARBAKIR,

============================

7'nci katın balkonunda tehlikeli çalışma

ANTALYA'da, iş merkezinin 7'nci katındaki balkonda işçinin, güvenlik önlemi almadan demir profiller arasında silikon sıktığı görüldü. Muratpaşa ilçesi Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan 8 katlı iş merkezinin 7'nci katındaki balkona çıkan işçi, güvenlik önlemi almadan demir profil çakmaya başladı. Tehlikeli çalışmasını sürdüren işçi, daha sonra demir profiller arasında uzanarak, silikon sıktı. Bir ayağıyla iş merkezinin balkon pervazına diğer ayağıyla da balkonun iç kısmındaki merdivene basan işçi, zaman zaman elindeki matkapla duvarı delip, demir profili silikonla tutturmaya çalıştı. Bu anlar, cep telefonu kamerasıyla anbean kaydedildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------İşçinin balkon demirinin üzerinde hareket etmesiSilikon sıkmasıGÖRÜNTÜ DURUMU: Link geçildi.HABER- KAMERA: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,

=============================

Annesi, babası, ablası ikna etmeye çalışırken nehre atladı

ADANA'da, 10 bin lira borcu olan Mehmet Çarboğa (36) annesi, babası ve ablasının gözleri önünde Seyhan Nehri'ne atladı. Ekipler tarafından sudan çıkartılan Çarboğa götürüldüğü hastanede tedaviye alındı.Olay, sabah saatlerinde Seyhan Nehri üzerindeki demir köprüde meydana geldi. İddiaya göre, E-Ticaret işi yapan 1 çocuk babasıMehmet Çarboğa, 10 bin lira borcunu ödeyemedi. Sabah saatlerinde köprüye çıkan Çarboğa'yı gören vatandaşlar polisi aradı. Çocuklarının köprüye çıktığını öğrenen baba Şahin (70), anne Nur (65) ve ablası Demet Çarboğa da olay yerine geldi. Oğlunu ikna etmek isteyen baba, "Oğlum, ben 70 yaşındayım bana bu acıyı yaşatma. Lütfen aşağı in" dedi. Daha sonra Mehmet Çarboğa ailesine el sallayarak kendisini Seyhan Nehri'ne bıraktı. Akıntıya kapılan Çarboğa'yı nehirde önlem alan ekipler kurtardı. Kıyıya çıkarılan Çarboğa, ilk müdahalesinin ardından hastaneye sevk edildi.Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Şahsın köprü üzerinde görüntüsüKayığın köprü altına yaklaşmasıAnne ve babasının konuşmasıYetkililerin ikna çabasıBabanın ağlamasıBabanın konuşmasıKız kardeşinin gelmesiKız kardeşinin konuşmasıŞahsın nehre atlamasıAilenin feryadıKayıktakilerin şahsı kurtarmasıŞahsın çıkarılmasıSağlık görevlilerinin müdahalesi

Şahsın ambulansa alınması

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK - Nuri PİR/ ADANA


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement