Öğretmenler odasında siperlik maske üretiyorlar
SAMSUN'un Vezirköprü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde koronavirüse karşı sağlık çalışanları için 3D yazıcılar kullanılarak siperlik maske üretimi başladı. Okulun atölyeye çevrilen öğretmenler odasında 4 idari ve 2 yardımcı personelin ürettiği siperlik maskeler, sağlık çalışanlarına ulaştırılıyor.
Vezirköprü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 3D yazıcılar kullanılarak siperlik maske üretimine başlandı. Sağlık çalışanlarına destek vermek için harekete geçen okul idaresi önce siperlik maske tasarımı yaptı. Vezirköprü ilçe Devlet Hastanesi'ndeki doktorlarla görüşen öğretmenler tasarımı tamamlayıp, üretime geçti. Okulun öğretmenler odası atölyeye çevrilirken, 4 idari personel ve 2 yardımcı personel ile siperlik maske üretimine başlanıldı. Siperlik maskelerin üretim maliyeti okul aile birliğinin bütçesinden karşılanıyor. Ekip, bir maskeyi yaklaşık 2,5 saatte hazırlıyor. Yazıcıdan çıkarılan parçalar bileştirilip maske oluşturuluyor, üretimin uzun sürmesi nedeniyle geceleri belirli periyotlarda okula gelen öğretmenler vardiyalı çalışıyor.
'ÖZEL TASARIM YAPIP ÜRETİME GEÇTİK'Koronavirüs nedeniyle fedakarca çalışan sağlık personeline destek olabilmek amacıyla siperlik maske üretmeye karar verdiklerini belirten Okul Müdürü Orhan Sarıer, "İlçe Devlet Hastanesi'ndeki doktorlarımızla bunu paylaştık onların yönlendirmesiyle tasarımlar yaptık. Tasarımın netleşmesinin ardından üretime geçtik. Okulumuzda 3'ü dışarıdan aldığımız 2'si ise kendimiz tarafından üretilen toplam 5 adet 3D yazıcı var. İdari kadromuzla üretime geçtik. Bir siper maske için üretim yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Bu tabi üretimimizin yavaş seyretmesine neden oluyor. Bakanlığımızdan yazıcı sayısının artırılması için destek istedik. Yazıcılarımızı sabaha kadar üretim için ayarlıyoruz, geceleri de zaman zaman gelip kontrolünü yapıyoruz. 24 saat üretimi gerçekleştiriyoruz. Plastik parçaları 3D yazıcıda üretip ardından asetad kağıdı (şeffaf kağıt) ve lastik monte ederek siper maskelerimizi hazırlıyoruz. İlk hedefimiz ilçemizdeki hastanemizin ihtiyacını karşılamak, ilerleyen aşamada başka hastanelere de göndermek istiyoruz. Destek gelirse daha da fazla üretim yapabiliriz" dedi.
'GÜNDE 20- 25 MASKE ÜRETİYORUZ'Müdür Yardımcısı Salih Yıldız ise, "Elimizden geldiği kadar sağlık personelime destek vermek istiyoruz. Şu anda çalışıyoruz, üretimimiz devam ediyoruz. Gece makineler çalışıyor, gündüz de parçaları birleştiriyoruz. Günde 20- 25 siper maske üretebiliyoruz" diye konuştu.
'OKUL AİLE BİRİLĞİ BÜTÇESİNDEN KARŞILANIYOR'Evlerinde 3D yazıcısı olanların üretimi artırmak için geçici süreyle kendilerine getirmelerini isteyen Müdür Yardımcısı Mehmet Çam da, "Vatandaşlarımızdan emaneten yazıcıları alalım bu virüsten kurtulduktan sonra geri verelim. Şu an üretimimizin bütçesi tamamen okul aile birliğinden karşılanıyor. Eğer kaynak artırılırsa üretimi de artırabiliriz. Öğretmenler odasını atölyeye çevirdik, burada üretim yapıyoruz. Siper maskeler piyasada 30-40 TL'ye satılıyor. Biz kendi kaynaklarımızla sağlık çalışanlarımız için daha uygun maliyetle bu üretimi gerçekleştiriyoruz" açıklamasında bulundu.
'GÖNÜLLÜ OLARAK ÇALIŞIYORUZ'Müdür Yardımcısı Emre Aktürk ise, "Bu virüsü kısa sürede atlatmamız için insanlarımızın evde kalması gerekiyor. Sadece 65 yaş üstü vatandaşlarımız değil, herkes evde kalmalı. Biz sizin için burada çalışıyoruz, lütfen insanlar dışarı çıkmasınlar. Gönüllü olarak burada siper maske üretimi yapıyoruz, vatandaşlarımıza da gönüllü olarak evde kalmalarını istiyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü: -----------------------Okul dışından detay-Yazıcılardan detay-Öğretmenler üretim yaparken -Siper maskelerden detay-Detaylar-Röportajlar
Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/VEZİRKÖPRÜ(Samsun),
Haber Kodu : 200330026
==========================================
Karantina yurdundan 'evde kalın' mesajı verdiler
ERASMUS için gittikleri İtalya'dan koronavirüs salgını nedeniyle getirilen 401 öğrenci, Samsun'daki yurtlarda 14 günlük karantinaya alındı. Öğrencilerden Fatma Can (28) ve Furkan Kemal Özcan (23) yurttan görüntü paylaşarak, "Biz karantinadayız, lütfen siz de evde kalın, hayatta kalın" mesajı verdi.
İtalya'dan yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında ülkeye dönüşleri sağlanan ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kampüsü içindeki Münevver Ayaşlı Kız Öğrenci Yurdu'nda karantina alınan öğrencilerden Furkan Kemal Özcan ve Fatma Can, yurtta nasıl zaman geçirdiklerini anlattı. Yetkililerin, kendilerine çok iyi baktığını ifade eden Özcan ve Can, her gün düzenli olarak sağlık kontrolünden geçirildiklerini belirtti.
Bologna Üniversitesi'nde master yapan Fatma Can, 24 Mart tarihinde Samsun'a geldiğini ve karantinaya alındığını belirtti. Can, "Sabahları kahvaltılarımız, kapımıza kadar getiriliyor. Daha sonra doktorlar her gün düzenli olarak ateşimizi ölçüyor ve bir şikayet var mı kontrol ediliyor. Karantina bulunan öğrencilere moral olsun diye yurt bahçesinde canlı müzik yapıldı. Burada gerçekten sıcak bir ortam var, ailemizden ayrı olduğumuzu hissetmiyoruz. Her şey düzenli olarak ilerliyor. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Biz karantinadayız, lütfen siz de evde kalın, hayatta kalın" diye konuştu.
'KORONAVİRÜS, İTALYA'DA ÇOK HIZLI YAYILDI'Furkan Kemal Özcan ise İtalya'da yaklaşık bir ay kaldığını ifade ederek, koronavirüsün bu ülkede çok hızlı yayıldığını söyledi. Özcan, "Bu süreçte ülkeme dönmek istedim ve ilgili makamlara başvurdum. Özel uçakla ülkemize geldik. Şu an karantinadayız, burada vakit güzel geçiyor. Moralimiz yüksek olsun diye bugün canlı müzik etkinliği yapıldı. Odalarımızda spor aletleri var, günlük egzersizlerimizi odalarımızda yapabiliyoruz. Ayrıca vakit geçirmemiz için ücretsiz internet imkanı da sağlanıyor. Doktorlar tarafından her gün düzenli olarak sağlık kontrolünden geçiyoruz, hepimizin ateşi ölçülüyor. Öte yandan isteyen olursa psikolojik destek için danışmanlar da gönderiliyor. Beslenmemize de dikkat ediliyor, sağlıklı ve düzenli besleniyoruz. Karantina süreci problemsiz geçiyor. Bu zorlu süreci atlatmamız için tüm imkanlar seferber edilmiş durumda. Umarım bütün dünya bu virüs salgınını bir an önce atlatır ve her şey normale döner" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Yurt odalarından detaylar-Karantinadaki Fatma Can'ın röportajı-Detaylar-Karantinadaki Furkan Kemal Özcan'ın röportajı-Detaylar
Haber-Kamera: Zeynep Irmak ÖCAL/SAMSUN, -
Haber Kodu : 200330020
===============================
10 yaşındaki Çetin'den koronavirüse özel beste
MERSİN'de ilköğretim 4'ncü sınıf öğrencisi 10 yaşındaki gitarist Çetin Togay'ın, bir süredir dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alarak binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs için yaptığı beste sosyal medyada büyük ilgi gördü.
Koronavirüs nedeniyle okulların tatil olmasının ardından çocuklar evde zaman geçirirken, Çetin Togay hem ders çalışıyor hem de çok sevdiği gitarıyla müzik çalışmalarını sürdürüyor. Derslerinde kalan boş zamanlarını kitap okuyarak ve müzik yaparak geçiren Çetin Togay, evde kaldığı süre içerisinde koronavirüs için de özel beste yaptı. Ailesi tarafından kendisi için oluşturulan mini stüdyoda bestesini gitarı eşliğinde seslendirerek sosyal medyada paylaşan küçük Çetin, takipçilerinin de büyük ilgisini gördü.
2 yıl önce öğretmenleri Şahin Gülistan ve Mehmet Emin Yılmaz'dan nota ve gitar eğitimi alan Çetin Togay, "Bir süredir, tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan ve korkutan koronavirüsü salgını beni de çok etkiledi. Okullarımız tatil edildi. Bunun üzerine korona şarkısının sözlerini yazıp besteledim. Amacım insanlara umut verip rahatlatmaktı" dedi.Yaşıtları ile birlikte büyüklerini de evde kalmaya çağıran Çetin Togay, "Salgın sürecinde bizlere sağlık hizmeti veren sağlık çalışanları, doktorlarımız ve tüm görevli insanlarımıza evde kalıp kendimizi ve çevremizi koruyarak yardımcı olmalıyız. Evde kalırken ben, derslerime çalışıp, sağlıklı beslenip, gitarımla müzik yapıp sosyal medyadaki 'Cetin Togay' kanalıma yüklüyorum. Herkese sevdikleriyle sağlıklı günler diliyorum" diye konuştu.
Togay'ın bestelediği parçanın şözleri şöyle:
"2019'da Çin'in Vuhan kentinde aralık ayında başladı korona.
Sardı dünyanın dört bir yanını korona.
İnsanların korkusu korona.
Sen de gelip gidersin diğer virüsler gibi.
Sen de gelip geçersin diğer korkular gibi."
Görüntü Dökümü: -----------------------------Çetin Togay şarkı söylerkenÇetin ile röportajÇetin, camdan dışarı bakarkenÇetin kitap okurkenGenel ve detaylarHaber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,
Haber Kodu : 200330040
================================
Spor lisesi öğrencileri, evlerinde antrenman yapıyor MARDİN'in Derik ilçesinde Kızıltepe Spor Lisesi öğrencileri, koronavirüs salgını nedeniyle sahada yaptıkları idmanlar iptal edilince, evde ailelerinin desteğiyle antrenman yapmaya başladı.
Koranavirüs tedbirleri kapsamında eğitim ve öğretime 16 Mart günü ara verilmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nca, öğrencilerin eğitimini sürdürmesi amacıyla 23 Mart günü uzaktan eğitim sistemi başlatıldı. Mardin'in Derik ilçesinde yaşayan Kızıltepe Spor Lisesi'nde eğitim gören öğrenciler, uzaktan eğitim sisteminde aldıkları dersin ardından sahada yapamadıkları antrenmanı evlerindeki odalarında sürdürüyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle dışarı çıkamadığını anlatan Ozan Emerce (15), güçsüz düşmemek için evde idmanını aksatmadığını söyledi. Nisan ayında başlaması gereken liseler arası maçlarının ertelendiği ifade eden Emerce, "Lig maçlarımız ertelendi. Onun için biz de evde kondisyon ve güçsüz düşmemek için çalışıyoruz. Herkes evde kalarak koronavirüsü hep birlikte yeneriz" dedi. Ozan'ın babası Bedran Emerce, oğlunun sporu çok sevdiğini, her gün 5 saat antrenman yaptığını belirterek, "Koronavirüs salgının ortaya çıkmasıyla oğlumun dışarı çıkmaması için kendisine evdeki salonda yer ayırdık. Oğlum günde 4-5 saat bu salonda spor yapıyor. Biz de kendisine destek oluyoruz" diye konuştu.
Kızıltepe Spor Lisesi öğrencilerinden Muhammed Furkan Özgen (13), evde ailesi tarafından antrenman yapması için bir oda tahsis edildiğini ifade söyledi.Evinde spor yaptığını anlatan öğrencilerden Fadıl Emerce (13), koronavirüs nedeniyle özellikle yaşlıların evden çıkmaması için çağrıda bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın uzaktan eğitim sistemiyle aldığı dersin ardından evde antrenman yaptığını anlatan öğrencilerden Ömer Abukan ise "Günde 4 saat topla çalışıyorum. Derslerimi de aksatmıyorum. Koronavirüs için kimse dışarı çıkmasın" dedi.
Öğrencilerden Baran Danış, koronavirüs salgına karşı tedbirler aldıklarını ifade ederek, "Dünyada koronavirüs nedeniyle bütün spor dalları iptal edildi. Uzaktan eğitimle derslerimizi evde çalışıyoruz. Daha sonra antrenmanlarımızı evde yapıyoruz, Lütfen kimse dışarı çıkmasın, herkes kendini ve bizleri de düşünsün" diye konuştu.
Görüntü Dökümü-------------Evde spor yapan öğrenciler RöportajlarGenel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Emrullah KARAKAŞ/ DERİK (Mardin),
Haber Kodu : 200330022
======================================
Erzurum'da evde kalanlardan bir haftada 56 bin 471 çağrı
ERZURUM'da koronavirüs salgını sebebiyle sokağa çıkamayan 65 yaş ve üzeri kişiler, 112 Acil Çağrı Merkezi'nden yardım istedi. Merkez görevlileri, bir hafta içerisinde 56 bin 471 yardım çağrısına cevap verdi.
İçişleri Bakanlığı tarafından 45 ilde 112 Acil Çağrı Merkezi kuruldu. 'Acil kodlu' tüm olayların canlı izlenebilmesi, yaşanabilecek eylem, protesto, gösteri, saldırı, kritik operasyonları anında merkeze görüntülü olarak yansıtmak için kurulan merkezler 2019 sonu itibariyle hizmete girdi. Başta, emniyet, jandarma, sağlık olmak üzere çok sayıda kurumun görevlisi bulunan Erzurum'daki 112 Acil Çağrı Merkezi, vatandaşlardan günde ortalama gelen 4 bin 500 çağrıya cevap verir hale geldi. Asayiş, sağlık. İtfaiye gibi çeşitli konularda gelen ihbarların toplandığı merkez, koronavirüs salgını sonrası yoğun günler yaşamaya başladı. Virüsün etkileri sebebiyle risk grubunda oldukları için evden çıkamayan 65 ve üstü yaşta olan vatandaşlar, yardım taleplerini çağrı merkezine iletmeye başlayınca günlük gelen telefon sayısı iki kat arttı. Özellikle geçtiğimiz hafta yoğun bir iletişim trafiği yaşanan merkezde çalışanlar, evden çıkamayan vatandaşların yaklaşık 56 bin 471 çağrısına cevap verdi.
23 Mart'ta 8 bin 763, 24 Mart'ta 8 bin 895, 25 Mart'ta 8 bin 126 çağrı gelen merkez, evden çıkamayanların maaş çekme talepleri başta olmak üzere diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı oldu. Erzurum'da yaşayan 65 ve üstü vatandaşlar merkeze, 26 Mart'ta 7 bin 645, 27 Mart'ta 7 bin 694, 28 Mart'ta 7 bin 774, 29 Mart'ta ise 7 bin 565 kez telefon açarak yardım istedi.
VALİ MEMİŞ'TEN EVDE KALIN ÇAĞRISIBu arada Erzurum Valisi Okay Memiş, 65 yaş ve üstü vatandaşların evde kalması için valilik olarak gerekli tedbirleri aldıklarını belirtti. Yaşlılara yardım götüren görevliler aracılığıyla görüntü görüşme yapan Vali Memiş, "Biliyorsunuz bütün dünyada, Türkiye'de de olduğu gibi koronavirüsle ilgili kriz yaşanıyor. Devlet olarak bütün tedbirleri aldık, daha da yeni tedbirler almaya devam ediyoruz. 65 yaş üstündeki genç delikanlılarımızın, büyüklerimizin ablalarımızın, teyzelerimizin, ev de kalmalarını istiyoruz. Kurallara uyduğumuz müddetçe biz bu virüs belasından kurtulacağız. Biz devlet görevlileri olarak kriz zamanında vatandaşımızın emrindeyiz. Sizlerin emrindeyiz. Asıl kamu görevlisi yöneticilik kriz zamanında belli olur. Önemli olan kriz zamanında vatandaşı kucaklamak ve onlara hizmet etmektir" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Merkezden genel görüntü-Görevlilerin gelen çağrılara cevap vermesi-Valilik görevlilerin yaşlıların ihtiyaçları için alış-veriş yapması-Yaşlıların ihtiyaçlarının evlere teslimi-Vali Memiş'in görüntülü konuşması
Haber: Salih TEKİN/ ERZURUM,
Haber Kodu : 200330027
=====================================
Yeter Nine, evinden çıkmıyor KARS'ın merkez Oğuzlu köyünde yalnız yaşan Yeter Gökçe (82), koronavirüs nedeniyle yetkililerin 'evde kal' uyarılarını dikkate alarak evinden çıkmıyor. Evinin çevresinde başka ev bulunmayan Gökçe, "Jandarma gelip bizleri evimizden çıkmamamız konusunda uyardı. Ben de evimden çıkmıyorum" dedi.
Kent merkezine 60 kilometre uzaklıktaki 50 hane 279 nüfuslu Oğuzlu köyünün merkezine uzak mesafede müstakil bir evde tek başına yaşayan 7 çocuk annesi Yeter Gökçe'nin tek isteği virüs salgınının bir an evvel sona ermesi. Evinin köyün biraz dışında müstakil ve bahçeli olmasına rağmen dışarı çıkmayan Gökçe, herkesin biraz sabırlı olmasını istedi. Yeter nine, "Eşim 7 yıl önce yaşamını yitirdi. Evlenen çocuklarım da buraları terk etti. Evde yalnız yaşamama rağmen sabah kalkığında elimi ve yüzümü sabunla yıkayıp daha sonra kolonya sürüyorum. Jandarma gelip bizleri evimizden çıkmamamız konusunda uyardı. Ben de evimden çıkmıyorum. Allah kimseyi ele ayağa düşürmesin. Bizler kurallara uyalım ki bu bela defolup gitsin" diye konuştu.
Çocukları köy dışında olduğu için evde tek başına yaşayan Yeter Gökçe'nın en büyük yardımcısı torunu Barış. Kars'tan haftada bir köye gelen Barış, ninesinin ihtiyaçlarını karşılıyor. Yakacak, yiyecek ve kuru bakliyatını eve bırakan Barış köyden ayrıldıktan sonra bir daha ki gelişine kadar Yeter Nine evden çıkma ihtiyacı da duymuyor.Yeter Nine, "Ekin ektim evlek evlek/Dadandı kara leylek/Yeni şükür demiştim/Koymadı kahpe felek" manisini de okuyarak koronavirüse gönderme yaptı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Ninenin konuşması-Evin giriş kapısında oturması-Torununun ninesine yardım etmesi-Ninenin mani söylemesi-Köylülerden İmran İlkin'in konuşması
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,
Haber Kodu : 200330021
====================================
'Koronavirüse karşı kullanılan greyfurt zehirleyebilir'
AKDENİZ Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Usta, koronavirüse karşı iyi geleceği söylenen greyfurtun fazla tüketiminin, ilaç kullanan kişilerde zehirlenmeye neden olabileceğini söyledi.
Dünyada 30 binden fazla kişinin ölümüne neden olan koronavirüse karşı insanlar da kişisel önlemlerini almaya devam ediyor. Bu önlemler kapsamında, virüse karşı vücut direncini artırmak için kullanılan C vitamini içeren ürünlerin tüketimi, son dönemde arttı. Ancak Prof. Dr. Coşkun Usta, C vitamini içeren diğer ürünlerden farklı olarak sadece greyfurtta bulunan 'furanokumarin' maddesinin tehlikeli olabileceğine dikkati çekti. Prof. Dr. Usta, bu madde nedeniyle greyfurtun fazla tüketiminin, ilaç kullanan insanları ölüme götürebildiğini söyledi. Koronavirüs salgını nedeniyle herkesin ilaç kullanma potansiyeli olduğunu belirten Usta, bu dönemde greyfurt suyu tüketmenin doğru olmadığını kaydetti.
'BU MADDE SADECE GREYFURTTA VAR'Fazla greyfurt tüketiminin ilaç kullananlarda yan etkilere yol açabileceğini söyleyen Prof. Dr. Usta, "Son zamanlarda koronavirüse iyi gelecek ürünler arasında, C vitamini bulunan ürünler ön plana çıkarılıyor. Halkımız da bundan dolayı haklı olarak çok fazla portakal ve greyfurt tüketmeye yöneliyor. Yalnız greyfurtta diğer C vitamini içeren ürünlerden ayrı olarak furanokumarin maddesi var. Fazla greyfurt tüketilirse ilaç kullanımıyla birlikte yan etkiyi ortaya çıkarır. Üst üste 2-3 gün tüketmek bile karaciğerdeki fonksiyonları baskılayacaktır" diye konuştu.
'40 KAT ARTIRIYOR'Fazla greyfurt tüketimi halinde, ilaçlar karaciğere uğradığında yok edilemeyeceği için zararlı ve toksik düzeylere çıkacağını belirten Prof. Dr. Usta, şunları söyledi: "Yapılan çalışmalar sonucunda greyfurt suyu içen ve ilaç kullanan hastaların yüzde 80'inde bu sorun ortaya çıkmıştır. Yani ilaç normalinden 40 kat daha fazla kana karışıyor ve kanda zehirlenme yapabiliyor. Potansiyel olarak bu virüsü kapma riskimiz var ve bu yüzden ilaç kullanma potansiyeli de taşıyoruz. Bu nedenle özellikle bu dönemde greyfurt suyu tüketmek doğru değil."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------RÖP: Prof. Dr. Coşkun Usta
HABER: Semih ERSÖZLER- KAMERA: Adem AKALAN/ANTALYA,
Haber Kodu : 200330017
=========================================
Oto temizlik firmasından ücretsiz dezenfeksiyon hizmeti
İZMİR'de bir oto temizlik firması, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında, müşterilerine gün boyu ücretsiz dezenfeksiyon hizmeti verdi.
Bornova ilçesinde hizmet veren bir oto temizlik firmasının sahibi Uğur Özen (46), ölümlere neden olan koronavirüs salgını nedeniyle dezenfeksiyon ürünlerinin satış fiyatlarındaki fahiş artışları protesto etmek amacıyla işletmesinde ilaçlama işlemini ücretsiz yapmaya başladı. İlaçlama şirketi sahibi Yaşar Gürkan Bulut ile anlaşan Özen, işletmesine gelen tüm vatandaşların araçlarını 1 gün süreyle ücretsiz olarak bakterilere ve virüslere karşı dezenfekte etti.
Kullanılan dezenfektan ilacının tene, solunum yollarına ve araca zarar vermediğini ifade eden Özen, "Buradaki amacımız doğru ilacı, doğru bir şekilde ve doğru yöntemlerle ücretsiz olarak uygulamak. Son günlerde bu olayı fırsat bilenler için bizim yaptığımız ders olsun. İnşallah bizden de örnek alırlar ve başka firmalar da yapar bunu. Aracın komple her yerine sis halinde ilaç sıkılıyor. Kapılar kapanıyor. 2-3 dakika bekliyoruz, sonra tekrar kapıları açıyoruz. Bu şekilde 1-2 dakika daha bekledikten sonra işlem tamamlanıyor. Dezenfeksiyon işlemine araç sahiplerinin ilgisi yoğun şekilde devam ediyor" dedi.
'DEZENFEKTAN UYGULAMASI ÇOK ÖNEMLİ HALE GELDİ'Koronavirüs salgının nedeniyle dezenfeksiyon uygulamalarının öneminin oldukça arttığını vurgulayan Yaşar Gürkan Bulut da "Bu uygulamayı tamamen ücretsiz yapıyoruz. Dünyada ve ülkede zor günler yaşıyoruz. İnsanlar kendi içlerinde belirli tedbirler alıyor, ancak bunun yeterli olmadığı durumlar oluyor. Sağlık hizmetiyle beraber dezenfektan uygulaması da çok önemli bir hale geldi. Biz de bunu sağlıyoruz. Uygulamayı ücretsiz yapmamızın nedeni ise son günlerde yaygınlaşan fırsatçılara ve fahiş fiyat isteyenlere karşı bir hizmet yapma isteğimiz. Her zaman halkımızın ve insanımızın yanındayız" diye konuştu.
'SİSLEME YÖNTEMİYLE YAPIYORUZ'Yaptıkları uygulama sayesinde bakteri ve virüslerin önüne geçtiklerini belirten Bulut, "Soğuk sisleme yöntemiyle bu dezenfektan işlemini yapıyoruz. 0 ile 30 mikron arasında ilaç atan sisleme dediğimiz bir makinamız var. İkili bir karışım yapıyoruz. Bu şekilde 15 ile 25 gün arasında tamamen bakteri ve virüs gibi unsurların önüne geçmiş oluyoruz" dedi.
'ARAÇLARIMIZI BAKTERİLERDEN ARINDIRDIIK'Ücretsiz araç dezenfeksiyon uygulamasının kendilerini mutlu ettiğini belirten araç sahibi Aziz Toprak da, "Şu dönemdeki fırsatçılara karşı bu ücretsiz uygulama hepimizi mutlu etti. Bazıları bunu fırsata çevirirken bu firma hepimizin araçlarını ücretsiz olarak dezenfekte ediyor. Araçlarımızın bakteriyel temizliklerini yaptık ve bakterilerden arındırdık. İmkanı olan herkesin bu uygulamadan faydalanması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.Uygulamayı gerçekleştiren oto temizlik firması yetkililerine teşekkür eden Onur Duruer ise, "Böyle bir hizmet verdikleri için kendilerine teşekkür ediyoruz. Biz ücret de teklif ettik, 'böyle bir hizmet veriliyorsa karşılığını vermeliyiz' diyerek ancak kabul etmediler" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------------Araçların dezenfekte edilmesinden görüntü-Oto temizlik firması sahibi Uğur Özen ile röp.-İlaçlama şirketi sahibi Yaşar Gürkan Bulut ile röp.-Araçları dezenfekte edilen vatandaşlar ile röp.-Genel detaylar
Haber: Ahmet Turhan ALTAY - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, DHA
Haber Kodu : 200330018
=============================
Minibüsüne koronavirüse karşı dezenfektan koydu
DENİZLİ'de minibüs şoförü Mustafa Sarıkaya (30), müşterilerini koronavirüse karşı korumak için aracına dezenfektan cihazı yerleştirdi. Minibüsünü maske ve eldiven takarak kullanan Sarıkaya, salgının aracında yayılmaması için bu şekilde önlem aldığını, şu ana kadar yaklaşık 15 litre dezenfektan kullandığını söyledi.
Cankurtaran Mahallesi ile kent merkezi arasında minibüs şoförlüğü yapan Mustafa Sarıkaya, koronavirüs salgınına karşı müşterilerinin sağlığı için aracına dezenfektan cihazı yerleştirdi. Minibüsüne binen yolculardan önce ücreti alan Sarıkaya, daha sonra onlardan dezenfektan kullanmalarını istiyor.
Sarıkaya, koronavirüs nedeniyle hijyene önem verdiğini, günde 3 kez aracını silip temizlediğini kaydetti. Yolcuların sağlığı için aracına dezenfektan yerleştirdiğini ifade eden Sarıkaya, "Şimdiye kadar müşterilerimiz sayesinde evimize ekmek götürdüm. Ben de böyle bir önlem almak istedim. Para üstü alpı verirken hastalık bulaşabilir. Müşterilerimiz çok memnun kaldı, çok teşekkür aldım. Şu zamana kadar yaklaşık 15 litre dezenfektan kullandım. Kullanmaya da devam edeceğim. Salgın karşısında tedbirli davranmamız gerekiyor. Belki mazot parasına çalışıyoruz ama olsun. Mecburen dolmuş kullanmak zorunda olan, işe gitmesi gereken insanlar var. Onlara bir nebze de hijyen konusunda yardımcı olabilirsem ne mutlu bana" dedi.
YOLCULAR UYGULAMADAN MEMNUNYolculardan Halil Sürek, "Bütün minibüslerde bu uygulamanın hayata geçmesi gerekiyor. Korunmak için dezenfektanlar çok önemli. Bu örnek olmalı. Kaptana bu hizmeti için yaptığı için teşekkür ederim" dedi.Bir diğer yolcu Adem Yılmaz ise, "Dolmuşa bindiğimde temiz bir ortamla karşılaştım. Para verdikten sonra dezenfektan kullandım. İçim rahat bir şekilde minibüse bindim. Salgın karşısında gösterilen hassasiyet beni mutlu etti" diye konuştu.
'HER TOPLU TAŞIMA ARACINDA DEZENFEKTAN BULUNMASI GEREKİYOR'Pamukkale Üniversitesi Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Sarı, koronavirüsten korunmak için vatandaşların evlerinden çıkmaması gerektiğini belirtti. Çalışan kesimin kendisini salgın tehlikesinden arındırabilmesi için ise el hijyenine çok önem vermesi gerektiğini dile getiren Dr. Sarı ayrıca sosyal mesafenin korunması ve yakın temastan kaçınılması uyarısı yaptı. Toplu taşıma araçlarında yüzde 50 doluluk oranı uygulaması getirildiğini hatırlatan Dr. Sarı, "Toplu taşıma araçlarına binmeden önce el hijyenine dikkat etmemiz gerekiyor. Vatandaşlar mümkünse yanlarına kolonya alsınlar. Binmeden önce ve indikten sonra ellerimizi dezenfektan ya da kolonya ile temizlemeliyiz. Mesafeyi korumak da toplu taşımada çok önemli. Maskeler virüs geçebiliyor, o yüzden rutin maske takmaya gerek yok. Eldiven takmak daha tehlikeli. Bu eldivenle her yere dokunuluyor. Virüsün daha fazla alana yayılmasına yol açabilir. Para alışverişi minibüslerde virüs tehlikesi oluşturabilir. Her toplu taşıma aracında dezenfektan bulunması gerekiyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------------------Mustafa Sarıkaya'nın aracına binmesiMustafa Sarıkaya'nın maske takıp minibüsü çalıştırmasıYolcuların minibüse binmesiYolcuların dezenfektan kullanmasıMustafa Sarıkaya'nın minibüs kullanmasıMustafa Sarıkaya'nın aracına dezenfektan yerleştirmesiMustafa Sarıkaya ile röportajYolcular Halil Sürek ve Adem Yılmaz ile röportajDr. Tuğba Sarı ile ropörtaj
Haber - Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
Haber Kodu : 200330019
=============================
İzmir'de usta öğreticiler, sağlık çalışanları için maske üretiyor
İZMİR'deki Karabağlar Halk Eğitim Merkezi'nde görev yapan usta öğreticiler, sağlık çalışanları için günde ortalama 1500 maske üretiyor. Gönüllüler, Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin günlük 3 bin maske ihtiyacının yarısını karşılıyor.
Karabağlar Halk Eğitim Merkezi'nde görevli usta öğreticiler, koronavirüs salgını nedeniyle fedakarca görev yapan sağlık çalışanlarına destek olmak için gönüllü proje başlattı. Her gün halk eğitim merkezindeki sterilize edilmiş atölyelere gelen 20 usta öğretici, dikiş makinelerinin başına geçerek, hastanelerden gelen kumaşlarla tek kullanımlık maskeler dikiyor. Hastaneden gelen görevlinin gözetiminde dikilen maskeler, hem atölyelerde hem de hastanede ütülenerek, steril olması sağlanıyor. Bone, galoş, maske ile eldiven takarak çalışan ve günde ortalama 1500 maske üreten gönüllüler, bugüne kadar Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile çevre hastanelerdeki sağlık çalışanları ve hastaların kullanımı için 10 bin maske gönderdi. Tamamen gönüllü olarak her gün emek veren usta öğreticiler, maskelerin büyük önem taşıdığını ve sağlık çalışanlarına bu desteği sağlama konusunda borçlu olduklarını söyledi.
'MASKE İHTİYACINA DUYARSIZ KALMADIK'Karabağlar Halk Eğitim Merkezi Müdürü Haluk Karaca, "Saat 09.00'dan akşam 19.00'a kadar gönüllü olarak burada çalışıyoruz. Bu işi vatan aşkıyla yapıyoruz. Buradaki bütün arkadaşlarım canla başla çalışıyorlar. Bizler maske yapmak için evden çıkıyoruz ama halkımızın ülkesi ve kendisi için evde kalmalarını tavsiye ederim" diye konuştu.
Usta öğreticilerden Meliha Gültekin ise, "Bize maske ihtiyacı konusunda çağrı geldi ve bu çağrıya duyarsız kalmadık. Günlerdir büyük özveriyle maskelerimizi dikiyoruz. Atölyemiz dezenfekte edildi, biz o şekilde girdik buraya. Her gün dezenfekte edilmeye devam ediliyor. Eldivenlerimizi, maskelerimizi takıyoruz. Atölyeleri gün içinde 3-4 kez havalandırıyoruz. Böyle bir projenin içinde yer almaktan çok mutluyuz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------------------Atölyedeki üretimden genel ve detay görüntülerDikiş makinelerinde maske dikilirken görüntülerMaskeler ütülenirken görüntülerUsta Öğretici Meliha Gültekin ile röportajKarabağlar HEM Müdürü Haluk Karaca ile röportaj
Haber: Melis KARAKUZULU - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR,
Haber Kodu : 200330024
=============================
Propolisin kilosu 2 bin liradan satılıyor MUĞLA, Türkiye'nin çam balı üretiminin yüzde 80'lik bölümünü karşılarken, Köyceğiz ilçesinde bal arıları tarafından çiçeklerin öz sıvılarından toplanan macun kıvamındaki 'propolis'in saf halinin kilosu 2 bin liradan satılıyor. Arıcılar, koronavirüs salgını nedeniyle, bağışıklık sistemini güçlendiren propolisin tüketilmesi için vatandaşa çağrı yaptı.
Dünyada turizm ve mermer ihracatından sonra çam balı üretimi konusunda da önemli yere sahip olan Muğla, ülke genelindeki çam balı üretiminin yüzde 80'ini karşılıyor. Yılın yarısını kovanlarının başında geçiren arıcılar, gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Türkiye'de de görülen koronavirüs salgını nedeniyle bağışıklık sistemlerini güçlendirmek isteyenler, doğal ürünlere yöneldi. Bu ürünler arasında arılar tarafından, bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarındaki öz sıvılarından toplanan ve güçlü antioksidan etkilere sahip olduğu bilinen propolis, en çok tercih edilenler arasında yer alıyor. Kilosu 2 bin liraya alıcı bulan propolis, bağışıklık sistemini güçlendirdiği için insanları virüslere karşı koruyor. Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde ise az miktarda üretilen gerçek propolis yok satıyor. Arıcılar, yoğun talep nedeniyle erkenden açtıkları kovanlardan propolis toplamaya çalışıyor.
'EVDE KAL TÜRKİYE'M, HER GÜN BİR KAŞIK BAL YE TÜRKİYE'M'Köyceğiz'de 32 yıldır arıcılık yapan Ramazan Özçakır (49), "Köyceğiz yeşilin, mavinin ve oksijenin bol olduğu bir ilçedir. Turizm yönünden potansiyeli yüksektir. Şirin ilçemizde 750 arıcı ailemizle sektöre katkı sağlamaya çalıyoruz. Muğla'nın en gözde olan balı, çam balıdır. Köyceğiz'in çam balının özelliği ikliminden dolayı antioksidandır. Glisemik değeri yüksektir. Şeker hastaları abartmamak kaydıyla balımızı kullanabilirler. Son zamanlarda hepimizin başına bela olan koronavirüsün boğazda takıldığı söyleniyor. Her gün bir kaşık Köyceğiz çam balı yiyerek virüsü önleyelim. Sloganımız 'Evde kal Türkiye'm, her gün bir kaşık bal ye Türkiye'm' diyoruz" dedi.
'PROPOLİS, DIŞARIDAN GELEN VİRÜSLERE KARŞI ANTİVİRALDİR'Koronavirüs gündemde olduğu için bal ve bal ürünlerine ilginin her geçen gün artığını belirten Özçakır, propolisin antibiyotik değeri yüksek bir ürün olduğunu belirtti. Özçakır şöyle devam etti: "Propolis arının kendini muhafaza ettiği bir üründür. Kovanlara dışarıdan gelen haşereyi, soğuğu ve sıcağı dengeleyen antiseptik özelliği taşıyor. Propolisi biz ham olarak topluyoruz. Alkol ve su bazlı ya da zeytinyağı bazlı sıvı olarak da satışı yapılıyor. Dünyada şu anda propolis üzerine araştırmalar yapılıyor. Kanser hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını biliyoruz. Virüse karşı koruyucu özelliği de var. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. Dışarıdan gelen virüslere karşı antiviraldir. Arının bütün ürünleri şifadır. Propolisin şu an ham halinin kilosu 2 bin lira civarında. Firmaların operasyonel maliyetlerine göre, fiyatlarda artış olabiliyor. Koronavirüs gündemde olduğu için bal ve bal ürünlere ilgi her geçen gün artıyor" diye konuştu.Özçakır, propolisin ham halini sabahları aç karnına bir nohut büyüklüğünde çiğneyerek yutulmasını, sıvısının ise dil altı alınmasını tavsiye etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------Arı kovanlarından genel görüntüArıcı Ramazan Özçakır'ın kovanları açmasıArıcı Ramazan Özçakır'ın kovanlardan çıkardığı propolis göstermesiBal görüntüsü
Arıcı Ramazan Özçakır ile röp.
Haber - kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA, DHA
Haber Kodu : 200330023
Son Dakika › Güncel › DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ-TEKRAR - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?