GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Bakanlar Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıklama Bakanlar Kurulu toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (3)
"Hadi bakalım Amerika ve Rusya. Eğer samimiyseniz buyurun birlikte BM Güvenlik Konseyi'ne gidin ve deyin ki 'Suriye'de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın.' Eğer gerçekten bir tarafta İsviçre'de ve Almanya'da barış masaları kuruyorsanız, o barış masalarından samimi olarak bir sonuç elde etmeyi umuyorsanız, buyurun burada BM'de de uçuşa yasak bölge ilan ederek savaşın gayri insani boyutlarını hiç olmazsa hemen önleyin ve barış masasının elini güçlendirin"
" Birleşmiş Milletler'de gücü olanın her türlü katliamı yapabileceği bir zemini hazırlayacaksınız hem de ondan sonra barış masasını kurduğunuzu iddia edeceksiniz. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması, Birleşmiş Milletler'in itibarının korunması için de zaruridir. Türkiye olarak da bunu bir kere daha açık yüreklilikle dile getiriyoruz, hem Amerika Birleşik Devletleri'ne hem de Rusya'ya, bu tarihi sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Allah muhafaza sorun çözülemez, bu anlamda duyarsız kalınarak uluslararası toplum Suriye meselesinde barışı yakalayamazsa buradaki çatışmaların çok daha uzun süreli çatışmaların habercisi olduğu da aşikardır"
"Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Türkiye'nin bütün ulusal çıkarlarını koruyacak her türlü tedbiri alıyoruz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. Ama sonuçta biz Türkiye'nin, sonu belli olmayan hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı olmayız. Denge içerisinde, basiret içerisinde, feraset içerisinde bu bölgedeki bütün gelişmelerin nereye doğru evrildiğini bilen bir anlayışla Türkiye'nin hem milli egemenliğini koruma konusundaki kararlılığımızı koruruz hem de Türkiye'nin bir maceranın içerisine atılmasını da istemeyiz"
"Kamuoyunun rahat olmasını temenni ediyorum. Bazen sağdan soldan savaş lobilerinin, savaşa dair seslerinin yükseldiğini görüyoruz. İnşallah Türkiye, bu bölgesel türbülansın içerisine girmeyecektir ve inşallah Türkiye bu bölgede bir an evvel barışı sağlayacak perspektifi dünya kamuoyuyla paylaşmaya devam edecek ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Hadi bakalım Amerika ve Rusya. Eğer samimiyseniz buyurun birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne gidin ve deyin ki 'Suriye'de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın.' Eğer gerçekten bir tarafta İsviçre'de ve Almanya'da barış masaları kuruyorsanız, o barış masalarından samimi olarak bir sonuç elde etmeyi umuyorsanız, buyurun burada Birleşmiş Milletler'de de uçuşa yasak bölge ilan ederek savaşın gayri insani boyutlarını hiç olmazsa hemen önleyin ve barış masasının elini güçlendirin" dedi.
Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Rusya Federasyonu'nun açık saldırılarının ortada olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Rusya'nın başka ülkelerin de bu bölgede saldırılarda bulunduğunu söylediğini aktardı.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Hadi bakalım Amerika ve Rusya. Eğer samimiyseniz buyurun birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne gidin ve deyin ki 'Suriye'de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın.' Eğer gerçekten bir tarafta İsviçre'de ve Almanya'da barış masaları kuruyorsanız o barış masalarından samimi olarak bir sonuç elde etmeyi umuyorsanız buyurun burada Birleşmiş Milletler'de de uçuşa yasak bölge ilan ederek savaşın gayri insani boyutlarını hiç olmazsa hemen önleyin ve barış masasının elini güçlendirin.
Siz hem savaş meydanında borusu ötenin, gücü olanın Birleşmiş Milletler'de gücü olanın her türlü katliamı yapabileceği bir zemini hazırlayacaksınız hem de ondan sonra barış masasını kurduğunuzu iddia edeceksiniz. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması Birleşmiş Milletler'in itibarının korunması için de zaruridir. Türkiye olarak bunu bir kere daha açık yüreklilikle dile getiriyoruz. Hem Amerika Birleşik Devletleri'ne hem Rusya'ya da bu tarihi sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Allah muhafaza sorun çözülemez ve bu anlamda duyarsız kalınarak ulusalararası toplum, Suriye meselesinde barışı yakalayamazsa buradaki çatışmaların çok daha uzun süreli çatışmaların habercisi olduğu da aşikardır. Bunun için hem küresel barışın sağlanması, hem bu bölgeye huzur ve sükunun gelmesi için bu sorumluluğun çok hayati bir sorumluluk olduğunu ifade etmek isterim."
-"Türkiye'nin bir maceranın içine atılmasını da istemeyiz"
Türkiye olarak bütün bölgede olanları yakınen takip ettiklerinin altını çizen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Türkiye'nin bütün ulusal çıkarlarını koruyacak her türlü tedbiri de alıyoruz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. Ama sonuçta biz Türkiye'nin, sonu belli olmayan hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı olmayız. Denge içerisinde, basiret içerisinde, feraset içerisinde bu bölgedeki bütün gelişmelerin nereye doğru evrildiğini bilen bir anlayışla Türkiye'nin hem milli egemenliğini koruma konusundaki kararlılığımızı koruruz hem de Türkiye'nin bir maceranın içine atılmasını da istemeyiz. Bu çerçevede, kamuoyunun da rahat olmasını temenni ediyorum . Bazen sağdan soldan savaş lobilerinin savaşa dair seslerinin yükseldiğini görüyoruz. İnşallah Türkiye, bu bölgesel türbalansın içine girmeyecektir ve inşallah Türkiye, bu bölgede bir an evvel barışı sağlayacak perspektifi, dünya kamuoyuyla paylaşmaya devam edecek ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır."
-" Silopi'deki uygulama da bir pilot uygulama olacaktır"
Kurtulmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Silopi'de başlayacak dönüşüme ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, öncelikli olarak bir an önce şehrin fiziki alt yapısının tamamlanması, elektriğinin, suyunun, kanalizasyonunun ve bunun üstünde de yollarının Silopi'ye yakışır bir şekilde acilen yenilenmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, burada eskimiş, korozyona uğramış çok sayıda binanın olduğunun bilindiğini vurguladı.
"Bu binaların da yeniden bir dönüşüm çerçevesi, bir plan içinde bunların uygulanmaya başlanması... Bu tabii ki çok acil bir eylem planının parçasıdır ve inşallah Silopi'deki uygulama da bir pilot uygulama olacaktır" ifadesini kullanan Kurtulmuş, onun için bütün detayların hiç atlamadan hesap edildiğini söyledi. Kurtulmuş, "Ümit ederim ki örnek bir çalışmayla Silopi'deki durum ortaya çıkacak ve o diğer ilçelerimizde de başta Sur ve Cizre olmak üzere diğer ilçelerimize de örnek teşkil edecektir" değerlendirmesini yaptı.
-"Fonların nasıl kullanılacağı ile ilgili olarak Başbakanlıkta bir çalışma yapılıyor"
Kurtulmuş, yabancı yardım kuruluşlarının mültecilere yardımlarına ve Almanya'dan gelecek yardım kuruluşları ile AFAD'ın yürütüleceği bir çalışmanın başlayıp başlamadığına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin zaten sürekli olarak yardım kuruluşlarıyla bir diyaog içinde olduğunu vurguladı.
Sadece Alman yardım kuruluşları değil, dünyanın başka yerlerinden de gelen yardım kuruluşları da samimi olarak bu yardım faaliyetlerinin içinde yer alıyorlarsa bunların akredite edildiğini, AFAD, Kızılay ve diğer kurum ve kuruluşlar üzerinden bunların sahada faaliyetleri göstermesine izin verildiğini anlatan Kurtulmuş, bunlarla birlikte zaman zaman da işbirliği yaptıklarını aktardı.
Fonların nasıl kullanılacağı ile ilgili olarak Başbakanlıkta bir çalışma yapıldığını bildiren Kurtulmuş, "Bununla ilgili Başbakanlık Başmüşaviri arkadaşımızın öncülüğünde bu çalışma yapılıyor ve bu fonların nasıl kullanılacağı hangi ölçülerde kullanılacağı, bununla ilgili olarak da ilgili bakanlıklardaki fon yönetimiyle ilgili kuruluşlar da görüşleri alınarak bu çalışma sürdürülüyor. Onun da bir çalışma şekli, prosedürü ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
-"Türkiye'nin 3 madde konusundaki fikri de açıktır"
Kurtulmuş bir gazetecinin, "AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'İsraille ilişkiler noktasında tazminat imza aşamasına geldi' şeklinde açıklamada bulunmuştu. Bununla ilgili paylaşabileceğiniz bir detay var mı" sorusuna karşılık, İsrail'le anlaşma konusunda Türkiye'nin 3 tane birbirinden ayrılmaz talebinin bulunduğunu hatırlattı.
Bunlardan birinin "İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi" olduğunu ve bunun aşağı yukarı 2 seneyi aşkın bir süredir gerçekleştiğini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkincisi Mavi Marmara şehitlerine tazminat ödenmesi. Bununla ilgili görüşmeler devam ediyor, bu görüşmelerde de belli noktaya gelindiğini biliyoruz. Üçüncüsü ise en az bunlar kadar anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olan Gazze'ye olan ablukanın kaldırılması… Bizim için bu maddelerin biri, ikisi değerli, diğeri değersiz değildir. Bu maddelerin hepsi bizim için değerli ve önemli maddelerdir. Çünkü, Mavi Marmara insani yardım konvoyu, Akdeniz'in uluslararası sularında seyrederken karşılaşmış olduğu bu saldırı, zaten kabul edilebilir bir şey değildir. İsrail özür dileyerek hata yapmış olduğunu kabul etti. Tazminat ödeyerek de hata yapmış olduğunu hukuken pekiştirmiş olacak. Ama Mavi Marmara seferine katılanların ve milletimizin büyük çoğunluğunun oraya vermiş olduğu desteğin arkasında yatan ana unsurlardan birisi de Gazze'ye sürdürülen gayri insani bu ablukanın kaldırılmasıdır. Dolayısıyla Türkiye'nin bu 3. madde konusundaki fikri de açıktır. Bununla ilgili de eğer bu 3 maddenin hepsinde de bir uzlaşma ortaya çıkarsa bunlar kamuoyu ile paylaşılır ve o zaman 'uzlaşılmıştır' sonucuna varılır. Dolayısıyla şu anda devam etmekte olan bir süreçten bahsediyoruz."
-"Evet bir yasal düzenleme gerekecektir"
"Kaçak yapıların kentsel dönüşüm kapsamına alınmasına ilişkin bir yasal düzenlemenin gerekip gerekmediği ve bu şekilde kaç yapının bulunduğu" yönündeki bir soruya karşılık bunun sayısal olarak dökümünü verecek noktada bulunmadığını belirten Kurtulmuş, "Ama bunun için bir yasal düzenleme yapılacak" dedi.
Bugün Çevre Bakanlığının talep ettiğinin, bir yasa değişikliği teklifi üzerinde Bakanlar Kuruluna bilgi vermek ve bununla ilgili onayı almak olduğunu bildiren Kurtulmuş, bir çok yerde maalesef izinsiz olarak yapılmış yapıların, binaların bulunduğunu aktardı.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bunlar 1 Kasım 2015'den önce yapılmış olan yapıları kapsamak üzere, ama bu yapıların bir kısmı içinde insanlar yaşıyor, yıllarca yaşıyor, suyu,elektriği, doğalgazı yok. Dolayısıyla insanlar su, doğalgazlarına kavuşmalarını bekliyorlar ama bunun karşılığında da biz bir şey diyoruz. Evet bunu yaparız ama kentsel dönüşüm kapsamına da sizin binalarınızı alacağız. Yani kentsel dönüşüm çerçevesinde alınmış olan yerlerdeki binalara bu imkanı vereceğiz 5 yıl süreyle. Eğer gerekiyorsa, bitmezse süreç yine bir 5 yıl süreyle vereceğiz. Ama bunun karşılığında da buradaki kardeşlerimiz, buradaki vatandaşlarımız 'ben kentsel dönüşüme rıza gösteriyorum' diyerek muvafakat verecekler. Bu kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracak, bizim kentsel dönüşümle ilgili reform adımlarımızı kolaylaştıracak olan bir unsurdur ve aynı zamanda da vatandaşlarımızın günlük hayatları içerisinde karşılaşmış oldukları bir zorluğun aşılmasıdır. Birçok ilimizde özellikle bazı büyükşehirlerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde bu tür bölgelerin olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili bir iyileştirme, kentsel dönüşüm sürecinin bir parçası olarak bunun görülmesi lazım. Yoksa 'izinsiz yapılara müsaade veriliyor' şeklinde algılamamak lazım. Tam tersine bundan sonra izinsiz yapı olmaması, mevcut izinsiz yapıların da kentsel dönüşüm içinde iyi bir şehirleşmeye kavuşabilmesi için atılmış bir reform adımı olacak. Bununla ilgili evet bir yasal düzenleme gerekecektir."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Kurtulmuş: 'Fonların Nasıl Kullanılacağı ile İlgili Olarak Başbakanlıkta Bir Çalışma Yapılıyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?