DHA YURT ÖZEL GÜNDEM-TEKRAR - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM-TEKRAR

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM-TEKRAR

'Yatarken yanan sobaya kömür atmak ölümcül sonuç doğurabilir'DENİZLİ'de, kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 3 kız kardeşten 1'nin yaşamını yitirmesinin ardından, uzmanlar uyarıda bulundu.

28.01.2020 12:56

'Yatarken yanan sobaya kömür atmak ölümcül sonuç doğurabilir'

DENİZLİ'de, kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 3 kız kardeşten 1'nin yaşamını yitirmesinin ardından, uzmanlar uyarıda bulundu. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Naciye Kapukıran, halkı uyararak, "Sobayı atık maddeler olan tekstil, boyalı odun parçaları ve plastik atıklarla tutuşturmasınlar, zehirlenmelere neden olabilir. Gece soba yanarken, yatmadan önce kömür atmasınlar. Bu ölümcül sonuçlara neden olabilir" dedi.

Merkezefendi'nin Gerzele Mahallesi'ndeki müstakil evde, 16 Ocak Perşembe günü, kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen Seda Kesikbaş (13) hayatını kaybederken, ikizi Sude ve kardeşi Sena (8) ise hastanede tedavi edildi. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerince evde yapılan incelemede, karbonmonoksit seviyesinin normalin 2 kat üzerinde olduğu tespit edildi. Ayrıca evdeki soba borularının bir odadan diğerine uzatıldığı, uzunluğunun yaklaşık 5 metre olduğu da belirlendi.

'AÇIKTA DEĞİL TORBAANMIŞ KÖMÜR ALSINLAR'

Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Naciye Kapukıran, kalitesiz ve açıkta kömür almamaları konusunda halkı uyardı. Belediye ekiplerinin kömür satış noktalarında denetimler yaptığını ifade eden Kapukıran, "Kömürün kalitesi bakılarak değil, laboratuvarda yapılan analizlerde belli olur. Vatandaşlarımız kömür alırken satış noktalarının belgelerini kontrol etsin. Açıkta kömür satışı yasaktır ve kalitesiz olabilir. Açıkta satılan kömürleri kesinlikle almamalarını tavsiye ediyoruz. Torbalanmış kömür alsınlar" dedi.

'SOBA BORUSUNUN UZUNLUĞU 3 METREYİ GEÇMEMELİ'

Kömür sobasının boru uzunluğu ve yanan sobaya kömür atılmaması konusunda da uyaran Kapukıran, "Vatandaşlarımız sobalarını tekniğe uygun olarak, kömürü alttan odunla tutuşturarak yaksınlar. Sobanın boru uzunluğu kesinlikle 3 metreyi geçmemelidir. Sobayı atık maddeler olan tekstil, boyalı odun parçaları ve plastik atıklarla tutuşturmasınlar, zehirlenmelere neden olabilir. Özelikle vatandaşlarımız gece soba yanarken, yatmadan önce kömür atmasınlar. Bu ölümcül sonuçlara neden olabilir" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Laboratuvardan detay görüntülerTeknisyenlerin kömür analizleri yapmasından detayKömür örneklerinden detayÇevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Naciye Kapukıran ile röp.

Haber: Ramazan ÇETİN - Kamera : Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

Haber Kodu : 200128029=====================

Turizmde dijital pazarlamayla tur operatörlerine bağımlılık azalacak

ALANYA Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, turizm fuarlarının artık tek başına kaynak pazarları artırmak için yeterli olmadığını, sosyal medyanın da bu konuda ciddi öneme sahip olduğunu söyledi. Sili, "Teknolojik, dijital pazarlama noktalarını göz önünde bulundurduğumuzda, tur operatörlerine bağlı olmayan seferler artırılacaktır" dedi.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TTGA) ile Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi ve ALTİD Başkanı Burhan Sili, turizm fuarları ve sosyal medyanın turizm sektöründeki etkisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 2019 yılında bir önceki senelerin altında kalmadıklarını ve 2020'de de 2019 yılının üstüne çıkacaklarını söyleyen Burhan Sili, "Kasım ayı itibarıyla fuarımız başladı. Polonya ile başlayan bir süreçti. Sonrasında İngiltere, en son Belçika- Hollanda pazarına gittik. Rezervasyonlarımızı değerlendirdiğimizde, geçen senenin üzerinde bir seyir söz konusu. Bu şu anlama geliyor, biz 2018 ve 2019'da hem Antalya- Alanya'da hem de Türkiye'de sayısal olarak ciddi bir başarı elde ettik" dedi.

'2020'DE 15 MİLYONUN ÇOK DAHA ÜZERİNE ÇIKACAĞIZ'Her geçen yıl ülkeye, özellikle Antalya ve Alanya'ya gelen turist sayısının artığını aktaran Sili, 2020 yılında 2019'a göre yüzde olarak ikili hanelerde bir artış olacağını öngördüklerini söyledi. Sili, "Bizim Antalya ve Alanya- Gazipaşa havalimanında en fazla yaptığımız sayı, 2014 yılında 12 milyon 500 bindi. 2018'de 13,5 milyon rakamını, 2019'da 15 milyon rakamını geçmiş durumdayız. 2020'de bir artış söz konusu olacak gibi. Burada temel sorunumuz kişi başı gelir noktasındaydı. 2014- 2015 yıllarında 800 doların üzerinde olan kişi başı gelirimiz, 2019'da 650 dolar seviyesinde gerçekleşti. Tabii 2016 senesinde yaşadığımız kriz, 2017 senesi, bunların hepsi bir etkendir ama toparlanma sürecine girmiş bulunuyoruz ve talebin de ciddi şekilde artmış olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

Turizm fuarları hakkında da konuşan Sili, "Gelinen noktada fuarlar tek başına yeterli olmuyor. Kaldı ki Kültür ve Turizm Bakanlığımız da dünya genelinde katılmış olduğu fuar sayısını azalttı" dedi.

'PAZARLAMA ARTIK SOSYAL MEDYADA GERÇEKLEŞİYOR'Sosyal medyanın bugün yarattığı etkinin her konuda daha fazla olduğunu söyleyen Sili, "Sosyal mecra son derece önemli. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin de bu konuda demeç verdi. Sadece turizmde değil, dünya genelinde pazarlama artık sosyal medya üzerinden gerçekleştiriliyor. Bütün datalar onun üzerinden alınıyor ve faaliyetlerinizi de o noktada geliştirmeniz gerekiyor. Biz de Alanya olarak o noktada ciddi çabalar içerisindeyiz. ATAV blogger, vlogger, köşe yazarlarını ağırlayarak, sosyal medya fenomenlerini burada misafir edip belirli kurgularla birtakım filmler çektirerek bulundukları ya da etkileşimde oldukları pazarlarda ya da insanlar nezdinde ciddi bir pazarlama çabası içinde .Bunun artırılması gerekiyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NEN EN ÖNEMLİ OLMAZSA OLMAZ SEKTÖRÜ TURİZM'Burhan Sili, "Bundan sonraki süreçte teknolojik, dijital pazarlama noktalarını göz önünde bulundurduğumuzda kaynak pazarlarımızdan gelecek olan, planlanan tarifeli seferlerin de yani tur operatörlerine bağlı olmayan seferlerin artırılması ile birlikte, özellikle Antalya ve Alanya bölgesi tur operatörlerine bağımlı olmaktan çıkma çabası içinde. Bu hem kaynak pazar artırma yolunda bir çaba hem de ürünü artırma yolunda bir çaba ile birleştiği zaman kişi başı gelirimizde de ciddi bir artış elde edeceğimize inanıyoruz. Çünkü Türkiye'nin şu an en önemli sektörü, olmazsa olmaz sektör turizm" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------RÖP: Burhan Sili

HABER- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA (Antalya)

Haber Kodu : 200128027

===================

Polyester ustası Fadime BURDUR'un Bucak ilçesinde, kaporta ustası olarak çalışan Uğur Çelik, 10 yıl önce işleri kötü gittiği için işçi çalıştırmakta zorluk çekince eşi Fadime Çelik'i çırak olarak yanına aldı. Bir süre sonra hurda işini bırakan çift, polyesterden kamyon yedek parçası üretimine başladı. Ünleri yayılan çift, şimdi Türkiye'nin her yerinden polyester kamyon parçası siparişi alıyor.

Bucak Sanayi Sitesi'nde kaporta ustası Uğur Çelik, işleri kötü gittiği için işçi ve çırak çalıştıramayınca çareyi eşi Fadime Çelik'i yanında çalıştırmakta buldu. İşlerinin azalması üzerine hurdacılığı bırakan çift, kamyon üreticisi şirketin bazı parçaların üretimini sona erdirmesi üzerine, bu parçaları evlerinin altındaki atölyede polyesterden imal etmeye başladı. İmalatta kullandıkları ilaçların kokusu ve yanıcı özelliği nedeniyle mahalle sakinlerince şikayet edilen çift, Küçük Sanayi Sitesinden dükkan kiraladı. Fadime ve Uğur Çelik kamyonların şoför mahallindeki parçalarının yanı sıra tampon kısmındaki parçaların üretimine de ağırlık verdi. Polyester ustası olan Çelik çiftinin ünü, kamyoncular ve sosyal medya kanalıyla yayıldı. Türkiye genelinden sipariş almaya başlayan çift, kısa sürede kazandıkları parayla sanayi sitesinde kiracı olarak girdikleri dükkanı satın aldı. Çift, sonrasında birkaç dükkan daha satın aldı.

Yaklaşık 10 yıl önce eşinin yanında çırak olarak işe başladığını, şimdi polyester ustası olduğunu söyleyen Fadime Çelik, "10 yıldır patentli, kamyonlarda kullanılmak üzere polyesterden parçalar imalat ediyorum. Özellikle kamyonların ön tamponları, basamak, 5 tonluk, 10 tonluk su tankları gibi müşterinin talebine göre imalat yapıyoruz. Kamyonların bütün parçalarını yaptım" dedi.

'KENDİNE GÜVENECEKSİN, KADINLAR HER YERDE BAŞARILI OLUR'Fadime Çelik, bir kadın olarak sanayide çalışmanın zor olduğunu belirtip, "Ama her şeyden önce kendine güveneceksin. Ben bunları aştım. Benim için sanayi manayi fark etmez, kadınlar her yerde başarılı olur. Sanayide çok zorluklar çektim. İş olduğu zaman akşamları çalışamıyorsunuz. Bir dükkandan öbür dükkana gidemiyorsunuz, bayanların benim mesleğimi yapmasını çok isterim. Neden derseniz benim mesleğim çok güzel" dedi.

Fadime Çelik'in eşi Uğur Çelik ise ürettikleri yan sanayi polyester kamyon parçaları için Rize'den Edirne'ye her yerden sipariş aldıklarını söyledi. Uğur Çelik, "Eşimin işe başlaması yokluktan oldu. Çalıştıracak işçi bulamayınca, kamyonların üretimi kapanınca iş yapamaz hale geldik. İş yerimizi kapattık 1 yıl mola verdik. Daha sonra evde çalışmaya başladık, olmadı. Ardından Bucak Sanayi Sitesinde dükkan aldık. İmalatımızı yapıyoruz. Şimdi işimiz yolunda Allah'a şükür kazanıyoruz" diye konuştu.

KAYMAKAM VE BELEDİYE BAŞKANI ZİYARET ETTİFadime Çelik ve eşi Uğur Çelik'i, iş yerinde ziyaret eden Bucak Kaymakamı Erol Tanrıkulu ve Belediye Başkanı Emrullah Ünal Uğur, çifti kutladı. Kaymakam Tanrıkulu, "Bucaklı insanımız kadını ile erkeği ile ne kadar çok çalışkan, üretken, bir araya gelerek neleri başarabildiklerini görüyoruz. Bir firmanın yan sanayi parçalarını üretmiş ve üretmeye de devam ediyorlar. Ticari hayatta sıkıntılar olabiliyor. Ama bıkmadan, yılmadan sıkılmadan üretmeye devam edip, üretimin güzel bir örneğini gösteriyorlar. Kendilerini tebrik ediyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Fadime Çelik 10 yıldır polyester ustasıBucak Kaymakamı Erol Tanrıku ve Belediye Başkanı Emrullah Ünal ziyaret, Fadime Çelik polyester çalışması yaparken, Fadime Çelik ile röportajEşi Uğur çelik'in konuşmalarıKaymakam Erol Tanrıkulu röportajFadime Çelik ve eşi Uğur Çelik polyester parça üretimi yaparkenFadime çelik hem çalışıp hem de konuşurkenYaptığı yedek parçalar ve konuşmaları

HABER- KAMERA: Halim AKCA/BUCAK(Burdur),

Haber Kodu : 200128028===============================

Göl manzaralı kayak BURDUR'un Yeşilova ilçesinde 'Türkiye'nin Maldivleri' olarak adlandırılan Salda Gölü manzaralı 2079 rakımlı Salda Kayak Merkezi'ni başta Antalya olmak üzere birçok ilden günübirlik kayakçı ziyaret ediyor. Merkezde bulunan 5 pist ile kayakçılar, istedikleri kadar spor yapıp, Salda Gölü'nün manzarasının keyfini çıkarıyor.

'Türkiye'nin Maldivleri' olarak tanımlanan Salda Gölü'nü her yaz binlerce turist ziyaret ediyor. Kış aylarında da ziyaretler, Salda Gölü'ne 17 kilometre uzaklıktaki kayak merkezine gelenler tarafından devam ediyor. En uzunu 1600, en kısası 500 metre olan 5 pist, 860 metrede zirveye ulaşan 2 kişilik teleski ile her seviyeden kayakçıya hitap eden Salda Kayak Merkezi'nin en önemli özelliği ise Salda Gölü manzaralı olması. Günübirlik turizme hizmet veren merkezin Burdur şehir merkezine uzaklığı 72, Yeşilova ilçesine ise 12 kilometreyken, bölge karda yürüyüş yapmayı sevenlerin de gözdesi oldu.

Eşeler Yaylası'ndandaki Salda Kayak Merkezi'nin şehre yakınlığının bir avantaj olduğunu belirten Antalyalı dağcı Cuma Gök, hafta sonları kayak yapmak isteyenlerin rahatlıkla merkeze ulaşabildiğini söyledi. Gök, "Salda Kayak Merkezi'nde en büyük keyif ise göl manzarası eşliğinde kayak yapmak" dedi.Kayak merkezine ilk kez gelen ziyaretçilerden biri de göl manzarası eşliğinde kayak yapmanın çok güzel olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------Drone görüntü, kayak merkezi ve Salda GölüDrone görüntü, kayak merkezinde günübirlik kamp yapanlar, çadır görüntüsüÇam ağaçlarının görüntüsüGöl manzarasında şarap içilmesi (Bu verilmez sanırım)Karların üstüne yatmış bir genç kız görüntüsüCuma Gök konuşmasıPistte kayak yapanların görüntüsüKarda yürüyüş yapanların görüntüsüSalda Gölü'nü seyreden vatandaşların görüntüsüSalda Gölü manzarasıKayak merkezi ve kayanların, pistelerin, teleski görüntüsüPistte kayanların görüntüsüMerkezin görüntüsüBir vatandaş konuşması

HABER- KAMERA: Selma KUNAR/BURDUR,

Haber Kodu : 200128023===========================

Alkollü olduğu gerekçesiyle yazılan cezayı mahkemede iptal ettirdi

ISPARTA'da trafik uygulamasında durdurulan Mehmet Altun'a (45), alkolmetreyle yapılan ölçüm sonrası 0.73 promil alkollü olduğu gerekçesiyle 1228 TL para cezası yazılıp, ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu. Alkol kullanmadığını söyleyen Mehmet Altun, hemen hastaneye gidip kan testi yaptırdı. Testte alkolsüz çıkan Altun, karara itiraz etti. Mahkeme, cezayı ve ehliyete el koyma kararını iptal etti.

Olay, 14 Ocak tarihinde Bahçelievler Mahallesi 143'üncü Cadde'de meydana geldi. Bir şirkette pazarlama müdürü olarak çalışan Mehmet Altun'un kullandığı otomobil, saat 02.45 sıralarında trafik polislerince kontrol noktasında durduruldu. Alkolmetreyle yapılan ölçümde Mehmet Altun'a 0.73 promil alkollü olduğu gerekçesiyle 1128 TL para cezası kesilirken, ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu. Sonrasında olay yerine çağırdığı bir arkadaşının direksiyonuna geçtiği aynı araçla Isparta Şehir Hastanesi'ne giden Mehmet Altun, alkol testi yaptırdı. Testte kanındaki alkol miktarının '0' olduğu yönünde rapor verilen Altun, aynı günün sabahı Isparta 1'inci Sulh Ceza Hakimliği'ne idari para cezası ile sürücü belgesine el konulması kararına itiraz etti.

MAHKEME CEZAYI İPTAL ETTİMahkemenin 22 Ocak tarihinde verdiği kararda, "Kandaki alkol durumuna dair Isparta Şehir Hastanesi laboratuvar sonucu eklendiği, laboratuvar sonuç raporunda itiraz edenin 0 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, alkolmetre ölçümünün 14 Ocak 2020 tarihinde saat 02.45'te yapıldığı, Isparta Şehir Hastanesi laboratuvarında kan alımının ise 45 dakika sonra saat 03.30'da yapıldığı, alkolmetreyle ilk ölçüm saatinden sonra sağlık kuruluşunda yapılan ölçüm saatine kadar geçen süre için her bir saatte 0,15 promil eklenerek, trafik kontrolü anındaki alkol oranının saptanması gerektiği, bu durumda arada 45 dakika olduğu göz önünde bulundurulduğunda itiraz edenin trafik kontrolü anında 0,11 + 0,01= 0,12 promil alkollü olduğu, bu oranın da Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinde belirlenen sınırların altında kaldığı anlaşılmış olup, sağlık kuruluşunda laboratuvarda yapılan ölçümün daha bilimsel ve doğru olduğu kabul edilerek itiraz edenin itirazı yerinde görülmektedir" denildi.

Kararla birlikte, idari para cezası tutanağı ve sürücü belgesine el koyma tutanağının iptaline, idari para cezasının kaldırılmasına ve sürücü belgesinin iadesine karar verildi.

'EHLİYETİME KAVUŞTUM, MUTLUYUM'Kararın ardından ehliyetine kavuşan ve cezası iptal edilen Mehmet Altun, Demirören Haber Ajansı'na konuştu. Mehmet Altun, "Cezayı yedikten sonra Isparta Şehir Hastanesi'ne giderek kan tahlili yaptırdım. Rapor sonucu ile mahkemeye başvurduk. ve yaklaşık 10 gün gibi bir sürede de mahkeme cezamı iptal etti. Ehliyetime kavuştum, mutluyum" dedi.

'KAN TAHLİLİ YAPTIRMALARINI ÖNERİYORUM'Sürücülere de uyarıda bulunan Mehmet Altun, "Alkol kullanmadığı halde ceza yiyen sürücülere, hiç vakit kaybetmeden en yakın hastaneye giderek kan tahlili yaptırmalarını öneriyorum. Bizim başımıza geldi, diğer insanların başına gelmesin" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Mehmet Altun'un aracının yanına gelişiAltun'un aracın direksiyonunda görüntüsüAltun'dan detaylarRÖP: Mehmet AltunDetay

HABER- KAMERA: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,

Haber Kodu : 200128032==============

'İzmirli Teyzeler'den depremzedelere yardım İZMİR'de, sosyal medya üzerinden tanışıp gönüllü olarak kurdukları grupla doğudaki köy okullarında okuyan öğrencileri ısıtmak için örgü yapan 'İzmirli Teyzeler' grubu, Elazığ'daki depremzedeler için harekete geçti. Grup, soğuk kış gününde depremzedeler için giyim ve gıda malzemelerinden oluşan 12 koli hazırladı.

?İzmir'de oturan 50- 65 yaşlarındaki yaklaşık 80 gönüllü kadın, 3 yıl önce sosyal medyada tanışıp, kendilerine 'İzmirli Teyzeler' adını verdikleri grubu kurdu. Bir araya gelen kadınlar, ördükleri ürünleri doğudaki köy okullarında eğitim gören öğrencilere gönderip, zorlu kış koşullarında ısınmalarını sağladı. 'İzmirli Teyzeler' şimdi de Elazığ'daki depremzedeler için kolları sıvadı. Grup, ayakkabı, mont, çocuk kıyafetleri ve battaniyelerin yanı sıra gıda malzemelerinden oluşan 12 koliyi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) aracılığıyla Elazığ'a gönderdi.

'İzmirli Teyzeler' grubu olarak köy okullarındaki öğrencilere bere, boyunluk ve atkı ördüklerini anlatan grup üyesi Mukaddes Çevik, Elazığ'daki deprem felaketini duyar duymaz depodaki malzemeleri çıkardıklarını belirterek, "Sosyal medyada takipçilerimize duyurular yaptık. 3 gün içinde 12 koli malzeme topladık. Ayakkabı, mont, çocuk kıyafetleri ve battaniyeleri Elazığ'daki deprem bölgesine gönderiyoruz. Ben daha önce Van Erciş depremini yaşadım. Bu depremi duyunca aynı acıyı hissettim. Onların üşüdüğünü hissedip canımız acıdı. Bu gayretimiz de o hisle yapıldı. Denizde kum parçası olabilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

'ONLAR ORADA SOĞUKTA ÜŞÜYOR, BEN BURADA UYUYAMIYORUM'Evinin kapısını her çarşamba 'İzmirli Teyzeler' grubuna açan Sevgi Vural (67) da yalnız oturduğunu belirterek şunları söyledi:  "Geçen gün İzmir de sallandı. Tek başıma çok korktum. Elazığ'a büyük geçmiş olsun. Ölenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Allah böyle bir dert vermesin bir daha. Ben evimde uyuyamıyorum, onlar soğukta üşüyor diye. Bugün de yardım için toplandık. İnşallah devamı gelecek. Bu giyim malzemelerinin dışında kuru bakliyat, pirinç, bulgur, un, yağ, salça, şeker ve bisküvi gibi malzemeler topladık. Paylaşmayı bilirsek hayat daha güzel olur."

'DAMLAYA DAMLAYA KOCAMAN BİR GÖL OLUR'Deprem nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını anlatan Necmiye Uğur ise bu grubun içinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Beni aradılar koşa koşa geldim. Çorbada biraz tuzum olursa ne mutlu bana. Ben de bereler ve yün getirdim. Gıda yardımına maddi destekte bulundum. Elimden bu kadar geldi" dedi.

Elif Kural da, "Çok huzurlu hissediyorum kendimi. Çok şükür bir telefonla kenetlenebiliyoruz. Elimizde ne varsa getirdik. Battaniye kışlık kıyafet topladık. Kardeşlerimize rabbim yardımcı olsun. Birkaç posta daha göndereceğiz. Damlaya damlaya kocaman bir göl olur" diye konuştu.

'ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ'Anneannesi Nilgün Ergül ile birlikte gelen en küçük üye 8 yaşındaki Ela Karabulut da destek vererek, "Ben 50 TL getirdim. Oradaki kişiler yiyecek alabilirler. Buradaki herkesi çok sevdim. Büyüyünce böyle çalışmak istiyorum. Depremi duyunca çok üzüldüm" dedi.

Grup üyesi Hülya Hallaçkoşanlar da şöyle konuştu: "Akşam yatınca başım huzurlu yatıyorum. Elazığ'daki yaralılara şifa diliyorum. Elimizden geleni yapıyoruz. Amacımız belli, Allah kabul etsin yerine ulaştırsın."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Kolilenen malzemelerden görüntü,Örgü ören kadınlardan görüntü,Grup üyelerinin toplu görüntüsü,Röportajlar.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,

Haber Kodu : 200128035

=============================

Öğrencilerin sömestir tatilinde Pony Park keyfi Aydın'ın Kuşadası ilçesinde çocuklar, aileleriyle birlikte çoğunluğu 'Pony' cinsi atların bulunduğu parka giderek, sömestir tatilinin keyfini çıkarıyor.

Kuşadası'ndaki öğrenciler, 15 günlük sömestir tatilinin keyfini Kuştur mevkisindeki 3 dönümlük arazide bulunan Pony Park'ta çıkarıyor. Haziran ayında, Kuşadası Belediyesi'nin verdiği destekle kurulan park, öğrenci ve ailelerden yoğun ilgi görüyor. Kış mevsimi olmasına rağmen kentte hava sıcaklıklarının normalin üzerinde seyretmesini fırsat bilen anne ve babalar çocuklarıyla birlikte güzel zaman geçirmek için soluğu Pony Park'ta alıyor. Büyüklerin yanı sıra 'Pony' cinsi atların da bulunduğu tesiste ata binen çocuklar, bir yandan da parktaki tavus kuşu, sülün ve cüce keçi gibi diğer canlıları besleyip küçük yaşta hayvan sevgisi ediniyor.

Her hafta sonu Pony Park'a ailece geldiklerini belirten esnaf Ahmet Altıntaş (36), "Burası çocukların doğal bir ortamda hayvanlarla vakit geçirebilmesi için çok güzel bir yer. Kuşadası Belediyesi'ne bize böyle bir imkan sunduğu için teşekkür ediyoruz. İlçemizde bu tür alanların çoğalmasını istiyoruz" dedi.

'FAYTON ÇEKİYORLARDI'İşletme sahibi Hüseyin Birinci ise Pony Park'ın küçük yaştan itibaren çocuklara hayvan sevgisi aşıladığını söyledi. Parktaki atların daha önce ilçe merkezindeki faytonları çektiğini ifade eden Birinci, "Hayvan haklarını son derece önemseyen bir belediye başkanımız var. Buradaki atlar yaz mevsiminin sıcağında faytonlara koşulmak yerine artık minik misafirlerimizin ilgi ve alakalarına mazhar oluyorlar. Hem çocuklar hem de aileler bu durumdan son derece memnun" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Pony Park'tan genel ve detay görüntüler.Çocukların atları severken görüntüsüParka gelen Ahmet Altınaş ve Okan Davaz ile röp.İşletme sahibi Hüseyin Birinci ile röp.

Haber-Kamera: Eşber OKAYER/ (KUŞADASI) (Aydın),

Haber Kodu : 200128049================================

Kısmen kuruyan gölete pelikan akını

EDİRNE'de, yağışların azlığı nedeniyle büyük ölçüde suyun azaldığı Kocadere Göleti'ne pelikanlar akın etti. Pelikanların kuruyan gölette daha rahat beslendiği için burayı tercih ettiği değerlendiriliyor.

Gala Gölü Milli Parkı'nda konaklayan kuş türlerinden olan pelikanlar, son günlerde büyük ölçüde kuruyan Keşan ilçesindeki Kocadere Göleti'ne geldi. Balıkçıl olan uzun gagalı kuşlar, suyu azalan göletteki balık bolluğu nedeniyle rahatlıkla besleniyor. Halk, göletin üzerinde uçan pelikanların fotoğraflarını çekiyor.  Ayrıca gölet, birçok kuş türünü barındırıyor.

Görüntü Dökümü-----------------------Drone ile kısmen kuruyan göletten gör.-Göletin üzerinde uçan pelikanlar-Gölette su üzerinde duran pelikanlar-Su üstünde uçan pelikanlar ve diğer kuşlar-Gölet çevresi-Göletin kuruyan kısımları-DetaylarHaber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-

Haber Kodu : 200128030

======================

Bayburt Ehramı tescillendi BAYBURT'ta, kadınlar tarafından yöresel giysi olarak kullanılan ve koyun yününden üretilen 'Bayburt Ehramı', Bayburt Üniversitesi'nin girişimiyle tescillenip, coğrafi işaret belgesi aldı. Bazı bölgelerde 'ihram' olarak adlandırılan ehram dokumacılığından yapılan yelek, çanta, masa örtüsü, seccade gibi pek çok ürün, kent sakinlerinin yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağı oluyor.

Anadolu'da el tezgahlarında dokunan ve birçok yörede kadınların geleneksel giysileri arasında yer alan 'ehram' geleneği, Bayburt'ta asırlardır sürüyor. Tüm vücudu kaplayan ehram, yazın serin tutarken, kışın da sıcak tutuyor. Ehram dokumacılığından yapılan yelek, çanta, masa örtüsü, seccade, perde ve kravat gibi pek çok ürün de kent sakinlerinin yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Tamamen koyun yününden üretilen 'Bayburt Ehramı', Bayburt Üniversitesi'nin girişimleri ile Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenerek, coğrafi işaret belgesi aldı.

'GELECEK NESİLLERE AKTARILMALI'Ulusal ve uluslararası alanda Bayburt Ehramı'nın tanıtımı için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, "Ehram; dokuma tekniği ve motifleriyle Bayburt'un yöresel özelliklerini barındırıyor ve kentte yapılan yöresel kumaşların da başında geliyor. Bayburt Üniversitesi bünyesinde kurulan ehram atölyesinde, ehram kumaşıyla modern uygulamalar yapılıyor. Aynı zamanda Bayburt Ehramı'nda yer alan geleneksel motiflerin, dokuma tekniklerinin korunması ve tanıtımının yapılması için de çalışmalarımız devam ediyor. Bayburt Ehramı'nın, geleneksel özellikleri ve kalitesi korunarak, gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Bu amaçla Bayburt Üniversitesi olarak Bayburt Ehramı'nın tescillenmesi için çalışmalar yaptık, 25 Aralık 2019 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ehram tescil edildi. Şehrimize ve üniversitemize hayırlı olsun" dedi.

'BU KARAR BİZİ MUTLU ETTİ'Bayburt Ehramı yapan El Sanatları Öğreticisi Sevim Atamer ise bu kararın kendilerini mutlu ettiğini ifade etti. Atamer, " Erzurum'un da ehramı var, ancak Bayburt ve Erzurum ehramları birbirinden çok farklıdır. Bizim nakışlarımız ve taraklarımız çok farklı ayrıca Bayburt Ehramı daha incedir. Şimdi ehramdan günümüze uygun ürünler de yapmaya başladık" diye konuştu.

'ÇOCUK ANNESİNE, BİZ DE EHRAMLARIMIZA SARILIYORUZ'Ehram giyen Melahat Güzel, geleneksel kıyafetleri olduğunu belirterek, "Bu bizim yöremizin örf ve adetleri arasında yer alıyor. Tescillendiği için de mutluyuz. Soğuk havalara rağmen ehram bizleri sıcak tutuyor. Taş toprağa, çocuk annesine sarıldığı gibi biz de ehramlarımıza sarılıyoruz" dedi.

'EN GÜZEL EHRAMLAR, BAYBURT'A AİTTİR'Ehramın, Bayburt'a ait olduğunu söyleyen Halime Öztürk ise, "Herkes ehramın, Erzurum'a ait olduğunu söylüyor ama ehram Bayburt'undur. En güzel nakışlı ve en ince ehramlar, Bayburt'a aittir. Ehram, tescillendiği için de çok mutluyuz" diye konuştu.

EHRAM DOKUMACILIĞIEhram, ince eğrilmiş koyun yününden yapılan, düz yüzeyli mekikli dokumanın ve bu dokumanın iki kanadının birleştirilmesiyle elde edilen kadın dış giysisinin adıdır. Ehram daha çok Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt illeri başta olmak üzere, buralara yakın illerdeki el tezgahlarında üretilip kullanılır. Yazılı kaynaklarda ehramın ilk ne zaman dokunmaya ve kullanılmaya başlandığına ilişkin kesin bilgiye ulaşılamamakla birlikte bugünkü şekliyle 1850'li yıllardan beri kullanıldığı belirtilmektedir. Bayburt'un el sanatlarında önemli yere sahip ehram; özellikle kadınların tercih ettiği kıyafetlerin başında gelir. Ehram dokumacılığından tasarlanan yatak örtüsü, masa örtüsü, modernize edilmiş kadın giysileri (yelek, şal, fular, şapka) ve çanta gibi aksesuarlar da üretilmektedir.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Ehram giyen Bayburtlu kadınlardan detaylar-Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun ile röportaj-Bayburt Ehramı yapan El Sanatları Öğreticisi Sevim Atamer ile röportaj-Ehram giyen kadınlarla röportaj-Bayburt Ehramı yapan kadınlardan detaylar-Ehramdan yapılan ürünlerden detaylar

Haber-Kamera: Murat SÖYLEMEZ/BAYBURT,

Haber Kodu : 200128022==================================

Öğrenciler, Palandöken'de stres atıyor DÜNYANIN sayılı kayak merkezleri arasında gösterilen Erzurum'daki Palandöken Kayak Merkezi, sömestir tatili dolayısıyla öğrencilerle dolup taştı. Kayat pistine dolduran binlerce öğrenci, tatilin keyfini doyasıya çıkarıyor.

Palandöken Kayak Merkezi'ndeki otellerde sömestir tatili nedeniyle doluluk oranı yüzde 100'lere ulaştı. Kar kalınlığının Konaklı Kayak Merkezi'nde 1, Palandöken'de ise 90 santim olması nedeniyle öğrenciler aileleriyle birilikte tatilin keyfini çıkarıyor. Yarı dönemin stresini Palandöken'in karlı doruklarına bırakan öğrenciler ve aileleri, otellerin ışıklandırılmış pistlerinde gece yarısına kadar kayak yapma imkanı bulabiliyor. Tatil için İstanbul'dan Erzurum'a geldiklerini söyleyen Pınar Gürey, "Palandöken'e ailece ilk kez geliyoruz. Üniversite Kış Oyunları ve EYOF 2017'ye ev sahipliği yapan Palandöken'deki pistler ve mekanik tesisler harika. Palandöken'de kayak yapmak gerçekten bir ayrıcalıkmış. Gece kayağı ise muhteşem. Kente indiğimizde ise Selçuklu mimarisini taşıyan birbirinden güzel tarihi eserlerle tanıştık. Ayrıca burada sadece kayak değil, buz sporları ve kaplıcaları ile de ünlü" diye konuştu.

Palandöken'deki Sway Otel Genel Müdürü Ömer Akca, dolu dolu bir sezon geçirdiklerini söyledi. Palandöken'in yarıyıl tatilinde cıvıl cıvıl olduğunu belirten Akca, "Yarı yıl tatiline girilmesiyle beraber, Palandöken cıvıl cıvıl. Özellikler İstanbul, İzmir ve Ankara'dan gelen misafirlerimiz şu anda tesislerimizi yüzde 100 doldurdu. Yoğun geçen eğitim-öğretim sezonunun ortasında verilen tatilde buraya gelen öğrenciler stres atıyor. Pistlerimiz ve Erzurum'da hava çok güzel. Gelenler misafirlerimiz de biz de fazlasıyla mutluyuz" dedi.Öte yandan Erzurum Büyükşehir Belediyesi, merkez ilçe belediyeler, kayak kulüpleri ile Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Palandöken'de başlattığı temel kayak eğitim projesine yarıyıl tetilinde hız verildi. Bu eğitimlerden yüzlerce öğrenci kayak yapmayı öğrendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Kayak yapan öğrenciler.-Öğrencilerle röp-Sway Otel Genel Müdürü Ömer Akca ile röp-Palandöken dağının drone ile çekilen genel görüntüsü

Haber-Kamera: Turgay İPEK/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200128031===================================

Erzurumlular kış sporlarını sevdi

ERZURUM'da kış sporlarına ilgi her geçen gün artıyor. Bir zamanlar 46 olan futbol kulübü sayısı 10'a kadar düşerken, kış sporlarıyla ilgili faaliyet gösteren kulüp sayısı ise 170'e ulaştı. Yaklaşık 9 bin lisanslı sporcunun bulunduğu Erzurum'da kayak branşı 4 bin 75 sporcuyla ilk sırada yeralıyor.

Milyonların futbol sevdasıyla yaşadığı günümüzde Erzurum'da kış sporlarının trendi her geçen yıl biraz daha yükseliyor. 2000'li yıllarda 46 kulübün faaliyet gösterdiği Erzurum'da 2020 yılının Şubat ayında yapılacak amatör küme maçlarına sadece 9 takım katılma müracaatında bulundu. Süper Amatör, 1'inci Amatör ve 2'inci amatör küme olmak üzere bir çok grupta mücadele eden takımlar 2020'de sadece 1'inci Amatör Kümede maça çıkacak. Bin 676 lisanslı sporcu sayısı bulunan futbola ilgi her geçen yıl biraz daha azalıyor.

UNIVERSIADE İLE BİRLİKTE PATLAMA YAŞANDI

Amatör futbolun her geçen yıl gerilediği Erzurum'da 2011'de düzenlenen Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'yla (UNIVERSIADE) birlikte kış sporlarında büyük bir patlama yaşandı. New York Times Gazetesi tarafından dünyanın 18'inci kayak merkezi olarak gösterilen Palandöken ve buz salonları ve diğer tesisleriyle Erzurum kış sporlarının merkezi oldu. Kayaklı koşu, biatlon, kayakla atlama, alp disiplini branşını barındıran kayağın yanısıra buz pateni, buz hokeyi, curling sporlarında onlarca yeni kulüp kuruldu.

Başta kayak olmak üzere çeşitli dallarda faaliyet gösteren 170'e yakın kulüpte yaklaşık 9 bin sporcu lisans aldı. Erzurum'da kayak branşı 4 bin 75 lisanslı sporcu ile en çok ilgi gösterilen kış sporu oldu. Bunun ardından çocuk ve gençlerin en çok ilgi gösterdiği branşlar ise 2 bin 56 sporcuyla buz pateni, 2 bin 9 sporcu ile buz pateni olurken, buzun satrancı olarak bilinen curlingde lisanslı sporcu sayısı ise 700'e ulaştı. Kış sporlarında lisans alan sporcuların 5 bin 671'ini erkekler oluştururken 3 bin 33 kadın bu branşları tercih ederek lisans aldı.

KAYAK ATA SPORU OLMALIKayak Federasyonu Başkanı Ali Oto, özellikle Doğu'da kayağın ata sporu haline getirilmesi için çalıştıklarını belirterek, 3-4 ay kar altında olan şehirlerde kayak okulları açılması gerektiğini söyledi. Milli eğitim müdürlükleriyle görüştüklerini ifade eden Başkan Ali Oto, 7'den 70'e herkesin yapabildiği kayağa ilginin arttığını kaydetti.

CURLİNGTE 70 KULÜP 700 SPORCUKış sporları içinde curling branşında uluslararası müsabakalarda önemli başarılar elde ettiklerini vurgulayan Curling Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akın, Erzurum'da 5 buz salonu bulunduğunu kaydetti. 4 salonun buz hokeyi ve buz pateni branşlarına hizmet ettiğini bir salonunda ise curling sporu yapıldığını anlatan Akın, Erzurum'da 70'e yakın kulüpte kadın erkek 700'e yakın sporcu olduğunu bildirdi.

Curling Genç Milli Takımı Antrenörü Bilal Ömer Çakır, UNIVERSIADE sonrası Erzurum'da kış sporlarının önemli bir aşama kaydettiğini söyledi. Erzurumluların kış sporları özellikle de curlingi sevdiğini ifade eden Çakır, futbol, basketbol ve voleybol gibi spor dallarında lisansı olan çok sayıda sporcunun curlinge başladığını belirtti. Çakır, "Erzurum zaten kış memleketi. Kış aylarında zaten herkes cadde ve sokaklarda curling yapıyor. Bizim ayağımız buza alışkın bu spor dalında diğer yerlere göre biraz daha öndeyiz diye düşünüyorum" diye konuştu.

FUTBOL KAN KAYBETTİBir zamanlar büyük mücadeleye sahne olan amatör futbolda kan kaybını desteklerin azalmasına bağlayan Futbol İl Temsilcisi Burhanettin Andiç, "2000'li yıllarda 40'tan fazla kulüp başta süper amatör olmak üzere Erzurum'da düzenlenen liglere katılıyordu. Erzurum merkezdeki kulüplerin yanısıra ilçelerde de futbol kulüpleri amatör kümelerde şampiyonluk mücadelesi veriyordu. Son yıllarda kulüp sayısı çok azaldı. Bu yıl düzenlenecek amatör küme maçlarına sadece 9 takım katılma hakkı elde etti" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Palandöken Kayak Merkezi-Kayak yapan çocuklar-Kayak Federasyonu Başkanı Ali Oto ile röp-Kayak yapanların görüntüsü-Kayakçılarla röp-Buz pateni salonu-Short track yapan çocuklar-Sporcularla röp-Curling salonu ve çalışan sporcular-Curling Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akın ile röp-Curlign oynayan sporcular-Milli takım antrenörü Bilal Ömer Çakır ile röp-Buz hokeyi maçından görüntü

Haber: Salih TEKİN/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200128033===============================

NCL hastası Umut bebek, yaşamak için ilaç bekliyor ADANA'da Şehmus- Leyla Karahan çifti, 'beyincik erimesi' tanısı konulan çocukları İsmail'in üç ay önce ölümünden sonra bu kez, 8 aylık bebekleri Umut'un da ayna hastalığı yakalandığını öğrenince büyük üzüntü yaşadı. Çocuğunun tedavisi için dozu 17 bin Euro olan ilaçtan her ay iki kez kullanılması gerektiğini belirten anne Leyla Karahan, "İlaç çok pahalı, gücümüz yetmiyor. Gözümün önünde iki çocuğum da gidiyor. Gücümüz kalmadı. Ne olur, yalvarıyorum. Bize yardım edin" diyerek gözyaşı döktü.

Merkez Seyhan ilçesi Bey Mahallesi'nde oturan Şehmus (36) ile Leyla Karahan (37) çifti, 2010 yılında evlendi. Çiftin bu evlilikten İsmail, Ömer (5) ve Umut (8 aylık) adında 3 çocukları oldu. En büyük çocukları İsmail, 2 buçuk yaşındayken baygınlık geçirdi. Aile bu durumdan başta şüphelenmedi. İsmail ikinci kez bayılınca, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi'ne götürüldü. İsmail'e başta teşhis konulmasa da yapılan genetik testin ardından Nöronal Ceroid Lipofussinozis Tip 2 (beyincik erimesi) tanısı kondu. Hastalığın tedavisi olmadığını öğrenen aile adeta yıkıldı. İsmail, 4 yaşında yatalak oldu ve 3 ay önce 8 yaşında hayatını kaybetti.

Aile, ilk çocuklarını kaybetmenin üzerine diğer çocuklarına da genetik test yaptırdı. Karahan çifti, diğer çocuğu Umut'un da aynı hastalığa yakalandığını öğrenince bir kez daha yıkıldı. Aile, Almanya'da NCL hastalığı için 'Cerliponase Alfa' adında bir ilaç bulunduğunu, ancak dozu 17 bin Euro olan ilaçtan ayda iki kez kullanması gerektiğini öğrendi. Bu ilacı alabilecek ekonomik güçleri bulunmadığını belirten aile, hayırseverlere yardım çağrısında bulundu.

İLACIN DOZU GİDEREK DÜŞECEKTedavi hakkında da bilgi veren aile, ilk önceleri bu ilacın ayda iki kez kullanıması gerektiğini, ardından Umut'un tedaviye cevap vermesiyle ayda 1 doza düşeceği ve zamanla tamamen kaldırılacağını belirtti.

'UMUT'UMU KAYBETMEK İSTEMİYORUM'İlaç masrafını mevcut gelirleriyle karşılayamadıklarını ve çocuğunun yaşaması için yardım çağrısında bulunan baba Karahan, "Almanya'da bu hastalığın bir ilacı olduğunu öğrendik ancak pahalı ve ömür boyu kullanılmak zorunda olmasından dolayı sevinemedik. Çocuğumuzun gözümüzün önünde erimesini, öleceği günü beklemek istemiyoruz. Başta Cumhurbaşkanımıza, tüm anne ve babalara, hayırseverlere sesleniyoruz. Ağabeyi gibi Umut'umu da kaybetmek istemiyorum. Biz yardımcı olun" diye konuştu.

'GÜCÜMÜZ KALMADI'Anne Leyla Karahan ise hayırseverlerden yardım beklediklerini belirterek, "İlk çocuğum 8 yaşında vefat etti. Şimdi de Umut'un hastalığını öğrendik. İlaç çok pahalı, gücümüz yetmiyor. Gözümün önünde ikinci çocuğum da gidiyor. Gücümüz kalmadı. Ne olur, yalvarıyorum. Cumhurbaşkanımızdan destek bekliyorum" diyerek göz yaşlarına boğuldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Umut bebekten genel ve detaylardUmut bebeğin anne ve baba ile birlikte görüntüleriAnne ile röp.Baba ile röp.Annenin elinde ölen ilk oğlunun fotoğraflarını tutmasıAnnenin ağlarken detay görüntüsüGenel görüntüler

Haber-Kamera: Rüşan Anıl ATAR-Can ÇELİK/ADANA,

Haber Kodu : 200128024


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEM-TEKRAR - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement