TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, Türkiye'nin, sahada ve masadaki gücüyle gerçekleştirdiği üç operasyonla, plan yapanların heveslerini kursaklarında bıraktığını belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Dışişleri Bakanlığının 2020 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.
Volkan Bozkır, dünya sahnesinde köklü değişimlerin, dalgalanmaların ve belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde dış politikanın değişime uyum sağladığını vurgulayarak, Türkiye'nin, çevresindeki dinamikleri barış, refah ve istikrar yönünde şekillendirmeye çaba harcadığını anlattı.
Bozkır, Türkiye'nin, mevcut stratejik ilişkilerini güçlendirmeyi ve yenilerini geliştirmeyi de amaç edindiğini dile getirdi.
Türkiye'nin, yaşanan olumsuz tabloda adeta bir barış ve istikrar adası olarak yerini aldığını vurgulayan Bozkır, Türkiye'nin, tüm dünyanın gözü üzerinde olan, dünyadaki sorunların çözümünde mutlaka danışılması, çözümün bir parçası olması gereken bir ülke konumuna geldiğini vurguladı.
Bozkır, bunun, kendiliğinden olmuş, çok kolay bir olgu olmadığına işaret ederek, "Eski dış politikamızda Dışişleri Bakanlığının birkaç tane iştigal konusu vardı; Kıbrıs, 1915 olayları, Amerika'yla ilişkiler; 5 taneyi geçmezdi." dedi.
Konuşmalarda ABD Başkanı Donald Trump'un mektubundan bahsedildiğine işaret eden Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben olsaydım Trump veya herhangi bir mektuptan hiç bahsetmezdim.1963'te Kıbrıs'ta çok büyük şehitler verdiğimiz bir ortamda Kızılay'da yürüyüşler yapılırdı. 'İsmet-Cevdet elele, bombala İrfan bombala' diye yürürdük. İsmet; İsmet İnönü, Cevdet; Cevdet Sunay, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel de Kıbrıs'ı bombalayacak şeklindeydi. Birden bu kesildi, neden kesildiğini anlayamadık. Sonra Johnson'un mektubu ortaya çıktı. Bu mektup geldiği için biz Kıbrıs'taki şehitlerimizin hakkını koruyamadık. O mektubu çok önemseyip, bütün operasyonu durduk ve mektubu tüm kamuoyundan gizledik. 1- 1,5 yıl sonra gazeteye verdik. Böyle bir olay yaşanmışken bugün Trump'un mektubunu bütün dünya basının izlediği bir basın toplantısında, 'Bu mektubu iade ettim' diyen Cumhurbaşkanı'na, bu mektubu 1 yıl Türk halkından saklayıp da Kıbrıs harekatını yapamaz hale gelen bir dönemin temsilcilerinin hiç ağzına almaması daha yerinde olur. "
Bozkır, Güneydoğu Akdeniz'de, Türk petrol ve doğal gaz araştırma gemilerinin varlığından rahatsızlık duyulmasına üzüldüğünü belirtti. Bozkır, bunu Türkiye yapmasaydı, bugün orada pek çok petrol şirketinin bu aramayı yapacağını, Türkiye'nin de bunu sadece protesto edeceğini kaydetti. Volkan Bozkır, askeri ve siyasi güçlerini, arazideki güçleriyle yan yana getirdikleri için protesto eden ülkelerin, karşı taraf olduğunu belirtti.
-"Şehitler vermiş insanlardan bahsediyoruz"
Suriye konusunun çok önemli olduğuna işaret eden Bozkır, bunu basite indirgemeye hiç kimsenin hakkı bulunmadığını belirtti.
Suriye'de önemli bir oyun oynandığını, oynanmaya çalışıldığını ifade eden Bozkır, TSK ve Suriye Milli Ordusunun önemli operasyonlar gerçekleştirdiğini anımsattı. Bozkır, bugün Afrin'in pırıl pırıl, her bakımdan yaşanabilir bir şehir haline geldiğini, Rakka'nın ise yerle bir olduğunu anlattı.
Bozkır, "ÖSO zeytin hırsızıymış... Bu lafı aynen iade ediyorum. Zeytin hırsızı ÖSO derken, TSK ile bu bölgelerde 3 harekatı gerçekleştirmiş, şehitler vermiş insanlardan, gruptan bahsediyoruz. Bu şekilde bir ifadeyi, 500 bin Suriyeliyi katletmiş Beşar Esad'ın elini sıkmak için yarışa giren bir partinin temsilcisinin söylemesini doğrusu yadırgamadım." diye konuştu.
Barış Pınarı Harekatı'nın tarihe geçecek öneme haiz olduğunu ifade eden Bozkır, 5 günlük süre zarfında elde edilen başarının, cumhuriyet tarihinde her zaman hatırlanacak, çok önemli diplomatik ve siyasi bir başarı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD'ye yaptığı son ziyaret sırasında, 5 gün zarfında varılan mutabakatın perçinlendiğini vurgulayan Bozkır, "Rusya ile olan çok önemli badirelerin atlatıldığı ilişkimiz de yan yana getirildiğinde artık Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru hülyası ve planından söz etmek bundan sonra artık mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti, sahada ve masadaki gücüyle gerçekleştirdiği bu 3 operasyonla bütün bu planları yapanların heveslerini kursaklarında bırakmıştır." dedi.
-"AB, Kıbrıs konusunda karar merci olamaz"
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, küresel rekabetin giderek daha fazla çok kutuplu bir hal almaya başladığı böyle önemli bir dönemde gerek coğrafi gerekse siyasi olarak yaşanan hemen her önemli olayın merkezinde ya da oldukça yakınında yer aldıklarını belirtti.
Özdemir, 462 bin kilometrekarelik mavi vatan sahalarının geniş bir kısmının Doğu Akdeniz'de yer aldığına işaret ederek, "Son yıllarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail ve Mısır'ın başlattığı zaman zaman içerisinde AB'nin de dahil olduğu kimi ülkelerin faaliyetlerinin kabul edilebilir ve meşru bir tarafı yoktur. Uluslararası hukuk, deniz hukuku ve diğer koşullar, Türkiye'nin doğu Akdeniz'deki haklılığını yürütmüş olduğu arama, tarama ve sondaj faaliyetlerindeki meşruluğunu her yönüyle ortaya koyuyor. Ülkemizin Doğu Akdeniz'de kendi deniz sahamızda yapmış olduğu tüm faaliyetlerin arkasındayız. Türkiye, kendi deniz alanlarında, kendi egemenlik haklarının gereğini yerine getiriyor. " diye konuştu.
Kıbrıs adasında söz sahibi olan üç garantör ülke Türkiye, İngiltere ve Yunanistan dışında adada tutum belirlemenin kimsenin haddi ve hakkı olmadığını vurgulayan Özdemir, özellikle AB'nin tavırlarının yersiz ve temelsiz olduğunu kaydetti. Özdemir, AB'nin, Kıbrıs konusunda herhangi bir karar merci konumunda olamayacağını bildirdi.
Özdemir, S400 konusunun, ülke savunmasına katkı sağlayacak bir mevzu olduğu kadar, yapılan yorum ve alınan tutumlarla giderek daha fazla bir egemenlik meselesi haline geldiğini söyledi.
Nerede Türkiye'ye yönelmiş bir terör tehdidi varsa bunun kaynağının zamanında kurutulmasını temenni eden Özdemir, "Başta Dışişleri Bakanlığımızın ilgili ülkelerle teması ve uluslararası kamuoyu oluşturma anlamındaki ülkemizin haklı gayretlerini ortaya koyması çabaları ve güvenlik kuvvetlerimizin de başarılı ve sonuç alıcı faaliyetleri, bizleri mutlu etmektedir. " ifadelerini kullandı
-"Zar tutmasını dahi bilmeden"
İYİ Parti Bursa Milletvekili Kamil Erozan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretini değerlendirerek, "gerginliğin gazının bir ölçüde alındığını", Erdoğan'ın beyanlarına göre 9 Ekim tarihli mektubun iade edildiğini söyledi. Erozan, bunun ötesinde havanda su değil, zeytinyağı dövüldüğünü, sonucun sıfır olduğunu öne sürdü.
"Stratejik derinlik" kavramından "stratejik bir kara deliğin dipsiz derinliğine" gömülündüğünü iddia eden Erozan, "Başkaları üç boyutlu satranç oynarken iktidar zar tutmasını dahi bilmeden düşeş peşinde koştu ama yek atmaktan öteye gidemedi. Neresinden başlayayım; Rusya, ABD, Orta Doğu, Çin, mağrip, Avrupa'dan mı uzaydan mı? Bir de uzaya gidiyorsunuz çünkü, belki orada bulursunuz burada bulamadığınız dostları." dedi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Suriye'den terör kaynaklı olmak üzere Türkiye'nin egemenlik haklarını tehdit eden önemli gelişmeler yaşandığını anımsattı. Aksu, Türkiye'nin güneyinde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulması girişiminin Türkiye'nin gerçekleştirdiği harekatlarla engellendiğini anlattı.
Terörün, insanlığa ve insanlık değerlerine karşı şiddet saçan, saldırı yapan, vahşet yağdıran büyük bir tehdit olduğuna dikkati çeken Aksu, şöyle konuştu:
"Terör, bütün insanlığa çevrilmiş kanlı bir silah, barış, huzur ve güvenliğin önüne döşenmiş mayın tarlası, ölüm tuzağıdır. Şayet bugün terör varsa, terörizm asimetrik mücadelelerin, çıkar ve güç çatışmalarının acımasız bir aracı olarak kullanılıyorsa, esasen ne hukuktan ne medeniyetten ne de gelişmişlikten bahsetmek mümkün olabilecektir. Terörizmi perdeleyen, terör örgütlerini önce kurgulayıp sonra adı konmamış ittifak kümesinde buluşan ve bu yolla mazlum toplumlara ateş ve yıkım ihraç edenler kuşkusuz zulmün asıl elebaşlarıdır. Türkiye bugüne kadar yalnızca terör örgütleriyle mücadele etmemiş, perde gerisinde el ovuşturan, zulmün senaryosunu yazan muhasım ülkelerle de kıran kırana hesaplaşmıştır. Çok şükür ki Türk milletine biçilen kefen, her seferinde yırtılıp atılmıştır. "
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, dış politikanın milli, tutarlı bir politika olması, süreklilik arz etmesi, kişisel hırs ve ihtirastan uzak tutulması, iç politikaya aleti edilmemesi gerektiğini söyledi.
Atatürk'ün, "Yurtta barış, dünyada barış" sözünün yerini, "Yurt içinde çatışma ve dünyada savaş"ın alır hale geldiğini ileri süren Sındır, "Toplumsal barışı biz yurt içerisinde sağlamadığımız sürece ve dünyada da özellikle komşularımızla sağlıklı, sürdürülebilir, saygı ve güvene dayalı ve barışı tesis edilmiş, barış ortamının olduğu ilişkiler kurgulanmadığı sürece büyük önderimizin bu sözü maalesef yerine gelmemiş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Politika › 2020 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?