Türk dış politikasında 2020 sonundan itibaren başlayan yumuşama ve restorasyon sürecinin en önemli ve dikkat çeken adresi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iki hafta içerisinde BAE liderleriyle yaptığı üst düzey temaslar, 2013'ten bu yana hem ikili hem de bölgesel konularda "düşman seviyesine" varacak kadar kötü bir seyir izleyen Ankara ve Abu Dabi'nin yeni bir sayfa açtığı şeklinde yorumlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 Ağustos'ta BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan'ı kabul etmesiyle başlayan diplomasi trafiği, 31 Ağustos'ta ülkenin fiili lideri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan (MBZ) ile yapılan telefon görüşmesi ile devam etti. Şeyh Tahnoun'un aynı zamanda MBZ'nin kardeşi olması, Erdoğan'ın temaslarının önemini ortaya koyması açısından ayrıca dikkat çekici.
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan kısa açıklamada, "Görüşmede iki ülke ilişkileri ve bölgesel konular ele alındı," bilgisi dışında ayrıntıya yer verilmedi. BAE'nin haber ajansı (Emirates News Agency) WAM ise iki liderin "iki halk arasındaki ilişkileri ortak çıkarlara ve iki halka hizmet edecek şekilde güçlendirme olasılıklarını" gözden geçirdiklerini kaydetti.
Erdoğan ile MBZ arasındaki telefon görüşmesi uzun yıllardır en üst düzeyde gerçekleşen ilk temas olarak görülüyor. Erdoğan, BAE'nin fiili lideri ile görüşme olasılığını ve ikili ilişkilerin seyrine dönük değerlendirmelerine Türk basınına verdiği bir demeçte özetlemişti.
"BAE ile buzlar eridi mi?" sorusuna "Devletler arasında bu tür gidiş gelişler, iniş çıkışlar olabilir ve olmuştur da. Burada da benzer bazı durumlar oldu. Şu an itibarıyla yaklaşık birkaç aydır bizim istihbarat örgütümüz başta olmak üzere Abu Dabi yönetimiyle bazı görüşmeler yaparak bu görüşmelerle belli bir yere gelmiş bulunuyoruz" yanıtını veren Erdoğan, MBZ ile de görüşebileceğini kaydetmişti:
"Bundan sonraki süreçte de Muhammed Bin Zayed ile de bazı görüşmeleri yapma durumlarımız olacaktır, inşallah olacaktır diye düşünüyorum bugünkü görüşmeden sonra. Bu görüşmelerle bölgedeki bazı sıkıntıları aynı kültürün, aynı inancın mensupları olarak inşallah gidermiş oluruz. Çünkü biz bölgenin esas aktörlerinin birbirleriyle doğrudan konuşmasını, müzakere etmesini, kendi sorunlarını birlikte çözmelerini önemsiyoruz. Ben de bu konuda çok hassasım."
Erdoğan'ın bahsettiği istihbarat servislerinin başlattığı görüşmeler, Türkiye'nin 2020 sonundan itibaren başlattığı geniş dış politika yenileme sürecinin İsrail, Mısır ve BAE ayağını oluşturdu. Mısır'la ilk tur görüşmeleri 5-6 Mayıs'ta Kahire'de gerçekleştiren Türkiye, ikinci turun da yine dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde 7-8 Eylül'de Ankara'da olacağını açıkladı.
İsrail ile yeni Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile telefonda görüşerek diyalog kapısını açan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programının uygun olması durumunda İsrailli muhatabıyla Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York'ta yüz yüze görüşebileceğini kaydetti.
İsrail ve Mısır'a göre, Türkiye-BAE ilişkileri çok daha zorlu bir süreçten geçti. Türkiye'den birçok üst düzey yetkili, BAE'yi Türkiye'ye düşmanlıkla suçlamış, başta Gülen yapılanması olmak üzere "terör örgütlerine destekle" itham etmişti.
Hatta, 2020 Ağustos'unda, MBZ'nin önde gelen danışmanlarından Muhammed Dahlan hakkında 15 Temmuz darbe girişimini finanse etmek, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek gibi çok ciddi suçlamalardan dolayı Uluslararası Polis Teşkilatı'ndan (İnterpol) "kırmızı bülten" talebinde bulunulmuştu.
Türkiye'nin bu başvurusunu ve Türk mahkemelerinde Dahlan hakkında açılan dava süreçlerini geri çekip çekmeyeceği süreç içerisinde izlenecek önemli unsurlar olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ağustos'ta verdiği demeçte, Ulusal Güvenlik Danışmanı sıfatıyla ülkenin büyük şirketlerinin yatırımlarında da söz sahibi Şeyh Tahnoun bin Zayed al Nahyan ile görüşmesinde BAE'den Türkiye'ye ciddi yatırım olasılıklarının ele alındığını kaydetmişti.
Görüşmede Türkiye Varlık Fonu Başkanvekili ve Yatırım Ofisi Başkanı'nın da yer aldığını belirten Erdoğan, "BAE de buna göre adımlarını atmış olsun dedik. Kendileri de yanlarında zaten bu konularda sorumlu olan arkadaşları da getirdiler. Yol haritası üzerinde adımları kimler nasıl atacak belirledik. Çok ciddi bir yatırım hedefleri, yatırım planları var. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ülkemizde ciddi yatırımlara girecek" değerlendirmesini yapmıştı.
Erdoğan'ın açıklamaları iki ülke arasındaki sürecin ilk aşamada ekonomik alanda güçlendirilmesi hedefini ortaya koyuyor. Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan BAE, 2020 yılında yaklaşık 20 milyar dolarlık bir dış yatırım hamlesi gerçekleştirdi. BAE'nin resmi kayıtlarına göre 2005-2017 arasında Türkiye'ye 4,7 milyar dolar değerinde yatırım yapıldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2017'de 14 milyarın üzerinde seyrederken, ilişkilerin tamamen bozulması nedeniyle yarı yarıya bir azalma yaşandı.
Yabancı yatırımcıya ve doğrudan yatırımlar konusunda daha fazla açılım bekleyen Türk hükümet için BAE ile ekonomik, ticari ve yatırım ilişkisinin düzelmesi önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye ile BAE arasındaki ikili ilişkilerin giderek bozulması, tarafların bölgesel çatışma alanlarındaki karşıtlıklarını daha da belirgin hale getirmişti. Bu süreçlerin başında Libya geliyor. BAE, Mısır ve diğer bazı bölgesel aktörlerle beraber Libya'nın doğusunda konuşlu Libya Ulusal Ordusu lideri General Halife Hafter'i desteklerken, Türkiye Trablus'ta yer alan Ulusal Uzlaşı Hükümeti'ni desteklemiş ve ülkenin başkentinin Hafter güçlerinin eline geçmesinden son anda kurtarmıştı.
2020 başından bu yana Libya'da asker bulunduran Türkiye ile Hafter'e silah ve finansal destek sağlayan BAE'nin askeri olarak karşı karşıya kaldığı önemli olaylar da yaşanmıştı. Geçen sene Türk birliklerinin kontrolündeki Vatiyye Hava Üssü'ne düzenlenen hava saldırısının BAE tarafından organize edilerek uygulandığı Türk basınında sıkça yer almıştı.
Son dönemlerde ise Libya'da suların biraz daha durulması, Trablus ve Bingazi yönetimlerinin 24 Aralık'ta seçimler konusunda uzlaşması, Türkiye ile Mısır ve BAE arasındaki diyaloğun yumuşamasında etkili oldu. Mısır ve BAE ile Fransa, Türkiye'nin askerlerini çekmesi konusunda ısrarlarını sürdürürken, Türkiye de Rusya'nın desteklediği Wagner Grubu ile diğer paralı savaşçıların durumuna dikkat çekiyor ve durumun hala kırılgan olduğunu dikkate getiriyor.
Libya'da durumun sakinleşmesi ve seçimlerin sorunsuz atlatılması durumunda Türkiye ile Mısır ve BAE ilişkilerin normalleşme sürecinin de çok olumlu etkileneceği yapılan değerlendirmeler arasında.
Türkiye-BAE ilişkilerinin son döneminde organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in bu ülkede barınması ve YouTube üzerinden yayınladığı videolarla gündeme gelmesi de dikkat çeken bir unsur oldu. Peker, bu videolarda başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere önde gelen hükümet yetkililerine yolsuzluk suçlamasında bulunmuş ve kamuoyunda büyük etki yaratan bazı olayların perde arkasını anlatmıştı.
En son videosunu 6 Haziran'da yayınlayan Peker, 20 Haziran'da yaptığı bir açıklamayla "yüksek güvenlik riski nedeniyle" BAE yetkililerince uyarıldığını ve bu nedenle ara vereceğini açıklamıştı. Bu süreçte, Türkiye ve BAE istihbaratlarının görüşme halinde oldukları Türk basınında iddia edilmiş ve iki ülke normalleşmesinde Peker'in kısıtlanmasının pazarlık noktalarından biri olduğu öne sürülmüştü. O tarihten sonra Peker'in zaman zaman kısa Twitter mesajları dışında bir yayında bulunmaması dikkat çekti.
Son Dakika › Dünya › Türkiye-BAE ilişkilerinde yeni bir sayfa mı açılıyor? - Son Dakika
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem, çevre illerde de hissedildi. Depremde can kaybı olup olmadığı henüz bilinmiyor.
Türk Kızılay tarafından temin edilen gıda, bebek malzemeleri ve diğer ihtiyaç malzemeleriyle yola çıkan 9. İyilik Gemisi, Mısır'ın El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı. Gemide bulunan 3 bin 774 ton insani yardım malzemesi, Gazze'ye taşınmak üzere tırlara yüklenecek.
ABD, BM Güvenlik Konseyi'nde Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti. Oylamada 12 evet, 2 çekimser oy kullanılırken, ABD tasarıyı veto etti.
İzmir'in Karaburun ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik ekipleri, Yunanistan unsurlarınca geri itilen lastik bottaki 1'i çocuk 37 düzensiz göçmeni kurtardı. Göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, saat 21.43'te merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Depremin 7 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Yalova'nın Termal ilçesinde çıkan orman yangınıyla ilgili soruşturma devam ederken, yangına sebep olduğu iddia edilen E.K. isimli kişi ormanlık alanda saklanırken jandarma ekipleri tarafından yakalandı. Zanlının ifadesinde yangının ısınmak amacıyla yaktığı ateşten çıktığını söylediği öğrenildi. E.K. jandarmadaki işlemlerinin ardından adli mercilere sevk edilecek.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde saat 18.11'de 5,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem çevre illerden de hissedildi. AFAD ve diğer kurumlar çalışmalara başladı. Can kaybı yaşanmazken, bazı binalarda hasar oluştu. Tedbirler alınmaya devam ediyor.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremde Sivas'ın Şarkışla ilçesindeki Muhsin Yazıcıoğlu Cami'nin dışında bulunan mermer bloklarda hasar meydana geldi. Şarkışla Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada, depremin ilçede hissedildiği ancak herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı belirtildi. Cami yapısında herhangi bir hasar oluşmadığı ve depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinin iletilmesi gerektiği ifade edildi.
Sizin düşünceleriniz neler ?