1)KATO DAĞI OPERASYONU'NDA PKK'NIN SİLAHLI ELE GEÇİRİLDİ
ŞIRNAK'ın Beytüşşebap İlçesi yakınlarında bulunan Kato Dağı'nda başlatılan operasyon, 14'üncü gününe girdi. Operasyon kapsamında, örgüte ait çok sayıda sığınak ve barınak ortaya çıkarılıp kullanılmaz hale getirilirken, buralarda örgütün çok sayıda silah, patlayıcı ve mühimmatı ele geçirildi. Özel eğitimli askerlerden oluşan birliklerin, Beytüşşebap İlçesi yakınlarında bulunan 2 bin 900 metre rakımlı Kato Dağı'nda düzenledikleri operasyonda, örgütün buradaki kamp, sığınak ve barınakları ile mağaralarını tahrip ederek kullanılmaz hale getiriyor. Zor koşullara rağmen gece ve gündüz dağda kalarak, zor koşullara ayak uyduran özel eğitimli birlikler, 24 esasına dayalı hareket ediyor. Zaman zaman şiddetli çatışmaların da yaşandığı operasyon kapsamında, örgütün kullanılmaz hale getirilen sığınaklarında çok sayıda silah ve mühimmat bulundu. 14'üncü gününe giren operasyonda bugün ele geçirilen silah ve malzemeler ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Şırnak/Beytüşşebap, Kato Dağı bölgesinde devam eden operasyonda; tespit edilen bir mağarada yapılan aramada, 5 Kalaşnikof piyade tüfeği, 100 Kalaşnikof piyade tüfeği fişeği, 1.000 Doçka uçaksavar makineli tüfek fişeği, 100 Biksi makineli tüfek fişeği, 7 anti tank mayını ve çok miktarda yaşam malzemesi ele geçirilmiştir" denildi.
GÜROYMAK'TA 2 SIĞINAK BULUNDU
Bitlis'in Güroymak İlçesi kırsalında düzenlenen operasyonda ise 2 sığınağın bulunduğu belirtilen açıklamada, "Bitlis/Güroymak'ta güvenlik güçleri tarafından icra edilen arazi aramasında tespit edilen 2 sığınak ve 2 depo içerisinde, 2 Kalaşnikof piyade tüfeği, 7 Kalaşnikof piyade tüfeği şarjörü, 200 Kalaşnikof piyade tüfeği fişeği, bin 650 Biksi makineli tüfek fişeği, 2 el bombası, 4 roketatar mühimmatı, 2 kg plastik patlayıcı, 20 elektrikli fünye, 600 m infilaklı fitil ve 350 kg gıda malzemesi ele geçirilmiştir" ifadelerine yer verildi.
Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında ayrıca, Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde Suriye'den Türkiye'ye yasadışı yollardan girmeye çalışan bölücü terör örgütü mensubu 1 terörist yakalandığı, Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde de, Irak Kuzeyi barınma alanlarından kaçan bölücü terör örgütü mensubu iki teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğu belirtildi.
NUSAYBİN'DE 2 TERÖRİST ÖLÜ BULUNDU
Bu arada Mardin Valiliği tarafından yapılan açıklamada, "Nusaybin İlçemiz'de PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yakalanması veya etkisiz hale getirilmesi, terör örgütü adına kullanılan silah ve patlayıcıların ele geçirilmesi, örgüt mensuplarınca sokak ve caddelere açılan hendeklerin kapatılması, oluşturulan barikatların tamamının temizlenmesi, tuzaklanmış patlayıcı maddelerin ele geçirilmesi veya imha edilmesi sokakların güvenli hale getirilmesi amacıyla geçmiş tarihlerde çeşitli operasyonlar düzenlenmiştir. Operasyonlar sonrasında saklı halde bulunan patlayıcıların tespit edilerek imha edilmesi amacıyla arama-tarama faaliyetleri yapılmaktadır. 01-30/04/2017 tarihleri arasında yapılan arama-tarama faaliyetlerinde terör örgütü mensuplarına ait 9 el yapımı patlayıcı madde ve 64 askeri mühimmat bulunarak imha edilmiş, 2 örgüt mensubu ise ölü olarak bulunmuştur. Terörle mücadele kapsamında hukuk devleti ilkelerine bağlı ve insan haklarına saygılı görev anlayışı çerçevesinde, gerek toplumun tüm katmanlarıyla gerekse terörle mücadele eden diğer kurumlarla koordinasyon ve işbirliği içerisinde halkımızın huzuru, devletimizin selameti için her türlü terör olayını önlemeye yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülmekte ve gerekli tüm tedbirler alınmaktadır" denildi.
YAYLADERE'DE PKK PATLAYICILARI BULUNDU
Bingöl Valiliği de yaptığı açıklamada ise, "Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı birlikler tarafından yapılan istihbari çalışmalar neticesinde Bingöl ili Yayladere İlçesi Korlu Köyü Düğünlü Mezrası'nda 3 Mayıs 2017 günü icra edilen operasyon kapsamında iki kaya arasında; 250 gram C4 patlayıcı, 1 7.62 mm Kalaşnikof mermisi, 1 el yapımı patlayıcı ateşleyici elektronik kart, 8 sayfa el yapımı patlayıcı broşürü, 1 sayfa örgütsel doküman, 1 adet bel çantası, 1 adet not defteri, 1 adet yan keski ele geçirilmiştir. Yayladere Cumhuriyet Savcısı'nın talimatı doğrultusunda yaşam malzemeleri olay yerinde imha edilmiş, örgütsel doküman, delil niteliği olabilecek diğer malzemeler Yayladere İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı'nca muhafaza altına alınmıştır. Güvenlik güçlerimiz, bölge halkımızın da desteğiyle huzur ve güvenliği sağlamak maksadıyla, ilimiz genelinde bölücü terör örgütü ile mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir" ifadeleri yeraldı.
LAR
ŞIRNAK-BİNGÖL-MARDİN, -
=========================================================
2)GÖLET KIRMIZI RENGE BÜRÜNDÜ
KAHRAMANMARAŞ'ın Ekinözü İlçesi'nde eski demir madeninde birikip gölet haline gelen su, kırmızı rengini aldı. Ekinözü Belediyesi'nde görevli Jeoloji Mühendisi İbrahim Karaoğlan, suyun kırmızı rengini almasının demir madeninden kaynaklandığını belirterek, "Madendeki demirin oksitlenmesiyle birlikte atmosferde bu renge ulaşıyor" dedi.Yer altından çıkan şifalı doğal maden suları olan içmeler ile ünlü Ekinözü'nün Ambarlı Mahallesi'ndeki eski bir maden ocağı, yağmur ve kar sularıyla birlikte gölete döndü. Ancak son günlerde göletteki suyun rengi kırmızıya dönüştü. Güvenlik korucularının bilgi vermesi üzerine Ekinözü Belediyesi ekipleri gölette inceleme başlatırken, Belediye Başkanı Nursi Çeleğen de Jeoloji Mühendisi İbrahim Karaoğlan ile birlikte bölgeye gidip inceleme yaptı.
PH DEĞERİ 2.73 ÇIKTI
Kırmızı bir renk alan göletin Ambar Mahallesi 1458 rakımlı Gelleviz mevkiinde bulunduğunu belirten İbrahim Karaoğlan, suyun kentte doğal maden sularıyla karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekti. Suyun renginin değişmesinin demir madeninden kaynaklandığını ifade eden Karaoğlan, şunları söyledi:
"Biz bu suyun PH değerlerini aldık ve 2.73 değerine ulaştık. Bu da bu suyun bize asitik özellikte olduğunu gösteriyor. Bu su da içilmeye ve kullanılmaya uyun bir su değildir çünkü asitik özelliktedir bu su. Demir madeninden dolayı bu rengi aldı. Görsel olarak güzeldir, güzel bir görselliği var, kan kırmızı ve bordo renginde olduğunu tespit diyoruz. Suyun tadı ekşimsi ve acımsı tattadır. Doğal sularla karıştırılmamalıdır ve bu suyu içmekte herhangi bir fayda yok. Burası yoğun olarak demir madenidir ve madendeki demirin oksitlenmesiyle birlikte atmosferde bu renge ulaşıyor."
BELEDİYE BAŞKANI: DOĞA HARİKASI
Ekinözü Belediye Başkanı Nursi Çeleğen ise demir madeninden dolayı kırmızı bir renk alan göletin bir doğa harikası olduğunu söyledi. Kentin şifalı sularıyla ünlü olduğunu hatırlatan Çeleğen, "81 vilayetimize sesleniyor Ekinözü'ne davet ediyorum Gelsinler hem içmelerin şifalı sularından içsinler, hem de oluşan bu doğal güzelliği görsünler" dedi.
Uzmanlar, kırmızı renkteki suyun sağlık açısından herhangi bir faydası olmadığını aksi halde zararları olabileceğini ifade edip, vatandaşları sudan içmemeleri yönünde uyardı.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Göletten detaylar
Karaoğlan'ın konuşması
Çeleğen'in konuşması
Genel ve detay görüntüler
(Haber-Kamera: KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 145 MB
=================================================
3)MEVLANA'NIN KONYA'YA GELİŞİ CANLANDIRILDI
MEVLANA'nın ailesiyle birlikte Karaman'dan, Konya'ya göç etmesinin 789'uncu yıl dönümü nedeniyle, kentte temsili karşılama töreni düzenlendi. Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleşen ses ve ışık sanatıyla güçlendirilen temsili karşılama töreninde Devlet Tiyatrosu sanatçıları, Mevlana'nın ve ailesinin Konya'ya gelişini temsili olarak canlandırdı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği törende Mevlana ve babası Bahaeddin Veled, dönemin Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından karşılandı. Karşılama töreninden sonra Mevlana Kültür Merkezi'nden Mevlana Müzesi'ne kadar 'Sevgi ve Kardeşlik Yürüyüşü' yapıldı. Törene, Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Mevlana'nın 22'nci kuşak torunu Esin Çelebi Bayru ve davetliler katıldı. Program, yürüyüşün ardından Mevlana Müzesi'nde Mevlana'nın sandukası başında 'Gülbank'(Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua) duasıyla sona erdi.
MEVLANA'NIN KONYA'YA GÖÇÜ
Mevlana Celaleddin-i Rumi ve ailesi, Suriye'nin başkenti Şam'dan Anadolu'ya geçtikten sonra, önce Erzincan'da, ardından da Karaman'da konakladı. 7 yıl Karaman'da kalan Mevlana'nın babası Muhammed Bahaeddin Veled, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat'ın, daveti üzerine 1228 yılında Konya'ya göç etti.
Görüntü Dökümü
---------------------
Mevlana'nın Konya'ya gelisi temsili karsılama
-Törenden ve davetlilerden detay
Yürüyüşten detay
Mevlana'nın sandukası başıknda Gülbank duası
Genel ve detay
(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA)
=====================================
4)ÖZEL HAREKAT POLİSİNİN ORGANLARI 7 KİŞİYE UMUT OLDU
Beyin ölümü gerçekleşmesi üzerine ailesinin de onayı ile organları bağışlanan özel harekat polisi Emre Bağcı için bugün görev yaptığı Özel Harekat Şube Müdürlüğü önünde tören düzenlendi. Törene Samsun Valisi İbrahim Şahin, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile meslektaşları katıldı. Cenazenin tören alanına gelmesinin ardından baba Ahmet Bağcı, anne Gülsefa Bağcı ile kızkardeşi Gamze Kahveci gözyaşlarına boğuldu. Oğlunun tabutunun başına gelen baba Ahmet Bağcı, fotoğrafına sarılıp öptükten sonra, "Evladım yavrum benim. Cennet mekanın olsun. Çok yakışıklısın oğlum sen. Bu üniforma sana çok yakışmıştı oğlum" diye gözlyaşı döktü.Daha sonra yanına gelen Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinatörü Dr.Mehmet Kazak'ta aileye başsağlığı diledi. Baba Ahmet Bağcı bu sırada, "Evladım 7 kişiye can oldu. Onların acılarını dindirebildiyse, bir nebzede bizim acımız dindi. Onlarla irtibata geçelim. Onlar bizim bir parçamız olacak. Evladımızın organlarıyla hayata tutunacaklar" diye konuştu. Saygı duruşunun ardından İl Müftüsü Veysel Çakı tarafından dua okundu. Cenaze daha Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne ait cenaze aracına konularak memleketi Çanakkale'nin Saraycık Köyü'nde yarın toprağa verilmek üzere hareket etti. Bu arada baba Ahmet Bağcı tören alanındaki özel harekat polisleriyle tek tek kucaklayarak vedalaştı.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Tören alanından detay
-Cenazenin tören alanına etirilmesi
-Baba Ahmet Bağcı'nın oğlunun fotoğrafına bakarak ağlaması
-Baba Ahmet Bağvcı'nın organ bağışıyla ilgili konuşması
-Dua edilmesi
-Ölen polis memurunun ailesinden detaylar
-Baba Amhet Bağcı'nın polislerle vedalayşması
-Diğer detaylar
(SÜRE: 07.11) (BOYUT: 229.1MB)
Haber-Kamera: Hakan ÇELİKBAŞ-SAMSUN-DHA
==============================================
(ÖZEL)
5) OMURİLİĞİ KIRILAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ TEDAVİ OLMAK İSTİYOR
IĞDIR'da balkonunda sigara içtiği 4'üncü kattan dengesini yitirip zemine düşmesiyle omuriliğinin kırılması sonucu yatağa mahkum olan Şanlıurfalı üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Emine Demir, fizik tedavi olmak için yardım beklediğini söyledi.
Şanlıurfalı işsiz Ahmet ve Şemse Demir çiftinin 3 çocuğundan ortancası olan Emine Demir, geçen yıl kazandığı Iğdır Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Paramedik Bölümü'nde okurken 27 Nisan tarihinde kirada oturduğu binanın 4'üncü katındaki balkonunda sigara içerken baş dönmesi sonucu dengesini kaybedip düştü. Ölümden dönen genç kızın omuriliği kırıldı. Van, Şanlıurfa, Gaziantep ve Ankara'daki hastanelerde tedavi gören ve yatağa mahkum olan Demir, hastaneden taburcu edilerek, Şanlıurfa'nın Kısas Mahallesi'ndeki baba evine döndü. Evde pencere kenarına yerleştirilen yatakta gün geçiren Emine Demir, ailesinin ekonomik durumunun olmadığı için fizik tedavi olamadığını söyleyip yardım istedi. Tedavi olup iyileştikten sonra okuluna devam etmek istediğini ifade eden Emine Demir, "Omuriliğim kırıldığı için fizik tedavi görmem gerekiyordu. Şanlıurfa'daki fizik tedavileri yetersiz olduğu için benim Ankara'da bu tedaviyi görmem gerekiyor. Bunun için maddi durumum iyi değil, babam işsiz, sağlık güvencesi yeşil kart. Ailemin gücü yok, olanı da benim tedavim için sattılar. Ben tekrar tedavi görüp okulumu okumak istiyorum. Bu yıl arkadaşlarım mezun olacak, onlardan haber alınca çok üzülüyorum. Çok sevdiğim bir bölüm okuyordum. Ben sadece devlet büyüklerimden sadece iyi bir yerde fizik tedavi görmek istiyorum. Birilerinin benim sesimin duymasını istiyorum. Sürekli birinden yardım almak zorunda kalıyorum. Fizik tedavisini görene kadar ailemin kalacak bir yer lazım. Bunun için bize yardım elinin uzatılmasını istiyorum" dedi.
Kızının tedavisi için serasını sattığını kaydeden Ahmet Demir ise, "Kızımın ayağıyla kalkması için bir fizik tedaviye ihtiyacımız var. Bunun için benim gücüm yok. Ben daha önceden sera işinde çalışıyordum. Ancak kızımın tedavisi için o serayı satmak zorunda kaldım. Maaşım ve sigortam yok" diye konuştu.
Kızının her gün yatakta erimesine dayanacak gücünün kalmadığını gözyaşları içerisinde anlatan anne Şemse Demir de, "Benim tek isteğim kızımın tedavisini karşılasınlar. Yeter ki kızım ayağı kalksın. Onun bu halini gördükçe yüreğim parçalanıyor. Allah rızası için kızıma devlet büyüklerimiz sahip çıksın" diyerek yardım istedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Yatalak olan Emine Demir
Yaşadığı olayı anlatan genç kız
Gözyaşlarına boğulan anne Şemse Demir
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 307 MB
======================================================
6)PROF. DR. YAVUZ: HEMŞİRENİN DUDAĞINA YAPILAN MATERYALİ ÖĞRENMEK AŞAMA KAYDETTİRİR
ADANA'da Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Yavuz, kalıcı dolgu yaptırdığı dudaklarının birden şişmesi sonucu tedaviye alınan hemşire 22 yaşındaki Merve Keleş'in sağlık durumu ile ilgili bilgi verirken, "Uygulamayı yapan kişi bize kullandığı materyali söylerse, tedavimizde çok ciddi bir aşama kaydetmiş oluruz" dedi.
ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde görevli hemşire Merve Keleş, iddiaya göre kendini 'doktor' olarak tanıtan kadın kuaförü S.G.'ye dudak dolgu işlemi yaptırdı. İşlemden sonra rahatsızlanan Keleş'in dudakları şişince Balcalı Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Anabilim Dalı Servisi'nde tedaviye alındı. Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Metin Yavuz, genç hemşirenin tedavisinin devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
"İlk amacımız materyalin tespit edilmesiydi. Böyle durumlarda bu çok önemli. Ancak bu bilgiye halen ulaşabilmiş değiliz. Biz de bunu herhangi bir materyal olarak değerlendirip tedaviye başladık. Hastamızın şikayetleri geldiğine göre biraz gerilemiş durumda. Hayati tehlike olduğunu düşünmüyoruz. Olay yargıya da intikal etti. Bu işlemi yapan kişi bize materyalin ne olduğunu söylerse bizim elimiz çok rahatlar. Tedavimizde daha spesifik hale gelebiliriz ve çok ciddi bir aşama kaydetmiş oluruz. Bu işlemi yasaya göre sadece plastik cerrahlar ve dermatoloji uzmanları yapabilir. Bu işi bilimsel olarak yapan kişiler dışında yapılan uygulamaların kötü sonuçlara yol açılabileceği görülmekte. Bu işlemlerde kullanılan materyaller yurt dışından ve özellikle ucuz olarak Uzakdoğu'dan getirtilebiliyor. Bu materyaller ölüm riski de oluşturabilir. Böyle bir uygulama uzmanlar dışındaki kişilere asla yaptırılmamalıdır. Hastamızda kullanılan materyal zaman içerisinde eriyebilir ancak erimeyen bir materyal kullanıldıysa hastamızın uzun süre bu şekilde yaşaması gerekebilir."
Öte yandan suçlamaları kabul etmeyen S.G. hakkında savcılık soruşturması sürüyor.
Görüntü Dökümü
------------------------
Prof. Dr. Yavuz'un açıklaması
Detay görüntü
SÜRE: 03'44" BOYUT: 228 MB
Haber: Salih ÜÇTEPE-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-12 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?