Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

1 - KONYA'DA BAĞ EVİNE UYUŞTURUCU OPERASYONUKONYA'da polisin bir bağ evine düzenlediği operasyonda 4 kilo kubar esrar, 3 bin 600 kök Hint keneviri ve 18 tüfek ele geçirildi.

10.05.2018 09:57

1 - KONYA'DA BAĞ EVİNE UYUŞTURUCU OPERASYONU

KONYA'da polisin bir bağ evine düzenlediği operasyonda 4 kilo kubar esrar, 3 bin 600 kök Hint keneviri ve 18 tüfek ele geçirildi.

Konya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadale Şubesi ekipleri, merkez Selçuklu ilçesi Sille Ak Mahallesi'ndeki bir bağ evinde Hint keneviri yetiştirildiği ihbarı üzerine harekete geçti. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından dün akşam operasyon için düğmeye basıldı. Operasyonda, evde bulunan Altan A. gözaltına alındı. Yapılan aramalarda bahçeye ekili 3 bin 600 kök Hint keneviri, evin farklı yerlerine gizlenen yaklaşık 4 kilo kubar esrar, 18 tüfek ve bu tüfeklere ait çok sayıda fişek ele geçirildi. Şüphelinin kenevir tohumlarını ise sigara paketlerinin içerisine sakladığı görüldü.

Gözaltına alınan Altan A.'nın emniyetteki sorgusunun sürdüğü bildirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

Evde yapılan aramalar

Uyuşturucuların bulunması

Haber-Kamera: Tolga YANIK  / KONYA

===================

2 - DİDİM AÇIKLARINDAKİ OSMANLI FIRKATEYNİ BATIĞI GÜN YÜZÜNE ÇIKARTILIYOR

AYDIN'ın Didim ilçesi açıklarında kıyıdan 3 mil açıkta, denizin 70 metre dibinde bulunan ve 18. yüzyıla ait olduğu sanılan, üzerinde dev topları bulunan Osmanlı savaş gemisinin (firkateyni) Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 350 bin liralık bütçe ayrılarak, gün yüzüne çıkartılması için 15 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında ilk çalışmalara başlanacağı bildirildi. Osmanlı firktaeyni Ertuğrul'un 8 yıldır kazı kurtarma çalışmasının başkanlığını yürüten Bodrum Karya Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Başkan Yardımcısı Kaptan Tufan Turanlı, Didim açıklarında bulunan batığın Türk sularındaki tek ve en önemli batık olabileceğini söyledi.

Didim'de yaşayan evli, 7 çocuk babası kaptan ve profesyonel dalgıç Cumhur Nacak, 2 Mayıs 2015 tarihinde, 11 metrelik teknesiyle, bir grup amatör balıkçı için av turu düzenledi. Akbük Mahallesi Balıkçı Barınağı'ndan denize açılan Nacak, amatör balıkçıları Güllük Körfezi'nin Didim ile Muğla'nın Bodrum ilçesi arasındaki Toprak Ada yakınlarına götürdü. Kıyıdan 3 mil açıkta demirleyen Nacak, bölgede balık olup olmadığını kontrol etmek için 500 TL değerindeki amatör su altı kemarasını misina ile denizin dibine saldı. 70 metre derinlikte 9 dakika kadar çekim yapan Nacak, görüntüleri izlediğinde kumların arasında bir savaş gemisine ait savaş toplarını görünce heyacanlandı. Nacak, "Neden battığını henüz bilmediğimiz savaş gemisi, kumluk bir zemine oturmuştu. Gövdesi kumlar altında kalmıştı. Ancak buna rağmen üzerindeki savaş topları ve önemli parçaları kumların üzerindeydi. Topları, savaş gemisine ait kazanı, ahşap aksam makaraları, gemi porsenelinin kullandığı aletleri ve bazı plaketleri görünce şaşırdım. Ardından kameranın sabit durması için ucuna kurşun bağlayıp, misinayla kamerayı bir kez daha suya indirdim ve 15 dakikalık çekim yaptım. Tekrar görüntüleri izlediğimde yaklaşık 50 metre uzunluğundaki savaş gemisinin üzerinde yaklaşık 4- 6 metre arasındaki savaş toplarını, yemek kazanlarını ve gemiye ait metaryalleri izleyince heyecanım bir kat danha arttı" dedi.

ÜÇ YILDIR BATIĞIN BEKÇİĞİLİNİ YAPIYOR

Ertesi gün, bulduğu batığı Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Aydın ve Muğla Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri ile Didim Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bildirip, elindeki görüntüleri ve koordinatlarını verdiğini belirten Nacak, "Görüntülerden bugüne kadar el değmediği anlaşılan batığın, Osmanlı-Rus Savaşı'ndan kalma bir batık olduğu ortaya çıktı. Bakanlık, Sahil Güvenlik ve Müze yetkilileri birkaç kez bölgeye gelerek, batıkta yüzeysel inceleme yaptı. Tam 3 yıldır batığın bekçiliğini yapıyorum. Çünkü bölge dalışa ve avcılığa yasak alan ilan edilmediği için özellikle troller gelip üzerine ağ atıp batığa zarar verebilirler. Bu nedenle bölgeden trolleri uzak tutmaya çalışıyorum ancak bu defa da beni şikayet ediyorlar. Bu tarihi batığın bir an önce gün ışığına çıkarılmasını ve Osmanlı döneminden kalan bu tarihi eserin korunması için bölgenin dalışa yasak alan ilan edilmesini istiyorum" diye konuştu.

TARİHİ ÖNEMİ BÜYÜK

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın batıkla ilgili çalışma için 350 bin TL'lik bütçe ayırıp, 15 Mayıs - 1 Haziran 2018 tarihleri arasında ilk çalışmayı başlatacağını belirten Nacak, 70 metre derinlikte yapılacak bu tarihi çalışmanın belki de çok önemli konulara ışık tutacağına dikkati çekti, bir dalgıç ve kaptan olarak elinden gelen tüm yardımı yapmaya hazır olduğunu vurguladı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin hazırladıkları raporda, Osmanlı Dönemi'ne ait 18. yüzyıl fırkateyni batığı olduğu, Osmanlı-Rus Savaşları'nın bir bölümünü bünyesinde tarihsel açıdan barındırdığı için kurtarılmasının gerekliliğini belirten yazışmalar tamamlandı.

"CUMHUR KAPTAN ÖDÜLLENDİRİLMELİ"

Japon Kralı Meiji'yi 1890 yılında ziyarete gittikten sonra dönüş yolunda Pasifik Okyanusu'ndaki Kuşimoto şehri açıklarında 550 denizcisi ile batan Osmanlı firktaeyni Ertuğrul'un, 8 yıldır kazı kurtarma çalışmasını yaparak birçok eserini gün ışığına çıkartan projenin başkanı ve Bodrum Karya Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Başkan Yardımcısı Kaptan Tufan Turanlı, Didim açıklarında bulunan Osmanlı fırkateyni ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Cumhur Kaptan'ın deniz dibindeki batığı tespit eder etmez görüntülemesi, yerini kaydetmesi ve derhal Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bildirerek önemli bir vatandaşlık görevini yerine getirmesi nedeniyle kendisini canı gönülden kutladığını belirten Turanlı, "Bakanlığa dilekçesini vermesinin ardından beni arayıp telefonla bilgilendiren Cumhur Kaptan'ı sadece batığın yerini tespit ettiği için değil, geçen 3 yıl içinde troller ve balık avcıları tarafından zarara uğratılmaması için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruyucu hiçbir tedbir alınmamasına rağmen koruduğu için de ayrıca tebrik ediyorum. Kendisinin en büyük ödüllere layık olduğunu düşünüyorum" dedi.

"TÜRKİYE SULARINDAKİ İLK VE EN ÖNEMLİ OSMANLI BATIĞI OLABİLİR"

Kendisinin, 1975 yılından bu yana denizlerde 200'e yakın batığın tespitini yapmış birisi olduğuna dikkat çeken Turanlı, Cumhur Kaptan Türkiye denizlerindeki en önemli batıklardan birisini bulduğunu bildirdi. Bu batığın Ertuğrul'dan sonra bulunan en önemli ve tek Osmanlı savaş gemisi batığı olduğunu belirten Turanlı, "Böyle bir batığı gün ışığına çıkarmak aylar, yıllar alabilir ve 5-6 milyon dolara mal olabilir. Ancak tarihi zenginliği içerisinden çıkabilecek eserlerin paha biçilmez değeri göz önüne alınacak olursa yapılacak masraf yanında hiç kalır. Bu nedenle bu batığın üzerinde ciddiyetle durulmalı ve bölge acil olarak dalışa yasak bölge ilan edilmeli. Bu batığın Osmanlı batığı olma ihtimali oldukça yüksek. Cumhur Kaptan'ın belirtilerine göre gemide topların olması, dipteki gemi kalıntılarının ahşap olması 18. yüzyıl veya öncesi ihtimalini güçlendiriyor. Öte yandan çalışmaların başkanlığını yaptığım Japonya'da batan Ertuğrul Fırkateyni 19. yüzyılın ortalarında yapılmasına rağmen iskeleti çelikten ama gövdesi ahşap olan bir gemiydi. Bu nedenle kesin tarihlendirme için daha fazla veriye ihtiyaç var" diye konuştu.

"BATIKTAKİ KAZI İÇİN MUTLAKA ROBOT TEKNOLOJİSİ KULLANILMALI"

Batığın 70 metre derinlikte olması, arkeolojik kazısının bilinen insan dalış yöntemiyle yapılmasını imkansız kıldığını, robot teknolojisinin kullanılması gerektiğini belirten Turanlı, şunları söyledi:

"Kurtarma kazısı adı altında gelip birkaç profesyonel dalgıç tarafından yapılacak dalışla birkaç top, eser çıkarıp gemiyi terketmekten başka bir sonuç alınamaz. Böyle bir girişimin adı, açıkça talan, define avcılığı, bir nevi soygunculuk olur. 21. yüzyıldayız. Sualtı da dahil olmak üzere artık bu tür çalışmalar robotlarla gerçekleştiriliyor. Biz, BOSAV olarak son 10 yılda Titanik Kaşifi Dr. Robert Ballard ile yaptığımız tüm deniz araştırma ve etkinliklerimizi robotlarla yaptık. Denizin 4 kilometre dibindeki Titanik'e de robotlarla indik. 2013'te Suriye açıklarında düşürülen fantom uçağımızı ve şehit pilotlarımızı da 1265 metre derinlikten robotlarla çıkardık. Japonya'da kazısını gerçekleştirmekte olduğumuz Ertuğrul Firkateyni 14 metre gibi sığ sularda olmasına rağmen, orada bile zaman zaman robot teknolojisini kullandık. Bodrum Müzesi Müdürü Tayfun Selçuk'u bizzat ziyaret ederek, bu batığın kazısı için elimizdeki en son teknoloji robot ve kazı sistemlerini Bakanlık emrine vermeye hazır olduğumuzu, tüm dünyaya hem arkeolojik yeteneğimizi hem de teknolojik üstünlüğümüz sergileyeceğimizi bildirdim."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Kaptan Cumhur Nacak'ın Mahallesi Balıkçı Barınağı'ndan amatör balıkçılarla teknesiyle denize açılması

-Kaptan Cumhur Nacak'ın su altı kamerasını denize salarken ve çıkartırmen görüntüsü

-Kaptan Cumhur Nacak'ın su altı kamerası ile çektiği görüntüleri izlemesinden görüntü

-Denizin ortasında batığı bulan Cumhur Nacak ile röp.

-Bir amatör balıkçı ile röp.

-Batığın bulunduğu bölgeden görüntü

-apon Kralı Meiji'yi 1890 yılında ziyarete gittikten sonra dönüş yolunda Pasifik Okyanusu'ndaki Kuşimoto şehri açıklarında 550 denizcisi ile batan Osmanlı firktaeyni Ertuğrul'un 8 yıldır kazı kurtarma çalışmasının başkanlığını yürüten Bodrum Karya Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Başkan Yardımcısı Kaptan Tufan Turanlı ile röp.

-70 metre dipte bulunan batığın toplarından, kazanından, parçalanan ahşap aksamlarından su altı görüntüleri (Nacak'ın çektiği görüntüler)

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Yaşar ANTER/ DİDİM (Aydın),

======================

3 - KÖY OKULLARININ TEMİZLİK MALZEMESİ BU OKULDAN ÇIKIYOR

İZMİR'deki bir meslek lisesinin öğrencileri, hammaddesini dışarıdan aldıkları parfüm esanslarını, okulun laboratuvarında üretiyor. Ayrıca Kimya Teknolojisi Alanı 11'inci sınıf öğrencileri, okulda el sabunu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı ve genel temizlik malzemesi de üretiyor. Temizlik ürünleri, Kemalpaşa'da bulunan 71 köy okuluna gönderiliyor. Köy okullarının temizlik ürünleri ihtiyacını karşılayan öğrenciler, yaptıkları işten dolayı son derece mutlu olduklarını söyledi.

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde bulunan MOPAK Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Alanı 11'inci sınıf öğrencileri, okulda dikkat çeken çalışmalara imza atıyor. Okulun laboratuvarında parfüm üretimi yapan öğrenciler, yine okul ile Kemalpaşa Belediyesi arasında gerçekleştirilen 'Okullarımız Tertemiz' projesi kapsamında da el sabunu ve genel temizlik malzemeleri üretimi gerçekleştiriyor. Kimya Teknolojisi Alan Şefi Ufuk Akış, okulda numune bazında deneyler yaptıklarını açıklarken, finansman buldukları taktirde şişe ve esans alım işlemlerini yaparak, parfüm ürettiklerini söyledi. Esansları hammadde halinde aldıktan sonra, esansı bağlayıcı özelliği olan gliserin ve etil alkol içerisinde çözdüklerini ifade eden Ufuk Akış, yüzde 96'lık olan alkolü, yüzde 80'e indirip, bir miktar saf su koyduktan sonra işlemin tamamlandığını açıkladı. Üretilen parfümlerin 15-20 gün karanlık bir odada bekletilmesinin ardından şişelendiğini aktaran Akış, bu parfümlerin satışını yapamadıklarını sadece okulda bulunan öğretmen ve öğrencilere hediye olarak dağıttıklarını belirtti.

71 KÖY OKULUNA TEMİZLİK MALZEMESİ

Okulda sadece parfüm değil, temizlik malzemesi üretimi de gerçekleştiriliyor. Kemalpaşa Belediyesi ile MOPAK Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 'Okullarımız tertemiz' projesi kapsamında iş birliği yaptı. Belediye temizlik malzemelerinin hammadesini alarak okula teslim ediyor. Kimya Teknolojisi Alanı 11'inci sınıf öğrencileri de, her biri 1'er tonluk 3 kazanda temizlik malzemesi üretimi yapıyor. El sabunu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı ve genel temizlik malzemesi yapan öğrenciler, Kemalpaşa'da bulunan 71 köy okulunun temizlik malzemesi ihtiyacını, bu şekilde karşılamış oluyor.

KOZMETİK SEKTÖRÜNDE İLERLEMEK İSTİYORLAR

Deney çalışmaları yapan öğrenci grubu içerisinde yer alan Semih Özkan (18), yapılan deneylerin aşamalarını öğretmenlerin kendilerine anlattığını belirterek, esanslardan parfüm ürettiklerini söyledi. Öğretmenlerine, bu fırsatı kendilerine verdikleri için teşekkür eden Özkan, güzel çalışmalar ortaya koyduklarına dikkat çekti. Öğrencilerden Sinem Nur Bolat, "Geleceğe yönelik bir hedefim var. Kimya bölümüne severek girdim. Buradan mezun olduğumda işsiz kalma ihtimalim neredeyse yok. Kozmetik sektöründe ilerlemeyi düşünüyorum. Yaptığımız parfümleri kullanmak bize gurur veriyor" diye konuştu. Öğrencilerden İrem Avcı, Aykut Soyak, Seda Nur Zülfi de yaptıkları çalışmaların kendilerini son derece heyecanlandırdığını aktardı. Seda Nur Zülfi, küçük yaşlardan itibaren kimyaya ilgisinin olduğunu ve şimdi güzel deneyler yaptıklarını, bunun da insanları etkilediğini belirtti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Öğrencilerin çalıştığı labaratuvarından görüntü

-Öğrenciler parfüm üretirken görüntü

-Temizlik malzemesinin üretildiği alandan görüntü

-Öğrencilerin konuşması

-Kimya Teknolojisi Alan Şefi Ufuk Akış'ın açıklaması

Haber: Umut KARAKOYUN-Kemara: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

================

4 - KADIN ARICIDAN, EV HANIMLARINA 'BU İŞE GİRİN' ÇAĞRISI

ARTVİN'in Yusufeli ilçesinde Kaçkar Dağı eteklerinde 40 kovanda arıcılık yapan Elif Kırbıyık (42), ürettiği çiçek ballarını satarak aile ekonomisine gelir sağlıyor. Yılda ortalama 300-400 kilo dolayında çiçek balı üreten Kırbıyık, arıcılık mesleğinin kadın işi olduğunu söyledi.

Çevreli köyünde oturan Elif Kırbıyık, katıldığı kursta arıcılığı öğrendi, sertifika aldı. 5-10 dolayında kovanla bal üretimine başlayan Kırbıyık, işini geliştirdi, 40 kovanda çiçek balı üretimine geçti. Kaçkar Dağı eteklerinde arıcılık yapan Kırbıyık, yaz aylarını yaylada geçiriyor. Çoğu zamanını arılarla geçiren Kırbıyık, yılda 300-400 kilogram arasında çiçek balı sağımı yapıyor. Ürettiği balları kilosu 150 ila 400 lira arasında değişen fiyatlarda satan Kırbıyık, aile ekonomisine gelir sağlıyor.

Arıcılığın kadın mesleği olduğuna inandığını ifade eden Elif Kırbıyık, "Kadınlar temizlik konusunda titizdir. Arılarda temizliği ve titizliği sever. Ev hanımıydım. Bir iş yapmak istiyordum. Arıcılık kursu açıldığını duydum. 'Neden ben de yapmayayım' dedim. 10 yıl önce eğitimlere katılarak sertifika aldım ve bal üretimine başladım. Bir kaç kovanla başladığım üretimde bugün 40 kovana çıktım. Baharla birlikte yaylaya çıkarak hazırlıklarımı yapıyorum ve yazın bal üretimi gerçekleştiriyorum." dedi.

Ürettiği balları satarak aile ekonomisine katkı sağladığını anlatan Kırbıyık, "Ev hanımları  bu işe girmeli. Emek verildikten sonra kazancı da iyi. Aile ekonomilerine ciddi katkı sağlıyor" diyerek ev hanımlarına arıcılık yapmaları çağrısında bulundu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Arıcılık yapan kadın

Kovan detayları

Arıcı kadınla röp.

Ürettiği bal detayları

Haber-Kamera: Nusret DURUR ARTVİN-DHA

====================

5 - TRABZON HASIR BİLEZİĞİNİN EMEKTAR ÖRÜCÜSÜ

TRABZON'da kuyumculuk mesleğinde makineye girmemiş tek el sanatları ürünü olan ve 4 bin yıllık tarihi geçmişi bulunan Trabzon hasır bileziği geleneği yaşatılıyor. Kentte tek başına yaşayan Zeliha Oğuz (72) da ilerlemiş yaşına rağmen 45 yıldır meslek edindiği hasır örücülüğü yapıyor. EL sanatları, altın gümüş işleme ve kazaziye sanatları açısından özel bir öneme sahip olan kentte, 4 bin yıllık tarihi geçmişi bulunan Trabzon hasır bileziği geleneği sürüyor. Kuyumculuk mesleğinde makineye girmemiş el sanatlarından biri olarak gösterilen ve külçe ile hurda altının eritilerek tel haline dönüştürülmesiyle yapılan takı seti, gerdanlık, bilezik, küpe ve yüzükten oluşan 'Trabzon Hasırı' dünyada birçok ülkeye de ihraç ediliyor. Kent genelinde birçok mahallede ve sokakta hasır işlemeciliği yapan kadınlarda, teslim aldıkları altın telleri, gerdanlık ve bileklik şeklinde dokuyarak kuyumculara teslim ediyor. El emeğinden geçen hasırlar daha sonra işlenip son hali verilerek kuyumcu dükkanlarındaki vitrinlerde yerini alıyor.

'MESLEĞİMİ SEVİYORUM'

Bölgede bazı kadınların hasır örücülüğü yaparak aile ekonomilerine katkı sağlarken, 72 yaşındaki Zeliha Oğuz da tek başına kaldığı evinde meslek haline getirdiği örücülük kültürünü yaşatıyor. Mesleğini sevdiğini anlatan Zeliha Oğuz, ilerlemiş yaşın rağmen azmi ve başarısıyla da dikkati çekiyor. Örücülüğün kendisine can yoldaşı olduğunu belirten Oğuz, "Bu meslek bana bir can yoldaşı, meşgale oldu. Bu yaşıma rağmen bu işle uğraşıyorum ve eğleniyorum. Gözüm gördüğü sürece de hasır öreceğim. Mesleğimi seviyorum pes etmeyeceğim" dedi.

'BU MESLEĞİ TAVSİYE EDİYORUM'

Hasır örücülüğüne kimi zamanlar ara verdiğini de hatırlatan Oğuz, "Eşimi kaybettikten sonra yalnız kalınca sıkıldım. Ama yine örmeye başladım. Gözümde küçük problemler var. Ameliyat olmam gerekiyor. Ev hanımlarına ve gençlere bu mesleği tavsiye ediyorum. Bunu mutlaka yapın, evinize katkıda bulunursunuz.  Parası iyi değildir ama çok güzel bir meslektir. Haftada 90-100 lira kazancım oluyor. Zahmetine göre emeğimizin karşılığını alamıyoruzö diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------

Hasır bilezik yapan kadının görüntüsü

Kadının konuşması

Sokakta kadınların örücülüğü

Kuyumcu tezgahından görüntü

Detaylar

(Haber-Kamera: Selçuk BAŞAR-TRABZON/DHA)

====================================================

6 - ZİHİNSEL ENGELLİ ÖĞRENCİLERE ASKER KINA GECESİ YAPILDI

KAYSERİ'de 14 zihinsel engelli öğrenci için, askere uğurlama kına  gecesi düzenlendi.

14 zihinsel engelli öğrenci için Gevher Nesibe Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi bahçesinde temsili askerlik programı düzenlendi. Bu kapsamda engelli öğrencilerin ellerine anneleri tarafından kınalar yakıldı. Oğulları için düzenlenen etkinlik nedeniyle mutlu olduklarını belirten aileler, "Bugün okulda asker kınamız vardı. Çok güzel bir etkinlikti. Hazırlayan herkese çok teşekkür ederiz. Bu bizim için çok güzel bir duygu. Allah herkese nasip etsin. Böyle çocuklarımız olduğu için mutluyuz" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------

-Zihinsel engelli öğrencilerden görüntü

-Kına yakılırken görüntü

-Anneler ile röportajlar

-Genel detay

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN  / KAYSERİ,

===========================================================

7 - PASTIRMA VE SUCUĞA RAMAZAN ZAMMI

PASTIRMA  ve sucuğun ana vatanı olarak bilinen Kayseri'de et fiyatlarındaki dalgalanma nedeniyle  ramazan sofralarının değişmez  yiyeceklerinden pastırmaya kiloda 10 TL, sucuğa ise 5 TL ramazan zammı geldi.

Kayseri'de perakende olarak evlik sucuk 65, normal sucuk 55, sıra ve seçme pastırma 105,Kuşgömü,tütünlük ve bonfile pastırma ise 135 TL'den satılıyor. Kayserinin ramazan ayında en çok satılan et ürünlerinden sucuk içi ise kilosu 55 liradan satışa sunuluyor. Sucuk ve pastırma  batıcısı Yusuf Tilgen, " Ramazan öncesi ete gelen zam ister istemez pastırma ve sucuk fiyatlarını da etkiledi. O nedenle kilo fiyatlarına  5 ila 10 TL arasında zam yapıldı. Aslına bakarsanız pastırma çok pahalı değil. Zira, işlemi ve firesi çok. 1 porsiyon kebap 20-25 TL. Ekmek arası dürüm 10-15 TL. Ama, 100 gram pastırma 10-13 TL. 100 gram pastırma,250 gram ete bedel.Bir insan en fazla yese yese 100 gram, 150 gram pastırma yiyebilir. Olaya böyle bakmak lazım.Pastırma ramazan sofralarının tadımlık et ürüdür."dedi. Yusuf Tilgen, " Sucuk fiyatlarına gelince,1 kilo kıyma 40-50 TL olmuş. Normal sucuk 55 liradan, evlik dediğimiz baharatı fazla olan ve bu yüzden fiyatı farklı olan sucuk ise 65 liradan satılıyor. Sucuktaki girdiler arasında baharak, sarımsak ve ister doğal ister suni bağırsak ve hava şartalına bağlı olarak kurumadan kaynaklanan fireyi de hesap ederseniz ortada anormal bir rakam yok"diye konuştu

Görüntü Dökümü:

---------------

-Pastırma doğranırken görüntü

-Sucuk, peynir, bal, pastırma görüntüsü

-Röportaj

-Genel detay

Haber: Oktay ENSARİ Kamera: Olcay DÜZGÜN  / KAYSERİ,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement