Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)'ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA 34'ÜNCÜ GÜN; 1829 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜTÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin Afrin kentindeki terör örgütlerine yönelik 34 gündür yürütülen 'Zeytin Dalı Harekatı'nda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1829'a yükseldi.

22.02.2018 10:37

1)'ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA 34'ÜNCÜ GÜN; 1829 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin Afrin kentindeki terör örgütlerine yönelik 34 gündür yürütülen 'Zeytin Dalı Harekatı'nda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1829'a yükseldi.

TSK'nın sınırda ve bölgede güvenlik ile istikrarın sağlanması, dost ve kardeş bölge halkının, teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılması amacıyla Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD- YPG ve DEAŞ terör örgütlerine yönelik 20 Ocak günü başlattığı 'Zeytin Dalı Harekatı'nda 34'üncü güne girildi. Türk savaş uçaklarının, teröristlere ait belirlenen hedefleri havadan bombaladığı harekat, karadan da topçu bataryaları ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) desteğiyle devam ediyor. Genelkurmay Başkanlığı, 32 askerin şehit olduğu, 9 sivil vatandaşın da hayatını kaybettiği harekatın son durumuna ilişkin bilgilendirme yaptı. Bilgilendirmede 49'u son 24 saatte olmak üzere harekatın başından bu yana toplam 1839 teröristin etkisiz hale getirildiği açıklandı.

HATAY, KİLİS, -

====================================================

2)ÖZEL HAREKAT POLİSLERİ COŞKUYLA AFRİN'E UĞURLANDI

SİVAS'ta Afrin'e yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı için görevlendirilen 24 özel harekat polisi düzenlenen törenle uğurlandı. Sivas Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme Şube Amirliği önünde düzenlenen törene Sivas Vali Yardımcıları Zihni Yıldızhan, Yeliz Yıldızhan, 5'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Ömer Ertuğrul Erbakan, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, İl Jandarma Komutanı Albay Sinan Şen, Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal, İl Emniyet Müdürü Kenan Aydoğan, Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Özaydın, kurum müdürleri ve çok sayıda polis katıldı. Törende Zeytin Dalı Harekatı'nda görevlendirilen 24 özel harekat polisi için kurban kesildi. Kuran-ı Kerim okunmasının ardından İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan tarafından dua edildi. Daha sonra konuşan Vali Yardımcısı Yeliz Yıldızhan, terörle mücadele için yürütülen harekatta görevlendirilen polislerin başarılı bir şekilde görevlerini yerine getirip sağ salim Sivas'a dönmelerini diledi. Ardından arkadaşları ile tek tek kucaklaşarak otobüse binen özel harekat polisleri tekbirler eşliğinde yola çıktı.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Programdan görüntüler

-Kurban kesilip Kuran okunması ve dua edilmesi

-Polislerin arkadaşları ile vedalaşması

-Otobüslere binişleri ve uğurlanmaları

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,

(282 mb)

========================================================

3)SAKARYA BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ BAŞKANI ELİF ERDEM DÜZGÜN: HADIM GERİ DÖNÜŞÜMÜ OLMAYAN BİR ŞEY OLACAK

SAKARYA Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Elif Erdem Düzgün, kimyasal hadımın uygulanabilmesi için adaletin çok iyi tecelli etmesi gerektiğini belirterek, "Hadım, geri dönüşü olmayan bir şey olacak. Hadım olması için ülkede adaletin çok iyi tecelli ediyor olması gerekiyor. Yani bir masumun bile bir gün gereksiz yere hadım edilmesi, ya da idam da konuşuluyor aynı şekilde, geri dönüşü olmayan bir zarar olacak" dedi. Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Elif Erdem Düzgün, çocuk istismarı olaylarının çoğalmasıyla en çok konuşulan konular arasına giren kimyasal hadım cezasını değerlendirdi. Kimyasal hadım cezasının uygulanabilmesi için adaletin çok iyi tecelli etmesi gerektiğini söyleyen Düzgün, "Bu kadar kalıcı çözümler düşünüldüğü zaman gerçekten bir çekimserim. Benim çekimser olduğum bir konu bu. Hadım, geri dönüşü olmayan bir şey olacak. Hadım olması için ülkede adaletin çok iyi tecelli ediyor olması gerekiyor. Yani bir masumun bile bir gün gereksiz yere hadım edilmesi, ya da idam da konuşuluyor aynı şekilde, geri dönüşü olmayan bir zarar olacak. O yüzden benim kafamda soru işareti olan ve çekinceli durduğum bir konu hadım olayı. Cezaları arttırmak yerine aslında olmadan önce önlemek çok önemli, biz ilk önce bunu hedeflemeliyiz" dedi.

Düzgün, Adana'da ve Antalya'da yaşanan iki olayın insanlara tokat etkisi yaratmasıyla bu konuların bu kadar fazla gündeme geldiğini ifade ederek, "Aslında çocuk istismarı vakaları çok fazlaydı ama bunların basına yansıması, basına yansıyan olayların artması, sizlerde toplumda böyle bir algı oluşturdu. Aile içinde ve aile dışında çocuğa karşı cinsel istismar vakaları her zaman fazla sayıdaydı. Son artan olaylarda aslında belki de vakaların nitelikleri, belki de halkın bu konuya duyarlı olmasını sağladı. Bunu görünce aslında insanlara bir tokat etkisi yarattı. Birden bire sosyal medyada da herkesin tek yürek olduğu bir durum ortaya çıktı. Biz Sakarya Barosu olarak bunları önlemek, halkı uyandırmak için çeşitli toplantılar yapıyoruz. Okullarda eğitim veriyoruz ama çok yeterli değil" diye konuştu.

Düzgün, suçlulara ağır cezalar uygulayıp bu tür vakaların sonunun getirilemeyeceğini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Ben artık istismar davalarına girip, çıkıp bir şeylerin engellenebileceğine ya da cezaların istismarın önüne geçeceğine inanmıyorum. O yüzden acilen alt komisyonlar kurularak, tıpçılardan, hukukçulardan, sosyologlardan, psikologlardan, ülkede bu konularda bilimsel araştırmalar yapabilen kişilerden oluşan bir komisyon kurularak olayın kökenine inmek gerekiyor. İstismar vakalarının araştırılması gerekiyor. İstismar haritasının çıkarılması gerekiyor. Bölgelerde nelere göre, ne tür vakalar çoğaldı diye ve bunları önlemek için çalışmalar yapılıyor. Bütün meslek birlikleriyle oturup konuştuğumuzda şuna vardık, gerçekten eğitimle başlıyor. Biz bu eğitimi çok ileriki yaşlarda verdiğimiz zaman aslında ulaşamıyoruz. Yani çocukluktan itibaren cinsel eğitimin verilmesi gerekiyor. Cinsel eğitimin verilmesi gerekiyor. Bu bastırılmış duygusunun önüne geçmek gerekiyor. Çocuk istismar eden özellikle pedofili vakalar, bunların en azından ülkemiz için tedavi edilemez durumda olduğunu biliyoruz. Tedavi edilemiyorsa ne olacak? Pedofillerden bahsediyorsak eğer cezasını çekse de dışarıya çıktığında yine aynı suçu işleyecek. Bu tür vakalarda taciz aşamasında bile kalmış olsa ömür boyunca takibin sağlanması önleyici olacaktır. Bu tür vakaların çocuk parkları, çocukların olduğu yurtlar, kreşler bunlardan uzak tutulması lazım ve takip edilmesi gerekiyor"

Düzgün bu vakaların fazla olduğunu ancak mağdurların korkularını yenip konuşmaya başlamasıyla gündeme geldiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Farklı şeyler düşünebiliyorum, acaba özendirici oluyor mu diye ama bir yandan da şu var. Gerçekten toplumda insanlar cesaretlenmeye başladılar. Kapalı kapılar arkasında olan istismarları, aile içinde özellikle ensest vakalarını gizlerken insanlar, ortaya çıktıkça ya da faillerin cezalarını bulduğunu gördükçe ortaya çıkmaya başladılar. Bu konuşulur oldu. Tabu olmaktan çıktı aslında çocuk istismarı. Bir yandan bu konuşuldukça o mağdurların kirlenmişlik hissi, kendilerini kötü, yaralanmış hissettikleri durum karşısında yaşadıkları kirlenmişlik hissi azaldı. Çünkü aslında çocuğa uzanan el kirli. Çocuk bunu yaşayarak kirlenmiyor bu anlaşılmış oldu. Bir bakıma da aslında o yüzden bu kadar çok görüyoruz. Çünkü insanlar konuşmaya başladılar"

Görünt Dökümü

-------------------------

Röportaj

Avukattan görüntüler

Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya), -

===============================================

4)STK TEMSİLCİLERİNDEN 'FABRİKAYA SAHİP ÇIKALIM' ÇAĞRISI

BURDUR'da sivil toplum kuruluşu temsilcileri, özelleştirme kapsamına alınan Burdur Şeker Fabrikası'nın kentteki odalar, işadamları ve halkın bir araya gelip satın alması görüşünü gündeme getirdi. Şeker fabrikasının Burdur'un can damarı olduğuna işaret eden STK temsilcileri, "Fabrikaya sahip çıkalım" çağrısı yaptı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından satışı yapılacak 14 şeker fabrikası arasında yer alan Burdur Şeker Fabrikası ile ilgili Burdur Ticaret Borsası Başkanı Yılmaz Başar, Burdur Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir ve Şeker- İş Sendikası Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay açıklamalarda bulundu.

'ÇALIŞMASINI DEVAM ETTİRMEMİZ GEREKİYOR'

Yılmaz Başar, "Devletimiz bir karar vermiş, bu karar karşısında bizim 'özelleştirilmesin' diye feryat etmemizin pek bir faydası olacağını düşünmüyorum. Özelleştirme süreci başladı. Biz kendimizi avutmak, birbirimizle tartışmak yerine çok hızlı bir şekilde hareket edip, oluşumlarımızı gerçekleştirip, şeker fabrikasını Burdurlu odalar, işadamları ve halk bir araya gelip, alıp çalışmasını devam ettirmemiz gerekiyor" dedi.

'FABRİKAYA SAHİP ÇIKALIM VE ALALIM'

Başar, "Daha önceki yıllarda süt fabrikası özelleştirilmesi sonucunda meydana gelen sütteki arz talep dengesizliğinin şeker fabrikası için de geçerli olabileceğini öngörüyorum. Özelleştirmede fabrikayı alan kişinin mantığında ne yatıyor. Fabrikayı işletmek mi, yoksa arazisinden faydalanmak mı yatıyor? Bunu net olarak bilemediğimiz için Burdurlular olarak bu fabrikaya sahip çıkalım ve alalım" diye konuştu.

'BURDUR'UN CAN DAMARI'

Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir, şeker fabrikasının ekonomisi tarıma dayalı Burdur'un en önemli tesisi olduğunu vurguladı. Demir, şöyle dedi:

"Burdur tarım ve hayvancılık ilidir. Şu anda Burdur'un elinde kalan tek tesis şeker fabrikasının özelleştirilmesi daha önce özelleştirilmesi yapılan süt fabrikası gibi olacaksa Ziraat Odası olarak buna karşıyız. Özelleştirilecek olursa da bünyesinde barındırdığı sektörler açısından da değerlendirdiğimiz zaman Burdur'un can damarı olan şeker fabrikasının Burdur'a mal edilmesi çalışmalarını destekliyoruz. Bunu yapacak olan da Burdur Ticaret ve Sanayi Odası'dır. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası'nın öncülüğünde fabrikanın Burdur tarafından alınması için herkesin taşın altına elini koyması gereklidir. Yabancı kişilere satılması yerine şeker fabrikamıza sahip çıkacağız ve önümüzdeki dönemde yağacağımız çalışmalarla fabrikamızı Burdur'a kazandıracağız. Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın bu konuda Burdurlunun yanında olacaklarına inanıyoruz."

'BU BACANIN TÜTMESİNİ İSTİYORUZ'

Şeker- İş Sendikası Şube Başkanı Mustafa Onay da "Burdur Şeker Fabrikamızın şartnamesi 20 Şubat tarihinde hazırlanarak ihale sürecine girildi. 18 Nisan 2018'de ihaleye çıkılacağı kesinleşti. Öncelikle bu fabrikanın gerçek sahibi üreticileri, besicileri, taşıyıcıları, fabrika işçileri, tüm Burdurluları fabrikaya sahip çıkmaya davet ediyorum. STK'lardan çok ciddi destek var. İnşallah bu desteğin

özelleştirmenin iptaline kadar gideceğini tahmin ediyoruz. Burdur kaybetmesin. Bu bacanın tütmesini istiyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------

Yılmaz Başar'la röportaj

İbrahim Demir'le röportaj

Mustafa Onay'la röportaj

Fabrika dış görünüş

380 MB/// 06.19"

( HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

======================================================

5)TURHAL'A 1 MİLYON LİRA MALİYETLİ HAYVAN BARINAĞI YAPILDI (ÖZEL)

TOKAT'ın Turhal ilçesi Belediyesi tarafından 1 milyon lira maliyetle yaptırılan Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi hizmete girdi.

Turhal Belediyesi tarafından 2017 yılı içerisinde inşaatına başlanan Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi tamamlanarak hizmete girdi. Toplam 5 personeli ile hizmet veren Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi 'haybulans' olarak isimlendirilen hayvan ambulansı hizmeti de veriyor. Haybulans ile yaralı, kaza geçirmiş hayvanlara bu ambulans ile hemen müdahale edilerek merkeze getiriliyor. Bakımları yapılan hayvanlar, merkezde tutulmak yerine yeniden sokaklara salınarak, hapis hayatı yaşamaları engelleniyor. Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezinin 1 milyon liraya mal olduğunu belirten Turhal Belediye Başkanı Yılmaz Bekler, "Hayvan polikliniklerinden, ameliyathaneye, yoğun bakım ünitelerinden karantina odalarına, açık ve kapalı barınaklardan kulübelere tam donanımlı bir hayvan barınağıdır burası. Aynı zamanda 7/24 hayvan ambulansımız da hazır bulunmaktadır. Bize, belediyemize ya da beyaz masamıza yaralı, kazaya uğramış hayvanların haberi gelir gelmez saatine bakmadan ambulansımız gidiyor. O hayvanları getiriyor ve hemen tedavisine başlanıyor. Sokaklarda beslenemeyen, hasta hayvanlar görevlilerimiz tarafından toplanıyor. Buraya getirilerek hemen tedavilerine başlanıyor.  Aşıları ve beslenmeleri yapılıyor burada. Sokaklarda kendi başına hayatını devam ettirebilecek duruma geldikten sonra da  yeniden sokaklara salınıyor. Kesinlikle köpekleri telef etmiyoruz. Bu barınağı hayvanlara hizmet etsin diye yaptık. Harcamış olduğumuz paraya da acımıyoruz. Buraya geldiğimiz zaman hayvanların rahat ve mutlu durumlarını gördüğümüz zaman biz de memnun ve mutlu oluyoruz" dedi.

Başkan Yılmaz Bekler, en büyük şikayetlerinin çevre belediyeler tarafından toplanan köpeklerin Turhal Belediyesi sınırları içerisine getirilerek bırakılması olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

"Çevredeki belediyelerde çok fazla hayvan barınağı bulunmayışı ve bizim de köpeklere şefkat ile yanaştığımız bilindiği için, sınırlarımız içerisine bırakıyorlar. Bu da bizim işimizi zorlaştırıyor. Barınaktaki hayvan sayımız artmış oluyor. Burada bizim amacımız köpeklere hapis hayatı yaşatmak değil. Bakımlarını ve aşılarını tamamladıktan sonra yeniden sokağa salmak."

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Merkezin görüntüleri

-Köpeklerin görüntüleri

-Bakımı yapılan hayvanlar

-Başkan Bekler'in köpeklerle ilgilenmesi

-Hayvanların taşındığı haybulans aracı

-Röportaj

TURHAL/DHA

=========================================================

6)PORSELEN FABRİKASINDA KADINLARA VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE YARIM GÜN İŞ OLANAĞI

BİLECİK'teki Porland Porselen Fabrikası, üniversite öğrencileri ile ev kadınlarına yönelik yarım gün çalışma imkanı getirdi. Porland Porselen Fabrikası Lojistik Planlama Grup Müdürü Murat Pamukçu, fabrikalarını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi'nin yakınında bulunduğunu belirtti. Başlattıkları uygulamadan ev kadınlarının yanısıra üniversite öğrencilerinin yararlandıklarını söyleyen Pamukçu şöyle konuştu: "Porland Porselen, konum olarak Şeyh Edebali Üniversitesi'nin karşısında bulunuyor. Bundan dolayı gençlerimize bir iş imkanı yaratmak için kısmi zamanlı çalışma  uygulamasına başladık. Aynı olanağı ev kadınlarına da tanıdık. Bu sistemimiz her iki taraftan da büyük ilgi gördü.  İlk başta 20 kişi ile başladık. Daha sonra ise bu talebin arttığını gördük ve biz de şirket içerisindeki düzeni buna göre dizayn etmeye başladık."

'150 KİŞİYE ÇIKARABİLİRİZ'

Yarı zamanlı çalışma sisteminin fabrikalarda uygulamasının çok zor olduğunu da dile geçiren Pamukçu konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Çünkü fabrikalarda vardiya sistemi vardır. Bu vardiya sisteminde yarı zamanlı çalışma şeklini oturtmak çok zordur. Fakat biz bunu yapabilmek için mücadele ettik, işlerimizi ona göre ayarladık. Böylelikle bu yarı zamanlı çalışacak kişilere sigortalı, hakkını tam alabileceği  şekilde bir zemin hazırladık. Bu ilgi de gitgide yükseliyor. Şu anki çalışma periyodumuz şöyle; isteyenler saat 09.00'da geliyor, saat 13.00'te gidiyor. Başka bir grubu da 13.00'de alıp 17.00'de çıkartarak aynı iş alanını her iki kişiye de kullandırmış oluyoruz. Şu an Porland'ın üretim kadrosunda  bin kişi istihdam edilmekte. Kısmi zamanlı sistem ile bunu daha da arttıracağız. Halen kısmi zamanlı çalışan 25 işçimiz  var ama ilerleyen zamanda bunu 100- 150 kişiye kadar çıkabiliriz. Bunun için gayret ediyoruz. Atıl duran bir işgücünü ekonomimize katmak istiyoruz, hedefimiz bu."

YURT DIŞINDA YAYGIN

Kısmi çalışma sistemi yurtdışında oldukça yaygın olduğunu belirten Murat Pamukçu, "Hemen hemen çalışanlarının yüzde 60-70'i kısmi zamanlı çalışıyor. Fakat Türkiye'de nedense bu çok kısıtlı. Belki de kayıt dışı şekilde çalışılıyor. Türkiye'de bu sistem iyi planlanıp, iyi bir şekilde yapılırsa Türk ekonomisine de çok büyük bir katkı sağlayacağına inanıyorum.Kısmi çalışma şekline Porland Porselen olarak biz öncü olduk, diğer fabrikalar da buna sıcak bakacaktır inşallah, bu gitgide yayılacaktır" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

----------------------------

-Fabrikanın içinden,

-Çalışan işçilerin,

-Çalışanlarla yapılan röportaj,

-Müdür Murat Pamukçu'nun konuşması,

-Fabrika binasının dışından çekilen görüntüler bulunuyor.)

Haber-Kamera: Cafer ELMAS-BİLECİK,

==========================================================

7)VİTES KOLUNDAKİ ZULADAN TABANCA ÇIKTI

ADANA'da polis ekipleri, şüphe sonucu durdurdukları otomobilin vites kolu boşluğundaki 'zula' denilen gizli bölmede, ruhsatsız tabanca buldu.Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Yunus Timleri, Seyhan ilçesi Çevre Yolu üzerinde şüphelendikleri bir otomobili durdurdu. Polis, araç içinde yaptığı detaylı aramada vites kolu boşluğundaki gizli bölmede, ruhsatsız tabanca ve şarjör ele geçirdi. Otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Polisin arabada arama yapması

Polisin zulada tabancayı bulması

Tabancaya ait foto

SÜRE: 01'02"       BOYUT: 65,2 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK  - Kamera: ADANA,

======================================================

8)KÖYLÜ KADINLAR SPORLA ZAYIFLIYOR

ADANA Büyükşehir Belediyesi Sarıçam Gençlik Eğitim Merkezi Kadın Yaşam ve Spor Salonu'nda kırsal kesimden gelen kadınlar pilates, fitness, aerobik ve zumba ile fazla kilolarından kurtuluyor. Şalvarlarıyla spor yapan kadınlara uzman antrenörler eşliğinde eğitim veriliyor. Adana Büyükşehir Belediyesi Gençlik, Spor ve Basın Yayın Daire Başkanlığı, 1 yıl önce Sarıçam ilçesindeki Gençlik Eğitim Merkezi'nde 527 metrekarelik  kapalı alanda Kadın Yaşam ve Spor Salonu açtı. Sağlıklı yaşam hedefleyen kadınlar, uzman antrenörler eşliğinde pilates, fitness, aerobik ve zumba yapmaya başladı. Haftanın 6 günü açık olan merkeze özellikle kırsal kesimden gelen ve şalvarlarıyla spor yapan kadınlar ilgi gösterdi. Kadınlar, spor yaptıkları için mutlu olduklarını, fazla kilolarından kurtulduklarını belirtti. Merkezde görevli eğitmen Nihan Ünal, "Kadınlara bilinçli spor yaptırıyoruz. Nasıl spor yapılacağını öğretiyoruz. İlgi ve çabaları oldukça memnuniyet verici" dedi.

'KADINLAR ÇOK İLGİLİ'

Gençlik, Spor ve Basın Yayın Daire Başkanı Halil Hızlısoy ise şunları kaydetti: "Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Hüseyin Sözlü'nün talimatı doğrultusunda kadınların sosyal hayatta var olması, hoş vakit geçirmesi ve evin dışında vakitlerini değerlendirmesi için çok projeye imza attık. Kadınların en büyük şikayetlerinden birisi kilo problemi. Spor yapmaları ve en azından sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için bu merkezi açtık. Yüzme kurslarından mesleki eğitimlere kadar çok sayıda iş yapıyoruz. Kadınların da ilgisi hayli fazla. Böyle bir tablo beklemiyorduk, umduğumuzdan çok fazla talep oldu. Bu merkezlerin çoğalması için çalışmalarımız sürüyor."

Görüntü Dökümü

-----------------------

Köylü kadınlar spor yaparken

Adana büyükşehir Gençlik, Spor ve Basın Yayın Daire Başkanı Halil Hızlısoy röp

Merkezde görevli eğitmen Nihan Ünal ile röp

Spor yapan kölü kadınlarla röp

Genel ve detay görüntüler

SÜRE: 04'09"       BOYUT: 253 MB

Haber: Yusuf BAŞTUĞ - Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,

====================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement