İzmir ve Muğla'da terör operasyonu
İzmir ve Muğla'da, bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik yapılan operasyonlarda, 15 kişi gözaltına alındı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İzmir il merkezinin yanı sıra Seferihisar, Menemen ve Ödemiş ilçeleri ile Muğla'nın Marmaris ilçesinde, bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlar gerçekleştirdi. Örgütü ayakta tutabilmek ve sokak eylemlerini tekrar hareketlendirmek için hazırlık yaptıkları belirlenen 15 şüpheli, gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda 2 ruhsatsız tabanca, bir ruhsatsız av tüfeği, haklarında toplama kararı olan yasaklı yayınlar ve çok sayıda örgütsel malzeme ele geçirildi.
Gözaltına alınan şüpheliler, emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü
-------------
Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesinden görüntü
Haber: Davut CAN - Kamera: İZMİR,
==============
DEAŞ operasyonunda 6 Suriyeli gözaltına alındı
İzmir'de, terör örgütü DEAŞ'a yönelik yapılan operasyonlarda, Suriye uyruklu 6 kişi gözaltına alındı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DEAŞ terör örgütünün Suriye'deki sözde komutanlarıyla iletişim halinde oldukları ve ortak hareket ettikleri belirlenen kişilere yönelik bu sabah saatlerinde bir dizi operasyon gerçekleştirdi. Önceden belirlenen adreslere yapılan eş zamanlı operasyonlarda, Suriye uyruklu 6 kişi yakalanarak, gözaltına alındı. Evlerde yapılan aramalarda, DEAŞ terör örgütünü simgeleyen sözde bayraklar ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.
Görüntü Dökümü
--------------
Şüphelilerin sağlık kontrolünden görüntü
Haber: Davut CAN -Kamera: İZMİR,
===================
Tedavileri tamamlanan caretta carettalar denize bırakıldı
Muğla'nın Ortaca ilçesinin dünyaca ünlü İztuzu Kumsalı'nda bulunan Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'ndeki (DEKAMER) tedavileri tamamlanan 6 caretta caretta denize bırakıldı.
Caretta carettaların denize bırakılması için dün (Çarşamba) İztuzu Kumsalı'nda düzenlenen etkinliğe Ortaca Kaymakamı Oktay Erdoğan, Ortaca Belediye Başkanı MHP'li Alim Uzundemir, Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürü Kerim Gençoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan bürokratlar ve turistler katıldı. Törende konuşan DEKAMER Müdürü ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Yakup Kaska, olta iğnesi yutma, misinaya dolanma, sürat teknesi çarpması gibi çeşitli nedenlerle yaralandıkları için kendilerine getirilen deniz kaplumbağalarının tedavilerini 2 ay ile 1 yıl gibi bir zamanda gerçekleştirdiklerini söyledi. Kaska, DEKAMER'e 2008 yılından bu yana 358 yaralı deniz kaplumbağası getirildiğini belirterek, "Denize bırakacağımız 6 deniz kaplumbağası ile birlikte toplam 186 deniz kaplumbağası tedavi edilip denize salındı. 154'ü ise yaşamını yitirdi, 18'inin tedavileri sürüyor" dedi.
Denize bırakacakları 'Dalyan', 'Hasan Efe', 'Nazo', 'Dekamer- Tgui Care', 'Diana' ve 'Özgün' ismini verdikleri caretta carettaların yaşlarının 25 ile 50 arasında değiştiğini de aktaran Kaska, "Caretta carettalardan birine TUİ Care Vakfı'nın desteği ile uydu takip cihazı taktık. Yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar kapsamında deniz kaplumbağalarının göç yollarını ve beslenme alanlarını tespit etmek için uydu cihazları ile izleme çalışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar toplam 26 deniz kaplumbağasını çeşitli kurum ve kuruluşların desteğik ile uydudan izleyebildik" diye konuştu.
Kaska, deniz kaplumbağalarını koruma ve izleme çalışmalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından desteklendiğini, yaralı kaplumbağaların taşınması ve lojistik desteklerin ise Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sağlandığını kaydetti.
Konuşmaların ardından caretta carettalar denize bırakıldı.
Görüntü Dökümü
-----------
Carettalardan görüntü
Denize kavuşmaları
Çevredekiler
Detaylar
Haber-Kamera: Süleyman İLTER/ORTACA (Muğla), -
=====================
Kredi faizlerinin düşmesi gayrimenkul sektörünü canlandırdı
Bursa'da emlak, gayrimenkul ve inşaat sektörü üzerine çalışan müteahit Mustafa Altın, kredi faizlerinin düşmesiyle birlikte alım gücünün artabileceğini belirterek, "Merkez bankasının faizi düşürmesiyle birlikte kamu bankalarının faiz oranları 0.99'a çekmesi ciddi bir katkı sağladı. 3 gün içerisinde Türkiye genelinde ciddi bir oranda kredi kullanımı olduğunu görmekteyiz" dedi.
Son yıllarda büyük düşüş yaşayan konut sektörü, konut kredi faizlerinin indirilmesinin ardından yeniden canlandı. Kamu bankalarına gelen binlerce konut kredisi başvurusu, piyasada satılamayan konutların satılmasını sağladı. Piyasadaki bu alım-satım hareketliliği geçtiğimiz dönemlerde yaşanan durgunluk sebebiyle yarım kalan inşaat projelerinin tamamlanmasını sağladı. Bursa'da emlak, gayrimenkul ve inşaat sektörü üzerine çalışan müteahit Mustafa Altın, geçtiğimiz yıl Ağustos ayından sonra özellikle dövizdeki dalgalanmaların artması sebebiyle gayrimenkul alımlarında düşüş olduğunu belirtti. Konut sektörünün faizlerden dolayı durma noktasına geldiğini belirten Altın, izlenen politikaların alım gücünü artırmaya yetmediğini dile getirdi. Vatandaşların çoğunun banka kredisi kullanarak ev sahibi olduğunu belirten Altın, kredi faizlerinin düşmesiyle birlikte alım gücünün artabileceğini dile getirdi. Altın, "Merkez bankasının faizi düşürmesiyle birlikte kamu bankalarının faiz oranları 0.99'a çekmesi ciddi bir katkı sağladı. 3 gün içerisinde Türkiye genelinde ciddi bir oranda kredi kullanımı olduğunu görmekteyiz" dedi.
"DURMA NOKTASINA GELEN KONUT SEKTÖRÜ CANLANDI"
Geçtiğimiz dönemlerde diğer sektörlerde iş yapanların müteahhit sektörüne atılarak inşaat projelerine başladığını belirten Mustafa Altın, "Bu noktada bir doygunluk, doygunluğun üzerinde de bir konut stoğu oluşmuştu. Bununla birlikte ülkemizin yaşadığı ekonomik süreç, geçtiğimiz yıl döviz ve faizlerin artmasıyla birlikte bu süreci ciddi anlamda sekteye uğratmıştı. Bu süreçte konut sektörü faizlerden dolayı durma noktasına gelmişti. Özellikle yılbaşına kadar olan süreçte firmalar bu süreçte çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Zaman zaman hükümetin müdahaleleri oldu fakat bunlar sektörü canlandırmaya yetmedi. Konut kredisi faizlerinin düşürülmesi direkt sektörü canlandırmaya etki etti" diye konuştu.
'MEVDUAT FAİZLERİ DÜŞERSE KONUT SATIŞLARI DAHA DA ARTAR'
Faizin 0.99'a çekilmesinin konut sektörüne çok ciddi anlamda bir ivme kattığını söyleyen Altın, "Halkımızın çoğu krediyle konut sahibi olan insanlar. 0.99'da bu iş için cazip bir noktaydı. Merkez Bankası'nın faiz düşürmesi, sektör temsilcileri olarak 1.10, 1.20 seviyesinde bir oran beklerken, beklentilerin üzerine kamu bankalarının faizi 0.99'a çekmesi ciddi, bir katkı sağladı. Son 3 güne baktığımızda 13 bin üzerinde kredi kullanım oranı var. Bu ciddi bir rakam. Bunun yansımasını gördük. Şu anda 10-15 civarında müşterimiz bizlerle irtibata geçiyor. Önümüzdeki süreçte bunun devam edeceğini düşünüyoruz. Bunun daha da işlevsel hale gelebilmesi için mevduat faizlerinin de belli oranda düşmesi gerekiyor. Sadece konut faizlerinin düşmesi yeterli değil. Mevduat faizi yüksek olduğu için yatırım amaçlı olarak kimse konut sektörüne sıcak bakmıyor. Biz bu bağlamda Eylül ayındaki ve Kasım ayındaki Merkez Bankası kararlarında mevduat faizlerinin de biraz daha aşağı ineceğini, 0.99'un devam etmesi halinde ise tekrar sektörün canlanıp ciddi anlamda daha çok yükselişe geçeceğini düşünüyorum" dedi.
'YILBAŞI GELMEDEN EV ALIN'
Ev almanın şu günlerde tam zamanı olduğunu dile getiren Mustafa Altın, şunları kaydetti: "Bunun 3 temel sebebi var. Birincisi, faizlerin devamı noktasında endişe var. Bu noktada belli bir doygunluğa ulaşıldığında faizler tekrar artabilir. Çünkü şu an mevduat faizleri hala yüksek. Banka, yüksek mevduatla faiz veriyor fakat az mevduatla para veriyor. Birinci nokta bu. İkincisi, geçtiğimiz yıl maliyetlerin ciddi anlamda arttı. Bir çok müteahhit arkadaşımız fiyatlara yansıtamadı. Şu anki hareketlilikle birlikte bu maliyetler fiyatlara yansıyacaktır ve konut fiyatlarına ciddi etkisi olacaktır. Üçüncüsü ise, önümüzdeki süreçte yılbaşına kadar fiyatlarda ciddi bir artış olacaktır. Çünkü konut stoğu azaldı. Bir çok firma inşaata başlamadı, konut stoğu az. Önceki konut stokları eridi. Bu noktada ciddi bir talep olacaktır. Şu an hem faiz oranları uygun, hem maliyetler henüz fiyatlara yansımadı. Faizler bu şekilde devam ederse maliyetler fiyatlara yansıyıp konut fiyatları yükselecektir. Faizler bu şekilde devam etmezse alım gücü düşecektir. O yüzden şu an ev almanın tam zamanı."
Görüntü Dökümü
------------------
-Konutlardan detaylar
-Drone görüntüleri
-Müteahhit Mustafa Altın röportajı
Süre: 05.05 Boyut: 569 MB
Haber: Muammer İRTEM - -Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,
====================
'Sırtım kaşınıyor ambulans gönderir misiniz?'
ANTALYA İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, 112 Acil Çağrı Merkezi'nin doğru kullanımı hakkında vatandaşlara uyarılarda bulundu. Hülür, "'Sırtım kaşınıyor ambulans gönderir misiniz?' 'Pizza siparişi verecektim' gibi gereksiz ve anlamsız çağrılar geldiğini görüyoruz. Oysa ki gerçekten ihtiyacı olan biri o an sırada bekliyor. 112 hattı meşgul olabiliyor" dedi.
Antalya İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, 112 Acil Çağrı Merkezi'nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. 112 hattına bazı asılsız ve gereksiz ihbarlar yapıldığını anlatan Hülür, 112 Acil Çağrı Merkezi'nin doğru kullanımının hayati risk taşıdığını söyledi. Tek numara üzerinden acil çağrıların toplanması projesinin Antalya'da pilot il olarak uygulanmaya başladığını anlatan Ünal Hülür, vatandaşın ambulans, polis, itfaiye, jandarma gibi taleplerinin tamamının 112 Acil Çağrı Merkezi üzerinden karşılandığını belirtti. Ön masada çağrıların değerlendirilerek ilgili yerlere saniyeler içerisinde aktarıldığını anlatan Hülür, ilkokuldan itibaren 112 numarasının doğru kullanımı noktasında nasıl iletişime geçileceğini ve bunun hayati önem taşıdığı bilincine ulaşılması için okullarda çeşitli faaliyetler yapıldığını anlattı.
'ASILSIZ ÇAĞRILAR YÜZDE 5-10 CİVARINDA DÜŞTÜ'
Sağlık alanında 112 Acil Çağrı Merkezi arandığında adres bilgisi ve etkilenen kişi sayısının verilmesinin önemine vurgu yapan Ünal Hülür, "Şöyle bir durumu düşünün, bir yakınınız kalp krizi geçirdi. 112'yi arıyorsunuz, 'Alo 112 mi? Babam kalp krizi geçirdi' deyip -telefonu kapatıyorsunuz. Yeni sistemlerde lokasyon görünüyor ama hangi adrese gelecek, nasıl bir ambulans gönderilecek bunların detaylı anlatılması lazım. Bir diğer husus 112'nin gerçekten ihtiyaç olduğu anda kullanılması çok önemli. Birçok 112 aramalarında batarya, sim kartı denemelerinden tutun da 'Kedim kayboldu', 'Sırtım kaşınıyor ambulans gönderir misiniz?' 'Pizza siparişi verecektim' gibi gereksiz ve anlamsız çağrılar geldiğini görüyoruz. Oysa ki gerçekten ihtiyacı olan biri o an sırada bekliyor. 112 hattı meşgul olabiliyor. Yanlış arama nedeniyle sizin bir yakınınızın oraya ulaşamama nedeniyle kalp krizi geçirip öldüğünü düşünün, bu acı bir tablo. Önceki yıllara göre daha iyi noktadayız. Asılsız çağrılar yüzde 5-10 civarında düşmüş durumda" diye konuştu.
HAVA AMBULANSIYLA HASTA TAŞIYAN BİRİNCİ İL ANTALYA
Sağlık hizmetinde Antalya'da 61 noktada 112 Acil Çağrı Merkezi'yle hizmet verdiklerini anlatan Ünal Hülür, Kaş'tan Gazipaşa'ya uzanan tüm istasyonların 7/24 çalıştığını anlattı. Bu istasyonlarda kırmızı şeritli acil servis ambulansları olduğunu belirten Hülür, "Ekiplerin amacı en kısa sürede hastayı olay yerinden alarak en yakın hastaneye ulaştırmak. Antalya'da sadece kara ambulansı değil hava ambulansımız da var. Üniversitenin bahçesinde konuşlanmış durumda. Hava ambulansını iyi kullanan illerden biriyiz. Hatta hava ambulansıyla hasta taşıyan Türkiye'de birinci iliz. Özellikle uzak bölgelerde organ yaralanmaları kalp krizi gibi durumlarda hava ambulansını hıza görevlendiriyoruz. Yılda 300'e yakın vaka taşıyoruz" dedi.
'10 DAKİKANIN ALTINDA VAKALARA ULAŞMA ORANIMIZ YÜZDE 90'
Antalya'da bulunan 61 istasyonda toplamda 85 ambulans olduğunu ve 25 yedek ambulansla çalıştıklarını belirten Ünal Hülür, vatandaşın tüm taleplerine yetiştiklerini söyledi. Hülür, "Uluslararası ölçüde şehir içinde ve kırsal alanda vakaya ulaşma oranı var. Şehir içinde 10 dakikanın altında vakalara ulaşma oranımız yüzde 90. Kırsal alanda yarım saatte ulaşma oranımız yüzde 91. Bunlar iyi rakamlar ama hedefimiz bunları yüzde 95'lere çekmek" diye konuştu.
'İLK 6 AYDA 112'YE TOPLAM 1 MİLYON 51 BİN 730 ÇAĞRI GELMİŞ'
Ünal Hülür, 2018 yılında 112'ye toplam 2 milyon 163 bin 630 çağrı geldiğini, bunlardan 440 bin 217'sinin sağlığa aktarıldığını, 140 bin 859 vaka için çıkış yapıldığını belirterek, "2018 yılı ambulans helikopterle 193, uçak ambulansla 34 vakaya müdahale edilmiştir. 2019 ilk 6 ayda 112'ye toplam 1 milyon 51 bin 730 çağrı gelmiş, 212 bin 388 çağrı sağlığa aktarılmıştır. 68 bin 33 vaka için çıkış yapılmıştır. Kentsel vaka ulaşım oranı 91,75 kırsal vaka ulaşım oranı 91. 2019 yılı helikopter ambulansla ilk 6 ay 97, uçak ambulansla ilk 6 ay 5 vakaya müdahale edilmiştir" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
Ambulanstan detay görüntüler
İl Sağlık Müdürünün odasında çalışma görüntüleri
Röp1: İl Sağlık Müdürü Dr. Ünal Hülür
415 MB/// 3.48"
Haber ve Kamera: Aslı DURAN/ ANTALYA,
=====================
Yumurta yüklü TIR devrildi: 2 yaralı
Sivas'ın Ulaş ilçesinde, yumurta yüklü TIR devrildi, 2 kişi yaralandı.
Kaza saat 07.00 sıralarında Sivas-Malatya Karayolu'nun Bostankaya Köyü yakınlarında meydana geldi. Avni Aktaş yönetimindeki 14 AAH 421 plakalı yumurta yüklü TIR, sürücüsünün kontrolünden çıkıp devrildi. Kazada sürücü Aktaş ile beraberinde bulunan Şahin Ceylan, sıkışarak yaralandı. Yaralılar, itfaiye ekipleri tarafından sıkıştıkları yerden kurtarılarak, ambulanslarla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
-------------
-Kaza yerinden görüntüler
-Genel Detay
Haber: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,-Kamera: SİVAS-DHA
=============
Güzelkent köyünde 'çöp' tepkisi
Sinop'un Türkeli ilçesine bağlı Güzelkent köyünde, deniz kıyısına gelişi güzel bırakılan çöpler, etrafa yaydığı kötü koku ve oluşturduğu görüntü kirliliğiyle, köy sakinlerinin tepkisine neden oluyor. Köylüler, aşırı sıcak nedeniyle zaman zaman yanıp etrafın dumanla kaplanmasına yol açan çöplerin kaldırılıp, kıyının temizlenmesini istiyor.
İl Özel İdaresine bağlı Köylere Hizmet Getirme Birliği temizlik işleri ekipleri, çevredeki bazı köylerden topladığı çöpleri, Türkeli ilçesine bağlı Güzelkent köyü sahilinde depolaması tepkilere neden oluyor. Deniz kıyısına gelişi güzel bırakılan çöpler, etrafa yaydığı kötü koku ve oluşturduğu görüntü kirliliğiyle, köy sakinlerini de rahatsız ediyor. Çöplerin, bölgede bulunan Çanakkale Anıtı'nın yanındaki alana depolanması, köy sakinlerinin yanı sıra, doğaseverler ve denize giren ziyaretçilerin de tepkisini çekiyor. Köylüler, aşırı sıcak nedeniyle zaman zaman yangına neden olan çöplerin kaldırılıp kıyının temiz tutulmasını istiyor.
PROTESTO ETTİLER
Seslerini duyurmak için çöp dökülen alanda bir araya gelen yöre sakinleri, ellerinde 'Güzel yaşamak bizim de hakkımız', 'Duy sesimizi cumhurbaşkanım' ve 'Güzel kentimize bu yakışmıyor' yazılı dövizler taşıyarak, çöp dökümünü protesto etti. Köy sakinlerinden Şirvan Ünal, çöplerin çevreye yaydığı kötü koku nedeniyle zor anlar yaşadıklarından yakınarak, "Bölgenin yüzde 90'ı gurbette yaşıyor. Tatil için buraya geliyoruz. Yaşam koşulları çok önemli, gördüğümüz şu manzara karşısında çocuklarımız erken geri dönmek zorunda kaldı, tatillerini burada yapamadılar. Cennet gibi bu güzel vatanda karşılaştığımız bu manzara bizi çok üzüyor. Bizler ikinci bir Ümraniye olayı yaşamak istemiyoruz. Bu çöpler bugün patlamasa yarın patlayacak. Çok kötü durumdayız, denize giremiyoruz, denize girerken üzerimize gelen dumanları çekemez olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza, turizm bakanımız ve diğer bakanlarımıza seslenmek istedik, gelsinler bir baksınlar. Burada yaşam zorlaşıyor. Böyle giderse başka yerlere göçmek zorunda kalacağız" dedi.
'ÇÖPLER DENİZE GİDİYOR'
Çöplerin denizle birleştiğini anlatan Nevin Bozkurt, "Yirmi yıldır burada yaşıyorum, buna bir çözüm bulamadılar. Bizde böyle bir yola başvurmak istedik. Çöplerimizden şikayetçiyiz. Çöpler denize gidiyor, çocuklarımız, bizler bu husustan çok rahatsızız. Güzel kentimizi güzel görmek istiyoruz" diye konuştu.
'ÇOCUKLARIMIZ HASTALANIYOR'
Denize giren çocuklarının hastalandığını öne süren Recep Bozkurt ise, "Buraya tatile geliyorum. Bir kaç yıldır çocuklarım, torunlarım buraya denize geliyor. Denizden sonra hastalanıyorlar ve Almanya dönüşünde tedavi oluyorlar. Benim adım da Recep, sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, buralara sahip çıkalım. Burası Güzelkent ama güzel değil" diyerek sorunlarının çözüm istedi.
'BİZİMLE BİR İLGİSİ YOK'
Türkeli Belediye Başkanı Veysel Şahin, konunun kendileriyle ilgisi olmadığını, sorumluk alanındaki çöpleri Sinop'a taşıdıklarını söyledi.
Görüntü Dökümü
------------
-Çöplerin yanması
-Köy sakinleri, Şirvan Ünal, Nevin Bozkurt, Recep Bozkurt, Mehmet Aydın ile röportaj
-Muhabir anonsu
-Diğer detaylar
Haber-Kamera: Deniz ÖZEN/SİNOP,
==============
Minik Alperen'in tedavisi 5 bin TL olmadığı için yarım kaldı
Aydın'ın İncirliova ilçesinde yaşayan 3 çocuklu Kemal Orgin (39) ve eşi Aliye Orgin'in (30) 'dirençli epilepsi' hastası olan 16 aylık oğuları Alperen Orgin'in tedavisi, hastalığın kalıtımsal sebebini tanımlamak için gerekli olan 'Tüm ekzom dizi analizi' (WES) testinin yapılabilmesi için gerekli olan 5 bin TL temin edilemediği için yarım kaldı. Aile, 9 aydır küçük Alperen'in iyileşmesi için uğraştıklarını söyleyerek yetkililerden yardım istedi.
Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşayan Aliye ve Kemal Orgin çiftinin o dönemde 7 aylık olan bebekleri Alperen Orgin, 19 Aralık 2018 tarihinde mama yediği sırada rahatsızlandı ve dili içine kaçtı. Bir firmada asgari ücretle kamyon şoförlüğü yapan Kemal Orgin, oğlunun içine kaçan dilini eliyle çıkardı. Aile minik Alperen'i kendi imkanlarıyla doğduğu özel hastaneye götürdü. Burada nöbet geçirmesi ve dilinin sürekli içeri kaçması nedeniyle Alperen, Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Burada Alperen'e 'dirençli epilepsi' teşhisi kondu. 9 aydan beri hastanelerden eve gelmeyen Orgin çiftinin minik oğullarının hastalığının kalıtımsal sebebinin tanımlanması için özel bir laboratuvarda, WES testinin yapılıp kök hücreye inilmesi gerekiyor. Ancak bu test için gerekli olan 5 bin TL temin edilemeyince minik Alperen'in tedavisi yapılamadı.
'GÖZYAŞINA HAKİM OLMADI'
Anne Aliye Orgin, "Eşim asgari ücretle kamyon şoförlüğü yapıyor. Evimiz kira, her ay 800 TL kira ödüyoruz. Çocuğumun ilaç masrafları 300 TL tutuyor. Geçimimizi zor sağlarken, çocuğumun bu hale gelmesi bizi çok üzdü. 5 bin TL para bulunursa Alperen'in testi yapılacak. Başka hastalığı var mı yok mu, tam hastalığı nedir belli olacak. 9 aydan beri sürekli hastanelerdeyiz. Bu test de Ankara ve İstanbul'da özel laboratuvarda yapılıyor. Yardım için Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı'na başvurduk ama onlar da 'Eşinizin sigortası var, biz size 15 gün içinde döneriz' dediler. Her gün bir ömür geçiyor. Hastalığın ilerlemesinden korkuyoruz. Ne olur bize yardım edin" diyerek gözyaşı döktü.
Görüntü Dökümü
-------------
-Minik Alperen Orgin'in görüntüsü
-Anne Aliye Orgin'in ile röp.
-Anne Aliye Orgin'in ağlaması
-Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
=================
100 metrekare atölyede üretildi, ithal muadilinin önüne geçti
Avrupa'dan 400-500 bin Euro'ya ithal edilen paketleme ve sınıflandırma makinesi, Antalya'da 100 metrekarelik atölyede 4'te 1 fiyatına imal edildi. Makine mühendisi Ali Mert Alta, ürettikleri makinenin kullanımı için Türkiye genelinde şubeleri bulunan bir süpermarket zinciriyle anlaştıklarını söyledi.
Akdeniz Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan Antalya Teknokent, prototip atölyesiyle gençlerin hayallerine ışık tutuyor. 100 metrekare atölyede, hayallerin gerçeğe dönüşmesi için her türlü imkan mevcut. Teknokent içerisinde faaliyet gösteren Visirobo şirketi de 100 metrekarelik atölyeyi kullanarak, akıllı paketleme makinesi üretti. Özellikle meyve ve sebze paketleme işlerinde kullanılan bu makine ile sisteme işlenen veriler doğrultusunda bantta düzenli akışı sağlanan sebze ya da meyveler, ebat ve cinslerine göre sınıflandırılıp paketleniyor. Normal şartlarda bu işlemi yapmak için istihdam edilmesi gereken 15-20 işçinin yapacağı işi hiç durmadan 24 saat yapan makinenin maliyeti ise ithal edilen ürünün 4'te 1'i fiyatına.
400-500 BİN EURO'LUK MAKİNENİN İŞİNİ ELİNDEN ALDI
1.5 yıldır bu sistem üzerine çalıştığını anlatan Visirobo şirket yöneticisi makine mühendisi Ali Mert Alta, sebze-meyve ve donmuş gıda paketleme işinde 15-20 kişinin yapacağı işi, iki makineyle yapmayı başardıklarını söyledi. Benzer sistemin Avrupa'da çok daha maliyetli olduğunu kaydeden Alta, "400-500 bin Euro'ya yapılacak sistemi biz 90-100 bin Euro'dan başlayan proje bazında mal ediyoruz. Kurulacak sistemin bant sayısına göre bu rakam artabiliyor" dedi.
'SALATALIK İÇİN HİZMET VERMEYE BAŞLADIK'
Alta, Türkiye'de zincir süpermarket sektöründe ilk sıralarda yer alan bir süpermarketle anlaştıklarını da belirterek, "Bizden salatalıkların paketlenmesi için bu sistemden talep ettiler. Salatalık üzerine çalıştık. Çapa göre, ebata göre ayırabiliyoruz. Kırık salatalık var mı, bunları ayırabiliyoruz" dedi.
'HAYALLER BU ATÖLYEDE GERÇEKLEŞİYOR'
Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent Genel Müdürü İbrahim Yavuz, 100 metrekarelik atölyede çok farklı projelerin adımının atıldığını söyledi. Hayallerin gerçekleştiği bir atölye olduğunu belirten Yavuz, atölyeyi 2018 yılı sonunda kurduklarını ifade etti. Teknokent'te faaliyet yürüten firmaların böyle bir atölyeye ihtiyaç duyduğunu kaydeden Yavuz, "Gençlere imkan verilince neler yapıldığını görüyoruz. Burada 100 bin Euro'luk bir ürün yapıldı. İthal edilen ürünler yerine burada üretip hem ulusal hem de uluslararası alanda satılabilir hale getirmek en büyük başarı" dedi.
Mühendislik öğrencilerinin hayallerini bu atölyede gerçekleştirdiğini de kaydeden İbrahim Yavuz, 100 metrekarelik alandan çıkan projelerin çok büyük işlere imza attığını anlattı.
Görüntü Dökümü
-------------
Makine parkurundan detay
Meyvelerin seçimi ve paketlenmesi detay
Atölyeden detaylar
Teknokent Genel Müdürü İbrahim Yavuz röp
Visibo şirket yöneticisi Ali Mert Alta röp
Haber-Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
====================
Kekova yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı
Türkiye'nin en önde gelen turizm destinasyonlarından biri olan Antalya'nın Demre ilçesindeki Kekova, turizm sezonunun sonuna yaklaşılmasına rağmen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Her gün binlerce turist yatlarla Kekova'ya akın ediyor.
Kekova'ya Demre'nin Çayağzı Limanı'ndan, Üçağız Mahallesi'nden ve Kaş ilçesinden her gün günübirlik yat turları düzenleniyor. En yoğun yat turları Çayağzı Limanı'ndan yapılıyor. Üç noktada sabah kalkan yatlar, binlerce turisti Kekova'nın tarihi ve doğal güzellikleriyle buluşturuyor. Kekova'daki her koyda üç-beş yat bulunuyor. Yatlarla tura çıkan gruplar önce Batık Kenti geziyor. Suyun altındaki ve kenarındaki tarihi inceliyor, fotoğraf ve görüntü çekiyorlar. Ardından yatlar bir kartal yuvasını andıran tarihi adıyla Simena Antik Kenti'nin, bugünkü adıyla Kaleköy'ün önünden geçiyor. Özellikle Kaş'tan gelen yatların bir bölümü Kaleköy'ün önünde demir atıyor. Verilen molalarda turistler kendini Akdeniz'in mavi sularına bırakıyor ve bol bol yüzüyor. Birçok yatın üstünü salkım saçak dolduran turistler tarihin, doğanın ve denizin iç içe olduğu Kekova'nın tadını çıkarıyor.
YERLİ VE YABANCI TURİST İLGİSİ
Yaz döneminde Kekova'ya gelen yabancı turistlerin çoğunluğunu Rus, Ukrayna, Moldova, Kazakistan, Özbekistan, Belarus vatandaşları oluşturuyor. Yaz döneminde Kekova'ya yabancı turist sayısı kadar da yerli turist geliyor. Kekova ayrıca Muğla sahillerinden, Antalya'dan mavi yolculuğu çıkan yatların da uğrak yeri. Mavi yoluculukla Kekova'ya gelen turist grupları, gezinin 2 veya 3 gününü Kekova'da geçiriyor. Kekova'daki her koy bir plaj gibi. Kekova'ya yaz günlerinde Demre ve Kaş'tan günlük 3-4 bin turist geliyor.
TATİLCİLER HAYRAN KALIYOR
Ukraynalı Andrii Protsko, "İlk kez geldim Kekova'ya. Harika bir yer. Burada tarihi, doğayı ve denizi bir arada görüp, yaşıyorsunuz. Burayı herkesin gelip, görmesini tavsiye ediyorum. Bir kez daha mutlaka geleceğim. Ayrıca Türkiye'ye hayran kaldım" dedi.
Rus Sergei Schken, "Burası mükemmel bir yer. Kesinlikle bir kez daha geleceğim. Herkese burayı görmelerini tavsiye ediyorum" diye konuştu.
Rus Maria Atroschcenko, "Çok harika bir doğa, çok temiz ve nefis bir deniz. Yaşayan bir tarih var burada. İlk kez geldim. Ama bir kez daha mutlaka geleceğim" dedi.
Kekova'ya her gün turist getiren rehber Mehmet Yılmaz da "Kekova, Türkiye turizminde bir marka. Tarih, doğa her şey bir arada. Yaz mevsiminin sonuna gelmemize rağmen her yer yerli ve yabancı turistle dolu" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------
Çayağzı Limanı'nda turistler yatlara binip inerken
Denizde yol alan yatlar
Yatlarda turistler
Koylarda yatlar
Batık Kent ve Kaleköy'de yatlar
Yüzenler
RöportajlaR
HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/DEMRE (Antalya),
======================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?