Cumhurbaşkanı'na suikast timi davası Muğla'da başladı (5)
SÖNMEZATEŞ; 'GÖREVİ SEMİH TERZİ SÖYLEDİ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 kişinin yargılanmasına öğleden sonra savunmaların alınmasıyla başladı. Duruşma öncesinde sanıklar not alabilmek içini kağıt ve kalem talebinde bulundu. Ancak duruşma savcısı, sanıkların birbirlerine yönelik güvenlik endişesinden dolayı bunu kabul edemeyeceklerini söyledi.
Davada ilk savunmayı olayın planlayıcısı konumunda iddianamede yer alan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş yaptı. İddianamede suçlamaları kabul etmediğini ve reddettiğini söyleyen Gökhan Şahin Sönmezateş, "İlk günden beri savunmalarımda her olayı anlattım. Benim anlatımlarımdan sonra bazı gerçekler ortaya çıktı. Dosyada gizlilik kararı vardı, ancak ifadelerimin gazetelerde yer almasından sonra herkes beni suçlamaya başladı. Adımı kullandı. Herkes ifadelerine ismimi kattı" dedi.
"Hayır ben suç işlemedim demiyorum" sözleriyle savunmasını sürdüren Sönmezateş, "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, eski askerim ama ifadem sürecinde insanlık dışı muamele gördüm. En kötüsü de psikolojik işkenceydi. Eşim ve kızımla tehdit edildim" dedi. Bu sırada savunmayı kesen Mahkeme Başkanı "Bunları burada anlatma, eğer şikayetin varsa gerekli yerlere suç duyurusunda bulun" dedi.
"NET SÖYLÜYORUM CUMHURBAŞKANI ANKARAYA GÖTÜRÜCEKTİK"
Suikast gecesine yönelik de ayrıntıları anlatan Gökhan Şahin Sönmezateş, "Net olarak söylüyorum. Benim görevim Cumhurbaşkanını alıp Ankara'ya götürmekti. Ben askerim, aldığım emirleri yerine getiririm. O zaman Cumhurbaşkanına zarar vermeye çalışan olursa ben vururdum" dedi.
Görevi de Semih Terzi'den darbe öncesindeki Çarşamba günü öğrendiğini ifade eden Gökhan Şahin Sönmezateş, " İstanbul'da Semih Terzi ile görüşmemizin sebebi 2 gündür Cumhurbaşkanı'na ulaşılamaması ve yerinin bilinmemesiydi. Görevin iptali hep gündemdeydi. Ankara Cumhurbaşkanı'nın yerini bilmiyordu, bize de söyleyemiyordu. Özel Kuvvetler ve MAK Timi'ni ben seçmedim. Ben emir vermedim. Uçuş ekibini de ben seçmedim. 15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris'ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20'de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim" dedi.
"YAVERLE KONUŞSAM BU OLAY YAŞANMAZDI"
Cumhurbaşkanı'nın yaveri Ali Yazıcı'ya da ulaşamadığını anlatan Gökhan Şahin Sönmenateş, "Ben kendisiyle görüşmedim. Görüştürülmedik. Bu planlamayı ben yapsaydım ya başarılı olurdu ya gitmezdik. Bugüne kadar bana verilen görevleri başarıyla yerine getirdiğim için bu görev bana verildi. Eğer onunla konuşsaydım bugün bambaşka noktada olurduk. ya da Marmaris'e hiç gitmezdik" dedi.
BİZİ 4 SAAT KİM BEKLETTİ?
FETÖ'cü olmadığını da ileri süren Sönmezateş, "FETÖ'cülükle suçlanıyorum. Kabul etmiyorum. Daha önce de suçlanmıştım. FETÖ'nün okullarında okumadım. Maddi bir menfaat ilişkim olmadı. Fethullah Gülen'e peygamber demek sapkınlıktır. Evet ben bu görevi kabul ettim ve şu anda bunun bedelini ödüyorum. Bizi kim yanılttı, kim harcadı? 4 saat bizi kim bekletti? Onun cevabını arıyorum. Son bilgiler gelince gittik. Orada şehit olanlara üzülüyorum. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum, ama öldürmeyi kabul etmiyorum. Birlikte çalıştığım kimseyi satmadım. Ama yapmadığım şeyi de yaptım demem. Zekeriya Kuzu da polisleri darp edip o sözler söylediyse haddini aşmıştır. Ben böyle bir emir vermedim. Onun görevi çevreyi emniyete almaktı. Ben TSK'nın yönetime el koyduğunu söyledim. Ancak Cumhurbaşkanı ile ilgili olan özel görevi kimseye söylemedim. Bir tarikat ya da cemaat menfaati için gitmedik" dedi.
BEN REFAKATLE GÖREVLİYDİM
Mahkeme başkanının Ankara'da darbe girişimi ile ilgili bir yapılan toplantıya katılıp katılmadığı, FETÖ'nün sivil imamlarıyla orada görüşüp görüşmediği ile ilgili soruları da kabul etmeyen ve katılmadığını söyleyen Gökhan Şahin Sönmezateş, emir için de "Genelkurmay başkanlığından aldım diyebilirim. Ama öyle değilmiş. Şu yaşadığım 6 aylık zamana baktığımda öyle olmadığını görüyorum. Talimatı Semih Terzi'den aldım. Semih Terzi ve Zekeriya Aksakallı benim için kıymetliydi. Hala da öyle. Ayın 11'inde Semih Terzi ile ilk görüşmemizi yaptık. Çarşamba günü ise 2'nci görüşmemizde net görevi aldım. Ben sadece refakat etmekle görevliydim. Helikopterleri kim temin etti? Kim planladı bilmiyorum. Planlamayı yapmış olsam çok net yanıt verirdim. MAK ve SAT ekiplerini de ben belirlemedim. Özel Kuvvetler de kendinden başka kimseden emir almaz. Şükrü Seymen'le Semih Terzi'nin yönlendirmesiyle Hava Harp Okulu'nun misafirhanesinde buluştuk. Çiğli Ana Jet Üssü'nde kimseye operasyonla ilgili bilgi vermedim. Sadece uçuş ekibine pistte koordinatları verdim. Cep telefonundan Google ile çıkartıp verdim. Herkes emir komuta zinciriyle orada toplandı. Görevini kendi komutanından alıp geldi. Benim görevim tekrar söylüyorum Cumhurbaşkanını sağ salim alıp Akıncı'ya götürmekti. Öldürün emri vermediğim gibi böyle bir emir de yok. Birilerine öyle güvenmişim ki basiretim bağlandı. Bana suikast görevi verilseydi kabul etmezdim" dedi.
MİT MÜSTEŞARLIĞI İÇİN DAHA ÜST RÜTBELİLER VARDI
Sıkıyönetim listesinde görevinin MİT müsteşarlığı oluğu yönündeki soruya ise Sönmezateş, "O listeyi henüz görmedim. Liste akıl alır gibi değil. Ben bu konuda zaten hiyerarşi gereği doğru bir adam değilim. Benden daha üst rütbeliler var" dedi.
SORULARI DA YANITLADI
Savunmasını tamamladıktan sonra soruları da yanıtlayan Gökhan Şahin Sönmezateş, duruşma savcısının, "Helikopterden aşağıdaki sanıklara hiç ateş ettiniz mi? Çiğli'de yaptığınız konuşmada orada sivil vatandaşların olacağını ve çatışmanın kaçınılmaz olacağını söylediniz mi" diye sorması üzerine, "Helikopterden hiç ateş edilmedi. Sivillerle çatışmaya girilmesi yönünde bir emrim olmadı" dedi.
Müşteki avukatların "Ekibin başında biri olarak bu işin organizatörü olmaması mümkün mü? Çatışma olmaması ve çatışma olmamasından haberiniz olmaması mümkün mü?" sorusuna ise, "Çatışmadan haberim olmadı. Çatışma olacağını tahmin edemedim" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatının "Madem FETÖ üyesi olmadığını söylüyor, ekibi kendi seçmemiş diyor. Hangi tür motivasyonla bu operasyonu yapıyor" diye soru yöneltmesi üzerine Sönmezateş, "Alparslan Türkeş ve Kenan Evren hangi motivasyonla yaptıysa ben de ülkemi ve milletimi korumak için yaptım" diye kaydetti.
DİRENSELER NE YAPACAKTINIZ?
Bunun üzerine müşteki avukatı bir soru daha sorarak, "Cumhurbaşkanı korumaları orada olsaydı teslim olmayacaklardı. Koruma duvarını nasıl aşacaktınız? Cumhurbaşkanı ve ailesi de size direnecekti. Bunu üzerine ne yapacaktınız?" demesi üzerine de Sönmezateş, "Cumhurbaşkanı sağ salim alınacaktı. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapılacaktı" bu yanıtın üzerine bu kez mahkeme başkanı "Direnseler ne yapacaktınız" diye sordu. Bu soruya da sanık Sönmezateş, "Olmamış, gerçekleşmemiş bir şey için konuşmak istemiyorum" cevabını verdi. Daha sonra bir sanık avukatı yakıt planlaması yapıp yapmadıklarıyla ilgili soruya da, "Pistte bekletilince yakıtımız bitti. Bunun planlamasını pilot yapması gerekiyordu" dedi.
Haber: Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
=======================================
Malatya'da FETÖ'den 18 öğretmen adliyeye çıkartıldı 1 avukat tutuklandı
Malatya'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 18 eski öğretmen adliyeye sevk edildi. 1 avukat tutuklandı
Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına yönelik Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ'ye bağlı eğitim kurumlarında çalışan ve 8 Şubat'ta Malatya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekiplerince gözaltına alınan 18 eski öğretmen emniyetteki sorgularının tamamlanmasının ardından bu sabah yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.
Öte yandan başka bir araç ile getirilen Avukat Murat Ergül bugün çıkartıldığı mahkemece tutuklandı.Yargılanan Ergül, adliyeden çıkartıldıktan sonra sağlık kontrolünün ardından cezaevine götürüldü.
Haber: Mikail PELİT/MALATYA, –
=======================================
SP, 'hayır' kampanyası yürütmeyecek
SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, referandumda 'Hayır' oyu kullanacaklarını ancak, kampanya yürütmeyeceklerini belirterek, "Gerilimi artırdığı için hayır kampanyası yapmayacağız. Hayır diyenlerle ortak bir çalışma yürütmeyeceğiz" dedi.
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, il örgütü üyeleriyle birlikte Antalya Öğretmenevi'nde gazetecilerle bir araya geldi. Karamollaoğlu, karmaşık bir dönemden geçildiğini, Türkiye'nin de yer aldığı bölgenin dışında yaşayanlar tarafından yeniden şekillendirildiğini söyledi. Mevcut haritanın uygun görülmediğini belirten Karamollaoğlu, şöyle dedi:
"Yeni bir taktik uygulanıyor. Bu hengamede nerede olacağımızı bir türlü belirleyemiyoruz. Kör dövüşü yapıyoruz. 'Geliyorum' diyen tehlikeler var. Ortadoğu kan gölüne döndü. Türkiye ABD'nin gazına geldi ve Suriye direnişine katıldı. Ancak Ruslar'ı kimse hesap etmedi. İran da devreye girince muhaliflerin başarılı olma şansı ortadan kalktı. Suriye'de böyle olacağı ve kan gölüne gireceğimiz belliydi. Başladığımız yere döndük. Kendi stratejimizi belirlemezsek Ortadoğu'nun bölünmesine engel olamayız."
"SIRTIMIZDAN BIÇAKLANDIK"
Türkiye'nin birilerine dayanmadan Ortadoğu'da kendi başına politika izleme imkanını kaybettiğini ileri süren Karamollaoğlu, Türkiye'nin müttefiklerini belirlemede büyük hata yaptığını vurguladı. Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
"Sırtımızı dayadığımız ülkeler bizi arkamızdan hançerliyor. Hükümet de bunu kabul etti. Son dönemde yeniden İsrail ile dostluk kurduk. Dış tehdit varken başkanlık sistemi gündeme gelmesi gereken en son konuydu. Bizi kamplaşmaya doğru itiyor. Halbuki biz onu körükler bir tavır sergiliyoruz. İç politikamızda, ekonomide geldiğimiz nokta çıkmaz sokak. Varlık Fonu adeta yokluk fonu. Fon dediğimiz şey bizim kıymetlerimiz. Ne kadar birikmiş değerimiz varsa hepsi pazarlanıyor. IMF'nin getirdiği şartlardan daha beter şatlar getirir. Darboğazın içindeyiz. Ekonomimiz canlanmıyor. Doğu Anadolu boşalıyor. Tarım politikaları yanlış. Fabrika neredeyse kalmadı."
"KANDİL'LE AYNI SAFA KONMAK"
Türkiye'nin en büyük sorununun ne yapacağını bilememesi olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, "Hükümet olmak 'Posta koymak' demek değil. Benim söylediklerim karşısında ya 'Uyduruyorsun', ya da 'Biz bunun tedbirlerini aldık da senin haberin yok' derler. Beni Kandil'dekilerle aynı safa koymanın mantığı yok. Ben Kandil'le hiçbir zaman ayna safa düşmedim" diye konuştu.
SONUÇ DEĞİŞMEYECEK
Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin politikalarında zihin karışıklığı olduğunu iddia etti. Hükümetin problemlerle ilgileneceğine başkanlık sistemiyle uğraştığını ileri süren Mollaoğlu, şöyle devam etti:
"Referandumda 'evet' de 'hayır' da çıksa hiçbir şey değişmeyecek. Cumhurbaşkanı her şartta zaten etkili. Sadece Cumhurbaşkanının partili olması geliyor. Zaten Cumhurbaşkanı partili gibi davranıyor. Maalesef kutuplaşma meclise sıçradı. Türkiye'de kaos var. Bir problemi önleyeceğim derken başka bir problem yaratıyorsunuz. Başkanlık sisteminde adalet mekanizmasını oluşturabilecek problemler doğacak. İktidar herhangi bir şekilde bir mesele ile suçlanırsa hakimlerin vereceği karar o zaman önem tutar. Türkiye'de böyle bir endişe var."
KAMPANYA YOK
Referandum öncesi tavır ve söylemlerin zamanla yumuşayacağını düşündüğünü anlatan Karamollaoğlu, siyasetçilerin buna mecbur olduğunu söyledi. 'Hayır 'oy vereceklerle ortak çalışmayacaklarını vurgulayan Temel Karamollaoğlu, "Kampanya yapmayacağız, çünkü masraf getiriyor ve ayrıca gerilimi artırıyor. Ortamlarda 'hayır' dediğimizi dile getiriyoruz. Kimseyle bir araya gelip ortak bir çalışma yapmak istemiyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Temel Karamollaoğlu'nun konuşması
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
=======================================
Namaz kılarken sobadan sızan gazdan öldüler
KARABÜK'te, 82 yaşındaki Ayşe ve 85 yaşındaki Osman Çerçel çifti, evlerinde birlikte namaz kılarken sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü.
Karabük merkeze bağlı Sipahiler Köyü'nde oturan Nihat Yıldırım, bugün öğle saatlerinde, dünden bu yana haber alamadıkları kayınpederi ve kayınvalidesi Çerçel çiftinin evlerine gitti. İçeriye giren Yıldırım, kayınpederi Osman Çerçel'i sobanın yanındaki battaniyenin üzerinde, kayınvalidesi Ayşe Çerçel'i de yanında seccadenin üzerinde hareketsiz buldu. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde çiftin öldüğü belirlendi. Karbonmonoksit gazı kokusunun hakim olduğu odada inceleme yapıldı. Dün akşam sobayı yaktıktan sonra aynı odada yatsı namazını kılarken sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendikleri tahmin edilen çiftin cesetleri, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Olay yerinden detay
-Yapılan incelemeler
-Yaşlı çiftin cesetleri evden çıkarılırken
-Evin içerisinden detay
-Yaşlı çiftin resimleri
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
=======================================
Aksaray'da otomobilin camı kırıp çantanın çalınma anı güvenlik kamerasına yansıdı
AKSARAY'da park halindeki otomobilin yanına duran bir araçtan inen bir kişinin tornavidayla park halindeki otomobilin arka kapı camını kırıp içindeki çantayı alma anı güvenlik kamera kayıtlarını yansıdı.
Olay, geçen 14 Şubat günü merkez Kılıçaslan Mahallesi'Nde meydana geldi. Esnaf Tuncay Adak(38) otomobilini işyerinin arka sokağına park edip, dükkanına gitti. Kısa bir süre sonra da Adak'ın park ettiği otomobilin yanına bir otomobil yaklaştı. Yolun ortasında duran otomobilden inen kapişonlu bir kişi, park halindeki otomobilin sağ arka kapı camının yanına gidip tornavida ile güçlükle camı kırdı. Ardından arka koltuktaki çantayı alıp, geldiği otomobile binip kaçtı. Kısa bir süre sonra park ettiği otomobilin yanına gelen Adak, camının kırık ve koltuktaki çantasının olmadığını fark edince polise haber verdi. Olay anı ise bir işyerinin güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı. Polis, güvenlik kamera kayıtlarından otomobilin plakasını ve hırsızlıkığı gerçekleştiren şüpheli ve araç sürücüsünün kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Kırmızı renkli otomobilin gelip durması
-Araçtan inen kişinin park halindeki otomobilin sağına geçip çamı kırması
-Çantayı alıp geldiği otomobile binip hızla uzaklaşmaları
Haber: Hasan BÖLÜKBAŞ/ AKSARAY,
======================================================
Soma'daki hastane yolunda 3 ayrı kaza
MANİSA'nın Soma ilçesinde bugün hizmete giren yeni Soma Devlet Hastanesi'nin yakınlarında aynı gün 3 maddi hasarlı trafik kazası oldu.
Soma'daki Turgutalp Mevkii'nde yapımı tamamlanan 300 yataklı Soma Devlet Hastanesi, bugün hasta kabulüne başladı. Hastanenin girişinde kontrolsüz trafik akışı nedeniyle 3 maddi hasarlı kaza yaşandı. Sabah saatlerinden itibaren aynı yolda benzer nedenlerle toplam 4 otomobilin karıştığı iki ayrı kaza ve bir kamyon ile kamyonetin karıştığı üçüncü kaza meydana geldi. Bergama'dan Soma yönüne giden 45 VE 361 plakalı kömür yüklü kamyonun sürücüsü, yağış nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek Acil Servisi'e girmek isteyen Saadettin Erçevik (55) yönetimindeki 45 V 4462 plakalı sebze yüklü kamyonete çarptı. Çarpmanın etkisiyle devrilen kamyondaki kömürler yola saçıldı. Kazadan yaralanmadan kurtulan kamyonet sürücüsü Saadettin Erçevik, "Hastaneye girmek için dönüş yaptığım sırada karşı istikametteki kamyon sarsılarak üzerimize gelmeye başladı. Biz ne olduğunu anlamadan kamyon devrildi. Kayarak bize yandan çarptı. Burada bir kavşak düzenlemesi yapılması gerekir" dedi.
Polis, kazayla ilgili soruşturma başlatırken yola devrilen kamyon, çekici yardımıyla kaldırıldı. Yola dökülen kömürler ise, belediye ekiplerince temizlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kaza yerinden görüntü
-Devrilen kamyondan görüntü
-Yola saçılan kömürlerden görüntü
-Hastaneden görüntü
-Kamyonet sürücüsü Saadettin Erçevik'in konuşması.
Haber- Kamera: Serkan ÖZDEMİR/ SOMA (Manisa),
=======================================
Afgan uyruklu uyuşturucu kuryenin midesinden 1 kilo eroin çıktı
YOZGAT Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele ekipleri, bir yolcu otobüsünde durumundan şüphelenerek indirdikleri üzerinde kimliği olmayan Afgan uyruklu uyuşturucu kuryesinin ceplerinde 7 poşet uyuşturucu madde bulundu. Bitkin olduğu ve şüpheli durumu üzerine hastaneye kaldırılan şahsın midesinde prezervatif içine doldurulmuş 61 paket halinde bir kilo 37 gram eroin tespit edildi.
Yozgat'ta yol kontrolü yapan Uyuşturucuyla Mücadele ekipleri, Doğu illerinden gelen bir yolcu otobüsünü durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Durumundan şüphelenilen ve kimlik gösteremeyen yabancı uyruklu bir kişi otobüsten indirilerek üst araması yapıldı. Aramada, şahsın ceplerinde 7 poşet halinde uyuşturucu madde bulundu. Poşetleri açan polis, pis koku ve prezervatif içerisinde bulunan eroini görünce, şahsın bitkin hali ve şüpheli durumunu dikkate alarak, hemen hastaneye kaldırdı. Gözetim altına alınan yabancı uyruklu şahsın çekilen rontgeninde, mide ve bağırsaklarında yabancı cisim tespit edildi. Hastanede 2 gün gözetim altında tutulan şahsın tuvalet ihtiyacını gidermesi sonucu 61 adet prezervatif içerisine paketlenmiş toplamda 1 kilo 37 gram eroin maddesi ele geçirildi.
Yapılan sorgulamada, uyuşturucu kuryesinin Afgan uyruklu olduğu ve kimliğinin olmadığını söylediği öğrenildi. Kuryenin, 61 adet uyuşturucu paketinden 7'sini otobüs yolculuğu sırasında ağrılara dayanamayıp, tuvalet ihtiyacı sırasında çıkardığı ve paketleri poşet içerisinde cebine koyduğu belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Zanlının adliyeye çıkartılmasü
-Zanlının röntgen filmi ve hastanede fotoğraf görüntüsü
Haber: Harun GÖKÇEOĞLU/ YOZGAT, -
==========================================================
Köpeklerden kaçan yaralı karacayı kurtardı
GİRESUN'un Tirebolu ilçesinde balıkçılık yapan Enver Yaman, köpeklerden kaçarken deniz kenarında kayalıkların arasında düşen karacayı kurtardı, sırtında taşıdığı yaralı hayvanı tedavisi için Milli Parklar yetkililerine teslim etti.
Olay Karadere Köyü sahilinde dün öğle saatlerinde yaşandı. Köpeklerden kaçan karacanın kayalıkların arasında denize düştüğünü gören Enver Yaman, köpekleri kovaladıktan sonra yaralanan karacayı kayalıkların üzerine çıkardı. İp yardımıyla sırtına aldığı karacayı taşıyarak balıkçı barınağına götüren Yaman, yaralı hayvanı telefonla yardım istediği Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim etti.
Yaman'ın karacayı sırtına alıp deniz kenarından uzaklaştırıldığı o anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerası ile kaydedildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Cep telefonu görüntüsü
Haber: Hakan KABAHASANOĞLU/ GİRESUN,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bütleni - 15 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?