DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ
22.03.2020 10:41

'Evden çıkmayın' uyarısına ilginç cevap: Evde otura otura, karımla kavga ettim MUĞLA'da dün Büyükşehir Belediyesi'nde görevli sağlık görevlileri sokakta bulunan vatandaşları uyardı.

'Evden çıkmayın' uyarısına ilginç cevap: Evde otura otura, karımla kavga ettim

MUĞLA'da dün Büyükşehir Belediyesi'nde görevli sağlık görevlileri sokakta bulunan vatandaşları uyardı. Sağlık görevlilerinin evde oturmaları konusunda uyardığı bankta oturan iki kişiden Alaattin Kaya'nın (57), "Evde otura otura vallahi karımla kavga ettim" cevabı, şaşkınlık yarattı.

Koronavirüsün Türkiye'de de görülmesi ve vaka sayısının her geçen gün artmasının ardından uzmanlar ve yetkililer alınan tedbirler kapsamında 'evde kalın' çağrısında bulundu. Tüm uyarılara rağmen, risk grubunda bulunan 65 yaş üzeri ve kronik hastalığı olan vatandaşlar çağrılara kulak asmadı. Gece yarısından itibaren 65 yaş üstü vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı getirildi.

Muğla'da da dün, uyarılara kulak asmayan vatandaşlar, 'sosyal mesafe' tavsiyesine de uymayıp, parklardaki banklarda yan yana oturdu. Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı sağlık görevlileri, koronavirüs salgınına karşı alınması gereken önlem ve tedbirler konusunda otogar, park, pazaryeri, cadde ve sokaklarda bulunan vatandaşlara içinde bulundukları risk durumu ile ilgili bilgi verip, broşür dağıttı.

BROŞÜR DAĞITIRKEN GÜLÜMSETEN DİYALOG

Menteşe Orgeneral Mustafa Muğlalı İşhanı önündeki parkta broşür dağıtımı sırasında ise sağlık görevlisi ile vatandaş arasında ilginç diyalog yaşandı. Görevliler, bankta yan yana oturan iki kişiye, "Koronavirüs salgını nedeniyle dışarıya çıkmamanız sizin sağlığınız açısından daha iyi olacaktır. Şu anda yan yana oturuyorsunuz. Özelikle mesafede çok yakın. Kronik hastalar ile yaşlılarda daha çok etkili olduğu için bu süre zarfında evde bulunmanız lazım" uyarısında bulundu. Bankta oturanlardan Alaattin Kaya (57) ise uyarı karşısında, "Evde otura otura vallahi karımla kavga ettik" cevabını verdi.

Kaya'nın cevabı güldürürken, sağlık görevlisi, "Sizin sağlığınız daha önemli" deyince Kaya, parktan ayrılarak evinin yolunu tuttu.

Vatandaşların birbirleriyle olan mesafeyi korumadıklarını fark ettiğini belirten sağlık görevlisi Aytül İnce Doyran, "Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün talimatları doğrultusunda, koronavirüs salgını hakkında bilgilendirme çalışmalarımız sürüyor. Halkımızı evde kalmaları ve bireysel olarak kendilerini nasıl koruyacakları konularında bilinçlendiriyoruz. İnsanlarımızın mesafeyi korumadıklarını fark ettim. Evden dışarıya çıkmamaları konusunda sürekli uyarılar yapılıyor. Bu kritik süreçte bireysel önlemlerimizi alarak kurallara uyulması gerekiyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +

-------------------------------Parkta bir arada oturanlardan genel görüntüHemşirelerin vatandaşlara broşür dağıtması ve uyarılarda bulunmasıGörevli hemşire ile Alattin Kaya isimli vatandaş arasında geçen diyalogHemşire Aytül İnce Doyran ile röp.

Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,====================================

Tatil beldesinde koronavirüs nedeniyle yazlıkçı yoğunluğu

TÜRKİYE'de koronavirüs salgının görülmesi ve okulların da uzaktan eğitime geçmesiyle birlikte, özellikle büyük şehirlerde oturanlar, tatil beldelerine gitmeye başladı. Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesi sahilinde yazlıkları bulunanlar, henüz havalar ısınmamasına rağmen evlerini açtı.

Türkiye'de koronavirüs vakalarının artmasıyla birlikte özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar köy, yayla veya yazlıklara gitmeye başladı. Yaz aylarında nüfus artışının yaşandığı Tekirdağ'ın turistik ilçesi Marmara Ereğlisi sahili, koronavirüs tedbirleri kapsamında okulların da uzaktan eğitime geçmesi nedeniyle yazlıkçıların erken gelişleriyle dolup taştı.

İstanbul'dan, ilçedeki yazlığına gelen Gülsen Güller, insanlardan uzak kalmaya çalıştığını belirterek, "İstanbul'dan geldik. Malum dünyada koronavirüs diye bir salgın var. İnsanların bu konuda çok tedbirli olduğunu düşünmüyorum. Kalabalık ortamdan uzaklaşmak, birkaç gün kafa dinlemek. Sakin bir iki gün geçirmek için geldim. Burada hem sakin, hem de balık tutarak zaman geçiriyorum. İnsanlardan ve toplumdan uzak, güzel" dedi.

'EVDEN ÇIKMAYACAĞIZ'

Mustafa Sarıkaya ise koronavirüsle mücadelede devlete güvendiğini ifade ederek, "İstanbul'dan geliyoruz. Burada da evimiz var. Orada kalacağız. Oradan da çıkmayacağız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözü sözdür uyuyoruz, evden çıkmayacağız" diye konuştu.

'KALMAYI DÜŞÜNÜYORUZ'

Yılmaz Ateş ise hem koronavirüs nedeniyle şehirden uzaklaşmak hem de tatil yapmak için İstanbul'dan geldiklerini belirterek, "Hem tatil, hem de virüs nedeniyle geldik. Cumhurbaşkanının evde kalın çağrısı güzel bir şey. İşimize göre burada kalmayı düşünüyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +--------------------------------Trafikte bekleyen araçlar-Muhabir Mehmet Yirun Anons-Araç sürücü Mustafa Sarıkaya röp.-Balık tutan Gülsen Güller ile röp.-Yazlıkta oturan Yılmaz Ateş röp.-Yazlığa gezenler-Oltaları ile balık tutanlar-Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Şafak TAŞOYAR/ MARMARAEREĞLİSİ(Tekirdağ),=======================================

Sıcak hava koronavirüsü unutturdu, sahiller doldu MUĞLA'nın Marmaris ilçesinde güzel havayı gören vatandaşlar, sahil yolunda çocuklarıyla yürüyüş yaptı. Vatandaşlar koronavirüs nedeniyle birbirine mesafeli yürürken, temiz havanın keyfini çıkardı.

Marmaris ilçe merkezinde caddelere konumlandırılmış elektronik termometreler 22 dereceyi gösterirken, deniz suyu 14 derece olarak ölçüldü. Güneşli havayı gören Marmarisliler ve yerleşik yabancılar, çocuklarıyla birlikte soluğu sahil yürüyüş yolu ile plajlarda aldı. Vatandaşların bazıları yazlık kıyafetlerle maske takarak mesafeli yürüyüş yapıp, bisiklet sürerken bazıları plajlarda oturup deniz manzarasının keyfini çıkardı.

Türkmenistan Parkı'ndaki sahilde balık avlayanlar ise aralarında mesafe bırakmaya dikkat etti.

Kordon Caddesi'nden oteller bölgesi olarak adlandırılan altı kilometrelik Uzunyalı mevkisi sahil yolunda da aileler çocuklarıyla dolaşarak oyunlar oynadı. Bazı yaşlılarında banklarda oturarak güneşlendiği görüldü.

'MESAFELİ ŞEKİLDE ANIN KEYFİNİ ÇIKARTIYORUZ'

Üniversite okuyan çocuklarını görmeyen gelen 58 yaşındaki Demir Aslan, "Eşimle birlikte çocuklarımızı görmeye geldik. Güneşli havayı gördük ve parkta herkesten mesafeli oturarak dinleniyorum" dedi. Mühendis Yiğit Tekin (36), "Bir yaşındaki çocuğum ve eşimle plajda dolaşarak sıcak havanın tadını çıkartıyoruz. İnsanlara karşı mesafeli, güzel havada eğleniyoruz. Ailecek tedbirimizi aldık. Arada temiz havaya ihtiyaç var diyerek, dışarı çıktık" dedi.

57 yaşındaki Hasan Kalemli ise "Eşim ve üç kızımla evde bunaldık, beraber dışarı çıkma kararı aldık. Kimse ile tokalaşmıyoruz, dolaşırken ve burada otururken mesafeli davranıyoruz. Sıcak ve temiz hava altında dinleniyoruz" dedi.

Remzi Çakırcan, "Olta ile balık hobimi gerçekleştiriyorum. Balık tutarken kimseye yaklaşmıyorum. Kardeşimle aynı evde kalırken bile mesafeliyiz. Kişisel temizliğime özen gösteriyorum. Böyle güzel havalarda eve kalmak bunaltır" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+Caddeye konumlandırılmış elektronik termometre 22 derece genel görüntüSahil yollarında çocukları ile yürüyüş yapanlar ve bisiklet sürenlerPlajda portatif sandalyelerde ve kumda oturanlarMaske ile yürüyüş yapanlar, plajda portatif sandalyede çıplak güneşlenenHaberde adı geçen dört kişi ile röportaj

Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),

=======================================

Oltu taşı ürünleri satan Taşhan esnafının koronavirüs endişesi ERZURUM'da Oltu taşı ürünleri satan tarihi Taşhan esnafı, koronavirüs salgını nedeniyle en durgun günlerini yaşıyor. Virüs salgını nedeniyle işleri durma noktasına gelen esnafın bir bölümü çarşının Valilik tarafından kapatılmasını isterken, bir bölümü sağlık konusunda destek istedi.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılan ve uzun süre kervansaray olarak kullanılan Taşhan, cumhuriyetten sonra Oltu taşı ürünlerinin satıldığı çarşıya dönüştü. 459 yıldır Erzurum ticaretine yön veren tarihi çarşı, koronavirüs salgını sonrası en durgun günlerini yaşıyor. Salgın sebebiyle yerli ve yabancı turist ziyaretinin düştüğü çarşıda esnaf sağlık konusunda endişe yaşıyor. Toplam 81 işyerinin bulunduğu çarşıda bazı esnaf dükkanını kapatırken bazıları da kendi imkanlarıyla aldığı tedbirlerle faaliyetini sürdürüyor.

'DEZENFEKTAN KULLANILAMIYOR'

Maske ve eldiveniyle çarşıda satış yapan iş yeri sahiplerinden Şerif Çelebi, müşterilerine de kolonya ikram ettiğini söyledi. Maske ve eldivenle korunmaya çalıştıklarını anlatan Çelebi, sağlık konusunda destek beklediklerini belirtti. Oltu taşı ürünleri toz beziyle sildiklerini bozulmaması için dezenfektan ya da başta bir temizleyici ürün kullanamadıklarını vurgulayan Çelebi, kendi imkanlarıyla temizlik yaptıklarını söyledi.

Tarihi çarşının kapatılmasını istediklerini vurgulayan Tahsin Çelik ise risk altında olduklarını söyledi. Yaklaşık 10 gündür işlerin durduğunu ifade eden Çelik, "Sabah 9'dan akşam saatlerine kadar burada kapalı alandayız. 6 metrekarelik dükkanlarda çalışıyoruz. Tek tük de olsa müşteri geliyor. Bunların sağlıklı mı hasta mı olduklarını bilemiyoruz. Burada kapacağımız virüsü evimize götürme riski var. Biz çarşının kapatılması yönünde karar aldık ama uyan, uymayan oluyor. Onun için valimizden bu işe el atmasını istiyoruz. Valilik kararıyla kapatılmasını istiyoruz. Çünkü biz burada risk altındayız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+-Taşhan'ın dış görüntüsü-Hümeyra Pardeli'nin anonsu-Maskeli işyeri sahibinin çalışması-Tespihleri temizlemesi-İşyeri sahibi Şerif Çelebi ile röp-Taşhan'ın içindeki işyerleri-Maskeli bir kişinin görüntüsü-İşyerlerinden ve müşteri olmayan çarşıdan görüntü-İşyeri sahibi Tahsin Çelik ile röp-Çarşıyı gezenlerin görüntüsü-Çarşının dezenfekte edilmesi

Haber: Hümeyra PARDELİ - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

===========

Salgın nedeniyle dışarı çıkamayan yaşlı komşuları yerine alışveriş yapıyor KORONAVİRÜSE karşı riskli grupta olan kronik hastalığı bulunanlar ve 65 yaş üzerindeki vatandaşların sokağa çıkmaması uyarıdan yasağa dönüşürken, İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan tiyatrocu Ebru Atilla Sağay bu kişilere yardımcı olabilmek için bir iyilik hareketi başlattı. Evden çıkmayan komşuları için günlük market alışverişlerini yapmaya başlayan Sağay, "Ben tiyatro oyuncusu olduğum için pek evde durmuyordum, pek birbirimizi göremezdik. Şimdi evdeyim ve benden faydalansınlar istedim. Onlar oyunlara geliyordu, şimdi birazcık da ben onlara gidiyorum" dedi.

Türkiye'de koronavirüs salgınına karşı yetkililer ve vatandaşlar önlemini artırdı. Vaka sayısının günbegün arttığı salgına karşı en riskli olan gruplar da kronik hastalığı olanlar ve yaşlılar. Hem yetkililer, hem de uzmanlar evlerinden çıkmamaları ve kişisel temizliğe dikkat etmeleri için sürekli uyarılarda bulunulurken, dün akşam saatlerinden itibaren 65 yaş üstü vatandaşlar için sokağa çıkma yasağına dönüştü. Vatandaşlar da sokağa çıkmayıp, evlerinde vakit geçirmeye başladı.

Karşıyaka Atakent Mahallesi'nde oturan tiyatrocu Ebru Atilla Sağay da önlem amacıyla evlerinden çıkmayan yaşlı komşuları için bir iyilik hareketi başlattı. Aynı zamanda apartmanın yöneticisi olan Sağay, iki oğlunun da desteği ile apartman girişine astığı, 'Apartmanımızdaki 60 yaş üzerinde ve rahatsızlığı olan varsa alışverişlerini yapabiliriz. İhtiyaç duyarsanız lütfen çekinmeyin' yazılı not ile market alışverişleri için gönüllü olacağını duyurdu. Telefondan ihtiyaçlarını öğrendiği yaşlı komşuları için maske ve eldiven takarak market alışverişi yapan Sağay, ürünleri bazı komşularına kapıdan verirken, kronik hastalığı olanlar için ise kapıya bırakıyor.

Apartmandaki 6 dairenin en genç sakini olduğunu anlatan Ebru Atilla Sağay, "Son günlerde karantina haberlerini duyunca, halkın birçok kesiminden insanın ne yapacağını dert ettim. Sonra, ilk önce insan kendi apartmanından başlamalı diye düşündüm. Komşularımın biraz güvene ihtiyaçları var. Çoğunun hastası var, çocukları uzakta. Benim oğullarım yanıma geldi. Onlara da örnek olmam gerekiyor. Böyle kriz anlarında ne yapmaları gerektiğini görmeleri gerekiyor. Bir yazı yazıp apartmanın girişine attım. Herkes çok mutlu oldu ve beni arayıp tebrik etti. 3 gündür bana alışveriş listelerini veriyorlar ve ben markete gidip onlar için alıyorum" dedi.

'UMARIM BİRLİKTE ATLATACAĞIZ'

Mahalle esnafının da tepkisinin çok güzel olduğunu söyleyen Sağay, "Ben tiyatro oyuncusu olduğum için pek evde durmuyordum, pek birbirimizi göremezdik. Şimdi evdeyim ve benden faydalansınlar istedim. Onlar oyunlara geliyordu, şimdi birazcık da ben onlara gidiyorum. Umarım koronavirüs salgınını birlikte atlatacağız, çünkü birlikte atlatılacak bir durum. Diğer apartman yöneticileri de bizi örnek almaya başladı. Bence yapılması gereken bir şeydi bu. Materyalist bir hayatımız var, aslında öyle olmadığını bir karantina zamanı, bir salgın zamanı daha iyi anlıyor insan. Ben bencillik virüsünün daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Herkes kendini düşünürse hayat hiçbir şekilde devam etmez. Bu iyilik virüsünün yayılması burada başarılı oldukça, diğer mahallelere de örnek olabiliriz" diye konuştu.

'BÖYLE BİR İLGİ ÇOK HOŞUMUZA GİTTİ'

Yalnız yaşayan Feride Çubukçu (71), "Bütün gün sokaklarda olan ben şimdi evdeyim. Sabah kalkıyoruz, kahvaltı ediyoruz, ev işlerini yapıyoruz. İlaçlarımızı, vitaminlerimizi alıyoruz. Ebru bizi çok duygulandırdı. Oğlum İzmir dışında yaşıyor ve benim için çok telaşlanıyordu. Böyle bir ilgi çok hoşumuza gitti. İnsanı yalnız hissettirmiyor. Bir şey gerektiğinde Ebru'yu arıyorum. Dün tavuk istemiştim ve marketten aldı getirdi" dedi.

Sağay'ın annesi Asuman Atilla (70) ise kızıyla gurur duyduğunu belirterek, "Apartmanda evden çıkamayan bir sürü yaşlı var. Gençlerimizin yaşlılarımıza yardımcı olmasına çok seviniyorum. Bu dönemde birbirimize yardım etmeliyiz. Kızım da yapılması gerekeni yapıyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +Ebru Atilla Sağay marketten alışveriş yaparken görüntülerApartmana torbalarla girerken görüntülerKapıyı çalıp komşularına ürünleri dağıtırken görüntülerKomşularla röportajEbru Atilla Sağay ile röportaj

Haber-Kamera: Melis KARAKUZULU, Ahmet Turhan ALTAY/İZMİR,

===========================

Petrol fiyatlarındaki düşüş, sürücülerin yüzünü güldürdü

SUUDİ Arabistan ve Rusya'nın üretim kesintisi konusunda anlaşamaması ve koronavirüsün dünya ekonomisini olumsuz şekilde etkilemesi, petrol fiyatlarına da yansıdı. Petrol fiyatlarındaki indirim sürücülerin yüzünü güldürdü.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından benzinin litresine 16, motorinin litresine ise 20 kuruş indirim yapıldı. Böylece son 10 günde benzinde toplamda 1 TL 45 kuruş, motorinde ise 1 TL 3 kuruşluk indirim gerçekleşti. Son indirimle birlikte İzmir'de 5.50 TL'den satılan motorin, 5.30 TL'ye indi. Tüketicilerin yüzünü güldüren indirimler, akaryakıt istasyonlarında da etkisini gösterdi.

İzmir'de bir akaryakıt istasyonu Müdürü Furkan Muhtaroğlu, motorin ve benzin arasında daha önce 15 kuruş fiyat farkı olduğunu, indirimlerle birlikte benzin ile mazot arasındaki fiyat farkının kapandığını anlatarak, "Hatta benzin, mazottan 10-15 kuruş daha ucuz şu an. Gelen indirimlerle birlikte iki yakıtta da 1 TL'lik düşüş yaşandı" dedi.

Bir kişinin aracının deposunun daha önce yaklaşık 300 TL'ye dolduğunu, gelen indirimlerin ardından aynı deponun 220- 230 TL'ye dolabildiğini aktaran Furkan Muhtaroğlu, müşterilerin yaklaşık 70-80 TL'ye yakın bir kazanımının olduğunu söyledi. Muhtaroğlu, "Müşteriye bu yönde yansıması son derece güzel. Şu anda ikisi de avantajlı çünkü benzinli araç litrede daha fazla yaktığı için aslında dengeli oldu. Benzin kullanımı çok tercih edilmiyordu. Mazot daha ağırlıklıydı ama şu anda ikisi de eşit. Benzine talep daha fazla şu anda. Eskiye nazaran benzin müşterisi daha çok arttı. Koronavirüsten dolayı müşteriler toplu taşıma aracı kullanmıyor. Aracı olanlar, genelde araçları ile gidecekleri yere gidiyor. Gelecek günlerde yeniden yakıtta fiyat indirimi bekliyoruz" dedi.

SÜRÜCÜLER İNDİRİMDEN MEMNUN KALDI

İndirimlerden memnun olduğunu belirten müşterilerden Ahmet Çolakoğlu, "İndirimlerin bize faydası oldu. Dünyadaki petrol fiyatları 23 dolara düşüyor. Daha da düşmesini bekliyoruz" dedi.

Can İldiri de "Çok sık araç kullanıyorum. Yakıttaki indirim az da olsa depoya yansıdı. Aslında beklenen indirim daha fazlaydı. Ama yine de fark ettiriyor" diye konuştu.

Müşteri Metin Yaman, "Ben işimden dolayı çok fazla araç kullanıyorum. Bu nedenle de yaklaşık 2 veya 3 günde bir aracımın deposunu doldurmak zorunda kalıyorum. Daha önce 300 TL'ye doldurduğumuz bir depoyu, şimdi 250 TL'ye doldurabiliyoruz. Yaklaşık 50 TL gibi bir karımız var. Bu durum bizi de memnun etti. Umarım fiyatlar daha da düşer. İndirimlerden dolayı çok memnunuz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+Akaryakıt istasyonundan görüntüPompalardan ve fiyat ekranından görüntüAraçlar dolum yaparken görüntüİstasyon müdürü ve vatandaşlarla röportajGenel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN - Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR,

===========================

Banklar tel ile çevrilip, 'Evinde kal Edirne, şansını zorlama' yazısı asıldı EDİRNE'de, dün öğle saatlerinde koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında 'evde kal' çağrısına uymayan yaşlı vatandaşlar için Belediye Başkan Yardımcısı doktor Ertuğrul Tanrıkulu, merkezdeki meydanı dolaşıp, uyarılarda bulundu. Vatandaşların bazıları Tanrıkulu'nun uyarılarını dinlemeyip, oturmayı sürdürünce bankların etrafına tel çekilerek, 'Evinde kal Edirne. Dışarı çıkma, şansını zorlama' yazısı asıldı.

Çin'in Vuhan kentinden dünyaya yayılan son günlerde Türkiye'de de ölümlere neden olan koronavirüs salgını nedeniyle yetkililer vatandaşlara evde kalmaları çağrısında bulundu. Özellikle 65 yaş üzeri ve kronik hastalığı olan vatandaşlar, evlerinden çıkmamaları konusunda sık sık uyarıldı. Belediyeler, durumu farklı yollarla çözmeye çalıştı. Bazı belediyeler bankları söktü, bazıları ise zabıta ekiplerini meydanlara yollayıp vatandaşı uyardı.

Edirne'de de uyarıları dinlemeyen yaşlılar için Belediye Başkan Yardımcısı Doktor Ertuğrul Tanrıkulu, dün öğle saatlerinde sokağa çıktı. Merkezdeki trafiğe kapalı olan Saraçlar Caddesi'nde gezen, yaşlıları tek tek uyaran Tanrıkulu, vatandaşlara hastalığı ve neden çıkmamaları gerektiğini anlattı. Ertuğrul Tanrıkulu, hem belediye görevlisi hem de bir hekim olarak, yan yana oturan yaşlılara evlerine gitmeleri konusunda uyarılarda bulundu. Bazı yaşlılar uyarı üzerine kalkıp evlerine giderken bazıları da aldırış etmeden oturmayı sürdürdü.

YAŞLILARI TEK TEK UYARDI

Ertuğrul Tanrıkulu, belediye olarak kentteki oturma banklarını kaldırıp, dezenfekte çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, kentin ana bölgelerini gezerek yaşlı vatandaşları koronavirüs salgınına karşı bilgilendirip, uyardığını söyledi. Tanrıkulu, "Banklarda oturan vatandaşlarımızı koronavirüs salgını nedeniyle uyarıyorum. Diyorum ki, 'evinizde kalın.' Evinde kal Edirne. Özelikle 65 yaş üstü büyüklerimizde şeker, hipertansiyon, kronik hastalığı, kemoterapi alanlar kalp ve akciğer hastalığı olanların özelikle evlerinde kalmalarını istiyorum. Vatandaşımız evinde kalırsa bu hastalığı yenebiliriz "dedi.

'BİZE BİR ŞEY OLMAZ'

Yaşlılarla, Tanrıkulu arasında zaman zaman ilginç diyaloglar da yaşandı. Koronavirüsten korkmadığını ve salgının kendisine bir şey yapmayacağını söyleyen Ahmet Yıldız (76), "Koronavirüs salgını var ama bize bir şey olmaz. Ben önlem almıyorum. Eldiven ve maske takarsam daha kötü olur. Koronavirüsten korkmuyorum" dedi.

Mehmet Avcı (72) ise, "Canımız sıkıldığı için dışarı çıktık. Koronavirüs uyarıları var ama ilaç ve benzeri ihtiyaçlarımızı almak için mecbur çıkıyoruz" dedi.

BANKLARA TEL ÖRGÜ ÇEKİLDİ: ŞANSINI ZORLAMA

Uyarılara rağmen, özellikle yaşlı vatandaşlar oturmayı sürdürünce, bankların çevresine tel çekilip, üzerine, "Evinde kal Edirne. Dışarı çıkma, şansını zorlama' şeklinde uyarı yazısı asıldı.

Bu arada, Türkiye'de 65 yaş ve üstü vatandaşlar için dün gece sokağa çıkma yasağı getirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+-----------------Kentte gezen yaşlılar-Başkan Yardımcısı Tanrıkulu'nun yaşlıları uyarıları-Tanrıkulu'nun yaşlıları ikna etme çabaları-Yaşlılarla diyalog-Tanrıkulu ile röp.-Banklarda oturan yaşlılar-Yaşlılara uyarılar-Yaşlılarla röp.-Caddedeki yaşlılar-Tel örgülerle kapatılan banklar-Banklara asılan uyarı yazısı-Detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Resul ORUÇOĞLU/EDİRNE,

========================

Koronavirüs nedeniyle iş yapamayan esnafa müzikli moral ISPARTA'da, bir iş hanındaki esnaf, vatandaşların koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında sokağa çıkmaması nedeniyle azalan işleri yüzünden moral bozukluğu yaşadı. İş hanında düğün organizasyonları, ses ve ışık sistemi satış kiralama ve müzisyenlik işleri yapan grup ise, esnaf arkadaşlarına moral vermek için enstrümanlarıyla müzik çalarak moral verdi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında, vatandaş gerekmedikçe sokağa çıkmamaya başladı. Dün akşam riskli grup olan 65 yaş üzeri vatandaşların sokağa çıkmaları yasaklandı. Alınan bu önlem üzerine bazı esnafın işleri de yavaşladı. Isparta'da Belediye İş Hanı'nda bulunan sıfır ve ikinci el cep telefonu alım satımı yapan esnaf da bu durumdan olumsuz etkilendi. Akşama kadar çok az alışveriş yapılan esnaf sıkıntıdan bunalınca, aynı iş hanında müzisyen olan komşuları morallerini yükseltmeye karar verdi. Düğün organizasyonları, ses ve ışık sistemi satış kiralama ve müzisyenlik işleri yapan Çağatay Yıldırım ve 2 arkadaşı, iş hanının 2^nci katında bulunan iş yerinde hobi amaçlı müzik yaparken, bir yandan da iş hanında bulunan ve iş yapamayan esnafa müzik ziyafetiyle moral ve motivasyon sunuyor.

Her gün olmasa da haftanın bazı günleri burada toplandıklarını ve müzik yaptıklarını belirten müzisyenler son günlerde koronavirüs nedeniyle insanların sokağa çıkmadığını, esnafın iş potansiyelinin düştüğünü ve morallerinin bozulduğunu belirterek biraz moral vermek amacıyla iş hanı içinde müzik yayını yapmak istediklerini söyledi. Grup, Çanakkale Şehitlerini Anma Haftası olması dolayısıyla özel olarak 'Çanakkale içinde aynalı çarşı' türküsünü seçti.

'BİRAZ MORAL OLSUN İSTEDİK'

Grubun bağlamacısı Hamdi Düzgün, Çanakkale Şehitlerine rahmet dilerken, koronavirüs nedeniyle esnafa biraz moral olsun diye müzik yaparak ortamı yumuşatmaya çalıştıklarını söyledi.

Grubun solisti Mustafa Say, "Hobi amaçlı arkadaşlarımızla burada müzik yapıyoruz. Tabii ki ister istemez virüsten etkileneceğiz ama halk olarak buna destek vermek gerekiyor. Ülkemizin insanlarımızın, sağlıklı güzel bir yaşam yaşaması amacıyla tedbirli davranmamız gerekiyor" dedi.

İş yeri sahibi ve grubun orkestra şefi Çağatay Yıldırım, "Virüs nedeniyle moralimiz çok bozuk. Bütün herkese dinletelim dedik. Hayırlısı olsun, herkese moral olsun diyoruz" diye konuştu.

'BİR AN EVVEL BU SIKINTIDAN KURTULMAYI UMUYORUZ'

Belediye iş hanında esnaflık yapan ve işlerin azalmasından dolayı olumsuz etkilenen iş yeri sahipleri de yapılan müzikle bir parça olsun moral bulduklarını, bir an evvel bu sıkıntıdan kurtulmayı temenni ettiklerini ifade etti.

Aynı iş hanında bulunan küçük bir çay işletmesi de camına virüs nedeniyle kapalı olduklarını belirten, not asarak önlem aldı. Sadece iş yerlerine çay servisi yapan işletmeci bozulan morallerini müzik dinleyerek düzeltmeye çalıştıklarını kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ +--------------Müzik grubundan detayİş yerlerinin kapı önünde müzik dinleyen esnaftan görüntülerMüzisyenler Hamdi Düzgün, Mustafa Say ve Çağatay Yıldırım ile röportaj3 esnaf ile röportaj HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN/ISPARTA,

===========================

Yaşlıların kolonyası 'Örümcek Adam'dan ANTALYA'da, 'Spiderman' (Örümcek Adam) kostümüyle insanların sevgisini kazanan Burak Soylu (27), koronavirüse farkındalığı artırmak için yaşlılara kolonya ikram edip, evde vakit geçirmeleri konusunda uyarıda bulundu. Örümcek Adam, tedbir amaçlı evinde kalan insanlara sokaklarda müzik eşliğinde dans ederek, moral verdi.

Antalya'da, 'Örümcek Adam' kostümüyle kentin en işlek caddelerinde ve parklarında dolaşan Burak Soylu, yaptığı hareketlerle kısa sürede insanların sevgisini kazandı. Film karakteri Spiderman'i Antalya sokaklarında canlandıran Soylu, koronavirüse dikkati çekmek için vatandaşlara evde kalmaları çağrısı yaptı. Caddelerde insan yoğunluğu bulanan yerlerde tedbir amacıyla sosyal mesafeyi korumaları çağrısı yapan Antalyalı Örümcek Adam, konuştuğu kişilere sağlıkları için bir metreden az yaklaşmamalarını söyledi.

Kostümüyle caddede dolaşan 'Örümcek Adam' yaşlılara kolonya ikram edip, sağlıkları için evden dışarı çıkmamaları uyarısı yaptı. Soylu'nun uyardığı bir kişi, güneşlenmek için dışarı çıktığını ve kısa süre sonra evine döneceğini söyledi. Yanında oturan Ahmet Koca, "Ben 92 yaşındayım. Ömrüm dolmuş zaten" diyerek çevresindekileri şaşırttı. Örümcek Adam kostümlü Soylu da yaşlı adama evde kendine iyi bakmasını önerdi.

Cadde ve sokaklarda elindeki hoparlörde çalan müzik eşliğinde dans ederek dolaşan Burak Soylu, koronavirüs tedbiri amacıyla evden çıkmayanlara da moral oldu.

Koronavirüse dikkati çekmek ve insanların evde vakit geçirmeleri için uyarmak amacıyla sokakta dolaştığını anlatan Soylu, "Koronavirüse karşı farkındalık oluşturmak için kostümümü giydim. Yaşlılara kolonya dağıtıp evde kal çağrısında bulundum. Evde kalan ailelere moral vermek için sokaklarda dans ettim. Kostümümü insanların gerçekten evde kalmaları için giyindim. Bu şekilde güzel mesaj vermek için çaba sarf ettim" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+--------------Örümcek adamın detay görüntüleriÖrümcek adam yaşlılara kolanya dağıtırken görüntü3 tane Yaşlı vatandaş ile  röpÖrümcek adam dans ederken görüntüÖrümcek adam evdeki vatandaşlar ve çocuklar için dans etmesiEvdeki vatandaşların detay görüntüsüSokakdaki vatandaşların görüntüsüÖrümcek adamla röpDetaylarHABER: Tolga YILDIRIM- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,

===========================

Tedavisini yaptığı keçisinin yavrularına 'Covid' ve 'Korona' adını verdi ANTALYA'nın Serik ilçesinde, veteriner hekim Hasan Balık, bir aracın çarpması sonucu çenesi kırılan gebe keçisini ameliyat edip, 2 aylık tedaviyle sağlığına kavuşturdu. Doğumu da sağlıklı bir şekilde gerçekleşen 'Sarıkız' adlı keçisinin yavrularına, 'Covid' ve 'Korona' isimlerini koydu.

Veteriner hekim Hasan Balık'ın gebe keçisine, 2 ay önce Gebiz Mahallesi'nde otlarken yola çıkınca bir araç çarptı. Keçinin, çenesi çift taraflı ve parçalı şekilde kırıldı. Normalde bu tür kaza sonrasında keçilerin hemen kesildiğini belirten Hasan Balık, 'Sarıkız' isimli keçisine hem gebe olduğu hem de çok sevdiği için kıyamadı. Balık'ın tedavisini yaptığı keçi, bir süre sonra ikiz yavru dünyaya getirdi. Hasan Balık, yavrulardan erkek olanına Covid, dişi olanına ise Korona ismini verdi.

Yaşanan süreci anlatan Hasan Balık, "Veteriner hekim olarak yılardır kedilere ve köpeklere birçok ortopedik operasyon yaptım ve çok güzel iyileşmelere şahit oldum. Kendi keçimi ameliyat etmek duygusal anlamda zorlayıcıydı. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu. Anestezi etkisi ile yavruları kaybetme ihtimali çok yüksekti. Güzel bir ekip çalışması ve anestezi ile en kısa sürede eksternal fiksatörü (kırık kemikleri yerinde tutan cihaz) yerleştirmeyi başardık. Teknik açıdan yapılabilecek en iyi seçenekti. Şu an gayet sağlıklı. Normal beslenmesine devam edebiliyor. Bu süreçte 2 yavrumuzun doğması ise veteriner hekim olmaktan en keyif aldığım andı. Hayvanların duygularını hissediyorum ve onlara yardım etmek beni mutlu ediyor. Yavruları da gayet sağlıklı. Keçimizin adı Sarıkız, artık gündemde kornona olduğu için yavrulardan erkek olanın ismi Covid, dişi olanın ismi de Korona oldu" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ +--------------Köy evinden genel görüntüEvin önünde bulunan horuz, tavuk ve köpekten detaylarKaza geçiren keçiden  genel görüntüKeçinin ağzından detayKeçiyi kucaklayan veterinerden detayYavru kuzuların keçinin yanına gelmesinden görüntüKeçi ve yavrularından detay görüntülerKeçiyi besleyen çocuktan detayYavru kuzulardan detaylarVeteriner Hasan Balık'ın röportajıKeçisin kaza geçirip ameliyat sonrasındaki videosundan detay görüntüler(cep telefonu)HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Aslı DURAN/ANTALYA,

===========================

Tekstil firması, yıkanabilir maske üretmeye başladı TEKİRDAĞ'ın Çerkezköy ilçesinde bir tekstil firması, koronavirüs salgını nedeniyle en önemli ihtiyaçlardan biri olan maske üretimine geçti. Firmanın yönetim kurulu başkanı Ömer Özen, Sağlık Bakanlığı onaylı ürettikleri özel antibakteriyel kumaştan yaptıkları maskenin yıkanıp tekrar kullanma özelliği olduğunu söyledi.

Türkiye'de de etkili olan koronavirüs salgını nedeniyle en çok ihtiyaç duyulan ürünlerden maskeye ilgi her geçen gün artıyor. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyette bulunan bir tekstil firması, özel kumaştan yıkanabilir maske üretimine geçti. Firmanın yönetim kurulu başkanı Ömer Özen, üretime geçtikleri maskenin en büyük özelliğinin yıkanabilir ve anti bakteriyel olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Koronavirüsten ötürü biz de hem kumaş imalatı hem de konfeksiyon yaptığımız için bu virüsle alakalı önlem almak adına anti bakteriyel bir kumaş ürettik. Bu ürettiğimiz antibakteriyel kumaştan maske imalatına da başladık. Ürünümüz 50 yıkamaya dayanıklı. Yani bir çorap gibi, bir giyim aksesuarı gibi, şapka gibi, eldiven gibi defalarca yıkanarak kullanılması mümkün. Bununla ilgili şu anda test sonuçlarımız da çıkmakta. Test raporlarımızı da alacağız. Bu şekilde üretimine başladık. Hem siparişlerin akışı hem de talebe göre üretimimizi yönlendireceğiz. Üzerinde kullandığımız antibakteriyel ürün Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış bir ürün. Bir evde çamaşırımızı, üstümüzü başımızı yıkadığımız gibi 50 defaya kadar yıkayıp tekrar kullanabiliriz. Bu şekilde antibakteriyel özelliği de devam etmekte. Biz kumaş üretiminden geldiğimizden ötürü bunu elastik bir kumaştan ürettik. Bu sayede kullanılırken de yüzü iyi bir şekilde kapatıp yanlardan herhangi bir açıklık bırakmadan daha iyi olduğunu düşünüyoruz. Daha iyi bir kullanıma ve nefes alıp vermede, konuşmada herhangi bir problem, sıkıntı da yaşatmıyor. Şu anda günlük üretim adedimiz 5 bin adet. Sipariş ve gidişata göre de artırabiliriz. Çünkü bizim bütün kumaş imalatı, apreleme ve konfeksiyon komple bünyemizde. Bununla birlikte de imalatımızı gelecek olan taleplere göre yönlendirmemiz mümkün."

'ÖNCELİKLE İÇ PAZAR'

Yaşanan süreçte maskeye büyük ilgi olduğunun altını çizen Ömer Özen, önceliğin iç pazarın olduğunu söyledi. Özen, "Bizi diğer maskelerden ayıran en belirgin özellik antibakteriyel olması. Tek kullanımlık maskelerde bildiğim kadarıyla bu özellik yok. ve 50 yıkamaya kadar da dayanıklı olması. Bu kullandığımız ürün Sağlık Bakanlığı'nın onayı olan bu ürünle birlikte hem de bizim kumaşımız dolayısıyla maskemiz 50 yıkamaya kadar antibakteriyel özeliğini kaybetmiyor. Ürettiğimiz ürünü piyasadakilerden ayıran en büyük faktör bu. Şu anki düzende maksimum kapasiteye çıktığımızda aylık yaklaşık, 1.5-2 milyon adetlik bir üretim kapasitesine sahip olabilecek yapıdayız. Kumaşını da kendimiz üretmemiz ve antibakteriyel apreyi de kendimiz uygulamamız sayesinde herhangi bir üretim yoğunluğunu da karşılayabilecek düzeydeyiz. Önceliğimiz iç pazar" diye konuştu.

'ANTİBAKTİRİYEL TORBA ÜRETİMİ YAPACAĞIZ'

Maskenin yanı sıra anti bakteriyel özelliği bulunan torba üretimi de yapacakları söyleyen Özen, "Antibakteriyel ürünle ilgili sadece maske noktasında değil taşıma çantası ile ilgili de imalatlarımız başladı. Bunu da anti bakteriyel özelliğe sahip bir çanta haline getirdik. Gıda malzemesi olabilir, giyim olabilir ne isterseniz bunun içinde antibakteriyel olacak şekilde taşıyabilirsiniz. Bunun için de AR-GE çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. ve daha başka kullanım alanlarına da bunu uygulamayı düşünüyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ +-Fabrikadan görüntü-Maske diken çalışanlar-Maske ve işçilerden detaylar-Muhabir Şaban Kardeş anons-Fabrika sahibi Ömer Özen ile röp.-Kutulama çalışması yapanlar-Maskenin kontrolden geçilmesi-Laboratuvardan detaylar -Genel ve detaylar

Haber- Kamera:  Mehmet YİRUN-Şaban KARDEŞ-Onur KAYA/ÇERKEZKÖY(Tekirdağ),

===========================

Turgutlu'da maskeli, eldivenli nikah MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, Özge Çarıkçı (23) ile Ferdi Kaynakter (28) çiftinin nikah töreni, koronavirüs tedbirleri kapsamında, davetli olmadan, maske takılarak yapıldı. Gelin- damat nikah salonuna girmeden önce ellerini dezenfektanla temizledi.

İçişleri Bakanlığı'nın 81 il valiliğine gönderdiği koronavirüs genelgesinin ardından nikah törenleri, davetli olmadan, gelin, damat ve iki şahidin katılımıyla yapılmaya başlandı. Turgutlu'da nikah masasına oturan Özge Çarıkçı- Ferdi Kaynakter çifti de bu düzenlemenin ardından nikah masasına oturdu. Çiftin nikahı da davetli olmadan, iki şahit eşliğinde yapıldı. Salona girmeden önce gelin- damat ve şahitler ile nikah memuru ellerini dezenfektan ile temizleyip, maske taktı. Nikah memuru Mustafa Özgen tarafından kıyılan nikahla çift, hayatlarını birleştirdi.

Nikahın ardından damat Ferdi Kaynaker, şunları söyledi:

"Nikah işlemleri için belediyeye başvurduğumuzda bize koronavirüs önlemleri için yayımlanan genelge gereği en fazla iki şahit olabileceğini ve davetli katılımı olamayacağı bilgisini verdiler. Biz de maskeyle ve yakınlarımız olmadan nikahımızı kıydırdık. Davetlilerimizi yaşlarından dolayı riske atmamak için çağırmadık. Koronavirüs sürekli yayıldığı için güzel bir uygulama olmuş. Hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdeki kişilerin de sağlığını düşünmek zorundayız. Bu mutlu günümüzde sevdiklerimizin de mutluluğumuzu bizimle paylaşmasını isterdik ama koronavirüs bütün planlarımızı alt üst etti. Ancak nikah törenimiz sevdiklerimizin sağlığından önemli değil. Bu nikah töreni, ilerleyen yaşlarda çocuklarımıza anlatacağımız bir anı oldu. İnşallah ülke olarak böyle duyarlı davranarak bu sıkıntılı günlerimizi atlatacağız."

Gelin Özge Çarıkçı ise, "Çok heyecanlıyım, unutamayacağımız bir gün geçirdik. Önemli olan sağduyulu davranarak, bu hassas dönemi atlatmak. Nikah tarihimizi çok önceden aldık, koronavirüs tedbirleri kapsamındaki bir tarihe nasip oldu. Bir ömür boyu mutlu oluruz inşallah" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +-Özge Çarıkçı - Ferdi Kaynaker çiftinin nikahından görüntü -Gelin Özge Çarıkçı ve damat Ferdi Kaynaker ile röp.Haber - Kamera: Doğan ÇİZMECİ/ TURGUTLU (Manisa),

===========================

Gayrimenkul işlemlerinde sanal gerçeklik turlarıyla koronavirüs önlemi KORONAVİRÜS salgını nedeniyle her sektör, kendine özel önlemler almaya devam ediyor. İzmir'de gayrimenkul danışmanlığı sektöründe faaliyet gösteren bir firma da müşterileriyle internet üzerinden iletişim kurarak, mülklerin satış ya da kiralama işlemleri için e-imzayla yetki belgesi almaya başladı.

İzmir'de gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren Mümtaz Önal (38) dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı önlemlerini aldı. Gayrimenkul sektöründe 62 kişiden oluşan ekibiyle mülk alım, satım ve kiralama işi yapan Önal, yeni pazarlama eylem planı geliştirerek alıcı, satıcı ve gayrimenkul profesyonellerinin aynı ortama gelmeden iletişime geçmelerini sağladı. Gayrimenkul danışmanlığının dijital bir sektör olduğunu ifade eden Önal, koronavirüs tehlikesine karşı müşterilere daha iyi hizmet vermek için online çalıştıklarını kaydetti.

'SANAL GERÇEKLİK TURLARIYLA ONLINE HIZMET'

Önal, "62 tane gayrimenkul profesyonelinden oluşan bir ekibiz ve tamamen çevrimiçiyiz. Müşterilerimize artık online hizmet veriyoruz. Pazarlama eylem planımız var ve mülke ayak basmadan dahi bu pazarlamayı yapabiliyoruz. Sanal gerçeklik turlarıyla müşterilere online yer gösterimi ve sosyal medya üzerinden pazarlama yapabiliyoruz. Web kaynaklı programlar kullanarak müşterilerin birebir alıcı ya da kiralayıcı adaylarıyla karşılaşmadan aradıkları mülkleri bulmalarını sağlayabiliriz. Bunun için teknolojiyi kullanıyoruz" diye konuştu. İnternet üzerinden verdikleri gayrimenkul danışmanlığı ile ilgili olumlu tepkiler aldıklarını anlatan Mümtaz Önal, hem müşterilerin hem de ekibin uygulamadan memnun olduğunu ifade etti. Önal şöyle devam etti:

"Müşterilerimiz bize teşekkür ediyor. Bu dönemde tanımadıkları insanlarla muhatap olmak istemiyorlar. Ama hayat da devam ediyor. Mülklerini satmak ya da kiraya vermek istiyorlar. Güvenilir birileriyle çalışmak istiyorlar. Bizim online kullanımımız onların çok hoşuna gidiyor. Gayrimenkul profesyonellerimiz ise şirket içi toplantılarını bile online gerçekleştiriyor. Artık çok daha fazla bilgisayar başında ve dijital ortamda yer alıyoruz. Alıcılarımız sanal gerçeklik turuyla mülkü gezme imkanına sahip oluyor. Bazıları şirketimize gelse de bazıları hiç gelmeden bu imkandan faydalanabiliyor. 360 derece sanal tur yapan cihazlarla mülklerin çekimi gerçekleştiriliyor. Tamamen sterilize şekilde onlara bir link göndererek bu mülkleri gezmeleri sağlanıyor."

EN AZ 2 HAFTA ONLINE HİZMETE DEVAM

Koronavirüs sorunu nedeniyle ofisin tamamen boş gözüktüğünü söyleyen Mümtaz Önal, internet üzerinden çalışmaya henüz yeni başlamalarına karşın, ilk yetki belgelerini e-imza yoluyla aldıklarını kaydetti. Önal uygulamanın yaklaşık 2 hafta daha devam edeceğini belirterek şunları anlattı:

"Mülk sahipleri bizimle yüz yüze gelmek zorunda olmadan da mülklerinin pazarlanması noktasında bize yetki verebiliyor. Ofisimizde çalışanların yerleri şu an boş. Normalde her masada birer bilgisayar ve gayrimenkul danışmanımız faaliyet gösteriyor. Ama onlar şu an evlerinde ve dijital ortamı kullanarak her an müşterilerine hizmet verebiliyor. Öngörülerime göre bu süreç en az 2 hafta sürecek. Ülkemizde tedbirlerin ne kadar arttırılıp ya da azaltılacağını göreceğiz. Biz de ona göre bir karar alacağız. Ofisimizi dezenfekte ettik beklemedeyiz. Ama gayrimenkul profesyonellerimiz tamamen dijital hizmet veriyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +İnternet üzerinden müşterisiyle iletişim kuran Mümtaz Önal'dan görüntü,Mümtaz Önal ile röportajAnons.Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

===========================

Litresi 7 bin lira olan 'propolis' yok satıyor BAL arıları tarafından çiçeklerin öz sıvılarından toplanan macun kıvamındaki propolis, bir dizi işlemden geçirilerek sıvılaştırıldıktan sonra litresi 7 bin liraya satılıyor. Virüslere karşı koruyan ürüne artan ilgi nedeniyle arıcılar erken açtıkları kovanlardan propolis toplamaya başladı. Uzmanlar ise koronavirüs nedeniyle talebin arttığı propolise karşı sahtecilik uyarılarında bulunuyor.

Türkiye'de de görülen koronavirüs salgını nedeniyle bağışıklık sistemlerini güçlendirmek isteyenler, doğal ve organik ürünlere yöneldi. Bu ürünler arasında arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarındaki öz sıvılarından topladığı güçlü antioksidan etkilere sahip olduğu bilinen propolis isimli macun kıvamındaki ürün, en çok tercih edilenler arasında yer alıyor. Bir dizi işlemden geçirilerek sıvılaştırılan ve litresi 7 bin liraya alıcı bulan propolis bağışıklık sistemini güçlendirdiği insanları virüslere karşı koruyor. Türkiye'de az miktarda üretilen gerçek propolis ise yok satıyor. Arıcılar, yoğun talep nedeniyle erkenden açtıkları kovanlardan propolis toplamaya çalışıyor. Uzmanlar son günlerde koronavirüs nedeniyle talebin arttığı propolis ürünlerine karşı sahtecilik uyarılarında bulunuyor.

Propolis üretimi yapan kimya mühendisi Akın Sinan Kamiloğlu, arının ürettiği 15'e yakın üründen biri olan propolisin kovanın dezenfektanı olduğunu söyledi. Kamiloğlu, "Arılar, ağaçların dallarından, tomurcuklarından, yapraklarından reçinemsi maddeyi alarak bunu kovana taşıyor, kendi enzimleriyle bunu karıştırarak propolis yapıp kovanda kendi güvenliği için kullanıyor. Propolisin, kovanlardan hijyenik bir ortamda alınması gerekiyor. Kazıma yöntemiyle ve kurulan özel tuzaklarla propolisi topluyoruz. Ham propolisi elde ettikten sonra buzlukta 2-3 gün bekleterek kırılgan bir yapıya dönüşmesine sağlıyoruz. Öğütüp toz haline getirdikten sonra, dünya standartlarının kabul ettiği ölçüde, yani 30 gram propolise iki katı kadar etil alkol veya zeytinyağı katarak çözdürüyoruz. 10-15 gün boyunca bu karışımı sürekli çalkalıyoruz, sonra özel filtre kağıtlarından süzerek propolisi elde ediyoruzö dedi.

'BİR KOVANDAN 200 GRAM PROPOLİS ÇIKIYOR'

Propolisin insan kilosuna göre 10 kiloya bir damla şeklinde uygulandığını anlatan Kamiloğlu, "Kullanırken suyun içerisine koymamak lazım. Suda hemen ayrışmaya başlıyor, bu suyu içtiğiniz zaman herhangi bir fayda sağlaması mümkün değil. Arıcılar olarak önerimiz balın üzerine koymaları ya da bir ekmek dilimi üzerine damlatılarak tüketilmesidir. Vatandaşlara tavsiyemiz bildikleri güvendikleri yerlerden propolis alsınlar. Sahte ürünlerle karşılaşabileceği gibi yüzde 30 standarda sahip olması gerekirken ürünlerin yüzdelik değerinin ne olduğu bile bilinmiyor. Yüzdeliği 10-20'lik yapanlar var, bunun insan sağlığına faydası ne kadardır tartışılır. Propolis fiyatında piyasada inanılmaz dalgalanmalar var. Normalde fiyatı 20 mililitresi 60-70 lira arasında olmalı. Daha ucuzsa içindeki propolis oranı daha düşük demektir. Bir kovandan yılda, kazıma tekniğiyle, kurulan özel tuzaklarla 200 gram civarında propolis alabiliyoruz. İşlemlerden geçtikten sonra propolis litresi 6- 7 bin liradan alıcı buluyorö ifadelerini kullandı.

'PROPOLİS BİZİ KORUYOR'

Bal üreticisi Mustafa Memoğlu, propolisin antibiyotik olduğunun uzmanlar tarafından ifade edildiğini belirterek, "Arı, kovanını soğuklardan korunmak, içeriye başka haşerelerin girmesinin önüne geçmek için kovanında gördüğü boşlukları propolisle kaplıyor. Arının kovanı korumak için yaptığı bu propolisi şimdi biz kullanarak vücudumuzu koruyoruz. Aslında propolisi toplayabilmek için havalar soğuk olduğundan mevsim biraz erken. Biz gelen taleplerden dolayı mecbur kalarak kovanlarımızı açıyoruz ve propolis topluyoruz. Dünyanın karşı karşıya kaldığı bir virüs var ve bu virüs ile mücadeleye propolisin antibiyotik özelliği ile katkı vermek için propolisleri talep edenlere ulaştırıyoruz. Propolisler işlendikten sonra yenebilir hale geliyor ve tüketiciyle buluşuyor. Bizim tavsiyemiz propolisleri güvendikleri yerlerden almaları, çünkü her işin bir sahteciliği olduğu için propoliste de bu durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz" dedi.

'PROPOLİS BULAMIYORUZ'

Artan taleple beraber ellerinde propolis kalmadığını söyleyen şarküteri sahibi Güven Serkan Sarı "Son dönemlerde propolise yoğun bir ilgi var. Bunda dünyayı etkisi altına alan virüsün etkisi çok fazla. İnsanların bağışıklık sistemi güçlendirmek için propolis kullanmaya başladı. Propolis çok fazla üretilebilen bir madde değil, talep çok fazla. Bu talebin hepsini karşılamak mümkün değil şu an elimizde de kalmadı bizim zatenö diye konuştu.

Propolis alan Gonca Kanal ise "Koronavirüs nedeniyle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için her türlü doğal ürünleri kullanmayı arttırdık. Propolis de ilk başta tercih ettiğimiz ürünlerden biri. Güvendiğim yerlerden almayı tercih ediyorum" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü+-Kovanlardan detaylar-Kovandan propolıis çıkarılması-Bal üreticisi Mustafa Memoğlu'nun kovandan propolis kazıması-Propolis hammaddesı ve  propolisten detaylar-Röportajlar-Muhabir anonsu (Arzu ERBAŞ) HABER KAMERA: : Arzu ERBAŞ - Mehmet Can PEÇE/RİZE=========================================

Koronavirüse karşı antibakteriyel boya önerisi BURSA Boya ve Dekorasyoncular Odası Başkanı Ferhat Daysalı, koronavirüsle mücadele kapsamında, ev, okul, cami, belediye gibi toplu kullanılan yaşam alanlarının, bakteri ve virüslerin duvarda tutunmasını engelleyen antibakteriyel boyalarla boyanması söyledi.

Bursa Boya ve Dekorasyoncular Odası Başkanı Ferhat Daysalı, koronavirüs salgının ardından gelinen süreçte, evlerin antibakteriyel boyalarla boyanması gerektiğini söyledi. Boyanın dekorasyon amaçlı değil hijyen amaçlı yaptırılması gerektiğini vurgulayan Daysalı, özellikle koronavirüsle mücadele aşamasında evlerin antibakteriyel boyalarla boyanmasının önemli olduğunu vurguladı.

Doğal gazın yaygınlaşması ve silikonlu boyaların ortaya çıkmasıyla son 15 yılda evlerin boyanma süresinin ortalama 2 yıldan 8 yıla çıktığını dile getiren Ferhat Daysalı, "Bu, toplumumuzun boyayı hijyen aracı olarak görmediğini anlıyoruz. Boyalar renk değiştirme, dekor amaçlı kullanılmaya başladı. Hijyenden uzak, tamamen görsele dayalı bir makyaj türü olarak görülüyor. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz. Boya hijyen amaçlı yapılan bir argümandır" dedi.

OKULLAR, CAMİLER, BELEDİYELER BU BOYALARLA BOYANMALI

Boyaların duvarlarda virüs ve bakterilerin tutunmasını önlediğini anlatan Ferhat Daysalı, "Zararlı bakterilerin oluşumunu, üremesini, tutunmasını engelleyen boya türleri var. Bu boyalar Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliği kapsamında üretilen ve ruhsatlandırılan boyalardır. Dolayısıyla her türlü iç mekanda tavsiye ettiğimiz ürünlerdir. Uzun bir süre duvarda bakterilerin, virüslerin tutunmasını engelleyen yüzde 100'e kadar da kalıcı etki yaratan boya türleridir. Bütün boyaların içinde çeşitli kimyasallar var. Antibakteriyel boyaların içindeki kimyasallar diğerlerine oranla daha farklı. Toplum sağlığını önceleyen kimyasallardan oluşuyor. Bu boyaların özelliği, insan sağlığını gözeten karışımlar olmasıdır. Diğer boyalarla arasında fiyat farkı da yok. Silikonlu boya neyse hijyenik boyaların fiyatı da o. Özellikle okullar, hastaneler, kreşler, devlet kurumları, belediyeler ve özellikle camilerin bu boyayla boyanmasında fayda var diye düşünüyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +-----------------------Boyalardan detaylar-Duvarın boyanmasından detaylar-Genel detaylar

-Haber: Semih ŞAHİN - Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR/BURSA, =========================================

Koronavirüs endişesi evcil hayvan otellerini doldurdu ADANA'da, koronavirüs salgını nedeniyle evlerinden çıkmayan evcil hayvan sahipleri, can dostlarının bakımı ve ihtiyaçlarının aksamaması için veteriner hekim gözetimindeki evcil hayvan otellerine bırakmaya başladı. Evcil hayvan otellerinde yoğunluk yaşanmaya başladı.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan Türkiye'de de etkisini göstermeye başlayan koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşlar, yetkililerin uyarıları doğrultusunda evden çıkmamaya başladı. Riskli grup olan 65 yaş üzerindeki vatandaşların sokağa çıkması ise yasaklandı. Evcil hayvan sahipleri, evlerinden çıkmayınca, bakımlarının aksamaması için hayvanlarını hayvan otellerine vermeye başladı. Vatandaşlar, evcil hayvanlarını gezdirmek, tuvalet gibi ihtiyaçlarının karşılanması için can dostlarını veteriner hekim gözetimindeki evcil hayvan otellerine bırakıyor.

Çukurova ilçesindeki Karaisalı yolunda 22 dönüm alanda 36 yatak kapasitesiyle hizmet veren evcil hayvan otelinin ortaklarından Mehmet Ali Efe, normal şartlar altında kış ve ilkbaharda sezonun ölü geçtiğini ancak koronavirüs nedeniyle hayvanlarının iyi hizmet almasını isteyen vatandaşların talebi üzerine yatak kapasitesini artırmayı planladıklarını söyledi. Koronavirüse karşı otelde dezenfeksiyon çalışmalarının düzenli olarak yapıldığını ve hayvan sahiplerinin bile ziyaretinin kabul edilmediğini kaydeden Efe, hayvanların 'pet taksi' ile evlerinden alınıp otele getirildiğini ve hizmet sonunda tekrar evlerine bırakıldığını anlattı.

RİSKİ MİNİMUMDA TUTUYORUZ

Efe, otelde konaklayan evcil hayvanların evde gördükleri hizmetin birebir aynısından biraz daha fazlasını sağladıklarını vurgulayarak şunları söyledi:

"Mama saatleri, kullanılması gereken ilaçlar, gezme saatleri, oyun saatleri, hepsi burada dikkate alınıyor. Bir şehirde, bahçede ya da parkta ne gerekiyorsa burada fazlasıyla yapılıyor. Salgının ilk ortaya çıktığı zamanlarda haftada 8-10 randevumuz oluşurken bu sayı günde 5-6'ya çıktı. İnsani açıdan bu virüs yüzünden oldukça üzüntülüyüz ama salgından küçük dostlarını korumak, bakımlarının, ihtiyaçlarının olduğu gibi devam etmesini isteyen hayvan sahipleri için burası uygun ve konsept bir alan. Doluluk oranımız yüzde 100'e ulaşmak üzere. Diğer pet otellerinin yanı sıra veteriner hekim kliniklerinin de hareketlendiğini duyuyoruz. Bu alanı izole tuttuğumuz için riski minimumda tutuyoruz. Alanımızda haftada 4 gün dezenfeksiyon işlemi yapılıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +-------------------------------Köpeklerin görüntüsüEvcil hayvan otelinin ortaklarından Mehmet Ali Efe ile röp.Kadın veterinerin kucağındaki köpekPet taksi'nin görüntüsüOteldeki hayvanlardan görüntülerMehmet Ali Efe ile kadın veterinerin açık havada hayvanlarla ilgilenmesiGenel görüntüler

Haber: Nuri PİR-Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,==================================

Koronavirüse rağmen kayak keyfi DÜNYAYI tehdit eden koronavirüsa rağmen kayak severler Palandöken'e çıktı. Evden çıkılmaması konusunda yapılan tüm uyarılara rağmen Palandöken'in pistlerini dolduran tatilciler, "Hava mis gibi. Korona burada yaşamaz. Tedbir açısından en mantıklı yer burası" diyerek kayak keyfi yaşadı.

Kar kalitesi, uzun pistleri, yakıcı güneşi, doğası ve son teknoloji tesisleriyle kış turizmin gözde kayak merkezlerinden Palandöken, küresel hastalıkla mücadele kapsamında alınan tedbirlere rağmen tatilcilerin uğrak yeri oldu. Yaklaşık 1 metre karın olduğu Palandöken'i dolduran kayak severler, koronavirüsten korunmak için en iyi yerin Palandöken olduğunu öne sürdü. Kent merkezine 5, hava limanına 15 dakika uzaklıktaki Palandöken Kayak Merkezi'ne gelen tatilciler, deniz seviyesinden 3 bin 176 metre yükseklikte karlı doruklarda kayak yapmanın keyfini çıkarıyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler içerisinde yetkililerin önemle 'evde kalın' uyarılarına rağmen Palandöken'e çıkan tatilcilerden Erol Bey, "Burası daha emniyetli, daha güzel. Tavsiye ederim gelsinler buraya. Kapalı değil açık hava, Aralarda 10 metre fark var. Milletimizde moralini bozmasın, hayat devam ediyor. Allah'ın izni ile hiçbir şey olmaz" diyerek her türlü riske karşı kayak yapmanın keyfini yaşadı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +--------------------------------Palandöken kayak merkezinden detay -Kayak yapanlardan detay -Kayak yapan vatandaşlar ile röp-Kızakla kayan çocuklardan detay

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,====================================

Hasta buzağıları bidondan yaptığı kayak ile taşıdı ERZURUM'da Palandöken Kayak Merkezi yakınlarında yaşayan besici Ramazan Seylan, yollar kapalı olunca hastalanan iki buzağısını veterinere götürmek için ilginç bir yönteme başvurdu. Seylan, bir bidonu ikiye bölüp, buzağıları içine yerleştirerek araçların ulaşabildiği bölgeye getirdi. Pistlerde kayak yapanlar, o anları şaşkınlıkla izledi.

Palandöken Dağı'nın eteklerinde besicilik yapan evli ve 9 çocuk babası Ramazan Seylan'ın iki buzağısı hastalandı. Seylan, yollar kapalı olunca, buzağılarını veterinere götürmek için ilginç bir yönteme başvurdu. Ramazan Seyhan, büyük bir bidonu ikiye böldü. Buzağıları battaniyeye saran Seylan, daha sonra onları, bidon parçalarının içine yerleştirip, Palandöken'den aşağıya doğru kaydırarak, indirdi. Bu sırada pistlerde kayak yapanlar, o anları şaşkınlıkla izledi. Ramazan Seylan'ı pistte durduran birçok kişi, buzağılara hatıra fotoğrafı çektirdi. Çocuklar ise onları severek büyük ilgi gösterdi.

Ramazan Seylan, Palandöken'in girişinde kendisini bekleyen bir yakınının kamyonetine buzağılarını koyarak veterinere götürdü. Seylan, "Palandöken mezarsında yaşıyoruz. Evlerimiz Kayak Merkezi'nin hemen yanında. İshal olan iki buzağıyı tedavi ettirmek için veterinere götürmem gerekiyordu. Ancak yolumuz kapalı olduğu için onları büyük bir plastik bidonunu ikiye kesip içlerine bıraktım. Yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıktan çeke çeke getirdim" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +--------------------------------Buzağıların bion inçerisine konulup getirlmesi (Cep telefonu görüntüsü)-Kayak pisti içerisinde bidonların içeerisinde buzağıları getirmesi-Bidonların içinde battaniyeye sarılı buzağıların getirilmesi-Buzağıları aracına bindirmesi-Ramazan Seylan ile röp-Buzağıları tekrar bidonlarla kayak merkezinden evine götürmesi-Kayakçıların çektiği görüntüler

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,====================================

Taşbaba heykelini bulan baba-oğula teşekkür plaketi ERZURUM'un Şenkaya ilçesine bağlı Ormanlı Mahallesi'nde taşbaba heykelini teslim eden baba Aytaç Alver ile oğlu Sinan Alver'e Kültür ve Turizm İl Müdürü Cemal Almaz, teşekkür plaketi verdi. Almaz, elinde bu tür eser bulunan tarihi eserleri Müze Müdürlüğü'ne teslim etmeye çağırdı.

Şenkaya ilçesi Ormanlı Mahallesi'nde oturan Aytaç Alver, 2 Şubat günü arazide bulduğu taş heykeli öğretmen oğlu Sinan'a gösterdi. Sinan Alver'in durumu bildirmesi üzerine mahalleye giden Müze Müdürü Hüsnü Genç başkanlığındaki heyet, taş heykelin yaklaşık 2500 yıl önce Kıpçak Türklerinin mezar taşı olarak kullandıkları 'taşbaba' olduğu belirlendi. Taşbaba heykeli uzmanlarca teslim alınarak Erzurum Müze Müdürlüğü'ne getirildi.

Erzurum Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, taşbaba heykelini bulan Aytaç Alver ve öğretmen oğlu Sinan Alver'i makamında misafir etti. Heykeli teslim ettikleri için baba oğula teşekkür ederek plaket veren Almaz, elinde bu tür eser bulunan vatandaşların da müzeye teslim etmelerini istedi.

Taşbaba heykelinin önemine dikkat çeken Almaz, "Taşbaba dediğimiz bu eser önümüzdeki onlarca yıl içinde birçok akademik çalışmanın kaynağı olacak. Birçok akademik bilginin silinip, yeniden yazılmasını sağlayacak. Bu eserle 2 bin 500 yıldır Türkler burada diyebiliriz. Bu çok önemli bir cümle. Biz 1071'den sonra buraya geldik, ama ondan önce en azından ticari olarak buradaydık, kültür olarak buradaydık, kabile, boy olarak buradaydık. Bu konuda bilim insanları kitaplar, makaleler yazacak" diye konuştu.

'TAŞ ESERLERİN MÜZESİNİ YAPIYORUZ'

Taşbaba heykeliyle birlikte yaklaşık 450 taş heykelin toplandığını belirten Almaz, taş eserleri müzesi için de ilk adımların atıldığını söyledi. Yazıtlar, kitabeler, mezar taşları, lahitler, İslam öncesi ve sonrası dönemlerine ait 450 eser toplandığını ifade eden Almaz, şunları söyledi:

"Bu eserleri arkadaşlar tespit edip, kendileri alıp getiriyorlar. Şu an Aziziye Belediyesi'nin deposunda topladık, toplamaya devam ediyoruz. Eserlerimiz çoğaldı, şimdi merkez Yakutiye ilçesi Paşalar Caddesi'ndeki eski müze binasının yerine yenisini yapacağız. Eski müze binasını taş eserleri müzesi olarak inşa edeceğiz. Bu müzenin en önemli nişanelerinden birisi taşbaba olacak. 450 eser var ama elinde eserleri tutup saklayan güvenilir bir yer bulup vermek isteyen bir sürü vatandaşımız var. Buradan gelecek eserlerle buradaki taş eserler 600'ün altına düşmeyecek. Bu müzemiz belki dünyada ismi anılacak büyük bir taş eserler müzesi olacak. Müze binasını projelendirdik, ödenek konusunda ilk adımları attık. Bu yazın başlatmak istiyoruz. Taş eserler müzesi olacak, insanlar gelecekler, bizim kültürümüzün nasıl süreç geçirdiğini görecekler. Çünkü bunlar bir kimlik kartı."

4'ÜNCÜ TAŞBABA HEYKELİ

Müze Müdürü Hüsnü Genç, taşbabanın Türkiye'de bulunan 4'üncü heykel olduğunu belirterek, "Bu tür eserler ülkemizde çok değil. Bunlar bizim milli kültürümüzün mührü, tapusu, burada olduğumuzu gösteren somut deliller. Bu ülkemizde bulunan 4'üncü taşbaba" dedi.

Arazide buldukları taş heykelin bu kadar önemli olacağını hiç düşünmediğini söyleyen Aytaç Alver, "Ben heykeli bulduktan sonra öğretmen oğluma söyledim. O da uzmanlarla görüştükten sonra bu taşın önemli bir heykel olduğunu öğrendik. Benim için çok gurur verici oldu" diye konuştu.

Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, taşbaba heykelini bulan Aytaç Alver ile taşı inceleyerek müzeye getiren Müze Müdürü Hüsnü Genç, Aziziye Belediyesi Taş Eserleri Müzesi Koordinatörü Oğuzhan Türk ve araştırmacı Ömer Faruk Kızılkaya teşekkür plaketi verdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+--------------------------------Taş baba heykelinden detay -Heykelin etrafında toplalan vatandaşlar-Müze müdürü ve yetkililerin taşı incelemesi-Taşın araca bindirilerek götürülmesi-Baba ve oğulun İl Kültür Müdürü Cemal Almaz'ı ziyaret etmesi-Cemal Almaz'ın konuşması -Müze Müdürü Hüsnü Genç ile röp-Aytaç Alver'in ile röp-Sinan Alver ile röp-Baba ve oğula plaket verilmesi

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,======================================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement