Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 5

1 - BEYOĞLU'NDA OKULUN PENCERESİNDEN ATLADIĞI İDDİA EDİLEN KIZ ÖĞRENCİ ÖLDÜ (3)Zeki GÜNAL / İstanbul DHABeyoğlu'nda bulunan bir lisenin penceresinden atladığı iddia edilen 14 yaşındaki kız öğrenci N.K. öldü.

13.11.2017 18:33
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1 - BEYOĞLU'NDA OKULUN PENCERESİNDEN ATLADIĞI İDDİA EDİLEN KIZ ÖĞRENCİ ÖLDÜ (3)

Zeki GÜNAL/ İstanbul DHA

Beyoğlu'nda bulunan bir lisenin penceresinden atladığı iddia edilen 14 yaşındaki kız öğrenci N.K. öldü.

Olay, Fındıklı'da bulunan bir meslek lisesinde saat 16.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, 14 yaşındaki 9.sınıf öğrencisi N.K., arkadaşlarının gözü önünde okulun penceresinden atladı. Bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, genç kızın öldüğünü belirledi. Polis inceleme başlatırken öğrenciler okul dışına çıkarıldı. Okul tatil edildi. İçeriden çıkan öğrencilerin olayın şokuyla gözyaşı döktükleri görüldü. Cep telefonuna sarılan öğrencilerin olayı yakınlarına bildirdikleri kameralara yansıdı. Olay yeri inceleme ekipleri, okul ve çevresinde inceleme yaptı. İncelemelerin sona ermesinin ardından genç kızın cenazesi ambulansla Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-Okuldan görüntüler

-Okul dışına çıkarılan öğrenciler

-Gözyaşı döken öğrenciler

-Cep telefonuyla yakınlarını arayan öğrenciler

-Polis ekipleri

-Olay yeri inceleme ekipleri

-Ambulansın çıkışı

==========================

2 -(GENİŞ HABER)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: İSMAİL BEY'İN ADAYLIĞINI SİZLER GİBİ YENİ ÖĞRENMİŞ BULUNUYORUM

Murat ÇAKIR - Hakime TORUN-İbrahim YILDIZ/İSTANBUL,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Meclis Başkan adayının İsmail Kahraman olmasına ilişkin bir soruya "İsmail bey değerli bir milletvekili arkadaşımız, dostumuz. Meclis Başkanlığı'na adaylık hususu her milletvekilinin kendi tercihidir. Aynı şekilde şu anda İsmail bey'in adaylığını sizler gibi yeni öğrenmiş bulunuyorum" dedi.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye konusunda yaptığı ortak açıklamayı değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ifadeleri anlamakta güçlük çekiyorum. Obama'nın gelişinden önce 'geliyorum Irak'ta kalmayacağız, Irak'ı tamamen boşaltacağız' dediler. Boşaltılar mı boşaltmadılar. Şu anda Irak'ta halen var mı var? Dünya ahmak değil bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aralarında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve bakanların bulunduğu bir heyetle Rusya, Kuveyt ve Katar'ı kapsayan ziyaretlerin ilk durağı olan Soçi'ye gitti. Erdoğan, Soçi yolculuğu öncesi Atatürk Havalimanı'nda Suriye başta olmak üzere gündeme ilişkin konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

AMERİKA'NIN TIRLARLA GETİRDİĞİ SİLAHLAR VAR

Basın mensuplarının Trump ve Putin'in Vietnam'da yaptığı ortak açıklamayı hatırlatmaları  üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan,  şöyle konuştu:

"Ben bu ifadeleri anlamakta açıkçası zorlanıyorum. Yani askeri çözüm mümkün değil dediler. Öbür tarafta merkezi yönetimin askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona yaklaştı. Nasıl oluyor bu iş?. Eğer askeri çözüm söz konusu değilse çeksinler askerlerini. Orada Türkiye'nin askeri yok ki. Orada onların bütün güçleri var. Çeksinler askerlerini, siyasi yönteme başvurulsun. Bu siyasi yönteme başvurulmak suretiyle bir an önce hep birlikte orada seçime gitmenin yolları aransın. Şu 7-8 yıl içerisinde bu yönteme başvuruldu mu ? Bunu sayın Putin ile konuşacağız, Dünyayı aldatma yöntemlerine gitmeyelim. Artık bu bölgeyi en iyi tanıyan biziz. Bu süreç içerisinde 15 yıldır biz bu bölgede olanı biteni A'dan Z'ye en ideal şekilde bilen biziz. Şu 7 yıllık Suriye olayı 15 yılı biraz daha aştığı Irak olayı bunların hepsini biliyoruz. Biz Irak'a Amerika'nın girmesini istememiştik. Gelin bu işi diplomatik yollardan çözelim dinlemediler ve girdiler. Sonra Obama'nın gelişinden önce 'geliyorum Irak'ta kalmayacağız Irak'ı tamamen boşaltacağız' dediler. Boşaltılar mı boşaltmadılar. Şu anda Irakta halen var mı var. Dünya ahmak değil bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor. Şu an da Amerika'nın Suriye'nin kuzeyinde 5 üssü var. Şimdi bir de Rakka'ya hazırlıyorlar bunun dışında 8 tane üssü var. Rusya'nın 5 üssü var. Bunlar ortada bu gerçekleri nereye koyacağız. Sadece Amerika'nın Suriye'ye zırhlı taşıyıcı olarak 3 bin 500'ü aşkın tırlarla getirdiği silahlar var. Askeri yöntem değilse bunlar ne kime geliyor bunlar?"

DEVREYE SOKMAK İSTİYORUZ

Rusya'dan alınması planlanan S400 ile ilgili de açıklamalarda bulanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuda anlaşma imzalandı. Biz bazı teknik konuları da bu seyahatimizle kendileriyle görüşeceğiz. Ama bunun dışında zaten milli savunma bakanımız, savunma sanayi müsteşarımızı muhataplarıyla görüşüyorlar. Bir an önce  onu devreye sokmak suretiyle adımları atmak istiyoruzö dedi.

YARDIMLAR HABUR SINIR KAPISINDAN GİRİŞ YAPTI

Kuzey Irak'ta meydana gelen depreme ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün gece Kuzey Irak'ta meydana gelen depremden dolayı başta bölgedeki kardeşlerimiz olmak üzere tüm Irak ve İran halkına geçmiş olsun, diyorum, ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Felaketin hemen ardından ilgili kuruluşlarımızı bölgeye  sevk ettik. AFAD, Kızılay ve diğer birimlerimiz şu anda arama kurtarma çalışmalarına destek oluyorlar. AFAD ve Kızılay'ın koordinasyonunda 50 TIR'lık yardım konvoyu Habur'dan Irak'a şu anda girişi yapmış bulunuyor.  İlaç, battaniye, çadır gibi acil ihtiyaçlar noktasında gereken her türlü desteği veriyor vermeye devam edeceğiz. Türkiye bu tür zamanlarda her zaman bölgedeki kardeşlerinin yanında yer almıştır. Tüm kurumlarımıza yaraların sarılması konusunda gerekli talimatlar verilmiştir. Temennimiz can kayıplarının daha da artmaması istikametindedir" diye konuştu.

İSMAİL BEY'İN ADAYLIĞINI SİZLER GİBİ YENİ ÖĞRENMİŞ BULUNUYORUM

AK Parti'nin Meclis Başkan adayının İsmail Kahraman olmasıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, "İsmail bey değerli bir milletvekili arkadaşımız, dostumuz. Meclis Başkanlığı'na adaylık hususu her milletvekilinin kendi tercihidir. Aynı şekilde şu anda İsmail beyin adaylığını sizler gibi yeni öğrenmiş bulunuyorum. Bana düşen hayırlı olsun demektir. Benim oy kullanma yetkim de yok. Sadece partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanıyım" diye yanıt verdi.

2 BİN KİLOMETRELİK ALAN KONTROL ALTINDADIR

Rusya Başkanı Putin ile Suriye konusunu bir görüşme yapacaklarını belirten Erdoğan şunları söyledi:

"Suriye'ye 911 kilometre sınırı olan ülke biziz. Bu kadar uzunca sınırı olan başka bir ülke yok. Tacizin yanında sürekli olarak tehdit alan ülke bizim şehirlerimiz. Bu konuları biz Rusya ile başta Sayın Putin olmak üzere defalarca görüştük. Bunun yanında da koalisyon güçleriyle de görüştük görüşüyoruz. Koalisyon güçlerinden kastım başta Amerika olmak üzere Almanya, Fransa bunlarla da görüştük. Çünkü Suriye dediğimiz zaman akla sadece İdlip gelmiyor. Biliyorsunuz önce bizim Cerablus operasyonumuz Fırat Kalkan harekatı içerisinde olmuştur. 2 bin kilometre karelik bir alan Fırat Kalkan harekatı çerçevesinde kontrol altındadır. Aslında Fırat doğusuna gitmesi gerekenler Fırat'ın doğusuna gitmemiştir. Verilen sözlere rağmen şu anda örneğin Münbiç bir Arap şehridi, boşaltılmamıştır. Münbiç boşaltılmadığı gibi terör örgütü orada bir işgalci olarak durmaktadır. Merkezi yönetim Rusya ve bizler de orayı kontrol altında gözetim altında tutmaktayız. Şu anda gündemimizde olan ağırlıkta olan İdlip'tir. Halep'ten biliyorsunuz göç olduğu zaman Halep'te göç edenler sınır olduğu için İblip'e geçmişlerdir. Orada çok ciddi bir anlamda yaşamda sıkıntı var. İdlip'de siviller zaman zaman tacize uğramaktadır. Onun için Rusya ile bizim şuan da İblip'te ortak bir çalışmamız söz konusu. Sınırları birlikte güvence altına almış durumdayız. Tabii İdlip'le birlikte Afrin bizim sınırlara komşu olan iller. Orada da farklı bir durum söz konusu. Afrin'in içindeki demografik yapıya baktığımız zaman bize müzahir olan etnik unsurlar da var ama karşı olanlar da var. YPG, PYD bunlarında burada belli bir yapısı var. Bütün bunlara rağmen biz Afrin'in zaman zaman bize karşı olan tacizini göz ardı edemeyeceğiz. Gerekli adımları atmakta kararlıyız. Burada da yine Türkiye olarak biz Rusya ile müşterek adım atmanın görüşmelerini kendileriyle yaptık onların buradaki olumlu yaklaşımları bizim bu planımızı her an uygulamaya çok daha değişik şekilde sokmamıza fırsat veriyor."

SON TİCARİ KISITLAMALARDA EN KIZA ZAMANDA KALKIYOR

Rusya'ya yapacağı ziyaretle ile ilgili de Erdoğan şöyle konuştu:

"Özellikle ticari ve ekonomi ilişkilerimiz başta olmak üzere Suriye'deki son gelinen noktaları değerlendireceğiz ve ne gibi adımlar bundan sonra atmamız gerekiyor onların üzerinde hassasiyetle duracağız. Tabii Rusya ile ticaret hacmimizi hedef olarak 100 milyar dolar olarak belirlemiştik ve bu hassasiyetimizi korumaya devam ediyoruz. Bu hedefin önündeki engellerin büyük bir oranda kaldırıldığını burada söyleyebilirim. Geriye kalan son bazı ticari kısıtlamaları da inşallah kısa zamanda kaldırıyoruz. Sayın Putin'e vize muafiyetinin yeniden tesisi yönündeki beklentimizi tekrar ileteceğim. Turizm'de müspet bir çizgimiz var. Bu yılın ilk 9 ayında 4 milyonu aşkın Rus turisti ülkemizde ağırla imkanlarımız oldu. Diğer başlıklarda da bu seviyeye ulaşmak istiyoruz. Enerji anlamında yakın işbirliği halindeyiz. Türk akım projesi hızla ilerliyor. Akkuyu nükleer enerji santralinin de 2023 yılında faaliyete geçmesi için çalışmalarımız sürüyor."

İKİ ÜLKE ARASINDA BAĞLARI PERÇİNLEŞTİRDİK

Erdoğan, Kuveyt ziyaretiyle ilgili olarak da şunları söyledi:

"Kuveyt ile çok yakın dostluk kardeşlik bağlarımız malum var. Attığımız adımlarla bu bağları daha perçinleştirdik ve güçlendirdik. Özellikle müteahhitlik sektöründe şu anda müteahhit firmalarımızın orada iş yapmaları bizim için önemli bir imkan. 2017 yılı Kuveyt'le ilişkilerimiz de müstesna bir yıl oldu. Orada Kuveyt vatandaşlarının, yatırım, ikamet ve turizm amaçlı ülkemize yönelik ilgilerini daha da artırılması imkanlarını da konuşacağız. Suriye, ortak komşumuz Irak ve Yemen gibi ülkelerdeki son gelişmeler, Filistin meselesi ve terörizmle mücadele konusunda görüş alışverişinde bulunacağız.  Bildiğiniz gibi körfez işbirliği konseyi içindeki kriz maalesef devam ediyor. Kuveyt bu krizin çözümü için üstlendiği arabuluculuk rolünü sürdürüyor. İslam İşbirliği Teşkilatı zirve dönem başkanı olarak biz de meseleyi hal yoluna koymak için aktif bir diplomasi yürüttük. Kuveyt'in arabuluculuk çabalarına destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. Krizin uzadığı her gün bölgemiz için büyük bir kayıp. İnşallah bu ziyaretimizde krizin aşılması için neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunacağız."

KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRIYORLAR

Katar ziyareti hakkında da konuşan Erdoğan, "Türkiye-Katar Yüksek Strateji Komite üçüncü toplantısı için Katar'a gideceğiz. Komite toplantısı nedeniyle müzakeresi tamamlanan anlaşmaları imzalayacağız. Ekonomik, ticari ve yatırım işbirliği önemli gündem maddelerimizi teşkil ediyor. 2016 yılındaki 710 milyon olan ticaret hacmini daha da artırmak istiyoruz. Özellikle savunma sanayi, enerji, ulaştırma, gıda güvenliği ve sağlık gibi alanlarda yeni adımlar atmamızı özellikle planlıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar'da konuşlanması süreci devam ediyor. Bu süreç bizim Katar'ın ve genel olarak körfez ülkelerin güvenliğine verdiğimiz önemin işaretidir. Maalesef bir süredir bölgede kardeşi kardeşe kırdırma siyaseti izleniyor. Bunun da kimler tarafından tedavüle konulduğunu çok iyi biliyoruz. Aslında dünya da çok iyi biliyor. Bölgemizdeki liderlerin basiretle, ferasetle, aklıselimle hareket ederek bu oyunu bozması şarttır" dedi.

Görüntü dökümü

-Erdoğan'nın konuşması

-Detaylar

13.11.2017 - 15.24 Haber Kodu : 171113098

13.11.2017 - 15.13 Haber Kodu : 171113086

13.11.2017 - 15.12 Haber Kodu : 171113085

13.11.2017 - 15.09 Haber Kodu : 171113084

=========================

3- İSTİNAF MAHKEMESİ, BARBAROS MURATOĞLU'NUN HAPİS CEZASINI KALDIRIP BERAATİNE KARAR VERDİ

Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA

İstinaf Mahkemesi, Doğan Holding Ankara İdari Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun, "Silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan aldığı 2 yıl 1 aylık hapis cezasına ilişkin yerel mahkemenin kararını kaldırarak beraatine karar verdi.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Doğan Holding Ankara İdari Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun "Silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan aldığı 2 yıl 1 aylık hapis cezasına ilişkin yerel mahkemenin kararını bozdu.

2. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Muratoğlu'na verilen 2 yıl 1 aylık hapis cezasını istinaf eden avukatların talebini incelemeye aldı.

Daire, inceleme sonucu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Muratoğlu'na verdiği hapis cezasını kaldırdı. Daire, oybirliği ile Muratoğlu'nun beraatine karar verdi.

Daire tarafından yazılan 4 sayfalık beraat kararında, Barbaros Muratoğlu'nun, FETÖ/PDY avukat yapılanmasına dahil olan kişilerle çalıştığı kurum adına vekalet ilişkisi kapsamında görüştüğü, suç örgütünün amaçları doğrultusunda özel kasıtla hareket etmediği belirtildi.

'SUÇUN UNSURLARININ OLUŞMADIĞI GÖRÜLMEKTEDİR'

Terör örgütüne yardım etme suçunun unsurlarının olayda bulunmadığı görüşüne yer verilen beraat kararında, FETÖ/ PDY avukat yapılanmasına dahil avukatlar ile kurulan ilişkinin serbest meslek makbuzu karşılığında kurulduğu, stopaj ve KDV'sinin ödendiği belirtilerek, "Avukatlık hizmet bedelinin suç örgütünün amaçlarını gerçekleştirmek için verilmediği, şirketin kendi çıkarları doğrultusunda vekalet ilişkisinin kurulması nedeniyle olayda bulunması gereken suç örgütüne yardım özel kastı ile hareket edilmediği anlaşılmakla suçun unsurlarının oluşmadığı görülmektedir" denildi.

Yargılama sonucu sanığın örgütün hiyerarşik yapılanmasına dahil olmadığının belirlendiği belirtilen beraat kararında, sanığın örgütle irtibatlı kişilerle görüşmelerinin örgüte yardım kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.

BERAAT KARARI OYBİRLİĞİ İLE ALINDI

Bu nedenlerle yerel mahkemece kurulan 2 yıl 1 aylık hapis cezasına ilişkin kararın kanuna aykırı olduğu belirtilen beraat kararında, sanığın avukatlarının istinaf başvurularının yerinde olduğu, sanığın iddia kapsamında dahi örgüt adına işlediği herhangi bir suçtan bahsedilmediği, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile beraat kararı verildi.

Sanığın tutukluluk süresi nedeni ile tazminat davası açma hakkı bulunduğu hatırlatılan beraat kararında, 990 TL'nin hazineden alınarak sanığın avukatlarına vekalet ücreti olarak ödenmesine, oybirliği ila karar verildi.

Görüntü Dökümü:

------------------

Muratoğlu'nun tahliye edildiğinde çekilen görüntüler

=========================

4- ALTAN KARDEŞLER VE ILICAK'IN TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI

Haber: Ümit TÜRK İstanbul/DHA

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 11 Aralık'a ertelendi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yapılan 3'üncü duruşma sona erdi.

Mahkeme tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan,  Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün suçun vasfı ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesi ve kaçma ihtimalini dikkate alarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

TBMM'nin mühalillik talebinin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, diğer katılma taleplerinin ise reddine hükmetti.

Mahkeme heyeti, bir kısım sanık avukatlarının reddi hakim talebinin de davayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, duruşmayı 11 Aralık'a erteledi.

===========================

5- "ISLAK İMZA KUMPASI" DAVASINDA TUTUKLU SANIK KALMADI...

Haber: Özden ATİK  / İstanbul, DHA

Ergenekon Davası'na delil kabul edilen "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesinde CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'in ıslak imzası bulunduğu iddia edilerek kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin biri tutuklu 18 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanık Eyüp Kandemir'in "Bilirkişilik görevini kötüye kullanma" suçundan tahliyesine karar verildi. Sanık Kandemir'in "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklu olduğu dosyanın ise ayrılmasına karar verildi. Böylece dava dosyasında tutuklu sanık kalmadı.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4.celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık Eyüp Kandemir ile tutuksuz sanıklar eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce'nin de aralarında bulunduğu 17 sanık katıldı. Davanın müdahillerinden CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ve müşteki avukat Serdar Öztürk'ün de hazır bulunduğu duruşmada eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u ise avukatı İlkay Sezer temsil etti. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, gizli tanık Emin dinlendi.

DURUŞMA 26 NİSAN'A BIRAKILDI

Mahkeme heyeti, sanık Eyüp Kandemir'in "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan mevcut delil durumu, savunmaları, tanık beyanları, eşine ait kullandığını kabul ettiği telefonlardan ByLock görüşmeleri yaptığına dair deliller dikkate alınarak bu suç yönünden tutukluluk halinin devamına karar verildi. Ancak heyet, sanık Eyüp Kandemir'in "Bilirkişilik görevini kötüye kullanma" suçu yönünden ise atılı suçun vasıf ve mahiyeti, öngörülen cezanın alt ve üst sınırı ve tutuklu kaldığı süreyi gözönüne alarak tahliyesine hükmetti. Sanık Kandemir hakkındaki "örgüt üyeliği" suçundan açılan dava dosyasının geldiği aşamayı dikkate alan heyet, sanık hakkındaki bu dosyanın ayrılmasını da kararlaştırdı. Böylece bu davada, tutuklu sanık kalmamış oldu. Suçtan zarar görme ihtimaline binaen müşteki Serdar Öztürk'ün katılan olarak davaya kabulüne hükmeden heyet, duruşmayı 26 Nisan'a bıraktı.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başer ile Başsavcıvekili Zafer Koç tarafından hazırlanan 143 sayfalık iddianamede, Ergenekon davasının sanıkları eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ve avukat Serdar Öztürk "müşteki" sıfatıyla yer alıyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın "suç duyurusunda bulunan" olarak yer aldığı iddianamede, aralarında emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu ile eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce'nin bulunduğu 18 sanığın "Terör örgütü üyeliği" ve "Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma " suçlarından 8,5'er yıldan 18'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.

===========================

(geniş haber)

6- FETÖ'NÜN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YAPILANMASI DAVASINDA MÜTALAA

Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanı Fatih Gürsul'un da aralarında bulunduğu 11 sanığa 15'er yıla kadar hapis istendi.

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA

FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi'ndeki akademik yapılanmasına ilişkin aralarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski başdanışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul'un da bulunduğu 7'si tutuklu 40 sanıklı davada, savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Mütalaada, Bylock kullandıkları iddia edilen aralarında Fatih Gürsul'un da bulunduğu toplam 11 sanığın "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapisleri istendi.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, aralarında Doç. Dr. Fatih Gürsul'un da bulunduğu tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, bazı sanıklarla ilgili Bylock raporlarının gönderildiğini belirtti. Rapora göre 28 bin 66 Bylock kaydı tespit edilen sanık Fatih Gürsul söz alarak "Kesinlikle Bylock kullanmadım. Yoğun internet kullanmamdan kaynaklanıyor olabileceğini de söylemiştim. Gelen rapor da beni destekliyor zaten. Veri akışı yanıltıcı olabilir. 342 gündür tutukluyum. Diğer sanıklardan daha fazla zamandır yatıyorum. Hastayım ve hapishanede tedavi süreci yavaş işliyor. Uyku apnesi olduğuma dair raporum var. Ameliyat olmam gerekecek. Sağlık durumum göz önüne alınarak tahliye edilmeyi talep ediyorum" dedi.

DOSYA 29 SANIK YÖNÜNDEN AYRILDI

Duruşma savcısı Aydın Boztaş, sanıkların çoğunluğuna ilişkin dijital inceleme sonuçlarının henüz dosyaya intikal etmediği, bazı sanıkların yakalanmamış olmaları nedeniyle Bylock kullandıkları iddia edilen sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasını talep etti. Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, yargılamanın geldiği aşama, bir kısım sanıkların tutuklu olması, davaların birlikte görülmesinin tutuklu sanıklar hakkında karar verilmesini geciktirerek mağduriyete yol açtığını gözönüne alarak 29 sanığın dosyasının bu dosyadan ayrılmasına karar verdi. Heyet, yargılamanın Bylock kullandığı iddia edilen 11 sanık yönünden devam etmesine hükmetti.

SAVCI MÜTALAA VERDİ

Daha sonra savcı Boztaş, 11 sanık yönünden esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcı, FETÖ/ PDY'nin amaçlarına ulaşabilmek için üniversitelerde örgütlendiği, üniversitelerde örgüt hiyerarşisinin üniversite, fakülte, yüksekokul, ve enstitü imamları olarak oluşturulduğu, kurumlara sızdırılan örgüt üyelerinin bu imamlara bağlı şekilde onlardan aldıkları talimatlara uyarak örgütsel faaliyet kapsamında örgüt ile organik bağını koruyup varlıklarını sürdürdüklerini belirtti.

"BYLOCK İLETİŞİM SİSTEMİNİ KULLANDILAR"

Savcı, örgüt mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan gizli haberleşme ağı Bylock iletişim sistemini İstanbul Üniversitesi'nde akademisyen sıfatı bulunan sanıklardan Adem Sezgin Uzun, Akif Emre Kutlu, Elif Yaprak Saraç, Fatih Gürsul, Fatih Mehmet Keleşoğlu, Hakan Doğan, Kasım Karagöz, Muhammed Akif Altun, Mustafa İsmail, Turgay Atasoy ve Uğur Tuncel'in yoğun şekilde ağa dahil olarak iletişim kurduklarını belirtti. Mütalaada, sanık Fatih Gürsul'un Bylock'un cep telefonuna yükleyerek 11 Ağustos 2014 ve 30 Ocak 2015 tarihleri arasında iletişim kurduğu ifade edildi.

"PEK ÇOK KEZ SİSTEME DAHİL OLDULAR"

Mütalaada, Bylock  sistemini cep telefonlarına yükleyerek pek çok kez sisteme dahil oldukları anlaşılan bu sanıkların örgüt ile organik bağ kurarak FETÖ/ PDY silahlı terör örgütü üyesi olduklarının sübuta erdiği vurgulandı. Sanıklardan Turgay Atasoy'un soruşturma aşamasında örgüt üyeliğini kabul ederek hücresel yapının diğer üyeleri ve grup abisine ilişkin bilgiler verdiği, ancak yargılama aşamasında bunları inkar ettiği anlatılan mütalaada, bu sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı ifade edildi. Sanık Akif Emre Kutlu'nun da soruşturma aşamasında örgüt üyeliğini kabul edip kendisine firari sanık Mehmet Ali Aktürk tarafından Bylock programının yüklediğini belirttiği, örgüt üyesi olarak sadece bu sanığın adını vermesinden dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı belirtildi.

15 YILA KADAR HAPİSLERİNİ TALEP ETTİ

Bylock kullanan 11 sanığın "FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını talep eden savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Savcı, tutuksuz sanıklar Akif Emre Kutlu ile Turgay Atasoy'un ise hükümle birlikte tutuklanmalarını istedi.

MÜTALAAYA KARŞI SÜRE TALEP ETTİLER

Sanıklardan Fatih Gürsul'un avukatı Metehan Arısoy,  mütalaayı kabul etmediklerini belirterek tahliye talebini tekrar etti. Diğer sanıklar da mütalaaya iştirak etmediklerini belirterek savunma hazırlamak için süre talebinde bulundular.

DURUŞMA KARAR İÇİN 26 ARALIK'A BIRAKILDI

Mahkeme heyeti, sanıklar ve avukatlarına mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesine ve tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verdi. Heyet, duruşmayı karar için 26 Aralık'a bıraktığını açıkladı.

=====================

7-  PROTOKOL TRİBÜNÜNDE KADINA YUMRUK ATILDI, YERDE TEKMELENDİ

Yeşilyurt - Bahçelievler Voleybol maçında olay !..

Güvenlik görevlileri olaya müdahale etti

Bahçelievler Voleybol İdari Menajeri Yalçın: "Yeşilyurt Kulübü Başkanı'nın koruması bana yumruk attı"

Yeşilyurt Kulübü'nden açıklama: "Voleybol camiasına yansıtılan görüntüler en çok kulübümüzü rahatsız etmiştir"

Yeşilyurt Basın Danışmanı Tayfun Akyüz: "Önce sahadaki oyuncuları, sonra protokol tribünündeki kadın yöneticileri agresif ve provoke ediciydi"

"Kendilerinden şikayetçi olacağız"

İSTANBUL,

Türkiye Kadınlar Voleybol 1'inci Ligi 7'nci hafta mücadelesinde Bahçelievler Voleybol, deplasmanda Yeşilyurt'u 26-24, 25-21, 25-20'lik setlerle 3-0 mağlup ederken, mücadele sırasında yaşanan olaylar, karşılaşmaya damga vurdu.

İstanbul Yeşilyurt'ta dün oynanan mücadelenin 3'üncü setinde, sahada yaşanan gerginlik sonrası sporcu velileri arasında ve protokol tribününde kargaşa yaşandı. Bahçelievler Voleybol İdari Menajeri ve Başkanvekili Büşra Nur Yalçın ile Yeşilyurt Spor Kulübü Başkanı Necmettin Karabacak arasında çıkan sözlü sataşma kavgaya dönüştü. Bu olaylar sonrası oyun dururken, güvenlik güçleri olaya müdahale etti.

BÜŞRA NUR YALÇIN: "ORTAM GERİLDİ, TATSIZLIKLAR YAŞANDI"

Bu olaylar sonrasında Doğan Haber Ajansı , Bahçelievler Voleybol ve Yeşilyurt Spor Kulübü yetkililerine ulaştı.

Bahçelievler Voleybol Takımı İdari Menajeri ve Başkanvekili Büşra Nur Yalçın, DHA'ya yaptığı açıklamada, "Bu takımda 2 yıldır idari menajerlik ve başkanvekilliği görevini üstleniyorum. Bu görevle protokol tribününde yerimi aldım. Maçta 2-0 öndeyken, küçük çocuklar takımlarına destek olarak tezahürat yapmaya başladı. Daha sonra maçta yaşanan bir olaydan dolayı ortam gerildi, tatsızlıklar yaşandı" dedi.

"BAŞKANIN KORUMASI BANA YUMRUK ATTI, YERE DÜŞÜNCE DE TEKMELER YEDİM"

Yeşilyurt Başkanı'nın kendisine yönelik küfürler ettiğini söyleyen Yalçın, "Yeşilyurt Başkanı, bize yönelik küfür etmeye başladı. Daha sonra küçük kızlara bağırdı. Güvenlikler, benim velilerime ve çocuklarıma doğru koştu. Ben de yerimden kalktım ve devreye girdim. 'Ne yapıyorsunuz siz' dedim. Daha sonra Yeşilyurt taraftarları ve başkanı bana yumruk attılar. Güvenlikler beni ittirdi. Çocuklar çok korktu. Ben de bağırdım, can havliyle etrafımda kim varsa vurdum. Beni protokole almamaya çalıştılar, ben girdim. Başkan bana küfür etti, hakaret etti. Güvenlikler beni kolumdan tutmaya çalıştı. Ardından maç durdu. Başkanları bana küfür etmeye devam etti. Başkanın koruması denilen kişi, burnuma yumruk attı. Burnum kanamaya başladı. Yere düştüm, bana tekmeyle vurmaya başladılar. Bu durumu gören antrenör arkadaşlar tribüne fırladılar, ortalık karıştı. Ben ayağa kalktım, kadın bir arkadaş ayağa kaldırdı. Sonra ben tekrar yere düştüm. Olaylar sonrasında karakola gidildi. Darp raporu alındı. Kendilerinden şikayetçi oldum" ifadelerini kullandı.

YEŞİLYURT KULÜBÜ'NDEN AÇIKLAMA

Öte yandan Yeşilyurt Spor Kulübü de, olaylarla ilgili resmi bir açıklama yayınladı.

Kulüpten yapılan açıklamada, "Bayanlar 1. Liginde 12.11.2017 tarihinde Bahçelievler Voleybol Takımı ile sahamızda oynadığımız müsabakada meydana gelen olayların voleybol camiasına yansıma şeklinden duymuş olduğumuz rahatsızlık nedeniyle bu açıklamayı yapma ihtiyacı hasıl olmuştur. Müsabaka, her iki kulüp taraftarının tribünde yer aldığı bir ortamda sakin bir şekilde sürerken 3. setin son sayılarında Bahçelievler Voleybol Takımının 18 numaralı sporcusunun kazandırdığı sayı sonrası yapmış olduğu hareket ve hakemden görmüş olduğu kırmızı kart neticesinde sporcu velilerinin sözlü atışmaları ve birbirlerine doğru hareketlenmeleri üzerine hakem ve gözlemci tarafından durdurulmuştur. Salonun tamamen boşaltılarak devam edileceği talimatı üzerine gerekli çalışmalara başlamak üzereyken Şeref Tribününde oturan Bahçelievler Voleybol Takımının Takım Menajeri olduğunu belirten bayan agresif bir şekilde kimsenin kendisini dışarı çıkaramayacağını ifade edip bulunduğu tribünde kendisini sakinleştirip dışarı davet eden görevlilere hakaret ve küfürler ederek karşılık vermesi üzerine alevlenmiştir. Bu bayanın provokasyonu ile saha içinden Bahçelievler Voleybol Takımının sorumlu teknik kişileri de tribüne tırmanarak meydana gelen kargaşaya dahil olmuşlardır. Güvenlik güçlerinin de yardımıyla olay bastırılmış ancak sonrasında voleybol camiasına yansıtılan görüntüler en çok kulübümüzü rahatsız etmiştir. Yeşilyurt Spor Kulübü tüm voleybol severler tarafından Türkiye'nin en rahat ve en huzurlu maç seyredilen salonlarından biri olarak bilinir. Yıllardır oynadığımız Türkiye Liglerinde yaptığımız en kritik maçlarda bile herhangi bir olay yaşanmadığı gibi, hakemler tarafından durdurulan bir maçta olmamıştır. Bu nedenle dün bir provokasyon sonucu yaşadığımız ve bir daha hiç yaşanmamasını temenni ettiğimiz görüntülere yol açan bu maç ile ilgili üzüntülerimizi çok değerli voleybol camiası ile paylaşırız" denildi.

TAYFUN AKYÜZ: "KENDİLERİNDEN ŞİKAYETÇİ OLACAĞIZ"

DHA'nın ulaştığı Yeşilyurt Kulübü Basın Danışmanı Tayfun Akyüz ise Yalçın'ın bir kadına yakışmayacak tavırlar sergilediğini ileri sürerek; "Önce sahadaki 18 numaralı oyuncuları provoke etti. Her sayıdan sonra uzun süren sevinçler yaşadı. Adeta tahrik edildik. Protokol tribünündeki bayan da agresifti ve küfürlü konuşmaları vardı. Kendilerini uyardık. Ama sakinleşmediler ve ortalık karıştı. Bir kadına yakışmayacak hareketlerde bulundular. Asbaşkanımız Alper Varınca'ya tekme attı. Kendisi burnunun kırıldığını söylemiş ama raporlarda böyle bir şey yok. Şoförümüz ve bazı yöneticilerimiz olayda yaralandılar ve kendilerinden şikayetçi olacağız" şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------

-Olaydan detaylar

=========================

8 - OTEL ODASINDA  8 KİLO 758 GRAM MORS DİŞİ ELE GEÇİRİLDİ

Haber: Enver ALAS/ İstanbul DHA

Fatih'te, polis operasyonda Ukraynalı T.K'nın kaldığı otel odasına yapılan baskında, 8 kilo 758 gram mors dişleri ve 19 parça 7 kilo 685 gram farklı hayvanlara ait kemikler ele geçirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Güven Timleri Şube Müdürlüğü ekiplerinin koordineli yürüttüğü operasyonda, Fatih ilçesinde Ukrayna uyruklu T.K. takibe alındı.

Kaldığı otel odasına yapılan baskında, yapılan arama sonucu 6 parça 8 kilo 758 gram mors dişleri, 19 parça 7 kilo 685 gram farklı hayvanlara ait kemikler, 4 kilo kehribar tespih, 10 kilo 75 gram kehribar tespih taşı, 145 adet bin 600 gram gümüş yüzük ele geçilirdi. T.K'nın, mors dişleri ve hayvan kemiklerini yurt dışından kaçak yollardan getirdiği ve piyasaya sürmeye hazırlandığı bildirildi. TK'ya

hakkında 5607 Sayılı Kaçakçılık Kanununa Muhalefet suçundan adli işlem yapıldı.

Görüntü dökümü:

--------------

-Ele geçirilen malzemelerin fotoğrafları

==============================

9 - 15 KASIM'DA SINIR KAPILARINDAKİ O UYGULAMA KALKIYOR

İbrahim YILDIZ/İSTANBUL,

15Temmuz Darbe girişiminin ardından başta Atatürk Havalimanı olmak üzere sınır kapılarında hizmet ve yeşil pasaport kullanan yolcuların yurt dışına çıkarken almak zorunda oldukları onay yazısı 15 Kasım'dan itibaren kaldırılıyor.

Darbe girişiminin ardından sınır kapılarında bir dizi önlemler alınmıştı. Bu kapsamda hususi ve hizmet damgalı pasaportları ile yurt dışına çıkmak isteyen memurlar, nüfus cüzdanları ile KKTC ve Gürcistan'a gitmek isteyenler bağlı bulundukları kurumlardan yurt dışına çıkabilir yazısı almaları gerekiyordu. Bu özellikteki yolcular biniş bankosundan aldıkları biniş kartları ile polisin kurduğu stantlara gelerek yazılarını ibraz ettirmeden uçamıyordu. Sınır kapılarına gönderilen genelge doğrultusunda 15 Kasım'dan itibaren kamu görevlilerinden belge istenmeyecek.

YOLCULAR KARARDAN MEMNUN

Yeni uygulama ile yurt dışına çıkarken evrak almak zorunda kalmayacaklarını belirten yolcularından Faik Helvacıoğlu, "Ayın 15'inde kalkması tabii bizim için iyi oldu. Özellikle yurtdışı uçuşlarımızda  bir saat önceden gelip, çıkışımızı almak zorunda kalıyoruz. Bir saat kazanmış olduk. Memnunuz. Ayın 15'inden sonra daha rahat giriş çıkış yapacağız. Ben birde ticaretle uğraştığım için benim için önemliydi kalkması. Her seferinde tekrar tekrar evrak almak zorunda kalıyorduk. Mutluyuz" dedi

Belge istenmesinin kaldırılması herkes için iyi olduğunu söyleyen Serhat Bozer de, "Ben Gürcistan'a çıkıyorum ama tabii bunu bilmiyordum.  Gürcistan'a çıkarken de belge isteniyormuş. Dolayısı ile kalkması hepimiz açısından prosedür gereği bir kolaylık sağlayacağını düşünüyorum" dedi

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Havalimanından detaylar

-Yolcularla röp.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement