Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

Bursa'da kaza: 1'i çocuk 7 ölü, 10 yaralıBURSA 'nın İnegöl İlçesi'nde işçileri taşıyan servis aracı ile hafif ticari araç çarpıştı.

07.09.2017 10:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bursa'da kaza: 1'i çocuk 7 ölü, 10 yaralı

BURSA 'nın İnegöl İlçesi'nde işçileri taşıyan servis aracı ile hafif ticari araç çarpıştı. Kazada hafif ticari araçta bulunan 1'i çocuk 2'si kadın toplam 7 kişi öldü, servis aracındaki çok sayıda işçi ise yaralandı.

Kaza, bu sabah saat 07.00 sıralarında Bursa'nın Kestel ile İnegöl ilçeleri arasındaki Babasultan Mevkii'nde meydana geldi. Sürücülerinin henüz kimlikleri belirlenemeyen 16 NTM 81 plakalı servis aracı ile 60 ZC 115 plakalı hafif ticari araç çarpıştı. Kaza ardından ay çiçeği tarlasına savrulan hafif ticari araçta bulunan 1'i çocuk, 2 si kadın toplam 7 kişi öldü. Bir fabrikanın işçilerini taşıyan servis minibüsünde ise 10'dan fazla işçi ise yaralandı.

Yaralılar ambulanslar ile hastanelere kaldırıldı. Soruşturmaya başlandı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

KAZA YERİNDEN İLK GÖRÜNTÜLER

Haber-Kamera: BURSA

==========================

Zeytinköy'deki orman yangını söndürülemedi

MUĞLA'da ormanlık alanda çıkan ve kırsal Zeytinköy Mahallesi'ne iki kez sıçrayarak 50'ye yakın ev ve damın kül olmasına neden olan yangın, hala söndürülemedi. Havanın kararmasıyla ara verilen havadan söndürme çalışması günün aydınlanmasıyla tekrar başlarken; Orman Bölge Müdürü Mehmet Çelik, rüzgarın etkisini yitirmesini beklediklerini ve yangını öğlene kadar kontrol altına almayı hedeflediklerini belirtti.

Menteşe İlçesi'nin kırsal Zeytinköy Mahallesi yakınındaki ormanlık alanda dün (çarşamba) saat 13.45 sıralarında, henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın başladı. Alevler rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. Bölgeye amfibik uçaklar, söndürme helikopteleri, çok sayıda arazöz ve dozerler sevk edildi. Alevlerin ilerlediği yöndeki Zeykinköy Mahallesi, tedbir amacıyla boşaltıldı. Kısa sürede ulaşan alevlerin içinden geçtiği 136 hane ve 256 nüfuslu Zeytinköy Mahallesi'ndeki yaklaşık 50 ev ve dam yanarak zarar gördü. Saatteki hızı 50 kilometreyi bulan rüzgarın etkili olduğu bölgedeki alevler, çok sayıda küçük ve büyükbaş hayvan ile kovanlardaki arıları da telef etti. Dumandan etkilenen 22 köylü ve 6 orman işçisine yangın bölgesine gelen ambulanslarda müdahalede bulunuldu, oksiyen tedavisi uygulandı. Köyde söndürülen yangın, ormanlık alanda ise devam etti. Muğla Valisi Esengül Civelek ve CHP'li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de bölgeyi ziyaret ederek köylülere geçmiş olsun dileklerini iletti. Vali Civelek, evleri yananların barınma ihtiyaçlarını karşılamak için mahalleye konteynerler, battaniye ve yatak başta olmak üzere yardım malzemelerinin ulaştırılacağını, her türlü yardımın yapılaıcağını söyledi.

GECE SADECE KARADAN MÜDAHALE EDİLEBİLDİ

Dün akşam saatlerinde havanın kararması nedeniyle uçak ve helikopterlerle sürdürülen söndürme çalışmaları sonlandırılırken, alevlere karadan arazözler ve orman ekipleri ile müdahale sürdü. Ancak saat 23.20'dan itibaren rüzgarın yön değiştirmesinin de etkisiyle tekrar Zeytinköy'e ilerleyen alevler, evlere 300 metre kadar yaklaştı. Sadece yakın illerden değil 16 ilden 230'a yakın arazöz ve 1000'in üzerinde orman ve itfaiye işçisi ile 600'a yakın gönüllü ve sivil toplum örgütünün mücadele ettiği yangında alevler, saat 00.30'dan itibaren tekrar Zeytinköy'e girdi. Mahallede, yangından etkilenmeyen başka evler de yandı. Mahallede yanan ev ve hayvan damı sayısı 50'ye yaklaştı. Yapılan müdahalelerle köyde söndürülen yangın orman alanında devam etti.

250 HEKTARI AŞTI

Söndürme çalışmalarını yerinden yönlendiren Muğla Orman Bölge Müdürü Mehmet Çelik, 250 hektarın üzerinde ormanlık alanın yandığını belirterek, "Saat 06.30'dan itibaren tüm hava söndürme araçlarımızda yangına müdahale tekrar başladı. Şu anda Türkiye'nin dört bir yanından ekipler, yardımımıza geldi. Canla başla mücadele ediyorlar. En büyük tesellimiz can kaybı olmaması. Müdahalemiz devam ediyor. Rüzgarın da etkisini yitirmesiyle, öğlene kadarda ciddi bir sonuç alarak yangını kontrol altına almayı ümit ediyoruz. Hepimize büyük geçmiş olsun" dedi.

Yaklaşık 230 arazöz, 14 iş makinesi, 80'e yakın özel kamyon ve traktörle yangına müdahale devam ederken, mahallelinin tahliyesi sırasında AKUT Bodrum ekibi evlerden çıkmakta güçlük çekenleri sırtlarında taşıyarak köy dışına çıkardı. Köylülerin hayvanlarını köy dışına çıkarmaları için askerlerin de büyük çaba gösterdiği görüldü. Köylülerden bazılarının hayvanlarının canını kurtarırken bazılarının da alevlerin evlerine yaklaşması üzerine, giysilerini yanlarına alarak mahalleyi terk ettikleri gözlendi. Evlerin bahçesine giren alevler köylülerin araç gereçlerini ve motosikletlerini de yaktı. Hala söndürülemeyen yangında Kultak, Dağpınar, Zeytin ve Kozağaç mahalleleri çevresindeki dağlık alandaki binlerce yıllık asırlık çam ağaçları ile onlarca dönüm asırlık zeytin ağaçları kül oldu.

Zeytinliköy Mahallesi içerisinde yanan evlerde ve çevresinde soğutma çalışmaları devam ederken, yangının, 850 metre rakımlı Dağpınar Mahallesi'ne yakın vadi ile Kultak Dağı zirvesinde iki noktada devam ettiği belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Sırtta taşınan yaşlılar, hayvanlarını alıp gidenler, köyden elbiselerini alıp çıkanlar

Askerler hayvanları çıkartırken

Alev alev yanan evler

Orman bölge müdürü açıklaması

Köylülerle röpler

Haber- Yaşar ANTER- Kamera: Hülya ELTEŞ/ MUĞLA,

=============================================================

Irak tarafından ateş açan 2 PKK'lı terörist öldürüldü

HAKKARİ'nin Şemdinli İlçesi Tekelli bölgesinde bulunan güvenlik güçlerine, Irak tarafından PKK'lı teröristler tarafından havan ve doçka uçaksavarıyla ateş açıldı. Güvenlik güçlerinin kraşılık vermesi üzerine  2 terörist etkisiz hale getirildi.

Hakkari Valiliği, öldürülen 2 PKK'lı teröristle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "06.09.2017 günü İlimiz Şemdinli İlçesi Tekeli Bölgesinde bulunan 34'üncü Hudut Tugay Komutanlığı görevlilerimize sınırın Irak tarafından bölücü terör örgütü mensuplarınca havan ve doçka atışı yapılmıştır. Atışın yapıldığı bölge ateş altına alınarak 2 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Konu ile ilgili adli tahkikat devam etmektedir" dedi.

Görüntü dökümü

----------------------

-ARŞİV

-operasyon görüntüleri

Haber-Kamera: HAKKARİ,-

===================================

Erzincan'da cinayet

KIZILAY Mahallesi'nde bir evin bahçesinde genç bir erkek cesedi bulundu. Vücudunda dayak ve kesici alet izi olduğu tespit edilen gencin cesedi olay yerindeki inceleme ardından Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Olay, dün akşam Kızılay Mahallesi 1003'üncü Sokak'ta meydana geldi. Tek katlı müstakil bir evin bahçesinde koltuğun üzerinde hareketsiz ve vücudunun belden yukarısı çıplak erkek cesedi görenler durumu Emniyet güçlerine bildirdi. Sevk edilen polis ve sağlık ekipleri yaptıkları ilk incelemede gencin darp ve kesici aletle ile yaralanma sonucu öldüğünü tespit etti.

Cesedin şehir dışında yaşayan 22 yaşındaki Arif Polat'a ait olduğu ifade edilirken ailesine ait evi kiraya vermek için Erzincan'a geldiği öne sürüldü. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı inceleme ardından, ceset otopsi için Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Evden ve sokaktan genel görüntü

-Cenaze aracının gelişi

-Cenazenin çıkarılışı

-Cenaze aracının gidişi

Haber-Kamera: Coşkun MENEK/ ERZİNCAN,

===========================================

Foça'da cüruf depolama alanında yangın

İZMİR'in Foça ilçesinde faaliyet gösteren Egedemir Demir Geri Kazanım Madencilik Tesisi'nin sınırları içinde bulunan cüruf depolama alanında yangın çıktı. Kimyasal madde içeren cüruflar nedeniyle gökyüzüne simsiyah dumanlar yükselirken, itfaiye ekiplerinin alevlere müdahalesi sürüyor.

Yeni Foça Mahallesi, Kozbeyli Mevkisi'ndeki 20 bin metrekarelik alanda faaliyet gösteren Egedemir Demir Geri Kazanım Madencilik Tesisi'nin bahçesindeki cüruf depolama alanından bugün saat 06.30 sıralarında alevler yükselmeye başladı. Cüruflardaki kimyasal maddeler nedeniyle alevler kısa sürede büyüdü. Alevlere ilk müdahaleyi tesiste çalışan işçiler yaptı. Bir yandan da durum itfaiyeye bildirilerek yardım istendi. Olay yerine iki itfaiye aracı sevk edildi. İtfaiye ekipleri su sıkarak alevlere müdahalede bulunurken, bir yandan da kamyon ve dozerlerle cüruf alanının etrafındaki yanıcı maddeler boşaltıldı. Alevlerin tesise sıçrama ihtimali bulunmazken, gökyüzüne yoğun duman yükseldi. Söndürme çalışmaları sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Yanan cüruf alanından görüntü

-Söndürme çalışmalarından görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Bülent PINARBAŞI/ FOÇA (İzmir),

==============================================

Fırın bacasında çıkan yangın korkuttu

GAZİANTEP'in İslahiye İlçesi'nde, pide fırının bacasında gece yarısı çıkan yangın kısa süreli paniğe neden oldu. Yan taraftaki apartman sakinleri panik yaşadığı yangın itfaiyenin kısa sürede müdahalesiyle söndürüldü.

Olay, gece geç saatlerde Erenler Mahallesi'nde meydana geldi. Adem Gören'e ait pide fırının bacasında bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin, yan tarafta bulunan 6 katlı apartmanın çatısına sıçramasıyla bina sakinleri panik yaşadı. İhbarla gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale edip kısa sürede söndürdü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

Olay yeri

İtfaiye araçları

İtfaiye erinin müdahalesi

İtfaiye eri ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)

=================================================

İki kız öğrenciye istismarda bulunan müdüre 44 yıl hapis istemi

Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde 2014 yılında bir ortaokulda müdür olarak görev yapan Y.A., o dönem 6'ncı sınıf öğrencilerinden 11 yaşındaki H.Y.'ye odasında cinsel istismarda bulundu. H.Y., kendisini okuldan alacakları korkusuyla anne ve babasına anlatamadı. Ertesi yıl okul müdürü Y.A.'nın bir gün derste kendisine bakması sonrası ağlayan H.Y., arkadaşı B.G.'nin sorması üzerine başından geçenleri anlattı. B.G., müdürün benzer olayları aynı yurtta kaldığı arkadaşı 12 yaşındaki D.Y.'ye de yaptığını, D.Y.'nin kendisine müdürden uzak durmasını söylediğini anlattı. Bir süre sonra yaşadıklarının okulda duyulması üzerine psikolojisi bozulan H.Y., 2016 yazında yaşadıklarını annesi Z.Y.'ye anlattı. Şikayet üzerine okul müdürü Y.A. hakkında hem adli hem idari soruşturma başlatıldı. Müdürlük görevinden uzaklaştırılan Y.A. hakkında, 44 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Y.A.'nın tutuksuz yargılanacağı dava, Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Z.Y.'nin evinden detay görüntü

RÖP: H.Y.'nin annesi Z.Y. (2 parça)

Odada bulunan kitaplar

H.Y. foto (2 adet)

D.Y. foto (2 adet)

Y.A. foto (2 adet)

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

===============================================

(ÖZEL) Yıkım ekibini evliyayla tehdit ettiler

Erzurum'da merkez Yakutiye İlçesi'ndeki Hasan-ı Basri Mahallesi'nde başlatılan kentsel dönüşüm ile birlikte yaşanan 'türbe krizi' devam ediyor. İnşaat firmasının türbe alanındaki çalışmasını aldatmaca olarak değerlendiren semt sakinleri yıkım ekibine izin vermeyeceklerini söyledi. Hasan-ı Basri'ye ait türbe yanındaki bir ağacın çıkarılması sonucu oluşan hasarı kınayan mahalle halkından Sedat Soruhan, "Yarabbi sen zulme sessiz kalma. O zat bir gece kendini göstersin onlara. Biz halk olarak onlara engel olacağız" dedi. Bölgede polis ve zabıta ekipleri önlem aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Türbeden detay

-Türbenin içinden detay

-Türbenin yazısından detay

-Türbenin kapısı önünde beddua eden vatandaşlar

-Türbenin etrafında bekleyen vatandaşlar

-Cep telefonu ile çekilen görüntü

-Firma yetkilileri ile vatandaşların tartışması

-Polislerin vatandaşlar ile tartışması

-Kazıda bulunan insan kemikleri

Haber: Hümeyra Pardeli -Kamera: ZAfer KUMRU/ ERZURUM,

===============================================

(ÖZEL) DEAŞ'a katılıp peşmergeye teslim olan kızlarının Türkiye'ye getirilmesini istiyorlar

GAZİANTEP'ten, 3 yıl önce Suriye'ye giderek, terör örgütü DEAŞ'a katılan 20 yaşındaki Kübra Yaşar'ın ailesi, peşmergeye teslim olduktan sonra Birleşmiş Milletler'in Irak'ın Musul kentindeki Hamam Eli'de bulunan kampa götürülen kızlarının Türkiye'ye getirilmesini istedi.

Kuran-ı Kerim eğitimi aldığı kursta terör örgütü DEAŞ tarafından kandırılan Kübra Yaşar, 3 yıl önce örgüte katılmak için Suriye'ye geçti. Ailesine, cihat için örgüte katıldığını söyleyen Yaşar, 1.5 yıl aradan sonra Kurban Bayramı arifesi olan 31 Ağustos Perşembe günü babası İsmail'i telefonla arayıp Irak'ta olduğunu söyledi. Musul'a bağlı Hamam Eli'deki Birleşmiş Milletler kampında yaklaşık 200 Türk kadın ile beraber kaldığını belirten Yaşar, pişman olduğunu aktararak Türkiye'ye dönmek için ailesinden yardım istedi.

Baba İsmail ve anne Rabia Yaşar ise, polise ve Irak Konsolosluğu'na başvurmalarına rağmen kızlarının ülkeye getirilmesine yönelik adım atılmadığını anlattı. İsmail Yaşar, kızının pişmanlık yaşadığını belirterek, yetkililerin yardım etmesini isteyip şöyle dedi: "Kızım yaklaşık 3 yıl önce Kuran eğitimi aldığı kurstaki bazı kişiler tarafından kandırılarak Suriye'ye götürüldü. Bu süreç içerisinde birkaç defa telefonla görüştük. Kızım gittiğinde çocuk denilecek yaşta 17 yaşındaydı. Biz de hem Terörle Mücadele, hem de Çocuk Şube Müdürlüğü'ne başvurduk. Kızımla son 1.5 yıldır hiç görüşmedik. Son olarak Kurban Bayramından 1 gün önce telefonla beni aradı ve Irak'ta olduğunu söyledi. Burada kendisini Birleşmiş Milletler kampına yerleştirmişler. Benimle görüştüğünde oradan çıkmak istediğini söyleyerek yardım istedi. 'Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istiyor. Bu kampta kalan çok sayıda Türk kadını varmış. Devlet büyüklerimizden kızımın ülkeye getirilmesi için yardım istiyorum. Yargılanacaksa da burada yargılansın. Yıllardır görmüyoruz, ailece perişanız. Cumhurbaşkanımızdan, Dışişleri Bakanımızdan, Başbakanımızdan yardım istiyorum lütfen kızımın Türkiye'ye getirilmesi için yardım etsinler."

"YARGILANACAKSA BURADA YARGILANSIN"

Kızını yıllardır göremediği için gözyaşı döken Rabia Yaşar ise, Kübra'nın çocuk yaşta kandırıldığını ifade ederek, şöyle dedi: "Kızıma kavuşmak istiyorum. Yıllardır Suriye'de DEAŞ'ın elinde. Kendisini kandırarak götürdüler, şu anda o da çok pişman. Irak'a götürmüşler orada ne şartlarda yaşadığını bilmiyoruz. Lütfen birileri yardım etsin ve kızımı buraya getirsinler. Yargılanacaksa, ceza alacaksa kendi ülkesinde yargılansın, ceza alsın. Son 3 yıldır neler çektiğimizi anlatamam. Lütfen Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız kızımı oradan kurtarsın."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

İsmail Yaşar ile röp.

Rabia Yaşar ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber: Eyüp BURUN-Kamera: Ahmet SOYDOĞAN GAZİANTEP-DHA)

============================================

(ÖZEL) Kuzene nakledilmek koşuluyla organ bağışı

BURSA'da işten dönderken tartıştığı alkollü Mehmet G. tarafından kalbinden bıçaklanan 18 yaşındaki Furkan İlhan, 20 gün süren müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Beyin ölümü gerçekleşen İlhan'ın ailesi, organ bağışını karaciğerinin nakil için bekleyen 18 yaşındaki kuzenleri Şennur Koç'a verilmesi koşulu ile kabul etti. Bunun üzerine Furkan İlhan'ın karaciğeri kuzenine böbrekleri ise, organ bekleyen 2 hastaya nakledildi. kabul etti. İlhan'ın karaciğeri ile kuzeni 18 yaşındaki Şennur Koç ve 2 böbrek hastası hayat buldu.

Bursa'da doğum gününde bıçaklanan ve beyin ölümü gerçekleşen Furkan İlhan'ın karaciğeri, kuzenine nakledilmesi koşuluyla bağışlandı. Geçen 5 Ağustos günü, fabrikada çalışan 18 yaşındaki Furkan İlhan, iş çıkışı mesai arkadaşı Emre Asan ile Merkez Nilüfer ilçesi Özlüce Mahallesi'nde yürürken, aldığı alkol ile çevreyi rahatsız eden 18 yaşındaki Mehmet G. ile tartıştı. Tartışma kavgaya dönüşünce Mehmet G., Furkan İlhan'ı kalbinden bıçakladı. Doğum gününde ağır yaralan Furkan İlhan kaldırıldığı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. İlhan'ın beyin ölümü geçekleşti. Doktorların organ bağışı teklifi üzerine aile, Furkan'ın karaciğerinin organ bekleyen kuzeni aynı yaştaki Şennur K.'ya nakledilmesi koşuluyla kabul etti. Yapılan tahliller sonucu doku uyumu olduğu belirlendi ve Furkan'ın karaciğeri Şennur K.'ye, böbrekleri ile iki korneası ise, organ bekleyen hastalara nakledildi.

Karaciğer naklini gerçekleştiren UÜ Tıp Fakültesi Oragan Nakli ve Karaciğer Sorumlusu Prof.Dr. Ekrem Kaya, "ilginç bir nakail oldu" dedi. Prof.Dr.Kaya, şöyle dedi: "18 yaşında bir gencimiz iş çıkışı uğradığı bıçaklı saldırıda ağır yaralandı. Hastanemizde yapılan tüm müdahaleye rağmen beyin ölümü gerçekleşti. Organ nakli için hastamızın yakınları ile konuştuk. Onlar da bu üzüntülü duruma rağmen metanetli bir şekilde yaklaşarak organ bağışına sıcak baktılar. Yalnız bir şartları vardı. Hayatını kaybeden gencimizin kuzenin de karaciğer yetmezliği vardı, uygun olursa karaciğerin kuzenine nakledilmesine istediler. Sağlık Bakanlığı'ndan son yönetmeliğine göre bu nakil işlemi mümkün. Buna şartlı bağış deniyor. Görüşmeler neticesinde karaciğerin yanı sıra iki böbreği ve 2 korneası da bağışlandı. Dolayısıyla gencimiz üç ayrı kişiye yeni bir hayat verdi. organ alan hastaların drumları çok iyi."

Nakil işlemi ardından yeğeninin hayatını kaybetmesi ile en derinden acıya, diğer yeğeninin hayata dönmesi ile büyük bir mutluluk yaşadıklarını söyleyenher iki gencin dayısı Ali Gökalp, "Furkan'ın ölümü ile yıkıldık. Şennur'un sağlığına kavuşması ile sevindik. Böyle önemli bir karar alan Furkan'ın ailesini kutluyorum" dedi.

"TÜRKİYE'DE 25 BİN BAĞIŞ BEKLEYEN HASTA VAR"

Furkan İlhan'dan alınan karaciğerin kuzenine nakledilmesinin hazırlık sürecinde görev alan Doç.Dr. Remzi İşçimen, Türkiye'de 25 bine yakın organ nakli bekleyen hasta olduğunu ve bu tür nakillerin örnek olması gerektiğine değindi. Organ nakli konusunda rakamsal verileri paylaşan Doç.Dr. İşçimen, şöyle dedi: "Yılda 1500 civarında hastanın beyin ölümü gerçekleşiyor. Beyin ölümleri gerçekleşen olgularda sadece yüzde 5 civarında organ bağışı gerçekleşiyor. Bu konuda hastaların acil servisleri geldiğinde farkındalıklarının az olması, yoğun bakım süreçlerinin yakın olarak takibindeki bir takım aksaklıkların ortaya çıkması gibi problemler ile karşı karşıya kalıyoruz. Yoğun bakım ünitemizde yılda birçok vaka ile karşılaşıyoruz. Bu dönem içerisinde komadaki hastaların ciddi anlamda yakın takiplerinin yapılması, beyin ölümüne gidebilecek hastalarının tanınmasını farkındalığının artırılmasını çok önemli. Beyin ölümü tanısının erken koyulması, sürecin yönetimi içerisinde de aile bireyleri ile birlikte olabilmemiz bağış oranın artırabiliyor."

Görüntü bilgisi

-Hastane yoğun bakım görüntüsü

-Ameliyatı ekibin görüntüsü

Röpertajlar

Şennur K.'nin dayısı ile röpertaj

Böbrek alan hasta ile röpertaj

Prof.Dr. Ekrem Kaya ile röp

Haber-Kamera: Enver Fatih TIKIR-Faruk KAHRAMAN/BURSA, -

=========================================

(ÖZEL) - Kahramanmaraş'ta altın üretiminde rekor

TÜRKİYE'de altın üretiminde İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer alan Kahramanmaraş, üretimini son 2 yıla oranla yüzde 300 arttırıp rekor kırdı. Kentte bu yıl 3 ton saf altın işlenerek küpe, yüzük, gerdanlık gibi farklı takı ve aksesuar olarak piyasa sürüldü.

Altın sektörüne ayrı yeri olan ve dünyada tanınan 'Maraş burması' bileziği dahi bulunan Kahramanmaraş'ta kuyumcuların yüzü bu yıl güldü. Geçen yıl 1 ton saf altının işlenerek bilezik, gerdanlık gibi takı ve aksesuar olarak piyasa sürüdüğü kentte bu yıl yüzde 300'lük artışla 3 ton saf altın eritilerek takıya dönüştürüldü. 500'ü imalathane olmak üzere 650 kuyumcunun bulunduğu kentte sektörün yaklaşık 4 bin kişiyi istihdam ettiğini belirten Kahramanmaraş Kuyumcular Odası Başkanı Hacı Mustafa Öz, tüm çalışanların asgari ücretin üzerinde aylık ücret aldığını söyledi. Altın üretiminde Türkiye'de 2'nci sırada olduklarını ve ürünleri tüm illere pazarlamanın yanında yurt dışına da ihraç ettiklerini anlatan Öz, birkaç yıl öncesine kadar sektörün üzerinde 'kara bulutlar dolaştığını' söyledi. Hacı Mustafa Öz, 2015 ve 2016'nın sektör açısından çok zor yıllar oluğunu, üretimde 1 tonun altına dahi düşüldüğünü ifade ederek, şöyle dedi: "2017'de fiyatlarda zik zaklar olsa da daha durağan ve istikrarlı bir fiyat seyretmesi sektörümüzü biraz daha aktif hale getirdi. Özellikle 2017'nin 7'nci ile 9'uncu ay arasında iş potansiyelinin zirve yaptığı şu günlerde imalatçılarımız tam kapasite olmasa bile yüzde 80 kapasitelere ulaşarak çalıştılar. Bu iki ayda yaklaşık 3 ton civarında altın küpe, yüzük, gerdanlık gibi farklı takı ve aksesuar olarak hazırlanıp piyasa sürüldü. Sektörün bu 2 aylık dönemde Kahramanmaraş'ımıza 5 milyon liralık bir katkısı olmuştur."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------------

Altının eritilmesi

Eritilen altının kalıba dökülmesi

Altının makinede inceltilmesi

Altına ateş tutulması

Altını işleyen işçiler

Hacı Mustafa Öz'ün konuşması

Altının işlenmesinden detaylar

Vitrindeki altınlar

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

====================================================

(ÖZEL)  Kurutulan üzüm İngiltere'nin 5 çayına gidiyor

TÜRKİYE'de üzümün başkenti olan Manisa'da 15 Ağustos'tan itibaren kurutulmaya başlanan üzümler 90 farklı ülkeye gönderilmeyi beklerken, ihraç edilen ülkeler arasında yer alan İngiltere'de kuru üzümün, özellikle 5 çayında tüketildiği belirtildi.

Türkiye'nin kuru üzüm ihracatının yüzde 90'ını karşılayan Manisa'da başta İngiltere, Almanya, Rusya gibi toplam 90 ülkeye ihraç edilecek olan sultaniye çekirdeksiz üzüm kurutulmaya başlandı. 15 Ağustos'tan bu yana naylonlar üzerine serilmeye başlanan üzümün eylül ayı sonuna kadar kurutulması bekleniyor. Çeşitli bölgelerden gelen mevsimlik işçiler, sabah erken saatlerde bağlardan üzümleri toplarken, üreticiler kuruması için beklettikleri üzümün başında hırsızlık olaylarına ve yağmura karşı 7/24 nöbet tutuyor. Birçok zahmet ile toplanan üzümünü kurutmaya bırakan üretici, son günlerde üzümde yaşanan fiyat düşüşü sebebiyle sıkıntılı günler yaşadıklarını ifade etti.

Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, üzümde hasatın 15 Eylül itibariyle sona ereceğini dile getirerek, ilçede 100 bin dekar bağ alanın bulunduğunu ve dekar başına yaklaşık 310 kilo üzümün çıktığını dile getirdi. Bu yıl üzümün sıkıntılı bir süreç geçirdiğini dile getiren Okur, "Her ne kadar don olayı geçirmedik desek de üzümde bu sene soğuğun yaşandığı hasatta daha net bir şekilde ortaya çıktı. Bağcılardan konuştuğumuz 100 kişiden 90'ı 'geçen seneye nazaran bu seneki üzümüm noksan' diyor. Bu da tahmini olarak geçen seneye oranla yüzde 25-30 civarında bir rekolte düşüklüğü yaşanacak. Üzüntümüzün, üzüm fiyatının iyi olmasıyla telafi edilmesini istiyoruz" diye konuştu.

"TARIM KREDİ KOOPERİFLERİ VE TARİŞ ÜZÜMDE ACİL ALIM YAPMALI"

Oda Başkanı Okur Ege Bölgesi'ndeki milletvekillerinin sıkıntılı süreç geçiren üzüm üreticileri için çalışma yapması gerektiğinin altını çizerek, milletvekillerini TARİŞ'e ve tarım kredi kooperatiflerine üzüm alımı konusunda baskı yapmaya çağırdı. Oda Başkanı Okur, "Siyasi parti ayrımı yapmıyoruz. Tüm milletvekillerimize sesleniyoruz. Hepsi gelsinler, görsünler bu çiftçinin halini. Devlet okul üzümü için ihaleyi açtı ve bitti. Tarım kredi kooperatiflerine yetkiyi verdi. 'Okul üzümü' alın dedi. 10 bin ton bağlantı yapıldı. Ama hala bir gelişme yok. Biz otobüslerle Ankara'ya giderek üreticiyle TBMM'nin önünde sıkıntılarla ilgili açıklama yaparım. Ama buna gerek bırakmasınlar. Ancak Allah aşkına milletvekillerimiz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ile görüşeceklerse görüşsünler ve tarım kredi kooperatifleri ile TARİŞ'in bir an önce üzüm almasını sağlasınlar" dedi. Okur, Tarım Kredi Kooperatiflerinin müdahil kurum olması ve üzümde acil müdahil alım yapması gerektiğinin altını çizdi.

FİYATLAR DÜŞTÜ

Kurban Bayramı'ndan önceki 3 gün içinde üzüm fiyatının 5 lira 30 kuruş olduğunu ifade eden Oda Başkanı Okur, fiyatın bayramda ve bayramdan sonra bir anda 3 lira 90 kuruşa kadar düştüğünü dile getirdi. Okur, "Çiftçi şu anda ürününü gidip teslim etmek istiyor. Bayramdan önce fiyatlar 5 lira 20 kuruş ile 5 lira 30 kuruş arasında değişiyordu. Şimdi ne oldu da savaş mı çıktı, afet mi oldu ki üzüm fiyatı 3 lira 90 kuruş ile 4 lira 10 kuruşa kadar düştü. Tüccarlara da sesleniyorum. Eğer biz varsak onlar var. Daha önceden pamukta oynanan oyunlar vardı. Şimdi bu oyun üzümde var. Hasadından kurutmalık sergisine kadar üzüme emek veriyoruz. Bağların 2 ay boş vakti vardır. Geri kalan hep bağın içindeyiz. Kış mevsiminde bile bağlardayız. Artık insanlar elini vicdanına koysun. Eğer birkaç gün sonra bu üretici bağlarını köklemeye başlarsa kimse şaşmasın. Ben artık üreticiyi yönlendirmeye başladım. 'Pamuk para ediyor pamuk ekmeye başlayın' diyorum. Masraflar çok ağır. Üretici 'Üzümü sokaklara ve yollara dökelim', 'Eylem, miting yapalım' demeye başladı" dedi.

İNGİLTERE'NİN 5 ÇAYININ ÜZÜMÜ BİZDEN

Manisa'da kurutulan sultaniye çekirdeksiz üzümün İngiltere, Almanya başta olmak üzere 90 ülkeye ihraç edildiğini dile getiren Oda Başkanı Okur, "En büyük ihracatımız İngiltere'ye. Bunun peşinden Almanya, ABD, Rusya, Norveç olmak üzere toplam 90 ülkeye ihracat yapılıyor. Biz sabah kahvaltımızda peynirimiz, zeytinimiz olmadan nasıl kahvaltı yapmıyorsak, İngiltere'de geleneksel olan 5 çayında; kuru üzümden yapılan pastalar ikram ediliyor. Hatta çayın yanında kuru üzüm tüketiyorlar. Sağlıklarına çok düşkünler. Ülkemizde de çeşitli bisküvi ile çikolata fabrikaları kuru üzümü kullanıyor. Ancak yeteri düzeyde değil" dedi.

"SON DEMLERİMİZİ YAŞIYORUZ"

Küçüklüğünden beri üzüm yetiştirdiğini dile getiren 62 yaşındaki Ahmet Kaçar, "Çocukluğumdan beri bağcılıkla uğraşıyorum. Kesime 25 Ağustos'ta başladım. Bayram dolayısıyla ara verdik. Tekrar başladık ve 5 gün daha sürer. 9 ile 12 gün arasında üzümler kuruyacak. Geçen seneye göre bu sene üzümde verim düştü. Bu sene yaşanan soğuk havalar bizi etkiledi. Üzümlerde tarım kredi kooperatifleri devreye girsin. Toprak mahsulleri ofisleri de devreye girsin. Milletvekillerimiz harekete geçsin. Son demlerimizi yaşıyoruz. Fiyatlar 5 liradan aşağıya düşmesin" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

-Üzümün bağlardan kesilirken detay görüntüsü,

-Üzümün kurutmaya sunulmadan önceki görüntüsü,

-Üzümün kurutmaya serilirken görüntüsü,

-Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur ile röp,

-Üzüm üreticisi Ahmet Kaçar ile röp,

-Serilen üzümlerden genel görüntü.

Haber-Kamera: Mehmed Hakkı ÖZBAYIR-İlker KILIÇASLAN/ MANİSA,

==========================================================

Meslek aşkıyla bütün zorlukları aştı

Afyonkarahisar'ın Sandıklı İlçesi'nde bakırcı ustası 76 yaşındaki Mustafa Sallı, 17 yıl önce yakalandığı gırtlak kanseri, 4 ay önce olduğu fıtık ameliyatına rağmen mesleğini bırakmadı. 66 yıl önce babasından öğrendiği ata mesleği bakırcılık ile bugüne kadar gelen Sallı, ailesinin geçimini bu işten sağladı. 1999 yılında gırtlak kanserine yakalanan ve 4 ay önce ise fıtık ameliyatı geçiren Mustafa Sallı, buna rağmen mesleğini bırakmadı. Sallı, "Herhalde mezara da buradan gideceğiz. Mesleğimi çok seviyorum. Mesleğim sayesinde hayata tutunuyorum. Ülkenin değişik yerlerine alem gönderiyorum. Geçen de Van'a gönderdim. Yurt dışına da gönderdim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Mustafa Sallı bakırı kesme işleminden

Mustafa Sallı tornada bakıra şekil verirken

Mustafa Sallı çekiç ile bakıra şekil verirken

RÖP: Mustafa Sallı

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

===============================================

Eski Bergamalılar'ın yeme-içme alışkanlıkları ve hastalıkları tespit edildi

İZMİR'in Bergama İlçesi'ndeki, Pergamon nekropollerindeki (mezarlıklar) kazılarda bulunan 2 bin yıllık iskeletlerin üzerinde yapılan paleoantropolojik çalışmalar sonuç verdi. Münih Üniversitesi'nden paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen'in yürüttüğü incelemelerde eski Bergamalılar'ın yeme-içme alışkanlıkları ve hastalıkları tespit edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nin de katıldığı Pergamon kazıları çerçevesinde 2007-14 yılları arasında kentin güneydoğu nekropollerinin kazısı yapıldı. Bu kazılarda tespit edilen Roma Dönemi'nden kalma mezarlarda ele geçirilen iskeletlerde yapılan paleoantropolojik çalışmalar sonuçlarını vermeye başladı.

Nekropolde 60 mezarın içinde toplam 150 iskeletin varlığı tespit ettiklerini belirten Münih Üniversitesi'nden paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen'in yürüttüğü çalışmalarda Roma Dönemi'nden kalma iskeletlerin yanı sıra, ayrıca Helenistik Dönem'den kalma İlyastepe Tümülüs'ünde ele geçirilen iskelet kalıntısı da incelendi.  İlyastepe Tümülüs'ü kaçak kazıcıların tahribatından sonra 2010 yılında tespit edilmiş ve bir kurtarma kazısı yapılmıştı. Bu kurtarma kazısı sırasında mezar odasında gömülü kişinin iskeletine ait kalıntılar ele geçirilmişti. Bunlara ek olarak  M.S. 7-13'üncü Yüzyıllar'a tarihlenen Bizans Dönemi'nden mezarlarda ele geçirilen iskeletler de incelendi. Roma ve Bizans Dönemi'nin yanı sıra Helenistik Dönem'den İlyastepe Tümülüsü'nde ele geçirilen tüm bu iskeletlerin incelenmesi tamamlandı. İncelemede öncelikle iskeletlerin kalıntı durumu, cinsiyeti, hangi yaşta öldüğü ve ölçüleri belirlendi.

İLYASTEPE TÜMÜLÜSÜ İSKELETLERİ

Bazı örneklerde dönemin defnedilme/gömü geleneklerine dair önemli verilerin de tespit edilebildiğini söyleyen paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen; şöyle konuştu: "Örneğin, kentin önemli bir şahsiyeti, belki de yöneticilerinden biri olduğu anlaşılan İlyastepe Tümülüs'ündeki iskeletin incelenmesi sonucunda burada defnedilmiş kişinin memleketinden uzakta öldüğü anlaşılıyor. Cenazesini uzun bir yolculuk sonucunda (belki de yaz mevsiminde) memleketine getirene kadar bozulmadan koruyabilmek için bir takım önlemler aldıkları tespit edildi. Göttingen Üniversitesi'nden Prof.Dr. Michael Schutz'un iskeletin kemiklerinde yaptığı mikroskobik incelemeler sonucunda, cenazenin ölümünden hemen sonra tütsülendiği anlaşılmıştır. Tütsülendikten sonra uzun bir yolculukla memleketi Pergamon'a getirilip İlyastepe Tümülüs'üne defnedildiği anlaşılmaktadır. Gerek kente hakim önemli bir tepede görkemli bir Tümülüs'te defnedilmiş olması, gerekse cenazenin tütsülenmiş olması bu kişinin önemli bir kişi olduğu konusunda kuşkuları ortadan kaldırmaktadır."

KADINLAR 30, ERKEKLER 40 YAŞLARINA KADAR YAŞAMIŞ

Roma Dönemi'nden kalma mezarlarda bulunan çok sayıda iskelette yapılan incelemeler sonucunda bazı ortak noktalar tespit edildiğine dikkati çeken paleoantropolog Prof.Dr. Teegen, "Örneğin bu insanların sağlık durumları, hastalıkları ve yaşam standartlarına dair bilgilere ulaşabiliyoruz. Kadınların ortalama 30 yaşlarına kadar, erkeklerinse 40 yaşlarına kadar yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bunların yanı sıra 60-70 yaşına kadar yaşamış istisnalar da görülebilmektedir. Çocuk ölüm oranının çok yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Çok sayıda çocuğun doğum sırasında ya da doğumdan hemen sonra öldüğü görülmektedir. Özellikle dişlerde yapılan incelemeler önemli sonuçlar vermektedir. Buna göre insanların çocukluklarında yetersiz beslenmeye maruz kaldıkları ve sağlıklı bir kemik gelişiminden yoksun oldukları anlaşılıyor" dedi.

Antik Dönem'de Pergamon'da insanların nasıl beslendikleri hakkında yazılı kaynaklar da bir takım bilgiler veriliyor. Bu konuda en tanınmış örnek meşhur Pergamonlu hekim Galenos'tur. M.S. 2'nci Yüzyıl'da yaşamış Galenos, kitabında gladyatörlerin yediği çorbanın tarifini vermektedir. Gladyatörlerin güç kazanmak için katı bir diyete tabii tutuldukları anlaşılmaktadır. Buna göre gladyatörler karbonhidrat ve protein bakımından zengin bir şekilde beslenmekteydi. Yedikleri çorba, tahıl ve bakliyatlardan oluşmaktaydı ve içine zeytinyağı ilave edilmekteydi. Dikkati çeken hayvansal gıdanın gladyatörlerin beslenme sisteminde yer almadığıdır. Prof.Dr. Teegen, tahıl ve bakliyat bakımından zengin beslenmenin bugün de Türk toplumunda çok yaygın olduğunu belirtiyor. Bergama Kazıevi mutfağında da tahıl ve bakliyatın çok sık tüketildiği örneğini veriyor.

PERGAMONLULAR SEBZE AĞIRLIKLI BESLENMİŞ

Prof.Dr. Teegen'e göre, iskeletlerde yapılan izotop analizleriyle antik dönemde Pergamonlular'ın daha çok sebze ağırlıklı beslendikleri ve toplumun çoğunluğunun az et yediği anlaşılmaktadır. Ancak iskeletlerin incelenmesiyle elde edilen istatiksel sonuca göre toplumun yaklaşık üçte biri düzenli olarak et tüketttiğini belirten Prof.Dr. Teegen, şöyle devam etti: "Ne eti yedikleri konusunda ise, arkeozoologlar, bulunan hayvan kemikleri üzerinde yaptıkları incelemelerle şu sonuçlara varmışlar; Bugün olduğu gibi koyun/kuzu etinin antik dönemde de en sevilen et olduğu anlaşılmıştır. Eski Bergamalılar'ın et tüketiminin yaklaşık yüzde 40-80'inini koyun/kuzu eti oluşturmuştur. Yaklaşık yüzde 20 oranında evcil domuz eti yedikleri, yüzde 15 oranında dana eti tükettikleri anlaşılmıştır. Yüzde 2- 5 oranında ise, tavuk gibi kanatlılar tüketilmiştir. Yaban hayvanı eti tüketiminin ise, seyrek olduğu görülmekte ve olasılıkla Pergamonlu zengin ailelerin sofralarına geldiği düşünülüyor. Oranı az da olsa balık ve diğer deniz ürünlerinin de menülerinde yer aldığı anlaşılıyor. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve diş temizliğine gereken önemin verilmemesi, sıkça dişleri dökülmüş iskeletle karşılaşmamıza neden olmaktadır. Toplumun çoğunluğunun eksik dişlerle yaşadığı sonucu çıkmaktadır. Bal gibi tatlı yiyecekleri ise yalnızca zenginler yiyebilmekteydi. Yine zenginler olasılıkla güney ülkelerinden hurma gibi egzotik meyveleri de getirtebiliyorlardı. Pergamonlu Galenos kitabında özellikle Elaia'nın (Zeytindağ) balından övgüyle söz etmektedir. Dişlerde yapılan incelemelerde bazı örneklerde dişlerin alet gibi kullanıldığı da görülmektedir. Yaptığı iş gereği bazı zanaatkarların dişlerini üçüncü bir el gibi kullanmış oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin sepet örücülüğü, ip/kendir üreticiliği veya terzilik gibi meslek dallarında dişlerin sıkça kullanılmış olması mümkündür. Dişler aynı zamanda toplumsal hastalıkları tespit etmede de önemlidir. Tahminlerimize göre antik dönemde çocuklar 4-5 yaşlarına kadar emzirilmekteydi. Memeden kesildikten hemen sonra ise mide bağırsak hastalıklarına yakalanma riskleri yüksekti. Tam bu yaşlarda gelişmesi önemli olan dişler hastalıklar nedeniyle gelişememekteydi. Bu nedenle de toplumda ciddi bir diş sorunu yaşanmaktaydı."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Pergamon Antik Kenti'nden görüntü

-Paleoantropolog Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen çalışırken görüntü

-Paleoantropolog Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Oben ULU/ BERGAMA (İzmir),

=====================================================

(ÖZEL) Ardahan'da bu yıl 600 ton bal elde edildi

ARDAHAN'da bu sezonda 50 bin kovandan toplam 600 ton organik çiçek balı elde edildi.

Kafkas arı ırkının gen merkezi kabul edilen Ardahan'da arıların ürettiği çiçek balının hasadı tamamlandı. Sezon boyunca 700 kayıtlı arı işletmesinde bulunan 50 bin kovandan 600 ton bal elde edildi. Arıcıların son bal hasadına Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez ile Belediye Başkanı, Ak Partili Faruk Köksoy da eşlik etti. Bal hasadının yapıldığı Çadaldere Köyü'ne giden Vali ve Belediye Başkanı, burada arıcılarla birlikte kovanlardan bal hasadı yaptı.

Vali Mehmet Emin Bilmez, patentli Ardahan balının kısa sürede satıldığını, fakat Ardahan balının daha iyi anlatılması için iyatın yukarılara çekilmesi gerektiğini söyledi. Belediye Başkanı Faruk Köksoy ise, insanların turizm anlamında Ardahan'a bal almaya gelmelerini beklediklerini kaydetti.

Çataldere Köyü'nde arıcı Nejdet Bilgin de, köyde iki kızı ve bir oğlu ile birlikte çalışarak bal üretimi yaptıklarını, bu balı Kafkas Arısından elde ettiklerini ifade etti. Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu bal hasadının 15 Ağustos itibariyle tamamlandığını belirterek şöyle konuştu:

"Birliğimize kayıtlı üretici sayısı 700, kayıtlı kovan sayımız ise 50 bindir. İlimizde bal hasadı Temmuz ayının 25'inde başlıyor Ağustos ayının 15'inde bitiyor. Şuan da biz hasat dönemimizi bitirdik. 50 bin kovandan koloni başına yaklaşık 12 kilogram bal elde ettik. İl genelinde ise 600 ton kadar bal elde etmiş durumdayız."

ÖNCE SIR ALINIYOR

Kovanlardan alınan petek balı, özel üniteye sahip kapalı el arabası ile tesise götürülüyor ve burada ilk önce sır alma işlemi uygulanıyor. Sır alma işlemi ile petekteki balın akmaması için arıların her bir gözeneğe attığı mühür özel bir çatal ile kazınıyor. Petekteki bal, önünde ki mührün kazılması ile akışkan hale geliyor ve ardından süzme işlemi uygulanıyor. Süzülen bal, önce bir kaba alınıyor ve dinlendiriliyor. Ardından dinlenen bal kavanozlara doldurularak paketleniyor ve satışa hazır hale getiriliyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Vali ve Başkanın kovanlardan bal hasadı yapması

-Kovanlarda ki baldan

-Bal süzümü ve petekten sır alınmasından genel detay özel görüntüler

-Balın paketlenmesi

-Vali Bilmez'in konuşması

-Başkan Köksoy'un konuşması

-Arıcı Nejdet Bilgin ile  röp.

-Raflarda ki Ardahan Balından

Bal satan esnaf ile röp.

-Arı Yetiştiricileri Birlik Başkanı İlhan Evliyaoğlu ile röp.

-Genel, detay, özel görüntüler

Haber-Kamera: Dinçer AKTEMUR/ ARDAHAN,

===============================================

Kucağında köpeğiyle 2 bin metreden uçtu

MUĞLA'nın Fethiye İlçesi'ne tatil için gelen 28 yaşındaki Gülnaz Doğan, kimseye emanet edemediği 'Prenses' isimli köpeğini de kucağına alarak 1965 rakımlı Babadağ'ın zirvesinden yamaç paraşütüyle tandem (ikili) atlayış yaptı.

Ölüdeniz Mahallesi'ne kaniş cinsi 'Prenses' isimli köpeğiyle tatile gelen Gülnaz Doğan, dünyaca ünlü yamaç paraşütü merkezi Babadağ'dan yamaç paraşütüyle uçmak istedi. Paraşüt pilotu Veysi Bayat ile görüşerek Babadağ'a çıkmaya karar veren Doğan, çok sevdiği köpeğini tanımadığı insanlara emanet etmek istemedi. Bunun üzerine pilot Bayat, tatilciyi köpeğiyle birlikte uçurmaya karar verdi.

Babadağ 1900 metre pistine çıkan Bayat ve Doğan, uçuş için son hazırlıklarını yaptı. Paraşüt pilotu Bayat, şala sardığı köpeği Doğan'ın kucağına verirken, tasmasını da paraşütün kemerine bağladı. Bayat, Doğan ve Prenses, Babadağ'ın zirvesinden ikili atlayış yaptı. Bir süre Babadağ üzerinde uçan pilot, yolcu ve köpeği daha sonra Ölüdeniz semalarına yöneldi. Kalkıştan itibaren sakin gözüken Prenses, sahibi Doğan ile birlikte eşsiz Ölüdeniz manzarasını gökyüzünden kuş bakışı izledi. Doğan ise çok sevdiği köpeğiyle uçmanın keyfini yaşadı. 40 dakikalık uçuşun ardından paraşüt Belceğiz Plajı'na sorunsuz indi. Doğan köpeğiyle birlikte tatiline devam etmek için otelinin yolunu tuttu.

Altı yıllık yamaç paraşütü pilotu Veysi Bayat, ilk kez bir hayvanla birlikte uçtuğunu söyledi. Doğan'ın uçuş sırasında köpeğinden ayrılmak istemediğini belirten Bayat, "Güvenlik açısından gerekli tedbirleri alınca uçuş için engel kalmadı. Prenses çok sakin bir köpekti. Bir kez bile havlamadı. Hayvanları çok seven biri olarak, bu tecrübe beni de çok mutlu etti. Köpeğin korkmaması için normalde havada yaptığım akrobatik hareketleri yapmadım. Sakin bir şekilde inişimizi gerçekleştirdik" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Kucağında köpeğiyle Gülnaz Doğan ve arkasında Veysi Bayat'ın Babadağ'dan havalanması

Babadağ üzerinde uçan paraşüttün aksiyon kamerasına yansıyan görüntü

Havada köpeğini seven Doğan'ın görüntü

Köpeğin Ölüdeniz'i kuş bakışı izlemesi

Havadaki paraşütten görüntü

Paraşütün Belceğiz Plajı'na inişi

Haber- Kamera: Ergün TOS/ FETHİYE (Muğla),

================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement