1- LÜKS ARAÇTAKİ KADINA SİLAHLI SALDIRI (1)
Haber-Kamera: Alper KORKMAZ İstanbul DHA
Beylikdüzü Cumhuriyet Mahalesi Hanımeli Sokakta park halinde bulunan lüks araç içinde bulunana bir kadına silahlı saldırı gerçekleştirildi. Bir araçla gelen saldırgan ya da saldırganlar park haindeki lüks aracın şoför koltuğunda oturan kadına ateş açtı. Ağır yaralanan kadın yakındaki bir hastaneye kaldırıldı. Polis kaçan saldırgan ya da saldırganları arıyor.
Görüntü dökümü:
---------------
-Olay yeri
-Polis ekipleri
-Aracın görüntüsü
======================
2- 'KÜÇÜK KIYAMET'İN YIL DÖNÜMÜNDE İSTANBULLULARA 'TSUNAMİ' UYARISI
Prof. Dr. Ersoy,
"Olası İstanbul depreminin arkası tsunami"
Haber-Kamera: Özgür Deniz KAYA-İbrahim MAŞE-Harun UYANIK/ İSTANBUL,
İstanbul'da 14 Eylül 1509'da yaşanan ve 'Küçük Kıyamet' olarak bilinen büyük depremin yıl dönümünde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy'dan, korkutan bir açıklama geldi: " İstanbul'da 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz. Arkası tsunami.ö dedi.
14 Eylül 1509'da İstanbul tarihinin en şiddetli depremini yaşadı. Küçük kıyamet (Kıyamet-i Suğra) denilen depremin ardından Marmara Denizi'nde tsunami meydana geldi. Boyları 10 metreye kadar yükselen dev dalgalar şehirde tufan yaşattı. Yer bilimcilerin son yüzyılda Doğu Akdeniz'de görülen en büyük doğal afet olarak tanımladığı depremin yarın yıl dönümü. YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1509 depremini "İstanbul'un en sağlam merkezi kesiminde meydana gelen, şimdiki büyüklüğüyle yaklaşık 7.7 diyebileceğimiz, enerji olarak yaklaşık 3 tane Kocaeli depremi büyüklüğünde, çok büyük bir depremdi" şeklinde tarif etti.
"1509'DAKİ TSUNAMİNİN SURLARI AŞTIĞI SÖYLENİR"
Olası bir İstanbul depreminde tsunami dalgaları oluşacağını kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "1509 depreminde tsunami de var. Surları aştığı söylenir. Marmara'nın tsunami tarihi de sabıkalı. 4 bin yıl içerisinde kayıtlarda 100'e yakın tsunami var. Yaptığımız kazılarda bunların izlerini bulduk. Kim, 'Marmara kıyılarında tsunami dalgaları olmaz' diyorsa, doğruyu söylemiyor. Bilimsel olarak yanlıştır. Marmara kıyılarında mutlaka tsunami dalgaları oluşabilir. Marmara'nın içerisinde bin metreyi aşkın 3 tane çukur var. Bu çukurların yamaçlarındaki çamurlar, depremlerde sallandıkları takdirde denizaltı heyelanlarıyla tsunamiler oluşabilirö diye konuştu.
ÇİFTE DEPREM TEHLİKESİ
Bölgede 'çifte deprem' potansiyeli olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Ersoy, "Marmara'da bir depremi konuşuyorsak tsunamiyi de birlikte anmamız gerekiyor. Çünkü tarihsel olarak bunlar hep birlikte gerçekleşmiş. Marmara'nın çifte deprem oluşturma özelliği de var. 1999 depreminde merkezleri Kocaeli ve Düzce olmak üzere 2 ayrı yerde 3 tane şiddeti 7'den büyük deprem meydana geldi. Bunun benzeri 1912 ve 1766 yıllarında da yaşandı" dedi.
"TSUNAMİ DALGALARI 5 DAKİKA İÇERİSİNDE GELEBİLİR"
Prof. Dr. Ersoy, tsunaminin sinsi bir şekilde geliştiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Tsunami dalgası o kadar sinsi ki bazen cepheden değil, 'kıyı boyu akıntıları' ile kıyıları süpürerek gelebilir. Hatta iç denizlerde dalgalar karşı kıyıya çarpıp 1 saat sonra dönebilir. Bu dalgalar 5 dakika içerisinde gelebilir. Uzak bölgelerde 20 dakikaya kadar çıkabilir ama her halükarda tsunamiden kaçış planları yapabiliriz. Deprem gibi değil. Kıyılarda, karaların içlerine doğru kaçmamız, yüksek yerlere çıkmamız gerekiyor. Sahildeysek, bir tekne içerisindeysek açık denize gitmemiz gerekiyor. Açık deniz, tsunami ve depremde en güvenilir yerdir. Çünkü deprem dalgaları suyun içerisinden geçmez. Tsunami dalgaları da açık denizde olmaz. Sadece kıyılarda olur. Açık denizler daha güvenlidir."
"7.7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÖNGÖREBİLİRİZ"
Olası depremin büyüklüğü hakkında ise Prof. Dr. Ersoy, "Bir grup araştırmacıya göre 30 yıl içinde yüzde 65 olasılıkla şiddeti 7'den büyük bir deprem olacak. Bunun 19 yılı geçti. Tehlikenin riski artıyor. Yarın da olabilir, 11 yıl sonra da. Tekrarlanma aralıkları genellikle tutar. Sürenin yaklaştığını buradan öngörebiliriz. Marmara için en kötü senaryo 1509 depreminin tekrarlanmasıdır. Yaklaşık 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz" yorumunu yaptı.
"5 İLÇE DEPREMDEN DAHA ÇOK ETKİLENECEK"
Özellikle Avrupa Yakası'nın sahil kesiminin zemin olarak daha tehlikeli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, " Aksaray'dan Zeytinburnu'na, Bakırköy'e, Küçükçekmece'ye, Avcılar'a, Büyükçekmece'ye doğru giden sahil kesiminin zemini daha hassas. Dolayısıyla buradaki yapılar depremden daha çok etkilenecek. Bu bölgelerdeki kentsel dönüşümün hızına biraz daha ağırlık vermemiz gerekiyor. İnşaatlar ilçenin zeminine özel yapılmalı. Maalesef sağlam kayalar üzerinde bile inşaat yapmasını bilmiyoruz. Kadıköy'de yaptığınız bir binayı Avcılar'da yapamazsınız. Avcılar'da yaptığınız bir binayı Şişli'de yapamazsınız. Zemin özellikleri birbirinden farklı" dedi.
"TABLO VAHİM"
İstanbul'da 4 milyon konut olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları kaydetti:
"Marmara Bölgesi'ndeki 11 ilde 25 milyon insan yaşıyor. 6 milyon konut var. Dolayısıyla tablo vahim. Geçmişte olduysa gelecekte de böyle bir deprem bizi karşılayabilir. Günümüzde de küçük depremler, gelecek depremlerin habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş depremleri sağlam zeminler üzerinde yaşadık. Gelecek depremleri çürük zeminler üzerinde karşılayacağız. 150 bin ile 300 bin arasında insanın ölmesi demek" diye konuştu.
DEPREMDE EN GÜVENİLİR YER SAĞLAM BİNALAR
Prof. Dr. Ersoy, vatandaşlara da görevler düştüğünü belirterek, "Vatandaşlar her şeyi devletten beklemek yerine apartmanlarında, mahallelerinde, sitelerinde örgütlenmeli. İstanbul'da her yıl büyük deprem tatbikatı yapılmalı. AFAD'ın, Kızılay'ın, karar vericilerin, kolluk kuvvetlerinin, arama kurtarma ekiplerinin ve herkesin olacağı deprem tatbikatını her yıl yapmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümü iyi yaparsanız depreme karşı güçlü yapılar ortaya çıkarırız. Depremde en güvenli yerler, sağlam binaların içleridir. İnsanları sokaklarda daha büyük tehlikeler bekliyor. Binalarımızı sağlam yapmalı ve eşyalarımızı da sabitlemeliyiz. Bina elbette sağlanacak, sallansın diye inşa edilir. İyi bir mühendislik görmüş bina yıkılmaz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------
-Prof. Dr. Şükrü Ersoy ile röportaj
-Detaylar
=========================
3- TAKSİDE UYUŞTURUCU SATIŞINA POLİS BASKINI
Çağatay KENARLI/İSTANBUL, ATAŞEHİR İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, takside uyuşturucu satışı yapıldığını belirleyerek çalışma başlattı. Polis ekipleri Ataşehir Ferhatpaşa Mahallesi'nde taksici M.A.'nın araç içinden yanına yaklaşan otomobilde bulunan bir kişiye uyuşturucu madde sattığını tespit etti. Ekipler, yaptıkları baskında taksi sürücüsü M.A. ve otomobilde bulunan M.İ.'yi yakalayarak gözaltına aldı. Takside ve otomobilde yapılan aramalarda 21.5 gram eroin, 2.3 gram kokain, 1.2 gram afyon sakızı, 5 şeffaf kilitli poşet ile uyuşturucu satışından elde edildiği değerlendirilen 975 TL, 6 Dolar ve 5 Euro ele geçirildi. Yakalanan zanlılar adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi polis kamerasına yansıdı.
Görüntü Dökümü
---------
(Polis Kamerası)
-Ele geçirilen uyuşturucu maddelerin görüntüsü
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi
=======================
4- GAZETECİ FATİH PORTAKAL, "CUMHURBAŞKANINA HAKARET" SUÇUNDAN İFADE VERDİ
Yüksel KOÇ/ İSTANBUL, GAZETECİ Fatih Portakal, HDP Hatay Milletvekili Barış Atay'ın tiyatro oyununun yasaklanması üzerine attığı tweet nedeniyle, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan savcıya ifade verdi.
HDP Hatay Milletvekili Barış Atay'ın, "Sadece Diktatör" isimli oyununun bazı illerde yasaklanması üzerine yasak kararını eleştiren gazeteci Fatih Portakal hakkında, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan soruşturma başlatıldı. Bir vatandaşın şikayeti üzerine hakkında, soruşturma başlatılan Portakal, bugün İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Tuncay Karcıoğlu'na ifade verdi.
Portakal'ın ifadesinde oyunun neden yasaklandığını sorguladığını, Cumhurbaşkanına hakaret etmek gibi bir kastının olmadığını, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında düşüncesini paylaştığını söylediği öğrenildi.
===============================
5- KARİYER İÇİN ARTIK İNGİLİZCE YETMİYOR
En az iki yabancı dil bilmek, iş başvurularında işverenlerin en çok üzerinde durduğu personel nitelikleri arasında yer alıyor.
Prof. Dr. Derin Atay,
" Şimdi gençlere baktığımızda İspanyolca, İtalyanca öğrenmeye ilgi duyuyorlar. Japonca öğrenmek isteyen çok genç görüyorum"
Haber: Enver ALAS - Kamera: Harun UYANIK/ İSTANBUL,DHA
Türkiye'de son yıllarda iş dünyasında İngilizcenin yanı sıra ikinci bir yabancı dil, iş başvurularında tercih sebebi oldu. Mühendislik ve yazılımda Almanca çok yoğun ilgi görürken, ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve ticaretin artması ve turizmin büyümesiyle Çince, Rusça, Arapça ve Japonca gibi diller de önem kazandı. Ayrıca kariyer için İtalyanca, İspanyolca, Fransızca gibi diller de yoğun talep gören diller arasında yer alıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derin Atay, "İngilizce dünya dili olarak kabul ediliyor. Türkiye'de en çok öğrenilen dil de İngilizce. Biraz geriye gittiğimizde Almanca ve Fransızca çok daha revaçta olan dillerdi. Ama şimdi gençlere baktığımızda İspanyolca, İtalyanca öğrenmeye ilgi duyuyorlar. Japonca öğrenmek isteyen çok genç görüyorum" dedi
"DİL EĞİTİMİ İLETİŞİM TEMELLİ OLMALI"
Uzmanlara göre küresel rekabette öne geçmenin en önemli koşullarından biri en az bir yabancı dil öğrenmek. Ancak iş hayatında kariyer elde etmek için İngilizce de bazen yetmiyor, yanında ikinci bir dil de isteniyor. Uzmanlar, dil öğrenmenin en önemli koşullarından birinin erken yaşta başlanması gerektiğini ve yurt dışında da dilin konuşulduğu ülkeye gidilmesi olduğunun altını çiziyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derin Atay, yaptığı değerlendirmede yabancı dil bilmenin dünya ile kurmayı sağladığına dikkat çekti, bu alanda da tüm dünyada öne çıkan dilin ise İngilizce olduğunu vurguladı. Derin Atay'ın konuya ilişkin şunları söyledi: "Bugün interneti, dünyayı takip etmek, yayınları ve bütün alanlardaki gelişmeleri izleyebilmek bu dil (İngilizce) üzerinden gerçekleşiyor. Yabancı dili öğrenmek olabildiğince erken yaşlarda başlaması gereken bir süreç. Yapılan çalışmalar bize küçük yaşlarda yabancı dil öğrenme ediniminin ana dil öğrenimine çok daha yakın olduğunu gösteriyor. Bugün İngilizce dünya dili olarak kabul ediliyor. Türkiye'de en çok öğrenilen dil de İngilizce. Biraz geriye gittiğimizde Almanca ve Fransızca çok daha revaçta olan dillerdi. Ama şimdi gençlere baktığımızda İspanyolca, İtalyanca öğrenmeye ilgi duyuyorlar. Japonca öğrenmek isteyen çok genç görüyorum"
Dil öğrenmede birçok faktörün etkili olduğunu kaydeden Derin Atay, "Aldığı ders sayısı, öğretmen faktörü ve sınıf ile kullanılan materyallar çok önemli. Ayrıca kopmadan öğrenilmeli. Dil öğrenimi bir süreçtir ve hiç kopmadan devam ettirilmeli. Ara vermek şeklinde olmamalı. Dil eğitimi iletişim temelli olmalı" ifadelerini kullandı.
MERVE SELÇUK: İNGİLİZCE DIŞINDA DAHA BAŞKA DİLLERİ DE KONUŞMAK GEREKİYOR
Altınbaş Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Merve Selçuk ise yabancı dil bilmenin kariyer açısından avantajlarını anlattı. Selçuk, "Bugünün dünyasında iki dilli olmamak büyük bir dezavantaj. Globalleşen dünyada, eğitimin neredeyse İngilizce'ye döndüğü dünyada İngilizce bilmemenin kariyer basamaklarını tırmanma açısından çok büyük bir problem olduğunu düşünüyoruz. Artık iki dilli olmanın avantajlarından ziyade dil bilmemenin ne kadar büyük eksiklik olduğunu düşünüyoruz. En çok öğrenilen dil olduğu için, ekonomiyi yönlendiren dil olduğu için İngilizce çok önemli. İngilizce dışında daha başka dilleri de konuşmak gerekiyor. Mesela şu an yazılım ve mühendisliğin dili olan Almanca bugün çok popüler. Kendilerini bu alanda geliştirmek isteyenler bu dile yöneliyor. Çince yükselen bir trend. Rusça, aynı şekilde hem tercih edilen bir dil, hem iş anlamında çok büyük avantajlar sağlıyor. Öğrencilerimizin rağbet gösterdiği dillerden biri" diye konuştu.
İngilizce öğreniminin akademik ve iş ortamında yazıp konuşabilecek şekilde değerlendirildiğini vurgulayan Merve Selçuk, "Biz, İngilizce bilmekten bunu anlıyoruz yoksa gramer bilmeyi anlamıyoruz. Aynı şekilde iş dünyasında da bu şekilde bir İngilizce isteniyor. Ayrıca başka dilleri bilmek de çok büyük bir avantaj. Baktığınızda herkes İngilizce biliyorum diyor ancak ne kadar biliyor? Bunun üzerine kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. İngilizce kadar olmasa bile ikinci bir dili en azından B1 seviyesinde öğrenmeleri gerekiyor. Dil bilmenin iş bulmaktan başka faydaları da var. İki dilli olmakla ilgili yapılan araştırmalarda çok fazla avantajları öne sürülüyor. Mesela iki dilli olanların daha iyi eleştirel düşünme becerilerine sahip oldukları, daha esnek düşünebildikleri, bir dilden ikinci bir dile geçerken 'code switching' dediğimiz, Türkçe konuşurken anında İngilizce'ye geçebilme; bütün bunların beynin düşünme kapasitesini artırdığı biliniyor" diye konuştu.
ÇEVİRMENLER AYDA 15 BİN LİRAYA KADAR KAZANABİLİYOR
Yabancı dil bilenler için önemli meslek kollarından biri çevirmenlik. Serbest çevirmenlik yapanlarla birlikte Türkiye'de yaklaşık 30 bin çevirmen var. Toplam 191 dilde çeviri yapılıyor. En çok çeviri yapılan dil ise İngilizce. İngilizce'den sonra sıralama, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça ve Araçpa şeklinde devam ediyor. Bir çevirmen, aldığı işe ve yaptığı çeviriye göre ayda 15 bin liraya kadar kazanç elde edebilir.
"ÇOK DİL BİLMEK ÇEVİRMENLERİN DEĞERİNİ ARTIRIR"
Uluslararası Çevirmenler ve Çeviri Kuruluşları Federasyonu Başkanı ve Türkiye Çevirmenler Derneği Genel Başkanı Ahmet Varol, çok dil bilmenin çevirmenlerin de değerini arttırdığına dikkat çekiyor. Çevirmenliğin sadece dil bilmekle olmadığının altını çizen Varol, "Çevirmenin kapasitesi çok önemlidir. Hangi konularda, günde kaç sayfa yaptığına bağlı olarak kazançları da değişebilir.
Az bilinen dillerde çeviri ücretleri pahalı görünür ancak onlara da az çeviri yapıldığı için kazançları aşağı yukarı diğerleriyle denk olur.
Eğer İngilizce çeviri yapıyorsanız, boş kalmazsınız çünkü çok çeviri oluyor. Hem çok çevirmen olduğu için hem de çok çeviri geldiği için İngilizce'de fiyatlar düşüktür. Ama Çince veya Japonca'da daha az çeviri talebi olduğu için de fiyatlar yüksektir" şeklinde konuştu.
ÇEVİRMENLİKTE ÇİNCE VE KORECE 2 KAT FAZLA KAZANDIRIYOR
Uluslararası Çevirmenler ve Çeviri Kuruluşları Federasyonu'nun bilgilendirme amaçlı açıkladığı 2018 çeviri fiyat listesi şu şekilde:
"İngilizce, Almanca ve Fransızca çeviri, sayfa (20 satır) başına öğrenci tezlerinde 80 lira, teknik, hukuki, ticari, tıbbi ve edebi eserlerde 120 lira; 2. grup kategori dilleri olan Arapça, Boşnakça, İspanyolca, Yunanca, İtalyanca gibi dillerde öğrenci tezleri 120 lira iken teknik, hukuki, ticari, tıbbi ve edebi eserlerde 160 lira. Dillerin kategorik sıralamasına göre ücretlerde artış görülürken, son kategori olan 6. grupta yer alan Çince, Fince, Japonca, Korece Slovence Tayca, Latince'de tez 200 lira, teknik, hukuki, ticari, tıbbi ve edebi eserlerde 250 lirayı buluyor. Serbest çevirmenler ise bu listesinin 3'de 1'i oranında fiyatlara kadar çeviri yapabiliyor."
2018 YILI TURİST REHBERİ ÜCRETLERİ
Yabancı dil bilenlerin istihdam edildiği sektörlerin başında turizm geliyor. Sektörün her alanında iş bulmakta en az bir yabancı dil bilmek büyük avantaj sağlıyor. Turizmde belgeli turist rehberliği son yıllarda ciddi kazanç getiriyor. Turist rehberlerinin ücretleri, her yıl sonunda birliklerin önerisiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenirken, 2018 yılı için hizmet grupları itibariyle uygulanan taban ücretleri ise şu şekilde: Günlük tur 387 lira, transfer 195 lira, gece turu 195 lira, paket tur 467 lira, aylık ücret 3 bin 870 Lira
KAMU PERSONELİNE DİL TAZMİNATI
Yabancı dil bilmek kamu personeline de ek gelir sağlıyor. Kamu personeline, ÖSYM'nin yabancı diller sınavından alınacak puana göre 25 ayrı dil için dil tazminatı ödeniyor.
YURT DIŞINDA YABANCI DİL ÖĞRENMENİN MALİYETİ
Türkiye'de yabancı dil eğitimi veren ve yurt dışı dil okulları olanağını sağlayan kurumların sayısı her geçen gün artıyor. Yurt içinde İngilizce, Almanca İspanyolca gibi diller için aylık bir kur ücreti 1500 - 2 bin lira arasında değişiyor. İngilizce öğrenmek için yurtdışı dil okullarında başta İngiltere olmak üzere Kanada, Malta, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkeler öne çıkıyor. Dil eğitimi ve konaklama için maliyetler, İngiltere'de bir aylık ortalama 1.800 paund, Kanada'da 2 bin 500 Kanada Doları, Malta'da 2 bin avro, İrlanda'da 2 bin 500 avro civarında. Kanada ve Avustralya uzun dönemler için tercih sebebi olurken, bu ülkelerin eğitim sonrası iş imkanları sunması da avantaj sağlıyor. Ayrıca Almanya'da, 3 aylık bir dil eğitimi için eğitim ve konaklama 4 bin avrodan başlarken, İspanya'da ise bu fiyat 1300 avroyu buluyor.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Merve Selçuk ile röp
-Derin Atay'ın açıklamaları
-Ahmet Varol ile röp
-Genel ve detaylar
13.09.2018 - 13.49 Haber Kodu : 180913101
===========================
6- BAKAN VARANK: YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞIMIZI ÜLKEMİZE YENİDEN KAZANDIRACAĞIZ
Cansel KİRAZ- Akın ÇELİKTAŞ- İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL, SAHA EXPO 2018 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı'nın açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Yıllardır yetişmiş insan kaynağımızı adeta bir beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz. Sayın cumhurbaşkanımızın 100 Günlük İcra Programı'nda da ilan ettiği gibi bilim insanlarının ülkeye dönüş seferliği hedefi doğrultusunda TÜBİTAK ile "Uluslararası Lider Araştırmacılar" programını hazırlıyoruz. Bu programda hem yetişmiş insan kaynağımızı ülkemize yeniden kazandıracağız hem de dünyanın dört bir yanından araştırmacıları ülkemize davet edeceğiz" dedi.
Savunma, denizcilik, havacılık ve uzay sanayisi alanlarında faaliyet gösteren firmaların ürünlerinin sergileneceği "SAHA EXPO 2018 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ile SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İBB Başkanı Mevlüt Uysal'ın katılımıyla açıldı.
"SON 16 YILDA SAVUNMA SANAYİSİNDEKİ YERLİLİK ORANINI YÜZDE 24'TEN YÜZDE 65'E ÇIKTI"
Bu yıl ilk defa gerçekleşen ve 135 katılımcı firmanın yer alacağı fuarın açılış konuşmasını, Sanayi ve Teknooji Bakanı Mustafa Varank yaptı. Bakan Varank, açılışa gelen firmalara seslenerek, "Sizler sadece savunma sanayimiz için değil, sanayimizin diğer tüm kolları için de örnek bir yapılanma, örnek bir model ortaya koydunuz. Türkiye için stratejik önem arz eden yüksek katma değerli ürün üretiminde katalizör vazifesi üstlendiniz. Firmalarımızın teknolojik yeterliliğini artırmak için önemli işlere imza attınız. Birçok ürün sizlerin çalışması sayesinde millileştirildi. Üniversitelerin bilgi ve teknoloji birikimini de kümelenmeye dahil ederek üniversite- sanayi iş birliği açısından bir somut adım atmış oldunuz. Sizlerin ortaya koyduğu bu modelin tüm sanayimizde yaygınlaşarak iş dünyamıza ilham vermesini temenni ediyoruz" dedi.
"Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak "kümelenme destek programları" kapsamında sanayinin rekabet gücünü artırmak için önemli çalışmalarımız var" diyen Bakan Mustafa Varank, "Birbirleri ile ilgili sektörlerin ve firmaların iş birliğini destekliyor büyük bölümü hibe olmak üzere çok çeşitli mali destekler sağlıyoruz. Türkiye son 16 yılda savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 24'ten yüzde 65 seviyesine çıkarmayı başardı. Bu gurur verici ivmeyi siz değerli firmalarımız ve kümelenme yaklaşımının da etkisiyle başardık. Bakanlığımıza bağlı TÜBİTAK ve KOSKEB'in tüm kaynaklarını ve tecrübesini yerli ve milli savunma sanayisi için seferber ettik. TÜBİTAK'ın Ar-Ge'sine destek verdiği birçok ürün Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından hali hazırda kullanılmaktaydı" şeklinde konuştu.
"YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞIMIZI ÜLKEMİZE YENİDEN KAZANDIRACAĞIZ"
Bakanlığın diğer sanayi kollarında da yerlileştirmeye destek verdiğini söyleyen Varank, şöyle devam etti: "Yerli ve milli üretimi stratejik yaklaşımla ele alıyor, pek çok kanaldan güçlü bir şekilde destekliyoruz. Ülkemize teknolojik üstünlük kazandıracak projelere, cari açığı azaltacak yatırımlara öncelik vereceğimizi ilan etmiştik. Yerlileştirme programımız kapsamında 3 bin ürünü detaylı bir şekilde inceledik. İlk aşamada ülkemizin 30 milyar dolarlık ithalatına karşılık gelen ürün gruplarının yerlileştirilmesine odaklandık. İnsan kaynağı en önemli unsurların başında geliyor. Yıllardır yetişmiş insan kaynağımızı adeta bir beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz. Sayın cumhurbaşkanımızın 100 Günlük İcra Programı'nda da ilan ettiği gibi bilim insanlarının ülkeye dönüş seferliği hedefi doğrultusunda TÜBİTAK ile "Uluslararası Lider Araştırmacılar" programını hazırlıyoruz. Bu programda hem yetişmiş insan kaynağımızı ülkemize yeniden kazandıracağız hem de dünyanın dört bir yanından araştırmacıları ülkemize davet edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"MİLLİ ÜRETİMİN VAZGEÇİLMEZ ÖNEMDE OLDUĞUNU YAKIN ZAMANDA ÖĞRENDİK"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türkiye'nin kendi uydusunu, insansız hava aracını, eğitim uçağını ve gemisini üretecek duruma geldiğine dikkat çekerek, "Ülke olarak savunma sanayisinde yerli ve milli üretimin vazgeçilmez önemde olduğunu yakın zamanda yaşayarak öğrendik. Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarında millet olarak bir kez daha gördük ki, kendi milli ve yerli gücümüzle aşamayacağımız hiçbir engel yoktur" dedi.
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, ise konuşmasında, Türkiye'de Kuzey Marmara Hattı'nın, sanayi üretiminin yüzde 54'ü teşkil ettiğini söyledi. Bayraktar, " Bu hatta 100 binden fazla sanayicimiz 52 tane tersanemiz, 54 tane üniversitemiz, 14 tane teknoparkımız bulunmakta. SAHA İstanbul aslında sanayinin kalbi olan bu bölgenin dinamizmini ve burada faaliyet icra eden firmaların tamamı özel sektörde iş yapan, kabiliyet geliştirmiş firmalarımız. SAHA İstanbul özellikle son 15 yılda savunma sanayisinde yaşanan milli ve özgür üretim modeliyle elde edilen başarılara katkı sunması, bu dinamizmin savunma sanayisine sevk edilmesi amacıyla kuruldu" dedi.
Konuşmaların ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'a hediye takdim edildi ve kurdele kesildi.
SAHA İstanbul tarafından organize edilen SAHA EXPO 2018 Fuarı, 13-15 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'ne gerçekleştirilecek. Panellerde geleceğin teknolojileri ve firmaların ilham veren başarı hikayeleri de anlatılacak.
Görüntü dökümü:
----------------
-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın konuşması
-Hediye takdimi
-Kurdele kesilmesi
-Genel ve detaylar
13.09.2018 - 13.46 Haber Kodu : 180913100
==============================
( YENİ KAZA GÖRÜNTÜSÜYLE)
7- KARTAL'DA OTOMOBİL KUAFÖR DÜKKANINA GİRDİ
Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ/ İSTANBUL DHA
Kartal'da minibüs yolunda sürücüsünün kontrolü kaybettiği otomobil kaldırımı aşarak kuaför dükkanına girdi. Kazada ölen yada yararlanan olmazken iş yerinde hasar oluştuğu öğrenildi. Kaza anı ise saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.
Kaza, Karlıktepe Mahallesi Üsküdar Caddesi'nde saat 03.45 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Maltepe istikametine ilerleyen 34 NE 1033 plakalı otomobilin sürücü Baran Gülsoy direksiyon hakimiyetini kaybetti. Sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil kaldırımı aşarak yol kenarında bulunan bir kadın kuaförüne girdi. İhbar üzerine olay yeine çok sayıda polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
SÜRÜCÜ KAZADAN YARA ALMADAN KURTULDU
Otomobilin sürücüsü Baran Gülsoy kaza yaptıktan sonra sağlık ekiplerin müdahale etmesi istemedi ve durumunun iyi olduğunu belirtti. Polis ekipleri kaza yerinde bir süre inceleme yaptı.
Polis ekipleri kaza yerinde incelemelerin ardından otomobil çekici yardımıyla iş yerinden çıkarılarak çevredeki bir otoparka çekildi. Kaza da ölen yada yaralanan olmadı. Kaza ilgili soruşturma başlatıldı.
KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA
Kaza anı apartmanın güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde seyir halindeki otomobilin sürücüsünün hakimiyetini kaybetmesinin ardından kaldırımı aşarak dükkana girdiği görülüyor. Olaydan sonra polis ekipleri kaza yerine gelerek inceleme yaptığı görüntülere yansıyor.
KUAFÖRÜN SAHİBİ SÜRÜCÜNÜN UYUDUĞUNU İDDİA ETTİ
İş yeri sahibi Ali Altunbaş da otomobil sürücünün uyuduğunu iddia ederek, "Şu an da maddi hasarımız var, gerekenleri polis arkadaşlarımız yaptı. Ölen ve yaralanan yok, sürücünün durumu da iyi. Dükkanımda yaklaşık 50 bin TL zararım var" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Güvenlik Kamerası görüntüleri
-Otomobilin gelişi
-Çarpma anı
-İçeriden görüntü
/////////////////////////
-Olay yeri
-Kadın kuaföründen detay
-Polis ekipleri incelemesi
-Otomobilden detaylar
-Genel ve detaylar
-İş yeri sahibiyle röp.
==============
8- İBB'DEN İSTANBUL İÇİN SAĞANAK YAĞMUR UYARISI: ZORUNLU OLMADIKÇA ARAÇLA ÇIKILMAMALI
İSTANBUL, İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nce İstanbul için sağanak yağmur uyarısı yapıldı. Yapılan açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiler doğrultusunda İstanbul'da bugün öğle saatlerinden itibaren il genelinde gök gürültülü sağanak yağmur geçişlerinin yaşanacağı tahmin edildiği belirtilerek, vatandaşların zorunlu olmadıkça özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları, toplu taşım araçlarını kullanmaları önerildi.
Açıklamada yağışların akşam saatlerinden itibaren şiddetini arttırmasının beklendiği belirtilerek şöyle denildi: " Cuma günü akşam saatlerine kadar çok kuvvetli, kuzey bölgelerimizde ise şiddetli 60-90 kg/m2 yağışların olacağı tahmin ediliyor "denildi. İBB'den verilen bilgilere göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi oluşabilecek olumsuzluklara karşı tedbirlerini aldı. İtfaiye, Yol Bakım ve Onarım Daire Başkanlığı, İSKİ, Zabıta, Atık Yönetimi, Park Bahçeler Daire Başkanlığı, İBB Trafik Müdürlüğü, 153 İBB Yerinde Çözüm Ekipleri kritik noktalarda muhtemel göllenmelere karşı alarma geçti. Ekipler ana arterlerde yollarda kanal temizleme, mazgal açma çalışmalarını sürdürüyor. İlçe Belediye Başkanlıkları da bilgilendirilerek tedbir almaları istendi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri 3 bin 865 Personel, bin 670 Araç ve İş makinesi, 385 Motopomp, 269 Jeneratör, 411 dalgıç Pompa ile 24 saat esasına göre alarma olacak. 'AKOM tüm birim sorumluların toplayarak kriz yönetimi oluşturdu. Kamera takibi ve gelen ihbarlar doğrultunda ekipler sorunlu bölgelere sevk edilecek.
Açıklamada ayrıca, "? Vatandaşlarımız muhtemel su baskınları ihbarı için 153 Beyaz Masa ve İtfaiye 110'u arayabilir. Vatandaşların zorunlu olmadıkça özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları, toplu taşım araçlarını kullanmaları öneriliyor." denildi.
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?