Kas erimesi hastası Mehmet'in umudu Hindistan'da tedavi olabilmek
Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde yaşayan Duchenne Muskuler Distrofi (DMD) adıyla bilinen 'kas erimesi' hastası olan ve doktorların 9 yıl ömrünün kaldığını söylediği 19 yaşındaki Mehmet Kandemir, tek isteğinin hastalığın ilerleyişinin 3 seanslık kök hücre tedavisi ile durdurulabildiğini öğrendiği Hindistan'a gitmek olduğunu söyledi. Maddi durumu yetersiz olan aile, tedavi için gereken 30 bin dolar için hayırseverlerden yardım isterken, sağlığına kavuşmayı bekleyen Mehmet Kandemir ise şimdiden Hintçe kelimeler öğrenmeye başladı.
Şehitler Mahallesi'nde yaşayan Manisalı 45 yaşındaki Hatice Kandemir ile bir fırında hamurkar olarak çalışan aynı yaştaki Hüseyin Kandemir çiftinin iki çocuğundan küçüğü olan Mehmet Kandemir'e, doğuştan gelen bir hastalık olmasına rağmen 4 yaşındayken, İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde kas erimesi hastalığı teşhisi konuldu. Kandemir 15 yaşından itibaren de tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Şu an 19 yaşında olan Kandemir, çok sayıda doktora gitmesine rağmen çare bulamadı. Son olarak Hindistan'da özel bir sağlık kuruluşu ile iletişime geçen aile, 3 seanslık kök hücre tedavisi ile hastalığın ilerleyişinin durdurulabileceğini öğrendi. Toplam 30 bin dolar maliyeti olan tedavi için maddi durumları el vermeyen Kandemir Çifti, çocuklarının her gün gözlerinin önünde çaresizce eridiğini belirterek, hayırseverlerden yardım istedi.
Baba Hüseyin Kandemir, "Mehmet, hep iyileşeceğini ümit edip, bunun hayaliyle yaşıyor. Onu, moralini yüksek tutarak yaşatmaya çalışıyoruz. Çok üzülüyoruz ama ona belli etmiyoruz. Hindistan'a tedaviye giden aileler çok faydalarını gördü. Biz de çocuğumuzu oraya götürmek istiyoruz ama maddi imkanımız yetmiyor. Çocuğumun tedavisi için satabileceğimiz ne bir karış toprağımız ne de para yapacak bir mal varlığımız var. Bir fırında asgari ücretle çalışıyorum. Şehzadeler Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan da eşime aylık 1100 lira evde bakım parası ödeniyor. Başka gelirimiz yok. Oğlumun yurt dışından gelen ilaçlarına devlet tarafından karşılanmadığı için aylık 700 lira ödüyoruz. Kalan parayla da evin ve oğlumun ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyoruz. Doktorlar, oğlum için, '28 yaşına kadar ancak yaşar. Daha fazla dayanamaz' diyor. Oğlumun tedavisi için elimizden bir şey gelmemesi nedeniyle çok üzülüyoruz. Her gece yatağımda oğlum için gözyaşı döküyorum" dedi. Arkadaşlarını görünce "Ben de onlar gibi koşup, oynamak istiyorum" diyen oğlunun bu sözleriyle yüreğinin yandığını belirten Kandemir, "Çocuğumu ölüme terk edemem. Onun tek isteği tedavi olabilmek" diye konuştu.
'HİNTÇE ÖĞRENMEYE BAŞLADIM'
Haftanın 3 gün Manisa Şehir Hastanesi'nde fizik tedavi gören Mehmet Kandemir ise hastalığının doğuştan olduğunu belirterek, "Ancak tanı 4 yaşında konuldu. 15 yaşıma kadar zorla olsa da kendi başıma yürüdüm. Ama artık fazla hareket edemiyorum. İstediğim şeyleri yapamıyorum. Tekerlekli sandayede çok oturunca belim ağrıyor. Yatıyorum. Yatarken, her iki yanıma bile dönemiyorum, annemin yardımı gerekiyor. Benim hastalığımın tedavisi Hindistan'da yapılabiliyor. O tedaviyi olmam lazım. Ancak ailemin maddi durumu yok. Hayırseverlerden yardım bekliyorum. Hastalığım tedavisi olmazsa her geçen gün durumum daha kötü olacak" dedi.
Sağlığıma kavuşması halinde okuyup, doktor olmak istediğini de belirten koyu Beşiktaş taraftarı Kandemir, "Hedefim Hindistan'da eğitim alıp, bu hastalığın tedavisini Türkiye'de yapmak. Ayrıca bir gün tedavim için Hindistan'a gidebilirsem, doktorlarımla konuşabileyim diye şimdiden internetten Hintçe kelimeler de öğrenmeye başladım" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------
-Mehmet Kandemir'in günlük bakımından görüntü
-Mehmet Kandemir ve ailesinden görüntü
-Mehmet Kandemir ile röp.
-Baba Hüseyin Kandemir ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Cemil SEVAL/ MANİSA,
=======================
Kaldırımda yaşayan anne ile oğlunun dramı yürekleri burkuyor
İzmir'de uzun süredir sokakta yaşayan anne Seval Taşkın (64) ve şizofreni hastası oğlu Batuhan Sezgin (37), kaldırıma serdikleri kartonun üzerinde günlerini geçiriyor. Hayırseverlerin desteğiyle gıda ihtiyaçlarını karşılayan anne oğul, yetkililerden soğuk kış günlerinde barınacak bir ev için destek istiyor.
İzmir'de, hiçbir gelirleri olmadığı için sokakta yaşamak zorunda kalan anne Seval Taşkın ve oğlu Batuhan Sezgin, çaresizlik içinde yardım bekliyor. Bornova ilçesindeki bir sokakta kaldırımın üzerinde oturan anne oğul, çevre sakinlerinin yardımlarıyla hayatını sürdürüyor. Eşiyle, oğlu henüz 40 günlük bebekken ayrıldığını anlatan Seval Taşkın bir daha kendisinden haber alamadıklarını belirterek, büyük bir yaşam mücadelesi verdiklerini söyledi. Birlikte yaşadıkları, oto galericisi olan babasının 7 yıl önce felç kaldığını ve işini yapamaz hale geldiğini dile getiren Taşkın, "Borçlarımızı ödeyebilmek için Güzelyalı'daki evimizi sattık. Babam 1 yıl içinde öldü, annem Alzheimer hastası oldu. Ben özel bir anaokulunda çalışıyordum, bırakmak zorunda kaldım. Annemi huzurevine yatırdık. Oğlumu rehabilitasyon merkezine aldılar. Devlet 2003 yılından itibaren özürlü maaşı bağlamıştı. Rehabilitasyon merkezine gidince maaşı kesildi" dedi. Hiçbir gelirleri olmadığı için evsiz kaldıklarını anlatan Taşkın, 2017 yılından bu yana sokakta olduklarını belirtti. Bir süre önce Karabağlar Kaymakamlığı tarafından bir eve yerleştirildiklerini dile getiren Taşkın, ev sahibi ile yaşanan anlaşmazlık üzerine 3 ay sonra evi boşaltmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Yaklaşık 20 gündür yine sokakta olduklarını anlatan Taşkın şöyle konuştu:
"Sokaklarda kalıyoruz. Bir yer bulursak barınacağız. Bulursak yiyoruz bulamazsak yemiyoruz. Yetkilerden yardım istiyoruz. Çok zor durumdayız. 65 yaşında yaşlılık maaşı bağlanıyormuş, daha sonra ona başvuracağım. Tek talebim oturacak bir ev. Geçen kış da sokaktaydık bu kışı da sokakta geçirmek istemiyoruz."
'ELİMİZDEN FAZLASI GELMİYOR'
Çevre sakinlerinden Erol Özkan da şunları söyledi:
"Ben yakınlardaki bir fabrikada çalışıyorum. Her gün işe gidip gelirken onları görüyorum. Elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Her öğlen bir şeyler vermek istiyoruz. Ama sadece yemekle olmaz. Elimizden daha fazlası gelmiyor. Onlara kalacak bir yer verilsin."
KIZILAY EV ARAYIŞINA GİRDİ
Türk Kızılayı İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış da ailenin durumundan haberdar olduklarını söyleyerek, gıda kartı yardımında bulunduklarını açıkladı. Elbise yardımı da yaptıklarını anlatan Baykalmış, en kısa sürede bir ev temin etmeyi planladıklarını söyleyerek 3 ayı peşin olmak üzere 1 yıllığına kiranın Kızılay tarafından karşılanacağını sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü
---------
-Kaldırımın üzerinde oturan anne oğuldan görüntü,
-Kızılay ekiplerinin yardım getirmesinden görüntü,
-Anne Seval Taşkın'ın ağlamasından görüntü,
-Anne Seval Taşkın ile röp,
-Çevre sakini Erol Özkan ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,
=================
74 yıldır bitkilerin yağını çıkartıp şifa dağıtıyor
Muğla'nın Marmaris ilçesinde yaşayan 87 yaşındaki İdris Alper, 74 yıldır dağlardan topladığı veya köylülerden satın aldığı adaçayı, nane, defne ve kekik gibi birçok bitkinin yağını geleneksel yöntemle çıkartıp satarak geçimini sağlıyor. Adaçayı yağı bebeklerde gaz çıkarmaya yararken, yetişkinlerde idrar söktürücü ve antiseptik olarak kullanılıyor.
Marmaris'in kırsal Bayır Mahallesi'nde yaşayan evli ve 4 çocuk babası İdris Alper, ilerleyen yaşına rağmen çalışkanlığıyla gençlere taş çıkartıyor. 12 yaşında babasıyla birlikte dağlardan topladığı veya köylülerden satın aldığı adaçayı, kekik, nane ve defne yaprağının geleneksel yöntemlerle yağını çıkaran Alper'in azmi takdir topluyor. Kazanın altında yanan odun ateşiyle kaynatılan bitkinin damıtımı yapılıyor. Saatlerce süren bu işlemle bitkinin yağı çıkartılıyor. 100 kilo adaçayından 350 gram yağ çıkartılırken, kilosu 1700 liradan satılıyor. Adaçayı yağı bebeklerde gaz çıkarmaya yararken, yetişkinlerde idrar söktürücü ve antiseptik olarak kullanılıyor.
İdris Alper, bitkilerin yağını çıkarmanın kolay olmadığını anlatarak şöyle dedi:
" Antalya'dan mahallemize kazan satmaya gelirlerdi. Rahmetli babam, kendine bir kazan aldı. Topladığı bitkilerin yağını çıkartmaya başladı. Babamdan bu işi öğrenmek için çok emek harcadım. Bitkinin yağını çıkartmak kolay değil. Yaşlandığım için yevmiyeli olarak insanlar çalıştırıyorum. Oduna, bitkiye ve çalıştırdığım kişilere para ödüyorum. Çıkarttığım yağları kullanan insanların geri dönüşleri hep olumlu oluyor. Benden sonra bu işi torunum Ege Alper'in yürüteceğine inanıyorum."
İdris Alper'in torunu 12 yaşındaki Ege Alper ise, "6 yıldır dedeme yardım ediyorum. Bu işi yapmayı çok seviyorum. Bana keyif veriyor. Şu anda tek başıma yapamam. Çünkü inceliklerini tam öğrenmek gerekiyor" dedi.
Öte yandan İdris Alper'in evine şifa aramak için gelenler ise genellikle 10'ar gramlık cam şişelerdeki yağları 30 liradan satın alıyor. Eğer kiloyla alım olursa yağın kilosu 1700 liradan satılıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------
Adaçayı yağının hazırlanma aşamasından görüntü
İdris Alper'in evine yağ almak için gelenlerden görüntüsü
İdris Alper ile röp.
Ege Alper ile röp.
Haber- Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA, DHA)
=================
Erzurumlu çocukların kayakla atlamaya ilgisi arttı
Erzurum'un 2011 yılında evsahipliği yaptığı Dünya Üniversiteler Oyunları'yla tanıştığı kayakla atlama sporuna ilgi her geçen gün artıyor. Milli takıma 11 sporcu gönderen Erzurum'da bu sporla uğraşanların sayısı 100'ü geçti. Kayakla atlamanın ilk isimlerinden birisi olan ve şimdilerde sporcu yetiştiren Faik Yüksel, "Kayakla atlama Norveç'in ata sporu olarak biliniyor ama biz de de deli kanı olduğu için bu alanda iyi olacağımızı ümit ediyoruz" dedi.
Kış sporlarında yapılan tesislerle Türkiye'nin merkezi haline gelen Erzurum'da sporcu sayısında da artış yaşanıyor. Başta kayak, sürat pateni olmak üzere kış sporlarının her branşında onlarca çocuğun yetiştiği kentte kayakla atlama dalına da ilgi giderek artıyor. 2018 yılında Güney Kore'de yapılan Kış Olimpiyatlarına katılan Fatih Arda İpçioğlu, bu branşta ilk sporcu olarak adını tarihe yazdırmasından sonra kentte atlama branşını yapanların sayısı bir anda 100'lere ulaştı.
A ve B milli takımlarına 11 sporcu veren Erzurum'da yeni atlamacılar yetiştirmek için çalışmalarda aralıksız devam ediyor. Erzurum'da kayakla atlamanın ilk sporcularından Faik Yüksel'in antrenörlüğünü yaptığı 9-14 yaş grubu çocuklar, K-40 kulesinde çalışıyor. Pisti sulandırılan kuleden atlayan öğrencilerine telsizle hatalarını söyleyen Yüksel, onları tek tek motive ediyor. Erzurumlu çocukların bu spor dalına olan ilgisinden memnun olduğunu ifade eden Yüksel, "İnşallah hepsini milli takıma kazandırmaya çalışıyoruz. Kayakla atlamada dünyada isim yapmayı hedefliyoruz. Şimdiye kadar yapılan yarışmalarda milli takımdaki sporcularımız bizi güzel temsil ediyorlar. Biz de onlara yeni milli sporcular kazandırmak için antrenmanlarımızı sürdürüyoruz. Kayakla atlama Norveçlilerin atas sporu olarak biliniyor. Ama bizde de deli kanı olduğu için bu alanda iyi olacağımızı ümit ediyoruz. Ben de zaten kayakla atlamanın ilk sporcularındanım. Bizim eşliğmizide iyi bir takım, iyi bir gelecek oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Kayakla atlama B milli takım sporcusu Salih Enes Arslan ise yaz ayı olmasına rağmen çalışmalarını sıkı şekilde sürdürdüklerini belirtti. Erzurum'da yapılan Türkiye şampiyonasını 2 bine yakın çocuğun izlediğini ifade eden Arslan, kayakla atlamanın zevkli bir spor olduğunu ve herkesin yapabileceğini kaydetti. 9 yıldır kayakla atlama sporu yaptığını anımsatan Erzurum Spor Lisesi son sınıf öğrencisi Gökhan Taşdemir, ailelerin tehlikeli olarak gördükleri bu spora çocuklarını bırakmadıklarını söyledi. Taşdemir, kayakla atlamanın sanıldığı gibi tehlikeli olmadığını ve heyecan veren bir branş olduğunu bildirdi. Kayakyolu Ortaokulu öğrencisi 13 yaşındaki Yusuf Ergünay ise hocasının tavsiyesiyle kayakla atlamaya başladığını aktardı. Kayakla atlamada korkulacak bir şey olmadığını vurgulayan Ergüney, ailelerin çocuklarını bu spora göndermelerini tavsiye etti.
Görüntü Dökümü
-----------
-Sporcuların kayakla atlama pistine gelmesi
-Sporcuların pistlerden atlayışlarından genel ve detay
-Antrenör Faik Yüksel ile röp
-Pistlerde yapılan atlamalardan genel ve detaylar
-Sporcularla röp
Haber-Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM,
=====================
Gölbaşı'nda meşaleli Zafer Bayramı yürüyüşü
Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla meşaleli yürüyüş düzenlendi.
Düzenlenen yürüyüşe CHP İlçe Başkanı Emine Köseler, Gölbaşı Belediye Başkan Vekili İbrahim Tıraş ve vatandaşlar katıldı. CHP İlçe binası önünde başlayan meşaleli yürüyüş 15 Temmuz Demokrasi Meydanında CHP Gölbaşı İlçe Başkanı Emine Köseler'in kutlama konuşmasının ardından sona erdi.
Görüntü Dökümü
---------
-Vatandaşların ellerinde meşalelerle yürümesi
-CHP İlçe Başkanı Emine Köseler'in konuşması
Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 130 MB
Haber-Kamera: Ahmet KORKMAZ-ADIYAMAN-DHA)
================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?