1)REKOR UYUŞTURUCU İDDİANAMESİ TAMAMLANDI
ERZURUM'da Türkiye'de tek seferde ele geçirilen en yüksek miktar olan 100 milyon TL değerindeki 1 ton 535 kilogram eroinle ilgili olarak aralarında baron Mehmet Zeki Fidan'ın da bulunduğu 8 tutuklu hakkındaki soruşturma tamamlandı. 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, sanıkların toplam 1314 yıl hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, zehir tacirlerinin uyuşturucuları taşımak için kullandığı yöntem, kriptolu cep telefonu ve özel mesajlaşma programı 'chat encro' deşifre edildi. Sevkiyatta eroin yüklü çuvalların sahiplerinin karışmaması için torbaların mavi ve siyah renkli iplikle dikildiği ortaya çıktı.
Erzurum'un merkez Aziziye ilçesinde 25 Ocak'ta, florit madeni yüklü TIR'ın dorse kısmında 17 çuval dolusu 25 bin 834 taş parçası şekli verilmiş 1 ton 535 kilo eroin ele geçirildi. İran'a açılan Gürbulak Sınır Kapısı'ndan yurda giriş yaptığı tespit edilen eroin yüklü TIR, hiç yakalanmamış gibi yapılarak teslimatın yapılacağı İstanbul'a gönderildi. Tarihi operasyonla uyuşturucu çetesi çökertildi. Uyuşturucu baronu Mehmet Zeki Fidan yurt dışına kaçmak üzereyken Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yakalandı.
3 gün süren başarılı operasyonla yakalanan şüpheliler, İçişleri Bakanlığı'na ait özel jetle Erzurum'a getirildi. Soruşturmayı genişleten savcılık, örgütün İran ayağına da operasyon yaptı. İran'dan uyuşturucuyu temin edip, florit madenin içerisine gizlenmesi ve gümrüğe naklini yapan 'Rüzgar' kod adlı Ali Yıldırım ile 'Ateş' kod adlı Mahmut Mısır, gümrükleme şirketi sahipleri Erdal Ergi, Ahmet Özdemir, işçi Mazlum Özdemir, uyuşturucuların İstanbul'da saklandığı deponun sahibi 'Mekanik' kod adlı Hacı Karahan, örgüt üyeleri ile baron arasındaki irtibatı kuran 'Lord' ve 'Mahalle' kod adlı Saruhan Özçelik, baron 'Dutifoalbar' ve 'Dayı' kod adlı Mehmet Zeki Fidan tutuklanarak cezaevine kondu.
1314 YIL HAPİS CEZASI İSTENDİ
Erzurum Kaçakçılık ve Uyuşturucu Madde Ticareti, Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Savcısı Melih Yıldırım tarafından yürütülen detaylı soruşturma tamamlandı ve 54 sayfalık iddianame hazırlandı. 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, 'uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üye olma' suçlarından örgüt lideri Mehmet Zeki Fidan'ın, yöneticiler Saruhan Öztürk, Ali Yıldırım ve Mahmut Mısır'ın 166 yıl 6'şar ay, örgüt üyeleri Hacı Karahan, Erdal Ergi, Ahmet ve Mazlum Özdemir'in ise 162'şer yıl olmak üzere toplam 1314 yıl hapisleri istendi.
UYUŞTURUCULARIN KARIŞMAMASINA RENKLİ İPLİ ÖNLEM
İddianamede, örgütün iç yüzü, uyuşturucu ticareti için uygulanan yöntemler de ortaya çıkarıldı. İran'dan temin edilen eroinin florit madeni ithal ediliyormuş gibi gösterilip, burada taş şeklinde çuvallar içinde sınıra getirildiği, Doğubayazıt'taki Gürbulak Sınır Kapısı'ndaki şirkette millileştirilme denen işlemden geçirildikten sonra İstanbul'a gönderildiği belirlendi. Uyuşturucu sevkiyatı için kurulan Hacı Karahan'a ait lojistik şirketinin ithalat yetkisi olmadığından Gürbulak'taki gümrükleme şirketinin kullanıldığı tespit edildi. TIR'daki 20 çuvaldan yalnız 3'ünde tamamen florit madeni olduğu saptanırken, diğer 17 çuvalda ise üzerinde florit madeninin kalitesinin ölçülmesi anlamına gelen 'tenör' ibaresinin yazılı olduğu görüldü. Tenör ibaresi ile o çuvallarda uyuşturucu olduğu şifrelendiği aktarılan iddianamede, sevkiyatta eroin yüklü çuvalların sahiplerinin karışmaması için de torbaların 6'sının mavi ve 11'inin de siyah renkli iplikle dikilerek ayırt edilmesi kolaylaştırıldı. Mehmet Zeki Fidan'ın ele geçirilen ajandasında da '90 tenör' yazılı uyuşturucu madde dolu çuvallar ve karşılarında hangi renkle dikildiğini gösteren şifreli notlar çıktı.
KRİPTOLU TELEFON VE GİZLİ YAZIŞMA PROGRAMI
Cumhuriyet Savcısı Melih Yıldırım, iddianamesinde uyuşturucu kaçakçılığı yapan örgütün, güvenlik güçlerine yakalanmamak aldıkları tedbirlere de yer verdi. Örgüt üyelerinin katı bir şekilde gizliliğe riayet ettiği, uyuşturucu konulu görüşmeleri kriptolu BQ marka telefonda 'chat encro' isimli özel mesajlaşma programından yaptıkları anlaşıldı. Örgüt lideri Mehmet Zeki Fidan tarafından temin edilen özel telefonlar, yabancı ülke menşeili sim kartlarıyla yönetici ve üyelere dağıtıldı. Kod isimleri verilen, uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılığında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının konumlarına ve görevlerine göre hücre yapılanmasına gidildiği kaydedildi. Örgüt mensuplarının kiminle görüşeceğine Fidan'ın karar verdiği, telefona sadece bu isimlerin kaydedilerek kişilere teslim edildiği kaydedildi. Kriptolu telefonların dışarıya kapalı olduğu, yalnızca baronun belirlediği kişiler arası yazışmalar yapıldığı ortaya çıktı. Kriptolu telefonun 3 aylık bir kullanım süresi sonrası tüm içeriğinin silinerek kullanım dışı haline geldiği saptandı. Kriptolu cihazın normal açılmak istendiğinde açma- kapama tuşu ile açıldığı, ancak android ekrandan 'chat encro'nun açılması için açma- kapama tuşu ile birlikte ses tuşu ile aynı anda basılması gerektiği belirlendi. Sohbet programına 15 haneli bir şifre ile girildiği, yazışmaların 7 gün içerisinde otomatik kendini sildiği tespit edildi.
BARONUN GİZLİ YAZIŞMASI: SİNİRLER ÇELİK GİBİ OLMALI
Polis ekiplerince deşifre edilen Mehmet Zeki Fidan ile Saruhan Özçelik'in Erzurum'da yakalanan uyuşturucu madde nakli sırasında yaptığı mesajlaşma şöyle: Mehmet Zeki Fidan: X-ray'a girip çıkmış bu kısım, beni mutlu etti. Demek ki projeyi doğru düşünmüşüm. Sakin olmayan kaçakçılık yapamaz. Sinirler çelik gibi olmalı, kızsan dahi kızdığım konuyu not ederim. Kişilerin eksiği olmuşsa kişileri, yok planda hata varsa aksama sebebi farklı ise onu not ederim. Sıkıntı sebebi ne ise onu onanırım. Saruhan Özçelik: Zor abi onların da işi kolay değil, ama dediğin gibi soğukkanlı olmak iyidir her zaman. Mehmet Zeki Fidan: Rahat ol abim, her anını yaşıyorum ve takibindeyim.
'TENÖR MÜZİK İBARESİ'
Suçlamaları kabul etmeyen Mehmet Zeki Fidan iddianamede yer alan ifadesinde ise kendini, "Bu telefon piyasada normal satılan bir telefon. Telefon içerisinde var olan mesaj programı ise telefona özel olarak üretilmiş bir programdır. Bu program kişiye özel değildir. Telefonu satın alan herkes bu programı kullanabilmektedir. Ajanda kayıtları uyuşturucu ile ilgili değil. Tenör ibaresi bir müzik tabiri olarak kişinin sesi ile ilgili bir kavramdır. Yanlarındaki rakamlar ise bana bir tanıdığımın ricası üzerine onun tanıdıklarına Almanya'da yaptırmış olduğu ses ölçümünün neticeleridir. Mavi ve siyah kelimeleri ise muhtemelen bu şahıs tarafından bana verilen ve o kişilere ait kasetlerin renklerini ifade etmektedir. 3 çuv ve 2 çuv ibareleri ise muhtemelen İngilizce veya Almanca birer tabirdir" diye savundu.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Narkotik köpekle TIR dorsesinde arama
-TIR dorsesindeki çuvallarda arama
-Çuvallar içindeki eroinin çıkarılması
-Eoin dolu çuvalların dorseden indirilmesi
-Polislerin çuvalı yırtarak taşlar arasındaki eroinleri toplaması
-Eroinlerin başka bir çuvala doldurulması
-Baronun gece uçakla getirilmesi
-Uçağın drone görüntüleri
-Polis araçlarının havalimanından ayrılması
-Baronun polis aracıyla Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmesi
-Emniyet müdürlüğü bahçesinde drone görüntüsü
-Baronun adliyeye getirilmesi
-Geniş güvenlik önlemi
-Adliye binası ve güvenlik önlemi
-Polisin adliye çevresindeki tedbirinden genel, detay
Haber-Kamera: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM,
Süre: 5.20, Boyut: 598 MB)
====================================================
2)AYÇİÇEĞİ TARLALARI, DOĞAL STÜDYOSUNA DÖNDÜ
EDİRNE'nin Keşan ilçesinde çiftçilerin 'sarı gelin' olarak adlandırdığı ayçiçeği tarlaları, fotoğrafçılar ve yoldan geçenler tarafından doğal fotoğraf stüdyosu olarak kullanılıyor.
Keşan'da ayçiçeğinin çiçek açmasıyla birlikte sarıya boyanan tarlalar, düğün fotoğrafçıları ve yoldan geçerken fotoğraf çektirmek isteyenlerin uğrak yeri oldu. Yeni evli çiftler en mutlu günlerindeki fotoğraflarını ayçiçeği tarlalarında çektirirken, sarıya bürünen tarlalar, sosyal medyada hızla yayılan fotoğraflarla birlikte ilgi odağı oldu. Tarlalar, hem düğün hem de sosyal medya için fotoğraf çekilmek isteyenlerin doğal stüdyosu haline geldi.
'BU ANI ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEK İSTEDİK'
Ayçiçeği tarlasında fotoğraf çeken amatör fotoğrafçı Aygül Konar, ayçiçeğinin çiçek açmasıyla tarlaların sarıya büründüğünü belirterek, "Ayçiçeği bölge açısından çok önemli. Bizde yoldan geçerken bu güzelliği gördük ve fotoğraf çekmek istedik. Son zamanlarda ayçiçeği tarlaları doğal stüdyoya döndü. Düğün için de fotoğraf çekilenlerin tercihi oldu. Yoldan geçerken fotoğraf çekilenler oluyor. Bizde bu anı ölümsüzleştirmek istedik" dedi.
'VAZGEÇİLMEZ BİR GÖRÜNTÜ SUNUYOR'
Yoldan geçerken ayçiçeği tarlasında fotoğraf çekilen Bülent Saylam da, ayçiçeği tarlalarının Temmuz ayında vazgeçilmez bir görüntü sunduğunu ifade ederek, "Özellikle bölgemizde Saros Körfezi'ne gelenler bu güzel görüntüyü gördüklerinde araçlarını durdurup fotoğraf çekilirler. Tarlalar aynı zamanda doğal bir stüdyodur. Ayçiçeği bölgemizin en büyük geçim kaynaklarından biridir. Yeni yeni tane vermeye başladılar. 1 ay süren bu görüntü, olgunlaşmaları ve hasat edilmeleriyle birlikte sona eriyor. Umarız bu güzel görüntünün hakkını çiftçilerimiz alır" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Ayçiçeği tarlaları havadan drone ile gör.
-Ayçiçeği tarlasında fotoğraf çekenler
-Ayçiçeği tarlasında fotoğraf çekilenler
-Fotoğraf çekilen gelin ve damat
-Ayçiçeğine konan arılar
-Amatör fotoğrafçı Aygül Konar röp.
-Fotoğraf çekilen Bülent Saylam röp.
-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
=====================================================
3)BİR TONLUK KURBANLIK 'BAYRAM', İNTERNETTE SATIŞTA
ELAZIĞ'da besici Nihat Yeşilkaya (53) 'Bayram' adını verdiği 1 tonluk boğasını internette satışa çıkardı. Talipli sayısının fazla olduğunu belirten Yeşilkaya, boğası için 17 bin 500 lira istiyor.
Akçirakiraz Beldesi'ne bağlı Kıraç Mahallesi'nde besicilik yapan Nihat Yeşilkaya, beslediği 25 aylık 'Bayram' isimli boğasını e-ticaret sitesinde satışa çıkardı. Kurban Bayramı nedeniyle 'Bayram'ı satılığa çıkardığını anlatan Yeşilkaya, "Bayram'ı kendim yetiştirdim, 25 aylıktır. Ağırlığı ise yaklaşık 1 tondur. Bayram için 17 bin 500 lira istiyorum. Kurban Bayramı nedeniyle satılığa çıkardım. Talep olursa vereceğiz. Değerine göre normal bir fiyata satıyoruz. Bu tür hayvanlar kolay yetiştirilmiyor. Emek istiyor. Hayvancılık bir zor bir iş olduğu iş büyük bir gayret istiyor ve yoruyor. Ben hayvan yetiştirmeyi çok seviyorum. Bakım konusunda ben biraz titiz olduğum için, yedikleri yemleri bile kaliteli veririm" dedi.
Bayram'ı, bayram günü dünya geldiği için adını 'Bayram' koyduklarını ifade eden Yeşilkaya, "Adını Bayram koyduk. Çünkü bir bayram günü dünyaya geldi. Bu nedenle ismini Bayram koyduk. İnternette satılığa çıkardıktan sonra arayanlar oldu, gelip bakan oldu ve beğendiler. Fiyat nedeniyle biraz soğuk baktılar. Çünkü birçok insanın bütçesini aşıyor. İnşallah hayırlı bir talep çıkar bizde satarız. Alıcısına hayırlı ederiz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------
Yeşilkaya'nın ahıra girmesi
Bir tonluk Bayram
Yeşilkaya'nın tosunu sevmesi
Yeşilkaya ile röp.
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ,
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 369 MB
=====================================================
4)DOĞAL SİT ALANI BOZTEPE'DE TÜNEL VE YOL İNŞAATINA TEPKİ
TRABZON'da şehir içi ulaşımın rahatlaması amacıyla yapılan Kanuni Bulvarı projesi kapsamında doğal sit alanı Boztepe'de ormanlık alanda başlatılan yol ve tünel inşaatı çalışmaları, tepkilere neden oldu. Doğa ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Eruz, çalışmalarla tepenin görünümünün bozduğu ve kent siluetine zarar verildiğini belirterek, "Mutlak korunması gereken bir alan yol yapılarak tahrip ediliyor. Devlet koruma altına alıyor ama yine devlet aynı yere yol yapıyor. Maalesef Boztepe'ye müdahale ederek bugünü kurtarıyoruz ama geleceği kaybediyoruz" dedi. Trabzon'da kent trafiğini rahatlatması beklenen 28 kilometre uzunluğundaki, 12 köprülü kavşak, 17 tünel ve 55 köprüden oluşacak olan Kanuni Bulvarı projesi, çalışmaları sürüyor. Karadeniz Sahil Yolu'nun Yıldızlı mevkisinden başlayarak Trabzon- Maçka karayolu Gözalan mevkisinde sona erecek yaklaşık 2 milyara mal olacak projenin, 2020'de tamamlanması bekleniliyor. Yürütülen çalışmalarla yaklaşık 11 kilometrelik kısmı tamamlanıp trafiğe açılan projeyle, kent trafiği yoğunluğunun azaltılması hedefleniyor. Boztepe sırtlarında yapımı süren tünel yaklaşık 70 metre yüksekliğinde viyadükle bağlanarak kentin batı ile doğu yönüne de ulaşım ağı sağlanacak.
YOL VE TÜNELE TEPKİ
Proje kapsamında kentin önemli seyir teraslarından biri olan ve 2017 yılında 'Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı' olarak tescillenen Boztepe'de ormanlık alanda başlatılan yol ve tünel inşaatı çalışmaları, kentte tartışmalara yol açtı. Kent sakinleri, bazı akademisyenler ve şehir plancıları, viyadükle bağlanması planlanan tünel ve yol çalışmalarının ağaçlarla kaplı tepenin görünümünü bozduğu, kent siluetine zarar verdiğini öne sürerek çalışmalara tepki gösterdi. Bazı uzmanlar, alternatif yol üretmek yerine Boztepe'nin tahrip edildiğini öne sürerken, kimi kesim ise trafiği rahatlatacağı öngördüğü projeye destek verdi.
'PLANLAYAN KİŞİ BİLE HOŞNUT DEĞİL'
Projenin şehir trafiği açısından zorunlu olduğunu söyleyen Trabzon İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Muzaffer Aydın, projenin planlama aşamasında meslek örgütlerinin ve uzmanların görüşlerinin dikkate alınmamasını eleştirdi. Aydın, "Planlamalarda pek çok alternatif olmasına rağmen üzerine düşünülmedi ve kolaya kaçıldı. Yolu planlayan kişi bile, yolun yapılan kısmıyla ilgili hoşnut olmadığını ve çirkin yapıldığını söylüyor. Boztepe sit alanıdır ve buna rağmen yol yapılmasına izin verdiler. Yeşilin ortasında gri bir görüntü oluştu. Boztepe'yi maalesef tam ortasından hançerledi. Buna izin verenler, kötü görüntüyü düzeltmek için tünelin üst kısmına peyzaj düzenlemesi yapılmasına müsaade etmeli. Aksi halde Trabzon için çok çirkin bir görüntü olarak kalacak" dedi.
'6 DAVA AÇTIK, 2'SİNİ KAZANDIK'
Şehir Plancıları Odası Trabzon Şube Başkanı Ercan Şen de, 1989 yılında planlanan Kanuni Bulvarı projesinin, Karayolları Genel Müdürlüğü uhdesine geçtikten sonra değişikliğe uğradığını öne sürerek, "Yolla ilgili güzergah sürekli değişti, defalarca meclis kararı alındı ve revizyona uğradı. Güzergah ortaya çıktığından beri odamız olarak, yolun Batı yönünden gelerek Kuzey ile Güney arasındaki bağlantıyı kestiğiyle ilgili itirazlarda bulunduk. Kent içi yol olmaktan uzaklaşıp, transit yola dönüştüğünü, bazı mahalleler arasında ulaşımı ortadan kaldırdığını kenti bir eşik haline getirdiğini beyan ederek hukuki yollara başvurduk. 6 davamızın 2'sini kazandık. 4 davamız ise halen sürüyor" diye konuştu.
'TAHRİBAT YAPILDI'
Boztepe'de inşaatı devam eden yol ve tünel çalışmalarına ilişkin konuşan ve tepenin tahribata uğratıldığını öne süren Şen, "Tünel yapıldıktan sonra buraya 70 metrelik viyadük dikilecek. 4 yıl önce, Kanuni Bulvarı'nın Boztepe'den geçeceği konusu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na geldiğinde, sit alanına yol çalışmasının yapılmaması gerektiğini savunarak başka bir güzergah belirlenmesini tavsiye ettik. Çalışma kesinleşince hukuki yollara başvurduk. Şu an Boztepe'de tünel ve yol yapmak için tahribat yapıldı. Çalışmalar bitip viyadük yükseldiğinde, mahkemeden lehimize sonuç gelmiş olsa bile bunun geri dönüşü olmayacaktır. Şu an mahkeme sonucu lehimizde gelirse, imalat bitmemişse belki tahribatın ilerlemesi durdurulabilir" şeklinde konuştu.
'BUGÜNÜ KURTARIP GELECEĞİ KAYBEDİYORUZ'
Doğa ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Eruz ise, tarihi geçmişe sahip Boztepe'nin 1'inci derece sit alanı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Boztepe'nin yamaçları, 'Trabzon papatyası' olarak adlandırılan dünyada nadir olarak bulunan bir bitkinin varlığı nedeniyle 1'nci derecede koruma alanı olarak tescillenmiştir. Şu an mutlak korunması gereken bir alan yol yapılarak tahrip ediliyor. Devlet koruma altına alıyor ama yine devlet aynı yere yol yapıyor. Persler, Trabzon'u 'güneşin en güzel battığı yer' olarak adlandırılmışlar ve bu coğrafyada da güneşin denize en güzel batışının izlendiği yer Mitra tepesi yani Boztepe'dir. Bunların hepsini turizm ve kültür adına değerlendirmemiz gerekirken, maalesef Boztepe'ye müdahale ederek bugünü kurtarıyoruz ama geleceği kaybediyoruzö
'GÖRÜNTÜ BOZULMUYOR'
Kent sakini Zihni Yılmaz, Kanuni Bulvarı projesiyle Trabzon trafiğinin rahatlayacağını ve yolun kent için bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Yılmaz, "Trabzon için öncelikli olan bu yol. Başka yerden yapılma şansı yok, o yüzden Boztepe'den yapıyorlar. Mecburen tünel geçecek. Bana göre en uygun yer burası. Görüntü bozulmuyor. Tünel yapıldığında ne olacağını bilemiyorum ama bence gerekli" diyerek projeyi destekledi.
'TANJANT YOLU'NA DA İTİRAZ EDİLMİŞTİ'
Boztepe'deki yol ve tünel inşaatına yapılan itirazların benzerlerinin, 2005 yılında faaliyete geçen Tanjant yolu için de yapıldığını hatırlatan kent sakinlerinden İsmail Kartal ise, "O zaman itiraz ediliyordu. Şu an Tanjant yolu bile trafiğe yetmiyor. Bence yeni bir yol ihtiyacı var. 'Doğa katlediliyor' diyorlar. Öyle olduğunu zannetmiyorum. Birkaç yılda her taraf düzelir. Çiçek ekilir, ağaç dikilir, düzeltilir. Sonuçta insanın elinde olan bir şey ve yapacaklarını umuyorum" diyerek çalışmaları olumlu bulduğunu söyledi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Trabzon drone görüntüsü
-Boztepe'nin önceden çekilmiş drone görüntüsü
-Boztepe'ye yapımı süren yolun drone görüntüsü
-Şehir merkezinden Boztepe detayı
-İş makinalarının çalışmasından detaylar
-Yapımı süren yoldan görüntüler
-Röportajlar
Haber: Selçuk BAŞAR -Kamera : SELAY SAYKAL/DHA-TRABZON
=====================================================
5)MARMARİS'TE ORMAN YANGINLARINA BİDONLU ÖNLEM
MUĞLA'nın Marmaris ilçesinde, 'Bir bidon su, büyük bir orman yangınını önleyebilir' sloganıyla yola çıkan 3 esnaf arkadaş, gönüllü olarak çam ormanlarıyla kaplı İçmeler ile Turunç mahalleleri arasındaki 10 kilometrelik karayolu kenarına içi su dolu bidonlar koydu. 4 yıldır aralıksız olarak bu uygulamayı sürdüren 3 arkadaşın projesine Marmaris Belediyesi de destek veriyor.
Marmaris ilçesinde İçmeler Mahallesi'nde pizza dükkanı işleten Ali Demirtaş, market işletmecisi Dursun Bayri ve amcasının oğlu turizmci Süleyman Bayri,
orman yangınlarında alevlere anında müdahalenin önemi nedeniyle örnek bir çalışmaya imza attı. Üçlü, otellerden 20'şer kilogramlık boş temizlik maddesi bidonlarını toplayarak içlerini temizleyip, suyla doldurdu. İçi 20 litrelik suyla doldurulan 70 bidon, Marmaris'in oksijen deposu olarak bilinen ve sık çam ağaçları ile kaplı İçmeler ile Turunç arasındaki 10 kilometrelik karayolu kenarına 50 metre aralıklarla Marmaris Belediyesi'ne ait araçlarla bırakıldı. 'Bir bidon su, büyük bir orman yangınını önleyebilir' sloganı ile yola çıkan 3 arkadaş, sırayla her gün güzergah üzerindeki bidonları tek tek kontrol edip, boşalanları yenileriyle değiştiriyor ya da su takviyesi yapıyor. Amaçlarının ormanları korumak ve farkındalık yaratmak olduğunu belirten Ali Demirtaş, "2015 yılı Temmuz ayında Bodrum ve Marmaris'te büyük bir yangın yaşanmıştı. Bu yangınları gördüğümüzde anında müdahale edilerek büyümesini engellemek için ormanlara su bidonları konulması fikri ortaya çıktı. 4 yıl boyunca otel, restoran ve çeşitli işletmelerden topladığımız boş bidonları temizleyip, su dolduruyoruz. Doldurduğumuz bidonları yeşilin her tonunu görebileceğimiz İçmeler ile Turunç mahalleleri arasındaki 10 kilometrelik karayolu kenarına 50 metre mesafeyle karşılıklı olarak bırakıyoruz. Dağıttığımız bu 70 bidonu sürekli olarak kontrol" dedi. Demirtaş, "Dağıttığımız bu bidonların üzerinde 'Yangın için' yazmasına rağmen bulaşık, araç ve ellerini yıkamak için kullanıyorlar. Bidonlarda eksilen suları günlük tamamlıyoruz. Çıkabilecek bir yangına karşı müdahalede bu bidonların önemi çok büyük olduğu için gözümüz gibi bakıyoruz. Herkesi ormanlarımızın korunması için duyarlı olmaya davet ediyorum" dedi.
Demirtaş, bidonların çoğalması ve daha sık aralıklarla konulması için destek istedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Turunç Mahallesi tabelasından görüntü
-İçmeler-Turunç Karayolu kenarındaki çam ormanlarından görüntü
-Karayolu kenarına bırakılan içi su dolu bidonlardan görüntü
-Projeyi hayata geçiren 3 arkadaştan Ali Demirtaş ile su bidonlarının başında röp.
(Toplam: 5 dakika 3 saniye-364 MB HD görüntü)
(Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),
========================================================
6)KAYIP İNŞAAT USTASI, TARİHİ HAMAMDA ASILI BULUNDU
KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde 2 gündür haber alınamayan inşaat ustası İbrahim A. (49), son işinde fiyat teklifi için çalışma yaptığı restorasyonu yapılması planlanan tarihi Gavur Hamamı'nda iple asılı bulundu.
Barış Mahallesi'nde oturan inşaat ustası İbrahim A., Cuma günü akşamı dönmeyince ailesi polise kayıp ihbarında bulundu. Tüm aramalara rağmen İbrahim A., bulunamadı. Yakınları, dün gece saatlerinde İbrahim A.'nın son işi olan fiyat teklifi hazırlamak üzere fizibilite raporu için çalışma yaptığı Atatürk Mahallesi Okul Sokak'taki restorasyonu yapılması planlanan tarihi Gavur Hamamı'na gitti. Yakınları, İbrahim A.'nın iple asılı cesedini buldu. Polis olay yerinde incelemede bulunurken, 'mektup bırakmış mı?'diye sordu. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından evli ve 1 çocuk babası İbrahim A.'nın cesedi Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Bunalıma girip intihar ettiği üzerinde durulan İbrahim A.'nın ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Olay yerinden detay
-Tabutun cenaze aracına yüklenmesi
-İbrahim Akdoğan'ın resmi
Süre: (02.10) Boyutu: (243 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?