O davanın firari sanığı Eskişehir'de yakalandı
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet aracılığıyla yayınlanmasıyla ilgili FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de yargılandığı davanın firari sanıklarından Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube eski Müdürü Zeki Güven ile 'örgüt üyeliği'nden aranan eşi eski hakim Sevda Güven, Eskişehir'de yakalandı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ve İstihbarat Şubesi ekiplerince gözaltına alınan Güven çifti, sorgulanmak üzere TEM Şubesi'ne götürüldü.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Zeki Güven ve eşi Sevda Güven'in fotoğrafı
-Genel ve detay
Haber: ESKİŞEHİR,
==========================================
Mezuniyetine 2 gün kala kazada yaşamını yitirdi
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, iddiaya göre İZBAN durağına kaçak giriş yapmak isterken trenin çarptığı 18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Berkay Çiftçi hayatını kaybetti. Çiftçi'nin 2 gün sonra mezuniyet töreninin olduğu öğrenildi.
Olay, sabah saatlerinde İZBAN Semt Garajı Durağı yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, özel bir okluda son sınıf öğrencisi olan Berkay Çiftçi, Sarnıç ilçesindeki okuluna gitmek için İZBAN durağına kaçak geçiş yaptı. Demir çitleri aşan Çiftçi'ye, İzmir-Tire seferini yapan TCDD treni çarptı. Olayı görenlerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekipleri, Çiftçi'nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Olaydan sonra kazanın yaşandığı yere gelen Çiftçi'nin sınıf arkadaşları ve babası, göz yaşlarına boğuldu. Öte yandan, talihsiz gencin 2 gün sonra mezuniyet töreninin olduğu öğrenildi. Çiftçi'nin sınıf arkadaşları, daha önce biri elektrik çarpması ve diğeri kanser hastalığı sebebiyle 2 arkadaşlarınındaha vefat ettiğini söyledi. Çiftçi'nin cesedi, savcının incelemelerinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
Olay yerinden görüntü
Çiftçi'nin ağkayan arkadaşlarından görüntü
Çiftçi'nin fotoğrafı
Haber-Kamera: Davut CAN/ İZMİR,
======================================
Ruslar tatil için vatandaşlarını Türkiye'ye çağırdı
Antalya'nın Kemer ilçesine tatile gelen Ruslar, bu sezon Türk turizminde beklenen Rus turist rekoruna inandıklarını belirtirken, kendi vatandaşlarını tatil için Türkiye'ye çağırdı.
Kemer'e tatil için gelen Ruslar günlerini deniz, kum ve güneşin yanı sıra otellerde yapılan eğlenceler ve spor aktivitelerine katılarak geçiriyor. Gece geç saate kadar eğlenceli dakikalar geçiren Rus turistler bu yıl Türkiye'de Rus turist sayısında rekor kırılacağına inandıklarını belirtirken, vatandaşlarına tatil için Türkiye'yi öneriyor.
'TÜRKİYE ÇOK RAHAT BİR YER'
Tatil için Rusya'nın Kotlas şehrinden ilk defa Türkiye'ye gelen ve Kemer merkezindeki Asdem Park Otel'de tatil yapan Karina Romdnchenko (24), "İlk defa Türkiye'ye geliyorum. Çok beğendim. Kesinlikle tekrar buraya geleceğim. Kaldığım otel ya da bir başkası da olabilir ama mutlaka geleceğim. Çünkü Türkiye çok rahat bir yer. Özellikle de gençler için çok iyi bir tatil yeri. Herkesi Türkiye'ye tatil yapmaya çağırıyorum" dedi.
'MUAZZAM YERLER VAR'
3'üncü kez Türkiye'de tatil yapan ve Rusya'nın Perm şehrinden tatil için gelen Sveta Konyaeva (30), "3'üncü kez Türkiye'ye tatil için geliyorum. Mükemmel bir yer. Tertemiz deniz, enteresan gezi noktaları var, yatla görebileceğiniz muazzam yerler var. Gençler için mükemmel bir tatil olanağı. Bu nedenle bu yıl Türkiye'ye rekor derecede Rus turist geleceğine inanıyorum" diye konuştu.
'HER ŞEY ÇOK İYİ VE MÜKEMMEL'
Arkadaşlarıyla Rusya'nın Kotlas şehrinden tatil için 3'üncü kez Türkiye'ye gelen Anastasiya Abramova (25) da "Türkiye'ye tatil için geldim. Bu benim Türkiye'de 3'üncü tatilim. Her şey çok iyi ve mükemmel. Herkesin buraya tatil için gelmesi lazım çünkü her şey süper" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
Kangoo jumps ayakkabılarının giyilmesi
Havuz etrafında Kangoo jumps ile geçiş
Kangoo jumps ile spor detayları
Ayakkabıların çıkartılması
DJ setup detay
Havuz ve etrafındaki turistlerden detay
Rus kadın turist yakın detay
Güneşlenen Rus kızların dansları ve şezlongdan kalkmaları detay
Röp1: Karina Romdnchenko
Havuz kenarındaki Rus bayanlar detay
Yüzerek kameraya gelen Rus bayan detay
Röp2: Sveta Konyaeva
Sveta Konyaeva'nın havuza atlaması ve yüzmesi detay
Röp3: Anastasiya Abramova
Anastasiya Abramova su yatağı üzerinde yüz detayı
Anastasiya Abramova su yatağı üzerinde geniş detay
374 MB/// 03.20" (HD)
HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),
==============================================
Yeni kalp ile ikinci hayat
İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yaklaşık 1.5 yıl önce kalp destek cihazı takılan ve nakil için sırada bekleyen 21 yaşındaki Mustafa Düzsöz, Manisa'da hayatını kaybeden Burak Şodi'nin bağışlanan kalbiyle ikinci yaşamına başladı. Hiç görmediği babasını da kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybeden Düzsöz, nakli gerçekleştiren ekibe ve bağışı yapan aileye teşekkür etti.
Denizli'de annesi Gülizar Düzsöz ile yaşayan Mustafa Düzsöz, 2016 yılında nefes darlığı şikayetiyle kentteki bir hastaneye başvurdu. Doğuştan kalp hastası olduğu belirlenen Düzsöz, Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Burada tedaviye alınan Mustafa Düzsöz'e, kalbinin vücudunun ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeniyle yaklaşık 1.5 yıl önce, kalp destek cihazı takıldı. Kalp nakil listesine alınan Düzsöz, hastalığı nedeniyle üniversite eğitimine ara vermek zorunda kaldı.
BAĞIŞLANAN ORGANLAR HAYAT VERDİ
Manisa'da beyin ölümü gerçekleşen Burak Şodi'nin organları, ailesi tarafından bağışlandı. Yapılan testlerde, nakil listesindeki Mustafa Düzsöz'ün dokularının bağışlanan kalp için uygun olduğu tespit edildi. Bunun üzerine, geçen cumartesi günü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özbaran liderliğindeki, aynı birimden Prof. Dr. Tahir Yağdı, Prof. Dr. Çağatay Engin, Op. Dr. Pelin Öztürk ile Kardiyoloji Anabilim Dalı'ndan Uzm. Dr. Emre Demir'in aralarında bulunduğu nakil ekibi hazırlıklarını yaptı. Yaklaşık 5 saat süren ameliyatla, nakil başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.
HİÇ GÖREMEDİĞİ BABASI DA KALP HASTASIYMIŞ
Evin tek çocuğu olan Mustafa Düzsöz, hiç görmediği babasıyla aynı adı taşıdığını belirtti. Annesi Gülizar Düzsöz'ün kendisine 5 aylık hamileyken kalp rahatsızlığı nedeniyle babasının vefat ettiğini anlatan Mustafa Düzsöz, "Bana ikinci hayat şansı veren hocalarıma teşekkür ediyorum. Şu an çok iyiyim. Organ bağışında bulunan aileden Allah razı olsun. Benim gibi organ bekleyen hastalar var, o nedenle bağış yapılması çok önemli" dedi. Düzsöz, ilk olarak ara vermek zorunda kaldığı üniversite eğitimine devam edeceğini söyledi.
"EVE GİDEBİLECEK DURUMA GELDİ"
Ameliyatın üstünden 48 saat gibi bir süre geçmesine rağmen hastanın evine gidebilecek duruma geldiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Özbaran, "Hastamız yaklaşık 18 aydır kalp destek cihazına bağlıydı. Eğer cihazı takmasaydık hastamızı muhtemelen kaybetmiş olacaktık. Cihaz görevini yaptı ve genç hastamız yeni kalbine ulaşıncaya kadar destekledi. Manisa'dan uygun kalp çıkınca da nakli gerçekleştik. Hastamız evine gidebilecek duruma geldi. Dilerim bundan sonra da yeni kalbiyle mutlu bir yaşantısı olur. Kalp nakli olan hastaların olimpiyatı var, Mustafa isterse olimpiyata bile katılabilir. Kalp nakline 1998 yılında başladık, aynı ekiple devam ediyoruz. Bu alanda Türkiye'nin lideriyiz, Avrupa'da da ilk 3 sıradaki kliniklerden biriyiz" diye konuştu.
DOĞUŞTAN GELEN RAHATSIZLIK
Hastanın kalbindeki problemin doğuştan geldiğini söyleyen Prof. Dr. Tahir Yağdı da "Kalbinde kasılma problemi vardı. Kalp kasında güçsüzlüğü olan bir hastaydı ve kalbi artık vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildi. Hasta bırakın normal yaşıtları gibi yürüyüp koşmayı her hangi bir insanın yapabileceği günlük rutin aktiviteleri bile yapamayacak durumdaydı. Bu nedenle hastada organ fonksiyonları bozulmayıp yaşam süresinin uzaması için kalp destek cihazı taktık. Uygun organ bulununca da nakli gerçekleştirdik ve şu an gayet iyi" dedi. Ameliyat ekibindeki Prof. Dr. Çağatay Engin de, organ bağışının artması gerektiğine dikkat çekti. Op. Dr. Pelin Öztürk ise hastanelerinde 1998 yılından bu yana 300'e yakın hastaya kalp nakli yapıldığını belirterek, "Bu Türkiye'deki en büyük rakam ve Avrupa'da da sayılı merkezler arasındayız. Bunun haricinde dünyadaki diğer merkezlerle eş zamanlı olarak 2005 yılından itibaren, yapay kalp cihazı takmaya başladık. Bugüne kadar 600'e yakın hastamıza da kalp destek cihazı taktık" dedi.
DÜZENLİ OLARAK KONTROL EDİLECEK
Başarılı bir nakille yaşama tutunan Mustafa Düzsöz'ün ameliyat sonrası takibini yapacak Uzm. Dr. Emre Demir, "Hastamızı taburcu ettikten sonra, düzenli olarak kontrollerimiz olacak. Gerekli eğitimlerini verip nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatacağız. Bir sorun gördüğümüzde gerekli müdahaleyi yapacağız. Artık daha rahat hareket edip konforu artacak. Eğitimine devam edebilecek" diye konuştu.
"EKİBİMİZLE GURUR DUYUYORUZ"
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, kalp naklinin ardından yeni bir hayata başlayan Mustafa Düzsöz'ü hastanede ziyaret etti. Başarılı ekibi kutlayan Rektör Prof. Dr. Budak, "Genç bir kardeşimiz 18 aydır kalp destek cihazıyla yaşıyordu. Organ bağışının ardından başarılı bir şekilde nakil yapıldı. Genç arkadaşımız hayatına kaldığı yerden devam edebilecek. Üniversite eğitimini sürdürebilecek. Merkezimiz dünyanın önde gelen nakil merkezlerinden birisi, 300'e yakın kalp nakli yapıldı. Başarılarından dolayı hocalarımızı kutluyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak'ın kalp nakli olan Mustafa Düzsöz'ü hastanede ziyaret etmesi
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ile röp
Sırasıyla Prof. Dr. Mustafa Özbaran, Prof. Dr. Tahir Yağdı, Prof. Dr. Çağatay Engin
Kalp nakli olan Mustafa Düzsöz'ün görüntüsü
Haber-Kamera: İZMİR,
==============================================
Bosna-Hersek'in toplu ulaşımına Türkiye desteği sürüyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından, Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'ya 15 otobüs daha hibe edildi. Bugün hizmete girecek otobüslerle birlikte toplam sayı 60'a ulaştı. Ayrıca daha önce Konya'dan kente gönderilen tramvaylar ile birlikte toplu taşımanın yükü azaldı.
Türkiye'nin Bosna-Hersek'in toplu taşımasına desteği tüm hızıyla sürüyor. İBB tarafından hibe edilen, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından nakliyesi yapılarak Saraybosna'ya ulaşan 15 otobüs, bugünden itibaren Saraybosnalıların hizmetine giriyor. Böylece İBB'nin Bosna-Hersek'e hibe ettiği toplam otobüs sayısı 60'a çıktı.
İNGİLİZCE TEŞEKKÜR
Öte yandan otobüslerin üzerinde "İstanbul'un Saraybosna'ya hediyesidir" anlamına gelen Boşnakça "İstanbul şehrinden Saraybosna şehrine hediye" ve "Türkiye'ye teşekkürler" anlamına gelen İngilizce "Thank You Turkey" yazıları dikkat çekti. Saraybosna Toplu Ulaşım Şirketi (GRAS) yetkilisi Senad Mededovic, bugüne kadar İETT tarafından 45 otobüsün kendilerine hibe edildiğini söyledi. 15 otobüsün daha GRAS'a ulaştığını belirten Senad, "Hibeden dolayı halk çok memnun. Bu hizmet onlara veriliyor. GRAS büyük sıkıntılar yaşadı; fakat bu yardımla birlikte daha sağlam bir şekilde işletilecek" diye konuştu.
BOSNA-HERSEK'TE 850 PROJE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TİKA Saraybosna Koordinatörü Ömer Faruk Alımcı, toplam 60 otobüsün İBB tarafından Saraybosnalılara hibe edildiğini belirterek, "Saraybosna GRAS ulaştırma şirketine İBB tarafından hibe edilen ve başkanlığımız TİKA tarafından nakliyesi gerçekleştirilen 15 adet otobüsün açılış töreni gerçekleştirilecek. Biz bu otobüslerin Saraybosna halkının hizmetine sunulmasından dolayı mutluluğumuzu ifade etmek istiyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yaklaşık 45 adet otobüs Saraybosna halkının hizmetine sunulmuştu. 22 Mayıs itibarıyla da İBB'nin hibe ettiği 15 adet otobüs Saraybosna yollarında hizmet vermeye, Saraybosna halkının hizmetine sunulmuş olacak" dedi. İBB, İETT ve GRAS'a katkılarından dolayı teşekkür eden Alımcı, "Balkanların incisi dost ve kardeş ülke Bosna-Hersek, ülkemiz nezdinde her alanda olduğu gibi kalkınma iş birliği alanında da özel bir yere sahip. TİKA olarak eğitim, sağlık, kültür, idare alt yapılarının yenilenmesi, ortak tarihi mirasımızın restore edilmesi başta olmak üzere birçok sektörde projelerimizi yürütmeye devam ediyoruz. Bosna-Hersek'te bu zamana kadar yaklaşık 850 projeyi gerçekleştirdik. Bu projelerimizle hem Bosna-Hersek hem de Türkiye arasındaki iletişimin, iş birliğinin artırılmasını hedefliyoruz" dedi.
ÜZERİNDE "KONYA" YAZILI TRAMVAYLAR İLE YÜK AZALDI
Öte yandan daha önce Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hibe edilen 20 tramvay ile Saraybosna'da toplu taşımanın yükü azaldı. Tramvayların üzerinde bulunan "Konya" ve "Saraybosna" yazıları dikkat çekiyor. 20 tramvayın 2014 yılının Eylül ayında Bosna-Hersekli yetkililerle yapılan protokolün ardından Saraybosna'ya bağışlanması kararı alınmıştı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-İBB'nin kente hibe ettiği otobüsler
-Üzerinde "Konya" yazılı tramvaylar
-TİKA Saraybosna Koordinatörü Ömer Faruk Alımcı ile röportaj
-Saraybosna Toplu Ulaşım Şirketi (GRAS) yetkilisi Senad Mededovic ile röportaj
-Saraybosna şehrinden detaylar
Haber-Kamera: Enver ALAS - Özgür Deniz KAYA - Can EROK/SARAYBOSNA(Bosna Hersek),
===============================================
Doğu Karadeniz'de 'popülasyonu artan' ayı tehdidi
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, 4 ilde yapılan yaban hayatı envanter çalışması sırasında sayılarında önceki yılara oranla artış olduğu belirlenen ayılar tehlike oluşturmaya başladı. Yerleşim yerlerine inen, arı kovanları ve tarım ürünlerine zarar veren ayılar vatandaşları tedirgin ediyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, popülasyonu gittikçe artan ayılara karşı önlem alınmaması halinde ciddi zararlarla karşı karşıya kalınabileceğini belirtti.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 12'nci Bölge Müdürlüğü ekipleri, Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde yaban hayatı envanter belirleme çalışması yaptı. Teknik ekiplerin sahada yaptığı çalışmada yaban hayatının yaşadığı sulak alanlar, sarp kayalıklar ile ormanlık alanlar gözlemlendi. Çalışmada ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, tilki, çakal, domuz türlerinde artış gözlendi. Bölgede özellikle ayı popülasyonunda yoğun artış olduğu belirlendi. Sayılarında artış tespit edilen ayılar insanlar için tehlike oluşturmaya da başladı. Yerleşim yerlerine inen, arı kovanları ve tarım ürünlerine zarar veren ayılar vatandaşları tedirgin ediyor. Ayılar son olarak Artvin'in Şavşat ilçesinde yiyecek bulmak için girdikleri 20 dolayında yayla evine pençe ve dişleri ile tahrip ederek hasar verdi. Yerleşim yerlerine inen ayılar foto kapan, güvenlik kameraları ve cep telefonları kameralarına yansıdı.
'KÖYLER AYILARA KALDI'
Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Şağdan Başkaya, bölgede popülasyonu artan ayılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ayı popülasyonunda artış gözlemlendiğini ifade eden Başkaya, "Ayı sayısının her geçen yıl katlanarak arttığını yaptığımız çalışmalarla görüyoruz. Türkiye'de orman köylü sayısının azaldığı bir gerçek, köyler boşaldı. İnsanlar köyden şehirlere göç etmeye çok önceden başladı. Hal böyle olunca da köylerimiz ayılara kaldı. Ayının doğada bir düşmanı yok. İnsandan sonra ayının düşmanı belki kurtlardır. Ayı çoğunlukla yavruladıktan sonra yavrusunu büyütebiliyor. Her büyüttüğünde de doğaya katılıyor, ayı popülasyonuna artı olarak ekleniyor" dedi.
'TEDBİR ALINMALI'
Bölgede gittikçe artan ayı popülasyonuna gerekli önlemlerin alınmaması halinde ciddi zararlarla karşı karşıya kalınacağını kaydeden Başkaya "Türkiye geneli için 2009 yılı sonrasında ayı saldırılarında günümüze kadar 21 kişi hayatını kaybetti, 93 kişi ise ciddi bir şekilde yaralandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bunun yanı sıra ayı ile karşılaştığında hayatını kaybetmeyen, yaralanmayan ancak psikolojisi bozulan bir sürü insanımız da var. Travma geçiyorlar. Ayılarla aynı yaşam alanını paylaşıyoruz. Ayı popülasyonu gittikçe artıyor. Eğer önüne geçilemezse ciddi zararlarla karşı karşıya kalınacak" diye konuştu.
'DOĞADA GÜRÜLTÜLÜ OLMASI GEREKİR'
Olası ayı saldırılarında panik yapılmaması ve doğada gürültülü olup grup halinde dolaşılması gerektiğini belirten Başkaya, şunları dedi: "Ayı ile karşılaşma noktasında saldırıdan korunmak için insanlara öğüt veremezsin. Yere yat, yaklaş sprey sık, ölü taklidi yap gibi. Ayıdan kaçamazsınız çünkü attan daha hızlı koşar, ağaca tırmanır, eğer tehdit sezerse sizi bir pençe ile öldürecektir. O yüzden ayı ile karşılaşmayı azaltmamız lazım. Olası karşılaşmada insanların panik yapmaması lazım.Sakin olmak gerekiyor. O esnada bir saldırı gelebilir. Kişi dağda ot, çiçek, mantar topluyor çömeliyor kalkıyor. Aynı noktada sabit duruyor. Yine ayı saldırısına maruz kalabilir. Kişinin doğada gürültülü olması gerekiyor. Ayı çıkma ihtimali olan bölgede gerek şarkı söyleyerek gerek se ıslık çalarak ses çıkartılması önemli. Tabi bunlar her zaman işe yarar diye bir şey söz konusu değil"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Ayılardan görüntü
-Güvenlik kamerası görüntüleri
-Prof. Dr. Şağdan Başkaya röp
-Detaylar
HABER: Aleyna BAYRAM KAMERA: Selçuk BAŞAR/TRABZON,
============================================
Arı sesi ve frekansıyla tedavi
Bursa'da, Üroloji Uzmanı olan Dursun Ünal, baba mesleği olan arıcılık ile kurduğu tedavi odasında ağaçtan yapılan üstü kapalı dolaplara koyduğu kovanlardan çıkan sesler ve enerji ile psikolojik sorunları olan astım ve alerji problemi olanları sağlığına kavuşturuyor.
Bursa'da, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Üroloji uzmanı olan Dr. Dursun Ünal, boş zamanlarını baba mesleği olan arıcılık ile değerlendiriyor. Karacabey ilçesi'ne bağlı Eskikaraağaç Köyü'nde satın aldığı arazide oluşturduğu 80 kovan ile arıcılık yapan Ünal, arı ve arı ürünlerinin insan sağlığında kullanılmasını içeren ve tamamlayıcı tıp bölümü olan Apiterapi ve bitkilerin ve insanların tedavisin tamamlayıcısı olan ve geleneksel tıp alanlarından birisi olan Fitoterapi eğitimlerini tamamlayıp sertifika aldı. Ünal, yakın dost ve arkadaşlarına arazisi üzerinde oluşturduğu kabinde, arı kovanlarını koyduğu tahta kutu ile psikolojik sorunları olan astım ve alerjisi bulunanlara umut oldu. Kovanları, kabinde bulunan üstü kapalı tahta kutulara koyduğunu belirten Ünal, "Oda içerisindeki arı havası, frekansı ve sesi insan sağlığına bayağı faydalı. Bu sistem Ukrayna ve Almanya gibi ülkelerde yaygın kullanılıyor" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Apiterapi odasının dış ve iç görüntüsü
-Arılardan genel ve yakın detaylar
-Apiterapi odasında dinlenen kadın detayları
Apiterapi, Fitoterapi ve Üroloji uzmanı Dr. Dursun Ünal röportaj
-Drone görüntüsü
Süre: 3 dakika 46 saniye Boyut: 422 MB
Haber: Mehmet İNAN/BURSA,
=============================================
14 bin kilometre uzaktan gelen kırlangıçlar için 'koruma' çağrısı
Antalya'da, ilkokul 3'üncü sınıf öğrencisi Ahmet Alperen Karataş, yaz dönemini geçirmek üzere yaklaşık 14 bin kilometre aşarak, Güney Afrika'dan Türkiye'ye gelen kırlangıçların korunması için sosyal medya üzerinden çağrıda bulundu. Kırlangıçların evler, okullar, oteller gibi binalara yaptığı yuvaların bozulmaması için Karataş'ın yaptığı çağrı, büyük ilgi gördü.
Antalya'da doğa bilimci Hüseyin Çağlar İnce'nin, geçen yıllarda sahillerdeki 5 yıldızlı otellerde başlattığı 'Kırlangıç Dostu Oteller' projesinin kapsamı genişletildi. Türkiye'deki kuşlar, kelebekler, kurbağa ve sürüngenler, memeliler, ağaç ve çalıların tanıtıldığı ve doğa gözlemine başlama rehberi olarak tasarlanan 'Doğadabuan' kitabının da yazarı olan İnce'nin projesi kapsamında, doğanın farkında nesiller ve doğaya saygılı işletmeler hedefleniyor. Sosyal sorumluluk oluşumu 'Doğadabuan', ilkokul çocuklarına kuş gözlemciliğini öğretiyor. Çocuklara, kuşları avlamak yerine fotoğraflaması anlatılıyor. Bu kapsamda, Antalya'da artık birçok 5 yıldızlı otelde özellikle kırlangıç yuvaları bozulmak yerine çok daha dikkatli korunuyor.
OKULDAKİ YUVALAR KORUNUYOR
Proje, okullarda da uygulanmaya başlandı. Varsak bölgesinde yıldır faaliyette olan kolejin duvarlarındaki kırlangıç yuvaları, özenle korunuyor. Kırlangıçların öneminin anlatılması ve korunması amacıyla 3'üncü sınıf öğrencisi Ahmet Alperen Karataş'ın hazırladığı video, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Videoda, kırlangıçların korunması çağrısında bulunan Karataş, diğer öğrencilerin de katılımıyla her hafta doğada kuş gözlemi aktivitelerine katılıyor. Okulun Türkçe öğretmeni Deniz Bereket, öğrencilerin haftada 1 gün Antalya'nın çeşitli doğal alanlarında kuş gözlemi etkinliklerine katıldığını söyledi. 5 yıldır görev yaptığı okulun duvarlarında da kırlangıç yuvaları olduğunu belirten Bereket, "Hiçbir şekilde müdahale etmiyoruz, çocuklarımız da onları görüyor ve ilgiyle izliyor" dedi. Kırlangıçların her yıl mart ayından itibaren Türkiye'ye geldiğini anlatan doğa bilimci Çağlar İnce, Güney Afrika'dan yaklaşık 14 bin kilometre çölleri ve Akdeniz'i aşarak, gelen kuşların bu dönemde yuva yapma zamanı olduğunu söyledi. Kırlangıçların yuvalarını çamur ve küçük taşlar kullanarak, kerpiçten yaptığını aktaran İnce, yuvalar tamamlandıktan sonra da çiftleşme ve yumurtlama dönemleri olduğunu, temmuz ve ağustos aylarında yavruların uçmayı öğrenip, eylül- ekim döneminde Güney Afrika'ya döndüklerini kaydetti. Dünyanın ilk insanlarının yaşadığı yerlerden biri olarak bilinen Karain Mağarası ve Çatalhüyük'teki yapıların da kırlangıç yuvalarından esinlenerek, yapıldığını dile getiren İnce, "Kırlangıçlar; evlerin, otellerin, okulların ve benzeri binaların duvarlarında yuvalarını inşa ediyor; ancak insanlar, bu yuvaları bozuyor. Biz birçok otelde bu yuvaların korunmasını sağlıyoruz. Şimdi de okullarda ve olabildiğince her alanda bu yuvaların bozulmaması, korunması gerektiği yönünde bilinç oluşturmaya çalışıyoruz. İnsanlık kerpiç ev yapımını kırlangıçlardan öğrenmiştir. Kırlangıçlar zararlı böcekleri tüketir ve olduğu yerde hava temiz olur" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kırlangıç yuvalarının görüntüsü
-Okulun çektiği görüntüler
-RÖP: Deniz Bereket ( Öğretmen )
-Kuşların görüntüsü
402 MB -- 03.41 (HD)
Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?