Çanakkale'de 8 bin Türk, dedelerinin izinde yürüdü (3)
57'NCİ ALAY SANCAĞI TEMSİLİ DEVİR TESLİM TÖRENİ YAPILDI
Çanakkale'de, '57'nci Alay'a Vefa Yürüyüşü'nün sona erdiği Conkbayırı'ndaki Atatürk Anıtı önünde 57'nci Alay Sancağı temsili devir teslim töreni düzenlendi. Törene, anıta çelenklerin bırakılmasıyla başlandı. Hükümet adına Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever ve Çanakkale Valisi Orhan Tavlı anıta çelenk koydu. Tören, saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı yapılması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.
'ŞEHİTLERİMİZ, TARİHİN ALTIN SAYFALARINDA ASLA SİLİNMEYECEK İZLER BIRAKTI'
TSK adına Albay Bahattin Kamal'ın konuşmasının ardından kürsüye gelen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Çanakkale Savaşları'nın 104'üncü yıl dönümünde, kahramanlıklarıyla destanlaşan 57'nci Alay'ın aziz hatırasına saygı niteliğindeki yürüyüş için bir arada bulunduklarını belirterek şunları söyledi:
"Biz özgürce nefes alabilelim diye kendi nefesinden, kendi nefsinden vazgeçen şehitlerimizin manevi huzurundayız. Evlattan ecdada uzanan bir köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip ettiğimiz 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'nde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyorum. Bakanlığımızın bu anlamlı organizasyonu, artık geleneksel hale gelmiş bulunuyor. Bakanlık olarak, bu yürüyüşlerin ilk gününden bugüne kadar yüzlerce gencimize tarihin kapılarını aralamış olmak, bizim için ayrı bir bahtiyarlık vesilesidir. Bu buluşmanın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Şair ne güzel sesleniyor; "Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!/ Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.ö Bu mısralarla mertebesi tarif edilen kahramanlar; bundan yıllar evvel tam burada adeta ölüme meydan okuyup, toprağa düştüler. Uğruna can verdikleri bu topraklar için birer tohum oldular. Devrin bütün teknik silahlarıyla donanmış işgalcilere karşı göğüslerini siper ettiler, fakat yollarından dönmediler. O gün düşmanda imkan, yiğitlerimizde ise iman vardı. O gün burada teskere alıp eve dönmenin değil, gerekirse bu memleket için şehadete yürümenin hayalini kuran 57'nci Alay vardı. Onlar geride miras olarak ev, arsa değil; koca bir vatan bırakmak istediler. Onlar madalya ve rütbe yerine; şehit künyelerine talip oldular. Kendi isimlerinden vazgeçip Mehmetçik oldular. Kendilerine 'Taarruzu değil; ölmeyi emreden' kumandanlarının işaret ettiği hedefe korkusuzca koştular. O hücumun sonunda askerimizin pek çoğu şehit oldu belki ama; tarihe geçen mücadelesiyle 57'nci Alay da işgalcilerin yüzünde bir tokat gibi patladı. Bu milletin yiğit evlatları, Conkbayırı'nda bütün güç hesaplarını darmadağın ederek süngüleriyle bir büyük destan yazdılar. Bu toprakları kendilerine mülk, bu milleti menfaatlerine köle yapacağını hayal eden işgalciler; tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolup gittiler. Ama kanlarıyla bayrağımıza rengini veren aziz şehitlerimiz; bu topraklarda tarihin altın sayfalarına asla silinmeyecek izler bıraktı."
'O VATAN EVLATLARI, İSTİKLALİN SEMBOLÜ OLAN HİLALİN GÖLGESİNDE BİRLEŞTİ'
Şehitlerin istiklal için verdiği bu mücadelede, herkes için alınacak çok önemli dersler, ibretler olduğunu ifade eden Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "O gün burada memleketin dört bir yanından çıkıp gelen; şehirleri, dilleri, hikayeleri farklı da olsa kalpleri aynı aşkla çarpan vatan evlatları vardı. O yiğitler, o vatan evlatları, kutlu bir gayenin etrafında ve istiklalin sembolü olan hilalin gölgesinde birleşmeyi bildiler. Onlar Diyarbakırlı, Trabzonlu; onlar Edirneli, Erzurumlu, Antalyalıydı. Ancak her şeyden önce onlar aynı medeniyetin çocuklarıydı. Künyelerinin kayıtlı olduğu şehirlerin farklılığı; bugün dahi bu milletin en büyük gücü olan birliğimizin önünde bir engel teşkil etmedi. 57'nci Alay, bu milletin tefrikayla bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dosta, düşmana ilan eden kardeşlik tapusudur. Cennet uykularına dalmak için bu topraklardan ebediyete yürüyen şehitlerimiz arasında; Kerkük'ten, Filistin'den, Bakü'den, Balkanlar'dan gelenler de vardı. İstanbul'u muhafaza ve müdafaa etmek için cepheye koşan o yiğit askerler, günümüzün strateji haritalarını aşan bir kutlu mesajın taşıyıcılarıdır. Onların Çanakkale'deki mezar taşları, bu aziz milletin hudutlara sığmayan büyük medeniyet davasının meşaleleri olarak bu topraklarda ışıldamaya devam ediyor" dedi.
'AY YILDIZIN IŞIĞI ALTINDA HEPİMİZİN RENGİ KIRMIZI-BEYAZDIR'
Bugün bütün mazlum milletlerin gözü ve kulağının Türkiye'de ise, Türkiye'nin sadece Türkiye'den ibaret olmadığının en müşahhas delili olduğuna söyleyen Bakan Kasapoğlu, şöyle devam etti:
"Vatan tehlikeye düştüğünde bu toprakları işgalci çizmelerine çiğnetmeyen o yiğitler, bizlere taşınması zor ama bir o kadar anlamlı bir emanet bırakmıştır. Bu emanet, Türkiye'dir. Ona hakkıyla sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bizim bu konuda ihmalkarlık yapmak gibi bir hakkımız, bir lüksümüz yok. Aksi; dostu üzmek, düşmanı sevindirmek manasına gelir. Çanakkale'nin her karış toprağı şehit kanıyla sulanmıştır. Bu topraklarda esen rüzgarlar bugün hala 104 yıl önce yazılmış bu şanlı kardeşlik destanının seslerini taşımaktadır. O gün şehit düşen kahramanlar; aynı istikamete yürüyüp, vatan için omuz omuza mücadele vermenin en güzel örneklerini verdiler. Onlar arasında her meslekten, her kabiliyetten genç insanlarımız vardı. Onlar arasında sporcularımız da vardı. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi spor kulüplerimizde farklı renklerde formaları terletenler; Çanakkale cephesinde aynı sancağa kanlarıyla renk vermişlerdir. Gönül verdiğimiz renkler farklı olsa bile; ay yıldızın ışığı altında hepimizin rengi kırmızı-beyazdır. Beşiktaşlı Kaptan Kazım'ın, Galatasaraylı Hasnun Bey'in, Fenerbahçeli Arif Bey'in bize anlattığı hakikat budur. 'Arma farklı ama sancak aynı' diyerek yeri geldiğinde omuz omuza vermek, el birliği, iş birliği, güç birliği yapabilmek; o şehitlere karşı en büyük borcumuzdur. Bugün ve ömrünüzün sonuna dek yürüyeceğiniz bütün yolları, bu şuur ve bu şiarla kat etmenizi temenni ediyorum. Asırlar sonra bile hala dillere destan olacak 57'nci Alay'ın her bir kahramanını, Çanakkale Savaşları'nın kumandanlarını ve bütün aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle yad ediyorum. Bugün burada şühedaya vefa duygunuzu ifade etmek üzere bizimle olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Yürüyüşün tamamlanmasının ardından yeniden görüşmek üzere, sizleri sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.ö
Konuşmaların ardından 57'nci Alay'ın temsili sancağı, geçen yıl emanet edilen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından İstanbul Üniversitesi konseyine teslim edildi. Devir teslim töreni, askeri bando konseriyle sona erdi.
CANLI YAYINLANDI
GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ
Mustafa SUİÇMEZ- Fatih Emrah ERDOĞAN/ÇANAKKALE,
======================
Jandarmanın film gibi operasyonunda 1'i PKK'lı 6 kişi yakalandı
İzmir'in Urla ilçesinde, biri PKK terör örgütüne üye olmak suçundan aranan V.A. olmak üzere 2 kişi sürat teknesiyle Yunanistan'a kaçmaya çalışırken yakalandı. Kaçışa yardım ettikleri ve bölgede keşip yaptıkları belirlenen 4 kişi daha gözaltına alındı. Jandarmanın film gibi operasyonla yakalayıp adliyeye sevk ettiği şüphelilerden, üzerinde sahte kimlik bulunan V.A.'nın da aralarında yer aldığı 6 kişi tutuklandı.
İzmir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, geçen 15 Nisan'da, bazı kişilerin Urla'daki Gerence Koyu'ndan, yasa dışı yollarla Yunanistan'a kaçacakları bilgisi üzerine harekete geçti. Ekipler, kaçmayı planlayanlardan birisinin, bölücü terör örgütü PKK'ya üye olmak suçundan aranan V.A. olduğunu tespit etti. Jandarma ekipleri, dün sabah saatlerinden itibaren hem Gerence Koyu'na konuşlandı, hem de koyun çevresinden geçen yollarda kontrol noktaları oluşturdu. Arama ve kontrol noktalarında durdurulan ve çevrede olağanüstü bir durum olup, olmadığını anlamak için keşif gezisi yaptıkları belirlenen 3 farklı otomobilde, V.A.'nın kaçmasına yardım ettikleri tespit edilen M.A., Y.K., İ.Y. ve V.E. gözaltına alındı. Otomobillerden birinde, 51 bin TL nakit para ele geçirildi.
Aynı gün devam eden çalışmalarda, Gerence Koyu'na bir sürat teknesinin yanaştığı tespit edildi. Saat 22.00 olduğunda, tekneden sahile doğru iki kez ışık yakılıp söndürüldüğü ve bunun üzerine sahile 2 kişinin koşarak indikleri görüldü. Harekete geçen ekipler, denize girip tekneye doğru yüzmeye çalışan şüphelileri gözaltına aldı. Yapılan incelemede şüphelilerin; K.Y. ile terör örgütü PKK'ya üye olmak suçundan aranan V.A. oldukları anlaşıldı. V.A.'nın üstünde ve yanında bulunan çantasında yapılan aramalarda, M.H. adına düzenlenmiş sahte Suriye vatandaşı kimliği ile 4 bin dolar ve 2 bin 540 TL nakit para ele geçirildi.
Gözaltına alınıp jandarmaya götürülen ve geçen 19 Nisan'da adliyeye sevk edilen şüpheliler, tutuklandı.
Görüntü Dökümü
----------
Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesinden görüntü
Haber: Davut CAN -Kamera: İZMİR,
=================
Erzurum Valisi Okay Memiş: Bu iş Türkiye'de kolaymış gibi bir imaj var
Erzurum Valisi Okay Memiş, düzensiz insan göçünün Türkiye'de kolaymış gibi bir imaj oluştuğunu bunu ortadan kaldırmaları gerektiğini belirtti. Vali Memiş, organizetörler hakkında verilen cezaların artırılması konusunun da ele alınabileceğini bildirdi.
İçişleri Bakanlığı, Erzurum Valiliği ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği 'Düzensiz Göçle Mücadele Bölge Koordinasyon Toplantısı' Erzurum'da yapıldı. Erzurum'un yanısıra Erzincan, Ağrı, Artvin, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Muş, Rize, Trabzon ve Tunceli vali, emniyet müdürleri ve jandarma komutanlarının katıldığı toplantıda düzensiz göç sorunu masaya yatırıldı. Toplantının açılışında konuşan Erzurum Valisi Okay Memiş, düzensiz göçün son yıllarda Türkiye'yi hem maddi hem de manevi olarak etkilediğini belirtti. İçişleri Bakanlığı'nın göçle mücadeleyi önemsediğini ifade eden Vali Memiş, "İçişleri Bakanlığımızın bu konuyu 14 ayrı bölgede organize ederek biraz daha üzerinde durmak marifeti ile daha etkin daha etkili tedbirler alma yönünde bir kararlılığı var. Bugün burada 14 ilimizin valileri, emniyet müdürleri, alay komutanları ile birlikte enine boyuna bu konuları tartışacağız ve çözüm önerilerini hep birlikte bulmaya gayret edeceğiz. İşin birçok boyutu var. Bir defa uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan boyutu var. Çünkü bu konular uluslar arası sözleşmeler ile karar altına alınmış. Bir diğer boyutu sosyal boyutu ekonomik boyutu en önemli boyutlarından birisi de hukuki boyutu. Bunların hepsi gerçekten önemli netice de muhatabımız olan kesim insanlar. Tabi ki burada hukuku kurallarını motamot uyguladığımızda sınırdan geçişlerde bütün devletlerin vurma yetkisi var ama bu çok ta uygulanabilir bir yetki değil. Hem PKK terör örgütü mensuplarının, hem de DEAŞ terör örgütü mensuplarının bu göç dalgasını fırsat bilerek ülkemize sızma girişimlerinin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla alınacak tedbirler bu anlamda da önemli" diye konuştu
ELEŞTRİYE DE MARUZ KALIYORUZ
Göçle mücadale sırasında eleştriye de maruz kaldıklarını anlatan Vali Memiş, şunları söyledi:
"Bu göçmenler onlarca vilayeti geçiyor Türkiye'nin en batısına kadar İzmir'den, Trakya'dan Avrupa'nın diğer ülkelerine geçmek istiyorlar. Buraya kadar bu insanlar nasıl geldi? Acaba doğudaki sınır vilayetlerden başlamak üzere güzergahdaki illerde görev yapan arkadaşlar yeterince görevlerini yapmıyor mu gibi bir takım sorularla karşı karşıya kalıyoruz. Biz biliyoruz ki kolluk güçlerimiz, jandarma ve polisimiz bu konuda duyarlı. Sürekili hem polis kontrol noktalarında, hem de jandarma kontrol noktalarında detaylı bir şekilde bu konuları inceliyorlar ve gerekli tedbirleri alıyorlar. Bu salonda olan bütün arkadaşlarımız görevlerini layıkıyla yapmaktadırlar Eş zamanlı olarak hem terörle mücadele etmekte hem bu yeni bir yük yeni bir görev gibi göçmenlerle de mücadele ediyoruz. Kolay değil her gün yüzlerce göçmeni jandarmamız polisimiz yakalıyor ve geri gönderme merkezine intikal ettiriyorlar. Orada ki halleri de çok perişanlık. Bu iş Türkiye de çok kolaymış gibi görülen imajı ortadan kaldırmak bizim görevimiz. Ayrıca hukuki açından da bu organizatörler hakkında verilen cezalar da yeterli değilse bunlarında arttırılması yönündeki konuları da bugün burada konuşacağız."
Konuşmasında Erzurum'da geri gönderme merkeziyle ilgili de bilgi veren Vali Memiş, "Geri gönderme merkezinin toplam kapasitesi bin 500 kişi. Bu merkeze gelen insanların buradan çıkması mümkün değil ve bir şekilde mutlaka sınır dışı ediliyorlar, uluslarıarası sözleşmeye uygun bir şekildi. Bizde ki ve diğer illerde ki geri gönderme merkezlerinde bu kişilerin tamamını barındırma mümkün değil. Şu anda bile kapasitenin çok üstünde göçmen mevcut. Mümkün olduğunca ağırlamaya çalışıyoruz" dedi.
Vali Memiş, vali, emniyet müdürleri ve jandarma komutanlarının konuyla ilgili sunumlarından sonra koordinatör valiler olarak alınan kararları Ankara'da bakanlık nezdinde ortaya koyacakların da kaydetti. Vali Memiş'in açıklamalarının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Görüntü Dökümü
------------------
-Toplantı salonundan genel görüntüler
-Katılımcı vali ve müdürlürden görüntü
-Vali Memiş'in salona girmesi
-İstiklal Marşı'nu okumaları
-Vali Okay Memiş'in konuşması
Haber-Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM,
===================
Milli Eğitim Bakanı Selçuk'un hayalindeki okul Batman'da (ÖZEL)-
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, 'Hepimiz öğrenme yolculuğundayız. İsterim ki bir okul çıksın 'Gözetimsiz sınav yapıyoruz' desin, isterim ki bir başka okul, eleştirel düşüncenin örneği olsun' hayalini Batman 16 Mayıs İlkokulu gerçekleştirdi. Okulda gözetmensiz sınav yapılıyor, 'zilsiz' teneffüs uygulamasıyla da gürültü kirliliğinin önüne geçiliyor.
Batman'ın Petrolkent mahallesindeki 16 Mayıs İlkokulu, sıradışı uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Fiziki şartları ve eğitim kalitesiyle özel okulları aratmayan 16 Mayıs İlkokulu, bir süre önce Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, 'Hepimiz öğrenme yolculuğundayız. İsterim ki bir okul çıksın gözetimsiz sınav yapıyoruz' desin, isterim ki bir başka okul eleştirel düşüncenin örneği olsun' hayalini gerçekleştirdi. Bu okulda tüm öğretmenler beyaz önlük giyiyor, sınavlar gözetmensiz yapılıyor, gürültü kirliliğinin önü geçmek için de zil kullanılmıyor.
'UYGULAMAYA ÖĞRENCİLERİMİZ UYUM SAĞLADI'
Okul Müdürü Rıfat Fırat, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un ifadelerinden yola çıkarak yaptıkları çalışmalarda sınavların gözetmensiz yapıldığını, teneffüslere öğrencilerin zilsiz çıktığını söyledi. Fırat, öğrencilerin uygulamaya kısa sürede uyum sağladığını belirterek, "Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk'un gözetimsiz sınav hayalini okulumuzda denedik. Uygulamaya öğrencilerimiz uyum sağladı. Öğrencilerimiz birbirine bakmadan, kopya çekmeden yazılılarına devam ediyor. Bu olumlu ve ılımlı davranışlar alışkanlık haline gelsin istiyoruz. İnsanımızı bu şekilde yetiştirebilmenin mutluluğunu yaşamak istiyoruz" dedi.
ÖĞRETMENLER ÖNLÜKLÜ
16 Mayıs İlkokulu'nda tüm öğretmenlerin beyaz önlükle derse girdiğini ifade eden Fırat, "Gürültü kirliliğini ortadan kaldırmak ve zil çalmadan derslerin başlayıp bittiğini ilan etmek düşüncesiyle zilsiz okul yöntemini de devreye aldık. Öğrenciler ve öğretmenler kadar çevredeki mahalle sakinleri de bu uygulamadan memnun. Ayrıca okulumuzda tüm eğitimci arkadaşlarımız beyaz önlük uygulamasına da uyuyor. Okulumuzun logosu ve öğretmenlerin isimlerinin yer aldığı önlüklerimiz de Valimiz tarafından takdir görmüştü. Bu projedeki amacımız da öğretmenleri farklı kılarak, herkese 'Bu öğretmendir' dedirtebilmektir" diye konuştu
Görüntü Dökümü
--------
-Okuldan görüntü
-Öğrencilerin öğretmensiz gözetimsiz sınavı
-Okul içinden görüntü
-Öğrencilerin görüşü
-Okul Müdürü Rıfat Fırat ile röportaj
-Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 354 MB
Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,
======================
Bu gazete hem okunup, hem izleniyor
Bursa'da 43 yıldır gazetecilik yapan Tahsin Ardıç, geliştirmiş olduğu uygulama sayesinde geleneksel yayıncılığı dijital dünyaya taşıyor. Gelişen teknoloji ve internet haberciliğinin yaygınlaşmasyla birlikte böyle bir girişimde bulunduğunu belirten Ardıç, "Uygulama sayesinde televizyon ve gazete haberciliğini birleştirmiş oluyoruz" dedi.
Bursa'da 'Ekohaber' adlı yerel ekonomi gazetesi çıkaran Tahsin Ardıç, Arıtılmış Gerçeklik (AR), projesini hayata geçirerek yazılı ve görsel medyayı birleştirmek için çalışmalara başladı. Gelişen teknoloji ve internet haberciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte böyle bir girişime bulunduğun belirten Ardıç, yazılı ve görsel medyayı bir arada okurlarına sunarak gazetesinin hem okunup hem de izlenebileceğini belirtti.
'GELENEĞİMİZİ GELECEĞE TAŞIMAK İSTİYORUZ'
Gazeteciliğin kurşun dizgi, patates baskı, klişe fotoğraf gibi dönemlerden geçtiğini, gelişen teknolojiyle birlikte gazeteciliğin yeni bir boyut kazandığını dile getiren Ardıç, "Çağımızda dijital yayıncılık gündemde. Biz de dijital yayıncılığa ayak uydurmak için bir yıldır, mevcut yayının devamıyla dijital yayıncılık nasıl yapılabilir diye düşünük ve bir proje hayata geçirdik. Dünyada Time dergisinin, Harvard Business'in uyguladığı bir sistemi hayata geçirdik. Bir yıldır üzerine çalıştığımız yazılımları tamamladık. Geleneğimizi geleceğe taşımak istiyoruz. Mevcut Ekohaber gazetesini yaşatarak bu gazeteyi okuyun, dokunun, hissedin, dinleyin ve seyredin, istiyoruz. Bu teknolojimizi uyguladık ve yürürlüğe koyduk. Türkiye'de böyle bir şeyi başardığım için de, bu mesleğe 43 yılını vermiş bir gazeteci olarak mutluluk duyuyorum" dedi.
Geliştirmiş olduğu sistem hakkında bilgilendirmelerde bulunan Ardıç, "Kurduğumuz sistemin kullanılması çok basit. İnternet üzerinden gazetemizin uygulaması indiriliyor. Gazetenin üzerine telefonu tuttuğunuzda video işareti çıkıyor. Videoya dokunduğunuzda o haberin videosu çıkıyor ve videoyu izliyorsunuz. Bu sayede gazete ve televizyon yayıncılığını birleştirmiş oluyoruz. Gazetemizi hem okuyup, hem dinleyip hem de seyredebiliyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
--------
-Gazete basımından detaylar
-Gazete okunmasından detaylar
-Uygulama detayları
-Tahsin Ardıç röportajı
Süre: 04.50 Boyut: 541 MB
Haber-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,
==================
Lastik botta 44 Afgan kaçak yakalandı
Edirne'nin Enez ilçesinde, lastik botla yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçmeye çalışan, Afganistan uyruklu 44 kaçak yakalandı.
Enez Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, ihbar üzerine Boztepe burnu açıklarındaki lastik botta, bir grup kaçak olduğunu tespit etti. Lastik botu durduran ekipler, yasa dışı yollardan Yunanistan'a gitmeye çalışan, 10'u çocuk, 5'i kadın, toplam 44 Afgan kaçağı yakaladı. Karaya çıkarılan kaçaklar, Edirne İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi.
Haber: Ünsal YÜCEL/ENEZ (Edirne), -
=====================
Karın ağrısıyla hastaneye gitti, karnından 13 kiloluk kitle çıkarıldı (2)
DR. UZUN: KİTLE ALINMASAYDI TEHLİKE OLABİLİRDİ
Çorum'da karın ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede, karnından ameliyatla 13 kiloluk kitle çıkarılan 3 çocuk annesi Zübeyde Altunay'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Jinekolog Opr. Dr. Mustafa Uzun, hastaya zamanında müdahale edildiğini belirterek, "Hasta biraz daha geç kalsa kist patlayabilirdi ya da kalbe ve akciğerlere baskı yapabilirdi. Bu da solunum bozuklukları oluşturabilirdi. Çünkü kist çok büyüktü. Ayrıca hastaya daha önce 'kist var' denilmiş, ancak korktuğu için ameliyat olmamış. Uzun bir süre de beklemiş. Bu durum çok tehlikeli olabilirdi. Zamanında müdahale ile aldık, şu an patoloji sonucunu bekliyoruz" dedi.
ÇORUM,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?