DHA YURT BÜLTENİ-6 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ-6

DHA YURT BÜLTENİ-6

Güleda'nın öldürüldüğü 12 numaralı oda kapatıldı, öğrenciler apartı terk etti Isparta'da üniversite öğrencisi Güleda Cankel'in (19), ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer Pehlivan (19) tarafından öldürüldüğü vahşi cinayetin meydana geldiği aparttaki 12 numaralı oda, soruşturma kapsamında kapatıldı.

21.11.2019 11:19

Güleda'nın öldürüldüğü 12 numaralı oda kapatıldı, öğrenciler apartı terk etti

Isparta'da üniversite öğrencisi Güleda Cankel'in (19), ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer Pehlivan (19) tarafından öldürüldüğü vahşi cinayetin meydana geldiği aparttaki 12 numaralı oda, soruşturma kapsamında kapatıldı. Olayın meydana geldiği aparttaki öğrenciler ise binayı terk etti.

Isparta Fatih Mahallesi'ndeki apartın 12 numaralı odasında 18 Kasım Pazartesi günü saat 11.00 sıralarında meydana gelen olayda, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından boğazı sıkıldıktan sonra kalbinden bıçaklanarak, öldürüldü. Zafer Pehlivan, cinayetten 3 saat sonra polis merkezine gidip, teslim oldu. Üniversiteli Güleda'nın, hayatta kalmak için 17 saat mücadele ettiği, bu sürede 3 kez Zafer Pehlivan'ın elinden kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı.

Sorgusunun ardından 19 Kasım Salı günü Isparta Adliyesi'nde sevk edilen Zafer Pehlivan, nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak, Isparta Cezaevi'ne gönderildi. Güleda Cankel ise Muğla'nın Menteşe ilçesi Ortaköy Mahalle Mezarlığı'nda gözyaşları içinde toprağa verildi.12 NUMARALI ODADA ÖLDÜRÜLDÜVahşi cinayetin yaşandığı Fatih Mahallesi'ndeki öğrenci apartı olan apartman sessizliğe büründü. Cinayetten sonra çok sayıda öğrenci, kaldıkları odaları terk etti. Bazı öğrenciler binanın karşısındaki kız yurtlarına, bazı öğrenciler de başka apart ve yurtlarda kalan arkadaşlarının yanına yerleşti. Bazı öğrencilerin ise aparta sadece eşyalarını almak için gelip, ayrıldığı belirtildi. Cinayetin işlendiği binadaki 12 numaralı oda ise soruşturma kapsamında polis ekipleri tarafından kapatıldı.

Görüntü Dökümü------------Cinayetin işlediği 12 numaralı dairenin penceresinden görüntüAparttan dış plan görüntüDHA Muhabiri Nurettin Arkan'ın anonsuApartın kapısını kilitleyen görevli

HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN- Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,

======================

'Hassas alan' tescilli turba bataklığı küle döndü

Türkiye'nin asidik torf toprağından oluşan, ölmüş bitkilerden meydana gelmiş en büyük yüksek rakımlı sulak alanı olan ve haziran ayında 'doğal sit alanı' ve 'kesin korunacak hassas alan' olarak tescillenen 'ekolojik hazine' olarak nitelendirilen Trabzon'daki 10 bin yıllık Ağaçbaşı Turba Bataklığı, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce yakıldı. Turba yosunlarıyla kaplı, endemik ve nadir türlerin barındığı bataklıktaki bitki örtüsünde hasara yol açan yangınla ilgili, soruşturma başlatıldı. Uzmanlar, "10 bin yıllık ekolojik rezervimizi kaybetmekten korkuyoruz" açıklaması yaptı. Gümüşhane'nin merkeze bağlı Dumanlı köyündeki Taşköprü Yaylası'nda kaynağı ve akarı olmayan 12 bin yıllık Buzul Çağı'ndan kalma Dipsiz Göl'ün 'define' söylentisi üzerine yapılan kazı ile yok olması tartışmaları sürerken bu kez de Trabzon'da 'ekolojik hazine' olarak nitelendirilen 10 bin yıllık Ağaçbaşı Turba Bataklığı çıkan yangınla ağır hasar gördü. Türkiye'nin 600 hektarla asidik torf toprağından oluşan, ölmüş bitkilerden meydana gelmiş en büyük yüksek rakımlı sulak alanı olan Trabzon'un Köprübaşı ve Sürmene ilçeleri sınırındaki Ağaçbaşı Turba Bataklığı'nın koruma altına alınması için çalışma başlatıldı. Roma döneminden kaldığı düşünülen taş döşeli Antik Kervan Yolu, Harmantepe Şehitliği ile tarihi hanların da yer aldığı bölgede Trabzon Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanlarınca saha araştırma ve gözlemleri yapıldı.ERDOĞAN İMZALADI, RESMİ GAZETEDE YAYIMLANDIDeniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikteki Ağaçbaşı Yaylası'nda 10 bin yıllık geçmişe sahip olduğu belirlenen ekolojik hazine özelliği taşıyan bataklıkta, endemik bitki ve hayvanların yaşam kaynakları ile farklı yaşam türleriyle birlikte bitki ve hayvan fosilleri bulundu. Trabzon Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanlarının 9 yıl süren saha incelemeleri ve gözlemleri sonucunda bataklık koruma altına alarak 'Nitelikli Koruma ve Sürdürülebilir Kullanım Alanı' olarak tescillendi. 600 hektarlık alan içerisinde bilimsel çalışma yapılacak 50 hektarlık alanın ise 'doğal sit' alanı ve 'kesin korunacak hassas alan' olarak tescillenmesi için de ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvuru yapıldı. Bakanlığın değerlendirmesinin ardından başvuru onay için Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi. Turba bataklığının 50 hektarlık alanı, 'doğal sit alanı' ve 'kesin korunacak hassas alan' olarak tescillendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile tescillenen karar, haziran ayında Resmi Gazete'de yayımlandı. BATAKLIK YAKILDIAğaçbaşı Turba Bataklığı'nda, geçen hafta başında bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Dumanları görenlerin ihbarı ile bölgeye gelen itfaiye ekiplerince müdahale edilen yangın, büyük çabalar sonucu söndürüldü. Yangında, turba yosunlarıyla kaplı, endemik ve nadir türlerin barındığı bataklıktaki bitki örtüsünde ağır hasar oluştu. Bataklığın, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce yakıldığı iddiası üzerine, soruşturma başlatıldı. PROF. DR. KANDEMİR: BATAKLIĞIN YANMASI KAYBIMIZUzmanlar 'ekolojik hazine' olarak nitelendirilen Ağaçbaşı Turba Bataklığı'nın yakılmasının kayıp olarak değerlendirdi. Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Raif Kandemir, yangınla ilgili sorumluların bir an önce tespit edilmesini istedi. Kandemir, "Daha önce yok edilme girişimleri burada yaşanmıştı. Yürütülen çalışmalarla bunu durdurduk. Köylüler, bunu yakıyor, kurutup yakıt ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. En son durdurulmuştu ama şimdi yeniden yandı. İklim çok kuru gidiyor o yüzden bataklıkta ciddi bir su çekilmesi de var. Bataklığın yanıyor olması kaybımız. Sorumluların bir an önce bulunmasını arzu ediyorum" dedi.'EKOLOJİK REZERVİ KAYBETMEKTEN KORKUYORUZ'Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz de, bataklığın çok sayıda TÜBİTAK projesi, araştırma konusu ve uluslararası yazıya konu olduğunu kaydetti. Bölgenin kesin şekilde korumaya alınması ve yöre sakinlerinin acil olarak eğitimden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Erüz, "10 yıldır burayı tescil etmeye çalışıyorduk. Bütün uğraşın sonunda tescillenen alanın ne yazık ki vatandaşların bilinçsizliği yüzünden yakılıyor. Turbalar hızla yanar ve suyla da kolayca söndürülemez. 10 bin yıllık ekolojik rezervimizi kaybetmekten korkuyoruz" diye konuştu.'BURASI KORUNAMIYOR'Ağaçbaşı Yaylası'nda tur rehberliği yapan İlyas Kumbasar da, bataklığın değerli olduğunu ve yangın sırasında bitki örtüsünün ciddi şekilde zarar gördüğünü anlattı. Kumbasar, "Kimlerin yaptığı bilinmiyor ama yapılan hoş değil. Burası iyi korunamıyor ve artık kesin önlemlerin alınması gerekiyor. Yangında bir kasıt mı var, hayvanların ot yemesi için mi yakıldı bilmiyoruz" ifadelerinde bulundu.

Görüntü Dökümü-------------Yanan bataklığın drone ile görüntüsü-Bataklığın üzerinde yanan otlardan detaylar-Bataklıktan geniş detaylar-Yanan bataklığın dışında bulunan yanan alanlardan görüntüler-Bataklığın karşı dağında bir alanda ot yangını görüntüsü-Muhabir anonsu (Selay Saykal)-Röportajlar-Genel detaylar

HABER: SELAY SAYKAL - KAMERA: SELÇUK BAŞAR/DHA-TRABZON

======================

Gün ışığından en fazla yararlanılan kütüphanede okuma keyfi

Bayburt Üniversitesi tarafından Baberti Külliyesi'ne kurulan kütüphane, mimari yapısıyla gün ışığından maksimum derecede yararlanma imkanı sunuyor. Kütüphaneye girenler, kendilerini açık havada gibi hissederek kitap okuyor. Bayburt Üniversitesi tarafından Baberti Külliyesi'ne kurulan kütüphane, ziyaretçilerine mimari yapısıyla gün ışığından maksimum derecede yararlanma imkanı sunuyor. 11 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulan kütüphaneye gelenler, cam tavan sayesinde kendilerini açık havada gibi hissediyor, gün ışığında kitap okuyup, ansiklopedileri incelemenin keyfini çıkarıyor.7 GÜN 24 SAAT AÇIK OLACAKBayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, "İçeriye giren insanın dışarı çıkmak istemeyeceği, 'çıkıyım da bir hava alayım' demeyeceği bir mekan olsun istedik. Kütüphanemiz maksimum gün ışığından faydalanıyor. İnsanlar açık havadaymış gibi kitap okuyor, ders çalışıyor. İlerleyen dönemlerde kütüphanemiz, 7 gün 24 saat açık olacak. Hatta belli bir saatten sonra çorba ikramında bulunacağız" dedi.700 ÖĞRENCİ AYNI ANDA DERS ÇALIŞABİLİYORKütüphane ve Dokümantasyon Şube Müdürü Coşkun Koçhan ise kütüphanede aynı anda 700 öğrencinin ders çalışabileceğini belirterek, 110 bine yakın kitap kapasitesi bulunduğunu aktardı. Bu sayının yeni kurulan bir üniversite için çok iyi olduğunu vurgulayan Koçhan, "Kütüphane ekip çalışmalarına da uygun olarak tasarlandı. Ayrıca herkes bir engelli adayıdır, engelli vatandaşlarımızı da düşünerek engelsiz bir kütüphane tasarladık. Engelli vatandaşlarımız, kimseden yardım almadan ders çalışabiliyor ve kitap okuyabiliyor" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü------------Drone ile detayKütüphanenin içinden detaylarDers çalışan ve kitap okuyan öğrencilerden detaylarBayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun'un röportajıKütüphane ve Dokümantasyon Şube Müdürü Coşkun Koçhan'ın röportajı

Haber-Kamere: Murat SÖYLEMEZ/BAYBURT,

======================

Kader Buse'nin babası: Meleğimizi bulamıyoruz Antalya'nın Kemer ilçesinde, hortum felaketinde dereye sürüklenen otomobilde kaybolan ve 301 gündür izine rastlanılamayan Kader Buse'nin (20) babası Ahmet Acar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Ağva Deresi'nde dedektör, kepçe ve dozerle arama yapılarak, kızının orada olma ihtimalinin ortadan kaldırılmasını istedi. Acılı baba, "Saf kalpli, iyilik meleğim, 20 yaşına getirdiğimiz yavrumu, meleğimizi bulamıyoruz" dedi.

Kemer'de, 24 Ocak'ta meydana gelen hortum felaketinde, annesi Ayla Acar'ın kullandığı otomobilin dereye düşmesi sonucu kaybolan üniversite öğrencisi Kader Buse Acar'ın izine, 301 gündür rastlanılamadı. Acılı baba Ahmet Acar, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabından kızı için duygu dolu paylaşım yaparken, bir yandan da yetkililere seslendi ve otomobilin düştüğü dere yatağında aramalar yapılarak Kader Buse Acar'ın burada olma ihtimalinin ortadan kaldırılmasını istedi. Ahmet Acar paylaşımında, "Saf kalpli, iyilik meleğim, 20 yaşına getirdiğimiz yavrumu, meleğimizi bulamıyoruz" dedi.

ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE 24 Ocak 201928 Haziran 20198 Temmuz 2019Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

==========================

Eskişehir'de uyuşturucu şüphelilerine şafak operasyonu: 6 gözaltı

Eskişehir'de sokakta uyuşturucu sattığı belirlenen şüphelilere yönelik 200 polisin katıldığı 'şafak operasyonu'nda 6 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda çamaşır makinesine gizlenmiş uyuşturucu maddelerinin yanı sıra hap ve kuru sıkı tabancalar ve bıçaklar ele geçirildi.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, sokakta uyuşturucu sattığı belirlenen şüphelilere yönelik 'şafak operasyonu' düzenledi. Yaklaşık 200 polisin katıldığı operasyonda kent merkezindeki 12 adrese eş zamanlı baskınlar yapıldı. Operasyonda uyuşturucu sattığı tespit edilen 6 şüpheli gözaltına alınırken, evlerinde yapılan aramalarda aralarında çamaşır makinesine gizlenmiş 638 adet sentetik hap, 16 gram skunk, 10.82 gram metamfetamin, 5 gram esrar, 0.13 gram bonzai, ecstacy hap, tüfek, 4 adet kurusıkı tabanca, 3 adet bıçak, 49 adet fişek ele geçirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerden 3'ü ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, diğer 3 şüphelinin işlemlerinin sürdüğü belirtildi. Soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü: -Polis araçlarının emniyetten çıkması-Operasyon yapılan sokaklar havadan-Özel Harekat'ın kapılarını koşbaşıyla açması-Evlere düzenlenen operasyon-Yakalanan şüpheliler kelepçelenmesi-Evlerdeki aramalar-Çamaşır makinesinden çıkarılan uyuşturucu-Evlerdeki aramalardan detaylar-Genel görüntülerHaber-Kamera: ESKİŞEHİR,

==========================

'1 kilo salep tozu için 1000 orkide katlediliyor'

Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Deniz, Türkiye'de 24 cinse ait 187 orkide türünün yayılış gösterdiğini, her yıl ortalama 100 milyon orkide bitkisinin salep hammaddesi elde etmek amacıyla sökülerek katledildiğini söyledi. İçilen her yudum salebin, katledilen doğal orkide türlerine ait olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Deniz, 1 kilo kuru salep tozu için yaklaşık 1000 orkidenin yok edildiğini belirtti.

Türkiye'nin bitki biyoçeşitliliği yönünden dünyanın zengin ülkelerinden birisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gökhan Deniz, Türkiye florasının 10 binden fazla bitki türü içerdiğini, bu türlerin yaklaşık üçte birinin (3 bin 600) Türkiye'ye özgü olduğunu belirtti. Türkiye'de başta Orchidaceae, Liliaceae, Iridaceae ve Amaryllidaceae familyalarına ait olmak üzere çok sayıda tek çenekli bitki türünün yayılış gösterdiğini aktaran Doç. Dr. Deniz, "Genel olarak toprak altında soğan, yumru veya rizom gibi gövdeleri bulunan bu bitkiler, daha genel bir ifade ile geofit olarak isimlendirilmektedir. Ülkemizde yayılış gösteren geofit bitki türleri arasında hoş görünümlü çiçekleriyle dikkat çeken orkideler, önemli yere sahiptir" dedi.

BİTKİ DÜNYASININ PANDALARI

Türkiye florasının önemli ögelerinden birinin orkidegiller (Orchidaceae) türleri olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Deniz, "Orchidaceae mensubu türler, yüksek tür sayısına ve geniş yayılışına rağmen ciddi insan baskısı altında. Birçok tür ekonomik getirileri de göz önüne alınarak Nesilleri Tehlike Altındaki Doğal Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretini Düzenleme Sözleşmesi'nin Ek I ve Ek II listesine alınmıştır. Ülkemizin de 1996 yılında imzaladığı bu sözleşmeye göre Türkiye'de yayılış gösteren çok sayıda doğal orkide türü, bu listede bulunmaktadır. Doğal alanların ve bitki biyoçeşitliliğinin korunması konusunda oldukça önemli bir grup olan orkideler, bitki dünyasının pandaları olarak değerlendirilmektedir" diye konuştu.

24 CİNSE AİT 187 ORKİDE TÜRÜ YETİŞİYOR

Akdeniz ülkelerinde yayılış gösteren orkide türlerinin, tropik bölgelerde yetişenlerin tersine karasal olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Deniz, "Bu grup, orta kuşak orkideleri veya toprakta yetişen orkideler olarak adlandırılır. Türkiye, orta kuşak orkideleri bakımından Avrupa ve Ortadoğu'nun en zengin ülkelerinden biri. Son yıllarda ülkemizden bilim dünyasına tanıtılan türler de ilave edildiğinde, Türkiye'de 24 cinse ait yaklaşık 187 orkide türünün yayılış gösterdiği bilinmektedir" dedi.

SALEP HAMMADDESİ ELDE EDİLİYOR

Doğal orkide türlerinin Antalya ve Muğla illerinde yayılış gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Deniz, "Türkiye'de yayılış gösteren her dört türden üçü bu iki ilimizin sınırları içerisinde yer almaktadır" dedi. Yumrulu doğal orkidelerin ciddi tehlike altında olduğunu ifade eden Doç. Dr. Deniz, şunları söyledi:

"Zira yumrulu orkidelerden salep hammaddesi elde edilmektedir. Salep tozu, dondurma ve sütlü sıcak içecek yapımında kullanılmaktadır. Yumrulu orkide türlerinin çoğu bu amaçla kazılmaktadır. Onları toprağa bağlayan tek dokusu, yumruları kazılarak alınan doğal orkideler, bitkinin ölmesi nedeniyle tohum verememekte ve nesilleri devam etmemektedir. Ülkemizde yayılış gösteren karasal orkidelerin çiçekçilerde veya zincir marketlerde satılan tropik akrabaları yumru değil, rizom adı verilen bir toprakaltı gövdesi taşımaktadır. Bu nedenle saksıda yetiştirilen bu türlerden salep elde edilmez. Yumrulu orkidelerin tohumları toprağa düştüğünde toprakta bulunan özel bir mikromantar türüyle birleşmesi gerekmektedir. Bu birliktelik uzun yıllar sonra tohumun çimlenmesini sağlar ve ilk yumru oluşur. Yumru oluşumunun ardından bitkinin çiçeklenme dönemi için duyduğu enerji ihtiyacı da ilk yaprakların çıkmasından sonra yıllar alır. Bazı türlerde tohumun toprağa düşmesiyle ilk çiçeklerin açması arasında gereken süre 10 yılı geçmektedir. Bu hassas mikromantar birliktelik döngüsü nedeniyle doğal orkidelerin tarımsal ortamlarda ekonomik yöntemlerle üretimi henüz başarılamamıştır. Bu nedenle içilen her yudum salebin, tek kaynağı doğa olarak görülen salep hammaddesinin eldesi amacıyla adeta katledilen doğal türlerimize ait olduğu unutulmamalıdır."

1 kilo kuru salep tozu için yaklaşık 1000 orkide yumrusuna ihtiyaç duyulduğunu anlatan Doç. Dr. Deniz, günümüzde orkide yumrularının yumru halinde ihracatı yasaklanmış olmasına rağmen toz haline getirilerek salep tozu olarak kullanımının devam ettiğini söyledi.

HER YIL 100 MİLYON ORKİDE KATLEDİLİYOR

Kentleşme ve özellikle kıyı kesimlerindeki turizm amaçlı yapılaşmanın, orkide habitatını tehdit ettiğine de değinen Doç. Dr. Deniz, 'Salep ve Orkidelerin Tahribi' adlı TÜBİTAK destekli Araştırma Projesi ve devamında yürütülen bilimsel çalışmalar ışığında orkide tahribatının araştırıldığını ve çarpıcı sonuçlara ulaşıldığını ifade etti. Doç. Dr. Deniz, "Bu sonuçlara göre ülkemizde her yıl ortalama 100 milyon orkide bitkisi, salep hammaddesi elde etmek amacıyla sökülmekte, adeta katledilmektedir. Aralarında nadir ve endemik türlerin de yer aldığı birçok türün nesli ciddi tehlike altındadır. Ayrıca salep tozu elde edilmesi kırsal kesimde yaşayan ve orkide söken vatandaşlarımızdan ziyade sayıları yaklaşık 10-15 olan büyük salep tüccarlarına yaramaktadır" diye konuştu.

ANTALYA'NIN ORKİDELERİ CİDDİ TAHRİBATA UĞRUYOR

Yapılan arazi çalışmalarında, Antalya'da yayılış gösteren bazı orkide türlerine ait popülasyonların ciddi tahribata uğradığının gözlendiğini de sözlerine ekleyen Doç. Dr. Deniz, "Bu türlerden Ophrys lycia (Likya Kaş orkidesi) ve Ophrys climacis (Kemer orkidesi), Antalya'ya özgü türlerdir ve popülasyonları ciddi tehlike altındadır. Diğer kritik olarak tehlikedeki türler ise Ophrys phaseliana (Faselis orkidesi) ve Ophrys antalyensis (Antalya orkidesi) türleridir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------------Orkidelerin görüntüsüYumru orkide görüntüsüArazide orkide görüntüsüÖğrencilerin arazide çalışma yaparken görüntüleriSalep hazırlanmasıRÖP: Doç. Dr. Gökhan DenizHABER: Selma KUNAR-KAMERA: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,==========================

Osmaniye'de doğaseverlerden sonbahar gezisi

Adanalı doğaseverler, Osmaniye'nin Zorkun yaylasında doğa yürüyüşü ve fotoğraf çekimi etkinliği gerçekleştirdi. Sonbaharın gelişiyle sarı ve yeşilin tüm renklerine bürünen orman dokusu doğaseverleri büyüledi.Zorkun yaylasında gerçekleştirilen doğa yürüyüşü ve fotoğraf çekimi etkinliğine Adana Profesyonel Doğa ve Su Sporları Kulübü (PRODOSS) üyesi 100 doğasever katıldı. Amanos dağları eteklerindeki orman dokusunda sonbahar mevsiminin en güzel renk armonisinin oluşturduğu güzergah boyunca asırlık çınarların, yöreye özgün kayın ve meşe ağaçların arasında yürüyen doğa tutkunları, sık sık anı fotoğraf çekimi için cep telefonları ve fotoğraf makineleri karşısında poz verdi. Bin 900 rakımlı bölgede yürüyen, bol bol temiz oksijen soluyan kulüp üyeleri, şehir gürültüsü ve stresten uzak bir gün yaşamanın keyfini çıkardı.'SONBAHAR BİR SANATTIR'Her yıl sonbaharda mevsimin güzelliklerini yaşamak için çeşitli bölgelere yürüyüş düzenlediklerini belirten Kulüp Başkanı Mehmet Yakut, "Amanos dağlarının eteklerinde sonbahar güzelliklerinin, son anlarının yaşandığı bir parkurdayız. Kulüp olarak da bugün son bahar yürüyüşünü gerçekleştirdik. Zorkun yaylası ile Küllü yaylası arasında bulunan dağlarda 12 kilometrelik bir doğa yürüyüşü yapmak herkesi büyüledi. Sonbahar renklerinin oluşturduğu cümbüş görülmeye değer ve tarifsizdi. Sonbaharın en güzel renklerinin yaşandığı bir dönemde keyif yaptık, fotoğraflar çektik. 4 mevsim var yaz, kış, ilkbahar ama sonbahar bir sanattır, o sanat içerisinde herkes o güzellikleri yaşadı" dedi.HUZURUN ADRESİ DOĞA YÜRÜYÜŞÜSonbaharın renk cümbüşü ile oluşan mükemmel görsellik ve tabiatın saf kokusunu hissederek yapılan doğa yürüyüşlerinin, insanı zinde tuttuğunu belirten Yakut, "İçinizde özgürlük varsa, sağlık ve huzurunuz doğanın kendisindedir. Evde oturmayın, çıkın yürüyün. Baraj olur, göl olur, orman olur, yürüyün de neresi olursa olsun fark etmez" dedi.

Görüntü Dökümü------------Yürüyüş yapanlarFotoğraf çekenlerKulup başkanının konuşmasıGeziye katılan kadınların konuşmasıOyun oynayanlar

Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Malik GÖDELİNER/ADANA,


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement