Fındıkta zirai dona karşı kireçli önlem
Dünya fındık üretimi ve ihracatında büyük potansiyele sahip olan Türkiye'de üreticiler, fındıkta randıman düşüklüğü ve zirai dona karşı kireçli çalışma başlattı.Dünyada 110'dan fazla ülkeye fındık ihraç eden Türkiye, yıllık 500-700 bin ton arasında fındık üretimiyle hem üretimde, hem de ihracattaki liderliğini koruyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından fındıkta müdahale alımı yapılması, fındık fiyatının da hasattan önce belirlenmesinin ardından fındık üreticileri de bahçelerde bakıma ağırlık vermeye başladı. Ordu'da yaşlanan bahçeleri gençleştiren üreticiler, kozalak akarı ve külleme (mantar) hastalığına karşı zirai ilaçlama çalışmaları yaparken, randıman düşüklüğü ve zirai don riskine karşı da bahçelere kalsiyum karbonat içeren tarım kireci atıyor.'YAŞLANAN BAHÇELER GENÇLEŞTİRİLİYOR'Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, fındık bahçelerinde toprak tahlili yaptıran üreticilerin, bahçelerde kalsiyum karbonat içeren tarım kireci kullanmaya başladığını belirterek, "TMO fındıkta müdahale alımı yapıyor. Bunun yanı sıra fındık hasadından önce ilk kez fındık fiyatı belirlendi. Üretici artık fındığını kaç liradan satacağını hasat başlamadan biliyor. Bu nedenle üreticiler artık bahçelerine ağırlık vermeye başladı. Fındıkta hastalıklarla ilgili zirai mücadele ve bakım seferberliği var. Yaşlanan bahçelerde artık gençleştiriliyor. Randımanın artırılması yönünde de çok ciddi çalışmalar var. Odamızın da desteklediği Tarım ve Orman İl, İlçe Müdürlüklerince fındığın kalitesi ve verimliliğinin artırılması amacıyla 'Tarımda Örnek Uygulama Timleri Sahada Projesi' ile ilimizin tüm mahallelerinde örnek fındık bahçeleri oluşturarak üreticilerimizi bilgilendiriyoruz" dedi.'TARIM KİRECİ ÖNEMLİ'Gelişen teknoloji ile fındık bahçelerinde artık bilimsel metotların uygulandığını, tarım kirecinin de önemli olduğunu vurgulayan Atakan Akça, "Üreticilerimiz bu zamana kadar dedesinden, atasından gördüğü kurallarla bahçelerine çok fazla hizmet etmiyorlardı. Sadece 26 azot dediğimiz gübreyi atıyorlar, ürünlerini bununla geliştirmeye çalışıyorlardı. Teknolojiyle topraklarını tahlil yaptıran üreticilerimize hangi ürünü, malzemeyi, hangi mevsimde kullanacağıyla ilgili bilgiler verilmeye başlandı. Üreticilerimiz artık bilinçleniyor. Kireç ve kirecin içindeki mineral maddelerle birlikte toprak daha zenginleşti. Toprağın alkali baz durumu ayarlanarak daha kolay verime geçme durumuna getirildi. Tarım kireci durumu bunun için çok önemli. Ürünümüzü daha kaliteli hale getirmek için kireç kullanımı yapılıyor. Fındık para etmeye başlayınca, çiftçilerimizde bahçelerine daha önem veriyorö şeklinde konuştu.'ERKEN UYANAN BİTKİ ZİRAİ DONA MARUZ KALIYOR'Küresel ısınmayla birlikte iklim değişikliklerinin Karadeniz Bölgesi'nde de görüldüğünü, fındık açısından bunun riskli olduğunu da belirten Akça, "Şu anda mevsim normallerinin üzerinde giden hava sıcaklığı var. Bitki uyanmaya eğilimli. Bunun için hem küfe karşı, hem de kozalak akarına karşı, özellikle mevsim normallerinin üzerinde giden sıcaklığın sonradan zirai dona çevirme ihtimaline karşı bordo bulamacı (mantar hastalıklarına karşı uygulama) diye bir uygulama da yapılıyor. Çiftçilerimizin bu dönemde kireç kullanımının yanı sıra, bordo bulamacını da kullanmasını istiyoruz. Bölgemizi çok sıkıntıya sokacak külleme hastalığı Batı Karadeniz'de de etkili olmaya başladı. Bölgemizde de külleme hastalığı, zirai don ve kozalak akarının önüne geçmek için mutlaka bordo bulamacı uygulanmalı. Bu bitkinin uyanmasını geciktiriyor. Bitkinin erken uyanması zirai dona maruz kalıyor" ifadelerini kullandı.'FINDIK RANDIMANI 55 CİVARINDA OLUYOR'Altınordu ilçesi Erenli Mahallesi'nde yılda 1,5 ton fındık ürettiği 650 rakımlı bahçesinde kireç atan Yılmaz Şenyurt, tarım kireciyle zirai donu önlemeye çalıştıklarını belirtti. Şenyurt, "Rakım yüksek olduğu için burada zirai don oluyor. Toprak tahliline göre ihtiyacı olan bahçelerimize tarım kireci atıyoruz. Kireç, kışın karın altında toprağı sıcak tutuyor ve eriyor. Fındığın olgunlaşmasını, dökülmemesini ve randımanlı olmasını sağlıyor. Kireç attığımız bahçelerde fındık randımanı 55 civarında oluyor" dedi.'BU ZAMANA KADAR BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİK'Erol Toksoy ise tarım kirecinin toprağın asidini aldığını anlatarak, "Kireç çok faydalı, toprağın asidini alınca fındık daha verimli oluyor. Buralarda rakım yüksek, bundan dolayı zirai don da oluyor. Mevsimsel sıcaklıktan dolayı fındık gül açmaya başladı, bu zamana kadar böyle bir şey görmedik. Havanın sıcak olmasından dolayı fındıklar neredeyse yaprak açacak. Kar yağarsa bir şey olmazda, don olursa riskli" diye konuştu.TÜRKİYE'DE FINDIK ÜRETİMİDünyada 110'dan fazla ülkeye fındık ihraç eden Türkiye, yıllık 500-700 bin ton arasında fındık üretimiyle hem üretimde hem de ihracattaki liderliğini koruyor. Türkiye yılda 250 bin ton iç fındık ihracatı yaparken, dünya fındık ihracatının da yüzde 76'sını gerçekleştiriyor. Fındık ihracatından yıllık yaklaşık 2 milyar dolarlık gelir elde eden Türkiye, en fazla ihracatı ise İtalya, Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, İngiltere ve Çin gibi ülkelere yapıyor. Türkiye'de 592 bin aile 728 bin hektar alan üzerinde fındık üretimi gerçekleştirirken, il bazında ise en fazla üretim Ordu'da yapılıyor.
Görüntü Dökümü--------------Fındık bahçesinden görüntü-Fındık filizlerinden görüntü-Bahçeye tarım kireci atan çiftçilerden görüntü-Tarım kireci atılan bahçelerden görüntü (drone)-Atakan Akça ile röportaj-Çiftçilerle röportaj
Haber-Kamera: Nedim KOVAN-ORDU-DHA
======================================
Gemiye çıkmaya çalışırken denize düşerek öldü
İzmit Körfezi'nde limana demirli bulunan yakıt barcına çıkmaya çalışan Ferhat Erdoğan, dengesini kaybederek denize düştü. Gemi ile iskele arasında sıkışan Ferhat Erdoğan boğularak yaşamını yitirirken, olay anı güvenlik kamerasına yansıdı.Olay, 15 Aralık tarihinde, İzmit Körfezi'nde bulunan bir limanda meydana geldi. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, limana demirli bulunan yakıt barcına çıkmaya çalışan Ferhat Erdoğan, dengesini kaybederek denize düştü. İskele ile gemi arasında sıkışan Ferhat Erdoğan boğularak yaşamını yitirdi. Ferhat Erdoğan'ın cenazesi denizden çıkartılıp, otopsi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Ferhat Erdoğan'ın ölümü büyük üzüntü yaratırken, cenazesi Kastamonu'nun Cide ilçesinde toprağa verildi.
Görüntü Dökümü--------------Güvenlik kamerası görüntüleri-Ferhat Erdoğan'ın fotoğrafları
HABER: Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli),
=========================
Erciyes'in esintisi, Kayseri pastırmasının ilacı Kayseri'nin zengin mutfak kültüründe akla ilk gelen yiyeceklerden pastırma, her yıl tonlarca üretilerek yurdun her noktasına gönderiliyor. Kentin en önemli gelir kaynaklarından pastırmayı diğer illerde üretilen pastırmalardan ayıran en büyük özellik iklim, yerli baharat, usta mahareti ve kesim şekli. Pastırma üretim ustası Yusuf Koç (32), "Diğer illerde yapılan pastırmalara oranla Kayseri pastırmasının lezzeti, Erciyes Dağı'ndan gelir. Erciyes'in esintisi pastırmanın ilacıdır" dediTarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri, Türkiye'nin en önemli ticaret ve sanayi şehirlerden. Bölgede yüzyıllardır yapılan pastırma ve sucuk, Kayseri'nin en önemli gelir kaynakları arasında. Merkez Kocasinan ilçesi Karpuzatan bölgesindeki üretim merkezlerinde yapılan pastırmalar, Türkiye'nin her noktasına kamyonlarla ve kargolarla gönderiliyor. Eski bir Türk yiyeceği olan pastırmayı diğer illerde yapılan pastırmalardan ayıran en büyük özellik ise kentin iklimi, yerli baharat kullanılması, ustaların mahareti ve pastırmanın kesim şekli. Sırt, antrkot, bonfile, kapak, şekerpare, dilme ve omuz olmak üzere büyükbaş hayvanın 7 farklı noktasından yapılan pastırma, 9 farklı işleme tabi tutulduktan sonra sofralara geliyor.'LEZZETİ ERCİYES DAĞI'NDAN GELİR'Baba ve dede mesleğini sürdüren pastırma üretim ustası Yusuf Koç, geçmişi çok eskiye dayanan pastırmanın yüzyıllardır Kayseri'de yapılıp, sofralara ulaştığını belirtti. Koç, "Bir pastırmanın yapılma süresi kış aylarında 1 ay, yaz döneminde ise 10 günde gerçekleşir. Diğer illerde yapılan pastırmalara oranla Kayseri pastırmasının lezzeti, Erciyes Dağı'ndan gelir. Erciyes'in esintisi pastırmanın ilacıdır. Kurutma işlemi sırasında Erciyes'in esintisi, Ayrıca kullanmış olduğumuz yerli baharat ve etin çemenle sıvanması Kayseri pastırmasının lezzetini diğer illerdeki pastırmalara göre bir adım öne çıkarır. Bizler her yıl 100-130 ton arasında pastırma üretiriz" dedi.'9 AŞAMADAN GEÇİYOR'Pastırmanın üretiminin zahmetli olduğunu söyleyen Koç, Kayseri pastırmasının son derece zahmetli bir yapım aşamasından sonra sofralara geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Kayseri pastırması işletmelerde 9 işlemden geçirilerek satış mağazalarında vitrine çıkar. Öncelikli olarak mezbahalarda kesilen büyükbaş hayvanlardaki etler işletmemize gelir. Gerekli parçalama işleminin ardından 3 günde tuza yatırılır. Daha sonra 1 gün süren yıkama işleminin ardından etler işletmelerin çatılarındaki doğal ortamlarda kurutulmaya bırakılır. Kurutma işlemi mevsimine göre değişmekle beraber yaz döneminde 10 gün, kış mevsiminde ise 1 ay sürer. Eriyes Dağı'nın esintisi eşliğindeki bu kurutma işleminden sonra etler ağırlıklarla denklemeye gider. 1 gün süren bu işlemin ardından kuruyan et yerli baharatlardan oluşturulmuş çemene yatırılır. Tekelerde çemenlenen pastırmaya daha sonra silme işlemi yapılır. Çemenleme işleminin ardından pastırma doğal ortamlarda kurutulmaya bırakılır. Kuruma işlemi tamamlandıktan sonra pastırma mağazalara götürülerek satışa sunulur" diye konuştu.
Görüntü Dökümü-------------Kayseri pastırması ham halinden görüntüKayseri pastırmasının kurumuş et hali görüntüsüKayseri pastırmasının çemenlenmesiPastırma ustası ile röportaj-Diğer detaylar
Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,
==============================
Hatuniye Camisi zamana meydan okuyor Tokat'ta, Osmanlı Sultanı 2'nci Beyazıt'ın annesi Gülbahar Hatun adına 1485 yılında yaptırılan 534 yıllık Hatuniye Camisi, aradan geçen yıllara rağmen dimdik ayakta. Halk arasında Meydan Camisi olarak da anılan ibadethane, Tokat'ta yapılmış en güzel Osmanlı eserlerinden birisi olarak değerlendiriliyor.Kent merkezinde bulunan Hatuniye Camisi, Osmanlı Sultanlarından 2'nci Beyazıt'ın annesi Gülbahar Hatun adına 1485 yılında yaptırıldı. Meydan Mahallesi'nde geniş bir alan üzerinde yapılan cami halk arasında, Meydan Camii olarak da biliniyor. Tokat'ta yapılmış en güzel Osmanlı eserlerinden birisi olan ve kesme taştan inşa edilen Hatuniye Camisi'nde ana mekan üzerinde tek minare ve 6 sütundan oluşan 5 kubbeli son cemaat yeri bulunuyor. Hatuniye Camisi'nin Selçuklu tarzı stalaktitlerle işlenmiş mermer portalı ve künde kari tekniğinde yapılmış ahşap kapı kanatları dönemin sanatsal güzelliklerini yansıtıyor. Ayrıca cami ile birlikte yapılan şadırvana su sağlayan su terazisi ise caminin bahçesinde bulunuyor.Hatuniye Camisi'nin 1485 yılında külliye olarak yapıldığını ifade eden Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Hayır İşleri Şube Müdürü ve Sanat Tarihçisi Mehmet Aykun, "Cami 2'nci Beyazıt'ın annesi Gülbahar Hatun adına yaptırılmış. Ayrıca Gülbahar Hatun, Fatih Sultan Mehmet'in eşi oluyor. Cami tek kubbeli merkezi camilere geçiş dönemindeki bir eserdir. Caminin mermer taç kapısı, dönemin en güzel eserlerinden biridir. Giriş kapısındaki ahşap yine orijinal künde kari şeklinde, pencere kanatları da yine aynı şekildedir. Caminin çevresinde bir çınar ağacı var. Onun da caminin yapıldığı dönemden kaldığını düşünüyoruz. Şebeke sistemi başladıktan sonra su yolları da tahrip olduğundan su terazileri yavaş yavaş ortadan kalkmış. Caminin bahçesinde bulunan su terazisi de şadırvana giden suyun basıncını düşürüp, suyun daha uygun şekilde akmasını sağlıyor. Halen burada bulunuyor. Camimiz hem mimari olarak hem de yapılış tarzı ile önemli bir eserdir" dedi.
Görüntü Dökümü--------------Camiden genel ve detay görüntüler-Bahçesindeki su terazisi-Mehmet Aykun'un açıklamaları
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TOKAT,
===========================
İzmir Fashion Week başladı İzmir'de, Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) tarafından bir mankenlik ajansının katkılarıyla 17-19 Aralık arasında düzenlenen 7'nci İzmir Fashion Week, Alsancak Tren Garı'nda başladı.EGSD tarafından, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, İzmir Moda Tasarımcıları Derneği ve bir mankenlik ajansının katkılarıyla gerçekleştirilen organizasyonda, ünlü tasarımcıların ve firmaların yeni sezon kreasyonlarının tanıtımına başlandı.17-19 Aralık arasında düzenlenen İzmir Fashion Week'in ilk gününde firmaların üç kreasyonu defilelerle sergilendi. Bir çocuk kıyafetleri markasının küçük mankenleri sevimli hareketleriyle izleyenlerin beğenisini kazandı.SOSYAL SORUMLULUK İLE MODA BULUŞACAKDünya'da ilk kez bir moda haftasında katılımcılar, tasarımcılar ve modeller Kızılay Kök Hücre bağışı yaparak kök hücre bağışı hakkında bir farkındalık yaratacak. Moda severler de Tarihi Alsancak Garındaki İzmir Fashion Week için geldiklerinde gönüllü olarak kök hücre bağışında bulunabilecek. Açılışta konuşan Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, İzmir'in markalaşması hedefiyle gerçekleştirilen bu organizasyona daima destek vereceklerini belirterek, "Fashion Week, güzel İzmir'imizin moda ve tasarımla markalaşması hedefi doğrultusunda geliştirilmiş projelerle en iyi ve en güzel organizasyonudur. Derneğimiz bu sene 7'ncisi yapılan bu organizasyona hep destek verdi ve verecektir" dedi. Etkinlik süresince kök hücre ve kan bağışı stantlarının kurulduğunu da belirten Hayati Ertuğrul, "Organizasyonun gerçekleşeceği 3 gün boyunca farkındalık olması açısından Kızılay'ın katkılarıyla kök hücre ve kan bağışıyla ilgili stantlar kurulacak" diye konuştu.Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi Müdür Gökay Gök ise, "Sizler sayesinde dünyada belki de ilk defa bir moda etkinliğinde kan ve hücre bağışı yapılıyor ve farkındalığı yaratılıyor. Bu etkinlikte olmaktan Kızılay ailesi olarak gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü-------------Defileden görüntü
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/İZMİR,
===========================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?