Dha İstanbul Bülteni - 6 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 6

Dha İstanbul Bülteni - 6

Dha İstanbul Bülteni - 6

07.12.2010 17:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 6

(Ek görüntü ve bilgi) 1 - 10 TARAFTAR ADLİYEYE SEVK EDİLDİ...

* "Bir taraftar öldü" söylentisi olayları başlatmış...

* Maç günü yaşanan olaylar polis kameralarına böyle yansıdı.

Beşiktaş- Bursaspor maçında çıkan olaylara karıştığı iddia edilen Beşiktaş taraftarı 10 kişi adliyeye sevk edildi. Bıçaklama olayının failleri İbrahim A. ile Onur K. susma haklarını kullanarak ifade vermedi.

Diğer kişilerin ifadelerinde, "Bursaspor taraftarları yolda gelirken Gebze Beşiktaş Derneği'ne saldırmış. Bu saldırı sırasında Beşiktaş taraftarı ölmüş" şeklindeki söylentinin olayların başlamasına nenden olduğunu ileri sürdüler.

Pazar günü oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesi 2 takım taraftarı arasında çıkan olaylarda 2'si bıçakla 4 kişi yaralanmıştı. Maçın ardından görüntüleri inceleyen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olaylara karıştığı iddia edilen 10 kişiyi gözaltına aldı. Olaylar sırasında kullanıldıkları belirlenen 10 çivili sopa, 3 satır, 2 döner bıçağı, 3 falçata, 4 tornavida, 3 bıçak, ele geçirildi. Bu malzemeler arasında yaralamada kullanılan bir satır ile bir bıçak da bulunuyor. Şüphelilerden İbrahim A. ile Onur K. bıçakla yaralamayı gerçekleştiren kişiler oldukları tespit edildi. İbrahim A. ile Onur K., sorgulamalarında susma haklarını kullanarak ifade vermedi. Diğer kişilerin ifadelerinde, "Bursaspor taraftarları yolda gelirken Gebze Beşiktaş Derneği'ne saldırmış. Bu saldırı sırasında Beşiktaş taraftarı ölmüş" şeklindeki söylentinin olayların başlamasına nenden olduğunu ileri sürdüler.

Gözaltına alınanlar arasında, "Kutsal Damacana: Dracoola" adlı sinema filminde set işçisi olarak çalışan Ömer T.'nin de bulunuyor. Ömer T.'nin setten aldığı cop ile kavgaya katıldığı belirlendi. Kavgaya sırasında sopalarla saldırdığı tespit edilen zanlılardan Erdem Ö.'nün bilgisayar mühendisi, Ümit Y.'nin de önemli bir şirkette müşteri temsilcisi olduğu öğrenildi. İbrahim Y.'nin Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenci olduğu belirtildi.

Bu arada, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın maç öncesi ve sonrasında çıkan olaylarla ilgili herkesin gözaltına alınması talimatı verdiği öğrenildi. Gözaltına alınan 10 kişinin sadece bıçaklamanın meydana geldiği yerde çıkan kava ile ilgili olduğu maçın ardından çıkan diğer olaylarla çok sayıda kişinin gözaltına alınacağı belirtildi.

Bıçakla yaralamanın olduğu olayla ilgili eli bıçaklı bir şekilde görüntülenen ve sabıklı olduğu belirlenen bir kişinin her yerde arandığı bildirildi.

Bu arada, Polis ekipleri tarafından çekilen ve olayların başlamasından sonuna kadar gelişen olayları içeren görüntüler basın mensuplarına dağıtıldı.

Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki işlemeleri tamamlanan 10 kişi geniş güvenlik önlemi altından İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Gözaltına alınan kişilerin emniyetten çıkarıldığı sırada orada bulunan bir grup Beşiktaş taraftarı polisler tarafından uzaklaştırıldı.

EK GÖRÜNTÜ

//////////////

- Polisin olay günü çektiği kavga anları

- Olaylardan görüntü

- Yaralılardan görüntü

- Müdahaleden görüntü

- Bir taraftarın demir kapıyı tekmeleyerek açması,

- Grubun koşması,

- Kavganın başlaması,

- Ellerinde bıçaklı kişiler,

- Adliyeye getirilişleri - Genel detay

GEÇİLEN GÖRÜNTÜ

//////

2 - DİSK'TEN POLİS MÜDAHALESİNE SERT TEPKİ

* Çelebi:

"Öğrencilere yönelik şiddet kullanımından sorumlu olan tüm yetkililer hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır. DİSK olarak, bu sürecin takipçisi olacağız. Sayın Başbakan, dün ağlayarak TBMM'de andığın gençlerin bugünkü uzantıları dün dövdürdüğünü gençlerdir."

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe'deki Ofisi'nde Rektörlerle buluşmasını protesto etmek için ofise yürüyen öğrenci gruplarının, polisin sert müdahalesiyle karşılaşmasına sert tepki gösterdi. Çelebi "Öğrencilere yönelik şiddet kullanımından sorumlu olan tüm yetkililer hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır. DİSK olarak, bu sürecin takipçisi olacağız. Sayın Başbakan, dün ağlayarak TBMM'de andığın gençlerin bugünkü uzantıları dün dövdürdüğünü gençlerdir." şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe'deki Ofisi'nde Rektörlerle buluşmasını protesto etmek için ofise yürüyen öğrenci grupları, polisin sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. Çıkan olaylarda 19 yaşındaki bir kadının polis müdahalesinin ardından bebeğini düşürdüğü iddia edildi. Genç kadının arkadaşlarıyla avukatı bugün Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile birlikte DİSK Genel Merkezi'nde basın mensuplarının karşısına geçerek bir basın açıklamasında bulundu. Bebeğini düşüren genç kadının avukatı, konuyla ilgili mahkemeden yayın yasağı kararı aldırdıklarını söyledi.

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyesi bir grup, hafta sonu yaşanan olaylarla ilgili DİSK Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Öğrenciler adına konuşan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Aylin Mert, yaşadıkları olayları anlattı. Konuşmasının önemli bir kısmını teşkil eden bebeğini kaybeden arkadaşlarına değinen Mert, "Arkadaşımız, çevik kuvvetler tarafından aldığı darbeler yüzünden bebeğini düşürmüştür. İki gündür çeşitli kanallarla basında yoğun bir şekilde gündeme gelen bu durum, polis şiddetinin vardığı son noktayı temsil etmektedir." şeklinde konuştu. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, Cumartesi günü üniversite öğrencilerine verilen şiddet dolu yanıtla hükümetin 'ileri demokrasi'den ne anladığını bir kez daha ortaya çıkardığını savundu. Üniversiteli genç arkadaşlarının mağduriyetinin sadece polis şiddetinin cinsiyetçi karakterini gözler önüne sermediğini, aynı zamanda erkek egemen zihniyetin baş temsilcisi olarak gösterdiği AK Parti hükümeti olduğunun bir kez daha tescillediğini savunan Çelebi, "Öğrencilere yönelik şiddet kullanımından sorumlu olan tüm yetkililer hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır. DİSK olarak, bu sürecin takipçisi olacağız. Sayın Başbakan, dün ağlayarak TBMM'de andığın gençlerin bugünkü uzantıları dün dövdürdüğünü gençlerdir." şeklinde konuştu.

Kendisi de eski bir Genç-Sen'li olan öğrencilerin Avukatı Zeliha Kabataş ise, Cumartesi günü yaşanan olayları ve sonrasındaki gelişmeleri aktardı. Yaşadığı gebeliğin düşükle sonuçlanan arkadaşının olay sırasında gözaltına alınmadığını söyleyen Kabataş, "Arkadaşımız gözaltına alınmamış ama orada bulunmaktadır. İlk müdahalede bir polis tarafından yakalanmış ve kendisinin hamile olduğunu ve vurmamaları yönünde bağırmasına, bilgilendirmesine rağmen ısrarla coplanmış, tekme tokat dövülmüştür. Özellikle karın ve sırt bölgesine darbe almıştır. Polis yakalama işlemi yapmamış dövüp bırakmıştır. Baygınlık geçiren müvekkilim arkadaşları tarafından Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Kanama şikayeti ile gitmiş, ultrasonun ve birtakım tetkiklerin ardından taşıdığı bebeğin kalbinin durduğu tespitine varılmış ve sonuç olarak bir kürtaj işlemine maruz kalmıştır." iddiasında bulundu.

Olaylarla ilgili hafta sonunda bir suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kabataş, "Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını engellenmesi, toplantı gösteri yürüyüşüne katılma hakkının engellenmesi, hakaret ve aşağılama iddialarıyla ilgili suç duyurusunda bulunuldu." dedi.

Kabataş, bu suçlamalara ilaveten bugün de bebeğini düşüren müvekkili ile ilgili adliyeye gittiklerini belirterek şöyle konuştu: "Bebeğini kaybeden müvekkilimizle ilgili , 'Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence' iddialarını barındıran bir suç duyurusunu cumhuriyet savcısına verdik. Müvekkilimin daha da mağduriyetinin artmaması için de basında kimliğinin ve resimlerinin yer almaması yönünde yayın kısıtlaması kararı alınmasını istedik. ve bugün de bu kararı aldırdık."

3 - DEVRİMCİ KARARGAH DAVASI...(2)

* Ulaş Erdoğan: "Ben bu eylemleri yapacak olsan feriştahı durduramaz. Ben Kafkasya'da 4 yıl savaştım"

Devrimci Karargah davasına bugün devam edildi. Devrimci Karargah'a yönelik iki ayrı dava açılmış ancak bu davalar daha sonra birleştirilmişti. Davaların birleştirilmesinin ardından ikinci duruşma bugün yapıldı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya 8 tutuklu 19 sanık katıldı. SANIK CEMAL BOZKURT

Sanık Cemal Bozkurt, savunmasını ana dili olan Kürtçe olarak yapmak istediğini ancak buna müsaade edilmeyeceğini öne sürdü. Devrimci Karargah örgütüne yönelik 21 Eylül'de yapılan operasyonlarda 13 kişinin tutuklandığını hatırlatan Bozkurt, daha sonra da Hanefi Avcı'nın tutuklandığını söyledi. "At izi ile iti izi birbirine karıştırılmak istendi" diyen Bozkurt, Emniyet Müdürü Avcı'nın tutuklanmasıyla ve yalan yanlış bilgilerle davanın gidişatını karıştırılmak istendiğini öne sürdü.

HANEFİ AVCI BİR DEVRİMCİ OLAMAZ

Cemal Bozkurt, "Bir tarafta Devrimci Karargah, diğer tarafta Hanefi Avcı. İşkencelere karışmış faşist eski emniyet müdürü Hanefi Avcı bir devrimci asla olamaz. Hanefi Avcı, devrimcilerle herhangi bir ilişkisi olmadığı gibi devrimciler ondan hesap soracaktır." dedi. "Hanefi Avcı'nın hangi süreçten geçerek kızıl bir devrimci olduğunu anlayamadık" ifadelerini kullanan Bozkurt, "Hanefi Avcı'nın başına gelenler Fettullah Gülen ve AKP çevresiyle arası bozulduğundan kaynaklanmaktadır. Avcı'yı bir paçavra gibi kenara atmışlardır" diye konuştu.

ULAŞ ERDOĞAN: "BEN EYLEM YAPACAK OLSAM FERİŞHATI DURDURAMAZ"

Sanıklardan Ulaş Erdoğan, iddianamede anlatılan eylem planları ile ilgili olarak, "Ben bu eylemleri yapacak olan feriştahı durduramaz. Ben Kafkasya'da 4 yıl savaştım. Arabaları tutuşturmam bir günümü almaz. Ege'de gemileri yakmak da kolay. Zaman gazetesinin bombalanmasından bahsediliyor. Ben Zaman gazetesini bombalamaya kalksam, anında götürürüm" dedi. Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Üye hakim Yılmaz Alp tutuklu sanıklardan Necdet Öztürk'ün tahliyesi yönünde oy kullandı. Hakim Alp, Öztürk'ün tutuklu kaldığı süre, mevcut delil durumunu gerekçe göstererek tahliyesini istedi. Öztürk'ün tahliye talebi de oy çokluğu ile reddedildi.

( Ek Bilgilerle )

4 - CHP İL BAŞKANI ŞİMŞEK'TEN TOPBAŞ'A 263 MİLYON LİRA SORUSU...

* " İBB'nin ,İsfalt'a ödediği rakam 428 milyon taşerona İsfalt'ın ödediği rakam 165 milyon TL, arada 263 milyon tl para İsfalt'ta. 263 milyon tl kimin elinde ? İsfalt'ın elinde. İsfalt'ı kim idare ediyor. Kadir Topbaş'ın oğlununu arkadaşı Çağatay Kalkancı. Bunlar bürokrat olarak İBB'de çalışan AKP'li belediye bürokratlarıdır. "

* " 263 milyon lira İsfalt kar etmişse ,İsfalt'ın bilançosunu görmek istiyoruz. Bu şirket kâr mı ediyor zarar mı ediyor ? Buradan 263 milyon lira kar ederek taşeronlara işi vermiş. Aç şu defterleri aç bilançoları kar mı ediyor zarar mı ediyor ? Görelim ."

* " Paralar nereye gidiyor Sayın Tayyip Erdoğan, Sayın Kadir Topbaş ? Kimin cebine gidiyor paralar ? Belgeleriyle açıktır. Eğer bir suç unsuru varsa dava etmezsen seni müfteri ilan ederim.Belgeleriyle sabittir. Ayrıca şu an bu benim söylediğim savcılığa suç duyurusudur. Savcıları da göreve davet ediyorum. "

CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP tarafından belediyeye bağlı İsfalt aleyhine açılan davanın ilk duruşmasının görüldüğü Üsküdar Adliyesine geldi. CHP İstanbul İl Başkanlığının avukatı Mahmut Tanal ve CHP'liler ile birlikte adliyeye gelen Şimşek, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşma öncesi basın mensuplarına bir açıklama yaptı.

" BÜYÜKŞEHİR İHALELERİ İSFALT'A FAHİŞ FİYATLA VERİYOR " Şimşek elindeki sayfalarca belgeyle önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini basına duyuran Serdar Kepenek ile ilgili konuştu. Şimşek, İsfalt ile ilgili davada İsfalt'ın danışmanı Serdar Kepenek'in İsfalt Genel Müdürü Çağatay Kalkancı ve Genel Müdür Yardımcısı Sabri Meriç'in yargılandığını söyledi. Şimşek, Serdar Kepenek'in Sivas'ta Madımak Otelini yakan Yalçın Kepenek'in kardeşi olduğunu da iddia etti. Şimşek İsfalt'ın tüm defterlerinin Deniz Feneri davasında yargılanan İstanbul 10. noteri İsmet Büyükkılıç tarafından tutulduğunu da kaydetti. Davada yargılanan İsfalt Genel Müdürü Çağatay Kalkancı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın oğlu Hüseyin Ersan Topbaş'ın okul arkadaşı olduğunu söyleyen Şimşek, İsfalt ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki ilişkiye değindi. Şimşek, "Büyükşehir ihaleleri İsfalt'a fahiş fiyatla veriyor. İsfalt bu işleri, aldığı fiyatın onda birine yandaş taşerona verip yaptırıyor. Aradaki farkları da yandaş danışmanlara milyon dolar olarak hediye ediyorlar. İsfalt'ta çark böyle dönüyor. " diye konuştu. " VATANDAŞIN PARASI İSFALT'IN CEBİNDE " İddialarını elindeki belgelere dayandıran Şimşek, sekiz farklı belgenin kendi ellerine 2009 Mayıs - 2009 Eylül ayı arasında Sosyal Güvenlik ile ilgili asgari işsizlik primiyle ilgili denetimlerde kendi ellerine geldiğini söyledi. 2005 yılında karla mücadele çalışmalarında yaşanan bir olaya değinen Şimşek, " Varan 1 kepazeliktir bu. Bunu hem Sayın Tayyip Erdoğan hem Sayın Kadir Topbaş'a hem yetkilieirn hepsine tek tek söylüyorum.Vicdansızlıktır bu. Bende bunun belgeleri var müfettiş raporları var. Bunlaırn altında hem İsfalt'ın hem de denetimi yapan müfettişlerin imzası vardır " dedi. Şimşek, 2005 yılında karla mücaedele için yol kenarlarında bekletilen kar küreme araçlarıyla ilgili ihalenin İBB tarafından İsfalt'a verildiğini belirtti. Şimşek, İBB'nin İsfalt'a bu iş için 19 trilyon para ödediğini İsfalt'ın ise, bu işi araların da Albayrak Turizm, Çek - Dil İnşaat, Peytem Temizlik, Alfa İnşaat'ın aralarında bulunduğu dokuz şirkete 14 trilyona verdiğni söyledi. Aradaki 5 trilyonun İsfalt'ın cebine kaldığını söyleyen Şimşek, " Aradaki fark 5 trilyon. Yani 19 trilyon İsfalt'tan alıyor. 14 trilyon taşerona ödüyor. 5 trilyon cepte. İşi alanlar burada Bütün bunlara 14 tirlyon 5 trilyon vatandaşın parası İsfalt'ın cebinde " diye konuştu. " 263 MİLYON TL NEREDE ? Şimşek, İBB tarafından ana arter yollardaki baca ve ızgara yenilemesi ihalesinin de diğer ihalalerde olduğu gibi İsfalt'a 6 trilyona verildiğini aktardı. Diğer ihalelerde olduğu gibi bu ihalenin de İsfalt tarafından taşeron dokuz şirketten biri olan Marpaş İnşaat ve Turizm Sanayi Ticaret A.Ş.'ye milyon 341 milyar 594 liraya verildiğini söyledi. Aradaki farkın 4.7 trilyon olduğunu belirten Şimşek, " Aradaki fark 4.7 milyon tl. Bu para nerede ? Varan 2 " diye konuştu. İBB'nin 49 trilyonluk asfalt kaplama işini yine İsfalt'a verdiğini belirten Şimşek, bu paranın sadece 10 trilyonun İsfalt tarafından taşeron şirketlere verildiğini aktardı. Şimşek, " İşin toplamı 49 trilyon. Taşerona İsfalt'ın işi yaptırdığı rakam 10 trilyon . Aradaki fark 39 trilyon. Sekiz tane belge sekiz tane iş. Sonuç olarak İBB'nin ,İsfalt'a ödediği rakam 428 milyon taşerona İsfalt'ın ödediği rakam 165 milyon tl, arada 263 milyon TL para İsfalt'ta. Biz bunu günlerdir aylardır söylüyoruz. Bu iştirakler Sayıştay denetiminden uzak. İstanbul Meclis Belediye Meclis üyeleri bu iştirakleri denetlemek mecburiyetindedir. Oy çokluğuyla kurdurmuyorlar. 263 milyon TL kimin elinde ? İsfalt'ın elinde. İsfalt'ı kim idare ediyor. Kadir Topbaş'ın oğlununu arkadaşı Çağatay Kalkancı. Bunlar bürokrat olarak İBB'de çalışan AKP'li belediye bürokratlarıdır. " dedi. " SAVCILARI GÖREVE DAVET EDİYORUM " Şimşek, kameralar aracılığıyla " Şimdi buradan soruyorum ben Kadir Topbaş'a İstanbul'un İstanbullu'nun parasını İsfalt'a peşkeş çekiyorsun. İsfalt da yandaşlarına tarikatlarına cemaatlerine kendi yeni yetme zenginlerine bu paraları aktarıyorlar. Eğer yüreğin varsa, yiğitsen çıkarsın bir televizyonun karşısında seninle bunları konuşuruz. ya da arınız iffetiniz varsa bunları denetime açarsınız.Bu şirketleri denetime açarsınız " dedi. İBB'nin 10 milyar dolar borcu olduğunu yılda 500 milyon dolar faiz ödediğini İGDAŞ'ın İDO'nun satıldığını söyleyen Şimşek, " Paralar nereye gidiyor Sayın Tayyip Erdoğan, Sayın Kadir Topbaş ? Kimin cebine gidiyor paralar ? Belgeleriyle açıktır. Eğer bir suç unsuru varsa dava etmezsen seni müfteri ilan ederim.Belgeleriyle sabittir. Ayrıca şu an bu benim söylediğim savcılığa suç duyurusudur. Savcıları da göreve davet ediyorum. İstanbullu'nun parası Serdar Kepenek'te mi Serdar Kepenek gibilerde mi ? " diye sordu. Şimşek, " 263 milyon ltl İsfalt kar etmişse ,İsfalt'ın bilançosunu görmek istiyoruz. Bu şirket kâr mı ediyor zarar mı ediyor ? Buradan 263 milyon tl kar ederek taşeronlara işi vermiş. Aç şu defterleri aç bilançoları kar mı ediyor zarar mı ediyor ? Görelim . İsfalt kar elde etmek için kurulan bir şirket değil vatandaşa kamu görevi yapar " diyerek sert çıktı.

(Geniş haber) 5 - TERÖR KURBANI SERAP MEZARI BAŞINDA ANILDI...

* İETT otobüsüne düzenlenen molotofkokteyli saldırı sonucu hayatını kaybeden lise öğrencisi Serap Eser, ölümünün birinci yılında mezarı başında anıldı. Geçtiğimiz yıl korsan gösteri yapan bir grubun Küçükçekmece civarında İETT otobüsüne attığı molotofkokteylinden yanarak yaralanan ve daha sonra kaldırıldığı hastanede 29 gün yaşam mücadelesi veren lise öğrencisi Serap Eser, 7 Aralık günü yaşamını yitirmişti. Lise öğrencisi Serap, bugün Küçükçekmece Kanarya Mezarlığı'nda bulunan mezarı başında anıldı. Kardeşlerinin ölümünün birinci yılında mezarı başına gelen ağabeyleri Ümit ve Selçuk Eser, anma için gelenlerin taziyelerini kabul etti. Habercilerin sorularını yanıtlayan Serap'ın ağabeyi Ümit Eser, kardeşlerinin ölümüne sebep veren kişilerin 'Taş atan çocuklar yasası'na' alınmasına tepki gösterdi. Ümit Eser, "Bugün kardeşimin ölümü ile ilgili ikinci duruşma vardı. Ama biz katılma gereği duymadık. Oradan çıkacak kararın bizim canımızı daha çok acıtacağını biliyoruz. Çünkü ilk gün mahkeme taş atan çocuklar davası kapsamında yaşı küçük olan çocukları zannedersem çocuk mahkemesine sevk edecek.Bunun için biz mahkemede yer almak istemedik. Yani normalde adaletin bu şekilde tecelli edeceğini düşünüyorduk"diye konuştu. Bir grup Ulusal Parti mensubu da Serap'ın mezarı başına gelerek çiçek bıraktı. Genç kızın mezarı başında saygı duruşundu bulanan partililer, daha sonra bir basın açıklaması yaparak olayı kınadı.

6 - ALPARSLAN ARSLAN'IN AVUKATINDAN ŞAŞIRTICI İDDİA...

* Alparslan Arslan'ın Danıştay saldırısına dayanak gösterdiği öğretmen Aytaç Kılınç'ın kendisini aradığını ve saldırıyı övdüğünü söyledi. Birinci Ergenekon davasının 168'inci duruşması görülmeye devam ediyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi içerisinde kurulan duruşma salonunda görülen davada tanık olarak dinlenen Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan'ın avukat arkadaşı Ahmet Doğan ilginç iddialarda bulundu. Alparslan Arslan'ın Danıştay saldırısına gerekçe gösterdiği Yargıtay 2. Dairesi'nin türban kararının muhatabı anaokulu öğretmeni Aytaç Kılınç'ın kendisini telefonla aradığını ifade etti. Kılınç'ın davaya konu saldırıyı över nitelikte sözler söylediğini iddia eden Doğan, "Alparslan'ın cezaevinde olması nedeniyle görüşemeyeceğini anlayıca ona selam söylememi istedi" dedi. Tutuklu sanık Sevgi Erenerol'un avuktı Vural Ergül tanık Doğan'a "Danıştay'a silahlı saldırıdan sonra olumlu ya da olumsuz eleştiriler aldınız mı?" diye sordu. Doğan "Hakkında türbanla ilgili karar verilen kadın öğretmen arayarak Arslan ile görüşmek istediğini söyledi" Bu sözler üzerine Avukat Vural Ergül "Sizle nasıl konuştu? Saldırıyı över şekilde mi konuştu?" diye sordu. Bunun üzerine Ahmet Doğan da "Sizin söylediğiniz gibi övücü sözlerdi. Alparslan ile görüşemeyeceğini anlayınca selam söylememi istedi" dedi.

Tanık Ahmet Doğan İBDA- C terör örgütü lideri "Salih Mirzabeyoğlu" kod adlı Salih İzzet Erdiş'in avukatlığını yapan Abdurrahman Sarıoğlu'nun da kendisini arayarak yardım etmek istediklerini söyledi. O sıralarda mesleğe yeni başladığını ve acemi olduğunu beliren Doğan, "Danıştay olayından sona dini hassasiyeti olan avukatların davaya müdahil olma istekleri vardı. Hizbullah ve İBDA-C davalarına bakan birkaç avukat, istememiz halinde davaya müdafi olarak katılabilecekleri yolunda teklifte bulundu. Ancak ben buna karşı çıktım" dedi.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, tanık Ahmet Doğan'a "Alparslan Arslan size Bombaları benden emri Veli Küçük'ten aldığı yönündeki iddialarla ilgili birşey söyedi mi?" diye sordu. Tanık Doğan ise "Bu iddialara ilişkin basında haberler çıkınca kendisine sordum. Bana 'Onların talimatıyla mı iş yapacakmışım' diyerek sizi küçümser şekilde bir tavır sergiledi dedi. Bu sırada Alparslan Arslan söz istedi. Arslan kahkahalar atarak "Sincan Cezaevi'nde tutuklu olduğum sırada koğuşta Veli Küçük'ü gördüm. Aynen bu fizyonomideydi" dedi. Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün sert bir şekilde "Tamam yeter" dedi. Duruşma tanık Ahmet Doğan'ın ifadesinin alınmasıyla devam ediyor. Haber : Cem TURSUN , İstanbulDHA

==================

(ek görüntü) 7 - KANSER HASTASI KOSOVALI GENÇ, İNTİHAR ETTİ...

Edinilen bilgiye göre olay saat 13.00 sıralarında Şişli Pangaltı'da bulunan bir otelde meydana geldi. 31 yaşındaki Kosovalı Kushtrim Bajramı, geçen ay kanser tedavisi görmek için eşi Erza Barjramı ve kuzeni Çlırım Ramadanı ile birlikte İstanbul'a geldi. Yaklaşık 1 ay tedavi gören Bajramı'nin hastalığın son safhasında olduğu için tedavisi kesildi. Bunalıma giren Bajramı kaldığı otelin 3. katından aşağı atladı. Bajramı olay yerinde hayatını kaybetti. Bajramı'nin eşi ve kuzeni gözyaşlarına boğuldu. Polis otel görevlilerini ifadelerini almak üzere karakola götürüldü. Bajramı'nin cesedi ilk incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

EK GÖRÜNTÜ

//////

- Ölen kişinin fotografı

GEÇİLEN GÖRÜNTÜ

///////

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement