NUSAYBİN'DE ISINMAK İÇİN ELEKTRİK TRAFOSUNA GİREN KEDİ TELEF OLDU
MARDİN'in Nusaybin ilçesinde, dün akşam saatlerinde havanın soğuk olması nedeniyle bir elektrik tırafosuna giren sokak kedisi, akıma kapılarak telef oldu. Kapısı açık olan trafo içerisindeki kedi leşini, sabah işe giden bir esnaf buldu.
Nusaybin ilçesi Selahaddin Eyyubi mahallesi, Mektep Sokakağın köşesindeki elektrik trafosunun içerisinde bugün sabah saatlerinde bir kedi leşi bulundu. Sabah erken saatlerinde işyerine giden bir esnafın, kapısı açık olan trafo içerisindeki kedi leşini görmesi üzerine DEDAŞ'ı arayarak durum hakkında bilgi verdi. Akıpa kapılarak öldüğü belirlenen sokak kedisinin, dün akşam soğuklardan korunmak için kapısının açık olduğu tahmin edilen trafoya girdiği ve burada da akıma kapılarak telef olduğu belirtildi. Olay yerine gelen DEDAŞ ekipleri, gerekli önlemleri aldıktan sonra sokak kedisinin leşini trafodan çıkardığı öğrenildi.
Görüntü dökümü
-Trafo için telef olan kedi
-Trafo içerisinde elektrik kabloların birbirine temas etme sesi
-Trafo bitişiğindeki elektrik direği
-Detay ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ahmet AKKUŞ/NUSAYBİN (Mardin), -
=========================================
İŞTE RACO'NUN KUŞATMA ALTINDAKİ GÖRÜNTÜLERİ
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından yürütülen ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin de katıldığı 'Zeytin Dalı Harekatı' kapsamında yürütülen operasyonlar adım adım Afrin yolunu açarken, DHA da Raco Dağı'nın zirvesinden kuşatma altındaki Raco kent merkezini görüntüledi.
Zeytin Dalı Harekatı kapsamında 20 Ocak tarihinden bu yana devam eden operasyonları başladığı günden bu yana Suriye'de izleyen DHA Muhabiri İrfan Sapmaz, Raco Dağı'nın zirvesinde ÖSO güçleri ile bir araya geldi ve Raco kent merkezini dağın zirvesinden görüntüledi.
TSK'ya bağlı komando birlikleri ve ÖSO güçleri, Raco'nun Türkiye tarafına bakan tüm dağları ve tepelerini kuşatma altına aldı. Türkiye sınırları boyunca kazılan tüneller, siperler ve terörist askeri araçları etkisiz hale getirilirken, TSK komando birlikleri ile ÖSO, Raco dağlarının zirvesinde Raco kent merkezine yapılacak olan operasyonlar için geri sayıma başladı.
DHA, RACO DAĞI ZİRVESİNDE ÖSO GÜÇLERİ İLE...
Gelişmeleri Raco Dağı'nın zirvesinden izleyen ÖSO Livai Şimal Komutanı Ebu Cafer, askerleri birlikte stratejik planlamalar yaparken, çok kısa bir süre içerisinde Raco kent merkezinin ele geçirileceği müjdesini verdi. Yoğun çatışmaların ardından Azez'den başlayan ve Reyhanlı sınırına kadar olan tüm Türkiye sınırlarında terör mevzilerinin etkisiz hale getirildiğini ve Türkiye sınırlarının artık güven içerisinde olduğunu bildiren Ebu Cafer "Türkiye'ye, Raco dağının zirvesinden selam ve saygılarımı sunuyorum. Türkiye halkını seviyoruz ve Türkiye'ye yönelik tüm tehditlerin önünün kesilmesi için TSK'nın kahraman komando birlikleri ile birlikte operasyonlarımıza devam ediyoruz. Şu an Raco dağının zirvesindeyiz ve Raco kent merkezine en kısa zamanda girilecek. Türkiye bizleri dualarında unutmasın bu bizim için yeter" dedi.
"AMERİKA'NIN KARARI BİZİ BAĞLAMIYOR"
Livai Şimal Grubu Komutanı Ebu Cafer, Türkiye'nin, ABD'nin Guta açıklaması ile ilgili de görüşlerini bildirirken, bu kararın kendilerini de bağlamadıklarını dile getirdi. Operasyonların bir şekilde durdurulmaya çalışıldığına dikkat çekerken; Raco, Cinderes ve Afrin'e yönelik operasyonların hız kesmesinin mümkün olmadığına vurgu yaptı. Yıllardan bu yana terörist gruplar ile yoğun çatışmalar içerisinde olduklarını da anlatan Ebu Cafer, TSK komando birlikleri ile son derece uyum içerisinde operasyonları sürdürdüklerini ve TSK ile beraber teröristlere karşı savaşmaktan büyük onur şeref duyduklarını ifade etti.
BUZ GİBİ DAĞLARDA ZOR ŞARTLARDA OPERASYONLAR
TSK ve ÖSO güçlerinin Raco kent merkezini çevreleyen tüm dağlar ve tepelerdeki kontrolleri ele almasının ardından, bölgede çok önceden hazırlanmış tüneller ve siperler de etkisiz hale getirildi. bu tüeneller de görüntülendi. Tünelin içerisinde; yiyecekler, yaşam malzemeleri ve çok sayıda mühimmatların bulunduğunu gözlemlendi. Metrelerce uzunluktaki beton tüneller sayesinde teröristler, zaman zaman Türk jetlerinin hava bombalamalarından ve Türkiye tarafından gerçekleştirilen top atışlarından kurtulabiliyorlardı.
RACO KENT MERKEZİNDEKİ STRATEJİK YERLER VURULUYOR
Raco dağlarında yerleşen TSK komando birlikleri ve ÖSO güçleri, Azez ve diğer bölgelerden Raco ile Cinderes'e son darbeyi vurup bu iki kenti ele geçirebilmek için tüm hazırlıklarını sürdürüyorlar. Dağlarda yoğun yağmur, çamur ve sise rağmen kurulan çadırlarda nöbet tutuyor ve olası saldırıları önlüyorlar. Zaman zaman teröristler ile girilen sıcak çatışmalar ile teröristler Raco kent merkezine doğru püskürtülüyor.
Soğuk havada Raco dağının zirvesinde odun ateşinde çay içen, yemek yapan ÖSO güçleri, her türlü ağır makinalı silahlar ile 24 saat boyunca nöbetlerini tutmayı sürdürüyorlar.
Görüntü Dökümü
-----------------------:
DHA Muhabiri İrfan Sapmaz Raco dağının zirvesinde
Raco dağından Raco kent merkezinin görüntüleri
Raco dağında ÖSO Livai Şimal Grubu komutanı Ebu cafer ile röportaj
ÖSO güçlerinin dağlardaki 24 saat hareketliliği
Teröristlerin Türkiye'ye gerçekleştirdiği saldırıların yapıldığı beton tüneller ve çeşitli siperler
Haber-Kamera: İrfan SAPMAZ-SURİYE/DHA
========================================
Üsküdar Vapuru faciasında ölenler anıldı
İZMİT Körfezi'nde 1 Mart 1958 tarihinde içinde çoğu öğrenci 600'e yakın yolcusuyla fırtınaya yakalanarak batan Üsküdar Vapuru'nda hayatını kaybeden 392 kişi için, İzmit, Gölcük ve Karamürsel'de anma etkinlikleri yapıldı. Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu üyelerinden oluşan dalgıçlar sualtına şehitler anısına plaket bırakıp, pankart açtı.
Türk denizcilik tarihinin en büyük facialarından biri olarak tarihe geçen faciada 600 yolcusuyla İzmit iskelesinden hareket eden Üsküdar Vapuru, fırtınaya dayanamayarak battı. Çoğunluğu lise öğrencisi 392 kişi boğularak yaşamını yitirdi. Yolcuların yardımına Gölcük açıklarında demirli bulunan Donanma Komutanlığı'na bağlı savaş gemileri ile bir denizaltı yetişti. Birçok kişi denizden toplandı. Resmi kayıtlara geçen sayıya göre çoğunluğu lise öğrencisi 392 kişi boğularak veya donarak hayatını kaybetti.
DALGIÇLAR ANMA DALIŞI YAPTI
Vapur faciasının 60. yıldönümünde Gölcük'te 1 Mart Üsküdar Şehitliği'nde faciada yaşamlarını yitirenlerin mezarlarına öğrenciler ve vatandaşlar karanfil bırakarak dualar etti. İzmit Marina'da 1 Mart Vapur İskelesi önünden faciada yaşamlarını kaybedenler anısına denize kırmızı karanfil ve çelenkler bırakıldı. Gölcük'te ise Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu üyesi 8 dalgıç yaklaşık 14 metreye inerek üzerinde '1 Mart 2018 Üsküdar Vapuru Deniz Şehitleri Anısına' yazılı plaket bıraktı. Ayrıca su yüzeyine çıktıklarında da üzerinde Üsküdar Gemisinin numarası olan '72 Üsküdar seni unutmadık' yazılı siyah bir pankart açtı. Dalış yapıldığı sırada bir grup öğrenci de iskelede ellerinde bulunan balonları gökyüzüne bıraktı.
ACILAR UNUTULMADI
Acıların taze olduğunu ve unutulmadığını söyleyen Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, "Bundan 60 yıl önce Üsküdar Vapurumuz fırtına sonucu denize batmış ve 400'e yakın insanımız şehit olmuştu. Önemli bir kısmı Körfez'in güney yakasında Gölcük ve Karamürsel bölgesinde bir lise olmadığı için öğrenciler İzmit'e gidiyordu o dönemde. Şehitlerimiz adına her yıl anma etkinliği düzenliyoruz. Bu sene çok farklı bir etkinlik yapıldı. Dalgıçlarımız şehitlerimiz anısına denize daldılar. Denizin dibine plaket bıraktılar. Acılar taptaze unutulması mümkün değil. Gelecek nesillere yaşadığımız bu acı olaydan bir ders çıkartılması şeklinde bir mesaj verilmesini de sağlamış olduk" dedi.
Türk denizcilik tarihinin kara bir günü olduğunu söyleyen Derinlere Dalış Topluluğu Başkanı Metin Karadağ, "1 Mart 1958 Türk Denizcilik tarihinin en kara günü. Bugün amacımız Derinlere Saygı Dalış Topluluğu olarak dalarak anmak, aynı soğuk suda neler yaşadıklarını empati yapmak. Çoğu hipotermiden hayatlarını kaybetmiş. Ruhları şad olsun. Dualarımız dileklerimiz cennette olduklarına inandığım şehitlere ulaşmasını umut ediyorum" diye konuştu.
Bugün Üsküdar Faciasında yaşamlarını yitiren şehitleri hatırlayarak dualar ettiklerini söyleyen dalgıç Özmen Öztürk, "Çoğu öğrenci olan şehitlerimizi andık. Onları hatırladık ve dualarımızı ettik. Suyun altı soğuk üzerimizde korunaklı elbise olduğu için yine de hissettik onların durumlarını anlayabiliyoruz. Çoğu da çocuk olduğu için çok üzücü. Allah rahmet eylesin hepsi için" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Dalış yapan dalgıçlar
-Suda pankart açmaları
-Sualtı görüntüleri
-Dalgıçlarla ve belediye başkanı ile rop
-Öğrencilerin balon bırakmaları
HABER: ERGÜN AYAZ-DİNÇER AKBİR-KAMERA: UĞUR AYDIN-KARAMÜRSEL-DHA
=========================================
Okuldaki tatbikat gerçeğini aratmadı
SİVAS Afet ve Acil Durum Müdürlüğünce (AFAD) 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla bir okulda gerçekleştirilen deprem, yangın ve kurtarma tatbikatı gerçeğini aratmadı.
Sivas Lisesinin bahçesinde gerçekleştirilen tatbikat öncesi, öğrencilere deprem ve yangın anında nasıl davranmaları gerektiği uygulamalı anlatıldı. Daha sonra senaryo gereği, okulun bodrum katında doğalgaz borusu patlayarak yangın çıktı. Okula gelen AFAD ve İtfaiye ekipleri ilk olarak binadaki öğrencileri tahliye etti ve yaralıları okul bahçesinde kurulan sahra hastanesine taşıdı. Yangında üst katlarda mahsur kalanlar ise AFAD ve itfaiye görevlilerince pencereye kurulan hava tahliye istasyonuyla kurtarıldı. Yaralıların ilk müdahaleleri 112 ekiplerince gerçekleştirildi.
AFAD İl Müdürü Nazif Ekinci, tatbikat sonrası yaptığı açıklamada, Deprem Haftası dolayısıyla okullarda eğitimler ve güvenli tahliye tatbikatları yaptıklarını söyledi. Ekinci "Bu etkinlikleri gerçekleştirmedeki temel amacımız toplumda temel afet bilincini oluşturmak. Her türlü afet ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmak ama tabi topyekün hazır olmak adına okullarımızda, iş yerlerimizde, evlerimizde bu tür etkinlikleri zaman zaman yapıyorduk. Ancak özellikle bu hafta deprem haftası olması nedeniyle yoğunluklu bir şekilde faaliyet yürüttük ve Milli Eğitim Müdürlüğümüzle organizeli bir şekilde Sivas Lisesinde 112 ve itfaiyenin de katılımıyla kapsamlı bir tatbikat gerçekleştirdik" dedi.
Görüntü Dökümü:
-Tatbikattan görüntüler
-Öğrencilerin tahliyesi
-Binadan hava tahliye istasyonu ile indirme
-Yangın söndürme çalışmaları
-AFAD müdürünün açıklaması
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,
====================================
Nakliyecilerden Turhal Şeker Fabrikası eylemi
TOKAT'ın Turhal ilçesinde, Şeker Fabrikasının özelleştirilmesine karşı Turhal Yeni Nakliyeciler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi üyeleri kamyon ve TIR'larla ilçede ile konvoy yaptı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 14 şeker fabrikasının satışı için ihale sürecine başlandığının duyurulmasının ardından Turhal Şeker Fabrikasının özelleştirme kapsamından çıkarılması için S.S.Turhal Yeni Nakliyeciler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi üyeleri kamyon ve TIR'lar ile ilçede konvoy yaptı. Konvoya ise ilçede yaşayan vatandaşlar ellerinde bayraklarla yol kenarından destek oldu. Kooperatif Başkanı Cafer Soylu fabrikanın özelleştirilmesini istemediklerini ifade ederek şöyle konuştu:
"Turhal Şeker Fabrikasının da içinde olduğu 14 şeker fabrikası özelleşecek diye çıktı ama bunun devamın da kapatılacak. Örnekleri ilimizde var, sigara fabrikamız satıldı. Traktör fabrikası yapılacak dediler, beton yığınına döndü. Biz şeker fabrikamızın emin ellerde kalmasını istiyoruz. Bir takım çevreler şeker fabrikalarının peşine düştüler. Şeker pancarı ile geçinen işçi¸ besici, nakliyeci ve bunlara bağlı esnaf yaklaşık 5-6 milyon insan bu fabrika ile geçiniyor. Bu kadar insan ne yapacak. Fabrikamıza başka bir çözüm bulunsun. Fabrika sadece işçi ile olmuyor. Esnafı var besicisi var. çiftçisi var. Bunların geçim kaygı burası. Bu kadar insan fabrika kapandığı zaman ne yapacak, nereye gidecek. Turhal fabrika ile birlikte büyüyor. Fabrika olmadığı zaman Turhal'da yapılacak hiç bir şey kalmıyor. Çiftçi ne yapar. Besici, nakliyeci ne yapar. Biz fabrikamızın emin ellerde kalmasını istiyoruz. Kampanya döneminde bölgeler dahil yaklaşık bin kamyoncunun bu fabrika ile geçimini sağlıyor."
Şeker İş Sendikası Turhal Şube Başkanı Nurullah Alpat ise, nakliyecilere desteklerinden dolayı teşekkür ederek, "Biz bir şey istemiyoruz. Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan yardım istiyoruz. Biz doğal pancardan, doğal şeker üretmek istiyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Konvoydan görüntüler
-Katılan kamyon ve TIR'lar
-Vatandaşların alkışlarla destek vermesi
-Kooperatif başkanının açıklaması
-Sendika başkanının konuşması
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TURHAL,(Tokat),
====================================
Bu köye kapısı olan asma köprüden geçilerek giriliyor
ARTVİN'in Yusufeli ilçesi Irmakyanı köyündeki vatandaşlar, araçlarıyla Çoruh Nehri üzerinde kurulu çelik halatlara bağlı 50 metre uzunluğundaki ahşap köprüden geçerek ulaşım sağlıyor.
İlçeye 14 kilometre uzaklıktaki Irmakyanı köyünün yanından geçen Çoruh Nehri üzerine yıllar önce çelik halatlara bağlı 50 metre uzunluğunda ahşap köprü inşa edildi. Köylüler, araçlarıyla ulaşımı, köprüden geçerek sağlıyor. Otomobilleri ve kamyonlarıyla asma köprüyü kullanan sürücüler, yıllardır kullandıkları köprünün güvenli olduğunu, geçerken de herhangi bir tedirginlik yaşamadıklarını söyledi.
Köprünün bağlantısı olan karayolundan araçları ile gelip geçen sürücüler ise sallanan asma köprüden geçen araçları şaşkınlıkla izliyor. Köyün tek girişinin sağlandığı köprüye hayvanların girişini önlemek için takılan kapı da görenlerin dikkatini çekiyor.
SIRAT KÖPRÜSÜ BENZETMESİ
Irmakyanı Köyü Muhtarı Mehmet Delioğlu, köprüyle ilgili olarak, "Hiçbir tehlikesi yok ve çok rahatız. Korkumuz yok. Sadece büyük kamyonlar geçerken biraz sallanıyor ve oda biraz heyecan veriyor. Yoksa yıllardır sorunsuz geçiyoruz" dedi.
Kamyon şoförü Yusuf Yılmaz da sırat köprüsü benzetmesi yaptığı köprüden yıllardır geçtiğini belirterek, "Bazen köprünün tahtaları çürüdüğü için araçlarımızın lastikler araya düşüyordu. Tahtalardaki çiviler lastiğimizi patlatıyor. O anda korkuyla geçtiğimiz olmuştur. Ot yüklü kamyonla geçerken biraz sarsıntı çok oluyor. Yaşam mücadelemiz böyle gelmiş böyle gidiyor" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Asma köprüden araçların geçişi
Sürücü ve vatandaş röp.
Detaylar
HABER KAMERA: Nusret DURUR/DHA
===============================
Tarık Akan'ın adı, karekodlu parkta yaşayacak
ANTALYA'da, TÜRK sinemasının efsane ismi Tarık Akan'ın adı, karekod uygulamasıyla filmlerin unutulmaz sahnelerinin de izlendiği parka verildi.
Muratpaşa Belediyesi, Türk sinemasının önemli isimlerinden Tarık Akan'ın anısına, adının verildiği park yaptırdı. Parkın açılışına Tarık Akan'ın ablası Türkan Akaydın, sanatçı dostları Coşkun Göğen, Ahmet Mekin, Tarık Tarcan, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, partililer ve mahalleli katıldı. Açılış töreninde konuşan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Tarık Akan'ın Türk sinemasının efsane isimlerinden biri olduğunu söyledi. Yeşilçam'ın çok eleştirildiğini belirten Uysal, bazı özellikleri kaybedince Yeşilçam'ın değerinin anlaşıldığını dile getirdi. Uysal, "Toplumu yönlendiren Yeşilçam yerini ya aşırı ticari kaygılara ya da toplumun kendisinden öte belli kesimlere kendini beğendirmeye çalışan sinema kültürüne bıraktı. Yeşilçam'ın değerini, kaybedince anladık. Bize adalet duygusunu, sevmeyi sevilmeyi, hakkaniyetli davranmayı, iyilerin hep kazanacağını Yeşilçam öğretti. Yeşilçam'ın önder isimlerinden biri de Tarık Akan'dır" dedi.
ALTIN PORTAKAL ELEŞTİRİSİ
Başkan Ümit Uysal, Antalya Film Festivali'nden ulusal kategorinin kaldırılmasını da eleştirdi. Altın Portakal'da ulusal bölümün gelenekselleştirildiğini dile getiren Uysal, şöyle devam etti:
"Eğer Altın Portakal, ulusal film yarışması olmaz ise temelsiz bir yapı demektir. Sadece uluslararası festival yapacağım demek Altın Portakal'ı bilerek ya da bilmeyerek tarihe gömeceğim demekle aynı şeydir. Karar vericileri bu kararlarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Ulusal yarışmamızı geri istiyoruz. O ödül törenlerinde üç beş cümle eleştirdiler diye oy mu kaybettiniz? Altın Portakal'dan ne istiyorsunuz?"
'ALDIĞIM PARA YEDİĞİM KÜFRE YETMEDİ'
Coşkun Göğen de Tarık Akan'la bazı anılarını anlattı. Tarık Akan'a 'Uzun ağabey' dediğini belirten Göğen, Akın'ın kendisinden 3 yaş küçük olduğunu cenaze töreninde öğrendiğini söyledi. "Ona ağabeylik yakışırdı" diyen Göğen, "Yeşilçam'da yaptığım her şeyin arkasındayım. Benim aldığım para yediğim küfre yetmedi. Ama halen ayaktayım" dedi.
OTEL YERİNE OKUL YAPTIRDI
Tarık Tarcan ise Akan'a yakınlaşmak için çabaladığını kaydetti. Tarcan, "Altın Portakal'da onun bindiği araca binmek için titrerdim. Festivaller zamanı kendimi tanıttım. Çok istememe rağmen kendisi ile aynı filmde oynayamadım. Kazandığı parayı otel yaptırmak yerine geleceğin aydın insanlarını yetiştirmek için bir okula yatırdı. Bu onun ne kadar büyük vatansever olduğunun göstergesidir" dedi.
'HER KESİMDEN SAYGI GÖRDÜ'
Sinema sanatçısı Ahmet Mekin de Tarık Akan'ın eğitime verdiği çabayı unutmanın mümkün olmadığını söyledi. Mekin, Tarık Akan'ın hayatından ödün vermeyen, dik duruşuyla Türkiye'nin her kesiminden saygı gören bir sanatçı olduğunu kaydetti.
KAREKODLU PARK
Açılışın ardından katılımcılar, Tarık Akan'ın yanı sıra Kemal Sunal, Yılmaz Güney, Erol Taş gibi Yeşilçam'ın unutulmaz isimleri anısına birer turunç fidanının da yer aldığı parkı gezdi. Mozaik taşlarla sanatçıların resimlerinin yapıldığı parkta, ağaçların yanında bulunan karekodları cep telefonları vasıtasıyla okutarak, usta sanatçıların filmlerinin unutulmaz sahneleri izlenebiliyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
Parktan ve açılıştan detaylar
Kaset Durumu: Link geçildi
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Antalya-DHA)
=====================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-12 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?