1)KONYA'DA UYUŞTURUCU SATICILARINA ŞAFAK OPERASYONU: 10 GÖZALTI
KONYA'da uyuşturucu satıcılarına yönelik düzenlenen şafak operasyonunda, 10 kişi gözaltına alındı. Konya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, uyuşturucu satıcılarına yönelik çalışma başlattı. Polis, teknik ve fiziki takibin ardından belirlenen 14 şüpheli hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkarttı. Aralarında Özel Harekat polislerinin de bulunduğu 200 polis, bu sabah şüphelilerin yakalanması için eş zamanlı operasyon düzenledi. Şüphelilerin evlerinde dedektör köpek 'Ares' ile yapılan aramalarda satışa hazır 4,3 gram eroin, 59,3 gram esrar, 124 lyrica hap, 66 ecstasy hap, 16 lypre hap ile çeşitli uyuşturucu haplar ele geçirildi. Operasyon kapsamında şu ana kadar 10 kişinin gözaltına alındığı, gözaltı işlemlerinin devam ettiği belirtildi. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü:
----------------------------------
-Özel harekat polislerinin adreslere girişi
-Baskın anları
-Gözaltına alınan şüphelilerin görüntüsü
-Operasyon yapılan mahallelerde geniş güvenlik önlemi
Haber-Kamera: Tolga YANIK-Hasan DÖNMEZ/KONYA,
===============================================
2)ATEŞİN CAMLA BULUŞTUĞU NAZARKÖY'E YAZLA BİRLİKTE İLGİ ARTTI
İZMİR'in Kemalpaşa ilçesinde bulunan boncuk ocaklarıyla ünlü Nazarköy Mahallesi'ne ilgi yaz aylarının gelmesiyle birlikte arttı. Atık camların ateş tuğlalarından örülen ocaklarda, sıcaklığı 1200 dereceyi bulan bir ısıtma işleminden sonra renklendirilmesi ve usta ellerde şekillendirilmesi saatlerce izlenebiliyor ve cam ustalarıyla sohbet ediliyor. Kemalpaşa ilçesinde nazar boncuklarıyla ünlü turistik Nazarköy Mahallesi'ne yaz aylarıyla birlikte ilgi arttı. İki derenin arasında bir vadiye kurulmuş olan köy geçimini çoğunlukla nazar boncuğu yapımından sağlıyor. Köyün sokakları rengarenk duvar seramikleri ile dolu. Köyün erkekleri bütün gün boncuk atölyelerinde boncuk yaparken, köyün kadınları da boncukları dizerek çeşitli süs eşyaları ve takılar yapıyorlar. Köyün sokaklarındaki rengarenk dükkanlarda da bu el emeği işler satılıyor. Birbirinden farklı duvar süsleri, kapı aksesuarları ve rengarenk kolye, bilezikler tezgahları süslüyor. Atık camlar ateş tuğlalarından örülen ocaklarda, sıcaklığı 1200 dereceyi bulan bir ısıtma işleminden sonra, cam renklendiriliyor ve usta ellerde şekillendiriliyor. Isının camla buluştuğu boncuk atölyeleri ilgiyle geziliyor, boncuk ustaları ile sohbet ediliyor. Önceleri sadece mavinin iki tonu (açık ve koyu mavi) olarak üretilen nazar boncukları zamanla kırmızı, sarı, turuncu, pembe gibi renklerde üretildi. Köye gelen ziyaretçiler, rengarenk boncukların eşliğinde fotoğraf çektirerek anı ölümsüzleştiriyor, doğayla iç içe bir gün geçirerek alışveriş yapma fırsatı buluyor.
CAM USTALARI TÜM GÜN ATEŞİN ÖNÜNDE
Yaklaşık 20 yıldır nazar boncuğu üretimi yapan Özgür Duman, "Nazar boncuğu yapmak için öncelikle hurda taşları temin ediyoruz. Temizleyip tepsilere koyuyor ve posalara atıyoruz. Daha sonra erittiğimiz boncukları, renkli cam boyalarıyla renklendiriyoruz. Renklendirme işlemi 1 saat 45 dakika kadar sürüyor. Hamur haline geldikten sonra, hamur gibi karıştırıyoruz. Müşterinin isteğine göre farklı boncuk üretimi yapıyoruz. 1200 derece ateşin karşısında sabah 8'den akşam 5'e kadar dayanabilmek oldukça zor bir iş" dedi.
YAZ AYLARINDA TALEP ARTIYOR
Köyde nazar boncuğu satışı yapan Gökhan Duman, "Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte Nazarköy'de hareketlilik başladı. Genellikle hafta sonu yoğunluk oluyor. Bizler kendi ürettiğimiz boncukları satıyoruz. Atölyelerden siparişe özel üretim yapıyoruz. Daha sonra örülme ve makrome gibi işlemlerden geçiyor. Buranın simgesi haline gelmiş cam balık, porselen nar, papatya, bir asırdan beri yapılan üç gözlü boncuk en çok tercih edilen ürünlerin başında geliyor. Fiyatları ise boncuğun işçiliğine göre değişiyor. Küçük bir boncuk büyük boncuktan daha maliyetli olabiliyor. Yapımı daha zor olan boncuklar daha yüksek fiyata satılıyor. Boncuğun tanesi kırk kuruştan başlayıp 10 TL'ye kadar çıkabiliyor. Bahar sezonunun başlamasıyla birlikte yoğunluk da başlıyor" dedi.
TATİLİ KÖYÜ GEZEREK DEĞERLENDİRDİLER
Ailesiyle birlikte köyü gezmeye gelen Safiye Özmaden, " İzmir'de yaşıyoruz ancak buraya her zaman gelemiyoruz. Çok güzel bir köy. Çocuklarımız da burada çok keyif alıyor ve boncuk yapımını görüyor. Burada bulunan alanlarda dinlenme fırsatı da buluyoruz"diye konuştu.
10 yaşındaki Zeynep Özmaden ise, "Bugün boncuk yapılışını gördüm ve bir sürü boncuk aldım. Çok güzel bir yermiş. Burada bir sürü nazar boncuğu ve süslü boncuklar var. Bugün sarı, kırmızı ve mavi renkte boncuklar satın aldım. Aldığım boncukların yapılışını izledim. Yaz tatilinde buraya gelmeyi çok seviyorum" dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------------------
-Köy alanından görüntüler
-Nazar boncuklarından görüntü
-Nazar boncuğu ocaklarından görüntü
-Vatandaşlarla röp.
-Üreticilerle röp.
Haber- Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,
===============================================
3)AZMİ VE HEVESİ İLE İPEK DOKUMACILIĞINI YAŞATIYOR
MUĞLA'nın Datça ilçesinde, 10 yıl önce Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) kursunda dokuma eğitimi alan 39 yaşındaki Özlem Görgülü, iki yıl önce kurduğu atölyesinde, ipek dokuma geleneğini yaşatıyor. Tezgahtan çıkan kumaşları beyaz sabunla yıkadıktan sonra yumuşak bir hale getirip, karadut, nar kabuğu ve gelincik çiçekleri gibi doğal boyalarla renklendiren Görgülü, ipek kumaştan yaptığı fular, şal, erkek gömleği, kadın bluzları ve sehpa örtülerini 20 - 200 lira arasında değişen fiyatlara satıyor
Evli, 2 kız çocuk annesi Özlem Görgülü'nün kurslarda pamuk dokumacılığı ile başlayan serüveni, Datça'nın unutulmaya yüz tutan ipek dokumacılığını yaşatma hevesi ile birleşince, ortaya bir başarı öyküsü çıktı. Datça'da bir zamanlar gelinlik çağındaki her genç kızın çeyiz sandıklarını süsleyen ipek eşyalar, değişen dünya koşullarında yerlerini sentetik kumaşlardan yapılan eşyalara bırakarak unutulurken, yıllar sonra kendi ipek dokuma atölyesini kurma başarısını gösteren Görgülü, şimdi ilçede ipek dokumacılığı geleneğini yaşatan tek temsilci olarak takdir topluyor.
BEŞ KİŞİ YOLA ÇIKTILAR, YALNIZ KALDI
Datça'da, 2009 yılında İŞKUR'un düzenlediği dokuma kurslarında 2.5 aylık bir eğitim gördüğünü belirten Görgülü, "Burada dokumacılığı öğrendim. Ancak kursta pamuk dokuyorduk. Datça'nın geleneğinde ise ipek dokumacılığı var. Kursların sonunda, ipek dokumacılığına merak sardım. Dört arkadaşım ile bir araya gelip, ipekçilik üzerine araştırmalar yaptık. Bursa'daki bir kooperatif ile irtibata geçtik. Oradan temin ettiğimiz ipek böceklerini getirtirdik. İpek böceği yetiştiriciliğine başladık. Ancak diğer arkadaşlarım bu işi yürütemedi ve ayrıldılar. Tek başıma kalsam da bu işi gerçekleştirmek için çok çaba harcadım. Azmettim sonunda başardım. Son iki yıldır ipek dokumacılığı yapıyorum. Hızırşah'ta ailemize ait bahçeli bir evi atölyeye çevirdim. Burada ipek böcekleri yetiştiriyorum. İpek böceklerinin kozalarından elde ettiğim ipekleri kendi el tezgahlarımda dokuyarak kumaş haline getiriyorum" dedi.
DOĞAL BOYALARLA RENKLENDİRİYOR
Yaz boyu elde ettiği ipekleri kış aylarında kendisine ait tezgahlarda dokuyarak ipek kumaşlar yapan Görgülü, "Tezgahtan çıkan kumaşları beyaz sabunla bir gün kaynattıktan sonra, yumuşak bir hale getiriyorum. Daha sonra bunları karadut, nar kabuğu ve gelincik çiçekleri gibi doğal boyalarla renklendiriyorum. İpek kumaş narindir. Ancak kullanmasını bilene dayanıklı ve çok uzun ömürlüdür. Kullanmasını bilenin elinde ipek eşyalar 100 yıl bile dayanır. Ailemden kalan ve tel yerine ipek kumaştan yapılan, yaklaşık 100 yıllık bir un eleğim var ve halen iş görüyor. Kimyasal madde kullanmadığımız sürece ipek çok dayanıklıdır" diye konuştu.
KOZALARDAN, TAKI VE SÜS EŞYALARI BİLE ÜRETİYOR
İpek kumaştan fular, şal, erkek gömleği, kadın bluzları ve sehpa örtüleri gibi ürünler yapan Görgülü, bunları 20 - 200 lira arasında değişen fiyatlara satıyor. Görgülü, "Ayrıca çeşitli renkte ipek kumaşlar bulunduruyorum ki isteyen istediği ürünleri kendi ölçülerine göre yapsın. Bu arada ipek kozalarından takı ve süs eşyaları da yapmaya başladım. Özellikle kadınlar, kozalardan yaptığım küpe ve yaka iğnelerine ilgi gösteriyor" dedi.
Görüntü Dökümü
--------------------:
-İpek böceklerinin koza örmesinden görüntü
-Özlem Görgülü'nün atölyesinden görüntü
-Datça'da ipek dokumacılığının son temsilcisi olan, iki çocuk annesi Özlem Görgülü'nün ipek kozaları önünde çalışmalarını anlatması
-Özlem Hanım'ın teşhir reyonlarındaki ipek fular, şal ve gömlekler ile kadın giysilerinden görüntü
-İpek kozalarından yapılan takı ve süs eşyalarından görüntü
Haber - Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),
==================================================
4)MALATYA'DA SİLAHLI KAVGA: 1 YARALI
MALATYA'da, iki kişi arasında çıkan silahlı kavgada Ayhan K. (37), vücuduna isabet eden mermiyle yaraladı. Olay, gece saatlerinde Zaviye Mahallesi'nde meydana geldi. Teyfik Temelli Caddesi'nde Ayhan K. ile kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi arasında bilinmeyen nedenle çıkan tartışma, kısa sürede tabancanın kullanıldığı kavgaya dönüştü. Kavgada Ayhan K. vücuduna isabet eden mermi nedeni ile yaralandı. Kanlar içinde yere yığılan Ayhan K, çevredekilerin ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekiplerince Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan Ayhan K.'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, boş kovanı toplayıp, görgü tanıklarının ifadelerine başvurdu. Polis kaçan şüpheliyi tespit edilip yakalanması için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü:
---------------------------------
Olay yeri
Sağlık ekiplerinin gitmesi
Polis ekiplerinin tedbirleri
Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
Boş kovanlar
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 181 MB
==============================================
5)İNCİR ÜRETİCİSİ İLEKLEME İŞLEMİNE BAŞLADI
AYDIN'ın Nazilli ilçesindeki çiftçiler, daha kaliteli ve verimli incir için ürünü ilekleme işleminden geçirmeye başladı. Nazilli'de 94 bin dekar alanda 2 milyon incir ağacı bulunurken ürünün olgunlaşması için kullanılan ilekler (erkek incir) semt pazarlarında yerini aldı. Çiftçiler, incirinin korunması ve olgunlaşması adına her sene yaptıkları ilekleme işlemine başladı. Erkek incir ürününün meyvesi olan ileğin, bünyesinde ürettiği sinekler sayesinde incir ürününde döllemeyi sağlayarak daha kaliteli ürün elde edilmesine katkı sağladığı belirtildi. Nazilli Ziraat Odası Başkanı Necdet İzgü, çalışmalar hakkında bilgi verdi. Geçen yıla göre çalışmaların 1 ay erken başladığına değinen İzgü, "Geçtiğimiz yıl hasat zamanından önce birkaç kez yağan yağmur, incir rekoltesini ve kalitesini düşürdü. 55 ton rekolte elde edildi. Ama bu yıl olumsuz bir etki olmazsa, 70- 80 ton civarında rekoltenin olmasını tahmin ediyoruz" dedi. İlekmenin nasıl yapıldığından bahseden İzgü, "Ağaçlardan toplanan ilekler, iplere dizilir ve torbalara konularak bahçelerde bulunan incir ağaçlarının değişik yerlerine asılır. 10-15 gün ağaçlarda asılı kalır. Daha sonra ağaçlardan toplanarak imha edilirler. Sarp yerlerde bulunan incir ağaçlarında iplere dizilen ilekler kullanılır. Düzgün alanlarda bulunan ağaçlarda ise torlar içerisine konulmuş olan ilekler kullanılır. İhracatçılar Birliği, ilek torbalarını üreticilerimize ücretsiz olarak vermektedir" dedi.
İLEKLEME NEDİR?
İncirde meyvenin tutup gelişebilmesi için ilek meyvelerindeki çiçek tozlarının ilek arıcığı tarafından incire taşınması gerekir. Bunun gerçekleşebilmesi için erkek ağaçlardaki ilek meyvelerinin dişi incir ağaçlarına asılması işlemine ilekleme denir.
Görüntü Dökümü:
---------------------------------
İleklerin satıldığı pazardan görüntü
Nazilli Ziraat Odası Başkanı Necdet İzgü'nün ilek açıklaması
İleklerin ağaçlara asılması
Nazilli Ziraat Odası Başkanı Necdet İzgü açıklama
Haber- Kamera: Bahattin ALBAYRAK/ NAZİLLİ (Aydın),
=====================================================
6)UMUT SÜRÜSÜ
İZMİR'in Bergama ilçesine bağlı Yalnızev Mahallesi'nde yaşayan ev kadını Nesrin Aktaş (47), Büyükşehir Belediyesi'nden ücretsiz 4 koyun aldı. Daha önce hiç hayvancılık yapmayan Aktaş'a, çevresindekiler bu işi yapamayacağını söylese de o bunların hiç birine aldırış etmedi, iki yıl içerisinde koyunların sayısını 27'ye yükseltti. Aktaş Ailesi, şimdi hayvancılık yaparak hem evlerinin geçimini sağlıyor hem de para kazanıyor.
Bergama'ya bağlı kırsal mahallelerden biri olan Yalnızev'de yaşayan 4 çocuk annesi Nesrin Aktaş, bamya ve zeytin yetiştirirek aile bütçesine katkı sağlıyordu. 2 yıl önce Büyükşehir Belediyesi'nin, kırsal kesimi desteklemek için ücretsiz koyun dağıtımı yaptığını öğrendi. Daha önce hiç hayvancılıkla uğraşmayan ev kadını Nesrin Aktaş, projeden faydalanmaya karar verdi. Koyun besleme fikrini ailesine de anlatan Aktaş'a, eşinden ve çocuklarından da destek gelince, 3 koyun ve bir koç alarak hayvancılık yapmaya başladı. 2 yıl önce aldığı koyunlara gözü gibi bakan Aktaş, şimdi hayvanların sayısını 27'ye yükseltti. Aktaş, o süreci şöyle anlattı:
"Koyunları aldığımız zaman Büyükşehir Belediyesi'nden yetkililer, bize hayvanlara nasıl bakacağımız konusunda ders verdi. Hangi ayda aşı yaptıracağımızı
koç dönemlerinde ne kadar yem vermemiz gerektiğini anlattı. Mahallede koyunları olan vatandaşlardan da yardım aldım. Koyunların kuzulama dönemlerinde, onların başında durduk. Doğum işlemlerinde koyunlara biz yardımcı olduk. Köy yerinde diğer komşularımızın yaptıklarına da bakarak, zamanla hayvancılığı öğrendik. Koyunları eşimin yardımı ile sağıyorum. O koyunları tutuyor, ben de sağıyorum."
Büyük emeklerle çoğalttığı koyunlarından verim almaya başlayan Nesrin Aktaş, bu işe başladığı için çok mutlu olduğunu belirterek, koyunların sayısını 100'e çıkarmayı hedefledi.
'BUNDAN SONRA İSTEDİĞİMİZ VERİMİ ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ'
Nesrin Aktaş, iki yıl boynucu hiçbir yere gitmeden koyunlarına baktığını belirterek, "Ben bir yere gidemedim, 2 yıl boyunca koyunlara baktım. Daha önce hiç bu işi yapmadım. Bu nedenle başlarda zorlandım. Ama zorlanmadan başarı elde edilmez. Bundan sonra istediğimiz verimi almaya başlayacağız. Hedefim koyun sayısını 50'ye 100'e çıkarmak. Evimizin geçimini koyunlardan sağlamak istiyoruz. Koyunlar nedeniyle hiç pişmanlık yaşamadım. Hayvancılık yaparken içine heves olacak, sevgi olacak. Bizim de içimizde sevgi ve heves vardı. Koyunları çok seviyorum" diye konuştu.
'SÜT ÜRÜNLERİNİ KOYUNLARDAN SAĞLIYORUZ'
Nesrin Aktaş'ın eşi İsmail Aktaş (47) da, eşinin koyun besleme fikrine ilk önce çekimser yaklaştığını, yapamayacağını düşündüğünü ancak azimle bu işin üstesinden geldiğini görünce destek verdiğini söyledi. Aktaş, "Eşime önce 'Sen bu işe meyilli değilsin' dedim. O da yapacağını söyledi. Öyle deyince ben de destekledim. Eşim azimli. Birlikte baktık hayvanlara. 'Ben yapacağım' dedi ve başardı" diye konuştu. Eşinin koyunlara bakarken birçok zorlukla karşılaştığını ancak hevesinin hiç kırılmadığını vurgulayan Aktaş, "Koyunların sayısı 6- 7 ay sonra 50- 60 olur. Şimdi kendimizin yiyeceği kadar peynir, yoğurt gibi süt ürünleri elde ediyoruz. Evin ihtiyaçlarını dışlardan almaktan kurtulduk. 5'ini kurbanlık ayıracağız. Bundan sonra koyunlardan istediğimiz verimi almaya başlayacağız. Süt, peynir, tereyağı yapıp satmaya başlayacağız"
Aktaş'ın azmi, ilçede herkesin takdirini kazandı.
Görüntü Dökümü:
---------------------------------
-Koyunların otlamasından görüntü
-Koyunların ahırından görüntü
-Nesrin Aktaş koyun sağarken ve yem verirken görüntü
-Nesrin Aktaş ve eşi İsmail Aktaş ile röp.
-Genel ve detay görüntü
Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?