Üzerine istinat duvarı çöken binada yaşıyorlar
İzmit'te, üzerine istinat duvarı yıkılan 5 katlı binanın onarılması için hiçbir çalışma yapılmaması üzerine, olay tarihinde akrabalarında kalmaya başlayan bazı bina sakinleri, evlerine dönerek hasarlı binada yaşamaya başladı. Her gün ölüm korkusuyla yaşadıklarını söyleyen bina sakinleri, bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.
İzmit'te, yaklaşık 2 yıl önce içerisinde 18 dairenin bulunduğu 5 katlı Girgin Apartmanı'nın yanında bulunan istinat duvarı çökerek binanın üzerine yıkıldı. Büyük bir sarsıntıyla uyanan ve deprem olduğunu düşünerek dışarı çıkan bina sakinleri, aynı gece binanın mühürlenmesinin ardından 2 buçuk ay boyunca evlerine giremedi. Mührü kırarak binaya giren bazı daire sahipleri, uzun süredir istinat duvarı enkazının bulunduğu yerden kaldırılarak duvarın onarılması yönünde bir çalışma olmaması sebebiyle hasarlı bina içerisinde tekrar yaşamaya başladı. 1981 yılında yapılan Girgin Apartmanı'nın, 17 Ağustos 1999 Depremi'nde Kocaeli'de hasar görmeyen az sayıdaki sağlam binalardan biri olduğunu söyleyen bina sakinleri, binanın üzerine yıkılan istinat duvarının enkazının kaldırılarak, duvarın onarılmasını istiyor.
'DEFALARCA ÖLÇÜMLER YAPILDI'İstinat duvarının yıkılmasının ardından Girgin Apartmanı ile birlikte bölgedeki 3 bina daha tehlike altına girdi. İstinat duvarının üst kısmında bulunan binalar her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Kirada oturacak paraları olmadığı için evlerinde kalmak zorunda olduklarını söyleyen bina sakinleri ise yıkılan duvarın enkazının kaldırılarak yeni bir istinat duvarı yapılması için belediyeden yardım bekliyor. İzmit Belediyesi ekiplerinin defalarca gelerek bölgede ölçümler yaptığını söyleyen mahalleliler, buna rağmen neredeyse 2 yıldır enkaz alanında tek bir çalışma bile yapılmamasından şikayetçi.'TORUNLARIMIN ÖLMESİNİ Mİ İSTİYORLAR?'Yıkılan istinat duvarının üstündeki evde oturan Emine Şirinoğlu, "İki sene önce buralar yıkıldı. Torunlarım var. Dışarı çıktıklarında düşmelerinden korkuyorum. Ölmesini mi istiyorlar torunlarımın? Biz gece uyurken kalktığımızda sürekli, 'Acaba düşecek miyiz? Ölecek miyiz?' korkusuyla yaşıyoruz. Çok korkuyoruz. Çok sıkıntıdayız. Durumumuz yok ki yaptıralım. Oturduğumuz ev de bizim değil. Buradan çıkıp kiraya gitsek onu da ödeyemeyiz. Biz bunun yapılmasını istiyoruz. 2 sene oldu bu olalı. Şimdi kış geldi yağmur yağacak. Hiç kimse gelip bunu yapmıyor. Geliyorlar, bakıyorlar, gidiyorlar. Bir şey yaptıkları yok. Biz bunun acil yapılmasını istiyoruz" dedi.'HERKES TEDİRGİN'İzmit Belediyesi'nden yardım beklediklerini söyleyen Girgin Apartmanı sakinlerinden Ergün Aşık, "Biz mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz. 2018 yılı 4 Mart'ından beri belediyeden yardım bekliyoruz. Defalarca gelinip gidildi, fakat bir netice alınmadı. Her yere başvurduk ama maalesef bir sonuç alamadık. Gerek bizim binamızda oturanlar, gerek yan binada oturanların hepsi tedirgin. Biz mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz. Eğer yapılmayacaksa gelip neden yapılmayacağını bize açıklasınlar. Bundan 3 ay önce gelen belediye ekiplerine, 'Kıştan önce bunu yapmamız lazım. Önümüz kış, çalışmalarda sıkıntı olur' dedik. Hala gelen giden yok. Ardından İzmit Belediyesi'nden tekrar geldiler. Ölçtüler, biçtiler, hesap çıkarttılar. Yine bir haber yok" diye konuştu.'İLGİLENEN OLMAYINCA MECBUREN EVE GİRMEK ZORUNDA KALDIK'Dışarıdan gelen en ufak bir seste tedirgin olduklarını ve uyuyamadıklarını söyleyen Aşık, şöyle konuştu: "Burada oturan vatandaşlar en ufak bir seste tedirgin oluyorlar. Uyuyamıyorlar. Benim torunum, 'Acaba' diyerek gecede 2 sefer kalkıyor. İlk etapta, bizi o akşam apar topar dışarı çıkarttılar. Binayı mühürlediler. Mührün ne zaman açılacağını sorduk ama bir cevap alamadık. Kış günü sadece sırtımızda ceketimizle evimizden çıktık. Diğer komşularımız akrabalarına gittiler. Gelen, giden olmayınca, bir ilgilenen olmayınca mecburen eve girip kıyafet almak, buzdolabımızı boşaltmak gibi ihtiyaçlarımızı gidermek için girmek zorunda kaldık. Bir an önce buranın yapılmasını istiyoruz. Bizi bu tedirginlikten, bu korku ile yaşamaktan kurtarmalarını bekliyoruz. Önümüz kış, ne olur bilmiyoruz."
Görüntü Dökümü-------------Binanın üstüne yıkılan istinat duvarının drone görüntüsüYıkılan duvarın aktüel görüntüleriVatandaşlarla röpler.Detay
HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),
=============================
Tarım arazileri üzerindeki hobi bahçelerine para cezası İzmir Valiliği'nce Menderes ilçesindeki verimli tarım arazileri üzerine kurulan hobi bahçeleriyle ilgili para cezası uygulandı. Karara göre, mülk sahipleri, çevresini tel örgülerle kapatarak, üzerine prefabrik yapı kurduğu tarım alanlarını eski haline getirecek. Karar 3 ay içinde uygulanmazsa yetkili kurumlarca yapılar, yıkılacak. 'Hobi bahçesi' adı altında tarım arazilerinin satıldığını belirten Ziraat Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Tevfik Türk, "Çalışmanın yasal dayanağı yok. Bu alanları satın alanlar, bu parsellere sahip olamıyor, tapusunu alamıyor; sadece kooperatif hisselerine sahip oluyor" dedi.
Seracılıkta Türkiye'nin önemli üretim havzalarından olan İzmir'in Menderes ilçesindeki verimli tarım arazileriyle ilgili 'hobi bahçesi' tehlikesi gündeme geldi. Çeşitli kooperatiflere üye olanlara, 200- 500 metrekarelik parsellere bölünen tarım alanlarından noter aracılığıyla hisse satışı yapılıyor. Bu alanların üzerine ise 'hobi bahçesi' adı altında yapılar inşa ediliyor. Yapılarla ilgili çiftçilerin tepkisinin ardından para cezaları uygulanmaya başlandı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Ziraat Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu'nun üyesi Tevfik Türk, hobi bahçelerinin son yıllarda özellikle tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak yürütüldüğü yerlerde yapılmaya başlandığını; ancak alanların 5403 sayılı 'Toprak Koruma Kanunu'na göre, tarımsal faaliyet dışında kullanılmaması gereken alanlar olduğunu söyledi. Bu alanların küçük parsellere bölünerek satılmasının, gelecekte ciddi tehlikelere neden olacağını savunan Türk, "'Toprak Koruma Kanunu'na göre, buralarda 55 dekardan daha küçük alanlar yapamazsınız; fakat burada 500 metrekare, 1000 metrekare, 2 bin metrekare gibi küçük araziler oluşturuluyor. Yapılan çalışmanın yasal dayanağı yok. Bu alanları satın alanlar, hiçbir şekilde bu parsellere sahip olamıyorlar; sadece kooperatif hisselerine sahip oluyorlar" diye konuştu.
'HOBİ BAHÇELERİ YIKILACAK'İzmir Valiliği tarafından belediye ve kaymakamlığa yazı gönderildiğini belirten Tevfik Türk, "Kanun gereği tarım arazileri üzerine kurulan hobi bahçelerine metrekare başına 6 lira 70 kuruş para cezası kesildi. Yani 100 dönümlük hobi bahçesi bu karara göre 670 bin lira ödeyecek. Mülk sahipleri buraları eski haline getirecek. Eğer 3 ay içinde bu bölgeler eskiden olduğu gibi tarımsal faaliyetin yapıldığı şekle dönüştürülmezse yetkili kurumlar yapıları yıkacak. Yapılan tüm masraflar da mülk sahiplerine rücu edilecek" dedi.Menderes'in seracılık açısından önemli havza olduğunu, hem yurt içine hem de yurt dışına domates ile salatalık başta olmak üzere birçok tarımsal ürün ihraç edildiğini kaydeden Türk, "Ciddi anlamda tarımsal potansiyel olan bir bölge. Bu hobi bahçeleri ile tarımsal potansiyel düşürülmekte ve hem imar kanununa hem zeytincilik kanununa hem toprak koruma kanununa hem de kooperatifçilik kanununa tamamen aykırı bir şekilde buralar parsellenmekte, ikinci konut veya yazlık imarına açılmakta. Buradaki faaliyetler bütün kanunlara aykırı. Kanunlara aykırı olduğu için sıkıntılar yaşanacak" diye konuştu.
'TOPRAK ALANLAR MAĞDUR OLACAK'Tarım arazilerinin parsellenerek, satılması işlemlerinin sürmesi halinde ikinci 'Çiftlik Bank' olayının yaşanabileceğine değinen Türk, "Buralardan toprak satın alanlar ciddi mağduriyet yaşayacak. Kooperatif lağvedildiği veya araziyi sattığı takdirde sorun çıkacak. İkinci 'Çiftlik Bank' mağduriyetinin yaşanması kaçınılmaz olacak. Çünkü kimse tarlanın gerçek tapusuna sahip değil sadece kooperatif hissesine sahip. Tarlanın tapularına sahip olmaları kanunen mümkün değil çünkü 'Toprak Koruma Kanunu'nda yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü Menderes için 55 dekar. 55 dekardan küçük arazilerde hisse sahibi olamazlar, tapu sahibi olamazlar. Mümkün değil" dedi. Hobi bahçelerinin, kent sakinlerinin nefes alacakları mekan olduğunu; ancak son yıllarda bu durumun farklı yönlere evrildiğini kaydeden Tevfik Türk, bu tür çalışmaların planlı alanlarda, kontrollü şekilde, valilik ve belediyelerin denetimleri altında, ziraat mühendisinin denetimi ve kontrolünde gerçekleştirilmesinin daha sağlıklı olacağını aktardı. Plansız şekilde, tarım arazileri üzerine kurulan hobi bahçelerinin çevreye zarar verdiğini söyleyen Türk, "Çevrede tarımsal faaliyet yürütülen araziler, bu bahçelerden olumsuz şekilde etkilenecek. Çünkü burada kontrolsüz şekilde kullanılan ilaçlar, arazileri, yeraltı sularını tehdit edecek. Sadece toprak varlığımızı yok etmekle kalmıyor, bununla birlikte mevcuttaki tarımsal faaliyeti de ciddi anlamda etkiliyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜMenderes'teki tarım arazileri ve seralardan görüntüTarım arazileri üzerine kurulan hobi bahçelerinden görüntüTarım arazileri üzerindeki yapılardan görüntüZiraat Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Tevfik Türk ile röp.AnonsGenel ve detay görüntüHaber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
=======================
Sualtı dünyasında ara tatile özel denizkızı gösterisi
Ege'nin ilk ve tek akvaryumu olma özelliğini taşıyan İzmir Akvaryum'da, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez uygulanan ara tatile özel gösteriler başlatıldı. Akvaryumda binlerce deniz canlısının yanı sıra deniz kızı gösterisini de izleme fırsatı bulan minikler, tatilin keyfini sürdü. Tatil dönemlerinde yoğun ilgi gören akvaryum, açıldığı Eylül 2018'den beri 450 bin ziyaretçiyi ağırladı.Ege'nin ilk ve tek akvaryumu olma özelliğini taşıyan 2 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu İzmir Akvaryum'da, ara tatil yoğunluğu başladı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez uygulamaya konulan ara tatili fırsat bilen minikler, su altı dünyasını keşfetmeye koştu. Binlerce deniz canlısını görme fırsatı bulan çocuklar, biberonlarla balıkları besledi ve rehberler eşliğinde akvaryumu turlayarak interaktif öğrenme sürecine dahil oldu.Öte yandan İzmir Akvaryum'da ara tatile özel gösteriler de sunulmaya başlandı. Çocuklar deniz kızı kostümü ile gerçekleştirilen sualtı dalış gösterilerini büyük bir hayranlıkla izledi. Minikler gösteri sonrası da deniz kızı ile bol bol fotoğraf çektirdi.Akvaryumun Eylül 2018'den bu yana faaliyette olduğunu söyleyen akvaryumun pazarlama sorumlusu Aslı Çık, "Açıldığı günden bu yana 450 bin ziyaretçi ağırladı. Türkiye'nin tek yerden başlayan tünel akvaryumuna sahibiz. Şu anda da ilk kez uygulanan ara tatil dönemindeyiz, bu dönemde yoğunluğumuz çok fazla arttı. Aynı zamanda ara tatilin başlangıcından itibaren öğretmenlere özel bir kampanya başlattık. Bu kampanya kapsamında İzmir Akvaryumu 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne kadar öğretmenlere ücretsiz olacak" dedi.'YOĞUN İLGİ GÖRDÜĞÜ İÇİN SEANSLAR UZUYOR'Özellikle okul gruplarının tercih noktası olduklarını belirten Çık, "Yaz döneminde çok sayıda turist kafileleri geldi. Dönem dönem farklı kampanya ve etkinlikler düzenliyoruz. Tüm Türkiye genelinden ziyaretçi ağırlıyoruz. Van'dan dahi okul gruplarımızın geldiği oluyor. Ara tatile özel denizkızı gösterisi düzenledik. Denizkızı özel kostümüyle sualtı gösterisi yapıyor ve yoğun bir ilgi gördüğü için seanslarını uzatıyoruz. Ara tatil boyunca denizkızı gösterisi devam ediyor ve gösteri sonrasında özel konsept alanda denizkızının fotoğraf çekimi oluyor. Burada çocuklar denizkızı ile birlikte fotoğraf çektiriyor, tanışıp sohbet ediyor ve kendileri de korsan kıyafetleri giyebiliyor. Bunun haricinde biberonla balık besleme aktivitesi de ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Aynı zamanda okul grupları rehber eşliğinde geziyor, hem sualtı canlılarıyla ilgili bilgiler veriyorlar, hem de interaktif öğrenme yöntemiyle çocukları sürece katıyorlar. Dolayısıyla gezi, öğrenciler için hem eğitici, hem de keyifli hale geliyor" diye konuştu.2 MİLYON LİTREDEN FAZLA SU HACMİAkvaryumda 200 metrelik bir yürüyüş mesafesi olduğunu söyleyen su ürünleri mühendisi Tuğçe Baskın ise, "Toplam su hacmimiz ise 2 milyon litreden fazla. Yalnızca ana tankımızda 1 buçuk milyon litreye kadar suyumuz var. Akvaryumun girişinde daha çok Ege Bölgesi'nde görülen türler var, hatta konsept olarak Foça'dan esinlenerek dizayn edildi. Daha sonra Kızıldeniz Pasifik türlerinin olduğu ayrı bir bölümümüz var, burada Pasifik'te yaşayan köpekbalıkları bulunuyor. Bunun dışında tatlı su akvaryumumuzda da nesli tehlikede olunan nadir türler bulunuyor. Keşif Dünyası bölümünde ise zehirli, ilgi çeken, suyun altında görülemeyecek türler var. Tünel akvaryumda ise 7 aile köpek balığı, 4 aile vatoz balığı ve sürü balıklarından oluşan 500'e yakın canlımız var" dedi.TATİLİN KEYFİNİ SÜRDÜLERArkadaşlarıyla ve çocuklarla ilk kez akvaryumu ziyaret eden Ayşen Akoğlu, "Çocuklar tatile çıkınca bizler de buraya geldik. Daha önce çevremizdekilerden buranın çok güzel olduğunu duyuyorduk, biz de tatili böyle değerlendirmek istedik. Çocuklarımız da bizler de çok memnun kaldık ve beğendik" diye konuştu.Kızıyla birlikte su altı dünyasını keşfeden Hatice Kara Pehlivan da, "İlk kez geliyoruz. Çok ilginç ve güzel şeyler var. İzmir'de yaşıyoruz, ancak ara tatil olunca fırsat bulabildik. Bana en ilginç köpek balığı geldi, kızım Asya ise deniz kızına hayran oldu. Bazı şeyleri yakından görmek çok değişikti. Denizanası, köpek balığı yumurtası gibi. Çocuklar mutlaka buraya gelip görmeli" dedi.Hatice Pehlivan'ın kızı 8 yaşındaki Asya ise, "Akvaryumda köpekbalığı ve balıkları gördüm. Deniz kızını gördüm. Çok beğendim, çok güzeldi, annem gibi saçları vardı. Ben yüzmeyi de balıkları da seviyorum, burayı çok beğendim hep gelmek isterim" diye konuştu.
Görüntü Dökümü-------------Akvaryumdan genel detay görüntüDeniz canlılarından görüntüVatoz beslemesinden görüntüVatandaşlarla röportajDenizkızının gösterisiMuhabir anonsuTuğçe Baskın ile röportajAslı Çık ile röportaj
Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
=============================
Yeter Nine, köyünde geleneklerini yaşatan tek kadın
Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Küçükboğaz köyünde yaşayan Yeter Aktaş (79), çalışkanlığıyla herkese örnek oluyor. İlerleyen yaşına rağmen kış hazırlıklarında kızı ile gelinine yardım eden, sürekli yöresel kıyafet giyen Aktaş, "Şu anda köyde benim gibi giyinen kadın yok. Bu bizim analarımızın kıyafeti. Bu geleneği sürdürmeliyiz" dedi.Arpaçay ilçesine bağlı Küçükboğaz köyünde oturan, başında kofi olarak adlandırılan bir başlık, eteği, yeleği ve rengarenk giysileriyle dikkat çeken Yeter Aktaş, ilerleyen yaşına rağmen yüreğinin hala genç olduğunu söyledi. Köyde kendisi gibi giyinen kadının olmadığını belirten Yeter Nine, "Örf ve adetlerimize sahip çıkmalı, gençlere örnek olmalıyız. Şu anda köyde benim gibi giyinen kadın yok. Bu bizim analarımızın kıyafeti. Bu geleneği sürdürmeliyiz. Ama gençler hiç sıcak bakmıyor. Ben de bu geleneği ölene kadar sürdüreceğim. Boş durmayı sevmem. Yaklaşan kış nedeniyle hazırlık yapan kızım ve gelinime yardım ediyorum. Atalarımızın dediği gibi işleyen demir pas tutmaz" diye konuştu.Eşi yıllar önce ölünce çocukları ve torunları ile birlikte yaşamaya başlayan Yeter Aktaş, yün çırpıyor, yemek ve peynir yapıp, tandırda ekmek pişiriyor.
Görüntü Dökümü--------------Köyden detay-Yeter Aktaş -Oğlu Davut'un nineyi konuşturması-Ninenin giysilerinden detaylar-Ninenin yün çırpması
-Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?