Isparta'da Güleda Cankel cinayetindeki ihmal iddialarına inceleme
Isparta Valiliği, üniversite öğrencisi Güleda Cankel'in (19) eski sevgilisi Zafer Pehlivan (19) tarafından öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiaları üzerine inceleme başlattı.
Isparta Fatih Mahallesi'ndeki apartta 18 Kasım Pazartesi günü saat 11.00 sıralarında meydana gelen olayda, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından kalbinden bıçaklanarak, öldürüldü. Zafer Pehlivan, cinayetten 3 saat sonra polis merkezine gidip, teslim oldu. Üniversiteli Güleda'nın, hayatta kalmak için 17 saat mücadele ettiği, bu sürede 3 kez Zafer Pehlivan'ın elinden kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan cinayet şüphelisi Zafer Pehlivan, dün Isparta Adliyesi'nde çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanarak, Isparta Cezaevi'ne gönderildi. Güleda Cankel'in cenazesi ise dün Muğla'nın Menteşe ilçesi Ortaköy Mahalle Mezarlığı'nda toprağa verildi.
BAŞSAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTIIsparta Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili açıklama yaptı. Başsavcı Mustafa Akbulut imzasıyla yapılan açıklamada, "Bazı yazılı ve görsel basında yer alan haberlere istinaden kamuoyunu bilgilendirme zarureti hasıl olmuştur. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık birinci sınıf öğrencisi G.C.'nin 18/11/2019 tarihinde Fatih Mahallesi'nde bir apartta kalmaktayken eski erkek arkadaşı Z.P. tarafından bıçaklanarak öldürülmesi sonucu soruşturma başlatılmış, şüpheli Z.P. yapılan sorgusu sonucunda 19/11/2019 tarihinde tutuklanmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.VALİLİK İNCELEME BAŞLATTIIsparta Valiliği de Güleda Cankel'in öldürülmesi olayında kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiaları üzerine inceleme başlatılmasına karar verdi. Konuya ilişkin sürecin devam ettiği belirtildi.HALUK LEVENT'TEN GÜLEDA CANKEL MESAJIDiğer yandan, cinayetle ilgili sosyal medyada çok sayıda tepki mesajı paylaşılırken, AHBAP Genel Başkanı ve sanatçı Haluk Levent de Güleda Cankel cinayetiyle ilgili Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Güleda Cankel'in fotoğrafı eşliğinde #guledacankel hashtag'iyle paylaşım yapan Haluk Levent, "El bebek büyüt. Yeme yedir. Tek umudun kızının okuması mutlu olması olsun. Sonra bir katil gelsin onu bıçakla kessin. Ana yüreği dayanır mı? Kızlar. Haluk abinizin tavsiyesi. Sevgilinizde en ufak bir şiddet eğilimi gördüğünüzde uzaklaşın kaçın. Lanet okuyun sevgiye" ifadelerine yer verdi.
ARŞİV GÖRÜNTÜ GEÇİLDİAKTÜEL GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber: Ali ÇEVİKBAŞ- Nurettin ARKAN/ISPARTA, -
======================
'Eğirdir Gölü kurursa hayatımız biter'
Eğirdir Gölü'nün yüzeyi, 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye geriledi. İlçe halkı, derinliği 16 metreden 6 metreye düşen gölün kuruması halinde hayatlarının biteceği korkusunu yaşadıklarını söyledi.Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici'nin, Eğirdir Gölü'nün yıllar içindeki su kaybına ilişkin bilimsel araştırmasının sonuçları açıklandı. Uzun yıllar göldeki su eksilmelerini yerinde tespit ederek takip eden Kesici, su kaybının iki Kovada Gölü, iki Gölcük Gölü kadar olduğunu kaydetti. Çalışmada, göldeki su kaybının temel nedeni olarak tarım arazilerinin göl suyuyla vahşice sulanması gösterildi. 3 insanın el ele tutuşup ancak etrafını sarabileceği büyüklükteki borularla 10 yılda milyonlarca metreküp su çekildiği kaydedilen bilimsel çalışmada, çevre kaynaklardan yeterince beslenememesi ve küresel ısınmanın da etkisiyle, göl yüzeyinin 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye düştüğü, derinliğinin ise 16 metreden 6 metreye gerilediği belirtildi.Demirören Haber Ajansı , bölgede sazlık adalarına dönüşen alanları ve dev boruları görüntüledi. Göl çevresinde bir zamanlar balıkçılıkta kullanılan tekneler ve sandalların kıyıda kaldığı, göl çekilmeden önce teknelerin yüzdüğü, balıkların yaşadığı alanların lastik tekerli araçlara yol olduğu gözlendi.'GÖL KURURSA HAYAT BİTER'Göl çevresindeki köylerde oturanlar ise yaşamlarını göle göre şekillendirdiklerini, gölün kuruması halinde hayatın sona ereceğini kaydetti. 30 yıldır bölgede yaşayan Ziraat Yüksek Mühendisi Özgür Çağatay, gölün kurumasındaki tek sebebin borular olmadığını, dolaylı da olsa mutlaka etki ettiğini kaydetti. Su kaynaklarının önünün kesildiğini öne süren Çağatay, gölün çevresinde 30 gölet yapıldığını, bunun doğal kaynakların önünü kestiğini ifade etti. İklimin de etkili olduğunu anlatan Çağatay, "Buharlaşan su yeniden yerini bulmuyor. Su kaybediliyor. Burada tarım ve hayvancılık yapılıyor. Hatta buradan içme suyu kullanılıyor. Gölün su rezervini oluşturan kaynaklar nereye gitti, onu bulmamız lazım. Göl kurursa hayat biter. Burada balıkçılık yapılıyor. Eskiden olduğu gibi balık da çıkmıyor" diye konuştu.Çiftçi Musa Uysal da çocukluğunun gölün çevresinde geçtiğini söyledi. Boruların da etkisi olabileceğini, tek sebebin borular olmadığını anlatan Uysal, "Kovada Barajı'na giden kapakların sürekli açık kalması nedeniyle suyun sürekli oraya akması önemli bir etken. Ayrıca yağış da olmuyor. Etrafta göletler var. Göl şu anda kamış ve balçıkla dolu. Rakım olarak Kovada Gölü bizden aşağıda olunca, buradaki su da oraya akıyor. Balıkçılık da yapamaz olduk. Göl kurursa hayatımız biter" dedi.
Görüntü Dökümü---------Gölün Drone görüntüleri-Gölün detay görüntüleri-Köylülerle röp-Muhabir Alparslan Çınarın anonsu-Göldeki balıkçıların görüntüleri-Detaylar
450 MB/// 4.03 SN (HD)
Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA,
======================
Keşan'da dün açılışı yapılan heykellere zarar verildi
Edirne'nin Keşan ilçesinde belediye tarafından yeniden düzenlenerek şehrin düşman işgalinin 97'nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, dün açılışı gerçekleştirilen Artı Çarşı'da bulunan dikiş diken terzi ve Keşanlı Ali heykellerine zarar verildi.Keşan Belediyesi tarafından iş merkezlerinin bulunduğu Yukarı Zaferiye Mahallesi'ndeki Mercan ve Sebat sokaklar yeniden düzenlenerek, 'Artı Çarşı' adı altında dün şehrin düşman işgalinin 97'nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında törenle hizmete açıldı. Düzenleme çalışmaları kapsamında çarşıdaki sokaklara dikiş diken terzi ve Keşanlı Ali heykelleri konuldu. Heykellere, dün, akşam saatlerinde kimliği belirsiz kişilerce zarar verildi. Dikiş diken terzi heykelindeki dikiş makinesinin iğnesi kırılırken, Keşanlı Ali heykelinin sağ elindeki tespih yerinden söküldü. Sabah saatlerinde iş yerlerini açmaya gelen esnaf, heykellere zarar verildiği görerek, tepki gösterdi.'BU GÜZELLİKLERİ HEP BERABER KORUMAMIZ LAZIM'Yukarı Zaferiye Mahallesi Muhtarı Nedim İşlek, çarşı olarak düzenlemesi yapılan sokakların dün gerçekleştirilen törenle hizmete girdiğini belirterek, "Burası Keşan'da yaşayan herkes için nezih bir ortam oldu. İnsanlar alışverişini, esnafımız ticaretini yapıyor. Ama daha açıldığı günün sabahı bu heykellere bazı kendini bilmezler tarafından zarar verildi. Bazı kendini bilmezler bu heykelleri koruması gerekirken, tahribata başlamışlar. Bu güzellikler hepimizin. Nedendir, anlayamadık. Dün yerinde olan tezi heykelindeki dikiş makinesinin iğnesi yerinde yok. Keşanlı Ali heykelinin elindeki tespihi kırıp, götürmüşler. Çok barbarca bir davranış, Bu Keşan'a yakışmıyor. Bu güzellikleri hep beraber korumamız lazım" dedi.'İNSANLARIN BİLİNÇLENMESİ LAZIM'Çarşı esnafından terzi İbrahim Çınar da, heykellere zarar verilmesine tepki göstererek, "Zarar vermek isteyenin önüne geçmek zor olur. İnsanların bilinçlenmesi lazım. Güvenlik kamerası koyulursa daha caydırıcı olabilir. Daha ilk akşamdan heykellere zarar verilmesi üzücü. Böyle olursa, demek ki ileride heykeller gidecek" diye konuştu.'YAPILANLAR AYIP'Esnaf İsmail Kılıçoğlu da, çarşıya güvenlik kamerası sistemi kurulması konusunu belediyeye aktardıklarını kaydederek, "Bu yapılanlar gerçekten ayıp. Heykellere zarar vermişler. Yazık, günah. Yetkilerden bu konuda önlem almalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce heykellere zarar verenlerin yakalanması için çalışma başlatıldığı bildirildi.
Görüntü Dökümü--------------Zarar verilen heykeller-Tespihi kırılıp alınan Keşanlı Ali heykeli-İğne kısmı kırılan dikiş diken terzi heykeli düzenlenen çarşı genel gör.-Çarşıda dolaşanlar-Heykelin çevresinde toplanan esnaf-Yukarı Zaferiye Mahallesi Muhtarı Nedim İşlek röp.-Terzi İbrahim Çınar röp.-Esnaf İsmail Kılıçoğlu röp.-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
========================
HDP önündeki eylemde 79'uncu gün
Diyarbakır'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen 56 aile, HDP il binası önündeki oturma eylemini 79'uncu günde de sürdürdü. 2015 yılında, vatani görevi için usta birliğine giderken Tunceli'nin Pülümür ilçesinde kaçırılan oğulları Müslüm (24) için eşiyle birlikte oturma eylemine katılan Şevket Altındaş, "Halkın desteğini bekliyoruz. İnanıyoruz, biliyoruz onlar bizimle, lakin onları yanımızda görünce ümidimiz daha da artıyor, cesaretleniyoruz" dedi.Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra, partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. Eylem, 79'uncu günde de 56 aile tarafından sürdürüldü.'ONURLU BİR ŞEKİLDE BİZİMLE MÜCADELE EDİN, İFTİRA ATMAYIN'Gaziantep'te yaşayan Şevket Altındaş, eşiyle birlikte, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015 tarihinde Tunceli'nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı. Baba Altındaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ile İçişleri Bakan Yardımcısı'nın kendileriyle görüştüğü belirterek, somut bir adım atılmasını beklediklerini söyledi. Altındaş, "10 gün önce Meclis İnsan Hakları Komisyonu geldi buraya, onlardan cevap bekliyoruz. İçişleri Bakan Yardımcısı da geldi, bizimle görüştü. Tatminkar bir yanıt istiyoruz. Somut bir adım atıldı mı, atıldı ise ne yapıldı? Bilgi istiyoruz. Halkın desteğini de bekliyoruz. İnanıyoruz, biliyoruz onlar bizimle, lakin onları yanımızda görünce ümidimiz daha da artıyor, cesaretleniyoruz" dedi.
EYLEME KATILAN AİLELER
1- Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde oturan Fevziye- Şahap Çetinkaya çifti, 30 Ağustos'tan beri haber alamadıkları, PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını iddia ettikleri oğulları Süleyman (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemine başladı.
2- Diyarbakırlı Remziye Akkoyun, 4 yıldır kayıp olan oğlu Azad'ın (14) PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını söyleyerek, 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı.
3- Diyarbakır'da oturan Rauf- Ayşegül Biçer çifti, 10 aydır kayıp olan tek oğulları Mustafa (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı. Kanser hastası Ayşegül Biçer, oğlunun HDP aracılığıyla PKK'lı teröristlere götürüldüğünü iddia ediyor.
4- Mardinli olan ve Diyarbakır'da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, ramazan ayının ilk günü olan 5 Mayıs'ta ortadan kaybolan oğulları Yusuf'un (16) HDP'liler aracılığıyla düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia ederek, 4 Eylül akşamı oturma eylemine katıldı.
5- Gaziantep'te oturan Şevket- Songül Altındaş çifti, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
6- Mersin'in Anamur ilçesinde yaşayan Rahime Uymaz, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 28 Temmuz 2015'te eşi ve kızının yanında PKK'lı teröristler tarafından aracından indirilerek, kaçırılan yeğeni polis memuru Sedat Yabalak (34) için oturma eylemine katıldı. Polis Sedat Yabalak'ın hasta annesi Ünzile Yabalak ise 8 Eylül akşamı Diyarbakır'a gelip nöbete başladı. Solunum hastası Ünzile Yabalak'a, PKK'lı teröristler tarafından 23 Eylül 1995'te şehit edilen Astsubay Murat Namdar'ın eşi Yıldız Namdar refakat ediyor.
7- Mardin'in Derik ilçesinden gelen Emine-Şeyhmus Kaya çifti, İstanbul'da polis memuruyken, Muş'ta kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan oğulları Vedat Kaya (28) için 5 Eylül'de oturma eylemine başladı.
8- Malatyalı Sadiye Özbey, 17 Eylül 2015'te Rize'den kendisini ziyarete gelirken Tunceli'nin Pülümür ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristler tarafından aracı yakılıp kaçırılan oğlu Astsubay Semih Özbey için 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
9- Bursa'da yaşarken eşini 17 Ağustos depreminde kaybedince Diyarbakır'a taşınan Meryem Savur, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Fırat (22) için 5 Eylül günü oturma eylemine başladı.
10- Diyarbakırlı Sabiha Balta, 5 yıl önce kaybolan oğlu Arafat'ın (25) PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını belirtip, 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
11- Diyarbakır'ın Dokuzçeltik köyünde oturan Aysel Koyun, 5 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını belirttiği oğlu Neşat (22) için 6 Eylül günü oturma eylemine başladı.
12- Diyarbakırlı Güzide Demir, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırılan oğlu Aziz (20) için 7 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
13- Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde 4 yıl önce çobanlık yaparken PKK'lı teröristlerce kaçırıldığı belirtilen Vahit Çur'un (19) anne ve babası Bedirhan-Necla Çur çifti de 7 Eylül günü eyleme katıldı.
14- Diyarbakırlı Hüsniye Kaya, 5 yıldır haber alamadığı ve sonrasında arkadaşlarından Suriye'de olduğunu öğrendiği kızı Mekiye'yi (19) bulmak için 8 Eylül günü oturma eylemine başladı.
15- Ayten-Şadin Elhaman çifti, 2 yıl önce kaybolan oğulları Bayram (21) için 8 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
16- İstanbul'da 5 yıl önce HDP Kağıthane ilçe binasına gittikten sonra dağa kaçırıldığını ileri sürülen Yakup Edizer'in (19) anne ve babası Salim ve Saliha Edizer çifti de 9 Eylül günü eylemdeki yerini aldı.
17- Diyarbakırlı Süleyman Aydın, 4 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttiği oğlu Özkan (19) için 9 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
18- Diyarbakırlı Mevlüde Üçdağ, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Ramazan (22) için 9 Eylül günü HDP önüne gelip eyleme katıldı.
19- Mardinli olan, ancak Diyarbakır'da oturan Salih-Mülkiye Aylu çifti, 22 Mart 2019'da kaybolan ve HDP kongresine katılan M.I. tarafından Irak'ın Metina bölgesindeki PKK'lı teröristlerin yanına kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Mehmet (20) için 10 Eylül sabahı oturma eylemine başladı.
20- Aslen Siirtli olan, ancak Ordu'da yaşayan Latife Ödümlü, Dicle Üniversitesi Kimya Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi oğlu Özgür'ün (22), 10 ay önce PKK'lı teröristler tarafından Irak'ın kuzeyine kaçırıldığını söyleyerek, 10 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
21- Diyarbakırlı Mehmet Karaman, 1999'da kandırılarak dağa götürüldüğünü belirttiği oğlu Ercan (40) için 11 Eylül'de oturma eylemine başladı.
22- Diyarbakırlı Fatma Akkuş, 28 Ağustos 2015'te kaybolan ve internette terörist kıyafeti giydiği videosunu gördüğü kızı Songül için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
23- Erzurum'dan gelen Macide Uslu ile Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinden gelen Halime Şehitoğlu, 2015'te Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğenleri Sedat Sorgun (28) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı. Annesi vefat eden Sorgun'un, Van'da vatani görevini yaparken, izinli olarak Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki teyzesi Şehitoğlu'nu ziyaret edip, memleketi Erzurum'daki akrabalarının yanına giderken Lice'de yol kesen PKK'lılarca kaçırıldığı belirtildi.
24- Diyarbakırlı Nihan Çiçek, 2015'te eşinin akrabaları tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği nişanlı kızı Hatun (23) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
25- Diyarbakırlı Ömer Tokay, 2011'de Şırnak'a pikniğe gidip dönmeyen, 3 yıl sonra da terör örgütüne yakın bir televizyonda gördüğü oğlu Mehmet (22) için 12 Eylül'de oturma eylemine başladı.
26- İstanbul'da yaşayan Şevket-Fatma Bingöl çifti, 2014'te Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay (19) için 13 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
27- Diyarbakır'ın Hani ilçesinde fırında çalışan oğlu Fatih Demir'in (24), 2015 yılında terör örgütünce dağa kaçırıldığını ifade eden anne Sevdet Demir (55), 13 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
28- Bitlis'te eşinden boşanan Saliha Mert (42), 2015 yılında dağa kaçırıldığını söylediği oğlu Yetiş Top (23) için 13 Eylül günü Diyarbakır'a gelip oturma eylemine başladı.
29- Bitlis'te yaşayan Ubeydullah Yolaçan, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Çetin (31) için 14 Eylül'de Diyarbakır'a geldi. Baba Yolaçan, gelini Gülcemal, torunları Ecrin ve Abdulsamet ile birlikte oturma eylemindeki yerini aldı.
30- Bitlis'in Mutki ilçesinden Diyarbakır'a gelen Hurinaz Omay (83), 24 yıl önce dağa kaçırıldığını söylediği oğlu Rıfat (43) için 14 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
31- Bitlis'ten Diyarbakır'a gelen Fadıl Kılıç, Ahlat Üniversitesi öğrencisiyken 3 yıl önce dağa kaçırıldığını öne sürdüğü oğlu Faruk için (25) 14 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
32- Elazığ'dan Diyarbakır'a gelen Muhittin Avunan, usta birliğine giderken yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğeni Bingöllü Emrah Avunan (24) için 13 Eylül'de oturma eylemine başladı. Emrah'ın annesi Leyla Avunan, babası Bilal Avunan ve akrabaları da 22 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
33- Erzurum'un Horasan ilçesinden gelen Mehmet Emin Coşkun (49), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 2'nci sınıf öğrencisiyken 29 Aralık 2014'te PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını belirttiği 3 çocuğunun büyüğü olan İbrahim (24) için 15 Eylül'de oturma eylemine başladı.
34- Bursa'dan gelen Türkan Mutlu, 7 yıl önce Balıkesir'de üniversiteyi kazanıp kayıt yaptırmayan ve kandırılarak dağa götürüldüğünü iddia ettiği kızı Ceylan Şeyma Tekin (24) için 16 Eylül akşamı oturma eylemi başlattı.
35- Diyarbakırlı Vahide Sunar, 5 yıl önce Dicle ilçesine gidip PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını düşündüğü oğlu Ahmet (22) için 16 Eylül'de oturma eylemine başladı.
36- Ağrılı Salih Gökçe, 5 yıl önce İstanbul'da çalışırken ve askere gitmek üzereyken terör örgütü PKK tarafından kaçırılıp Suriye'ye götürüldüğünü söylediği oğlu Ömer (24) için 17 Eylül'de oturma eylemine başladı.
37- Batmanlı Cabir Taş, 4 yıl önce tekstilde çalışırken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttiği, o dönem 14 yaşında olan kızı Ece için 17 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
38- Diyarbakırlı Üzeyir Nergiz, 5 yıl önce Kars Kafkas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okurken, 2014'te terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan kayınbiraderi Osman Etik (29) için 17 Eylül'de oturma eylemindeki yerini aldı.
39- Muşlu Selma Kan, 4 yıl önce Muş'ta terör örgütü PKK'ya katıldığını belirttiği oğlu Onur (28) için 18 Eylül'de oturma eylemine başladı.
40- Şirin Sungur, 2015'te Bingöl'de vatani görevini yaparken memleketi Siirt'e bayram iznine dönerken Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan oğlu Süleyman (24) için 18 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
41- Muşlu Halit Altun, 2015'te Malatya'da üniversite öğrencisiyken kaybolan ve terör örgütü PKK'nın elinde olduğunu belirttiği oğlu Muhsin (27) için 19 Eylül'de oturma eylemine başladı.
42- Konya'dan gelen Yıldız Ballı, 2014'te İstanbul Esenyurt'ta tekstil fabrikasında çalışırken kaybolan, PKK'lı teröristlerin kaçırdığını iddia ettiği kızı Yasemin (21) için 19 Eylül'de oturma eylemine başladı.
43- İstanbul'dan Diyarbakır'a gelen Fahrettin Akkuş, 2015'te Sultangazi ilçesinde 19 yaşındayken kaçırıldığını söylediği oğlu Erkan için 20 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
44- Kütahya'dan gelen Hatice Levent, 18 yaşındayken, 2015 yılında Bitlis'te üniversite öğrencisiyken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttiği kızı Fadime için 22 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
45- Muş'tan Diyarbakır'a gelen Güzel Aslan, 5 yıl önce mobilyacıda çalışırken kaybolan oğlu Turan Aslan (26) için 23 Eylül'de oturma eylemine başladı.
46- Batman'dan gelen Zehra Çak, 5 yıl önce kaybolan oğlu Azat Çak (23) için 26 Eylül'de oturma eylemine başladı.
47- İstanbul Sultangazi'den gelen İmmihan Nilifırka, Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisiyken, 21 Mart 2015'te kaybolan oğlu Mehmet (22) için 27 Eylül'de oturma eylemine başladı.
48- Gaziantep'ten gelen Cennet Kabaklı, 2015'te usta birliğine giderken Tunceli Pülümür yolunda PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan asker oğlu Adil Kabaklı (24) için 28 Eylül'de oturma eylemindeki yerini aldı.
49- Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden gelen Sıddıka Tatlı, Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık bölümü son sınıf öğrencisiyken 2014'te kaybolan, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını söylediği oğlu Aziz Tatlı (27) için 29 Eylül'de oturma eylemine başladı.
50- Batman'dan gelen Melike Akdoğan, 14 yaşında lise öğrencisiyken geçen yıl ortadan kaybolan ve dağa götürüldüğünü düşündüğü oğlu Abdulkadir için 2 Ekim'de oturma eylemi başlattı.
51- Ağrı'nın Hamur ilçesinden gelen Süheyla Demir, 2014'te lise 3'üncü sınıf öğrencisiyken PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını belirttiği kızı Hayal için 3 Ekim'de oturma eylemine başladı.
52- Muş'tan gelen Süheyla ve eşi Maşallah Yenilmez, 2015'te Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünde okurken, ortadan kaybolan kızları Sümeyye Yenilmez (24) için 5 Ekim'de oturma eylemine katıldı.
53- Diyarbakır'ın Kulp ilçesinden gelen Menfiye Yıldırım, 2017'de kaybolan, dağa kaçırıldığını öne sürdüğü oğlu Mesut Yıldırım (25) için 5 Ekim'de oturma eylemine başladı.
54- Diyarbakırlı Hatice Ceylan 2015'te, 15 yaşındayken Kur'an kursunda hafızlık okurken kaybolan oğlu Cafer için 8 Ekim günü oturma eylemine katıldı.
55- Ağrı Taşlıçay ilçesi Kumluca köyünden gelen Yasin Kaya, kızı Çiğdem Kaya'nın (21) Ağrı Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisiyken PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını söyleyerek 15 Ekim günü oturma eylemine katıldı.
56- Hakkari Şemdinli'den gelen Necibe Çiftçi, oğlu Roşat Çiftçi'nin 5 yıl önce terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ve büyük oğlu 4 çocuk babası Sami Çiftçi'nin (21) de terör örgütüne destek vermediği gerekçesiyle kaçırılarak şehit edildiğini belirterek 8 Kasım günü oturma eylemine katıldı.
Görüntü Dökümü-------HDP il binasıAilelerin bekleyişiŞevket Altıntaş'ın röportajGenel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 356 MB
Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN, Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,
========================
Alzheimer hastası yangında öldü
Denizli'nin Honaz ilçesinde, 88 yaşındaki Alzheimer hastası Mehmet Bozdemir, evinde sobadan çıkan yangında yaşamını yitirdi.Karaçay Mahallesi'nde yaşayan Alzheimer hastası Mehmet Bozdemir'in evinde, bugün saat 05.00 sıralarında, kömür sobasından sıçrayan kıvılcım nedeniyle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyüyerek evi sardı. Alevler, Bozdemir'in evinin bitişiğinde olan oğulları Hasan ve Uğur Bozdemir'in de evlerine sıçradı. Yangını görenlerin ihbarı üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Yangın yaklaşık 1 saatlik çalışmanın ardından söndürüldü. Jandarma ve itfaiye ekiplerinin incelemesi sonucu evde, Bozdemir'in yanmış cesedine ulaşıldı. Bozdemir'in cesedi, savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Bozdemir'in gözyaşı döken yakınları, sinir krizi geçirdi. Yangının sıçradığı iki evde kullanılamaz hale geldi. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü-------------Yanan evlerden görüntüİtfaiye ekiplerinden detaylarCesede ulaşılmasıCesedin taşınmasıSinir krizi geçirenlerden görüntü
Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN-Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
===============================
Kış çaylarının yeni gözdesi 'Osmanlı Çayı'
Antakya'da Uzun Çarşı'da aktar dükkanı işleten Semir Eraslan, tarihi bilgilerden yola çıkarak kışa özel çay hazırladı. Geleneksel kış çaylarından farklı bir aromaya sahip olan, adını hanedan mutfağından alan Osmanlı Çayı, sadece gribe karşı korumuyor, içinde bulundurduğu özel ve yöresel karışımlarla vücudun tamamını hastalıklardan koruyan bir kalkan görevi görüyor.Kış aylarının gelmesiyle birlikte her yıl geleneksel olarak hazırlanan kış çayları arasına bu yıl yepyeni bir aroma daha dahil oldu. Uzun Çarşı'da aktar dükkanı işleten Semir Eraslan, kışa özel olarak hazırladığı ve tarihi bilgilerden yola çıkarak elde ettiği Osmanlı Çayı'nın tansiyondan şekere, prostattan migrene kadar birçok ağrıya etki ederek vücudu rahatlattığını söyledi. Eraslan, "Her sene yapmış olduğumuz artık herkes tarafından da bilinen kış çaylarımız var. Biz bu kış farklı bir çay yapalım istedik. Geçmişe dönük araştırmalar yaptık. Bilindik adaçayı, papatya gibi klasik bitkilerin dışında sadece astım veya öksürük için değil, bize sıkça gelen mide rahatsızlığı, tansiyon, şeker, prostat ve ödem atıcı olarak verebileceğimiz, aynı zamanda mide sancıları, ülser, gastrit, migren gibi kış aylarında sıkça karşılaştığımız fizyolojik hastalıkları gidermeye yönelik bir çay geliştirmeye çalıştık. Geçmişe dönük yaptığımız araştırmalarda bizim bu ürettiğimiz gibi çay üretildiğini öğrendik" dedi.KİLOSU 100 LİRADAN SATIŞTA21 bitkinin karışımıyla elde ettikleri Osmanlı Çayı'nın kendine has yörelerinden toplandığını kaydeden Eraslan, "Çayın elde edilişi bize biraz pahalıya mal oluyor. Biz de bu çayı ilk defa yaptığımız ve piyasaya sürdüğümüz için fiyatları minimumda tutmaya çalıştık. Şu anda 100 gramını 10 TL'den satıyoruz. Kilosu da 100 TL'den satılıyor. Yoğun ilgi görüyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü--------------Çayı oluşturan bitkilerden detay görüntüler-Çayın hazırlanışı-Çayın bardağa dökülmesi -Aktar Evren Eraslan ile röp.
Haber-Kamera: Halil İbrahim KARAÇAY/ HATAY,
===============================
Tuvali duvarlar
Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Ramazan Türker (63), cadde ve sokaklarda harabe görünüme sahip duvarları yaptığı resimlerle güzelleştiriyor. Olumlu tepkiler aldığını söyleyen Türker, "Emekli oldum ama yaşadığım yere bir artı katmak istiyordum. Hobi olarak resme başlamıştım. Yaşadığım yere izlerimi bırakmak çok güzel. Duvarlar artık benim tuvalim oldu" dedi.Aslen Diyarbakırlı olan ancak kendisini artık son görev yeri olan Bigadiçli olarak gördüğünü söyleyen Fen öğretmeni Ramazan Türker, yıllardır hobi amaçlı resim yaptı. Emekli olduktan sonra resme olan ilgisi artan Türker, Bigadiç'e kendisinden bir şeyler katmak istedi. Gerekli izinleri alarak projesini Bigadiç Belediyesi'ne anlattı ve izin alarak harabe bir duvarı tuval olarak kullandı. Sokağın görüntüsünün bir anda değiştiğini ve olumlu tepkiler aldığını söyleyen Türker, okullardan, kırsal mahalle muhtarlarından ve ilçe belediyesinden çok sayıda yerin boyanması için talepler geldiğini söyledi.'BANA BOYAMI VERSİNLER, DÜNYAYI BOYAYAYIM'Maddi bir beklentisi olmadığını ancak Bigadiç için bir şeyler yapmak istediğini ifade eden Türker, "Bigadiç'i ve insanlarını seviyorum. Burası emekliler diyarı. Şirin ve güzel bir ilçe. Daha da güzelleştirmek için bir şeyler yapmak istedim. Hobi olarak yıllardır yaptığım resimlerle katkı sağlamak istedim. Bu işi çok seviyorum ve para için yapmıyorum. Sadece malzemeyi alsınlar, dünyayı boyarım. Aldığım güzel tepkilerle de bütün yorgunluğumu atıyorum ve mutlu oluyorum. Özellikle okullardan talepler yoğun olarak geliyor. Onun haricinde sokak duvarlarına, trafo binalarına, cadde ve sokaklardaki harabe ev duvarlara resimler yapıyorumö dedi.Türker'in duvarlara çizdiği resimleri izleyen Bigadiçli vatandaşlar, harabe duvarların bir anda manzara resimleriyle bambaşka bir hal aldığını söylüyor. Türker'i resim yaparken izlemekten de büyük keyif aldıklarını söyleyen vatandaşlar, sokaklara bahar havasının geldiğini söyleyerek, emekleri için emekli öğretmen Ramazan Türker'e teşekkür ediyor.
Görüntü Dökümü---------------Türker'in yaptığı duvar boyamalarından genel ve detay görüntüler-Vatandaşların yapılan resimleri incelemesi-Halk ile röp
-Ramazan Türker ile röp
Haber-Kamera: Hüseyin EMCAN/BİGADİÇ(Balıkesir),
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?