İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Güncel

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Koronavirüse aldırmadılar, otelde parti yaptılarİZMİR'in Konak ilçesinde bulunan bir otelde, parti düzenleyen gençler bu görüntüleri sosyal medyada paylaşınca harekete geçen ekipler, otele baskın düzenledi.

03.04.2020 15:06

Koronavirüse aldırmadılar, otelde parti yaptılar

İZMİR'in Konak ilçesinde bulunan bir otelde, parti düzenleyen gençler bu görüntüleri sosyal medyada paylaşınca harekete geçen ekipler, otele baskın düzenledi. Hem otel sahibine hem de parti yapan gençlere işlem yapıldı.

Ülkemizi etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili tedbirler kapsamında eğlence mekanları ve kafeler geçtiğimiz günlerde kapatılırken, vatandaşlara da 'Evde kal' ve 'Sosyal mesafeni koru' çağrıları yapılmaya devam ediyor. Ancak İzmir'de bir grup genç, iki çağrıya da uymayarak bir otelde parti yaptı. Olay geçen çarşamba günü Alsancak semti 1475 sokakta bulunan bir otelde meydana geldi. İddiaya göre otelin restoran katında toplanan 9 genç, alkol ve müzik eşliğinde parti verdi. Partiye katılan gençlerden biri o anları sosyal medya hesabından 'Eğlence istenirse otel de kapatılır', 'Biz varsak eğlence bitmez' yazarak paylaştı. Tepki çeken görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından vatandaşların da ihbarı üzerine harekete geçen Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri otele baskın yaptı. Partiyi yarıda kesen ekipler, otel yetkilisi M.G.'ye Türk Ceza Kanunu 195. Maddesi gereğince 'Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma' suçundan işlem yaptı. Partiye katılan 9 kişiye 'Bulaşıcı hastalıklarla ilgili tedbirlere aykırılık' suçundan işlem yapıldı. Görüntülerin paylaşılmasının ardından parti yapan gençlere sosyal medyadan da büyük tepki gösterildi. Ekiplerin, özellikle otellere yapılan denetimlerin sıklaştırıldığı belirtildi. Öte yandan konuyla ilgili otelden de açıklama yapıldı. Söz konusu görüntülerin eski tarihli olduğu iddia edilen açıklamada, "Olayın gerçek yüzü sosyal mesafe kuralları korunarak bir saat aralığında küçük bir pasta kutlamasıdır. Restoranımız kapalı olup, sadece oda servisi olarak hizmet veriyoruz" ifadelerine yer verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Sosyal medyada paylaşılan görüntüler

Haber- Kamera: Tolga TAHÇI/ İZMİR,

==============================

Koronavirüs tedavisi tamamlanan 20 kişi alkışlar arasında taburcu oldu

ERZURUM'da koronavirüs tedavisi sonrası iyileşen 20 kişi alkışlar arasında taburcu edildi.Koronavirüs rahatsızlığı sebebiyle Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören 20 kişi iyileşti. Tedavileri tamamlanan 35 ile 60 yaş grubu arasındaki vatandaşlar, hastane çalışanlarının alkışları arasında hastaneden ayrıldı. Taburcu olan vatandaşlara "Taburcu formundaki maddelere harfiyyen uymanızı istiyoruz. Geçmiş olsun" diyen sağlık çalışanları alkışlarla hastane dışına kadar uğurladı. Ellerinde valizlerle hastanenin yolunu tutan vatandaşlar ise "Allah razı olsun" diyerek sağlık çalışanlarına veda etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Sağlık çalışanlarının taburcu olan vatandaşı uyarması-Taburcu olan kadının alkışlarla uğurlanması-Hastaneden elinde çantalarıyla ayrılan vatandaşlar-Taburcu olan bir vatandaşın sağlık çalışanları önünde eğilmesi-Taburcu olan vatandaşların uğurlanmasından görüntüHaber: Salih TEKİN/ ERZURUM,

==============================

Pazar yerine girişte, 500 metrelik kuyruk oluştu ÇANAKKALE'nin Ayvacık ilçesinde kurulan pazarda koronavirüs tedbirleri uygulandı. Aynı noktadan giriş yapan yaklaşık 500 metre kuyruk oluşturan vatandaşların sosyal mesafeye uydukları görüldü. İçişleri Bakanlığı tarafından Valiliklere gönderilen genelgeyle pazar yerlerine girişlerde kısıtlama getirilmesi, Pazar yerinde bulunan esnaf sayısının en fazla 2 katı kadar vatandaşın alınması kararı gereğince Ayvacık ilçesinde bölgenin en büyük pazarı olan Cuma Pazarı için önlem alındı. Girişler tek noktadan yapılırken, tezgah araları da 3 metre olarak ayarlandı. Ayvacık Belediyesi Zabıta ekipleri ile polis ekiplerinin kontrolünde pazar yerine pazar esnafının en fazla 2 katı kadar vatandaş alındı. Bu nedenle girişte yoğunluk yaşandı. Yaklaşık 500 metre kuyruk oluşturan vatandaşlara ateş ölçümü yapıldı. Vatandaşların sosyal mesafeye uydukları görüldü.Pazaryerinde alışverişini yapmak için kuyrukta bekleyen Ahmet Güneş, uygulamayı yerinde bulduğunu belirterek, "Vatandaşın sağlığı için ideal bir uygulama. 15 dakikadır bekliyoruz. Herhalde biraz daha bekleriz. Sonrasında alışverişimi yapıp evimize döneceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Pazaryerine giriş kuyruğundan genel ve detay görüntüler-Vatandaşların ateşlerinin kontrolünden görüntü-Ahmet Güneş ile röp.

İpek YAVAŞ/AYVACIK (Çanakkale),

===============================

Birlikte yaşadığı kadını rehin aldı, 'koronavirüslüyüm' diyerek polise tükürdü

Antalya'da emekli astsubay Ebubekir D. (46), birlikte yaşadığı Romen vatandaşı Karmen Volice'yi (40) rehin aldı. Öldürülmekten korkan Volice, kendini bir odaya kilitleyip polisi aradı.  Jandarma eşliğinde eve operasyon düzenleyen polis, Ebubekir D.'yi etkisiz hale getirip gözaltına aldı. Ebubekir D. kendisini araca bindirmeye çalışan ekiplere, "Ben koronavirüslüyüm. Hepinize bulaşsın" diyerek tükürdü.

ANTALYA'da, emekli astsubay Ebubekir D. (46), birlikte yaşadığı Rumen Karmen Volice'yi (40) silahla korkutarak, evde rehin aldı. Volice de kendisini odaya kilitleyip, polisi aradı. Jandarma eşliğinde eve operasyon düzenleyen polis, Ebubekir D.'yi gözaltına aldı. Ebubekir D., kendisini ekip aracına bindirmeye çalışan ekiplere, "Ben koronavirüslüyüm. Hepinize bulaşsın" diyerek, tükürdü.

Olay, saat 05.30 sıralarında, Konyaaltı ilçesine bağlı Sarısu Mahallesi'ndeki 10 katlı apartmanın 2'nci katındaki dairede meydana geldi. Emekli astsubay Ebubekir D. ile bir süredir birlikte yaşadığı belirtilen Rumen Karmen Volice arasında, bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede büyümesi üzerine, Ebubekir D.'nin kendisini öldürmekle tehdit edip, silahla korkuttuğunu iddia eden Karmen Volice, odaya kapanarak, polisi aradı. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Polis ekipleri, Ebubekir D. ile konuşup, ikna etmeye çalıştı. Emekli asker, polise teslim olmayacağını belirterek, olay yerine askeri görevlilerin gelmesini istedi. Bunun üzerine olay yerine özel harekat ekipleri ile Konyaaltı Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler geldi. Binaya giren ekipler, yaklaşık 1 saat süren ikna çabalarının ardından Ebubekir D.'yi gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürülmek istenen Ebubekir D., ekip otosuna bindirileceği sırada "Ben koronavirüslüyüm" diyerek, tükürüp, küfretti. Ekip otosuna zarar veren Ebubekir D., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince Rumen Karmen Volice'nin ifadesi de emniyette alındı.

Emekli astsubay Ebubekir D.'nin, 3 yıl önce kiraladığı evde Karmen Volice ile birlikte kalmaya başladığı, buraya da Marmaris'ten taşındığı belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------Polisin güvenlik önlemi almasıÖzel Hareket ekiplerinden görüntüSağlık ekiplerinden görüntüJandarma ekiplerinden görüntüİtfaiye ekiplerinden görüntüPolis ekiplerinin şüpheliyi getirmesi Şüphelinin polislere küfredip, tükürmesi Binadan genel görüntüŞüphelinin ekip arabasına içeriden zarar vermesi Kadının fotosuHABER -KAMERA: Bülent TATOĞULLARI/ ANTALYA,

===============================

Koronavirüs'e karşı mahalle girişine kapı taktılar

RİZE'nin Çamlıhemşin ilçesinde koronavirüs salgınından korunmak için kontrolsüz girişleri engellemek isteyen Kavak ve Sırt mahallesi sakinleri yola kilitli ahşap kapı taktı. Telefonla ulaşılan muhtarlar tarafından açılan kapıdan mahalle sakinleri ile devlet görevlileri haricinde kimse geçemiyor.Çamlıhemşin ilçesinde koronavirüs salgınından korunmak isteyen Kavak ve Sırt mahallesi sakinleri ilginç bir çözüm yolu buldu. İki mahalleye giden yolun üzerine kilitli ahşap kapı takıldı. Kapının yanına ise 'Mahalle sakinleri ve devlet görevlileri hariç giriş yasaktır' yazılı tabela konuldu. Kilitli tutulan ve telefonla ulaşılan muhtarlar tarafından açılabilen kapıdan mahalle sakinleri ile devlet görevlileri haricinde kimse geçemiyor. İl dışından gelen mahalle sakinleri ise görevlilere bilgi verildikten ve sağlık kontrolünden geçirildikten sonra, 14 günlük karantina şartı ile mahalleye alınıyor.Kavak Mahallesi Muhtarı Tayfur Bekar, "Köyün girişini kontrol altına aldık. Sadece mahalle sakinleri ve devlet görevlilerimiz girebiliyor. Kontrolsüz şekilde il dışından gelenler girişte bizi arıyor, sağlık kontrolünün ardından karantina şartı ile mahalleye girebiliyorlar" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Kapı yapılmasıKapının takılmasıKapının açılıp kapatılmasıAraçların kapıdan geçmesiMuhtar Tayfun Bekar ile röp.DetaylarHaber-Kamera: Yalçın ŞAHİN RİZE =========================

Uyuşturucu sattığı iddiasıyla dövüp kameraya çektiler

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, 18 yaşından küçük çocuklara uyuşturucu madde sattığı iddiasıyla darp ettikleri R.K.'nın dövülme anı görüntülerini sosyal medya üzerinden paylaşan 10 kişiden 2'si tutuklandı.Manavgat Yayla Mahallesi'ndeki Cuma pazarında geçen cumartesi günü R.K.'nın yanına iki otomobille gelen 6 kişi tarafından silah zoruyla bir otomobile bindirilerek kaçırıldı. R.K.'nın cep telefonunu sokağa fırlatan şüpheliler, R.K.'yı darp etti. Şüpheliler, görüntülerini cep telefonuyla çektikleri R.K.'yı araçtan indirip uzaklaştı. Şikayet üzerine çalışma başlatan Manavgat Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği görevlileri, şüphelilerin kimliklerini tespit etti. Polis şüpheliler M.C.K., N.N., V.A., E.K., S.K., R.M., F.S., B.D., D.K. ile H.K.'yı gözaltına aldı. Şüphelilerin kaldıkları evde yapılan aramalarda bir adet ruhsatsız tabanca, tabancaya ait mermiler, ruhsatsız tüfek, pompalı tüfek, 4.38 gram toz esrar ve 0.34 gram metanfetamin maddesi ele geçirildi.Gözaltına alınan şüphelilerden H.K., 'Uyuşturucu Madde Kullanmak-Bulundurmak' ve '6136 Sayılı Kanun'a Muhalefet Etmek' suçlarından hakkında işlem yapılarak serbest bırakıldı. Polis merkezinde işlemleri tamamlanan M.C.K., N.N., V.A., E.K., S.K., R.M., F.S., B.D. ve D.K., adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden F.S. ve D.K. savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Nibetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen V.A., E.K., S.K. ve R.M. serbest kalırken, B.D. ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler M.C.K. ve N.N. ise tutuklandı. Sosyal medyada yayımlanan görüntülerde, yüzü görünmeyen kişinin "Ne yaptın sen" sorusuna, R.K.'nın "18 yaşından küçük çocuklara uyuşturucu sattım. Dayıları ve amcaları beni dövdü" dediği görüldü. Bir kişinin tokatladığı R.K.'nın, "Yaptığım başka bir iş yok, ben uyuşturucu satıyorum" dediği yer aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------R.K.'nın dövülme görüntüsü (Cep telefonu) -Şüphelilerin adliyeye getirilmesi-Manavgat adliyesinden görüntü

Haber-Kamera: Mithat ABAKAN/ MANAVGAT(Antalya),

=======================

Sokak göle döndü, iç çamaşırıyla suya girip giderleri açmaya çalıştı

ADANA'nın Kozan ilçesinde, etkili olan sağanak nedeniyle cadde ve sokaklarda sel oluştu. Evini su basan bir vatandaş ise yarım metre suyun içine iç çamaşırıyla girip tıkanan giderleri açmaya çalıştı. İlçede etkili olan sağanak günlük yaşamı olumsuz etkilerken, cadde ve sokaklarda sel oluştu.  Karacaoğlan Mahallesi Kumru Sokak'ta ise Orhan Doğan'ın evini su bastı. Yarım metre su ile dolan sokağa iç çamaşırıyla giren Doğan, tıkalı giderleri açmaya çalıştı. Duruma tepki gösteren Doğan, "Sokağın başına bir apartman yapıldı. O apartman yapıldıktan sonra sokakta her yağışta su baskını oluyor. Evim her sağanak yağışın ardından su ile doluyor. Ben nasıl yaşayayım şimdi bu evde? Yetkililerin bir an önce bu soruna çözüm bulmasını istiyorum" dedi. Doğan ayrıca, sokak hayvanlarını da sel sularının içinden çıkararak bahçesine taşıdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------------Doğan'ın gideri açmaya çalışmasıRöp. Genel ve detayHaber-Kamera: Ali GÖKDAL/ KOZAN(Adana),

=======================

Bursa'da hastane bahçelerine triaj çadırları kuruldu

BURSA'da, bazı kamu hastanelerinin bahçesine koronavirüs tedbirleri kapsamında, şüpheli vakalarda daha çabuk önlem alınması ve sağlık çalışanları ile hastaların temasının azaltılması amacıyla triaj çadırları kuruldu.Türkiye genelinde koronavirüs salgınına yönelik tedbirler alınmaya devam ediyor. Bursa'da İl Pandemi Kurulu kararları doğrultusunda Bursa Şehir Hastanesi başta olmak üzere; Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çekirge Devlet Hastanesi ve Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bahçesine triaj çadırları kuruldu.Bursa İl Sağlık Müdürü Uzman Doktor Halim Ömer Kaşıkcı, daha önce hastanelerin kapı girişlerinde yapılan kontrollerin artık hastane bahçesine kurulan çadırlarda yapılacağını belirtti.

'TEMAS MİNİMUM SEVİYEDE'Koronavirüs ile mücadele kapsamında tüm hastanelerde tedbirleri artırdıklarını söyleyen Uzm. Dr. Kaşıkcı, "Triaj çadırları şüpheli vakaların ayrılması açısından önem arz ediyor. Tüm hastalarımızın ilk müracaat ve muayenelerini bu çadırlarda yaparak, ilgili polikliniklere yönlendirilmesini sağlayacağız. Böylece şüpheli vakalarda daha çabuk önlem alarak, temasının azaltılması amaçlıyoruzö dedi.Bursa'da, koronavirüs ile mücadele kapsamında hastanelerde sıkıntı yaşatacak bir durum olmadığını belirten Uzm. Dr. Kaşıkcı, "Başta kamu hastaneleri olmak üzere tüm özel ve devlet hastanelerinde sağlık personellerimiz canla başla çalışıyor. Hepsine yürekten teşekkür ediyorumö şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Triaj çadırından görüntüler

Haber-Kamera: Muammer İRTEM/ BURSA,

=======================

'Markette koronavirüs paniği' paylaşımı satışları yüzde 80 düşürdü

BURSA'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayıp, bir markette çalışanlardan bazılarının koronavirüse yakalandığını belirten 2 kişi, gelen özel kıyafetli sağlık ekiplerinin de fotoğrafını çekip, sosyal medyadan 'koronavirüs paniği' başlığıyla paylaştı. Market çalışanlarının sağlık taramasında herhangi bir bulguya rastlanmazken, polis, asılsız ihbarda bulunan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Firma yetkilileri, olayın ardından satışlarının yüzde 80 oranında düştüğünü söyleyerek, şüphelilere tepki gösterdi.Bursa'da 112 Acil Sağlık hattını arayan kimliği belirsiz kişiler, merkez Yıldırım ilçesi Değirmenönü Mahallesi'ndeki bir markette koronavirüslü çalışanlar olduğu yönünde ihbarda bulundu. İhbar üzerine sağlık ekipleri, markete gitti. Bu kişiler bu kez de marketin önünde özel koruma kıyafetleriyle gelen sağlık ekiplerinin fotoğrafını çekti. Fotoğrafın üzerine 'Bursa'da 4 kişi daha' yazısı yazan bu kişiler, 'koronavirüs paniği' başlığıyla paylaştı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde ise çalışanlarda herhangi bir bulguya rastlanmadı.Market sorumlusu Harun Altun, yapılan paylaşımların ardından işlerinin yüzde 80 oranında düştüğünü söyledi. Bu tür ihbarların daha önce de yapıldığını belirten Altun, "Marketimize karşı iki kere saldırı niteliğinde asılsız ihbar oldu. İlki bir hafta önce bir ihbar üzerine ambulans geldi. O olayın ardından iki gün sonra akşam saatlerinde yine bir ihbar üzerine özel kıyafetlerle gelen sağlık ekipleri, markette koronavirüs olduğu yönünde ihbar olduğunu söylediler. Yaptıkları incelemenin ardından herhangi bir vakanın olmadığını anladılar. Bunun üzerine sağlık ekipleri, ihbarcıyı aradıklarında ulaşamayınca marketten ayrıldı. Bu sırada kimliği bilinmeyen kişilerce fotoğraf çekilerek sosyal medyada asılsız paylaşımlar oldu. Bu çıkan asılsız paylaşımların ardından ciromuz yüzde 80 oranında düştü. Bölge halkında bir korku ve paniğe neden oldu" dedi.Paylaşımı yapanlara tepki gösteren Altun, "Hem vatandaşları korkuya sevk etmek için, hem de işlerimizi baltalamak için yapıldığını düşünüyorum. Burada 38 çalışanımız var. Bu yapılanın sadece ekmeğimizle oynamak olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

POLİS SORUŞTURMA BAŞLATTIBu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, polis ekiplerinin de şüphelileri yakalamak için çalışma başlattığını belirten Altun, "Güvenlik kameralarında 2 kişi fotoğraf çekiyor. Ekipler, o iki şahsı yakalamak için çalışma başlattı. Şüpheliler sahte hesaplar oluşturarak böyle paylaşımlar yapmış. Hesaplar aynı gün açılıp, paylaşım yapıldıktan sonra aynı gün kapatılıyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Olay günü sağlık ekiplerinin gelmesi güvenlik kamerası-Market çalışanlarından detaylar-Müşteriler alışveriş yaparken-Market sorumlusu Harun Altun röportaj-Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/ BURSA,===================================

Sosyal mesafe uygulanmadı, belediye araçla dezenfektan püskürttü ŞANLIURFA'da ihtiyaç sahibi ailelere verilecek 1000 liralık yardım parasının dağıtımına başlanmasıyla PTT önlerinde kuyruklar oluştu. Sosyal mesafe kuralına uymadan uzun kuyruk oluşturan kalabalığa belediye görevlileri araçlardan dezenfektan sıkarak önlem almaya çalıştı.Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nca ihtiyaç sahiplerine verilecek bin liralık yardım parasını almak için dün kentte çok sayıda kişi erken saatlerden itibaren Sarayönü ve Eyyübiye semtlerinde bulunan PTT şubelerine gidenler kuyruk oluşturdu. Yaşanan yoğunluk üzerine şubeye çevik kuvvet polisi ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri, kalabalığı sık sık sosyal mesafe kuralına uymaları için uyardı.Sosyal mesafeye uymayarak kuyruk oluşturanları polis, megafonla sık sık uyardı. Yaşanan kalabalık ve uyarılara rağmen sosyal mesafe kuralına riayet etmeyen kalabalığın üzerine, belediye görevlileri önlem amaçlı araçla dezenfan püskürttü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------------PTT şubesinde uzun kuyruk oluşturan kalabalıkMetrelerce uzayan kuyrukPolis sırada bekleyenlere sosyal mesafe uyarısında bulunmasıİlaçlama yapılmasıYüzlerini gizleyen kadınlarSıra yüzünden tartışmaların yaşanmasıGenel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali LEYLAK - Ömer ŞULUL/ ŞANLIURFA,

==================================

72 yaşındaki evsiz, 3,5 saatte ikna edilip, barınma evine götürüldü

İZMİT'te, sokakta yaşayan Atalay Kötek (72), zabıtaların 3,5 saat süren çabaları sonunda barınma evine götürülerek, yerleştirildi.Muhsin Yazıcıoğlu Parkı'ndaki bankta yatan kişinin fotoğrafının sosyal medyada paylaşılmasının ardından zabıta ekipleri harekete geçti. Parka gelen zabıtalar, Atalay Kötek olduğu belirlenen evsizi barınma evine götürmek istedi. Atalay Kötek, saat 09.00'dan 12.30'a kadar süren ikna çabası sonucu barınma evine gitmeyi kabul etti. Kötek, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne ait barınma evine yerleştirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Zabıta ekiplerinin Atalay Kötek ile görüşmesi -Polisin görüşmesi ve araca konulması-Barınma evine götürülmesi

Haber-Kamera: İZMİT(Kocaeli),

=============================

Koronavirüs nedeniyle ithal gübre ve zirai ilaç fiyatları arttı KORONAVİRÜS salgınına rağmen Çukurova'da tarımsal üretim sürüyor. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, "Dövizdeki yaşanan hareketlilik nedeniyle gübre ve zirai ilaçlarda yüzde 20 ile yüzde 35 civarında bir fiyat artışı söz konusu" dedi.

Türkiye'nin en önemli tarım bölgelerinden Çukurova'da üretim, yeni tip koronavirüs salgınına rağmen tüm hızıyla devam ediyor. Nisan ayında soğan ve patates hasadına hazırlanan çiftçiler, yazlık mısır ekimini de sürdürüyor. Salgın nedeniyle döviz kurlarında yaşanan dalgalanma, ithal gübre ve zirai ilaçların da fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

TARIMSAL ÜRETİMİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN KOMİSYON KURULDUAdana'da tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve sorunlara çözüm üretmek amacıyla Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın başkanlığında Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Adana Çiftçiler Birliği, ziraat odaları, Adana Ziraat Mühendisleri Odası, Adana Veteriner Hekimler Odası'nın katılımıyla bir komisyon oluşturuldu. Komisyonun çalışmalarıyla ilgili bilgiler aktaran Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, salgının kırsalda yayılmasının hem üretimi hem de gıda güvenliğini tehlikeye düşüreceğinden önceliklerinin mevsimlik işçiler ve çiftçilerin sağlığı olduğunu söyledi.

GÜBRE VE İLAÇ FİYATLARI ARTTITarımsal girdi olmadan üretimin olmayacağını ve bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan çiftçilere destek olmasını beklediklerini kaydeden Doğru, "Dövizdeki yaşanan hareketlenme nedeniyle gübre ve zirai ilaçlarda yüzde 20 ile yüzde 35 civarında bir fiyat artışı söz konusu. Bir ay önce en çok kullanılan gübrelerden ürenin fiyatı 1.65 liradan 2.20 liraya, amonyum sülfatın fiyatı 98 kuruştan, 1.30 liraya yükseldi. Zirai ot mücadelesinde yaygın olarak kullanılan bir ilacın fiyatı ise 15 liradan 20 liraya kadar çıktı" diye konuştu.

'KREDİ İÇİN BAKANLIKLARIMIZDAN YARDIM BEKLİYORUZ'Girdi maliyetlerinin çiftçilerin finansal gücünü zayıflatacağını, üretimin krediyle devam ettiğini belirten Doğru, fırsatçılık yapan ithalatçılara ve stokçulara müdahale edilmesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi: "Kamu bankalarının ve tarım kredi kooperatiflerinin mevcut kredi baremlerinin yüzde 25 civarında artırılıp, ödemelerinde aksaması olmayan çiftçilere dahil kredi ek limiti tanınmasını istiyoruz. Kredi Garanti Fonu'ndan kullandırılan krediler, çiftçimize kullandırılmıyor. Bu kredilerin çiftçimize de açılmasını istiyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:  -------------------------------Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ile röp.Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Rüşan Anıl ATAR-Eser PAZARBAŞI/ ADANA,

Haber Kodu : 200403032==============================

Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ: Koronavirüs aşısı en erken yıl sonunda hazır olur TÜBİTAK tarafından koronavirüse yönelik aşı geliştirilmesi için kurulan 'İnaktif Covid-19 Aşısı Geliştirilmesi' projesinde görevli olan Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, aşı çalışmalarında en erken yıl sonunda sonuca ulaşılabileceğini belirterek, önemli uyarıda bulundu. Yeşilbağ, "Eğer hiçbir şekilde sınırlandırma yapamazsanız milyonlarca insan etkilenebilir ve milyonlarca insan ölebilir ama sınırlandırmaları ne kadar sıkılaştırırsanız o zaman etkilenen insan sayısı o kadar azalacaktır" dedi.

Çin'de ortaya çıkan ve dünya geneline yayılan koronavirüse karşı tüm ülkeler sıkı tedbirler alırken birçok ülke de aşı geliştirmesi için çalışmalarına başladı. Türkiye'de de TÜBİTAK tarafından koronavirüse yönelik aşı geliştirilmesi için 'İnaktif Covid-19 Aşısı Geliştirilmesi' projesi oluşturuldu. Proje kapsamında oluşturulan konsorsiyumda Bursa Uludağ Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Veteriner fakültesi öğretim üyeleri çalışmalarını sürdürüyor.

'ÇOK HIZLI GELİŞTİĞİ ZAMAN SAĞLIK SİSTEMİNİ FELÇ EDEBİLİYOR'Konsorsiyumda bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ ise salgınla mücadelede yapılması gerekenler kapsamında bilgiler verdi. Salgının hızlı yayılmasının, virüsle mücadelede zorlaştıran faktörlerden bir tanesi olduğunu ifade eden Yeşilbağ, mevcut verilerin ele alındığında hastalığın ne zaman sonlanacağıyla ilgili birtakım öngörüler ortaya koymanın zor olduğunu söyledi. Yeşilbağ, "Ama bizim epidemiyoloji olarak hesaplayabildiğimiz şöyle bir durum var. Muhtemelen toplumun yüzde 65 ile 75'i bu virüsle tanıştıktan sonra salgının kendiliğinden gerileme veya durma noktasına geleceğini tahmin ediyoruz. Bu sürecin ne kadar hızlı olacağı ve ne kadar zamana yayılacağı çok önemli. Çünkü çok hızlı geliştiği zaman sağlık sistemini felç edebiliyor. Bu da asıl kayıpların nedenini oluşturan faktör" dedi.

'HASTALIĞI YÜZDE 100 ORANINDA TEDAVİ EDEN İLAÇ TESPİT EDİLEMEDİ'Hastalıkla nasıl mücadele edileceği konusunda da bilgiler veren Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, "Burada iki noktaya değinmek lazım. Birincisi biyogüvenlik tedbirleri. Yani bizim sosyal mesafeyi koruyabilmemiz. Aynı zamanda el hijyeni başta olmak üzere bireysel hijyene uymamız gerekiyor. İkinci nokta ile medikal uygulamalardır. Medikal uygulamaların da çeşitli şekillerde yapıldığını görüyoruz. İlaç tedavisi, plazma tedavisi ve aşı uygulamaları. İlaç tedavisi ile ilgili olarak bu virüsü yüzde 100 oranında tedavi eden bir ilaç henüz tam olarak tespit edilemedi. Ancak bazı ilaçlarda laboratuvar ortamında umut veren gelişmeler teyit edildi. Klinik olarak da belirli başarılar sağlandı. Plazma tedavisi ise kabaca, hastalığı geçiren ve iyileşen insanlardan kanın plazma kısmı yani sıvı kısmı ayrıldıktan sonra kritik durumda olan bu hastalara bu plazmanın verilmesi yoluyla tedavi edilmesidir. Bu şu an en reel yaklaşımlardan birisi ama riskleri de beraberinde taşıdığını biliyoruz. Üçüncü olarak da aşı uygulamaları geliyor. Tüm dünyada çok değişik aşı çalışmaları var. Bu aşılarda özellikle pandemi durumlarında uygulanacak en reel yöntem. Bu hastalardan alınan virüsün çoğaltılması, değişik kimyasal yöntemlerle öldürülmesi sonra belirli bir formulasyonla sağlıklı bireylere aşı olarak kullanılması" diye konuştu.

AŞININ, EN ERKEN BU YILIN SONUNDA ÜRETİLMESİ ÖN GÖRÜLÜYORAşının ne zaman kullanıma hazır olacağı şeklinde soruların çok sık sorulan sorulardan biri olduğunu ifade eden Yeşilbağ, "Aşı çalışmalarındaki birinci kriter aşının güvenilirliğidir. Yani kullanılacağı insanlar için zararsız olması gerekiyor. Aksi takdirde koruma sağlayalım derken istenmeyen birtakım etkenler doğurmuş olursunuz. Böyle ölüm oranı çok düşük olan bir hastalık için zararsızlığı henüz gösterilmemiş bir aşının kullanıma konulması söz konusu olamaz. Dolayısıyla birkaç ayda bir aşının geliştirileceğini kullanıma alınacağını beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Ama zannediyorum önümüzdeki bir yıl içerisinde veya bu yılın sonuna doğru aşı ile ilgili somut gelişmelerin sahaya indiğini görebileceğiz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYEDE AŞI ÇALIŞMALARIMIZ HIZLI ŞEKİLDE DEVAM EDECEK'Türkiye'de salgının başlamasından itibaren bu konudaki aksiyonların devreye alınmaya başlandığını söyleyen Prof.Dr. Yeşilbağ, "Özellikle TÜBİTAK inisiyatifinde bir platform oluşturuldu. Mücadele yöntemlerinin tamamını kapsayacak bir çalışma pratiği oluşturuldu. Yani hem ilaç hem plazma tedavisi hem de aşı geliştirilmesiyle ilgili çalışmalar başlatıldı. 14 proje şu anda devreye alındı. Dolayısıyla Türkiye'de aşı geliştirme ile ilgili çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam edecek. Viroloji uzmanları tarafından virüsü üreterek yapılması gereken çalışmalar olduğu için bizler de katkı sunmaya gayret ediyoruz. Bu proje bir konsorsiyum şeklinde yürütülüyor. 3 üniversite bu çalışmanın içerisinde, bir de kamu enstitüsü var. Kamu enstitüsü laboratuvar ortamının bulunduğu bir kurum. İstanbul'da yer alıyor. Bursa Uludağ Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Veteriner fakültesi öğretim üyeleri bu projede yer alıyorlar. Bu şekilde koordinasyon şeklinde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'DE VAKA ÖLÜM ORANI YÜZDE 1,5 CİVARINDA'Koronavirüse karşı sıkı tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizen Yeşilbağ, "Bununla ilgili çok önemli örneklerimiz var. Mesela Çin'de hastalığın nasıl yönetildiğini gördük. Çok katı tedbirler alındı. Dünya genelinde bu tedbirlerin uygun olmadığı, halkın üstünde çok baskı oluşturduğu yönünde görüşler oldu. Fakat Çin şöyle bir yol izledi. Yaklaşık 6 ile 8 hafta arasında hastalık pik seviyeye ulaştı. Daha sonra yaklaşık 12 ile 14 hafta sonra tamamen kontrol altına alınmış oldu. Dolayısıyla çok sıkı biyogüvenlik ve karantina uygulamaları bu hastalığın önünü kesen faktörlerden birisi. Çin'de vaka ölüm oranı yüzde 4 oldu. Kötü bir örnek İtalya'da yaşandı. İtalya biraz daha hazırlıksız yakalandı. Karantina uygulamalarını hem geç başlattı hem de yetersiz birtakım uygulamalar oldu. Bugün İtalya'da gördüğümüz vaka ölüm oranı yüzde 9,2 civarında seyrediyor. Yani iki ülkeyi kıyasladığımızda buradaki temel uygulamanın karantina olduğunu ve sosyal izolasyon sosyal mesafe olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Ülkemizde vaka ölüm oranı şu anda yüzde 1,5 civarında. Türkiye'nin erken tedbir almasının birtakım avantajlarını yaşıyor. Fakat şu anda halkımızın kesinlikle rehavete kapılmaması lazım. Sokağa çıkma sınırlandırmasını mutlaka kendi kararıyla uygulaması lazım. Sadece kendi sağlığı için değil, ailesinin, ailesindeki diğer bireylerin, etrafındaki diğer sevdiklerinin sağlığı ve korunması için mutlaka sokağa çıkma kısıtlamasını kendimiz uygulamak zorundayız" diye konuştu.

'KORONAVİRÜS SINIRLANDIRILMAZSA DÜNYADA ÖLÜM SAYISI MİLYONLARI BULUR''Dünyada ne kadar insanı öldürebilir?' şeklinde sorularla sık sık karşılaştıklarını söyleyen Prof.Dr. Kadir Yeşilbağ, şunları kaydetti: "Bu soruya cevap vermek çok mümkün değil ama şöyle bir basit hesaplama yapılabilir. Bu tür bir hastalığın yayılma hızı 4 civarında olan bir hastalığın toplumun yaklaşık yüzde 70 ile 75'ine ulaşabileceğini düşünüyoruz. Bunların da yüzde 80'i klinik bulgu göstermeden çok hafif klinik bulgularla geçirecek. Sadece yüzde 30'unda klinik bulgularla şikayetler oluşacağını düşünüyoruz. Etkilenen vakaların da yüzde 5'i yoğun bakım alacak ve yüzde 1 ile 4'ü İtalya'daki gibi olursa yüzde 9'u hayatını kaybetmiş olacak. Dolayısıyla burada belirleyici nokta şudur: Virüsün ne kadar insana ulaşması mümkün. Biz bunu ne kadar sınırlandırıyoruz. Eğer hiçbir şekilde sınırlandırma yapamazsanız milyonlarca insan etkilenebilir ve milyonlarca insan ölebilir. Ama sınırlandırmaları ne kadar sıkılaştırırsanız o zaman etkilenen insan sayısı o kadar azalacaktır. Hayatını kaybeden insanların sayısı da o kadar az olacaktır."

Görüntü dökümü: -Açıklamalar-Çalışmalardan detaylar

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,

Haber Kodu : 200403036

===============================

Kardan koronavirüs yaptılar  ARDAHAN'da, Bülent Koçak (37) ile arkadaşı Volkan Çolak (37), kardan koronavirüs yaptı. Kardan koronavirüs, güneşe 2 saat dayanabildi.

Çıldır ilçesinin 320 nüfuslu Yukarı Cambaz köyünde yaşayan çocukluk arkadaşları Bülent Koçak ve Volkan Çolak, yağan karı fırsat bilip kardan koronavirüs yaptı. Arkadaşların 1 metre 60 santimetre boyunda, 1 metre 20 santimetre genişliğinde, 20 dakikada yaptıkları kardan koronavirüs, güneş çıktıktan 2 saat sonra eridi. İkili cep telefonuna kaydettikleri görüntüleri sosyal medyadan paylaştı.

İnşaat işçisi Bülent Çolak, "Koronavirüs nedeniyle köyümdeki evime geldim. Salgın bitene kadar köyümden çıkmayı düşünmüyorum. Lapa lapa kar yağıyordu. Bir süre önce kardan adam yapmıştık. Bu sefer de koronavirüs yapmaya karar verdik. Sosyal medyada paylaşınca büyük ilgi gördü. Fakat 2 saat sonra güneş nedeniyle eridi. Umarız koronavirüs de tez zamanda yok olup, gider."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Bülent Koçak'ın kardan yaptığı mikrofonla anons yapması -Korona virüse benzettikleri kardan adamı tanıtması

Haber: Suat İNCEDERE/ ÇILDIR(Ardahan),

Haber Kodu : 200403037

================================

Konaklamaya gelenleri ateşlerini ölçüp, alıyor  KARAMAN'ın Ermenek ilçesinde konuk evi işletmecisi Mustafa Bardakçı, koronavirüs salgını nedeniyle konaklamaya gelen müşterilerin ateşlerini ölçüp, öyle içeri alıyor. Eğer ateşleri yüksek ise sağlık görevlilerine bilgi veriyor.

Koronavirüs salgınıyla mücadelede işletmeler de kendi tedbirlerini alıyor. Karaman'ın Ermenek ilçesinde konuk evi işleten Mustafa Bardakçı da, gelen müşterilerinin ateşini ölçüyor, eğer ateşleri yüksek değilse, müşterilerine maske verip, ellerini dezenfekte ettirdikten sonra konaklamalarına izin veriyor. Eğer gelen kişi yüksek ateşe sahip ise sağlık ekiplerine haber veriyor.

Tedbir almadığı takdirde olası virüslü bir müşterinin diğerlerine de yayabileceğini ifade eden Bardakçı, "Virüsle mücadele için hepimizin tedbir alması gerekir. Hem halkımızın hem de müşterilerin sağlığı açısından, ateşlerini ölçtükten sonra konaklamalarına izin veriyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Müşterinin ateşini ölçemesi Dezenfe ve maske Genel ve detay-İşletme sahibi ve müşteri röp.

Haber-Kamera: Ali Rıza ETCİ ERMENEK KARAMAN DHA))

Haber Kodu : 200403013

==================================

Hollandalı çift, marinadaki yatlarında koronavirüsten korunuyor ANTALYA'nın Kemer ilçesindeki 350 yat kapasiteli marinada, şu anda sadece Hollandalı Jakob Doorn (75) ve Maria Horward (69) çifti, yatlarında kalıyor. Koronavirüs önlemleri kapsamında yatlarından ayrılamayan Hollandalı çiftin tüm ihtiyacı, marina personeli tarafından karşılanıyor.

Türk turizminin başkenti Antalya'nın en önemli turizm destinasyonlarından Kemer'e 17 yıldır gelen ve kış aylarını burada geçiren, sonrasında ise yatlarıyla Akdeniz turu yapan Hollandalı Jakob Doorn ve Maria Horward, ggeçen Eylül ayında, yeniden ilçeye geldi. Kış tatillerini geçiren çift, koronavirüs salgını nedeniyle uçuşların kapanmasının ardından Kemer'deki yatlarında kaldı. Aileleriyle internet üzerinde görüşen çift, burada mutlu ve sağlıklı olduklarını belirtti. 'Gamze' adlı köpekleriyle birlikte hayatlarına devam eden çiftin en büyük yardımcıları ise her an kendilerini ziyaret eden ilçe merkezindeki G-Marina'da görevli personel. Hiçbir eksikleri olmadığını belirten çift, 65 yaş üstü oldukları için yatlarında kaldıklarını, dünyanın en güzel evinde ve en güzel yerinde olduklarını kaydetti.

Jakob Doorn, Kemer'e 17 yıldır kış aylarında geldiklerini belirterek, "Yaz aylarında havalar ısınınca Akdeniz'de kalıyoruz, ama farklı yerlere de gidiyoruz, nereyi beğenirsek. Fakat sonunda buraya geri dönüyoruz. Buranın güzel bir havası var. Çok güzel bir panoraması var. Her istediğimizi yapıyorduk" dedi. Koronavirüsün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de olduğunu aktaran Doorn, "Koronavirüs başladığında biz buradaydık ve burada kaldık. Ülkemize gidemiyoruz çünkü uçuşlar kapandı. Her şey durdu. Bizim için gerçekten problem değil. Burası bizim evimiz ve evimizde kalıyoruz. Kemer'de hiçbir kötü durum yok. Biz burada korunuyoruz her durumda. 65 yaş üstüyüz ve onlar bizim için her şeyi yapıyorlar. Yatta neye ihtiyacımız olursa hemen yapıyorlar. Kızım Avustralya'da yaşıyor. Maria'nın oğlu Hollanda'da ve benim oğlum da orada. Sürekli konuşuyoruz internet üzerinden. Herkes zaten evlerinde oturuyor ve bizim düşüncemiz en iyi yerde, evimizdeyiz" diye konuştu. Maria Horward ise buradaki marinayı sevdiğini belirterek, "Bizim için her şeyi yapıyorlar burada. Sadece söylememiz yeterli oluyor. Her şey için bize yardım ediyorlar. Burada olmaktan dolayı çok mutluyuz" dedi.G-Marina Teknik Müdürü Mert Tokaç, yat sahiplerinin yaklaşık 17 yıldır marinalarında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "350 kişilik marinamızda şu anda teknesinde yaşayan tek yabancı çiftimiz. Bu hastalık nedeniyle ve 65 yaş üzeri olmalarından dolayı teknelerinden çıkmıyorlar. Biz de kendilerini günlük ziyaret ederek herhangi bir ihtiyaçları olup olmadığını soruyoruz. İsteklerini bizden listeyle talep ediyorlar. Biz de en kısa sürede temin ederek kendilerine ulaştırıyoruz. Burada yaşamaktan çok memnunlar. Burası gerçekten bir aile ortamı onlar için. Aileleriyle sürekli görüşüyorlar. Olası ihtiyaçlarını tekneden çıkmadıkları için marina ofis numaralarından bize ulaşarak bildiriyorlar. Bu zor dönemden, yardımlaşma ve dayanışma ile hep beraber kurtulacağımıza inanıyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Marina görevlilerinin yata gelerek siparişleri almasıDHA Muhabiri Levent Yenigün anonsuMarina personelinin yata istenilen siparişi getirmesiPaketi teslim etmeleriGamze isimli köpeklerinden detayJakob Doorn röportajMarinadaki yatlarda denizden detayMaria Horward röportajHollandalı çift denizden yatlarıyla birlikte detayMarina teknik müdürü Mert Tokaç röportajMarinadan genel detay

HABER -KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), -

Haber Kodu : 200403016

============================

Salhildeki karavanlarda izole yaşam KORONAVİRÜS önlemleri çerçevesinde 'Evde kal' uyarılarına uyan Antalyalıların yanı sıra çağrıya katılan karavancılar, komşularından uzak izole günler geçiriyor.

Antalya'nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinin karşısında bulunan içerisinde 30'un üzerinde karavanın park halinde olduğu alanda sosyal mesafe kuralına uygun yaşanıyor. Araçlarını 2 metre araya park eden karavancılar, gün içinde de yakın temasta bulunmadıklarını söyledi. Kimisi karavanını tamir ederken, kimisi de çevresine çiçekler ekerek zaman geçiriyor. Birbirlerine uzaktan selam verdiklerini, yakın mesafe temasında bulunmadıklarını anlatan karavan tutkunları, karavan yaşamının güvenli olduğuna dikkati çekiyor.

ANKARA'DAN GELDİ, İZOLE YAŞIYORAnkara'da özel bir şirkette çalışan Gözde Gürer (37), 'Evde kal' çağrısının yapıldığı gün Antalya'ya yola çıkıp karavanına yerleştiğini söyledi. Çağrıya 'Karavanda kal' olarak cevap verdiğini anlatan Gürer, 20 gündür yaşamını karavanında tek başına sürdürdüğünü belirtti. Karavan hayatının minimal yaşam olduğunu belirten Gürer, "Koronavirüs salgınıyla birlikte minimal yaşamın önemini anlamış olduk" dedi.Karavan yaşamının farklılıklarına dikkati çeken Gürer, "Burada sokak hayvanlarıyla ve çiçeklerle ilgileniyorum, kendi hayatımı yaşıyorum. Kendimi izole etmiş durumdayım. Hiçbir insanla görüşmüyorum, misafir kabul etmiyorum. Diğer karavan komşularımızla uzaktan selamlaşıyoruz. Biz 'evde kal' çağrısına 'karavanda kal' olarak yanıt verdik. Her şey yoluna girdiği, salgının kontrol altına alınıp seyahatlerin başladığı zamana kadar Antalya'da karavanımda yaşamaya devam edeceğim. Biz şanslı tarafız sanırım. İnsanlardan uzak, doğayla baş başa ve kimse için risk teşkil etmiyoruz. Kimse de bizim için risk teşkil etmiyor" diye konuştu.

EVDE DEĞİL KARAVANDA YAŞIYORAntalya'da yaşayan Şükriye Sapmaz, köpeğiyle birlikte karavanında kalıyor. 'Evde kal' çağrısının ardından apartman hayatının güvenli olmadığını düşünerek karavanına geldiğini anlatan Sapmaz, şunları söyledi: "Burası en azından açık hava. Köpeğimle zaman geçirebiliyorum, kitap okuyabiliyorum, uzaktan da olsa denizin sesini duyabiliyorum. Daha izole bir yaşam. Karavanımın içinde yağmur sesi eşliğinde dinleniyorum. Komşularımla mesafeli duruyorum. Uzaktan selamlaşıyoruz. Antalya'da evim var ama apartmanda kalmak yerine karavanda yaşamayı tercih ediyorum. Daha güvenli geliyor, burada mutlu oluyorum ve güvende hissediyorum."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------(DRONE) Karavan alanıKaravanların görüntüsüKaravan önünde oturan kadının görüntüsüKaravan çevresinde çiçeklerine bakan Gözde Gürer in görüntüsüRÖP 1: Gözde GürerRÖP 2: Şükriye Sapmaz TınayDetaylar

HABER: İbrahim LALELİ -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Haber Kodu : 200403018

=========================

Yarıköy'ün beyaz göçmen kuşları geldi

AFRİKA'nın çeşitli bölgelerinden baharın gelişiyle birlikte Türkiye'ye dönen leylekler, Burdur merkez Yarıköy'e de geldi. Bölgede leylek popülasyonu, son dönemde artış gösterdi.

Bahar aylarının gelmesiyle doğadaki canlanma, her yerde hissedilmeye başlandı. 'Baharın müjdecisi' olarak bilinen göçmen kuşlar da görülür oldu. Her yıl Burdur'a gelen leylekler, bu sene de Yarıköy'deki yuvalara döndü. Çevrede besin olarak zengin olan sulak bölgeleri yaşam alanı olarak belirleyen leylekler, yuva sonrası yumurta yapıyor. Yavruları büyüten leylekler, daha sonra yine kışı geçirmek üzere Afrika'ya doğru göç edecek.

Uzmanlar, leyleklerin bu dönemi sağlıklı geçirmesi için halka düşen en büyük görevin, yaşam alanlarını korumak ve sulak alanlara zarar vermemek olduğunu belirtti. Bölgede leylek popülasyonunun, son dönemde artış gösterdiği de kaydedildi. 'Çiftçi dostu' leyleklerin tarım alanlarındaki tarım zararlılarını tüketerek, doğal dengeyi sağladığı da biliniyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Yuvalarındaki leylekler görüntüBacadaki ve direkteki leyleklerDetaylar

HABER -KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

Haber Kodu : 200403019==============================

Başkan Gürün'den yazlıkçılara 'gelmeyin' çağrısı

TÜRKİYE'de koronavirüs salgınıyla birlikte Muğla'nın turistlik ilçelerine gelen bazı yazlıkçılar, evlerini açtı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Osman Gürün, "Yazlıkçı hemşehrilerimizden ricamız, sizlerle daha sonraki sağlıklı günlerde buluşalım" dedi.

Koronavirüs salgınının başlamasıyla Muğla'nın dünyaca ünlü turistlik ilçeleri Bodrum, Datça, Marmaris ve Fethiye'de yazlıkçılar, sezon başlamadan evlerine geldi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, yazlıkçıların bölgeye gelmemesi için çağrıda bulundu.

Başkan Gürün, "Çok özel bir doğaya sahip olan Muğla ve ilçelerinde ikinci konut sahibi olan vatandaşlarımız var. Bulundukları ilden geliyorlar. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Gelmemeleri gerektiğini hem kendilerinin hem de Muğlalıların sağlığı için önemli olduğunu ifade etmeye çalıştık. Herkesin evinde kalması gerekiyor" diye konuştu.

'DAHA SONRA SAĞLIKLI GÜNLERDE BULUŞALIM' RİCASIBaşkan Gürün, virüs taşıyanların kuluçka dönemi içerisinde sağlıklı görülebildiğini belirtip, "Yedi ila on dört gün içerisinde semptomlar beliriyor. Hastalık ortaya çıkıyor. Yakın temasta oldukları herkese virüse bulaştırma imkanı oluyor. Bu zinciri kırmak için kendi şehirlerinde ve evlerinde kalmaları gerekiyor. Yazlığa gelerek daha rahat edebilirim demek maalesef kendi sağlıkları için uygun değil. Muğla'nın kış nüfusuna göre kendi sağlık tesisleri var. Yaygın enfeksiyon durumu olursa, hastanelerin yetmeme durumu var. Yazlıkçılardan ricamız daha sonraki sağlıklı günlerde buluşalım" dedi.

Ula ilçesinin sakin şehir unvanlı Akyaka Mahallesi'nde yaşayan Berna Kızıl (43) da "Kimsenin yaşadığı şehirden dışarı çıkmaması gerekiyor. Her yerin nüfusuna göre yatak ve doktor kapasitesi var. Bu sürecin evlerde geçirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

'DEVLET BÜYÜKLERİMİZİN ALDIĞI KARARLARA UYULMASI GEREKİYOR'Akyaka'da tur teknesi kaptanlığı yapan Şadi Durmaz ise, "Koronavirüs tüm dünyayı olumsuz etkiledi. Sıkıntılı bir süreçteyiz. Bu mevsimlerde buralarda insandan geçilmiyordu. Sakin kent kökten sakin bir hal aldı. Devlet büyüklerimizin aldığı kararlara uyulması gerekiyor" dedi.

'YAZLIKÇILARIN GELMEMELERİNİ İSTİYORUM'Bodrum ilçesinde yaşayan emekli memur Şenay Özay (48), "Evleri olanlar haklı olarak gelmek istiyor. Ancak bu sürecin geçmesi gerekiyor. Bizleri düşünmeleri gerekiyor. Hastane yatak kapasitemiz çok az. Yazlıkçıların gelmemelerini istiyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün gelmeyin çağrısını yerinde buluyorum. Haklı olarak insanlarımızın sağlığını düşünüyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Akyaka Halk Plajı bölgesinin bulunduğu yazlıklardan görüntü Akyaka sokaklarından görüntü Marmaris'in genel görüntüsü Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile röp. Berna Kızıl isimli kişi ile röp.Tur teknesi kaptanı Şadi Durmaz ile röp.Şenay Özay isimli kişi ile röp.

Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT/ MUĞLA, DHA)

Haber Kodu : 200403034============================

Muhtardan Ege şivesiyle 'evde kalın' uyarısı: Dinlemeseniz, ölüp gidesiniz AYDIN'ın İncirliova ilçesinde, kırsal Osmanbükü Mahallesi Muhtarı Ali Şahin (52), koronavirüs salgınına yönelik alınan tedbirler kapsamında sokağa çıkmaları yasaklanan 65 yaş ve üstü vatandaşları evde kalmaları için Ege şivesiyle anons yaparak, uyardı. Muhtar Şahin'in bu anonsu köylüleri tebessüm ettirdi.

İncirliova ilçe merkezine 7 kilometre mesafedeki 388 hane, 1035 nüfuslu kırsal Osmanbükü Mahalle Muhtarı Ali Şahin, koronavirüs tedbirleri kapsamında 65 yaş ve üstü vatandaşların sokağa çıkmamaları yönünde alınan kararı pek çok kez anons yaparak köylülere duyurdu. Ancak, bazı kişilerin uyarılara aldırış etmediğini fark etti. Anonslara köylülerin dikkatini çekebilmek için Şahin, bu defa farklı bir yol izledi. Şahin, bu defa Ege şivesiyle "65 yaş üstü olup bunla zaten dışarı çıkmıycaklaya. Maaş alcak olcaklar da, beni bilgi verip ben de Kaymakamlığıla irtibata geçip, görevli köy imamı ve okul müdürümüzle bankadan çekilip kendilene paraları teslim edilcek. Yoksa virüs belasının geçmesini bekleyeceler. Gerçi ne zaman geşceğini Allah biliya. Bankaya kendi başınıza gideseniz, töbe olsun jandarma polis kolunuzdan tuta 392 lira cezayı basa. ya biz sizden paramı isteyoz. Görevimizi yapayoz. Günledir anons edip, duruyom. İste dinlesiniz, iste dinlemezsiniz. Dinleseniz rahat edesiniz. Dinlemeseniz, ölüp gidesiniz. Töbe olsun cenazenize bile gelen olmaz. Benden söylemesi. Daha ne diyem garii" diye anons yaptı. Muhtar Şahin, bu anons ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.Anonsun ardından Muhtar Şahin, telefon ve mesaj yağmuruna tutuldu. Vefa Sosyal Destek Grubu'na bağlı görevliler de mahallede 65 yaş ve üstü sokağa çıkamayan vatandaşların maaşlarını bankadan çekerek kendilerine teslim etti. Mahallede yaşayanlar, anonsun faydalı olduğunu söyledi.

'SOSYAL MEDYADA GÖRDÜM'Muhtar Ali Şahin, "Sosyal medyada buna benzer bir iki örnek gördüm. Daha dikkat çekici olacağını düşünüp, böyle bir girişimde bulunup, Ege şivesiyle anonsu yaptım. Anonsun ardından olumlu tepkiler aldım. Telefonlar ve mesajlar gelmeye başladı. Anonsu, kendi, yöresel şive olmadan yaptığımda bu kadar dikkat çekmiyordu. Değişiklik işe yaradı. Herkes, Ne oldu?' Ne var?' diye sorup, neden böyle anons yaptığımı öğrenmeye çalıştı. Koronavirüs, sadece ülkemizin değil bütün dünyanın başına musallat oldu. Allah'ın izniyle biz bu virüsün üstesinden elbirliğiyle geleceğimize eminim" dedi.

VATANDAŞLAR MEMNUN KALDIEmekli maaşını evinde alan Mustafa Demirhan (71), "Muhtarımız her konuda elinden geldiği kadar anlatıp, uyarılarda bulunuyor. Daha ne isteyelim. Ayağımıza kadar emekli maaşımızı çekip getiriyor, alışverişimizi yapıyorlar" dedi.Muhterem Kulsever (49) da muhtar Şahin'in anonsun çok hoşlarına gittiğini belirtip, "Kendi şivemizle yaptı ve herkesin dikkatini çekti. Anonstan hastalığın kötü olduğunu ve uzak durulması gerektiğini iyice anladık. Yöresel şiveyle olması da duymak istediğimiz şekilde olduğu için bize daha bir sıcak geldi" diye konuştu.Mesut Kuzu (50), "Mahallemizde, Valilik ve kaymakamlıktan sık sık anonslar yapılıyor. Ancak, muhtarımız tarafından yapılan son anons çok ayrıydı. Farklı olması nedeniyle hem çok dikkat çekti hem de hoşumuza gitti. Çünkü, anons bizim yöresel dilimizle yapılmıştı. Egeliyiz ve kendimize özgü bir şivemiz var. O şiveye uygun bir anons oldu. Bu anonsun uzun yıllar geçse unutulmayacağını düşünüyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Muhtarın Ege şivesiyle yaptığı anonstan görüntüOsmanbükü Mahallesi'nden görüntüEmeklilere görevliler tarafından maaşlarının evde dağıtılmasıMuhtar Ali Şahin ve köylüler Mustafa Demirhan ve Muhterem Kulsever ve Mesut Kuzu ile röp.

Haber - Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,

Haber Kodu : 200403024


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement