AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkanlığa aday olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kongrenin veda değil vefa kongresi olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın" dedi.
İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;
Selam olsun... Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisine selam olsun. Onun gül kokusunu bu diyarlara getiren Eba Eyyub el Ensari'ye selam olsun. Ankara'nın manevi mimarı İstanbul'un fatihinin hocası Akşemseddin'in hocası Hacı Bayram'a selam olsun. Mevlana'ya, Ahi Evran'a, Hacı Bektaşı Veli'ye selam olsun...
"GAZİ MUSTAFA KEMAL'E SELAM OLSUN"
Gönül dilimizin pirleri Yunus Emre'ye, Ahmed-i Hani'ye selam olsun. Ve zamana selam olsun. O zaman ki bize varoluşun ve tarihin sırrını öğretti. Kocatepe'den İzmir'e yürüyen Gazi Mustafa Kemal'e selam olsun.
1071 ile 1922 arasında medeniyetimizi ihya için inşa için yola çıkmış şehit düşmüş emek vermiş Gaziyanı Ruma Ahiyanı Ruma mezapotamya alimlerine bütün şühedaya selam olsun. Mekana selam olsun. Bu vatanın suyuna ırmağına selam olsun. AK Parti kadrolarının kurucu lideri ve seçilmiş cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun...
"AK PARTİ MİLLETİN TA KENDİSİDİR"
AK Parti kadrolarının kurucu lideri ve seçilmiş cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun...
AK Parti konjonktürel siyasi şartlarda çıkmış bir siyasi parti değildir. Dönemsel bir parti değildir. Bir döneme bir kesime hitap eden bir parti değildir. Ak Parti bütün ulu erenlerin yolunu aydınlattığı kutlu bir yürüyüşün bugünkü tecessüm etmiş halidir. AK Parti milletin ta kendisidir. AK Parti millet idealinin ta kendisidir.
"O MİRAS BİZİM ŞEREFİMİZDİR"
Sayın Cumhurbaşkanım... Sayın Cumhurbaşkanımız bir veda kongresinden bahsettiler. Bu bir veda kongresi değil. Bir vefa kongresi bir ahitleşme kongresidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras Ak Parti için şeref meselesidir. O miras bizim şerefimizdir ve sonuna kadar korunacaktır. Onun başı dik onurlu yürüyüşünün devamı için her türlü fedakarlığa hazır ve nazırdır.
İlelebet sürecek bu yürüyüşü devretmek ve AK Parti hareketini hedefe ulaştırmak için her şeyi yapmaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanım biz size borçluyuz. Çünkü bu partinin kurulmasına öncülük ettiniz. O Partiyi bir buçuk yılda iktidar yaptınız. Büyük başarılara öncülük ettiniz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu dönemde bu tarihi emaneti hakkıyla yerine getirdiğine şahitlik eder misiniz? Allah şahittir ki bundan sonra da bu kadrolar sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu yolda yürüyecektir.
"BU SAFLARA MİLLET SOKAMAYACAKLAR"
Hiçbir odak ve mahfil bu saflara fitne sokamayacaktır. Son 12 yıl içinde büyük bir restorasyon inşa ve ihya faaliyeti yaptık. Bundan 600 yıl önce 100 yaşında olan devleti aliye büyük bir fetrete girmişti. Ak Parti hareketi sadece bir devleti bir siyaseti bir otoriteyi tesis üzere değil yeni bir medeniyet ihyası için ayağa kalktı. Bu ihyanın inşanın dokuz temel esası vardır. Bu dokuz alanda bu yürüyüş devam ediyor.
Yeni Türkiye'nin psikolojik altyapısı özgüvendir. 12 yılda büyük devrimler yapıldı. Ulaştırma, sağlık, tarım ve dış politikada büyük başarılar sağlandı. Bütün bu başarıların arkasındaki temel saik nedir diye sorulsa, denilecek şey özgüvendir.
"ŞU VEYA BU TAVRI ALIRSAK..."
Davos'ta sayın Cumhurbaşkanımızın başdanışmanıydım. Özgüvenimizin bir timsali olarak aslında o gün İstanbul'a geldiğimizde sayın Başbakanımız o gün bu özgüvenin işaretini vermişti. Bundan sonra hiçbir zaman şu veya bu tavrı alırsak şu ülke ne diyor diye düşünmeyeceğiz demişti. İşte bir milletin ayağa kalktığının simgesi budur. Bu özgüven bizde oldukça bunu harekete geçiren AK Parti kendine güvendikçe kimse dur diyemeyecek.
EVET! BİZ BİR RÜYA GÖRÜYORUZ
Biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın, bu rüya için ayağa kalkamayanlar, özgüven gösteremeyenler utansın.Eğer bir toplumda aidiyet bilinci zayıflamışsa devlet bir grup vatandaşını dışlamışsa o milletin sükun bulması mümkün değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni döneme, yeni Türkiye'ye ve yeni hükümete emanet gibi tevdi ettiği çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır. Bu millet arasına ekilmiş fitne tohumları yok olana kadar, bu millet her etnik ve mezhebi grupla omuz omuza bu kutlu yürüşüye çıkana kadar gece gündüz çalışacağız.
Kimse bir daha ötekileştirmeyecektir. Bizim için mezhebi bir tavır söz konusu değildir. Alevi, Sünni kardeşlerimiz bu toprağın asli unsurudur öyle kalacaklardır.İnanç, girişim, düşünce özgürlükleri garanti altındadır. Ama her özgürlük bir sorumluluk gerektirir.
OTORİTERLEŞME İFTİRALARI
Geçen yıl, 'otoriterleşme var' denilerek sayın cumhurbaşkanımıza iftiralar atıldı. AK Parti kadroları 12 yıldır bir bütündür. İktidarın ilk dönemlerinde alan temizliği ile meşgul olunmak zorunda kalındı. Asker-sivil ilişkisi son yıllarda normalleşti. Başörtüsüne özgürlük ancak son yıllarda gerçekleştirilebildi.
Bu millet başı dara sıkıştığında sandığı bekledi. Sandığın, yani milletin iradesinin hafife alınmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz.Yeni Türkiye'de devlet de, hükümet de milletin emrindedir. Devlet ancak ve ancak milletin oylarıyla gelen iktidarda denetlenir.
Demokrasimizin evrensel standartlara ulaşması için yeni anayasaya ihtiyaç var. 2015 yılında Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa sahip olacak mıyız? Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık makamı arasında ihtilaf çıkmasını bekleyenlere sesleniyorum; dava arkadaşları arasında ihtilaf çıkmaz.
CEMAATE SERT MESAJLAR: BİR DAHA İZİN VERMEYECEĞİZ!
Paralel yapı fetret isteyen bir yapıdır. Gezi ve 17 Aralık'tan bu yana istiyorlar ki kriz çıksın, istikrarsızlık olsun, istifalar olsun. Sürekli olarak bir kampanya yürüttüler. Aslında hedefleri AK Parti değildi. AK Parti'nin son 12 yıldaki kazanımlarıydı. Kim olursa olsun devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz. Bürokraside aranacak tek nitelik ehliyet ve liyakttır. Milletin seçtiği siyasi iradeye şantaj yapmak açık bir ihanettir. Eğer bu otoriteyi biri kullanmak istiyorlarsa bürokratik kimliğini bırakacak bizim gibi milletten oy isteyecek. Bizim gibi Anadolu'nun her yanında ter dökecek. Ama bunlar ter dökmeden devleti ele geçirmek istiyorlar. Hiç bir şekilde devletimize nüfuz edemeyecek.
BİZ BİR VEFA VE SADAKAT HAREKETİYİZ
AK Parti kongresi öncesinde kapsamlı istişareler yapıldı. Biz bir vefa hareketiyiz. Bir sadakat hareketiyiz. Sadakatimiz davamıza dostluğumuza ve kardeşliğimizedir.
YOLSUZLUK YAPAN KARDEŞİMİZ DE OLSA O ELİ KESERİZ!
AK Parti kadroları yolsuzluğa karşı mücadelede töhmet altında bırakılamaz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatan kardeşimiz bile olsa o eli keseriz. Allah aşkına yolsuzluk yapan bir hükümet ülke ekonomisini bu noktaya getirebilir miydi? Ahlakın ve erdemin olmadığı siyaset yozlaşır ve çürür.
YARGI VE EMNİYETTEKİ PARALEL YAPI NETWORKU
Yargı mensupları siyasete müdahale etmek için devreye girdiğinde bu millet büyük felaketler yaşadı. Osmanlı devletinin başına gelen bu felaketin Türkiye Cumhuriyeti'nin de başına gelmesine izin vermeyeceğiz. 12 Eylül ve 27 Mayıs adaletini hatırlayız. Her birimiz sağcısı solcusu dindarı ve liberali ile 12 Eylül adaletinin ne anlama geldiğini biliyoruz. Maalesef paralel devlet yapılanması emniyet ve yargı arasında öyle bir network inşaa etti ki hiç kimsenin yargıya güveni kalmadı.
HSYK SEÇİMLERİ İÇİN YARGIYA CEMAAT UYARISI!
Şimdi HSYK seçimleri var. Ama öyle bir rüzgar estiriliyor ki sanki HSYK seçimi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden daha önemli. Çünkü birileri şöyle düşünüyor. Eğer bu seçimlerle kendi otoritemizi kurar kendimize göre bir HSYK oluşturursak istediğimizi yaparız. Hiç bir güç milletin iradesini aşamaz. Yargı mensuplarına sesleniyorum. Yargının bir gücün etkisi altına girmesine izin vermeyin. Vicdanına güvendiğimiz yargı mensupları bu tuzağa izin vermeyecektir. 27 Mayıs yargısının mantığını yeni Türkiye'de kimse görmeyecek.
KÜLTÜR VE MEDENİYET RESTORASYONU
Bir diğer restorasyon da kültür ve medeniyet alanında yaşanacak. Bu ülke kadimin bütün renklerini barındırır. Anadolu ile etkileşime girmeyen bir kadim kültür yoktur. Küreselleşmeyi de bizim kadar derin ve yakından yaşayan bir başka ülke yoktur. Yeni bir kültürel uyanışın içindeyiz. Bütün insanlığa evrensel bir çağrı yapacak bir uyanış bu. Şehirlerimizin kadim karakterini muhafaza edeceğiz. Modern mimariyi kadim kültürümüze ters düştüğünde red edeceğiz. İstanbul bir semboldür. İstanbul bir Birleşmiş Milletler şehri olacak bir dünya şehir olacak
EKONOMİK RESTORASYON
Ekonomik alanda Türkiye'nin öne çıkması için eğitim reformu ve Ar-ge atılımı yapılacak. Her ulaştırma koridoru, her enerji koridoru, Anadolu'ya selam verip gidecek. Türkiye Afro- Avrasya'nın en önemli üretim üssü haline gelecek. Makro ekonomik istikrarı sağlarken, reel sektörü de güçlendireceğiz. İnsana yatırım yapacağız, etkin bir tarım inşaa edeceğiz. Coğrafyamızı kullanacağız. Enerji açığımızı ve cari açığı coğrafya ve donanımlı insan ile aşacağız.
ULUSLARARASI ALANDAKİ RESTORASYON
2002 yılında Türkiye'de "dış politika"dan anlaşıla şey "dış ilişkiler"di. Tüm dış politika Kıbrıs sorunu ve Ermeni meselesindeki defansif tutumdu. Dış politikada temel ilkemiz, politikanın Ankara merkezli olmasıdır. Çok boyutlu dış politika da süreck. Kimse Türkiye'yi Avrupa ile Asya kıskacına almaya çalışmasın. AB üyelik hedefimiz stratejiktir. Türkiye'nin AB hedefi stratejik bir hedeftir ve kararlılıkla devam ettirilecektir. İlk Dışişleri Bakanı olduğumda söylemiştim. "Hattı diplomasi yoktur, sattı diplomasi vardır, sat ise bütün dünyadır. Dış politika sadece "reel politika" değildir. "İnsani ve vicdani diplomasiye dayalı" dış politika izleyeceğiz. Allah bize, nerede bize yardım eden yok mu diyene yardım etme kudreti versin.
Son Dakika › Güncel › Kardeşimiz Bile Olsa, O Eli Keseriz! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?