Siyasi Partilerde Bayramlaşma Ziyaretleri… CHP'li Nazlıaka'dan Yeniden Refah Partili Geyveli'ye: "Hiçbir Çocuk Erken Yaşta ve Zorla Evlendirilmesin" - Son Dakika
Güncel

Siyasi Partilerde Bayramlaşma Ziyaretleri… CHP'li Nazlıaka'dan Yeniden Refah Partili Geyveli'ye: "Hiçbir Çocuk Erken Yaşta ve Zorla Evlendirilmesin"

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka başkanlığındaki CHP heyeti, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli başkanlığındaki parti heyeti ile CHP Genel Merkezi’nde bayramlaştı. Nazlıaka, ziyaret sırasında; “Hiçbir çocuk erken yaşta ve zorla evlendirilmesin. Her çocuk iyi bir eğitim görsün” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli ise “Bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği var. Burada sizin de ifade buyurduğunuz gibi kendi evlatlarımız için istediğimizi biz Türkiye’nin ve hatta tüm dünyanın çocukları için isteriz” diye konuştu. Nazlıaka, Geyveli’ye "'Ama 15 yaşındaki çocuk evlenecek olgunluğa sahiptir’ cümlesini hiçbir şekilde farklı anlamak mümkün değil. Cümle çok açık ve net. Hiç şüphesiz bu çocuğa yönelik şiddettir” diye yanıt verdi.

29.06.2023 20:13

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka başkanlığındaki CHP heyeti, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli başkanlığındaki parti heyeti ile CHP Genel Merkezi'nde bayramlaştı. Nazlıaka, ziyaret sırasında; "Hiçbir çocuk erken yaşta ve zorla evlendirilmesin. Her çocuk iyi bir eğitim görsün" dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli ise "Bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği var. Burada sizin de ifade buyurduğunuz gibi kendi evlatlarımız için istediğimizi biz Türkiye'nin ve hatta tüm dünyanın çocukları için isteriz" diye konuştu. Nazlıaka, Geyveli'ye "'Ama 15 yaşındaki çocuk evlenecek olgunluğa sahiptir' cümlesini hiçbir şekilde farklı anlamak mümkün değil. Cümle çok açık ve net. Hiç şüphesiz bu çocuğa yönelik şiddettir" diye yanıt verdi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever ve Gençlik Kolları MYK Üyesi Uygar Elitoğ'dan oluşan CHP heyeti, Kurban Bayramı'nın ikinci gününde bayramlaşmaya gelen siyasi parti heyetlerini ağırladı. CHP heyeti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ile bayramlaştı. CHP heyeti ayrıca CHP Genel Merkezi'nde partililerle de bayramlaştı.

"BELKİ KAZANAN OLAMADIK AMA SONUÇTA 25 MİLYONUN DA OYUNU ALDIK"

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, şunları söyledi:

"Buruk kutluyoruz bu bayramı. Bir tarafta depremzedeler, diğer tarafta şehit ailelerimiz var. Yoksullukla mücadele eden vatandaşlarımız var. Birçok sorun iç içe geçmiş durumda. Aynı inanç ve kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Mutlaka başaracağız. İnanmak, başarmanın yarısıdır. Bu seçimde güzel bir performans gösterildi. Belki kazanan olamadık ama sonuçta 25 milyonun da oyunu aldık. Tüm yurttaşlarımıza olan sorumluluğumuzun farkındayız."

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin ise şöyle konuştu:

"En azından Kemal Bey'in liderliğinde Altılı Masa'da bu ülkenin farklı görüşlerinin ortak bir manifesto niteliğinde mutabakat metni ortaya koyabileceğini, iktidar olması halinde 5 yıl ülkeyi nasıl yöneteceğini iktidar olmadan tüm yönleriyle ortaya koyabilmenin bir başarı hikayesi olduğunu unutmamak lazım.

"MECLİS'İN TAMAMININ ONAYIYLA BİR ULUSLARARASI SÖZLEŞMEYİ BİZ KABUL ETMİŞSEK AYNI USULLE EN AZINDAN BU SÖZLEŞME KALDIRILSA KİMSENİN BİR İTİRAZI OLMAZ"

Burada tamamen bir başarısızlık hikayesi yok. Seçimin mağlubu olmuş olmak ayrı ama ortaya koyduğunuz değerler, bir ve beraber hareket etme… Bundan sonraki süreç içerisinde, biraz önce ziyaret ettiğimiz bir siyasi partide, bize İstanbul Sözleşmesi'ni ama İstanbul Sözleşmesi'ni anlatırken de İstanbul Sözleşmesi'nin Erdoğan ile Bahçeli'nin bir gece yarısı, kafa kafaya verip Meclis'ten çıkarttıkları bir yasa olarak biliyorlar, bizi kabul edenler. Burada bize 'Destek olur musunuz?' gibi bir söylem… Dedim ki 'Böyle bir şey söz konusu değil.' Sizin de içinde olduğunuz 24. Dönem parlamentosunda hepimizin ayakta alkışlayarak kabul ettiğimiz, onayladığımız bir sözleşme. Orada ülkede muhalefet yoktu. Hepimiz iktidar olmuştuk. O gün, o uluslararası sözleşmeye ve o uluslararası sözleşmenin ismi İstanbul Sözleşmesi'ydi. Bu bizim için bir gurur kaynağıydı. Arkasından gelen 6284 Kadına Yönelik Şiddete ilişkin yasam ve diğer hususlar. Eksiklik varsa daha fazlasını tamamlayalım. Ama kadının, bireyin daha özgür olduğu bir ortamı yaratmak kendi elimizde. Ancak Meclis'in tamamının onayıyla bir uluslararası sözleşmeyi biz kabul etmişsek aynı usulle en azından bu sözleşme kaldırılsa kimsenin bir itirazı olmaz. Ama yetkide ve usulde paralellik ilkesi, hukukta bu net olarak kullanılan bir şey. Ancak bunların tamamı bertaraf edilmek suretiyle sadece Cumhurbaşkanı'nın bir kararnamesiyle ortadan kaldırılan bir uluslararası sözleşme. Bu bizim kurumsal görüşümüz."

"DEPREMİN SONUÇLARI SADECE KAYIPLARIMIZLA KALMADI ÇOK BÜYÜK BİR ENGELLİ KİTLESİ OLUŞTU"

Gelecek Partisi Çevre ve İklim Politikaları Başkanı Meryem Türktekin, bayram ziyaretinde şunları söyledi:

"Deprem bölgesinden geliyorum. Bizim gündemi olabildiğince hızlı bir şekilde depremzedelere tekrar yönlendirmemiz gerekiyor. Orada hala büyük sıkıntılar var. Ne yaparsak yapalım oradaki eksiklikleri giderebilmek mümkün değil. İnsanlar çok büyük yoksulluklar ve yoksunluklar yaşıyorlar. Hem iş hem eş, evlat kaybı. Bir taraftan da geleceğe dair tüm güvenliğini kaybetmiş durumdalar. Depremin sonuçları sadece kayıplarımızla kalmadı çok büyük bir engelli kitlesi oluştu."

"ÇOCUKLAR İÇİN AYDINLIK BİR GELECEK TASVİRİ YAPARKEN GENEL BAŞKANINIZIN KENDİ ÇOCUKLARI NİÇİN ÇİZDİĞİ O AYDINLIK GELECEK, O EĞİTİM HAYATINA DAİR İYİ DUYGULAR ÜLKENİN TÜM ÇOCUKLARI İÇİN GEÇERLİ OLSUN"

'Çocuklar açısından daha aydınlık bir Türkiye olsun' diyen Nazlıaka, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli'ye şunları söyledi:

"Çocuklar için aydınlık bir gelecek tasviri yaparken Genel Başkanınızın kendi çocukları için çizdiği o aydınlık gelecek, o eğitim hayatına dair iyi duygular ülkenin tüm çocukları için geçerli olsun. Hiçbir çocuk erken yaşta ve zorla evlendirilmesin. Her çocuk iyi bir eğitim görsün. Eğitimde fırsat eşitliği olsun. Çocuklarımız hayata sımsıkı tutunabileceği, iyi bir meslek sahibi olabileceği yolları hak ettiği gibi kat etsin."

"KENDİ EVLATLARIMIZ İÇİN İSTEDİĞİMİZİ BİZ TÜRKİYE'NİN VE HATTA TÜM DÜNYANIN ÇOCUKLARI İÇİN İSTERİZ"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli, Nazlıaka'nın sözlerine şu yanıtı verdi:

"Bizler maalesef medya gücünden yoksun olarak ve kendi sesimizi duyurma noktasında çok da şanssız bir şekilde bir pozisyon almış durumdayız. Haksızca saldırılara maruz kalıyoruz. Bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği var. Burada sizin de ifade buyurduğunuz gibi kendi evlatlarımız için istediğimizi biz Türkiye'nin ve hatta tüm dünyanın çocukları için isteriz."

Nazlıaka, Geyveli'ye "'Ama 15 yaşındaki çocuk evlenecek olgunluğa sahiptir' cümlesini hiçbir şekilde farklı anlamak mümkün değil. Cümle çok açık ve net. Ne anlama geldiği o kadar net. Hiç şüphesiz bu çocuğa yönelik şiddettir. Bunun başka bir adı yok. Kabul edilemez bir şeydir" diye yanıt verdi.

"HİÇBİR ŞEKİLDE KIZ EVLATLARIMIZI BÜYÜMEDEN VE HATTA ONLARI ÜNİVERSİTEYİ BİTİRMEDEN HATTA İMKAN OLURSA YÜKSEK LİSANSI BİTİRMEDEN EVLENMELERİNİ BEN DOĞRU BULMUYORUM"

Geyveli, sözlerine şöyle devam etti:

"2 kız babasıyım. Aynı genel başkanımız gibi düşünüyorum. Hiçbir şekilde kız evlatlarımızı büyümeden ve hatta onları üniversiteyi bitirmeden hatta imkan olursa yüksek lisansı bitirmeden evlenmelerini ben doğru bulmuyorum. Burada genel başkanımıza sorulan soru şuydu. 'Geçmişte yapılan çocuk evliliklerinden dolayı mağduriyetler var. 10 yıl sonra karşısına çıkıp bunların babalarının, annelerinin dahi içeri alınmalarıyla beraber bizlere yansıyan kadarıyla 30 bin civarında bir mağdur kesim var.' Bu mağdurlara dönük olarak bir affın gerekliliği üzerindeki yapmış olduğu bir konuşmadır. Bu tam anlamıyla çevriliyor. Asla ve kat'a çocuklarımızın bir şekilde cinsel istismara uğramalarını, 15 yaşında evlenmelerini hatta bırakın 18 yaşında evlenmelerini dahi doğru bulmayan bir kişi olarak söylüyorum."

Nazlıaka, Geyveli'ye; "Bunu duyduğuma sevindim. Neredeyse 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır'la cümlelerinize devam edecek gibisiniz" dedi.

"LGBT İLE ALAKALI OLAN KISIMLARINA, BİZ GEÇİT VERMEYİZ"

Geyveli, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin şöyle konuştu:

"İstanbul Sözleşmesi gelmeden evvel acaba Türkiye'de veya Avrupa'da kadınlarımız korunmuyor muydu? Sonrasında biz kadınlarımızı, çocuklarımızı hakikaten koruma noktasında mağduriyetlerinde ve istismarlarında en ağır cezaların verilmesini, aynı zamanda bunların korunması için gerekli olan ne kadar kanun varsa hepsinin çıkarılmasından yanayız. Gerçek olan bir şey var. TBMM'de Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu var. 26 vekil var. Bunun 22 tanesi kadın, 4 tanesi erkek. Aynı zamanda boşanma davalarına bakan hakimlerimizin yüzdesel olarak ezici bir çoğunluğu kadınlarımız, bu suçlara bakan savcılarımızın büyük bir çoğunluğu kadınlarımız. Yüzde yüzünün de kadın olmasından asla ve kat'a rahatsız olmayız. Yeter ki hukuka ve kanunlara uygun şekilde hareket edilsin. Burada hiçbir şekilde bizim 6284 denilen 'Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine', adından da olduğu gibi karşı duruşumuz söz konusu değil. İçinde birtakım cinsiyetçi olan, özellikle söylüyorum LGBT ile alakalı olan kısımlarına, biz geçit vermeyiz. Bu konuda geleceğimizi, çocuklarımızı, ailemizi koruma noktasındaki hassasiyetimiz çok keskin bir şekilde devam ediyor ve edecektir. Ama diğer noktalarda kadınlarla, erkeklerle cinsiyetçi bir politika üzerinden bir siyaseti asla doğru bulmuyoruz."

"DÜZCE'DE PARTİNİZİN BİR KADIN MİLLETVEKİLİ ADAYININ SİLÜETİNİN KONULMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİLDİR"

Nazlıaka, Geyveli'nin İstanbul Sözleşmesi ve 6284 numaralı kanunla ilgili sözlerine şöyle yanıt verdi:

"'Cinsiyetçi ve her türlü ayrımcılığa karşıyız' derken söylemeden edemeyeceğim Düzce'de partinizin bir kadın milletvekili adayının silüetinin konulması kabul edilebilir bir şey değildir. Kadınlar bir gölge değildir. Kadınlar nesne değildir, toplumun öznesidir ve birer eşit bireydir. Diğer tarafta yine Aydın'da milletvekili adayı olan bir kadın arkadaşımızın 'Erkeklerle yan yana fotoğraf çektirilmez' diyerek sandalyesinin yerinin değiştirilmesi, sonra o yerin de beğenilmeyip sandalyenin 1 metre öteye konulması, o kadın arkadaşın sanki bulaşıcı hastalık taşıyormuşçasına ayrımcı, cinsiyetçi ve asla insan haklarıyla da örtüşmeyen bir davranış biçimidir.

"İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARIN KENDİSİNİ İSTİSMAR EDEN KİŞİLERLE EVLENDİRİLMESİ VE AF YASASININ ÇIKARTILMASI KONUSUNDA SİZİNLE HEMFİKİR OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"

Az önce bahsettiğiniz istismara uğrayan çocukların kendisini istismar eden kişilerle evlendirilmesi ve af yasasının çıkartılması konusunda sizinle hemfikir olmamız mümkün değil. Çünkü bu aslında istismarı da meşrulaştıran bir tutum anlamına geliyor ve çocuklar iki kez istismara uğramış oluyor. Dikkat edin 'istismarcısı' ifadesini, iyelik ekini kullanmıyorum. Çünkü dediğim gibi çocukları ikinci kez orada mağdur etmek istemiyoruz. Orada çocuklar nesneleştiriliyor. Adeta bir eşya, mal yerine konuluyor. Bu da tabi asla kabul edilemez.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN 2014 YILINDA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİYLE BİRLİKTE O TARİHLERDE ŞİDDET VAKALARINDA DÜŞÜŞ YAŞANDI. SÖZLEŞMENİN VARLIĞI BİLE ASLINDA KADINLARA NEFES ALDIRIYORDU"

6284 ile ilgili olarak ise mesela 'Kadının beyanı esastır' unsurunun tam olarak anlaşılmamış olduğunu zannediyorum. Bütün yasalara baktığınızda öncelikli ifade suçu önlemeye dönüktür. Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Yasası deriz. Öncelikle suçu önlemeye çalışırız. Önleyemiyorsak koruma tedbirlerini alırız. Onu yapamazsak caydırıcı cezalar verilir ve güçlendirecek bütüncül politikalar üretilir. Dört aşaması vardır bunun. Bu noktada kadının beyanının esas alınmasında 9 kriter var. Bir kadın bir kişiyle ilgili olarak iddiada bulunduğu takdirde o kişi masumiyet karinesine aykırı bir şekilde 'suçlu' olarak ilan edilmiyor. Ancak uzaklaştırma kararı verilerek suçun oluşması önleniyor. Bu çok kıymetli. Biz burada iktidara ve iktidarın ittifak ortaklarına da 'Yasaları değiştirme, dokunma, uygula' diyoruz. Şiddetle topyekün baş etmeliyiz. Bunu yaparken de kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz biz, vazgeçmeyeceğiz. Sözleşmenin feshinden sonra uygulanan şiddetlerde artış oldu. İstanbul Sözleşmesi'nin 2014 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte o tarihlerde şiddet vakalarında düşüş yaşandı. Sözleşmenin varlığı bile aslında kadınlara nefes aldırıyordu.

"BİZ DE KADIN ÜZERİNDEN O OPERASYONLARA MARUZ KALDIK"

Geyveli, "Siyaset zamanında her bir partiye komplolar yapıldı. Bazı operasyonlara maruz kaldılar. Biz de kadın üzerinden o operasyonlara maruz kaldık. Düzce'deki olay da aynıdır, Aydın'daki olay da aynıdır. Yeniden Refah Partisi olarak bu olayları tasvip ettiğimiz asla ve kat'a söz konusu değildir. Gerekenler yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bizim 60 tane kadın adayımız varken herkes Meclis'te 85 milyona hitap edecekken, orada bir tane bayan adayımızın kendini karaltı olarak göstermesi söz konusu olamaz. Bunlar tam anlamıyla bir komplodur. Kimse kadın düşmanı değil" diyerek sözlerine son verdi.

Siyasi Partilerde Bayramlaşma Ziyaretleri… CHP\'li Nazlıaka\'dan Yeniden Refah Partili Geyveli\'ye: "Hiçbir Çocuk Erken Yaşta ve Zorla Evlendirilmesin"
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Siyasi Partilerde Bayramlaşma Ziyaretleri… CHP'li Nazlıaka'dan Yeniden Refah Partili Geyveli'ye: 'Hiçbir Çocuk Erken Yaşta ve Zorla Evlendirilmesin' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement