"Örgüt üyeliği" suçlamasıyla mahkemeye sevk edilen eski 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı bulunan 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer'in ise adliyeye gitmediği öğrenildi.
ÖZÇELİK TUTUKLANDI, SİLİVRİ'YE GÖNDERİLDİ
Hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik için gözaltı kararı HSYK Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa'nın talebi üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilmişti. Ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Başer ve Özçelik'i, "örgüt üyesi" oldukları iddiasıyla tutuklanmaları talebiyle Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etmişti. Özçelik çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Özçelik, Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
BAŞER İÇİN YAKALAMA KARARI
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski hâkimi Mustafa Başer hakkında ise yakalama kararı çıkartılmasına karar verdi. İstanbul dışında olan Mustafa Başer Twitter'da paylaştığı mesajlarda, sabah erken saatlerde adliyeye gideceğini açıkladı.
HAKİM METİN ÖZÇELİK TUTUKLANMADAN ÖNCE BASIN AÇIKLAMASI YAPMIŞTI
Bu arada Metin Özçelik, bugün tutuklanmasından kısa bir süre önce yazılı basın açıklaması yapmıştı. Özçelik açıklamasında, hakim olarak yaptığı yargısal görev kapsamında HSYK tarafından açığa alındığını aktardı. Savunma hakkı dahi verilmeden kamuoyu önünde iftira boyutuna varan asılsız suçlamalara maruz bırakıldığını aktaran Özçelik, "Görevden el çektirilmem nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla bu ithamlara karşı AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 10. Maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında açıklama yapmayı gerekli görüyorum." diye belirtti. Sulh Ceza Hakimliği'ni kuran yasada redd-i hakim konusunda bir düzenleme olmadığını aktaran Özçelik, "Şu anda yürürlükte olan kanunları kanun koyucunun bilmediğini ve düzenleme yapılmasının unutulduğunu iddia etmek milletimizin iradesinin tecelli ettiği TBMM'ye yapılmış bir haksızlık hatta hakaret olacağına göre sulh ceza hakimlikleri kurulurken redd-i hakim konusunun düzenlenmemesi bilinçli bir tercihtir. TBMM sulh ceza hakimliklerini her türlü ayrıntılı düzenlemeyi yapmış ancak redd-i hakimlik konusunda düzenleme yapmayarak genel hükümlerin uygulanmasını istemiştir. Bu nedenle karar verdiğim tarihte yürürlükte bulunan ve herkes gibi benim de uymam gereken Ceza Muhakeme Kanunu'nun 27/2. maddesine göre sulh ceza hakimliklerine karşı yapılan redd-i hakim taleplerini inceleme görevi Asliye Ceza Mahkemeleri'ne aittir." şeklinde aktardı.
Sulh ceza hakimliklerine ilişkin ilk red talebinin kendi mahkemesine yapılmadığının altını çizen Özçelik, daha öncede asliye ceza mahkemelerine taleplerde bulunulduğunu hatta iki mahkeme arasında çıkan uyuşmazlığın nöbetçi İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurulduğu buranın da redd-i hakim talebine asliye ceza mahkemelerinin bakması gerektiği yönünde karar verdiğini hatırlattı.
"ÜZERİNDE UZUN SÜRE ÇALIŞTIM"
Avukatların redd-i hakim talebi üzerine dosya üzerinde uzun süre çalıştığını anlatan Özçelik, "Yaptığım inceleme sonucunda redd-i hakim taleplerinin kabulüne karar verdim ve tahliye talebini değerlendirmesi için dosyayı nöbetçi asliye ceza mahkemesine gönderdim." diye ifade etti. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği 'Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı yok hükmündedir' kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirten Özçelik, günlerdir kendisine medyada sistematik bir şekilde asılsız ve iftira boyutlarında medyanın bir kısmı tarafından kendisine saldırıldığını hatırlatıp yasal haklarını kullanacağını ifade etti.
"GÖREVDEN ALINMAM ANAYASAYA AYKIRI"
Kendisini görevden alınmasının hakimlik teminatını düzenleyen anayasanın 138. Maddesine aykırı olduğunu vurgulayan Özçelik, "Demokratik hukuk normlarına bağlı hukukun üstünlüğünü esas alan ve sadece vicdani kanaati doğrultusunda karar veren Türkiye Cumhriyeti'nin bir hakimi olarak bu kararı mensubu olduğum yargının bağımsızlığı adına esefle karşılıyorum. Siyasi kişilerin açıkça kararımın aleyhine tweetlerini sayfasında paylaşmakta sakınca görmeyen ve bu nedenle taraflı olduğunu peşinen deklare etmiş bir başkanın görev yaptığı HSYK'nın 2. dairesinden başka bir sonuç beklemek sanırım iyimserlik olurdu. Benim için ölçü; yasalar, taraf olup kabul ettiğimiz uluslararası hukuk metinleridir. Kararımın dayanak noktası da iç hukuk ve evrensel hukuk normlarıdır. Bunun aksini ileri sürenleri ispata davet ediyorum. Zaten kararın gerekçesi ve dayanaklarıyla ilgili bir şey söyleyemeyenler iftira ve karalama kampanyası ile şahsımı hedef almaktadır." diye ifade etti.
Özçelik, temel hak ve özgürlüklerin siyasilerin iki dudağı arasına sıkıştığı "uygun" karar vermeyen yargı mensuplarının sürgün edildiği yargının bağımsız olup olmadığını kamuoyunun takdirine bıraktığını söyledi. Kendisi hakkındaki açığa alma kararının hukuka aykırı olduğunu ifade eden Özçelik, "Bir hakim hakkında yapılacak itham veya herhangi bir şikayetin uygun bir yöntemle süratle ve adil bir şekilde çözümlenmesi hakime kendisine savunma hakkının tanınması, uluslar arası hukuk metinlerinde teminat altına alınan hususlardır. Geçici olarak görevden alınma veya göreve son vermeye ilişkin işlemler kökleşmiş yargı ilkeleri çerçevesinde yapılmalıdır. Hakkımda başlamış ve sonuçlandırılmış bir inceleme olmadan ayrıca savunma hakkı verilmeden, hangi gerekçe ile verildiğini bilmediğim, geç verildiği için yürütme organı mensuplarından özür dilenen bir karar var. Açığa almış olmamım vicdanını kaybetmemiş insanların vicdanına havale ediyorum." dedi. Özçelik açıklamasının sonuna "Bu açıklama başka türlü savunma imkanı olmayan şahsımın uğradığı haksızlığı kamuoyuna duyurmak için AİHS 10. maddesi kapsamındaki ifade özgürlüğü kapsamında yapılmıştır." ifadelerini kullandı.
AVUKATI KARAR SONRASI AÇIKLAMA YAPTI: SADECE GÜLÜYORUZ
Tutuklama kararı sonrası hakim Özçelik'in avukatı Önder Durdu açıklamalar yaptı. Durdu, "29. Asliye Ceza Hakimi Metin Özçelik'in tutuklanmasına karar verildi. Üzerine atılı suçlama, devleti yıkmaya teşebbüs eden diğer sanıklarla aynı fikir ve eylem birlikteliği içinde olduğu gibi, komik bir gerekçeyle tutuklandı. Dosyada hiçbir delil yok, kendi mahkeme kararı, imzalı mühürlü mahkeme kararı dışında hiçbir delil yok dosyada. Bir hukukçu olarak gülmekten başka bir tepki gösteremiyoruz. Size sadece şunu söyleyeyim, bu basın açıklamasının belki kısa özetini hakim bey, karar sonrasında mahkeme heyetine yaptı. Ben dedi, sizin yerinizde olmaktansa burada olmayı yeğlerim. Adaletin ulaştığı yer açısından çok üzgünüm ama kendi açımdan gayet rahatım, gayet müsterihim. Bugünlerin geçeceğine kanaatim tam." açıklamasını yaptı.
"DELİL YOK"
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Durdu, şunları söyledi: "Açığa alındığına ilişkin kendisine ulaşmış bir şey olduğunu bilmiyorum tam olarak. Hakim Mustafa Başer hakkında yakalama kararı var, tutuklama kararı yok. Yarım saat duruşma sürdü. 2 saat kadar da kararın yazılmasını bekledik. Nöbetçi mahkemeye müzekkere yazılması ve işlemlerin nöbetçi mahkemece yapılması gerekirdi fakat Hakim Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) başmüfettişi doğrudan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazmış bu müzekkereyi. Özel terörle ilgili suçlara bakmakla yetkili bir mahkeme 2. Ağır Ceza Mahkemesi. Bu yetkiyi, kovuşturma sonrası yani dava açıldıktan sonraki sürece ilişkin bir yetki, soruşturma aşamasını kapsamayan bir yetki. Biz buna itiraz ettik fakat itirazımız kabul edilmedi. Suç delili olarak, verdiği mahkeme kararı, başka bir delil yok. Metin Bey doğrudan savunmasını yaptı, mübaşire kendisi yazdırdı. Mevzuata uygun bir karar olmadığı kanaatindeyiz. Böyle bir uygulamaya ben şahit olmadım, okumadım, görmedim, duymadım. Hangi cezaevine sevk edileceği henüz belli değil."
İŞTE BUGÜNE KADAR YAŞANANLAR:
Paralel yapı iddialarına yönelik olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında Temmuz 2014'de başlayan ve arka arkaya yapılan operayonlarda tutuklanan emniyet görevlileri ve Karaca'nın avukatları, tutuklama kararı veren ve yapılan itirazları değerlendiren 10 ayrı Sulh Ceza Hakimi ile ilgili redd-i hakim talebinde bulundu. Şüpheli avukatları, redd-i hakim taleplerini o gün nöbetçi İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne yaptı.
SAVCILIK DOSYALARI GÖNDERMEDİ
29. Asliye Çeza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik, redd-i hakim talebini değerlendireceğini belirterek soruşturmayı yürüten savcılıktan dosyaları istedi. Bu talep üzerine savcılık, bu talebi değerlendirme yetkisinin bulunmadığını belirterek dosyaları İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermedi. 29. Asliye Ceza Mahkemesi, redd-i hakim talebini avukatların yaptığı talep ve verdikleri dosyalar üzerinden kabul etti. İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi, tahliye taleplerinin değerlendirilmesi için dosyayı İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
TAHLİYE ETTİ
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Başer de tahliye taleplerini kabul ederek Hidayet Karaca, Yurt Atayün, Yakup Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 75 şüpheli hakkında tahliye karar verdi.
"YETKİSİ YOK"
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 10 ayrı Sulh Ceza Hakimliği ile ilgili redd-i hakim kararının usulsüz olduğunu belirten İstanbul 10. Sulh Cez Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi'nin yetkisi olmadığını halde verdiği redd-i hakim kararının usulsüz ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle "Yok" hükmünde olduğu yönünde karar verdi. 10. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama ve itirazları değerlendirme yetkisinin Sulh Ceza Hakimliği'nde olduğunu belirtti.
TAHLİYE EDİLMEDİLER
Yaşanan bu gelişmeler üzerine verilen kararların yok hükmünde olduğu belirtilerek haklarında tahliye kararı verilen 63 şüpheli tahliye edilmedi. HSYK tarafından yaşanan olaylarla ilgili olarak İstanbul Adalet Sarayı'na iki başmüfettiş görevlendirildi. Müfettişlerin hazırladığı ön rapor HSYK gönderildi. HSYK 2. Dairesi tarafından yapılan toplantıda iki hakimin açığa alınmasına karar verildi.
Son Dakika › Güncel › Tahliye Krizi! Hakim Metin Özçelik Tutuklandı, Başer İçin Yakalama Kararı - Son Dakika
Yorumlar (70)