Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, " Suriye'de, Amerika ile orada terör koridorunu ortadan kaldırmak, onun yerine barış koridoru ya da güvenli bölge oluşturmak için çalışıyoruz ama bu çalışma süreci Münbiç gibi olmayacak, buna müsaade etmeyeceğiz. Bir oyalama sürecine kesinlikle müsaade etmeyiz. Çünkü bu bizim için hayati derecede önemli bir güvenlik meselesidir." dedi.
Milli Mücadele'nin 100. yılı nedeniyle 11. Büyükelçiler Konferansı'nın son gününde büyükelçilerle Samsun'a gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kentteki bir otelde iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve öğrencilerle yemekte bir araya geldi.
Bakan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, tüm dünyadaki gelişmeleri iyi takip edebilmek, oralarda aktif olabilmek için açılımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.
Afrika açılımının bir ortaklık politikasına dönüştüğüne işaret eden Çavuşoğlu, "Bunu sadece misyon sayısı ile değerlendirirsek eksik kalırız. Ticaretimiz 2.9 milyardan 23 milyara çıktı. Yani ilave 20 milyar artı ama bu da yetmez. Çünkü Doğu Asya, evet ekonominin merkezi oluyor da Afrika da uyanıyor. Kazan kazan anlayışı ile bunu çok daha iyi değerlendirmemiz lazım." diye konuştu.
"Asya'nın sunduğu imkanları çok daha iyi değerlendirmemiz lazım"
Türkiye'nin AFAD, Kızılay, TİKA, Yunus Emre Enstitüleri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve tüm kuruluşlarıyla dünyanın her yerinde olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
"Aynı şey Latin Amerika için geçerli. Latin Amerika ile 2002 yılında toplam ticaretimiz 800 milyon dolar civarındaydı. Yani 1 milyar dolar bile değil. Şimdi ise bu rakam 10 milyar doların üzerine çıktı, daha da arttıracağız, çalışıyoruz. İşte 'dünyadaki değişimi takip ediyoruz' dedik. Asya artık ekonomide bir iş merkezidir. Asya'nın sunduğu imkanlar var. Bu imkanları çok daha iyi değerlendirmemiz lazım. Bugüne kadar Asya'da yok muyduk? Vardık. İki yıl önce Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'nde (ASEAN) statü elde ettik ve 2 yıldır resmi olarak toplantılarına katılıyoruz ve o örgüte üye ülkelerin tamamında elçiliklerimiz ve büyükelçiliğimiz var."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Asya ile ticaretinin arttığına da vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 17 yılda Asya ile olan ticaretimiz 2 katına çıkmış ama hem Türkiye'nin potansiyeline hem de Asya'nın potansiyeline baktığımız zaman daha halen istediğimiz noktada değiliz. Yine ikili düzeyde tüm kurumlarımızın ve bizlerin gayretleriyle ilişkilerimiz çok iyi durumda. Siyasi problem olduğumuz yani ciddi anlamda görüş ayrılıkları her ülke ile olabilir ama ciddi krizler yaşadığımız belki bir, iki tane ülke olabilir ama genel anlamda diyorum sorun yok. Bu değişimi görmek lazım, bu değişim dünyayı nereye götürüyor ona bakmak lazım. Bir taraftan sanayi ağırlık ekonomiden, dijital teknoloji ağırlık, servis ağırlık ekonomiye geçerken bunlardan kim istifade ediyor ve ekonomileri ne kadar büyüyor, bu ekonomik büyüme hangi fırsatları ortaya çıkarıyor ve bunları nasıl değerlendiririz. İşte tüm arkadaşlarımızla bunu çok iyi takip ediyoruz ve görüyoruz. Bakıyoruz ki Asya ülkelerinin ekonomik gücü artıkça kendilerine hedefler koyuyorlar. 2030, 2040 gibi tıpkı bizim 2023, 2053 ve 2071 hedefleri gibi. Bu hedeflerin içinde çok ciddi projeler var. Bu projelerde bizim iş adamlarımız nasıl yer alabilir, o ülkelerin firmaları ile bizim firmalarımız Afrika gibi üçüncü dünya ülkelerinde neler yapabilir, ticareti nasıl artırabilir, bunları konuşuyoruz."
Dünyada Türk ürünlerinin gitmediği ülke olmadığını belirten Çavuşoğlu, en küçük 5 veya 6 bin nüfuslu ada ülkelerinde bile Türk ürünlerinin bulunduğunu söyledi.
Yeniden Asya Açılımı
"Yeniden Asya Açılımı" başlattıklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız da bize güçlü bir destek verdiler. Bunu tek başımıza başarmamız mümkün değil. Esasen bugün dış politikanın alanlarına baktığımız zaman, dış politikayı tek başımıza bizim Dışişleri Bakanlığı olarak da yürütmemiz mümkün değil. Parlamenter diplomasi örneğin her geçen gün daha da önem kazanıyor. Sivil toplum örgütlerinin yürüttüğü diplomasi ve kamu diplomasisi çoğu zaman bizim resmi yaptığımız çalışmalardan daha ve güçlü oluyor. Biz çünkü resmi görüşüyoruz. O yüzden Yeniden Asya Açılımı çerçevesinde devletimizin kurumları, aynı şekilde üniversitelerimiz, aynı şekilde iş dünyamız, aynı şekilde toplumun değişik kesimleri ve halklar arasındaki temas gibi herkesin işin içine gireceği bir stratejiyi hızlıca hayata geçireceğiz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, ikinci açılım olarak, "Dijital Diplomasiyi" ön plana çıkaracaklarını vurgulayarak, "Dijital diplomasinin içinde dijital ticaret de var ve dijital savaşlardan tutun da toplumu ilgilendiren her şey var. Bugün bakıyoruz, dijital diplomasiye kafa yoran, inceleyen ve dijital gelişmelerin, inovasyonların diplomasiye etkilerini yakından takip eden ülkeler var. Biz bunun gerisinde kalamayız. İnşallah bunların hepsini birleştirerek diplomasimiz çok daha etkin olacak, bu ülkemizin etkinliği demektir." ifadesini kullandı.
Suriye'de ABD ile güvenli bölge oluşturulması
Türkiye'nin stratejik olarak kolay bir bölgede olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, şunları aktardı:
"Kolay bir bölgede yaşamıyoruz. Terörle mücadelede iki yüzlülüğü ve çifte standardı görüyorsunuz, terörün her türlüsü ile mücadele ediyoruz. Ayrıca şöyle etrafımıza baktığımız zaman Karabağ problemi, hemen yanı başımızda Gürcistan'daki itilaflar, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimler ve Kırım'ın durumu. Biraz daha batıya gittiğiniz zaman Karadeniz etrafından bahsediyorum yine Moldovya'daki iç problemler. Hepsinin bir dış potansiyeli var. Ara ara da bölgede gerginliği arttırıyor, ara ara böyle volkanik dağlar gibi bir püskürme oluyor. Bunların elbette çözümü çok kolay değil, biz elimizden gelen katkıyı sağlıyoruz ama diğer taraftan güneyimize gittiğimizde sıcak çatışmalar var. Irak'ta, şimdi seçimden sonra düzeliyor, en çok destek veren biziz. Yine Suriye'de bir taraftan terörle mücadele, bir de söylediğimiz gibi Amerika ile orada terör koridorunu ortadan kaldırmak, onun yerine barış koridoru ya da güvenli bölge oluşturmak için çalışıyoruz ama bu çalışma süreci Münbiç gibi olmayacak, buna müsaade etmeyeceğiz. Bir oyalama sürecine kesinlikle müsaade etmeyiz. Çünkü bu bizim için hayati derecede önemli bir güvenlik meselesidir. O nedenle gereken adımlar sahada hızlıca atılmazsa her türlü tedbirimiz hazır, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile burada gereğini yapacağız. ya birlikte çalışarak temizleyeceğiz, biz tek başımıza bunu yapacağız. Tıpkı Afrin'de olduğu gibi, tıpkı Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi. Tüm bunlar neyi gerektirir, yani etrafımızda var olan sorunların çözümünde inisiyatif alan bir ülkeyiz. Sahada yeri geldiği zaman terörle mücadele, yeri geldiği zaman başka sınamalarla baş ettik."
"Türkiye sahada ve masada güçlü bir ülkedir"
Sahada ve masada güçlü diplomasi gerektiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bizim 11. Büyükelçiler Konferansımızın teması da 'Sahada ve masada güçlü diplomasidir.' Artık sahada kazandıklarımızı masada kaybetmiyoruz, kaybetmeyeceğiz. Masada kazandıklarımızı da sahada kaybetmek yok. Birbirini destekleyecek. İşte bu uyum içinde sahadaki aktörlerle diplomasi dahil, masadaki aktörlerin uyumu ile çok şükür gücümüzle artık Türkiye sahada ve masada güçlü bir ülkedir." dedi.
Çavuşoğlu, konuşmasında, "Yine Kafkasya'da oluşturduğumuz Karadeniz Bölgesi'ne en yakın bölge olduğu için üçlü ve dörtlü mekanizmalarla bölgelerin istikrarına katkı sağlıyoruz. İşte Özbekistan, Pakistan ve Afganistan ile birlikte yürüttüğümüz süreçlerde Özbekistan tabii ki sınır komşusu ve Afganistan'da da 4 milyona yakın Özbek ve Türk kökenli kardeşlerimiz var. Afganistan'ın istikrarı için neler yapabiliriz üçlü ve dörtlü, Azerbaycan'ı da içine kattığımız mekanizmalar gerçekten artık meyvelerini vermeye başladı. Bakü-Tiflis- Kars bunlardan bir tanesidir. Bakü-Tiflis-Kars'ın çok daha etkin kullanılması lazım. Şimdiden çok ilgi görmeye başladı. Bu çalışmalarla bölgenin istikrarına katkı sağlamaya devam edeceğiz." ifadesine yer verdi.
Türkiye'nin sadece bölgesi ile ilgilenecek bir ülke olmadığını belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Dünyanın meselelerine de hassasız. En az gelişmiş ülkelerin sorunlarına hassasız. İlk defa bizim G-20 Zirve başkanlığı dönemimizde en az gelişmiş ülkelerin sorunları G-20 Zirvesinin gündemine taşındı ama şimdi diğer ülkelerin devam ettirdiğini görmenin de mutluluğunu duyuyoruz. Diğer taraftan bölgesel kuruluşlara sahip çıkarken, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Kuruluşu başta olmak üzere dünyadaki örgütlerde inisiyatif alan ülke olduk ve artık Birleşmiş Milletler'in özellikle Güvenlik Konseyi'nin de bugünün sorunlarını çözmediğini, çatışmaları önleyemediğini ve de dünya halklarının beklentilerini karşılayamadığını söyleyerek 'dünya 5'ten 5 kez büyüktür' dedik. Dünya 5'ten büyüktür lafı içi boş bir laf değil. Yani bu sistemin nasıl adaletli ve katlayıcı olması gerektiğine yönelik fikirler ortaya koyuyoruz. Almanya ve Japonya, '5 artı 1' olsun veya '5 artı 2' olsun diyorlar. Bu sorunu çözmez. Bu mantıkla 'Ben de orada olayım' çözümü olmaz. Sen de orada olsan sorunu çözemezsin. Kapsamlı bir reforma gitmemiz lazım."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin tüm dünya meseleleriyle ilgilenen bir ülke olduğunu sözlerine ekledi.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › 11. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?