1- KARTAL'DA BİRİ RUS BANDIRALI 2 GEMİ KARAYA OTURDU
Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ - Mehmet İlkay ÖZER/ İSTANBUL DHA
Kartal sahilde lodosun etkisiyle bir Rus bandıralı kuru yük gemisi 21.00 sıralarında karaya oturdu. Gemide mahsur kalan 14 mürettebat kurtarıldı.
Olay, 21.00 sıralarında Kartal açıklarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Rusya'nın Rostov kentinden aldığı yükü İzmir'e boşalttıktan sonra, Karadeniz'e yönelen "Volgo-Donn 203 Tagarog" isimli kuru yük gemisi lodosun etkisiyle Kartal açıklarında rotasından çıkarak, sahile sürüklendi.
İhbar üzerine bölgeye sahil güvenlik, deniz polisi, sağlık ekipleri, itfaiye ekipleri ve ambulanslar sevk edildi. Geminin içindeki 14 mürettebatın kurtarılması için çalışmalar başlatıldı. İlk olarak, İtfaiye merdiven uzattı, aşırı rüzgardan mürettebatı alamadı. Kıyı emniyeti kara ekipleri, gemiye halat gererek gemiye ulaştı. Ekipler, mahsur kalan mürettebatı tek tek kurtardı. Ambulansa alınan mürettebat tedbir amaçlı çevrede bulunan hastanelere kaldırıldı.
Öte yandan Rus gemisine yakın bir bölgede de bir başka kuru yük gemisi de lodosun etkisiyle karaya oturdu. Bu geminin mürettebatının kurtarıldığı, gemide kimse kalmadığı öğrenildi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Olay yerinden görüntüler
-Kurtarılmayı bekleyen mürettabatın güvertede görüntleri
-Kurtarma çalışmaları
-Mürettebatın tek tek kurtarılması
-Ambulansa alınmaları
02.12.2016 - 21.49 Haber Kodu : 161202190
02.12.2016 - 22.38 Haber Kodu : 161202194
02.12.2016 - 23.22 Haber Kodu : 161202198
03.12.2016 - 00.32 Haber Kodu : 161203003
03.12.2016 - 01.35 Haber Kodu : 161203005
=================================
2- MAVİ MARMARA DAVASIGERGİNLİK ÇIKINCA MAHKEME DURUŞMAYI BİR HAFTA SÜREYLE ERTELEDİ
Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA
Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik 3 1 Mayıs 2010 tarihinde İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği ve 10 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin görülen davanın bugünkü duruşmasında savcı, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesini istedi. Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmaya tepki gösteren müştekilerden Çiğdem Topçuoğlu duruşma salonunda fenalaştı. Salondan çıkarılan Topçuoğlu, çağrılan ambulansa bindirilerek hastaneye kaldırıldı.
Bu sırada duruşma salonunda bulunan müştekiler ve izleyiciler tekbir getirerek sloganlar attı. Çevik kuvvet polisleri duruşma salonuna girdi, mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra, "Bu ortamda sağlıklı yargılama yapılamaz" gerekçesi ile duruşmayı gelecek hafta Cuma gününe erteledi.
Gazze'ye insanı yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıyı gerçekleştirerek 10 vatandaşımızın ölümüne, 490 vatandaşımızın da yaralanmasına neden oldukları gerekçesi ile dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında açılan davanın 21 duruşması yapıldı.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya firari sanıklar katılmazken, çok sayıda müşteki ve avukatı hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse müşteki avukatları tarafından yapılan reddi hakim talebinin de İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse istenen Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmanın geldiğini belirterek, gelen evrağa göre bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini söylerek, imzalanan anlaşmanın gönderilen Türkçe metnini okudu.
SAVCI DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTEDİ
İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girmesi Türkiye'nin yargılama hakkından vazgeçtiğini söyleyen duruşma savcısı Hüseyin Aslan, "Anlaşmanın 4. maddesi bizim için yargılama koşuludur. Bundan sonra davanın devam etmesi mümkün değildir" diyerek davanın düşürülmesini istedi.
MÜŞTEKİ AVUKATLARI ANLAŞMANIN YOK SAYILMASINI İSTEDİ
Söz alan müşteki avukatı Selçuk Kar, anlaşmanın maddelerinin incelenmesi halinde verilen tazminatın himmet tazminatı olmadığını, bir lütuf tazminatı olduğunu, yok sayılması gerektiğini söylediler. Müşteki avukatı Kaya Kartal, anlaşmanın bir af niteliği taşıdığını öne sürerek, "Af niteliğinde olursa bu davayı düşürebilir. Bu nedenle mahkemenizin bu anlaşmayı iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini istiyoruz. Bu anlaşma ile hak arama hürriyeti ihlal edilmektedir. Yaşam hakkı, işkence görmeme hakkı gibi temel insan hakları normlarını çiğneyen bu anlaşmanın yok sayılarak davaya devam edilmesini istiyoruz" dediler.
Mahkeme, anlaşmanın TBMM'de kabul edilerek yürürlüğe girdiğini belirterek, bu anlaşmanın iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi talebini reddetti.
Öğleden sonra yapılan oturumunda esas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Hüseyin Aslan, Türkiye ile İrsail arasındaki anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesi talebini yeniledi.
Müşteki avukatlarının hazırladığı 26 sayfalık esas hakkındaki savunmayı Avukat Kaya Kartal, özetleyerek okudu. Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın bu davayı düşürmeye yetmeyeceğini belirten Avukat Kartal, "Kovuşturma mecburiyeti nedeniyle yargılamaya devam edilmelidir. Kamu davasını düşüren sebepler, TCK'da ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ayrıntılı olarak ve tahdidi olarak sayılmış ve bunu genişletmek mümkün olmadığından, yargılanmaya devam edilmelidir" dedi.
DURUŞMADA GERGİN ANLAR
Müşteki avukatları, taleplerinin yerine getirilmediğini gerekçe göstererek reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmaya matuf olduğunu gerekçe göstererek oy birliği ile reddetti.
Bu sırada duruşma salonunda gergin anlar yaşanmaya başlandı. Türkiye ve İsrail arasında imzalanan anlaşmaya tepki gösteren müştekiler ve izleyicilerin, tekbir getirerek sloganlar attıkları görüldü. Bu sırada Mavi Marmara şehit olan Çetin Topçuoğlu'nun eşi Çiğdem Topçuoğlu fenalık geçirdi. Müştekilerin ve izleyicilerin, "Mavi Marmara onurumuzdur", "Kahrolsun İsrail" şeklinde sloganlar atmaya devam etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Gerginliğin sürmesi üzerine çevik kuvvet polisleri salona girerek önlem aldı. Fenalaşan Çiğdem Topçuoğlu, müştekiler ve izleyiciler tarafından salondan çıkarılarak çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırıldı.
MAHKEME GERGİNLİĞİ GEREKÇE GÖSTEREREK DURUŞMAYI BİR HAFTA SÜREYLE ERTELEDİ
Ortalığın yatışması üzerine tekrar duruşma salonuna gelen mahkeme heyeti, duruşmanın sabah saat 10.30'da başladığını, yaklaşık 12 saat sürdüğünü, sloganlar atıldığını, gerginlik olduğunu, bu şartlar altında sağlıklı bir yargılama yapılamayacağını gerekçe göstererek duruşmayı haftaya Cuma gününe erteledi.
İSTENEN CEZALAR
31 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen ve 10 vatandaşımızın ölümü, 490 vatandaşımızın da yaralanması ile sonuçlanan olay sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında, "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmekö suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Aynı kişiler hakkında ayrıca, "Mala zarar vermeye azmettirme", "Yağma suçuna azmettirme", "Eziyet suçuna azmettirme", "Haberleşmenin engellenmesine azmettirme", "Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirme" "Yaralama suçuna azmettirme", "Silahla yaralama suçuna azmettirme" suçlarından da toplam 18 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-İzleyici kamerasından duruşma salonu
-Çiğdem Topçuoğlu'nun fenalaşması
-Salondakilerin slogan atması
-Çiğdem Topçuoğlu'nun ambulansa götürülmesi
02.12.2016 - 21.58 Haber Kodu : 161202193
=====================
3- MAVİ MARMARA DAVASINDA AVUKAT AÇIKLAMASI
Haber-Kamera: Murat DELİKLİTAŞ - Ali Kerem BENGİ/ İstanbul
Mavi Marmara davasının gergin biten celsesinin ardından bir açıklama yapan Avukat Gülden Sönmez, duruşmada şaşkınlık yaşadıklarını ifade ederek "Oldukça gergin bir duruşmaydı. Duruşmanın başından itibaren davanın düşülmesi modunda yargılamaya şahit olduk. Oysa, daha önceki ara kararlar ve daha önceki belirttiğimiz hususlar doğrultusunda, bu uluslararası sözleşmenin geçerli olup olmadığı, hukuka uygun olup olmadığı ve davaya hukuku etkisinin de tartışılması gerekirdi. Öncelikle ilk tartışma konusu, bu dosyaya İsrail'le Türkiye arasında yapılan anlaşmanın orijinal metninin gelmemiş olmasıydı. Biliyorsunuz anlaşma maddelerinden en sonuncu madde, açıklayıcı madde, anlaşma metninin İngilizcesinin geçerli olduğunu söylüyor. Dosyada İngilizce metnin Türkçe tercümesi yer almadı ve konuşulamadı. Doğal olarak mahkeme içeriğini bilmediği bir anlaşmanın bu davaya etkisiyle ilgili bir tartışmaya girdi ve buna dayanarak davayı düşürmeye çalıştı. İkincisi sözleşmede geçen İngilizce bir kelimenin, anlaşmanın Türkçe nüshasında geçen bu kelimenin ne anlama geldiğinin davayı ilgilendirdiğine dair avukatlardan gelen itirazları da görmezden geldi " diye konuştu.
"DAVA DÜŞMEYECEK, DÜŞMEMELİ, DÜŞEMEZ"
Avukat Sönmez, bir sonraki celsede dava düşerse nasıl bir yol izleyeceksiniz şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:
"Dava düşmemeli, düşmeyecek, düşemez. Zira en önemli sebep bugün, bu mahkemede konuşuldu. Türkiye-İsrail arasında yapılan bu anlaşmanın içeriği af kanunu niteliğindedir. Bu ülkede İsrailli katillere kimse af çıkaramaz. Af çıkarmanın koşulları var. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre 5'te 3 oylamayla, 330'la alınması gereken bir karardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kararı 206 oyla aldı. Yani geçersiz bir anlaşma var. Hukuka aykırı olmakla beraber Anayasaya aykırı, geçersiz bir anlaşma var. Bu mahkemenin bunu bu şekilde geçirmesi demek; 20 milyon doları, 40 milyon dolar olarak bir Türk işadamından alıp veren İsrail, Türkiye'yi belki de milyarlarca dolar ödemek zorunda bırakabilir. Ben bu mahkeme heyetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, Türkiye'yi sayısız davada mahkum edecek ve milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda bırakacak bir karara imza atabileceğini düşünmüyorum."
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Adliye dışında müşteki ve yakınlarının sloganları
Çevik Kuvvet görüntü
-Grupların yürüyüşü
-Avukat Gülden Sönmez Basın Açıklaması
-Genel ve Detaylar
03.12.2016 - 00.33 Haber Kodu : 161203004
============================
4- FATİH'TE SAHTE İÇKİ OPERASYONU
Haber - Kamera: Mehmet İlkay ÖZER/ İstanbul DHA
Fatih'te bir iş hanına düzenlenen operasyonda, 3 bin şişe sahte içki ele geçirilirken 19'u yabancı uyruklu 54 kişi gözaltına alındı.
Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü, Asayiş ve Güvenlik Büro ekipleri, gelen bir ihbar üzerine Süleymaniye'de bulunan bir iş hanına operasyon düzenledi. Han içinde bulunan 27 dükkanda sahte içki imal edildiğini tespit eden polis, aralarında viski, votka ve rakı gibi içkilerin de bulunduğu 3 bin şişe sahte içkiye el koydu. Polis ayrıca 4 bin boş içki şişesi, çok sayıda sahte bandrol ve etiket ele geçirdi. Baskın sırasında imalathanelerde çalışan 19'u yabancı uyruklu 54 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler emniyete götürülürken, yüzlerce şişe kaçak içki imha edilmek üzere toplandı. Öte yandan, iş hanına gelen Fatih İlçe Tarım Müdürlüğü'nden yetkililer her cins içki ve markadan içeriklerinin ne olduğu ile ilgili analiz yapmak üzere numune aldı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Hanın dışarısından görüntü
-Şişelenmiş kaçak içkiler
-İçki yapımında kullanılan malzemeler
-İçki bidonları,
-Hanın içinden detay görüntüler
-Paketlenmiş koliden çıkarılan içkiler
-Bir dükkanda gözaltına alınan şüphelilerin çıkarılması
-Dolum esnasında bırakılmış bir içki şişesi
-Bir dükkan içinde gözaltına alınmayı bekleyen şüpheliler
02.12.2016 - 19.22 Haber Kodu : 161202173
=================================
5- EYÜP'TE SAHTE İÇKİ OPERASYONU
Haber-Kamera: Soner HASIRCIOĞLU/ İSTANBUL DHA
Eyüp'te akşam saatlerinde, otomobil içerisindeki bir şüpheliyi takip ederken sahte içki imalathanesi bulundu. Şüpheli kişi kimlik kontrolü sırasında polisten kaçarken, 600 şişe sahte içkinin ele geçirildiği imalathanede Pakistan uyruklu bir kişi gözaltına alındı.
Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Asayiş Büro ekipleri, Merkez Mahallesi Bülbüldere Caddesi üzerinde şüpheli bir aracı takibe aldı. Ekipler, Aracın içerisindeki kişiye kimlik sordu. Bu kişi, bir dükkanı göstererek orasının kendisine ait olduğunu söyledi. Polis ekiplerinin dükkanı kontrol etmek için yöneldiği sırada şüpheli, bir fırsatını aracıyla kaçtı. Polislerden biri şüphelinin peşinden giderken diğeri ise, kaçan kişinin gösterdiği dükkanın hemen yanındaki depoya girdi. Polis deponun, sahte içki üretilen imalathane olduğunu tespit etti. Bunun üzerine durumu diğer ekip arkadaşlarına haber verdi.
SATIŞA HAZIR ÇOK SAYIDA SAHTE İÇKİ BULUNDU
Takviye ekiplerin gelmesiyle imalathanede yapılan aramada, önceden şişelere doldurulmuş 600 şişe sahte içki, yaklaşık bin 500 adet de doluma hazır halde boş şişe ele geçirildi. Ayrıca, imalathanede bir kazana bağlı düzenek yapılmış içki dolum makinesinin de olduğu görüldü. Depoda olay yeri çalışması yapıldıktan sonra sonra, sahte içkilere imha edilmek üzere el konulacağı öğrenildi.
Polis ekipleri, imalathanede çalışan Pakistan uyruklu bir kişiyi gözaltına alırken kaçan kişinin yakalanması için operasyonlarını sürdürüyor.
Yetkililer, sahte içki üreticilerinin yılbaşı için hazırlık yaptıklarının tespit edildiğini söylediler.
Görüntü Dökümü:
-----------------------------
Polisin bulduğu depo
Depo içindeki sahte içkiler
Doluma hazır boş şişeler
Etiketler
Polis ekiplerinin çalışması
Şüphelinin gözaltına alınması
Genel ve detaylar
03.12.2016 - 00.02 Haber Kodu : 161203001
==========================
6- AGD ÜYELERİ AYASOFYA MEYDANI'NDA TEHECCÜD NAMAZI KILDI
Haber-Kamera: Soner HASIRCIOĞLU - İSTANBUL/DHA
Ayasofya Meydanı'nda toplanan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) üyeleri ve etkinliğe destek veren bazı STK üyeleri, Arakan, Halep ve Gazze'de bulunan müslümanlar için teheccüd namazı kılıp dua etti.
AGD üyeleri, sabah saatlerinde Ayasofya Meydanı'nda buluştu. "Unutma onlar da üşüyor" sloganıyla yapılan çağrı üzerine çok sayıda kişi de saat 05.30'da buraya geldi. Sabah namazı öncesi, teheccüd namazı kılan kalabalık tüm dünyada zulüm gören müslümanlar için dua etti. Zaman zaman çeşitli sloganlar atılırken çevik kuvvet polisinin de Ayasofya Meydan'ında önlem aldığı görüldü.
"BİZ ANCAK DUA EDEBİLİR, İÇİMİZDE SIZIYI HİSSEDEBİLİRİZ"
Basın açıklaması yapan AGD İstanbul Şube Başkanı Ali Uğur Bulut, "Malumunuz 2011 Mart'ından itibaren Suriye'de bir iç savaş başlatıldı. Altıncı yıla gelmiş bulunuyoruz. Bu süre içersinde Suriye'de yüzbinlerce insan katledilmiş, milyonlarca aile ve yuva dağıtılmış insanlar perişan edilmiştir. Bununla birlikte bütün bu bölgedeki islam şehirleri tarumar edilmiştir. Hastaneler, okullar evler, binalar, camiler, medreseler bütün islamın göstergesi olan müesseseler yerle bir edilmiştir. Sadece Suriye'de değil, Arakan'da da aynı şekilde binlerce müslüman kardeşimiz canlı canlı yakılmıştır. Irak'ta milyonlarca insan katledilmiştir. Libya'da da aynı şekilde 2001'deki ikiz kulelerin vurulmasını bahane eden Amerika, bu bölgelere Afganistan'la başlayarak bütün müslüman ülkeleri adete işgal etmiştir. Kardeşlerim elbetteki biz halkız. Bizim elimizde yetki yok. Biz ancak dua edebilir, içimizde sızıyı hissedebiliriz. Bu gece vaktinde, teheccüd vaktinde burada bu kışta toplanarak Allah'a secde edip, dua edip bu kardeşlerimizin kurtulmasını istemek gibi bir duruş ortaya koyabiliriz. Ancak buna gücümüz yeter. Şunu bilmeniz lazım ki kardeşlerim, islam birliğini kurmadan ve onun çekirdiği olan D-8 işletilmeden islam ülkelerindeki hiç bir zulum ortadan kalkmayacaktır" dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
Çevik kuvvetten görüntü
Toplanan grup üyeleri
Grup adına basın açıklaması yapan Ali Uğur Bulut
Grubun teheccüd namazı kılması
Grubun dua etmesi
Genel ve detaylar
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülten - 1 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?