Bakan Soylu: Milletin daimi iktidar olabilmesi için çok çaba sarf etmeli ve gayret göstermeliyiz
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, "İktidarı milletten kaptırırız. Bu da belki bu ülkeye yapılabilecek olan en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Onun için bu milletin daimi iktidar olabilmesi için çok çaba sarf etmeli ve gayret göstermeliyiz" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Ankara İl Başkanlığı'nca Afyonkarahisar'da bir otelde düzenlenen 'İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Bakan Soylu'yu Vali Mustafa Tutulmaz, AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan ve teşkilat mensupları karşıladı.
Toplantıda yaptığı konuşmada partililere seslenen Bakan Soylu, milletin değerlerine yabancılaşmamaları konusunda uyarılarda bulundu. Soylu, "İktidarı milletten kaptırırız. Bir cümle söylüyorum, iktidarı milletten kaptırırız. Bu da belki bu ülkeye yapılabilecek olan en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Onun için bu milletin daimi iktidar olabilmesi için çok çaba sarf etmeli ve gayret göstermeliyiz. Milletin değerlerine yabancılaşmış, milletin değerlerini aşağılamak için fırsat bekleyenlere ne olursunuz fırsat vermeyelim, gayret gösterelim ve mücadele edelim. Şurada iki gece sabaha kadar çalıştım. Ne oldu bittim mi yani? 10 kilo mu verdim, 5 kilo mu verdim? Hayır. Günde 16 saat çalışıyoruz. Sizler de çalışıyorsunuz ve hep beraber çalışıyoruz. Ama şu önümüzdeki seçime kadar Türkiye'nin ayarını bozmaya çalışanlar, ondan sonra da bizden sonra gelecek olanlar öbür seçim döneminde onlar da bu sorumlulukta fazla çalışsınlar. Ama ne olursunuz işin ucunu bırakmayın. 'Yeni başladım yarın gideriz öbür gün gideriz' demeyin. Milletin cenazelerinde ve şehit evlerinde olun. Gazilerle birlikte olun. Bakkalın, marketin derdini dinleyin. Siz dinlemezseniz başkaları istismar edecektir ve etmeye çalışacaktır" dedi.
'MAFYAYA HASTAYIM, BUNLARA NEFES ALDIRMAYACAĞIZ'
Mafyaya karşı bir hastalığı olduğunu aktaran Bakan Süleyman Soylu, en çok tehditten nefret ettiğini belirterek şöyle konuştu:
"Açık söylemek isterim ki mafyaya hastayım. İyi takip etmişsinizdir. Ankara'da bunlara nefes aldırmıyoruz ve aldırmayacağız. Sadece Ankara değil, Türkiye'nin her noktasında. Vatandaşımız, esnafımız, iş adamımız rahat bir şekilde çocuğunu okula gönderen anneler rahat ve huzurlu bir şekilde gönderip getirecek. Benim bir hastalığım budur. Çünkü tehditten nefret ederim. Vatandaşımızın tehdit edilmesinden veya birinin tehdit edilmesinden nefret ederim. Bu konuda da önemli bir adım attığımızı söylemek istiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza minnettarız. İlk İçişleri Bakanı olduğumda TCK'nın 220'nci maddesinin değiştirilmesi için kendisine talepte bulunduk ve Allah razı olsun hemen talimat verdi ve değiştirildi. Özellikle örgütlü suçlarda önemli adım atmamızı sağladı."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Bakan Soylu'nun gelişiBakan Soylu'nun karşılanmasıBakan Soylu'nun salona girişiBakan Soylu partililerle tokalaşırkenSalondan detaylarBakan Soylu'nun konuşması
HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR
===========================
Tehdit edilen Seçil öğretmen için Türkiye seferber oldu ŞIRNAK'ın İdil ilçesinde, ana sınıfı öğretmeni Seçil Yıldız'ın, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında öğrencileriyle birlikte Türk bayrağıyla yaptığı gösteri, sosyal medyada paylaşılınca terör örgütü sempatizanları tarafından tehdit edildi. Çok sayıda kullanıcı Seçil öğretmene destek mesajlarını iletti.
İdil ilçesine bağlı Öğündük köyündeki okulda ana sınıfı öğretmenliği yapan Seçil Yıldız'ın, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında öğrencileriyle birlikte Türk bayrağıyla yaptığı gösteri sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerde müzik eşliğinde seslendirilen 'Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa' şarkısı sosyal medyada paylaşılmasıyla öğretmen Seçil Yıldız, terör örgütü sempatizanlarınca hedef gösterildi. Seçil öğretmenin tehdit edilmesiyle sosyal medya çok sayıda kişi, terör örgütü sempatizanlarına tepki göstererek, destek mesajlarını iletti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------Öğrencilerin gösterimi ve öğretmenGenel ve detay görüntüler
Haber: ŞIRNAK,
=====================
3 gündür kayıp olan yönetmen dere yatağında ölü bulundu BURDUR'da, 3 gündür kayıp olan yönetmen Mehmet Şafak Türkel (38), ormanlık alandaki dere yatağında ölü bulundu.
Burdur'da, çarşamba günü, yönetmen Mehmet Şafak Türkel'den haber alamayan ailesi durumu, polise bildirip, kayıp başvurusunda bulundu. Polis ekiplerince Türkel'i arama çalışması başlatıldı. Aramalara devam eden polis, dün saat 16.30 sıralarında, Burdur- Antalya yolundaki ormanlık alanda bulunan dere yatağında bir erkeğin hareketsiz halde yattığını fark etti. Yapılan kontrolde kişinin öldüğü belirlendi. İnceleme yapan ekipler, cesedin Mehmet Şafak Türkel'e ait olduğunu tespit etti. Türkel'in cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Burdur Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
MEHMET ŞAFAK TÜRKEL KİMDİR?
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu olan Mehmet Şafak Türkel, 2001 yılından itibaren 20'den fazla dans filmi, kısa film ve belgesel film çekti. Yerli ve yabancı festivallere katılan ve ödüller alan Türkel, su seviyesi azalan Burdur Gölü'ne dikkati çekmek için hazırlanan Göle Yas (Song of the Lake) belgeselinin yönetmenliğini üstlenirken, Göle Hayat Derneği'nin de kurucu başkanı olarak görev aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması+++Yönetmenden arşiv görüntü
Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,
========================
Edirne'de, 2 çocuk annesinin şüpheli ölümü EDİRNE'nin Keşan ilçesinde, eşi tarafından evinin banyosunda hareketsiz halde bulunan 2 çocuk annesi Duygu Öztaç (30), kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Öztaç'ın vücudunda darp veya yara izine rastlanmadı.
Olay, saat 21.00 sıralarında İspat Cami Mahallesi Maydanoz Sokak'taki tek katlı evde meydana geldi. 2 çocuk annesi Duygu Öztaç, iddiaya göre işten eve gelen eşi tarafından banyoda hareketsiz halde yatarken bulundu. Eşinin ihbarı üzerine eve sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerince ilk müdahalesi yapılan Öztaç, Keşan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öztaç, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı.
Cumhuriyet Savcısı ve polis evde inceleme yaparken, Öztaç'ın vücudunda herhangi bir darp veya yara izine rastlanılmadığı bildirildi. Duygu Öztaç'ın cesedi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------------Olayın meydana geldiği ev-Sokak genel gör.-Sokakta bekleyenler-Polisin incelemesi-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
============================
17 KİŞİYE DE ULAŞILDI, MAHSUR KİŞİ KALMADI Rize'de kar nedeniyle yaylada mahsur kalanlar için çalışma başlatıldı (4)
Rize'nin Çamlıhemşin ve Güneysu ilçelerine bağlı yaylalarda yoğun kar nedeniyle mahsur kalan 23 kişiden 17'sine de ulaşıldı. Çamlıhemşin'in Ambarlı, Hazindak ve Pokut yaylaları ile Güneysu'nun Handüzü Yaylası'nda mahsur kalan 23 kişiye ulaşmak için başlatılan çalışmalara, İl Özel İdaresine bağlı 12 kişilik ekip, 9 iş makinesiyle katıldı. Jandarma, AFAD ve sağlık ekiplerinin de yer aldığı yaklaşık 7 saatlik çalışmalar sonucu ulaşılan 17 kişi, tedbir amaçlı sağlık kontrolünden geçirildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Kurtarılan vatandaşların açıklamalarıKar üzerinde yol alan araçlarGenel ve detay
Haber: Rize
======================
İzmir Körfezi, kahverengiye döndü İZMİR'in Konak ilçesi Halil Rıfat Paşa Mahallesi'nde su borusunun patlaması sebebiyle evlere ve iş yerlerine su doldu. Taşkın sularının denize ulaşması sebebiyle, körfezin rengi kahverengiye döndü.
Olay, dün saat 15.30 sıralarında Halil Rıfat Paşa Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, mahallede yol çalışması yapıldığı sırada henüz bilinmeyen bir sebeple temiz su borusunda patlama meydana geldi. Patlamanın etkisiyle şiddetli bir şekilde taşkın oluşurken, bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Mahalle sakinleri durumu yetkililere bildirirken, olay yerine gelen itfaiye ekipleri de sevk edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin çalışması sonucunda durum kontrol altına alındı. Olayda bazı ev ve iş yerlerinde ise maddi hasar meydana geldi. Yetkililer, patlayan borunun temiz su borusu olduğunu bildirdi.
KÖRFEZİN RENGİ DEĞİŞTİSu borusunun patlamasıyla İzmir Körfezi'nin rengi değişirken, Karataş sahili açıklarında denizin rengi kahverengiye dönüştü. Sahilde yürüyüş yapan İzmirliler, gördükleri manzara karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadı. Denizi kahverengi görünce şaşırdıklarını belirten Adem Küçük (33), "Umarım yetkililer en kısa sürede körfezi temizler ve bizler de o güzel manzarayı izlemeye devam ederiz" dedi. Yetkililere seslenen Hasan Çakmak (55) ise, " Denizi kahverengi görünce şok oldum. Yetkililerin bir an önce önlem alıp, denizin rengini eski haline getirmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
PATLAYAN SU BORUSU TAMİR EDİLDİİzmir'in Konak ilçesinde, patlayan su borusu belediye ekiplerinin çalışması sonucu tamir edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise konuya ilişkin açıklamada bulundu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Konak ilçesi Halil Rıfat Paşa Mahallesi'ndeki yol yapım çalışması sırasında İZSU'ya ait 300 mm çapındaki çelik içme suyu borusunun patlaması nedeniyle oluşan hasar, ekiplerin kısa sürede yaptığı müdahaleyle giderildi. Patlayan boru hızlı bir şekilde onarıldı ve bölgedeki aboneleri etkileyen bir su kesintisi yaşanmadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve İZBETON ekipleri de çalışmalara destek vererek bölgedeki vatandaşların mağduriyetini gidermek için yoğun çaba harcadı. Suyun akışı ile ızgara ve kanalizasyon hattına giren malzemeler İZSU ekiplerince temizlendi ve hattın tıkanması önlendi."
Öte yandan, ana borunun patlaması sonrası şiddetli akan suyla birlikte yüzeydeki toprağın İzmir Körfezi'ne sürüklenmesinin deniz üzerinde yarattığı bulanıklığın geçici olduğunu ifade eden İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, bu anlamda endişe edecek bir durum bulunmadığını dile getirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Su borusu patlayan mahalleden görüntüMerdivenden taşan suların görüntüsüVatandaş röportajlarıDenizden görüntüDenizden drone görüntüAnons
Haber: Tolga TAHÇI -Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR,
====================================
6'ncı inşaattan hırsızlık yaparken yakalandılar ELAZIĞ'da, 5 inşaattan 100 bin TL değerinde malzeme çaldığı belirlenen 2 kişi, polis ekiplerince başka bir inşaatta hırsızlık yapmaya çalışırken suçüstü yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler, tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler farklı tarihlerde 5 inşaatta hırsız yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti. Ekipler yaptıkları incelemelerde hırsızların M.E. ile M.S. olduğunu tespit etti. Polisin takibi sonucu 2 şüpheli, yapılan baskınla başka bir inşaatta hırsızlık yapmaya çalışırken yakalandı. Şüphelilerle ilgili yapılan incelemede inşaatlardan 100 bin TL değerinde malzeme çaldıkladı belirlendi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen M.E. ile M.S. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------Çalınan malzemelerden görüntüGenel ve detay görüntü
Haber: Erkan BAY/ Kamera: ELAZIĞ,
===============================
Kızılay Başkanı Kınık: Kan tesliminde 'drone' teknolojisi için Ar-Ge yapıyoruz TÜRK Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, "Bugün kan tesliminde drone teknolojisinin veya kan güvenliği teknolojisinde blockchain'in (blok zincir teknolojisi) nasıl kullanılacağıyla ilgili Ar-Ge yapıyoruz. Bütçe ayırdık. Türkiye'deki belki en güncel ve en yaygın kurumsal otomasyon sistemimizi devreye aldık" dedi.
Antalya'nın Kemer ilçesine bağlı Kiriş Mahallesi'ndeki otelde Türk Kızılayı, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Alman Kızılhaçı, Hollanda Kan Kuruluşu Sanquin, Avrupa Kan Kuruluşları Denetleme Sistemleri ve Uluslararası Hemovijilans Surveyans Ağı ve bu alanda çalışan akademisyenlerin bilimsel katkılarıyla düzenlenen, 20'si yabancı akademisyen 500 kişinin katıldığı 1'inci Uluslararası Kan Güvenliği ve Hemovijilans Kongresi başladı.
'KIZILAYCILAR BU GÖREVİ 7/24 YERİNE GETİRMEK İÇİN ÇALIŞIYOR'
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, "Bugün yaklaşık 500 hekimimiz, 1000 flebotomistimiz (laboratuvar teknikeri), 3 bin 500 Kızılay çalışanımız, 18 bölgede, 68 kan bağış merkezinde ve Türkiye'nin 300 noktasında her gün 9 bin ünite kan toplamak için çırpınıyor. Bunu Türkiye'nin 4 referans laboratuvarında kan testleriyle kontrol ediyor ve sürecin yaklaşık 1319 hastane paydaşına her gün her şartta, Muş'ta 3 metre kar varken de Sur'da hendeklerdeki çatışmalar yaşanırken de veya Mehmetçik Tel Abyad'da, Resulayn'da ihtiyaç duyduğu anda da Kızılaycılar bu görevi 7/24 yerine getirmek için çalışıyor" dedi.
'ACELEYİ KENDİMİZ YAŞIYORUZ, BAĞIŞÇILARIMIZA HİSSETTİRMİYORUZ'
Gönüllü ve düzenli kan bağışçısı oranında yüzde 45'lere, kadın kan bağışçısı oranında ise yüzde 20'lere yaklaştıklarını ve bununla gurur duyduklarını vurgulayan Dr. Kerem Kınık, "Bugün insanlarımız hep birlikte, el birliğiyle seferber olarak koyduğumuz bu başarıyla, gülerek, oynayarak kampanyalar yaparak, mutlu zamanlarında ve istedikleri zamanlarda, konforlu şekilde, acele etmeden kanlarını veriyor. Ama ona ihtiyaç duyan hangi şartlarda olursa olsun, bir terör saldırısı olabilir, bir afet durumu olabilir, farklı senaryolarda bile biz o aceleyi kendimiz yaşıyoruz ama bağışçılarımıza hissettirmiyoruz. Bu sistem kan güvenliğinin en önemli değeridirö diye konuştu.
'BU MİLLETİMİZİN BAŞARISIDIR'
Geçmişte insanların sadece tanıdıklarına kan verdiğini, bugün ise hiç tanımadıkları insanlar için bağışta bulunduklarını kaydeden Dr. Kerem Kınık, bunun toplumsal dayanışmanın başka bir boyutu olduğunu aktardı. Günümüzde yıllık yaklaşık 30 milyon insana yardım ulaştıran, dünyanın 50'yi aşkın ülkesinde faaliyet gösteren bir Kızılay'dan söz ettiklerini anlatan Dr. Kerem Kınık, "Bu milletimizin başarısıdır. Milletimizin himmetidir. Devletimizin açtığı yolla, verdiği destekle, ortaya koyduğu vizyonla, milletimizin ortaya koyduğu bu desteğin buluşmasının bir neticesidir" dedi.
'DENEYİMLERİMİZİ GLOBAL DEĞERE DÖNÜŞTÜRMEYE GAYRET EDİYORUZ'
Kongreye katılanlar arasında özel sektör, uygulayıcılar, kanun koyucular, akademisyenler, araştırmacılar, kanı toplayanlar, bağışçılar ve faydalanıcıların yer aldığını vurgulayan Dr. Kerem Kınık, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bu perspektifle baktığımızda işin üstüne eğilmek gereken çok boyutu var. Bugün bağışçının sosyolojisini, psikolojisini araştırmamız gerekiyor. Bugün meteorolojik durumla, ekonomik durumla bağış eğilimlerinin ilişkisini araştırmamız gerekiyor. Bugünü tespit etmek yetmez. Geleceği nasıl tahmin edeceğiz, gelecekteki riskleri nasıl indireceğiz, nasıl bir operasyonel kapasiteye kavuşacağız, bunları ortaya koymamız gerekiyor. Kimle, sizlerle birlikte. Bugün kan tesliminde drone teknolojisinin veya kan güvenliği teknolojisinde blockchain'in (blok zincir teknolojisi) nasıl kullanılacağıyla ilgili Ar-Ge yapıyoruz. Bütçe ayırdık. Türkiye'deki belki en güncel ve en yaygın kurumsal otomasyon sistemimizi devreye aldık. Bunun en önemli boyutunu bu alanın dünyadaki üç büyüğünden bir tanesiyle birlikte geliştireceğiz. Sadece bizim için değil, kan bankacılığı sistemini ve hemovijilans sistemini Türkiye'deki modelle geliştirerek, bütün dünyaya, globale çıkartacak bu otomasyon sistemini, IT şirketi. Dolayısıyla deneyimlerimizi aynı şekilde global bir değere dönüştürmeye gayret ediyoruz. Bunların tümü için akademik çalışmaya, izlenebilir sistemler oluşturmaya, kendi kendine öğrenen, kendi kendini geliştiren sistemler kurmaya mecburuz."
'MİLLİ HAVUZUMUZ ÇOK HIZLI ŞEKİLDE GENİŞLEMEKTEDİR'
2013- 2014 yıllarında başlayan TÜRKÖK projesinin bugün 650 bin donasyona (bağış) ulaştığını belirten Dr. Kerem Kınık, "4 bin eşleşme, 1500 nakil gerçekleştiyse ki hocalarım bunların bu sayıların ne anlama geldiğini, bundan 10 sene önceki sayılarla kıyaslayarak çok iyi takdir edeceklerdir. Bugün milli havuzumuz çok hızlı şekilde genişlemektedir. Milli havuzumuzun bu büyüklüğü insanlığa da bir ümit kaynağı olmaktadır. Bugün, Türkiye'deki bir bağışçımızın Azerbaycan'daki bir yavrumuzla dokusu uyuşabilmektedir. Hindistan'daki bir bağışçının Türkiye'deki bir hastayla dokusu uyuşabilmektedir. Biz büyük bir aileyiz. Dolayısıyla bu sistemlerin ulusal anlamda kapasitesinin artırılması dünyayla endüstri standartlarında entegre olması akademik olarak şeffaf ve hesap verebilir bir modelle bunun bağışçısına, topluma ve dünyaya anlatılabilmesi bu değerleri artıracaktır" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Kongre afişi detayTürk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık açıklamaKongreden genel detay
Haber-Kamera: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),
=======================
Şahika Ercümen, soğuk havaya rağmen farkındalık için Van Gölü'ne daldı DÜNYA dalış rekortmeni Şahika Ercümen, Van Gölü'nün korunmasına dikkat çekmek için Edremit Kent Meydanı'nda soğuk ve yağışlı havaya rağmen Van Gölü'ne dalış yaptı.
Edremit Belediyesi'nce bu yıl 10'uncusu düzenlenen Van Denizi Su Sporları Festivali kapsamında Dünya Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, Van'a geldi. Van Gölü'ndeki dünyanın en büyük mikrobiyalitlerine ve Van Gölü'nün korunmasına farkındalık yaratmak için kente gelen Ercümen, hava muhalefeti nedeniyle bir süre dalış yapamayınca Edremit Belediye Başkanı İsmail Say ile birlikte Edremit'te bulunan Olimpik Binicilik Merkezi'ni ziyaret etti. Burada ata binen Ercümen, "Van bizi her seferinde çok etkiliyor çok şaşırtıyor. Bugün de burada hiç böyle bir şeyin olduğunu bilmiyordum. Güzel bir binicilik deneyimi yaşadık. Belediye başkanımız ile birlikte at çiftliğine geldik. Van'da o kadar çok yapılacak şey var ki. Bizde bunun takipçisi olacağız. Sık sık etkinliklere katılmaya çalışacağız. Hava biraz kötü. Dalış yapmayı bekliyoruz. Hava düzeldiği takdirde dalışımızı yapacağız" dedi.
Daha sonra Ercümen ve beraberindekiler Edremit Kent Meydanı'na geldi. Dalış için hazırlıklarını yapan Ercümen soğuk ve yağışlı havaya rağmen Van Gölü'ne dalış yaptı. Bir süre suda kalan Ercümen çıktığında soğuktan konuşmakta güçlük çekti. Ercümen, Van Gölü'nün suyunun her zaman çok soğuk olduğunu fakat bugün kar soğuğu olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Çok derin bir dalış yapmadık. Sembolik bir dalış yapabildik. Gerçekten fırtına çıktı zar zor suya girebildik. Amacımız Van Gölü'nün korunmasına katkı sağlamak Van Gölü'ne yapılabilecek diğer su sporlarına teşvik olabilmek. Van ile ilgili yeni projelerimiz var. Onlar içinde bir hazırlık dalışı oldu aslında. Devamı da gelecek. Suyun altı genelde unutulan bir yer. Atıkların yüzde 70 denizlerin dibinde oluyor. Bunlarla ilgili çalışmalarımız sıfır atık projeleri kapsamında devam edecek."
Ercümen'in dalışını izleyen Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ise Şahika Ercümen'in Van Gölü için bir farkındalık yaratmak için kente geldiğini söyledi. Vali Bilmez "Kendisine şahsım ve Van halkı adına teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah yazın kabotaj bayramını bu gölde hep birlikte kutlayacağız" diye konuştu.
Edremit Belediye Başkanı İsmail Say ise "Biz Şahika hanıma böyle bir dalış yapması için teklif götürdüğümüzde hiç tereddüt etmeden kabul etti. Bizde Van Gölü'ne dikkat çekmek için davet ettik geldi. Bugün de yağışlı ve soğuk havaya rağmen bir dalış gerçekleştirdi. İnşallah hep beraber devam ettireceğizö dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Şahika Ercümen'in Olimpik Binicilik Merkezi'ni ziyareti-Ercümen'in ata binmesi-Detaylar-Ercümen ile röportaj-Ercümen'in Van Gölü'ne dalış hazırlıkları-Ercümen'in Van Gölü'ne dalışı-Yağmur altına bekleyen vatandaşlar-Dalıştan detaylar-Ercümen ile röportaj-Edremit İlçe Belediye Başkanı İsmail Say ile röportaj-Ercümen'in Van Gölüne dalışı su altı kamerasıyla-Su altından detaylar
Haber-Kamera: Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN,-
==============================
Öğrenciler atıklarla çöplüğe dönen nehir kıyısını temizledi EDİRNE'de Yunanistan ile Türkiye sınırını belirleyen Meriç Nehri kıyısında piknikçiler tarafından bırakılan çöpler, ilkokul ve lise öğrencileri tarafından temizlendi. Öğrencilerin öğretmenleriyle birlikte farkındalık yaratmak için temizlediği alandan 1 kamyon çöp toplandı. Öğrenciler temizlik öncesi ve sonrasını fotoğrafladı.
Özel bir okulda öğrenim gören ilkokul ve lise öğrencileri Meriç Nehri'nin NATO Köprüsü Mevkisi'nde çevre temizliği yaptı. Aileleri ve öğretmenleriyle bölgeye gelen öğrenciler, çoğunluğu piknikçiler tarafından bırakılan çöpleri temizledi. Alandan 1 kamyon dolusu pet ve cam şişe ile atık toplandı. Ellerindeki pankartlarda taşıyan öğrenciler, alanın öncesi ile sonrasını fotoğraflayarak kirliğe dikkat çektiler.
Öğrencilerden İrem Nur Karakoyun, "Çöp toplamaya geldik. Kıyılarımızı temizleyip, geleceğe daha iyi bir dünya bırakmaya çalışıyoruz. Buraya gelenler çöplerini atıyor. Ben de ailemle buraya geliyorum. Burada piknik yaptıktan sonra çöplerimizi toplayıp gidiyoruz. Burada daha güzel vakit geçirmek için çöplerimizi buraya atmamaız gerekir" dedi.
İlkokul öğrencisi Alp Üstün de "Doğanın kirlenmesi, kutup ayılarının ölmesi demektir. Bu da dünya dengelerinin değişmesine neden oluyor. Çevreye çöp atmak doğaya, insana ve tüm canlıların yaşamlarını tehlikeye atmak demektir" diye konuştu.
Öğrencileri ile birlikte çöp toplayan öğretmenlerden İldem Yeltekin ise "Yunanistan sınırında, kentin simgelerinden biri olan Meriç Nehri kıyısının kirlenmesi bizleri çok üzüyor. Farkındalık yaratmak için bu etkinliği düzenledik" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ --------------Öğrencilerin toplanması-Çöp toplayan çocuklar-Çöplerden detay-Alanlardan detay-Öğrenciler ile röp.-Nehirden detay-Nehirde çöp detayı-Farklı açılardan detay-Toplanan çöplerin kamyona atılması
Haber-Kamera Ali Can ZERAY EDİRNE,
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 1 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?