Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

Polisin cansız bedeni denizden çıkarıldıORDU'nun Fatsa ilçesinde devriyegörevi yaparken denize düşen ve suda kaybolan şahit polisin memurunun cansız bedenine ulaşıldı.

25.01.2018 10:46

Polisin cansız bedeni denizden çıkarıldı

ORDU'nun Fatsa ilçesinde devriyegörevi yaparken denize düşen ve suda kaybolan şahit polisin memurunun cansız bedenine ulaşıldı.

Ordu'nun Fatsa ilçesinde sivil polis otosunun liman içinde devriye görevi yaptığı sırada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak denize düştü. Bir polis kendi imkanları ile yaralı olarak kurtulurken, diğeri suda kayboldu. Yaralı polis Hüsnü Ay sağlık görevlilerinin olay yerinde yaptığı ilk müdahalenin ardından ambulansla Fatsa Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken aracın içinde bulunan diğer polis Ümit İmdat ise deniz içinde olay anında gözden kayboldu. Kayıp polisin kurtarılması için bölgeye Samsun Deniz Polisi Dalgıçları sabah erken saatlerinde geldi. Saat 07.00'de şehit olan Ümit İmdat'ın cansız bedenine ulaşılarak denizden çıkarıldı. Cenazesi otopsi için Fatsa Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Olayla ilgili bilgi veren Fatsa İlçe Emniyet Müdürü İbrahim Etem Öztürk, "Sabah saat 07.00 sıralarında Samsun'dan gelen deniz polisi ekiplerimiz, aramalar neticesinde denizden arkadaşımızın cesedini çıkarttı. Kıyıya yaklaşık 35 metre yakınında bulundu. Adli süreç devam ediyor. Kayserili olan meslektaşımız evli ve iki çocuk babasıö diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------

-Polis memuru Ümit İmdat'ın fotoğrafı

-Fatsa Emniyet Müdürü İbrahim Etem Öztürk'ün açıklaması

-Gece arama çalışmalarından detay görüntü

-Hastane morg önünden görüntü

-Denizden çıkarılan polis otomobili incelenirken görüntüsü

Haber-Kamera: Nedim KOVAN-Ferudun ALTUNTAŞ-FATSA-ORDU-

====================================

Bariyere çarpan otomobil ikiye bölündü: 1 ölü, 2 yaralı

ŞANLIURFA'da yağışlı havada direksiyon kontrolünü yitiren sürücünün kullandığı otomobil, üst geçidin demir bariyerlerine çarparak ikiye bölündü. Kazada sürücü hayatını kaybederken, 2 kişi de yaralandı.

Kaza, gece saatlerinde Recep Tayyip Bulvarı üzerindeki üst geçitte meydana geldi. Mardin yönünden kent merkezine ilerleyen Mahmut Sarıtemur'un (22) kullanıldığı 34 TR 0509 plakalı otomobille yağışlı havada ıslak zeminde direksiyon kontrolünü yitirdi. Savrulan otomobil, üst geçidin demir bariyerlerine çarptı. Otomobil, sol şeritte ortadan ikiye bölünerek durdu. Otomobilin arka kısmı yaklaşık 20 metre uzağa fırlarken, otomobilde bulunan 3 kişi yaralandı. Kazayı gören vatandaşlar, polis ve sağlık ekiplerine ihbarda bulundu. İhbarla olay yerine gelen ekipler, otomobildeki sürücünün olay yerinde öldüğünü saptarken, diğer 2 yaralıyı ambulansla Mehmet Akif İnan Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------------

Kaza yerinde inceleme yapan ekipler

Ortadan ikiye bölünen otomobil

Otomobilde inceleme yapan polis

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA - DHA)

================================================

Simitçi 2 günlük kazancını Mehmetçik Vakfı'na bağışladı

KOCAELİ'nin Derince ilçesinde simitçilik yaparak geçimini sağlayan Erkan Ayhan, 'Zeytin Dalı' operasyonuna katılan Mehmetçiğe destek olmak için 2 günlük simit satışından elde ettiği 135 liralık geliri Mehmetçik Vakfı'na bağışladı. Üzerinde 'Bir kurşun da benden kahpelere. Satılan simitler Mehmedime' yazılı tişörtle simit satışı yapan Erkan Ayhan, "2 günlük kazancım olan 135 lirayı Mehmetçik Vakfı'na bağışladım. Afrin'de kardeşlerimiz bu soğuk havalarda bizler için çatışıyor. Kardeşlerimiz zor durumda, benim de bir desteğim olsun istedim" dedi.

Yaklaşık 16 yıldır simit satarak geçimini sağlayan Erkan Ayhan, daha önce bir çok kez günlük kazançlarını yardım kuruluşlarına bağışlarken, bu kez ise 'Zeytin Dalı' operasyonunun ardından Mehmetçiğe destek olmak için harekete geçti. Erkan Ayhan, 2 gün boyunca ilçenin sokaklarında üzerinde 'Bir kurşun da benden kahpelere. Satılan simitler Mehmedime' yazan tişörtle gezerek, simit sattı. Erkan Ayhan simit satışından elde ettiği 135 liralık geliri Mehmetçik Vakfı'na bağışladı.

Afrin'de Mehmetçiğin zor şartlarda mücadele verdiğini söyleyen Erkan Ayhan, "İki günde sattığım 210 simit satışından kazandığım 135 lirayı Mehmetçik Vakfı'na bağışladım. Afrin'de kardeşlerimiz bu soğuk havalarda bizler için çatışıyor. Kardeşlerimiz zor durumda, benim de bir desteğim olsun istedim. Vatandaşlarımızdan çok büyük destek geldi. Allah razı olsun vatandaşlarımızdan. Derince halkına çok teşekkür ediyorum. Ayrıca 15 Temmuz şehitleri, Gazze, Arakan, Mynmar içinde desteklerim oldu" dedi.

Simit satın alan Cavit Özdemir, "Daha önce de duyarlı çalışmalar yapmıştı. Şimdi ise kendi imkanlarıyla iki günlük gelirini Mehmetçik Vakfı'na bağışlaması bizi gururlandırdı ve mutlu etti" diye konuştu.

Erkan Ayhan'ı canı gönülde desteklediklerini söyleyen Selim Yıldız, "Biz de destekçisiyiz. Gerek darbede yaşadığımız korkunç olaylar neticesinde, gerek Gazze olsun elinden gelen desteği sağladı. Şu anda da 2 günlük kazancını Mehmetçik Vakfı'na bağışlıyor. Onu canı gönülden destekliyoruz esnaf kardeşleri olarak" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Erkan Ayhan'ın simit satması

-Erkan Ayhan ile röportaj

-Simit alan vatandaşlarla röportaj

HABER: ERGÜN AYAZ-KAMERA: ALİŞAN KOYUNCU-İZMİT-

==================================================

47 yıldır maket araç biriktiriyor

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde, emekli Yunus Kunt (53), 6 yaşından bu yana maket araç biriktiriyor. Kunt, koleksiyonunda bulunan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Adnan Menderes'in makam araçlarının maketlerini evinde yaptırdığı özel dolapta saklıyor.

Sandıklı Belediyesi'nden işçi emeklisi, evli ve 2 çocuk babası Yunus Kunt, 1971 yılında 6 yaşındayken, babasının aldığı 1962 model minibüsten etkilenerek, araç maketleri biriktirmeye karar verdi. O dönemde, bayram harçlıklarıyla ve kumbarasında biriktirdiği paralarla babasının minibüsünün maketini alan Kunt, daha sonra bu işi hobiye dönüştürdü.

Gittiği kentlerden özellikle eski otomobillerin maketlerini toplamaya başlayan Kunt, kimi fabrika tarafından üretilen orijinal maketler kimi de araçların benzerleri olan maketleri satın aldı. Bugüne kadar 100'ün üzerinde maket araç toplayan Kunt, bunlar için evinin bir köşesine özel camlı dolap yaptırdı.

ATATÜRK'ÜN MAKAM ARACI DA VAR

Koleksiyonuna Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ile Adnan Menderes'in makam araçlarının yanı sıra sinema sanatçısı Ayhan Işık'ın filmlerinde kullandığı otomobillerin maketlerini de ekleyen Yunus Kunt, camlı dolabında sakladığı maketlerini zaman zaman çıkarıp, temizliyor. Kunt, "1971'de, babamın Almanya'dan aldığı minibüsten etkilendim. O zamandan sonra her gittiğim yerden, her gittiğim ilden bu araba maketlerini buldum, geldim. 100'den fazla maket arabam vardı. Torunum Tahir, bir kısmını bozdu. Şu an 65 tane kaldı. Anıtkabir'e gittim. Atatürk'ün bindiği arabayı gördüm, onu aldım, geldim. İnönü ve Adnan Menderes'in bindiği arabanın da maketini aldım. Maket araba almaya devam edeceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------------

Maket araçların görüntüsü

Yunus Kunt maket otomobillerin tozunu alırken

Yunus Kunt maket otomobilleri dolaba yerleştirirken

RÖP: Yunus Kunt

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

=======================================================

5 yıldızlı otelde kedilere özel ev

ANTALYA'nın Manavgat ilçesindeki 5 yıldızlı otelin yerleşkesinde kediler için özel evler yapıldı. Bu evlerde sabah ve akşam yiyecek verilen, aşı ve kısırlaştırma işlemleri yapılan 200 kedi barınıyor.

Manavgat'a bağlı Side Mahallesi'ndeki Sueno Otel'de kedilere özel ahşaptan kedi evleri kuruldu. Otelin yöneticisi Haşim Erdoğan'ın öncülüğünde otelin yerleşkesinde başıboş dolaşan kedileri beslemek, soğuk havada dışarıda kalmasını önlemek ve turistleri rahatsız etmesini engellemek amacıyla geçen sene başlatılan uygulamada, biri yavrulayan kediler için olmak üzere 3 ayrı kedi evi kuruldu. Kış aylarında çevrede kapalı olan otellerden gelenlerin de katılımıyla yaklaşık 200 kedi kış aylarını burada geçiriyor. Kedilere sabah ve akşam düzenli şekilde yemek verilirken, kısırlaştırılıp aşıları da yaptırılıyor.

KEDİ EVİ YAPMAYA KARAR VERDİK

Haşim Erdoğan, 1990- 2000 yılları arasında Sarıgerme'de Alman sermayeli bir otelde mutfak şefliği yaptığını hatırlatarak, o zamanki genel müdürün kendilerine, 'Bu hayvanlara iyi bakarsanız, bunlar restorana girmez, kimseyi rahatsız etmez' dediğini aktardı. Sueno Otel'de göreve başladıktan sonra özellikle kedilerin uzaklaştırılması konusunda birçok yöntemin denenip çare bulunamadığının kendisine anlatıldığını kaydeden Erdoğan, bunun üzerine kedi evini yapmaya karar verdiklerini söyledi.

'MASKOT KEDİMİZ VAR'

Kedilerle birebir kendisinin ilgilendiğini ve sabah 8 ile akşam saat 5'te düzenli olarak yemeklerinin verildiği belirten Haşim Erdoğan, "Bizim otelimizde şu anda yazın bile restorana giren bir tane kedi bulamazsınız. Açık alanlarda hayvanlar dolaşıyor. Side sokağı var, sahildeki restoranda falan. Ama ana restorana girmez. Hatta bir tane maskot kedimiz vardır, restoranın önünde durur. Gelen giden herkes sever" dedi.

'AŞI, KISIRLAŞTIRMA GİBİ İŞLEMLERİ YAPILIYOR'

Diğer otellerden gelenler hariç olmak üzere otelde bulunan kedilerin tamamının kısırlaştırılıp aşılarının yapıldığını ve aşı karnelerinin alındığını anlatan Erdoğan, "Burası büyük bir otel, 761 oda var burada 1800 yetişkin var, çocuklarla birlikte 2 bin 400, 2 bin 500'leri buluyoruz. Bunların içinde binde 2, binde 3 gibi sevmeyenler oluyor. Ama genelde hayvan seven misafir çok fazla. Aşıları zaten var. Aşı, kısırlaştırma gibi işlemleri yapılıyor, bunu izah ediyoruz. İşte aşı karneleri var, gösteriyoruz. Ufak tefek çocuklar oynuyor, oynarlarken tırmalama oluyor. Belgeleri gösterince tatmin oluyorlar. Bir de hiç sevmeyenler var. Artık onlarla da yapacak bir şey yok. Onlara da söylüyoruz neden yaptığımızı, 'bunları yapmazsak restoranda rahatsızlık veriyorlar' diye. Gelen misafirlerimizin çoğu rahatsız olmadığını ve gayet memnun olduğunu söylüyor, özellikle yabancı misafirler daha fazla seviyor" diye konuştu.

Haşim Erdoğan, zaman zaman tatile gelenlerin kedileri alıp götürdüğünü hatta bir Türk tatilcinin sevdiği bir kedinin aşılarını yaptırıp, pasaportunu hazırlatıp, tatili bittikten 45 gün sonra yeniden gelip aldığını söyledi.

'HARÇLIĞINDAN SÜT ALIP KEDİLERE BAKANLAR VAR'

Kedi ve köpeklerde 'gençlik hastalığı' diye bir hastalık olduğunu aktaran Haşim Erdoğan, bu hastalığın birçok sebebi olmasının yanında özellikle kedilerde yavruluk döneminde iyi beslenememesinden kaynakladığını söyledi. Hastalığın bu sene çok yaygınlaştığını aktaran Erdoğan, bu konuda vatandaşa ve yerel yönetimlere büyük iş düştüğünü vurguladı. Erdoğan, şöyle dedi:

"Hem bu hastalığı önlemek için hem bu hayvanları biraz daha korumak için belediyelere de çok iş düşüyor. Bazı belediyeler bununla ilgili güzel çalışmalar yapıyor. Alanya'da var birkaç yerde gördüm. Burada da (Manavgat) var, 'Mamamatik' filan koyuyorlar ama düzenli bakılması lazım. Çok duyarlı insanlar var, mama veriyor. O kadar duyarlı insanlar var ki çocuklar hele görüyorum bazen okul çocuklarını, evinden belki harçlığından süt alıp kedilere bakanlar var. O kadar güzel bir durum bu da. Hayvanlar esasında barınacak yer buluyorlar kendilerine. Evlerin altı var, garajlar, kendilerine yer buluyorlar. Tabi ki soğuktan da ciddi şekilde hastalanıyor, soğuk bayağı bir zarar veriyor hayvanlara. Onlara o dönemlerde sadece yiyecek bir şeyler verilmeli. Yani yağmurun, soğuğun çok olduğu dönemde biraz yiyecekle takviye ederlerse iyi olur. Hava açıkken buluyor hayvanlar yiyecek. Sokak başlarında bizim çöplerimizi koyduğumuz yerlerde onlar biliyor zamanını gidip oralarda yiyecekler filan buluyor. Ama soğuk olduğu zamanda bulamıyor. Mutlaka yiyecek desteği verirlerse hayvanlara büyük yardımda bulunmuş olurlar."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

Kedi evinden görüntüler

Haşim Erdoğan'ın kedilerle ilgilenmesi

RÖP. Haşim Erdoğan

Detay görüntüler

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya),

=================================================

Bedensel engelli Kadriye, nakış kursuyla hayata tutundu

SİVAS'ta doğumundan sonra geçirdiği havale sonucu bedensel engelli olan Kadriye Ekici(30), Sivas Belediyesi, Özgecan Hanımlar Kültür Merkezinde katıldığı nakışı kursu ile hayata tutundu. Engellilerin evlerinde oturtulmaması gerektiğini savunan Ekici, kendisi gibi kurs ve sosyal faaliyetlere katılmaları önerisinde bulundu.

Sivas'ta Bahtiyar Bostan Mahallesi'nde oturan Ali- Güllü Ekici çiftinin 5 çocuğundan en büyüğü olan Kadriye Ekici doğumundan kısa süre sonra ateşli havale geçirdi. Bu nedenle bedensel engelli olan Kadriye, okula da gidemedi. Okuma yazmayı özel bir rehabilitasyon merkezinde öğrendi. Uzun yıllar evine kapalı bir hayat sürdürdü. Ancak daha sonra evde oturmak yerine bir şeyler öğrenmek isteyen Kadriye Ekici, evinin yakınlarına açılan Özgecan Hanımlar Kültür Merkezini fırsata çevirdi. Burada Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan nakış ve tel kırma kursuna katıldı. Kısa sürede nakış işlemeyi öğrenen Kadriye Ekici, engellilerin evlerinde oturmamaları gerektiğini belirterek kendisi gibi kurs ve sosyal faaliyetlere katılmalarını tavsiye etti.

"KENDİMİ ENGELLİ GÖRMÜYORUM"

Kendisini engelli olarak görmediğini söyleyen Ekici, "Ben havale geçirdikten sonra bu şekilde oldum. Çok şükür Allah'a yürüdüm, konuştum. Önceden yürüme ve konuşma hiç yoktu. Bu hale gelene kadar çok zorlandım. Eski halime göre şimdi çok çok iyi durumdayım. En azından okumayı öğrendim. Hayat zaten bir şekilde devam ediyor. Ama insanlar 'Sen engellisin, bir şey yapamazsın' diyorlar. Öyle bir şey yok. Ben eskiden dışarıya çıkmak ve insanlarla konuşmak bile istemiyordum. Çünkü bana sakat ya da engelli diyeceklerdi. Ben bunlarla çok mücadele ettim. Önceki hayatımla, şimdiki hayatım çok farklı. İnsanları dışlamasınlar. Rabbim insanlara taşıyamayacağını yüklemezmiş. Bu da benim sınavım. Ben kendimi asla engelli görmüyorum. Çünkü engel insanın zihnindedir, kalbindedir. İnsanın zihninde ve kalbinde kötülük yoksa engelde yoktur" dedi.

"İÇİMDE KARNE ÖZLEMİ VAR"

Haftanın 5 günü el nakışı ve tel kırma kursuna heyecanla geldiğini söyleyen Ekici şöyle konuştu:

"Burada bir şeyler öğrenmek için hanımlar kültür merkezine geliyorum. Bir şeyler öğrenip değişiklik olsun, farklı bir ortam olsun istiyorum. Benim gibi olan, 'hiç bir şey yapamam' diyen arkadaşlarıma sesleniyorum. Kendilerine güvensinler. Hayat sadece bizim için değil, normal insanlar için de zor. Böyle etkinliklere katılsınlar. Burada arkadaşlarımı tanıdım, hocamı tanıdım, burası benim için çok güzel oldu. Eve kapanmasınlar. Ben eskiden 'sadece hasta olan benim' diyordum. Ama çıktım, gördüm, arkadaşlıklar edindim ve benden daha zor durumda olanları gördükten sonra Allah'a şükrettim. Engelli arkadaşlarım böyle etkinlik ve kurslara katılsınlar. Ben hiç okula gitmedim. Ben hayatımla ilgili hep kendim çabaladım. Hep bir şeyler yapmaya çalıştım. Engelliler okuluna gittim, orada çok uğraştım. Hiç kimse bu şekilde olmak istemez. Ama gerçekten engelli olmak çok zor. Ben hala çocukların karne almasını, karne heyecanı yaşamasını gördüğümde ağlıyorum. İçimde hala bir özlem var. Çevremdeki insanlara hep okuyun diyorum. Çünkü okumak gerçekten güzel bir şey. Ben bunu yaşayamadım. Şimdiki gençler elindekinin kıymetini bilmiyor. Gençler vakitlerini boş yere öldürüyorlar. İnsan aslında elindekinin kıymetini kaybettiği zaman, ona ulaşamadığını zaman bilir."

"BİZ KADRİYE'Yİ ENGELLİ OLARAK GÖRMÜYORUZ"

Nakış eğitmeni İlknur Torun, Kadriye Ekici'nin kursa katılmasından büyük memnunluk duyduklarını belirterek şöyle dedi:

"Kursumuza gelmesini her gün büyük bir keyifle bekliyoruz. Gelemediği günler mutlaka haberleşiyoruz. Evi yakın olduğu için arkadaşları bazen karşılayıp beraber geliyorlar. Burada çok güzel bir ortam kurdular. Kadriye'nin bizden hiçbir farkı olmadığını düşünüyorum. Çünkü biz onu hiçbir zaman engelli olarak görmüyoruz. O kendini engelli olarak görmediği için biz de onu öyle görüyoruz. Kadriye çok azimli bir öğrencimiz. İşe başladığımız zaman 'Hocam eve gidip ben bunu tekrar etmek istiyorum' diyor. Takıldığı yerde hemen yanındaki arkadaşından öğreniyor. Aşırı derecede azimli biri. Kendisine çok güveniyor. Biz de ona güveniyoruz. Hepimiz engelli adayıyız. Lütfen toplumda engelli insanları hor görmeyelim. Hepimiz yarın o duruma gelebiliriz. Birlik ve beraberlik içinde daha çok elimizden gelen yardımı göstererek, Kadriye ve onun gibi arkadaşlarını böyle sosyal ortamlarda daha çok görmemizi sağlayalım."

Görüntü Dökümü:

-Kadriye'nin kültür merkezine gelişi

-Kendi imkanıyla merdivenlere çıkması

-Kurstan görüntüler

-Nakış işlemesi

-Konuşmaları

-Eğitmenin konuşması

-Detaylar

Haber-Kamera:  Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

===========================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement